22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhun\ei Maıbaacıhk \e Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına Nâdir \»di £ Gene! \a>ın Muduru Hasan Cemal. Mues^ese Muduru EmıiH lşaklı(il. \azı I>len Muduru Oka> Gontnsn. 0 Haber Me-kezı Muduru \slçm Bajer, Sayfa Duzenı Yöneımenı \lı Acar. 0 Temsı,aier ANKARA Khma Tuı, 1ZMİR Hıkmeı Çefuıbm. AD*S\ Çttm >.$rnogiu Iç Pohııka Cdal B«i>««pc Dış Haberler Eiftn B*lcı. Ekonomı Ccngız Turtan. I, Sendıka Şaknn b l n a kullur Cctel L«r. EğJtım Gcnot S*}faUL Haber Araîlmıa- Umct Beftajı. Yurr Habcrien Vcdd Dogan, Spor Danı$mani \MuluMhr ^ucctntn. Dm ^azıiar Kerrnt Çataşkan. Arasanna. Şafcıa Alpa», Duzekme 4bdalbtı V.uxı. % koordjnator AJuncf Konrisan, 0 Maiı l$ler Lrel Erlut, 0 Muhasebe Bukfll Vmer • Bulcr-Planlama S o p Ominbtsfotlu 0 Rcklam Vrj» Tomıı. 0 Ek Yavmjar Huhs \kyol 0 Idarr H « y n Gıatr 0 Işlctme Onkr Çdik. 0 Bllgı-isİOT Nul lnal. 0 Pn^onel Scvp BosuUKMjh. &ttcm * hn«wt Cumhunjd Mabaaolık vt Grateolık TA^. Turk Ocg) Cad. 39' 4! < H,«4 Ia PK 246-lsanbul Td. 512 05 05 (20 ha), H o . 22246 Fax. 01 526 «0 ^ 0 Bunjiar \ekmm Zı« Gokaip Blv InkjJap & No 19 4. T(H 13] 11 41-4'. TCICL 42344 Fta. (41 1)3 C>< 6' 0 kn»- H Zııa Bıv 1 «2 12.3 Td I' (2 30 laoi- 52359 Fu. (51) 19 53 60 0 Afenc Inoij Cad 119 i, No 1 Kal I Td 19 37 52 14 haıl T*x 62155 Fax. f71) 19 37 52 TAKVIM: 11 MART 1990 îmsak- 4 52 Guneş: 6.16 Ögle: 12 19 tkındı: 15.35 Akşam: 18.12 Yatsı. 19 31 Son sözüyine dünyanın moda başkentisöyleyecek Paris soğıık havaya giriyor L'ngaro jaz için siyah kreplen şık birmodel Doğayı Koruma Vakfı 2. Başkanı Hoffmann: Nüfııs artışı, doğal kaynakları tüketîyor MEHMET AKA SİLİFKE — Doğal yaşamın korunması alamnda dunyanın önde gelen isımlerınden sayılan Or. Luc Hoffmann nufus artışm- dan kaynaklanan gıda gereksini- mınin doğal ortamların tarım alanlarına dönuştürulmesiyle karşılandığını belırterek, "Dogal kaynaklan tuketmedeo akılcı bir kalkınma sisteminin yerieştirii- roesi gerekiyor" dedi. Dunya Doğayı Koruma Vakfı lkincı Başkanı da olan Dr. Luc Hoffmann ıncelemelerde bulun- mak uzere geldıği Göksu Delta- sı'nda sorulanmızı yanıtladı. — Dr. Hoffmann doğal >aşa- mın korunmagna ilişkin çahşma- lannıza ne zaman başladınız? HOFFMANN — Fransa'mn Kamark bölgesınde doğal kay- naklann saptannıasına ilişkin ça- DR. LUC HOFFMANN— Do- gal kaynaklan tuketmeden akılcı kalkmma sislemi yerleştirilmeli. lışmalara başladığım zaman he- nuz tehlikenin farhnda degildim. Yani doğal yaşamın tehlikede ol- dugunu bilrneksizin salt araştır- ma için yani iyı bir şeyler yapı- yor olmak için başladım. Ö za- man korumacıhk bu kadar önemli değildi. Araştırmalanm sırasında böl- gedeki kuş turlennin gıderek azaJdığını farkettım. Bu bir an- da korumacüık duygularımın öne çıkmasına yol açtı ve o za- mandan bu yana doğal yaşam ortamlarının korunması için ça- lışmalarımı surdurdüm. — Dogal >aşamın korunması konusunda uygulanması gereken yöntem ne olmalı? HOFFMANN — Kısa vadede ve uzun vadede uygulanacak ön- lemler olarak ıki yontem ızJene- bilir. Kısa vadelı onlemler mu- hakkak çok onemiı ve ınsanlann enerjilerımn buyuk kısmı bu kı- sa vadeli problemleri çözmek için harcanıyor, ama uzun vadeli ön- lemler de en az kısa vadelikr ka- dar önemh çünkü suyu, toprağı, havayı, deruzi koruyamazsak kı- sa vadede çözulecek problemler halloisa da gende bu- şey kalmaz. Bunun için uzun vadeli önlemlere ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor. — Nüfus artışının doğal ya- şam üzcrindeki olumsuzluklan konusuoda duşunceleriniz oe- lerdir? HOFFMANN — Nafus çoğal- ması doğal yaşanun korunmasuı- da karşılaşılan en önemli prob- lemlerden biri. Nufus artışından doğan gıda gereksınimi doğal or- tamlann tarırn alanlarına dönuş- tünilmesiyle karşılanmaya çalışı- lıyor. örnegin Afrika'da her yıl doğal ortamların akyhıne olarak hububat rekoltesinde yuzde bir anış sağlanıyor. Oysa nufus yuz- de ıki, uç artıyor. Dolayısıyla do- ğal ortamların tarım alanlanna çevTİlmesiyle sağJanan rekolte ar- tışı bile insanların açlık ve yok- sulluğunu engelleyemiyor. Bu ne- denle doğal kaynakları tuketme- den akılcı bir kalkınma sistemi- nin yerleştirümesi gerekmektedir. Yoksa artan nüfus karşısında su- reklı doğal kaynaklan yok ede- rek, sulak alanları tanmsal alan- lara çevirerek, gıda rekoltesinde artış sağlanması, sonunda önçmli olumsuzluklan da beraberinde getirecektir. 67 yasındakı Dr. Luc Hoff- mann biyolog kokenh ve doğayı koruma alamnda dunyanın on- de gelen ısimlerinden biri. Dr. Hoffmann balıkçılık, ot- lak alanlar ve yaban yasamı ala- mnda soz sahibi kuruluşlar ara- sında yer alan Fransa'mn Ka- mark bolgesindekı Station Bio- logigue de la Tour'u 1954 yılın- da kurmuş, halen bu araştırma merkezinde konularında dunya- nın en iyı uzmanları çalışıyor. Hoffmann, "Olanaklannın tu- miınu cevre koruması için yapı- lan çaiışmalara vönlendirrnis, idealisl bir insan" olarak tanım- lanıyor. Yaşarnının büyük bölumunü doğal kaynaklann korunması yolunda çalışma yapmakla geçı- ren Hoffmann, dunyanın hemen her ülkesinı gezerek çeşıtli pro- jeler geliştirmiş. Dr. Hoffmann 1961 yılında kurulan ve "Panda" amblemıy- 1e tanınan Dunya Doğayı Koru- ma Vakfı'run (World VVıde Fund for Nature-WWF) lkincı Başka- nı. WWF bugune kadar 130 ul- kede çeşıtli proje gerçekleştirmiş. Mevsimi ilk İtalya açtı, her zamanki gibi. Topuksuz ve eteksiz bir kışmış İtalyanların düşlediği. Ancak gelecek kış nasıl olacak birkaçgün beklemek gerek. Paris sözünü söylesinde... Pantolon neredeyse eteği silecek moda dünyasından. İsterse bir mevsimlik olsun. "Bir günlük beylik beyliktir. Zaten moda dünyasımn kuralı bu. Beylerin ömrü kısa. Moda "bey"lerine bir "oh" demek yok. NECLÂ SEYHUN İçine gelecek kışın gölgesi duşmemiş son pazar bu. Öbur günden baslayarak Paris "soğnk" havaya giriyor. Ünlü modacılar onumuzdekı kış için düşledikleri modelleri sunacaklar bır bir. Ne curcuna olacak gene. Ama ne curcuna!.. Ashna bakarsanız ilk soğuk hava haiya'dan geldi. Şimdıden sonbahar ruzgârları esıyor orada. Mevsimi ilk italya açtı, her zamanki gıbi. Topuk"suz ve "elek"siz bır kışmış italyanların duşiedığı. Onların "soğuklugu" bu. Etek yerine alabildiğıne bermuda ve pantolon... Ayaklarda da düpedüz pabuçlar... Ama olmaz!.. Modada son sozu Paris soyler. Şu anda hiç tartışmasız dunyanın moda başkenti o!.. Bu unvanı onun elinden almak, onu tahtından ındirmek kolay mı? Yıllardır bu amaçla çabalıyor halyanlar. Ama nafile!.. Onun için gelecek kış gerçekten "topuksuz" ve "eleksiz" mi olacak? Bırkaç gun daha beklemek gerek. Paris sözunu soylesin de... Ne tuhaf!.. Çok değil daha bırkaç yıl once, varsa etekti, yoksa etek... Pantolon bır gözden düşmuştu ki o kadar olur. Nasıl da toparladı kendıni kısa zamanda. Nasıl da kaydırıverdı ayağını eteğin. Ezeli iki rakıp etekle pantolon. kimi zaman biri gozde, kimı zaman öteki. Kefe bazen birinden yana ağır basıyor, bazen ötekinden yana. Kardeş kardeş paylaştıkları da oluyor mevsimleri. Yarı ondan, yarı bundan. Ama az. Çoğu kez bozuluyor denge. Pantolon!.. Şu yırminci yuzyıl modasına damgasını vuran, gardroplann vazgeçilmez kıvafeti pantolon.. George Sand'ın kendisı için verdıği savaşı çoktan unutmuş, artık başa güreşiyor. Etek saltanatının ardından, birkaç yıldır hafıften gırıyordu modaya, korkak, ürkek... Podyumlarda uçer, beşer derken... Ulasılan sonuca bakın. Nerdeyse eteği silecek moda dünyasından. isterse bir mevsimlik olsun. "Bir gunluk beylik beyliktir." Zaten moda dünyasımn kuralı bu. Beyliklerin omrü kısa. Moda "bey"lerine bir "oh!.." demek yok. Mücadele etmek, basarmak, kazanmak, bu başannın, bu kazancın zevkini surmek ne mumkun... Başan geldiği anda demode oluyor. Gelsin bir başka mevsim, gelsin bir başka kral!.. Daha şimdiden 1990-91 kışı... tnsan şu modanın akışına bakınca, zamanın nasıl da kayıp gittığini goruyor elinden. Kış gelmeden yaz, yaz gelmeden kış... Sonra gene yazlar, sonra gene kışlar... Yazlar, kışlar... Akıp gidiyor zaman. Biçim biçim ve renk renk!.. Yves Sainl Lanrent'ın puanlı pamolüudan bir (ayyoru. 1990 yazı için (solda)... Gian Marco V'entori yaz modasında bir ltalyan. Panlolon takımım beyaz bir yaka tamamlıyor (sagda). Doğu Berliırde Brecht sevgîsi ATİLLÂ DORSAY BERLİN — "Bir gunde iki kenl". Bu sloganla Batı Berlin'- den yola çıkıp Doğu Berlın'i de gezdiren turlara "musleri" topla- ruyor. Dünyanın duvarla ıkiye bö- lunmuş tek kentı bu. Ve olasılık- la. artık çok kısa bir zaman için.'.. Vakında bırleşecek, tek bir kent olacak Berün, olasılıkla da yeru ve birleşik Almanya'mn başkenti. Onun için "bir günde iki kenl" sloganının artık ölüme mahkûm geçerliğinin çekicüiğine bız de ka- pılıyor, Berlin şenliğirun düzenle- diği geziye katılıyoruz. Kısa bir gezinti Önce Batı'da kısa bır gezinti. Bıldığimiz kenti, bu kez de olduk- ça esprilı bir rehberin ağzından dinliyoruz. Örneğin John Ken- nedy, kenti 1%2'dekı tarihsel zı- yareti sırasında, bugun adını ta- şıyan meydanın yakmlanndaki bı- nanın balkonundan halka nasıl seslenmişti? "I'm a Berliner - Ben bir Berlinliyim" diyerek. Rehbe- rimiz "lyi ki Hamburg'u ziyaret etmiyordu" diye ekliyor. (Öyle ya, o zaman "I'm a Hamburger" demek zorunda kalacaktı!). Kreuzberg'den geçıyoruz. Bır zamanlar sefıl bınalarda hemen yalnız göçmenlerın (bu arada Turklenn) yasadığı bu kent, "yu- musak kentçiliJı" anlayışıyla, tu- müyle onarılıyor. Insanları yaşa- dıkları semtlerden çıkarıp uzak yerlere yerleştırmenın, onlar uze- rinde onanlmaz psikolojik bir ço- kuntü yarattığı saptanmış. Onun için kitle haiınde göçlere olanak vernıeyecek bolüm bölüm onanm sistemi benimsenmiş. Harap Kre- uzberg'in o guzelim yapılan yeni- den hayata geçiyor, yeni bir semt doğuyor. Sonra sınırların açılmasından sonra her gun 10-15 bin kışınin geçış yaptığı Polonya sımnndan geçen Polonyalıların "pazan"na geliyoruz: Geniş ve çamurlu bir meydanda, tıpkı bızde Beyazıt'ta filan olduğu gibı Polonya pazarı kurulmuş. Getirdıklerini DM kar- şılığı okutuyor, sonra onunla Ber- lin'ı Sirkecı'ye çevırmiş olan en luks caddelerdeki sayısız "işporta" tezgâhından ucuz tuke- tım malı almaya koşuyor Polon- yalılar... Üretime ağırfık verirken tüketim öğesini bunca savsakla- yan sosyalist rejimlerın tüm halk- tarında görulen "mal açiı^r'nın bir diğer goruntüsü bu. L'zucu, ama anlasılabılır. Çunku ınsancıl. Sonra, artık yalnızca resimlen eski eşya satan dükkânlann vitn- Friedrich Strasse boyunca ne çok tiyatro var. Metronome Tiyatrosu'nda "West Side Story" oynuyor. Berliner Ensemble'ın hemen yanındaki "ünlüler mezarlığı"nda Bertolt Brecht yatıyor. Tiyatrosunun hemen yanıbaşında. Doğudaki tiyatro sayısı, tiyatro sevgisi kolay anlatılmaz. Sosyalist kültür sanki o sinemayı "kapitalist sanat" sayıp dışlamış, tiyatroya daha çok sahip çıkmış. nini süsleyen bir zamanların za- nf, Potsdam Meydanı... Şımdı bomboş bir alan: Bırleşmeden sonra, yeniden yapılabılır mi? Sonra "Charlie Kapısı"ndan hıç- bir belge sorulmadan serbest bı- çımde Doğu'ya geçıyoruz. Tek formaüte, burada Doğu Berlin'ı bize anlatacak olan rehberi bek- lememız oluyor: Çunku Batılı rehberin Doğu'da bır tur yaptır- mak hakkı (şımdilik) yok!.. < f t Anıa Doğu'ya geçmeden önce, Ihunasıp bir yerınde duvara yak- laşlıgımızı da soylemeleyim. Yağ- murun altında, busbutun huzün- de 9O'ı yıkılmış Doğu Berlın'de gerçekJeştırilen onarun çalışması, olağanustu. Eski kent, hemen tü- muyle yeniden yapılmış: HiÜer'- in kitaplan yaktırdıgı Bebelplatz'- daki Kral Kitaplığı, yeşil kubbelı Katolik kılisesı, Marx-Engels Meydanındaki Beledıye Müzesı, Berlin Protestan Kilisesi... Uni- versite, 6 milyon kitap banndıran Devlet Kitaplığı, eski belediyesa- rayının yerine yapılan tümu cam cepheli modern belediye sarayı. Bu arada, rehber, her yıl 10 bin daire yapıldığını da ekliyor. Ev- sizlik sorunu yok, taşıtlarda bilet yatroya ıse daha çok sahip çıkmış. Brecht'e duyulan sevgı ve bağlı- lık ıse kolay anlatılmaz: Şenlikte izlediğimız "Coming Out" adh Doğu Alman fılmınde, pek yeri de değilken Brecht ve bir ozdeyişi söz konusu edilmiyor muydu? Beriin miizesi Berlin (Bergama) muzesı de (1959 yılında) yenı baştan yapıl- mış. Fransız kilise ve tiyatrosu, şu günlerde yeni baştan yapüıyor. Savaşta yok olan ünlu ıhlamur ağaçlan da yeniden dikilmiş. Et- rafından ırmağın aktığı bir ada Ünlu "konfeksiyoncDİar caddesi" ObenvaU, Fassbinder- in unlu Alexander - PlaU'ı, he- men yakırunda yapılan 130.000 kişilik dev semt... Tüketıme do- nuk kuruluşlar o denlı az kı, reh- berımiz her birıni bıze ışaret edı- yor: Işte Viyana kahvesı, işte Çın İokantası... Temel gereksinımler ve kulturel yasamın, gundelik tu- ketimin yenni almasına çaba gös- tenlmiş. îşte ekonomık bır ger- çek: Batı Alman markıyla, 3 ila 6 Doğu Alman Markı alınabılı- yor. Sınırların açılmasından son- ra ıse bu oran 20'de 1 'e duşmuş. Hiç de parlak bir ekonomik gös- terge değil. Göriinmeyen yüz Sonra yıne Batı'ya geçiyoruz. 500'u aşkın bar - pub - cafe'sı sa- baha kadar açık olan Batı Berlin'- ın zıyaretçı tarafından görünme- TEZGÂH ÖNLERİ DOLU — Batı Berlin'de vitrinlerin ve tezgâhlann onleri, Doğn Almanlarla dolu. (Fotoğraf: Atillâ Dorsay) lü gözükuyor bu anlamsız, çirkin duvar. Yakında tümuyle yok ol- madan, açıkgozlerin kazmayla topladıkları parçalar, hemen du- var onunde kurulu bır dızı işpor- ta tezgâhmda satılıyor: Ne kadar çok renk varsa. fıyat da o denlı yukseliyor. Biz de 4 DM verıp "bol renkli" bır duvar parcası alı- yoruz. 2 milyon nufuslu Batı Berlın'- den 1.3 milyon nufuslu Doğu'ya geçınce, sankı bırçok şey değışı- yor. Işıklı reklamlar. cicilı - bicılı vıtnnler, kahveler. lokantalar, bu- yuk - kuçuk mağazalar. Tum bunlara paydos. Şehırcılık anla- yışı degişmiyor gerçi: Savaşta yuz- fiyatı sadece 20 fenik. (Batı'da bu 2 5 mark). Temel gereksinımler- de hep kitle yararına onlemler, uygulamalar. Ama sıstemı kurtar- maya ne yazık kı yetmemış, yet- mıyor. Friedrich Strasse boyunca ne çok tiyatro var! Metronome tı- yatrosunda "West Side Storj". oynuyor, Berliner Enserable'ın hemen yakınındakı "unluler me- zarlığı"nda Bertolt Brecht yatı- yor. Tiyatrosunun hemen yanıba- şında. Doğu'dakı tiyatro sayısı, ti- yatro sevgjsı kolay anlatılamaz. Sınema pek az goze çarpıyor. Sos- yalist kultur, sankı smemayı "ka- pitalist sanat" sayıp dışlamış, ti- uzerinde olan kent merkezi, sa- vaştan 45 yıl sonra bile, onanlan, yeniden yapılan bınalar ıçeriyor: Ephraim Palace, yeniden yapılı- yor örneğin... Berlin'ın unlü ka- pıianndan tek ayakta kalanı olan Brandenburg kapısı, tum gorke- mıyle zıyaretçilen karşılıyor. Yağ- mur altında huzunlu bir gorunu- mü var kapının, duvarlardakı ya- zıların... Ama birkaç gun sonra, duvann Brandenburg yakınındakı bolumlen yıkılacak, unlu kapı ya- kında özgurluğune kavuşacak, es- kıden olduğu gibi, Berlin kentinın orta yerınde bır verde, alıından ırafigin akacağı bır tarihsel anıt olacak... yen yuzunu, Siemens, BMW, Mercedes vb. unlu markalann sa- nayi merkezlerini de uzaktan işa- ret ediyor rehberımiz. Yuzde 16'sı yeşil alan olan Berlin'de yine de su ve hava kırlenmesi sorunlan ol- duğunu oğrenıyoruz. "Alman mucizesi"' yakında Doğu'yu da içıne alacak biçımde yenı bır do- neme başlayacak. Berlinliler ise 4 ayrı ulkenın "consensus" kentm- de, askerhğin olmadığı, Batı Al- man vatandaşlarının bırçok yu- kumluluklerıne uymak zorunda olmadıklan bu "ada-kent"te, ya- şamın normale donmesının ken- dılenne neler getırıp götureceğinı hesaplamaHa uğraşıyorlar... Ağaçlara saygı pikııifrj • ANTALYA (AA) — Golf turizmi için aynlan alanlarda ağaç katliamının başlayacağını öne süren Antalyalı doğaseverler, bunu protesto için bugun "ağaçlara saygı pikniği" duzenleyecekler. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi tarafından duzenlenecek piknik, Manavgat'ta golf tunzmi için aynlan sahada yapılacak. Derneğin Antalya Şubesi tarafından tutulan 4 otobiıs, isteyenleri ücretsiz olarak piknik alanına götürecek. Yeşü referaııduııı • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — 19 Kasım 1989'da sonuçları açıklanan ve katılanların büyuk çoğunluğunun "hayır" oyu kullandığı yeşil referandum için Aliaga Belediye Başkanı Hakkj Ülkü'ye soruşturma açıldı. Aliağa Termik Santralı yapımına yıizde 94 oranında "hayır" çıkan referandum yüzünden hakkında soruşturma başlatılan Ulku, "Belediyeler referandum duzenleyemez diye valılik konuyu ıncelemeye aldı. Biz halkın eğilimıni sorduk, yani görevimizi yaptık. Her şeyden önemlisi hallamızın termik santrala hayır demesi" diye konuştu. Doğalgaz okulu • İSTANBUL (AA) — TMMOB Kimya Muhendisleri Odası Istanbul Şubesi, 1989'da düzenlenen doğalgaz okulu programlarının buyuk ilgi görmesi ürerine, 2 nisan-6 nisan tarihleri arasında yeniden "doğalgaz okulu" programı dıizenliyor. Geçen yıl duzenlenen doğalgaz okullarına, çeşitli kamu ve özel sektör kuruluşlanndan 120 teknik elemanın katıldığı bildirıldi. Egzoz gazlan • İSTANBUL (AA) — Eminonu Rotary Kulubü, 12 mart pazartesi gunü, "Egzoz gazlarıyla savaş" adh kampanya başlatıyor. Çevre kirlıliğini onlemeyi ve halk sağlığını korumayı amaçlayan kampanya kapsammda, Basın Muzesi'nde bir de toplantı yapılacak. Toplamıda, ilmi araştırmaların ışığında, Istanbul ve Turkiye'de halk sağlığının korunması konusu ele alınacak. • Dd merkeze otomatik alo • ANKARA (ANKA) — Aksaray'a bağlı Harmandalı ve Doğantarla merkezleri şehirlerarası ve milletlerarası tam otomatik telefon göruşmesine açıldı. PTT Genel Mudürlufü'nden yapılan açıklamaya göre Harmandalı'nın telefon kod numarası 4828, Doğantarla'nın ise 4825 olarak belirlendi. Fırsatçı mantar enfeksiyonları • Saglık Servisi — "Hayatı Tehdit Eden Fırsatçı Mantar Enfeksiyonlarının Teşhisi ve Tedavisi" konulu sempozyum dün îstanbul'da yapıldı. Fırsatçı mantar enfeksiyonlarının, vücudun direnç sistemi ve bağışıklık sistemi hasta olan kişilerde ortaya çıktığının belirtıldiğı sempozyunıda, hastalığın kanser, losemi, AIDS, organ nakli olanlar, yoğun bakımdaki hastalar ve ağır yanık vakalannda daha sık görulduğu soylendi. OFO Oteli: Pet şişeye hayır • ANTALYA (Cumhuriyet) — Antalya'da bir otel, çevreyi kirletmemek için pet şişeli içecekler kullanmama kararı aldı. Teneke kutulu içeceklerin de tenekelerini biriktirip, alüminyum fabrikasına satacaklan ve gelırini Çocuk Esirgemc Kurumu'na bağışlayacaklan açıklandı. Antalya Lara bölgesinde bulunan OFO Otel'in genel müdürü Rezan Kulaksız, aldıkları kararın diğcr tesislerce de uygulanmasıru istediğini belırterek, "300 yataklı otelımizde kesinlikle pet şişeli urunler bulunmayacak " dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear