Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 MART 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Yücelen Dörtlüsü
• ANKARA (ANKA) — Yücelen Yaylı Çalgılar
Dörtlüsü 8 martta Ankara Alman Kültür Merkezi'nde
konser verecek. Kemanda Ulvi ve Beyyan Yücelen,
viyolada Selim Öğiıt ve viyolonselde Ali Doğan'dan
oluşan dörtlü, konserde, Schubert'in Yayh Çalgılar
Kuarteti ve Scherzosu'nu, Ahmet Yürür'ün "Amerikan
Suiti", "Apalas Dağları", "Ölmüş Bir Askerin Bilinmez
öyküsü" ve "HanımelF'ni, Nevit Kodallı'nın ise Yaylı
Çalgılar Kuarteti'ni seslendirecek. 1964'te kurulan dörtlü
ülkemizdeki oda müziği topluluklarının en uzun
ömürlüsü sayılıyor. Dörtlü, kurulduğundan bu yana 30'u
aşkın yapıttan oluşan repertuarı ile Türkiye ve yabancı
ülkelerde çeşitli konserler verdi.
'Sansür'ün yeni sayısı
• Kttltiir Servisi — "Sansür" adlı derginin ikinci sayısı
çıktı. Derginin bu sayısında Mustafa Kemal
Hatunoğlu'nun "Kendini Bilmek ve Sansür", Nurşen
Yayla'nın "Toptan Deliler Koğuşu", Fahrettin Yayla'nın
"Tarihsel Maddecilikte Sosyal Psikanalizden 'Kişi'sel
Psikanalize", Şükran Barın ve Davut Bahadır'ın "Kız
Çocuklanmızın Temiz Sevgileri ve Arabesk", Elif
Koludönmez'in "Kadın Yucelirnlerinde Erkek Gericiliği",
Rıza Koyuncu'nun "Cinselliği Bilmiyoruz" başlıkh
yazıları sunuluyor. Dergide aynca Metin Koludönmez'in
"lşveli Davranışlarımızın Kökü", Seval Hazinedar'ın
"Erkeğin Namus Tabusu: Kızlık Zarı Fobisinin Yarattığı
Dramlar" adlı yazılan da yer alıyor.
'Varhk'ın yeni sayısı
• Kültür Servisi — 56 yıldır yayımlanan ve 10 sayı
sonra "bininci sayı"sına ulaşacak olan aylık edebiyat ve
sanat dergisi "Varlık"ın mart 1990 sayısı çıktı. Derginin
bu sayısındaki özel bölümü "Pertev Naili Boratav'a
Saygı" oluşturuyor. Arslan Kaynardağ, Fahir tz, Nuri
Taner, Ayfer Coşkun, Vedat Günyol ve Ferudun
Andaç'ın, Türk Halkbilimci Boratav'la ilgili yazılannın
yanı sıra "Asım Bezirci'nin Boratav tçin Kaynakçası" da
dergide yer alıyor. Dergide Mehmet Başaran'ın "Yaşar
Nabi ve Köy Enstitüleri", Dr. Erdal Atabek'in "Doğum
Nöbeti", Sulhi Dölek'in "Bir Yarı Aydının Yakınmaları"
ve Jean Dubuffet'in "Kültüre Karşı Konumlar" başlıkh
yazıları önemli bölümleri oluşturuyor. Şöyleşi bölümünde
Altay Öktem'in "Yaşayan A. Kadir ile Ölümünün 5.
Yılında" yazısının bulunduğu Varlık dergisinin mart
sayısında yayım hayatına katılan yeni kitaplann tanıtımı
yapılıyor.
Trompetsiz ^trompet' sesi
• Kültür Servisi — Haslar - Bründl - Schipper Üçlüsu
22 martta saat 18.00'de bir caz konseri verecek. Atatürk
Kültür Merkezi'ndeki konser, Filarmoni Derneği'nin
işbirliğiyle düzenlendi. Üçlüde yer alan Gabriele Haslar.
sesini enstrüman olarak kullanıyor. Hessenli sanatçı,
güvercin seslerini taklit ederek, trompet sesinin tonlannı
çıkararak, Latin Amerika müziği, bebop ve blues
düzenlemelerine eşlik ediyor. Barklee College - Boston
Müzik Okulu'ndan mezun olan sanatçı, çeşitli
topluluklarda çaldı. Basçı Manfred Bründl ise Graz
Müzik Yüksekokulu'nda klasik ve caz müziği eğitimi
gördü. Geçen yıl Thomas Stanko ile birlikte Basslab adlı
kuarteti kuran sanatçı, plak çalışmalanm sürdurüyor.
Davulcu Jörn Schipper ise Barklee College'den mezun
olduktan sonra Gabriele Haslar ve Foolish Heart
topluluğuyla çalışmaya basladı. 1987'de ise kendi kuarteti
Cool Blue'yu kurdu.
Bakırköy'de yeni oyıın
• Kültür Servisi — Bakırköy Belediye Tiyatrosu, Necati
Cumalfnın "Mine" isimli oyununu 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü'nden başlayarak her hafta perşembe-
cuma günleri saat 20.30'da Adile Naşit Kültür
Merkezi'nde sergileyecek. Zeliha Berksoy'un yonettiği
oyunun dekorlarını Gürel Yontan, kostümlerini Gönül
Sipahioğlu hazırladı. Oyunda Ayşe Demirel, Erdoğan
Akduman, ıMunir Akça, Şefik Kıran, Orhan Aydın,
Aytekin Özen, Nefrin Tokyay, Aydoğan Temel, Cihan
Bıkmaz, Doğan Turan, Levent Yılmaz, Alptekin
Serdengeçti, Ali Yaylı, Faik Seçkin, Boran Kaya ve Edip
Saner rol alıyorlar.
Kadın yönetmenler-yazarlar
• Kültür Servisi — Bakırköy Belediye Tiyatrosu,
düzenlediği 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Haftası
etkinlikleri kapsamında Adile Naşit Kültür Merkezi
salonunda 9-15 Mart 1990 tarihleri arasında "Sinemada
Kadın Yonetmenler Haftası" film gösterimlerini
gerçekleştiriyor. Hafta süresince Lilian Cavani'nin "Gece
Bekçisi" (9-12-14-15 mart), Doris Dorrie'nin "Erkekler"
(10-12-14 mart), Margarethe Von Trotta'nın "Rosa
Luxemburg" (11-13-14-15 mart), Türkan Şoray'ın "Yılanı
öldürseler" (9 mart), Bilge Olgaç'ın "Kaşık Düşmanı"
(13 mart), Nisan Akman'ın "Bir Kırık Bebek" (11 mart)
ve Mahinur Ergun'un "Gece Dansı Tutsaklan" (10 mart)
fîhnleri izlenebilir. Aynca etkinlikler kapsamında
14.00-18.00 saatleri arasında düzenlenecek imza
günlerinde Feride Çiçekoğlu 9 mart cuma, Leyla Erbil 10
mart cumartesi, Nezihe Araz 11 mart pazar, Jale Sancak
12 mart pazartesi, Sennur Sezer 13 mart salı, Nursel
Duruel 14 mart çarşamba ve Latife Tekin 15 mart
perşembe günleri Bakırköy Belediye Tiyatrosu kitap
standında okuyucularla söyleşerek yapıtlarını
imzalayacaklar.
Pekmezci'nin resimleri
• Kültür Servisi — Hasan Pekmezci'nin resim sergisi
8-31 Man 1990 tarihleri arasında Erenkoy Gorbon Sanat
Galerisi'nde açık kalacak. Serigrafi ve baskı resim
üzerine uygulamalı gösterilerini surdüren Pekmezci, 1987
yıhndan bu yana Hacettepe Üniversitesi Guzel Sanatlar
Fakültesı Resim Bölümü'nde görevli. Daha önce 10
kişisel sergi açan Hasan Pekmezci, katıldığı yarışmalarda
13 kez ödül aldı. Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar
Derneği, Sanat Kurumu, Turk-Fransız Dostluk Derneği
ve Plastik Sanatlar Derneği üyesi olan Hasan
Pekmezci'nin resimleri mart ayı sonuna kadar görülebilir.
Töbank Galeri'de sergi
• Kültür Servisi — Ressam Hakan Onur resimlerini
9-30 Mart 1990 tarihleri arasında Beyoğlu Töbank Sanat
Galerisi'nde sergileyecek. MÜ Güzel Sanatlar Fakültesi
Resim Bölümü'nde sanatta yeterlilik eğitimini surdüren
Onur, daha once AKM'de düzenlenen "Genç Kuşak
Ressamlan" sergisine katılmıştı. İlk kişisel sergisini ocak
ayı içinde Zebra Sanat Galerisi'nde açan Hakan Onur'un
resimleri hafta sonları dışında her gün 10.00-18.00
saatlerinde görülebilir.
Üçyıllık bir aradan sonra art arda iki resim sergisiyle Gürol Sözen
^atiTden hesaplaşmalarGaleri Vinci'de önce desen, suluboya ve
akriliklerini, daha sonra yağhboya çalışmalarını
sergileyecek olan Gürol Sözen, 3 yılhk "resim
tatilinde" çalışırken kendi kendisiyle hesaplaşmanın
gerektiğine inandığını, bu yüzden bu son iki sergiyi
"kendisiyle hesaplaşmalar"ın başlangıcı olarak ele
aldığını söylüyor.
Kültür Servisi — Ressam Gü-
rol Sözen sanat uğraşının 30. yı-
lında art arda iki sergiyle resim-
severlerin karşısında. Son üç yıl-
dır ilk kez sergi açan Sözen, Ga-
leri Vinci'de 21 marta kadar sü-
recek birinci sergisinde desen, su-
luboya ve akriliklerine yer veri-
yor. 27 martta yine Galeri Vinci'-
de açılacak olan ikinci sergide ise
Sözen'in yağhboyaları yer alacak.
—ts Bankası Beyoglu Sanat Ga-
lerisi'ndeki sergiden bn yana 3 yıl
geçti. Bu üç yılda neler oldu?
—Postacının, izne aynldığı gün,
mektup dağıttığı evleri, sokakla-
n gezmeye cıkması gibi benim bu
üç yılım. Adlandırması güç. Ama
hemen söyleyeyim, gerçekte bir
telaşa kapılmak istemıyordum;
sergi açrna telaşma. Aslında 3 yıl-
hk ara uzun bir süre. Üstelik iz-
leyici sizin her anıruzı kolluyorsa.
Belki de bu gözaltı beni izne zor-
ladı. Ne mi yaptım? Resme dair
her çeşit serserilikleri. Keyfini çı-
kardım tatilin. Başka konularda
koşturdum habire kentin içinde.
Şimdi o konular tatilde, üstelik
dönüşü olmayan tatile çıktılar.
—Bu sergideki bazı yapıtlannız-
da bir 'müdahale'yi andıran öge-
lere rastlanıyor. Daha önce göriil-
meyen öğeler bunlar.
—Hepimiz yaşadığımız toprağın
bir parcasıyız. Kimimiz politika
yapar, kimimiz politika yapıyo-
rum sanır. Yazar, çizer, her gün
boyarız yeryüzünü de. Köşeler
dönüldü yetrnedi, şimdi de sans
dağıtıyoruz. Ama görünen o ki
'müdahale* eksik olmuyor çevre-
mizden. Sanki bir şeyler çözülü-
yor bizim toplumda. Baskılar kı-
hk değiştiriyor. Ben, sen, o, biz,
siz, onlar baskıdan yana. Yapımı-
za girmiş. En çoğu da bireyin üze-
rinde garip bir kara bulut var.
Hani bir zamanlann ünlü çizgi ro-
manı Pekos Bil'deki kahraman-
lardan biri gibi. Kara bulutumuz-
la dolaşıyoruz.
Resmimde kendiliğinden olu-
şan 'müdahale' bir simge sarunm.
Köşeli bir leke olarak çerçevede
yer alıyor. Zaman zaman da son-
suzluğun simgesi olarak. Ama yo-
rumu izleyiciye ait. Resmime
açıklamayla yük bindirmek iste-
miyorum. Çünkü resmin hikâye-
sinden hoşlanmıyorum.
—Bir de 'kargalar'a rastlanıyor
resimlerinizde. Sizin 'karga'lar
nasıl kargalar?
—Benim kargalanm keyifü. Baş-
langıcından ben nasılsalar öyleler.
Inanın hiç değışmedüer. Konduk-
lan, yok edecekleri yeri iyi biliyor-
lar. Her gün çoğalan bizim kar-
gaların ise doğrusunu isterseniz
resmedecek, resme, çizgiye özen-
direcek hiçbir yanı yoktu. Bu ne-
denle ben de 'Ne varsa eslude var"
deyip doğadakileri seçtim. Bunun
dışında ya da yüklediğıniz anlam
ne olursa olsun kargaların resme,
fotoğrafa yatkınlığını yadsıya-
mam. Resmimde onlara küçük bir
rol verdim, hiç itiraz etmediler.
—Bu sergiyle 30 yılhk bir sanat
serüvenini geride bırakıyorsunuz.
Dönüp bakügınızda neler göriı-
KEYİFLİ KARGALAR — Gürol Sözen resimlerindc sıkça rastla-
nan kargalar için "Benim kargalanm keyifli" diyor. Kargalann res-
me, fotoğrafa olan yatkınlıklanmn yadsınamayacağını söylerken,
resminde onlara küçük bir rol verdigini sözlerine ekliyor.
yorsunuz bu 30 yılda?
—Doğnısunu isterseniz, hiçbir
şey. Sorunuz öyle zor ki düşünü-
yorum da yanıtıru bulamıyonım.
Kaşım ve dudaklanm oynuyor
yalnızca. Ürettiğim resmin sayısı-
nı bile hatırlamıyorum. Belki 500,
belki 700. Aynca sayının da hiç
önemi yok. Sıfır carpı yalmzlık.
öyleyse, gidenlere selam olsun!
Bu soruya eklemek istediğim bir
şey var yalnızca. 3 yıllık resim ta-
tilimde çaUşırken kendimle hesap-
laşmanın gereğine inanıyordum.
Bu nedenle bu son iki sergimi
'kendimle hesaplasmaiar'ın baş-
langıcı olarak alıyorum.
—Ressamlıgın yanı sıra, çok de-
gişik alanlaria da yakından ilgile-
nen bir küllür adanusınız. Bu acı-
dan, Türkiye'nin son 10 yılına
kiltürel açıdan baküğınızda, ne
gibi degişimler göriiyorsunuz?
—Belki seksenli yıllara değil de
daha gerilere gitmek gerek. Çün-
kü her 10 yılda başka bir şey ya-
pıyoruz. Ama bir şey var ki onu
hiç ara vermeden yapıyonız: Bi-
lime, bilgiye, sanata ve külture hiç
geçit vermiyoruz. Katlanan her 10
yıl bildiklerimizi de silip götürü-
yor. Yalnız bildiklerimiz değil,
kentler, sokaklar, yapılar da ki-
taplar gibi yok ediliyor.
Yırmi yıl önce Ahlat'ta Selçuk-
lu kümbetini 'hane' olarak kuüa-
nana tepki gösterirdik. Şimdi es-
ki sokaklar, evler, yollar, mey-
danlar çınan, erguvanı ile yok edi-
liyor, sesimiz çıkmıyor. Yakında
karga ile güvercini ayırt edeme-
yeceğiz!
Bugunü sorarsanız, resmileşmiş
gayri resmi olarak ne Hitit ne Frig
ne de adıru çoktan unuttuğumuz
lyonyahlar bizdendir. Bizden say-
dıkları Selçuklular ve Osmanlıla-
rın temel taşı nice hattatlar, yon-
tu ve minyatür ustaları; nice şa-
irler gene onların korumaları ve
bilgıleri dışındadır. Bu topraklar-
da kültürleriyle de hüküm sürmüş
topluluklar ve toplumlara da yer
yoktur kitaplanmızda. Çünkü
kuşku egemendir. Bilgı değil.
Daha, doğru dürüst kültüref
açıdan envanteri çıkanlmamış bir
toprağjn üzerinde bilgisayarla oy-
namaya çalışıyoruz. Acaba han-
gi çağa yetişmek için? Kaçırdıgı-
mız ne, yetişmek istediğimiz
neresi?
Sanınm, her geçen gün biraz
daha kendi bilinmeyenimize, ken-
di elimizle açtığımız karanlığımı-
za gömülüyoruz. Çok rau karam-
sanm?
Jorge Cardoso 10 ve 11 martta CemalReşit Rey'de
1ıırkülerın buyüsu
Cemal Reşit Rey Salonu'nda bu hafta iki konser
verecek olan Güney Amerika gitar okulunun en
önemli temsilcilerinden Jorge Cardoso İspanyolların
özgün, köklü ve alabildiğine değişken kültüründen
esintiler taşıyacak. Cardoso Güney Amerikalı
bestecilerin dışında kendi bestelerini de
yorumlayacak.
SAMİH RİFAT
Arjantin (1949) doğumlu bes-
teci ve yorumcu Jorge Cardoso'-
nun, son yirmi yıl içinde gitar
dünyasında izlenen en ilginç ve en
önemli müzikçilerden biri olduğu
kanısında tüm eleştirmenler bir-
leşiyor. Cardoso'nun müzik yasa-
mı, gitar dünyasırun benzer başka
yıldızlan gibi küçük yaşlarda alı-
nan sağlam bir eğitim ve art arda
kazanılan çalgı yanşmalannın pa-
nltısıyla başlamış. Üstün yetenekli
bu genç, konser sahne-
lerinde göründüğü on dört yaşın-
dan sonra Arjantin'de yapılan
tüm önemli gitar yanşmalannın
büyük ödüllerini almış. Yorumcu-
luk başanlarının yanı sıra Cordo-
ba Ulusal Üniversitesi'nde
bestecüik eğitimi görmüş. (Aynı
günlerde tıp fakültesine de devaın
eden Cardoso'nun bir de doktor
diploması var.) Yaklaşık on beş
yıl önce Arjantin'deki yönetimin
baskısından kaçarak tspanya'ya
göç eden ve o günden bu yana
dünyanın dört bir yanında kon-
serler veren Jorge Cardoso'nun
çok sayıda plak ve CD'si, arala-
nnda iki de konçerto bulunan, yü-
zü aşkın yayımlanmış bestesi var.
Jorge Cardoso, yüzyıhmızın ilk
yansında Andres Segovia'yla par-
layan tspanyol gitar okulunun bir
anlamda gölgede bıraktığı, ama
son yülarda yeniden "keşfedilen"
özgün ve köklü bir müzik gelene-
ğinin, Güney Amerika gitar oku-
lunun en önemli temsilcilerinden
biri.
tlk gitar derslerini Lucas B.
Areco'dan ve Luis Cassinelli'den
almış, daha sonra Naria Hermi-
ni, Gomez Cresno, Mario Perini
gibi muzikçilerle, Rönesans müziği
konusunda da Hinojosa'yla çalış-
mış. Konserlerinde Rönesans mü-
ziği dışında çoğunlukla Güney
Amerika ülkelerinin yetiştirdiği
tanınmamış ya da pek az tanınan
bestecilerin yapıtlanna yer veriyor
ve yoğun biçimde kendi bestele-
rini seslendiriyor. Istanbul konse-
rinin programı da böyle bir
anlayışla düzenlenmiş. Konserin
birinci bölümünde yer alan 16. yy.
tspanyol vihuela ustası Luys de
Narvaez'in ünlü çeşiüemeleriyle
18. yy. Fransız gitarcı ve besteci-
si François Le Cooq'un Les Foli-
es d 'Espagne'ı, Cardoso'nun eski
müziğe özgün bakışmı sergihyor.
Bu eski müzik örneklerini izle-
yen üçlünün ilk parçası Mourir a
Madrid, tspanya iç savaşı üstüne
yapılmış ünlü bir film müziğinin
gitar uyarlaması. Çok az tanınan
tspanyol besteci Angel Barrios'-
un Tonadilla'sı ve yine tspanyol
müziğine gönderme yapan Cho-
tis Madrileno'dan sonra da üç
G
fi
ney Amerika dansıyla Cardo-
so'nun gerçek ve farklı dünyası
başhyor. Sarp And dağlannda
yansıyan Kızılderili kavallarımn;
soylulan, misyonerleri ve haydut-
lanyla tüm bir kıtayı değiştiren
İspanyolların; zengin hacienda'-
lardan uçsuz bucaksız pampa'la-
ra, Buenos Aires'in karanhk arka
sokaklarına uzanan özgün, kök-
lü ve alabildiğine değişken bir kul-
türün müziği... Gerek
Cardoso'nun Arjantin'de Oldürii-
len arkadaşlan aıusına besteledi-
ği danslarda, gerek Erneslo
Nazareth'in duyarlı chöro'ların-
da, gerekse yaşamına denizde son
veren kadın ozan Alfonsina Stor-
ni için bestelenmiş "Alfonsina ve
Deniz"de ya da yıllar önce tstan-
bul'da da dinlediğimiz, unutul-
maz Eduardo Falu'nun
parçalarında hep aynı koku, ay-
nı özel renk egemen. Usta ve du- USTA VE DUYARLI BIR GİTARCI — Yaklaşık 15 yıl önce Ar-
yarlı bir gitarcının, uzaklarda bir jantin'deki yönetimin baskısından kaçarak İspanya'ya göç eden ve
kıtadan bize taşıdığı türkülerin o günden bu yana dünyanın dört bir yanında konserler veren Car-
büyüsü..." doso'nun yüzu aşkın yayımlanmış bestesi var.
Konser salonunda mart ayıKültür Servisi — Cemal Reşit
Rey Konser Salonu, mart ayı et-
kirtliklerine yarın viyolonselist Sel-
ma Gökçen ve piyanist John O-
Brien'ın birlikte verecekleri resital
ile başhyor. Sanatçılar, Bacb-
Rosanoff. Strsvinsky, Beethoven,
Brahms ve Blzet-Orr'dan seçılmiş
yapıtlar yorumlayacaklar. Ameri-
ka'nın Michigan eyaletinde doğan
Selma Gökçen, ilk müzik eğitimi-
ni, tstanbul'da Ömer Refik Yalt-
kaya, Ferdi Sutzer ve Cemal Re-
şit Re> ile birlikte çalışmış olan
annesi piyanist Emel Gökcen'den
almış. Ortaokulda çello çalmaya
başlayan Gökçen, yeteneği ortaya
çıkınca Joseph Schuster'den ders
almaya başlamış. Schuster'in ölü-
münden sonra Cenevre Konserva-
tuvan'na giren Selma Gökçen eği-
timini, master ve doktorasını yap-
tığı New York'taki Juilliard Mü-
zik Okulu'nda tamamlamış. Kon-
ser kariyerıni surdüren ve bu ara-
da East Carolina Üniversitesi Mü-
zik Bölümü'nde çello ve oda mü-
ziği profesörü olarak görev yapan
Selma Gökçen'i John O'Brien ile
birlikte 1986 İstanbul Festivali'nde
izlemiştik.
Selma Gökçen'i ayın 10 ve ll'in-
de vereceği iki resitalle Jorge Car-
doso izleyecek. Cardoso kendi
besteleri yanı sıra, Rönesans ve
Barok lspanyol eserlerinden günü-
müz bestelerine kadar birçok dü-
zenlemeleri ve tekniği ile de en
önemli gitar ustalanndan biri sa-
yılıyor.
Yurt içinde olduğu kadar yurt
dışında da birçok basanlar kazan-
mış piyanist Ann Karamiirsel de
ayın 12'sinde konser salonunda
bir resital verecek. thtisasını Mos-
kova Konservatuvan'nda Prof.
Milnstein ve Behteref ile yaparak
konservatuvann piyano bölümü-
nü birincüikle bitiren sanatçı, 1D-
SO solistliği de yapmakta.
26 martta Tayfun Bozok, Ale-
xi Golovin ve Slephan Rieckhoff-
tan oluşan Cenevre Triosu. Beet-
hoven, Shostakovicta ve Dvorak'-
ın yapıtlarını seslendirecekleri bir
konser verecek.
Polonyalı dört müzisyenden kurulu caz topluluğu Istanbul'daydı
Cazda usta ve çırak ilişkisiBilkent'te caz
seminerleri düzenleyen
ve İstanbul'da Ece
B'ar'da iki gece konser
veren Polonyalı cazcılar
şimdilik Bilkent'te bir
caz stüdyosu
kurulacağını, pek çok
ünlü cazcınm burada
ders vereceğini
söylüyorlar.
LALE FİLOĞLU
Polonya'da demokratikleşme
yolunda kaydedilen değişmeler,
ülkenin sanat dünyasında da ye-
ni bir atmosfer yaratmakta. Eko-
nomik bunalımdan kurtulmak
için sübvansiyonlan kesen yeni
hükümet, müzisyenlerin para
musluklarını da sonuna kadar
kapattı.
Ankara'da düzenlenen caz se-
minerine katıldıktan sonra tstan-
bul'a gelen Polonyalı cazcılardan
edindiğimiz bilgiye göre, artık Po-
lonya'da her sanatçı kendi ola-
naklanyla ayakta durmaya çahşa-
cak. Polonya'da değişik gruplar-
da çalan ve Bilkent Üniversite-
si'nde caz dersleri veren müzis-
yenler ilk kez Türkiye'de bir ara-
ya gelerek konserler veriyorlar.
Doğal olarak oluşan ve bu neden-
le bir ismi olmayan bu grup piya-
nist Janusz Szprot, saksofoncu
POLONYADAN DÖRT CAZCI
basa Cudzich Polonya'nın en iyi
Tomasz Sıukalski. davulcu Czes-
law Partkowski ve bascı Andrzej
Cudzkh'ten oluşuyor. Çeşitli fes-
üvallere katılan, plaklar yapan ve
besteleri bulunan sanatçılardan
Szukalski, bu dört müzisyenin, ül-
kelerinin en iyi cazcıları olduğu-
nu iddia ediyor. Geçen hafta s>o-
nunda iki gece Ece Bar'da sahne-
ye çıkan topluluktan piyanist
Szprot ve saksofoncu Szukalski'y-
le bir söyleşi yaptık.
—Türkiye'de benüz bir caz
okulu kuralmuş değil. Bu arada
Bilkent Üniversitesi'nde böyle bir
— Piyanist Szprot, saksofoncu Szukalski, davulcu Partkowski ve
cazcıları olarak kabul ediliyor. (Fotoğraf: Muharrem Aydın)
bölüm açılması planlanıyor. Siz
de orada gercekleştirilen caz semi-
nerinden geliyorsunuz. tlgi
nasıldı?
SZPROT—Üç kez Bilkent'te
caz seminerleri organize ettik.
Türkiye'de caza ilgi, Polonya'da-
ki ilgiden farklı değil. Seminerde
caz okulu açılmasını isteyenlerin
sayısı çoktu. Caz derslerine pro-
fesyonel müzisyenlerin de ihtiya-
cı var. Bilkent'te şimdilik bir caz
stüdyosu kurulacak. Üniversite ne
zaman isterse biz çalışmaya baş-
layabiliriz. Caz studyosunda
ABD'den ünlü cazcılar da ders ve-
recekler.
SZUKALSKİ—Seminer sıra-
sında bazı Türk caz müzisyenle-
riyle de tanıştık. Neset Ruacan,
Erol Pekcan, Tnna Ötenel, Okay
Temiz gibi. Bu arada çok kabili-
yetli öğrencilerle de karşılaştık.
Biz bu işin sadece başlangıcını
yaptık, devamı Türk müzisyenlere
ve eğitime katılmak isteyenlere
kalıyor.
—Polonya'da caz egitiminin son
durumu nedir?
SZUKALSKİ—Katowice Mü-
zik Akademisi'nin caz ve hafîf
müzik bölümleri, 20 yıldır eğitim
veriyor. Aynca caza yeni başla-
yanlar, orta seviyedekiler ve pro-
fesyoneller için ayn ayrı seminer-
ler düzenleniyor. Ancak caz için
mutlaka okula ihtiyaç yok. Çün-
kü Polonya'da geleneksel bir sis-
tem var: Usta-çırak ilişkisi. Caz
ustaları daha az bilen cazcılara sü-
rekli bir şeyler öğretiyor.
—Avrupa'daki siyasi değişiklik-
ler, özellikle Polonya'daki de-
mokrasi yolunda kaydedilen ge-
lişmeler, siz cazcıları ne yönde et-
kiledi?
SZPROT—Şu anki dunım nor-
malleşme sürecinin başlangıcıdır.
Polonya'da serbest kültür pazarı
oluşuyor. 1 ocaktan bu yana
"devlet baba" sanatçılara hiç pa-
ra vermiyor. Bunun olumlu yön-
leri de var. Çünkü daha önce da-
ğıtılan ödenekler kaliteli olmayan
sanatçılara da veriliyordu. Bunun
da sanata zaıarı oluyordu. Artık
sanatçılar hakikaten çiftliklerinin
sahipleri olacaklar. Serbest piya-
sada rekabet oluşacak.
—Odeneklerin kaidınlması sanat-
çılann ekonomik açıdan krize gir-
melerine neden olmadı mı?
SZPROT—Maalesef çok bü-
yük problemler var. Kültür faa-
liyetlerinin sayısı çok duştü. Çun-
kü para yok. Parası olmayan ku-
rumlar iflas ediyor. Polonya'da
ekonomik bunalımla savaşıyoruz.
Max Friseh'ten
bir oyun
• Kültür Servisi — Sanyer
Halk Eğitim Merkezi
Tiyatro Kolu Max Frisch'in
"Bizden Biri" (Bay
Biedermann ve
Kundakçılar) adh oyununu
sergilemeye başladı.
Çarşamba 20.30, cumartesi
15.00'te Sanyer Halk
Eğitim Merkezi'nde
sergilenen oyunu Guneş
Güzen sahneye koydu.
Başlıca rollerde ise Feridun
Çetinkaya, Ebru Kolu,
Unal Erdoğan, Mefharet
Kandemir, Murat Özdoğan
yer alıyor.
Akbank sanat
galerileri
• Kültür Servisi — Sanat
Farihi Mezunlan
Derneği'nin "Anadolu
Kültüründe Taş Işçiliği"
konulu fotoğraf sergisi, 6
martta Levent Akbank
Sanat Galerisi'nde açıhyor.
Sergide Şebnem Akalın,
Nazan Atasoy, Nedret
Bayraktar, Cüneyt Bulut,
Gülçin Erol, Özkan
Ertuğrul, Selda Kalfazade,
Haşim Karpuz, Selçuk
Mülayim, Firdevs Sayılan,
Ahmet Sipahioğlu, Tolunay
Timuçin ve Engin
Uludağ'ın çahşmaları yer
atacak. Figen Esin Kayhan
ve Füsun Batça'nın Vitray
Hat Sergisi ise Kuzguncuk
Akbank Sanat Galerisi'nde
13 martta açılacak.
Südor'un
resimleri
• Kültür Servisi —
Gülseren Südor'un 19.
kişisel sergisi İstanbul
Üniversitesi Güzel Sanatlar
Bölümü'nün Kuyucu Murat
Paşa Medresesi'nde
sürüyor. Südor'un 35
yağhboya çalışmasırun yer
aldığı sergi 14 mart tarihine
kadar açık kalacak. DGS
Yüksek Resim Bölümü
Bedri Rahmi Eyuboğlu
atölyesi mezunu olan
sanatçı şimdiye kadar 19'u
kişisel, 55 karma sergi
gerçekleştirdi.
İTÜ solisüeri
• Kültür Servisi — iTÜ
solistlerinin piyano ve
keman konseri yarın saat
14.00'te Kanal Ahmet
Şimşek Lisesi'nde
gerçekleştirilecek. Konsere
piyanoda Mehru Ensari ve
kemanlarda Başak Erdem,
Eda Dündar, Didem Savaş
ve Aslı Ekici katılıyorlar.
Tenıizsoylu
atölyesinden
• Kültür Servisi — MSÜ
Resim ve Heykel Müzesi,
Halil Dikmen Galerisi'nde,
9 mart cuma günü saat
16.30'da, Resim ve Heykel
Müzeleri Derneği'nin
düzenlediği resim kurslanna
katılan "Yetişkinler Grubu,
Nuri Temizsoylu Atölyesi"
öğrencilerinin eğuim sergisi
açılıyor. Sergi 31 marta
kadar açık kaiacak. Bu
arada "20. yy. Sanat
Tarihi" dersleri de Resim ve
Heykel Müzeieri
Derneği'nde cuma günleri
14.00 - 16.00 saatleri
arasında verilecek.
BüGÜN
• Galler Üçlüsü İTÜ
Taşkışla binasında saat
15.00'te Galler Üçlüsü'nün
konseri dinlenebilir.
• Özyalçıner'in
söyleşisi Turkiye Yazarlar
Sendikasf nda düzenlenen
söyleşiler kapsamında, saat
18.00'de Adnan Özyalçıner,
"Geçmişten Gunümuze
Türk Öykücülüğü" üzerine
söyleşecek.
• Yolsuzluk-İktidar'
Prof. Dr. Paul Noack'm
"Y'olsuzluk - İktidarın
Öteki Yüzü" adlı
konferansı saat 11.00'de
Marmara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi
Haydarpaşa Kampusu'rd-
• Cumhuriyet kızı'
Atilla Sav. Yalçın Pekşen,
Yücel Erten ve Cüneyt
Türol saat 17.30'da
"Cumhuriyet Kızı" adlı
oyun üzerine, Harbiye
Muhsin Ertuğrul
Tiyatrosu'nda bir söyleşi
yapacaklar.
BİLSAK'TA
BUGÜN
6 Mart Salı:
19.00 BtLIM DtZtSl V:
Alternatif Enerji. ömer
KULELİ
19.00 Ateistler 163. Maddeyi
Tartışıyoriar. lbrahim
EREN, Murat ÇELİKKAN.
Ta'i Chi Chu'an
Hareketli Meditasyon
18.30
10.00-01.00 arası CAFE-
FOYER-BAR
BtLSAK herkese açıktır.
BİLSAK Sırasdviler, Soğancı
Sok. No: 7 ClHANGtR
143 28 •'9-143 28 99