25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
/ NÎSAN 1990 CUMHURÎYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN DÜNYA'DA BUGUN HAVA DURUMU bdgtye göre, bülun bblgtlenmz parça'ı « * bukitkj, Marmara'nın dojusu Doğu Aıtde raz, iç Aıadolu. Karadenız. Dojg •« Gûney- doOu Anadokj Mtgden yafl^sı aeçect* vş frşl* yaOmur, y« j w saganak ve gö« gû- rOHOIû saOanak. Karadem/ın ç kesmlen ıle Doftı fcıaMu'nun luaydııOusunda karta le- r q * pgrmırw Kar * M M e olacak. Hava scrtOı yunkın kuzry ve ctoju kesmtenn- de rteed* dereoede <*n# laere tûm yurt- baaaca» Rûzgâr kuzey «e baO yönlenjen hafii. arasıra orta kumettB. yvmfun bat te- sımterinde kwveSce esecefc. DencMnıriz- de rfegfr' OOJ-J Akdenc ve Doflu Karade- mrte günbabsı ve kaoyel. ötekı dsrazlen- nrak y*ta ve poyraatan 3-5 kuvvetraje sa- atıe 10-21. Bat Mûentte 6-7 kuvvesnde sa- Acana Aoapazarı Adıyamai Afyon A§rı Anım ane 10-21. Bat Karadenc. Ege ve Bat AJttenc-* 27-33 öma mi hızü ese cek Dalga yC«seWı5 05-15 yer yer 2 i Ege « Bat Akdena apMannta 3-4 m dobynda Duıuraca» Van Gölû'nde fiara Çofc bufcıDu ve yajmurlu ge- çewfc Rüzgâf guneywbat ytfnienten haftf. an sıca ortt kuvvette esecefc Artalya Artvm Aydın Balıkesf Bıleok Bıngtt Btss 8oıu Bursa Çanaktole Çorum Deno 18" 9° Oyarbatur 11° 3°Edırne 5° 5°Erancan 10° 2°Etajrum 12° 3°E*şet»r 11° 3°6aaamBp 16° 3°ûresun 19° 7°GümtşlMneB 10" 4°Hakfcan 16° 5°lsparta 14» yistanbul 10° 2°lzn»r 12° 3°Kan> Y Y Y 10" 2°Kasamonu Y Y Y 6° 1°Kaysen 10° 2°Kındareh 11° 3°Konya 5° (PKûtahya 15° 4°Matetya 15" 4°Manısa 12° 2°KMaras 5°-1C Mersn 4°-2°Mu$ia 11° 2°Mus 16° fNıJde 6° 3°0rdb 8° 2°fta 10° 3°Samsun 10° 2°S«1 10° 4°Sınop 16° 6°Sıvas 5°-2°TekKdafl 5° 0°T-ata>n 6° 2°Tunceı, 10° 0°Uşak 13° 3°Van 10° 2°>tagat 13° yZonguldak yaOmuriu sıslı A-açık B-buluOu G-gunsşiı K-karlı S-sısb Y-yajmuriu Lenmgrad Londra Madnd Mılaro Montrea" Mosıcova Münıtı New\Wı Oslo Pans Prag ftyad Roma Sofya Sani T el Anv Tunus Varsova Vtned* Vıyana BULMACA 1 NtSAlV PAZAR SOLDAN SAĞA: 1/ Jeolojik sistemle- rin içinde cn eski kat. 2/ Suyosunu... Aruz ölçüsünde kısa okun- ması gereken bir he- ceyi kalıba uydurmak için uzatma. 3/ Bir nota... Temel, esas... Aktinyum elementi- nin simgesi. 4/ So- yundan gelinen kim- se... Istek, arzu. 5/ Türlü nedenlerle ba- şarı gösteremeyen kimse.... Doğu Ana- dolu'da bir ırmak. 6/ Tktlı vc küçük bir elma cinsi... OsmanJı devletindeki sivil rütbelerden biri. 7/ Molibden elementinin simgesi... Ba$ çoban... Toprağın nemi. 8/ Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi ge- rekli dönemlerden her biri... Bir renk. 9/ Türk muziğinde bir makam. YUltARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Alıcı yönetmeni. 2/ Yüce, yüksek... Torbaya benzer büyük gözlü balık ağı. 3/ Magnezyum elementinin simgesi... Gelecek... Yemek. 4/ Yunan mitolojisinde Zeus ile Eris'in kızı olan tutku tannçası... Bağırsaklar. 5/ Tırpana balığına verilen bir baş- ka ad... Hz. Muhammed'in bayraklarından birinin adı. 6/ Üstü ka- palı olarak anlatma... Bir tür İngiliz birası. 7/ Şaşma belirten bir ttnlem... Sınır nisanı... Yunanistan'ın plaka işareti. 8/ Ünsüzle bi- ten bir sözcüğün ünlüyle başlayan b;r sözcüğe bağlarak okunma- sı... Darumarka, Norveç ve Isveç'in ufak para birimi. 9/ Zerdüşt dini. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Beyazıt havuzu 1 NİSAN 1930 Cemiyeti Umumiyeyi Belediyenin evvelki günkü içtimaı esnasında aktettiği 15 dakikalık hafif bir celsede ne konuşulduğunun bir türlü anlaşılamadığım yazmıştık. Fevkalade gizli tutulan bu içtimada verilen karann mahiyeti dünkü tatbikattan sonra nihayet anlaşılmıştır. Meğer bir emri vaki yapılmış olmak maksadile gizlice ittihaz edilen fakat sebebi ittihazı bir türlü anJaşılanıayan bu karar Beyazıt havuzunun oTtadah kaldınlmasından ibaretmiş!.. Filhakika evvelki gece yarısından itibaren ise başhyan nezafeti fenniye amelesinden murekkep kazmalı kürekli büyük bir grup Beyazıt havuzunun mermerlerini kınp parcalayarak çıkarmaya ve havuzu ortadan kaldırmaya başlamışlardır. Dün oradan geçenlerin teessuf ve teessürle şahit oldukları veçhile zavallı Beyazıt meydanı yığılan taş ve topraklar ile bir harabe bir yangın yeri halini almıştır. Zafer!fiugün Türk içtimaiyatında bir dönüm noktası ve tarih teşkil eden bir hadise olmuştur. Ankara muallimlerinden Afet Hanım, Cumhuriyet Halk Fırkasına müracaat etmiş ve kaydı icra olunmuştur. Afet Hanım Fırkaya giren ilk Turk kadımdır ve Turk kadınlığma önayak olmuştur. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Nehru-Nasır Nehru 1 NİSAN 1960 Hindistanı resmen ziyaret etmekte olan Birleşik Arap Cumhuriyeti Devlet Reisi Cemal Abdunnâsır ile Hindistan Başbakanı Nehru arasında bu sabah birbuçuk saat suren bir görüşme cereyan etmiştir. Bu goruşmede Cemal Abdünnâsır'a Birleşik Arap Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mahmud Fevzi, başkanlık işlerini tedvire memur Devlet Bakanı Ali Sabri, Suriye eyaleti Başbakanı Nuredddin Kehale, Hindistan Başbakanı Nehru'ya ise, Hindistan'ın Kahire Büyük Elçisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı refakat etmekte idiler. Görüşmeler hakkında her hangi bir tebliğ yayınlanmamıştır. Ancak, iyi haber alan çevreler, iki devlet adamının, bilhassa, Irak ve Israel konuları üzerinde durmuş olduklannı ileri sürmektedirler. Kasım'ın demeciBaşbakan General Kasım, Bağdat radyosunda yaptığı bir konuşmada, heyecanlı bir sesle Irak halkına hitab ederek Irak'ta "Yabancı ajanlann kışkırtmaları ile girişilen mânasız öldürmelere son verilmesini istemiş ve kapılanmızı yeniden emperyalizme ve gericiliğe açma tehlikesi yaratmayahm" demiştir. General Kasım sözlerine şoyle devam etmiştir: "Kutsal topraklarımız üzerinde kan akması için birinizin komünist, diğerinizin milliyetçi olması bir sebep* midir? Komünistler, milliyetçiler, demokratlar ve diğerleriniz, hepinize birden hitab ediyorum, hepinize aynı vatanın evlâtları olduğunuzu ve Cumhuriyeti korumakla vazifeli bulunduğumuzu hatırlatıyorum. GEÇEN YIL BUGÜN CumhuriY et Makyaj tazelendi 1 NİSAN 1989 Başbakan Turgut Özal, 26 Mart yerel seçimi yenilgisi sonrasındaki ilk operasyonunu yaptı ve gerek hükumette, gerekse ANAP parti yönetiminde buyük değişiklikler yaparak "makyaj tazeledi." Hükumetin, salı günü TBMM'ye başvurarak güvenoyu ısteyeceği açıklandı. Başbakan Turgut Özal, kabineyi açıklarken, erken seçimle ilgili bir soruya "Cumhurbaşkanıyla görüşürken 'icap ederse erken seçimi ben kendim yaparım' diye kendisine söyledim. Erken seçim sual dışı değü" yanıtını verdi. Ekonomi yönetimini doğrudan kendisine bağladığını bildiren özal, kardeşi Yusuf Bozkun özal ile yeğeni Hüsnu Doğan'ı "muhalefet ve bazı basın tarafından bir hanedan idaresi sözleri çıkarıldığı ve birnevi kamuouyna kabul ettirildiği için" kabine dışı bıraktığını soyledi. Özal, Başbakan Yardımcılığına Ali Bozer'i getirirken, Guneş Taner ve Işın Çelebi'yi ise "kendisine yardımcı" Devlet Bakanlıklan ile görevlendirildi. Başta Milli Savunma Bakanı Ercan Vuralhan olmak üzere 12 bakan yeni kabineye giremezken, 3 bakanın yeri değişti. 7 bakan görevde kaldı. Bakanlar Kurulu'na 15 yeni isim girdi. Dışişleri Bakanı Yılmaz görevinde kaldı. TARTISMA Yok Olan Mymlos Biz Myndos'un ağacmı keserek betonlaştırır, değerli antik kalıntıların yok edilmesine ses çıkarmazsak, turist Myndos'un nesini görmeye gelecektir? Myndos'un ülkemiz turizminde önemli bir yeri vardır. Bodrum'a gelen her turist Myndos'u görmeden ülkesine dönmezken bi- zim insanlarımız her geçen gün onu yok et- mek için uğraşıyor. Uzun süreden beri harabeleri görmek için gitmemiştim. Bir ay önce görme isteği duy- dum, Çukurbük'e çıkan yoldan yürüdüğüm- de manzara tüyler ürperticiydi. Daha önce görmuş olduğum sütunlar yok edilmişti. O sü- tunlar ki Myndos'ta yüzyıllarca önce yaşamış olan insanların ustalığını, yaşayış biçimini, bir- birlerine olan değerini anlatıyordu. Evet bu yüzyıllar öncesini anlatan antik kalıntılar yok olmuştu. Bir yandan koruma altına alarak ya- saklar koyuyor, diger yandan yasaklara aldır- madan yok ediyoruz. YetkililerimLz uyuyor, köylümüz uyuyor. Ben ise sütunlann yok edil- diğini görünce öbür koya koştum, oradaki mozaikler yerinden sökülmüştü. Ustaca işlen- miş olan mozaikler yerinden sökulüp aşırıl- mıştı! O mozaikler ki yüz yıllar önce yaşamış olan insanların kültürünü bize yansıtıyordu. Myndos namını antik kalıntıları ile ispatla- maktadır. Bodrum'a gelen turist, Myndos'un doğa guzelliği ve antik kalıntılarını görmek için gelmektedir. Yine Çukurbük'e doğru yü- rüdüğumüzde yüz yıllık zeytin ağaçlarının ke- silerek yerlerinin yapılan binalarla betonlaş- tığını görürsünüz. Doğanın güzellik simgesi bu örtu acımasızca kesilmiş, ne yerlisi olan köy- lumuz ne de yetkililer çıkıp da "sen ne yapı- yorsun?" diye sormamış! Biz Myndos'un ağacını keserek betonlaştı- rır, değerli antik kalıntıların yok edilmesine ses çıkarmazsak, turist Mydons'un nesini gör- meye gelecektir? Her yıl yazın -yani turistlerin- gelmesini sabırsızhkla bekleyen köylümüz ni- çin susmakta? Yasaklar koyan ılgilılerimiz ni- çin ilgilenmemekte? Yoksa âdet yerini bulsun diye mi yasaklar konulmakta? Ben Myndos'un doğa ve antik kalıntıları- na âşık olduğum için buradayım. Turistler de öyle. Bu sütunlardan yetkililere ve Myndos1 un yerlileri Gümüşlük köylülerine sesleniyo- rum: Gelin, hep birlikte yok olan Myndos'u koruyalım! AHMET ŞAHtN Bodrum-Gümüşlük SOSYALİST PARTİ Gaoct BofJıani FERİT İLSEVER 'Doğuda, çozum eşitlik ve ozguriuktur. SANATÇILAR Hasan Hüseyın DEMIREL Fırat BAŞKALE Nılüfer AKBAL Ali Ekber EREN ! - . 1 NİSAN PAZAR SAAT: 14.00'dc İKARTAL DA KONUŞACAK KARTAL iSKELE MEYDANI (BaybHrt KahvcsO İSTANBUL İL ÖRCÜTÜ Dr. ALİ RIZA BILGINER (İç Hastalıkiarı Uzmanı) Saat 10.00-18.00 arasında yeni muayenehanesinde hastalarının hizmetindedir. Adres: Şemsettin Günaltay Cad. İskenderoğlu Apt. No: 26, D. 8 Tel: 380 70 36-37 Dörtyol-Bostancı Dr. O. ÖZER BİTİPCİ (K. B. B. Uzmanı) Saat 10.00-18.00 arası yeni muayenehanesinde has- talarının hizmetindedir. Adres: Şemsettin Günaltay Cad. İskenderoğlu Apt. No: 26, D. 8 Tel: 380 70 37 Dörtyol-Bostancı ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKg Her yıl basandan basanya... / \ıllık zaman diliminde sunulan hizmet ve kazanılan güvenle, bugünü haklı bir gururla kutluyoruz. Bu mutlu günümüzde bize duyduklan güven ve verdikleri destekle Türk Sigortacılığın- dabugünümüzü sağlayan SayınHalkı- mıza şükranlarımızı sunanz. ANADOLU SİGORTABir TÜRKİYE İÇ BANKAtt Kuruluşudur Onemli Bir Tartışma...Uçakla geçen hafta pazar günü, İHD Genel Başkanı Nevzat Hel- vacı. üyelerden Hıdır Oktay'la birlikte Diyarbakır'a gıderken, yaza- cağım bir yazının girişini de çatmaya uğraşıyordum kafamda. Doğu Anadolu'nun sorunlarıyla ılgılı olarak oldukça doiuydum. "KOrt sorunu" ilkın Danimarka'da, Kbpenhag'da tartışılmış, Prof. Sadun Aren de, İstanbul Bağımsız Milletvekıli Husnü Okçuoğlu da ilgınç yanıtlar vermişlerdi Diyarbakır'dan dönerken de, ayni uçakta bulu- nan Olağanüstu Hal Valısi Hayri Kozakçıoğlu'yla konuştum Kopenhag'dan sonra gittığımız Randers'te, birdinleyici Prof. Sa- dun Aren'e şu soruyu yöneltmışti — Ulusların kaderinı tayin hakkını. yani ayrılma hakkını, yani "Kürt sorunu"nun bağımsızlık ıçınde çozülmesini savunmadan, bırakın sosyalist olmayı, demokrat bile olunmayacağı düşüncesindeyim. Siz ne dersiniz? Prof. Sadun Aren, soruyu sorana teşekkur etti Özetle şu karşılığı verdı: '— Şimdı, bu soru tabii önemli Onu, bu konuyu açmak lazım. Yani yanıtlamaktan çok, bu konuyu tartışmak ve açıklığa kavuşfur- mak lazım. Çünkü Kürt sorununun özü burada, bu soruda gizli. Bu soruda yatıyor. gızlı filan değil tabiı. Şimdı acaba Demokrasi Izleme Kbmitesi olarak biz Kürt sorununun çözümünü, ayrılmak hakkını ta- nıyarak değıl de, sıyası sınırlar içinde çözülmesınden hareket etme- miz esas olarak, ayrılmayı kabul etmemek ve bugünkû Türkiye'nin siyasi sınırları içinde bu soruna çözüm aramak, demokratiklikle bağ- daşır mı? diye soruyor... Şimdi her şeyden önce şunu söyleyeyim ki bu raporu (Demokra- si Izleme Kurulu raporu) hazırlarken, her tûrlü görüşler ortaya ko- nuldu... Onlarla tartıştık. Herkes özgürce tartıştı, fikirlerı ilerı süren arkadaşlara, dığer arkadaşlar, böyle düşünmeyen arkadaşlar "Aaa, bunlar ayrılıkçı, bunlar vatan haim" fılan gözuyle bakmadı. Hiçbir zaman da bakılmamalıdır. Bunlar göruşlerdir. Ozgürce tartışılmalı- dır Ama bugün ülkemizde tabıi, resmı gorüş bu hoşgörüyle bakmı- yor tabıi. Suç sayıyor, filan. Ama biz kendi aramızdakı yaptığımız tartışmalarda, resmi görüşle hareket etmedık gayet tabii olarak ve arkadaşlarımız görüşlerıni rahat rahat savundular, tartışıldı Ama çok büyük çoğunluk, size gosterdiğım açıklamayı (D.I.K. açıklaması) be- nimsedı. Memleketimızın çok onemli bir sorunu hakkında, derlı toplu bir görüştür bu. Bilinmesınde yarar vardır. Şimdi ben artık bu kurul adına değil de, kendi adıma konuşuyo- rum; çünkü kurulda, şoyle bir tartışma yapmadık; sadece Türkiy^ nin sınırları içensındeki çözüm üzerinde duruldu. Onun için ben burada kendi adıma konuşuyorum: Ben Türkıye'deki Kürt sorunu- nun ünıter devlet içerısinde çözülmesınden yanayım. Kürtlere ba- ğımsızlık tanıyarak çözülmesinden yana değilim. Gene böyle bir bağımsızlık hareketi, bugün için kanlı olur. Zaten bir hayli kanlı olaytar oluyor. Yani böyle bir Kürdistan devletınin kurulması, fevkalade kanlı olur. Ve... değmez. Kürtlerin de Türklerin de zararına olur. Binlerce insan ölür. yaralanır. Kadınlar dul kalır, çocuklar öksüz kalır, filan. Değmez bence. Böyle bir çözümün doğru olacağını sanmıyorum. Nasıl ki örneğın "Türkiye, gitsin Bulgarısan'a veya Yunanistan'a sal- dırsın. oradaki Türklerı kurtarsın Ve onları da..." Buna da karşıyım. Bu da, oradaki Türkleri kurtaracaksın da ne olacak? Eğer kanlı ola- caksa değmez. Nasıl ona karşıysam, çok bedelı yüksek olduğu için böyle bir çözume bir kez bu bakımdan karşıyım. Ikincısi, bunun Tür- kiye'nin gerçeklerıne uygua bir çözüm olduğunu da sanmıyorum. Nedeni de Kürtlerin, Türkiye'nin sathına yayılmış olmaları. Gerçi yo- ğunlukla Doğu'dadır, ama aşağı yukan Doğu'da yaşayan kadar, tam bilmiyorum ıstatıstıkler yok bu konuda, onemli bir kısmı da Anado- lunun diğer bölgelerine yayılmıştır, jstanbul'da, Diyarbakır'dan faz- la Kürt vardır. Ankara'da, fzmir'de, Muğla'da, Adana'da, Yozgat'ta, her yerde Kürtler vardır, dağılmıştır, yerleşmişler, mal mülk sahibi olmuşlar, evlenmişler ışte buralara bile gelmışler, yani bir kısmı (gü- lüşmeler). Şimdi, Doğu'da bağımsız bir devlet olduğunu farzedelim; kuruldu, kansız mansız oldu dıyelım, yani oldu! Şimdi, bu öbür ta- raftaki, tabii herhalde Ankara'nın Haymana ilçesi de bağımsız ol- mayacak. Yahut Yozgat da bağımsız olmayacak! Onlar ne olacak? Bu, doğuda Kürt bölgesinın dışında kalan yerlerdeki Kürtler, onlar da mılyonlarca. Bunlar ne olacak? İşte o zaman azınlık mı olacak- lar? Yann istanbul'a pasaportla mı gelecek bunlar? Diyarbakır'a am- casını ziyarete giderken yahut S/vas'a giderken yahut onlar bu ta- rafa gelirken, pasaportla filan gelecek. Bunların mal mülk mesele- leri ne olacak? Ve, asıl. gerçeklikte böyle bir bö- lünme, bir düşmanlık da yaratacak gayet tabıi olarak, ıkı halk arasın- da. Ee, Türk bölgesinde yaşayan Kürtlere, Türkler o zaman ne göz- te bakacak? Tabii, o bölgede de bazı Türkler yaşıyor değil mi? Di- yarbakır'da, bilmem Siirt'te, Birv göl'de filan da Türkler var, yalnız Kürt değil tabii, onlara ne yapacak- lar? Yani bana pek uygun gelmi- yor. Oysa örneğin ingiltere'de, İs- koçlar tamamiyle ayrı bir ırktır; dilleri ayrıdır, mezhepleri ayrıdır. Ama pekâlâ beraber yaşıyorlar. Yani Türkiye'nin özel bir konu- mu, Kürtlerin Türkiye'deki yayılma biçimı filan, böyle bölünmeye de pek etverişli değıl. iyi bir çözüm ot- maz. Çözdüğünden fazia sorun ya- ratır. Öyle sorunlar yaratır ki, ülke mütemadi (süreklı) bir çalkantı için- de olur, düşmanlık içinde olur. On- dan ötürü istemiyorum. Yoksa şo- ven, milliyetçi duygularla değil..." Prof. Sadun Aren, sözlerinin bir yerinde de, yurtta Kürtlerin tam eşitliğınin sağlanmasını istedi. özetle şöyle dedi: — Çünkü birfikte yaşamanın ko- şulu, tam eşitliktir. Hem birlikte ya- şa bem hak verme olmaz! Birlikte yaşayacaksanız, tam haklarım ve- receksiniz. Biz de bu bikjirimizde (DİK bildırisi) ve anayasanın üke- lerinde de tam eşitliği ve asli öğe- si olmak üzere, yani böyle, azınlık mazınhk filan değil, asli öğedir Kürtler de, Türkler gibi. "Böyle, eşit olmahdır, bu yönde çalışma yapılmalıdır Arkadaşlar, dünya bir- leşmeye doğru gidiyor. Siz bunu yakından görüyorsunuz; Avrupa birteşıyor nerdeyse. Sınırları filan kaldırmaya uğraşıyor. Şimdi, dün- yanın gidışı böyle bırleşmeye doğ- ruyken, bölünmek, yeni yeni dev- letler ortaya çıkarmak, yeni yeni ih- tilaflar ortaya çıkarmak, dünyanın gidişine de aykırıdır. Ama bütün bunların koşulu, gerçekten tam eşitliği sağlamaktır Tûrkiye'nin içinde. Ayrıca başka bir sey söy- leyeceğim arkadaşlar, bunu bir go- rüş olarak kabul edin; genel bir şey söyteyeceğim: Şimdi, Kürt na/kının bağımsızlığından yana bir fikir be- lirtmek mi, bugünkü koşullarda da- ha demokratça bir görüştür, yok- sa "Yok, öyle değil, Kürt halkının bağımsızlığı değil, fakat Türkiye'- nin bütünlüğü içinde Kürtlerin hak- larım sayunmak"mı "daha demok- ratiktir?" Bence, ikincisi daha de- mokratiktir. Bunu yaşamın başka> yönlerinde de görürürsünüz. Çün- kü birincisi laftan ibarettir. Dersi- niz ki; "Arkadaş, ben Kürt halkının bağımsızlığından yanayım, çünkü ben, ulusların kendi kaderlerini, kendileri tayin etmeleri gerektiği il- kesine bağlıyım" dersiniz, nokta- yı koyarsınız, yapacak başka bir şeyiniz yoktur. Bugünkü ortamda, bunu söylersiniz o kadar. Bunu söytedikten sonra, arkadaşlar Kürt- lerın haklarım savunmak, adlarını özgürce koymalarını, dillerıni kul- lanmalannı filan savunmanın anla- mı yoktur. Adam, sana demez mi ki, "Yahu, sen ne istiyorsun? Sen ayrılmak istiyorsun, "ayrılsın" di- yorsun; ayrılınca zaten dilini de ko- nuşur, geliştirir filan. Yani sen ne istiyorsun? Sen, öyle bir şey isti- yorsun ki artık başka bir şey iste- memen lazım. Bu evden gidecek adamın, "Ben bu evde söz sahibi olmak istiyorum!" demesinin bir anlamı olur mu? Ayrı ev açıyorsun sen. Yani böyle bir çelişkı vardır. Ve bir bakıma, onu söylemek da- ha kolaydır..."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear