23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/10 HABERLER 20 NÎSAN 1990 Erdem küçükleri kabul etti • ANKARA (AA) — TRT Genel Müdıirü Kerim Aydın Erdem, 1979 yılından bu yana yapılan TRT 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği'ne katılan ulke çocuklarının temsilcileri ile liderlerinden oluşan bir grubu, dün Ankara Radyosu'nda kabul etti. TRT Genel Müdüru Erdem, çocuk gruplarının liderleri ile temsilcilerine, sanatçı Ozan Sağdıç'ın şenlik fotoğraflarından hazırlanan bir albüm ile plaket armağan etti. Çocuklar da ulkelerine özgün hediyelerini genel müdüre sundular. Kabul, TRT çocuk korosunun TRT Çocuk Şarkı Yarışması'nda derece alan üç eser ve blc potpuriyi seslendirmesi ile sona erdi. Uludere'de l e r şehit • SİİRT (Cumhuriyet) — Hakkâri'nin Uludere ilçesinin Işıkyeren köyii yakınlarında önceki gun öğle saatlerinde güvenlik güçleriyle PKK'lı teröristler arasında cıkan çatışmada bir er şehit oldu. Isimleri belirlenemeyen iki er de yaralandı. Bölgede operasyon yapan güvenlik güçlerine teröristler tarafından açılan ateş sonucu Osman Ünüs adlı er ağır, iki er de hafif yaralandı. Ünüs daha sonra kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. 2 soyguncu yakalandı • tSTANBUL (AA) — Bebek'te bir benzin istasyonu ile Beşiktaş'ta bir marketi silah tehdidiyle soyan 2 kişi yakalandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden dün yapılan açıklamaya göre, 4 nisan tarihinde Etiler Narin Sitesi İncesu Sokak'ta bulunan Cihan Runa'ya ait marketten silah tehdidiyle 400 bin lira para ile bir adet altın kıinye gaspeden Nuri Ergin (24) ve Savaş Başerli (24) yakalanarak gözaltına alındı. Eski başkan Kola yargılanıyor • İSTANBUL (AA) — Başkanlığı sırasında "görevini suiistimal" ettiği iddiasıyla hakkında dava açılan Beşiktaş eski Belediye Başkanı Mümtaz Kola'nın yargılanmasına başlandı. istanbul 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugunkü duruşmasında, hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istenen Mümtaz Kola, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Duruşma, tanıkların dinlenmesi ve dosyadaki eksikliklerin tarnamlanması amacıyla ileri bir tarihe bırakıldı. DÜZELTME • Tarih Askeri Yargıç Ertan Urunga'nın 11 Nisan 1990 tarihinde bu koşede yayımlanan yazısında, Insan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin yürürlüğe girdiği tarihin '3 Eylül 1953'; Türkiye tarafından onaylandığı tarihin ise '10 Mart 1954' olması gerekmektedir. Güzelciler, Doğulu ANAP'lılar ve SHP'lilerden komisyona engel Dokıımılıııazlıklar buzdolabındaDokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı olan SHP'Iiierin yanı sıra ANAP'Iı Güzelciler ve Doğuluların engellemesi nedeniyle Anayasa Adalet Komisyonu toplanamıyor ve Hasan Celal GüzeFin dosyası gündeme getirilemiyor. DYP'liler ve dokunulmazlıklarının kaldırılması istenen milletvekilleri Güzel'e yapılan davranışın tüm milletvekillerinin başına gelebileceğini ve bu tür girişimlere karşı çıkılması gerektiğini dile getirdiler. ANKARA (Cumbariyet Biiro- su) — Bazı milletvekillerinin do- kunulmazlık dosyalannın ele alı- nacağı Anayasa Adalet Karrna Komisyonu, SHP'Iiierin yanı sıra ANAP'Iı GüzeJci ve Doğulu mil- letvekillerinin engellemesi nede- niyle yine topfanamadı. Karma komısyon toplanamayınca DGM'dekı "Hande davası" nede- niyle dokunulmazlığınjn kaldml- ması istenen Hasan Celal Güzel- in dosyası da gündeme getiri- lemiyor. Gündeminde "bölücülük propagandası" iddiasıyla hakla- rında dava açılan milletvekilleri, Tevfik Koçak, Fikri Saglar, tbn- him Aksoy, Mehmet Ali Eren ve Adnan Ekmen'in dokunulmazlık- larının kaldırılması bulunan kar- ma komisyona dün 32 ANAP'lı üyeden U'i katıldı. SHP'liler ye- terli çoğunluk sağlanmaması için toplantı başlangıcına katılmayıp dıjanda beklerken, DYP'li Ahmet Neidim, Mustafa Çorapçıoglu ve Mehmet Gezioğlu da komisyona katıldı. Toplantının ba.ına kapalı oldu- ğunu bildiren Komisyon Başkanı Kamil Tugrul CoşkunogJu, çoğun- luk sağlanması için yarım saatten fazla bekledi. Bu sırada, DYP'li Neidim ve Gazioğlu yeterli çoğun- luk sağlanamadığım bildirerek toplantı salonundan aynldılar. Dokunulmazlıklarının kaldırılma- sı istenenlerden Tevfik Koçak, Mehmet Ali Eren ve Adnan Ek- men de savunmalannı yapmak için komisyona geldiler. Ancak uzun süre beklemenin sonunda ANAP'lılar gelmeyince gerekli ço- ğunluk sağlanamadığı için toplan- tı ertelendi. Karma komisyonda çoğunluk sağlanması için beklenirken Ha- san Celal GüzePin durumu konu- sunda da sohbet edildi. DYP'liler ve dokunulmazlıklarının kaldırıl- ması istenen milletvekilleri, Gü- zel'e yapılan davranışın tüm mil- letvekillerinin başına gdebileceği- ni ve bu tur girişimlere karşı çıkıl- ması gerektiğini dile getirdiler. Bu görüşleri komisyon üyesi ANAP- lıların sessızlikle karşıladıklan öğ- renildi. Karma komisyon toplanama- yınca GüzePin dokunulmazlık dosyası da acılamadı. Giizel'in do- kunulmazlığının kaldınlması iste- ğinin görüşülebilmesi için karma komisyonun toplanarak bir alt komisyon kurması gerekiyor. Alt komisyonun hazırlayacağı rapor daha sonra karma komisyonda ele alınacak. Burada hazırlanacak ra- por da genel kurula sunulacak. Güzel'in dokunulmazhğımn kal- dınlmasma genel kurul karar verecek. Bu arada dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkarak kar- ma komisyon toplantısını engel- leyen ANAP'lıların bayram tati- linden sonra Guzel dosyasının ele alınabilmesi için komisyonun top- lanması konusunda girişimde bu- lunacakları öğrenildi. Çoğunluk sağlanmaması için karma komis- yona katılmayanlardan Adalet Komisyonu Başkanı AlpasİM Pehlivanlı, "Gerçegın ortay» çık- ması için, Giizel dosyasının kar- ma komisjonda bir an once d c alınıp karara vanimasını istiyonız. •de bıraUma-Komınun suriin maa için bayramdaa sonra komis- yonda gerekli girişimleri yapacağız" dedi. CUNEYT ARCAYUREK D1ŞİŞLERİ: KONU KAPA\DI Umut Ekmeği... ANKARA — Önümüzdeki hangi soruna el atarsak atalım, yeni moda laf, "bayram ertesi' diyor. Sanki mayıs ayında kanse- re çare bulunacak. Birden esen- liğe çıkacağız. Sorunlar birbiri ar- dına çözülecek. Bir rahatlayaca- ğız, bir mutluluk dalgası saracak ülkeyı. Oysa, gerçeklere direnen ka- faiarla bir yere varacağımız yok. Dün sabahtan akşama, —enflas- yonun düşmesinden umut kesil- diği için— belli başlı öteki konu- ların aktığı veya akacağı yönleri saptamaya çalışıyorduk. Kamuoyunu sarsan, ilgi odağı- na dönüsen konulardan biri, kuş- kusuz HCG adının da kanştığı ünlü Hande olayı idi. TÛ-Bush görüşmesini içeren tutanağın dı- şarıya sızmasını aşan boyuttara varan olayın kahramanları mayıs ayında mahkemeye çıkacak. "Kartramanlardan" biri, kimi ifadelerle manşetlen süsleyen isim Hasan Celal Güzel'di. HCG, ilk önce basın toplantısında, son- ra Meclis kürsüsünde konuşarak dokunulmazlığının derhal kaldı- nlmastnı, mahkemeye çıkarılma- sını istedi. Elbette. Bir nedeni var nedense, bir tüıiü iktidardan du- yulmuyor, ama HCG'nin haklı ve yerinde davranışla ortaya koydu- ğu isteme olumlu yanrt bir tüıiü verilmiyor. HCG'nin dokunulmazlığı soru- nu, bir milletvekilinin seçım ya- saklarını çiğnemesiyle kesinle- şen herhangi bir suç gibi değil. Bir yandan devletin gizli kalma- sı gereken belgeleri "istihsal et- mekle", öte yandan belgeye sağ- lamak için duygusal ilişkiler kur- makla suçlanıyor. HCG'nin ANAP liderliğine soyunanların başlıcalarından biri olması ma- yısta baslayacak mahkemeye çıkmasını, bir an önce hakkında- ki suçlamaların kesin sonuca varmasını gerektiriyor. ANAP iktidarı ne yapıyor? HCG'nin dokunulmazlığı sıradan bir ışlemmiş gıbi komisyon toplan- mıyor. Bir karar altnamıyor. Hat- ta dönem sonuna bırakılacağı ANAPlı komisyon baskanlannca açıkça söyieniyor. Ne var ki er- dem yarışında kimseye meydan bırakmayan ANAP, eski Devlet Bakanı Ozdağlar'ın dokunulmaz- lığını görûlmemiş hızla kaldırmış- ken, HCG'nin kamuoyundaki söylentilerinden daha yıp ranmasına yol açacak bir tutum izliyor, adeta gerçeğin ortaya çık- masını istemiyor Doğal olarak bu davranış, de- mokratik kültürcten ne denli yok- sun olduklarını bir kez daha ka- nıtlıyor. Özdağlaria ilgili suçla- malarla, HCG'ye dayatılan suç- lamalar kıyaslanırsa, bir yerde, ikincisinin daha önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkacak. Ama hayır, ANAP'lılar "bayram ertesi" diyor. Bayramdan sonra da pek gönüllü davranmayacak- ları gözetilryor. S-S'tere ANAP içinden cılız di- renişler dün de görüldü. İktidar partisinden 27 Doğulu milletve- kili, İçişleri Bakanı Aksu ile gö- rüşmüştû. Başbakan "vakit bu- fur bulmaz bir araya geleceklerini" milletvekillerine duyuruyordu. Pazartesi başlayan girişimler Kösk'ü de kapsıyordu ve Köşk, İstanbul'dan gelir gel- mez, dün saat 16.30'da Doğulu milletvekillerıni kabul edeceğinı bildirdi. ANAP'Iı 27 milletvekili S-S ka- rarnamelerinin ya düzertilmesini ya da Mecliste mutlaka görüşül- mesini istryorlar. Nurettin Yılmaz dün bize bu istemleri özetlerken, sansürün bölgede yaratacağı söylentilerden kaygı duyduğunu söyledi. TÖ ile görüşmelerinde Sigortacılıkta da kuraldır: Geliştiren Gelişir! J1 11 1 i ı | i t i 1 k ^ 1E _ - — 1 I 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Halk Sigorta bu hızlı gelişimini ve bu büyük başansmı Türk halkının gelişime ve iyi hizmete gösterdiği ilgiye borçludur. Bir kez daha kanıtlanmıştır ki, sigortacılıkta da, daha iyi, daha ileri. daha gelişmiş hizmet sunan kuruluş daha da ilerler... Geliştiren gelişir! 1989'da ülkemizin ilk 10 sigorta şirketi arasında en büyük gelişimi Halk Sigorta gerçekleştirdi. "Süper Yasam Sigortasf, "Sağlığım Sigortası" gibi yepyeni atılımlar geniş kitlelerin büyük ilgisini gördü. Halk Sigorta geçen yıl toplam %201 direkt prim artışı sağlayarak, sektördeki paymı %6'dan %10'a çıkarmış ve ülkemizin 45 sigorta şirketi arasında yedinci sıradan üçüncülüğe yükselmiştir. Sermaye Dırekt Pnm Toplamı Hayat Sıg Prım Toplamj Kâ' Mcnkul Değerier Aktıf Toplamı 1988 6 mılyaf TL 34 6mılyarTL 3 7 mıJyar TL 5 9 mıiyar TL 13 3 mıiyar TL 43 4 mıiyar TL 1989 lOfliılyar TL' 104 4mıJyarTL 35 6mıJyarTL 11 8 mıiyar TL 25 3 mıiyar TL 1113 mıiyar TL Artış Oranı % 67 %20I %862 %!00 % 90 % 156 ' löMart 1990 Cenel Kurul Kiiarı ile seımaye 30 mılyaıTL»eyutee)mnar Sisorta Bir yaşam gereği Halk Sıgorta bir YAPI KREDI BANKAS1 kuruluşudur CENEL MÛDÛRLÜK. Teleton (11 174 39 40110 hatl Adana B««e Müdüriüjü: Telefon I7III32 787 132 788 Ankara Böl«e Müdürlü«ü: Telefon 141 135 51 00(4 hatl Bursa Bölge Müdüriüjü: Telefon (24ı 21 82 <J7 20 5 ı 22 Izmlr Bölge Müdûriüjü: Telefon 1511 14 36 11 - 14 34 54 "deneyimlerinden edindikleri sc- nuçlara göre" gerçekleri sırala- yacaklarını, bu bilgilerin ışığında alınan önlemlerin yeniden göz- den geçirilmesinde yarar gördük- lerini Köşk'e anlatacaklarını be- lirtiyordu. Ne çıkabilirdı Köşk'ten? Umutlu değillerdi. Öyleyse nere- ye varacaktı bu girişimler? Belki grupta S-S kararnamelerinden kaynaklanan kıpırdanma daha boyutlanacaktı. Oradan da bir sonuç alınamazsa Mecliste ve partide direnmeler daha yoğun- laşacaktı. TD'nün kararnamele- ri yeniden ele almayı. düzenle- meyi kabul etmeyeceğini göste- ren kanıt İstanbul'da "söylenme- yen başka önlemler" olduğunun açıkça bildirilmesi ile betirginleş- mişti. Kararnamelerin Meclis Genel Kurulu'na indirilmesini isteyen muhalefetle iktidar arasındaki amansız savaşım dün de sürdü. "Bayram ertesi" bu sav^.şım ne- relere varabilir, kimse kestiremi- yor. Düne kadar alınan bilgiler, TÖ'nün kararnameleri Meclıse bir an önce indirmeye asla ya- naşmayacağı izlenimi veriyor. Köşk değişir mi, değismez mi? Bu aşamada zor görünüyor. "Yaptım, oldu" anlayışına karşı çıkışların dikkate alınacağına işa- ret eden hemen hiçbir olası dav- ranış ortada yok. "Bayram ertesi"ne kalması is- tenmeyen bir başka konuda mu- halefet cephesinde pekişen eği- limler dün de izlendi. SHP, Kut- lu ile Sargın'ın tahliyelerinde ağırlığını koyarken, yaşadığımız çağa uygun bir sag görüş sergi- lemek isteyen Demirel de "bay- ramdan önpe" Kutlu ile Sargır^ ın dışarı çıkarılmalarını istedi. Sosyal demokratlar zaten kaç ka- rış ilerde ANAP'tan? Şimdi bir sağ parti de yeni biçımlere giren dünyamızda Kutlu ile Sargın'ın tahliyelerine öncelik ve hız veril- mesine yan tutuyor. Bayram öncesı olumlu degi- şim belirtisi gostermeyen dizi dizi soaın, bayram ertesi esenliğe mi çıkacak? Umut bu ya, Mehmet'in ekme- ği... Yer yer doymaz. 6 İç politikada taraf duruma düşürülüyoruz' ANKARA (Cumbariyet Büro- su) — Bush-Özal göruşmesinin basına yansıması olayıyla ilgili ge- lişmeler, Dışişleri Bakanlığı'nda görüşmeye ilişkin kripto metninin "ouuıtik" olup olmadığı konu- sunda ciddi kuşkulann doğması- na yol açtı. Dışişleri Bakanlığı yet- kililerini "İç politikanın parcası haline gelroe ve bu konuda taraf duruma düşıiıülme de" rahatsız ediyor. Diplomatik görüşme tuta- naklannın TBMM zabıtları gibi "sözciigii sözciigüne"( mot a mot) tutulmayıp konuşmaların özünü yansıtacak biçimde ve nü- anslı yazılması, Houston'dan An- kara'ya ulaştınlan kripto metni- nin tahrif edilmiş olabileceği ko- nusu da sonı işaretleri doğuruyor. Dışişleri Bakanlığı Asya Pasi- fık Dairesi Genel Müdür Yardım- ası Erhan Ögiit'un bakanlık bün- yesindeki soruşturma heyetine ya- nıt verirken kullandığı "Bakanlı- £a gönderilen telgraf bana otan- tik degil gibi geliyor" sözlerinin alevlendırdiği tartışmaun içerdi- ği temel sorular şöyle sıralanıyor: " — Metin ncden Ankara'ya geç ulaştınldı? — Wasbington BüyıikelçUiği neden melni dogrudan gönderme- di de bu gorevi Houslon Başkon- solosluğu'na bıraktı? — Donemin bakanı Mesnt Yü- raaz'ın imzasıyla çekilen 'tutanak- ları isteme' telgrafından sonra Ankara'ya ulaştınlan metin üıe- rinde Dışişleri kriptosunu kullan- mayı iyi bilen bir yetkili tarafın- dan tahrifat vapılmış olma otası- lıgı var raı?" Ehşişleri Bakanlığı çevrelerinde- ki Ankara'ya geç ulaştınlan krip- to metninin "otantik" olmadığı kaygısı, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ABD Başkanı George Bush'a Kıbrıs sotunu konusunda söylediklerinin "kamuoyundaki genel bekJentinin aksine Türk dış potitikasının geieneksel >aklaşımı- na sikı sıkıya bağlı ifadeler dışın- da hiçbir yeniiik içefmeınesi" ile de bağlantılandınîıyor. Şifreler defeigti Dışişleri Bakanlığı yetkilileri- nin, kamuoyuna daha çok Mumcu-Güzel ilişkisi boyutuyla yansıtılan Bush-Özal görilşmesi- nin basında yer alması olayından duyduğu rahatsızük bırkaç boyut- ta devam ediyor. Bu rahatsızlık, öncelikle Dışişleri'nin kripto me- tinlerinin bakanlık dışına cıkanJ- mış olmasının "haberleşme güvenlifi" açısından yarattığı za- rara bağlanıyor. Dışişleri çevrele- rinden edinilen bilgiye göre "ka- palı şifreleriıı açılması ve şifrcti metinden açık bir metin oluştunıl- masının, Dışişleri'nin haberiefme gnvenligini tiımüyle zedeledigi" görüşu, kullarulan şifrelerde de- ğişikliğe gidilmesini gündeme ge- tirdi. Yetkililer ayrıca, aday mes- lek memurları uzerindeki deneti- min arttırılması, bakanlık daire- lerinin özel belgelerinin korunma- sı ve basınla ilişkilerde mesafenin arttırılması açısından yenfbir tu- tum içine girilrnek zorunda kaun- dığını da ifade ediyorlar. Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin ikinci rahatsızlık noktasını ise "iç politikanın parcası haiine geinae" kaygısı oluşturuyor. Dışişleri kay- naklan, "Biz kendimize ait metnı- lerin bakanlık dışına çıkmasından tedirgin olduk. Ancak iizerimize düşeni yapbk. Gerekli araşürma- lan yüriittük, yetkili makamlara bilgi verdik. Konu bizim için ka- pannuşür. Ancak her gun başta B- gili dairenin elemanlan olmak Uzere, en üst duzeyli yetkilüeri de yakından ilgiiendiren iddiaiar or- taya atılıyor ve iç politika besap- lan açısından taraf dnruma ditşü- riiliiyoruz. Bu asıl görevimiz olan dış politikanın yıinitıiliDesi konu- sunda bizi zor durumda bırakıyor" sözleriyle bu kaygıla- rını açıklıyorlar. Opar'lanan...Toparlanır. Yedek parçanın ıkı yuzu... Yedek parçanın iki yüzü vardır: Biri benzeri... diğeri asüdır. Tofaş'ın orijinal yedek parcası Opar'dır. Tofaş'ınızm orijinalliğini -yani ikinci el satış değerini- korumak istiyorsanız, yedek parçada Opar ambalajıru, etiketini, bandını ya da damgasını arayın. Rastgele yedek parça almayın. AJdırmayın.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear