Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhun\ei Maıbaacıhk \e Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına
Nâdir \»di £ Gene! \a>ın Muduru Hasan Cemal. Mues^ese Muduru
EmıiH lşaklı(il. \azı I>len Muduru Oka> Gontnsn. 0 Haber Me-kezı
Muduru \slçm Bajer, Sayfa Duzenı Yöneımenı \lı Acar. 0 Temsı,aier
ANKARA Khma Tuı, 1ZMİR Hıkmeı Çefuıbm. AD*S\ Çttm >.$rnogiu
Iç Pohııka Cdal B«i>««pc Dış Haberler Eiftn B*lcı. Ekonomı Ccngız Turtan. I, Sendıka Şaknn b l n a kullur Cctel L«r.
EğJtım Gcnot S*}faUL Haber Araîlmıa- Umct Beftajı. Yurr Habcrien Vcdd Dogan, Spor Danı$mani \MuluMhr ^ucctntn.
Dm ^azıiar Kerrnt Çataşkan. Arasanna. Şafcıa Alpa», Duzekme 4bdalbtı V.uxı. % koordjnator AJuncf Konrisan, 0 Maiı l$ler
Lrel Erlut, 0 Muhasebe Bukfll Vmer • Bulcr-Planlama S o p Ominbtsfotlu 0 Rcklam Vrj» Tomıı. 0 Ek Yavmjar Huhs
\kyol 0 Idarr H « y n Gıatr 0 Işlctme Onkr Çdik. 0 Bllgı-isİOT Nul lnal. 0 Pn^onel Scvp BosuUKMjh.
&ttcm * hn«wt Cumhunjd Mabaaolık vt Grateolık TA^. Turk Ocg) Cad. 39' 4! <
H,«4 Ia PK 246-lsanbul Td. 512 05 05 (20 ha), H o . 22246 Fax. 01 526 «0 ^ 0
Bunjiar \ekmm Zı« Gokaip Blv InkjJap & No 19 4. T(H 13] 11 41-4'. TCICL 42344 Fta. (41 1)3
C>< 6' 0 kn»- H Zııa Bıv 1 «2 12.3 Td I' (2 30 laoi- 52359 Fu. (51) 19 53 60
0 Afenc Inoij Cad 119 i, No 1 Kal I Td 19 37 52 14 haıl T*x 62155 Fax. f71) 19 37 52
TAKVIM: 11 MART 1990 îmsak- 4 52 Guneş: 6.16 Ögle: 12 19 tkındı: 15.35 Akşam: 18.12 Yatsı. 19 31
Son sözüyine dünyanın moda başkentisöyleyecek
Paris soğıık havaya giriyor
L'ngaro jaz için siyah kreplen şık birmodel
Doğayı Koruma Vakfı 2. Başkanı Hoffmann:
Nüfııs artışı, doğal
kaynakları tüketîyor
MEHMET AKA
SİLİFKE — Doğal yaşamın
korunması alamnda dunyanın
önde gelen isımlerınden sayılan
Or. Luc Hoffmann nufus artışm-
dan kaynaklanan gıda gereksini-
mınin doğal ortamların tarım
alanlarına dönuştürulmesiyle
karşılandığını belırterek, "Dogal
kaynaklan tuketmedeo akılcı bir
kalkınma sisteminin yerieştirii-
roesi gerekiyor" dedi.
Dunya Doğayı Koruma Vakfı
lkincı Başkanı da olan Dr. Luc
Hoffmann ıncelemelerde bulun-
mak uzere geldıği Göksu Delta-
sı'nda sorulanmızı yanıtladı.
— Dr. Hoffmann doğal >aşa-
mın korunmagna ilişkin çahşma-
lannıza ne zaman başladınız?
HOFFMANN — Fransa'mn
Kamark bölgesınde doğal kay-
naklann saptannıasına ilişkin ça-
DR. LUC HOFFMANN— Do-
gal kaynaklan tuketmeden akılcı
kalkmma sislemi yerleştirilmeli.
lışmalara başladığım zaman he-
nuz tehlikenin farhnda degildim.
Yani doğal yaşamın tehlikede ol-
dugunu bilrneksizin salt araştır-
ma için yani iyı bir şeyler yapı-
yor olmak için başladım. Ö za-
man korumacıhk bu kadar
önemli değildi.
Araştırmalanm sırasında böl-
gedeki kuş turlennin gıderek
azaJdığını farkettım. Bu bir an-
da korumacüık duygularımın
öne çıkmasına yol açtı ve o za-
mandan bu yana doğal yaşam
ortamlarının korunması için ça-
lışmalarımı surdurdüm.
— Dogal >aşamın korunması
konusunda uygulanması gereken
yöntem ne olmalı?
HOFFMANN — Kısa vadede
ve uzun vadede uygulanacak ön-
lemler olarak ıki yontem ızJene-
bilir. Kısa vadelı onlemler mu-
hakkak çok onemiı ve ınsanlann
enerjilerımn buyuk kısmı bu kı-
sa vadeli problemleri çözmek için
harcanıyor, ama uzun vadeli ön-
lemler de en az kısa vadelikr ka-
dar önemh çünkü suyu, toprağı,
havayı, deruzi koruyamazsak kı-
sa vadede çözulecek problemler
halloisa da gende bu- şey kalmaz.
Bunun için uzun vadeli önlemlere
ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor.
— Nüfus artışının doğal ya-
şam üzcrindeki olumsuzluklan
konusuoda duşunceleriniz oe-
lerdir?
HOFFMANN — Nafus çoğal-
ması doğal yaşanun korunmasuı-
da karşılaşılan en önemli prob-
lemlerden biri. Nufus artışından
doğan gıda gereksınimi doğal or-
tamlann tarırn alanlarına dönuş-
tünilmesiyle karşılanmaya çalışı-
lıyor. örnegin Afrika'da her yıl
doğal ortamların akyhıne olarak
hububat rekoltesinde yuzde bir
anış sağlanıyor. Oysa nufus yuz-
de ıki, uç artıyor. Dolayısıyla do-
ğal ortamların tarım alanlanna
çevTİlmesiyle sağJanan rekolte ar-
tışı bile insanların açlık ve yok-
sulluğunu engelleyemiyor. Bu ne-
denle doğal kaynakları tuketme-
den akılcı bir kalkınma sistemi-
nin yerleştirümesi gerekmektedir.
Yoksa artan nüfus karşısında su-
reklı doğal kaynaklan yok ede-
rek, sulak alanları tanmsal alan-
lara çevirerek, gıda rekoltesinde
artış sağlanması, sonunda önçmli
olumsuzluklan da beraberinde
getirecektir.
67 yasındakı Dr. Luc Hoff-
mann biyolog kokenh ve doğayı
koruma alamnda dunyanın on-
de gelen ısimlerinden biri.
Dr. Hoffmann balıkçılık, ot-
lak alanlar ve yaban yasamı ala-
mnda soz sahibi kuruluşlar ara-
sında yer alan Fransa'mn Ka-
mark bolgesindekı Station Bio-
logigue de la Tour'u 1954 yılın-
da kurmuş, halen bu araştırma
merkezinde konularında dunya-
nın en iyı uzmanları çalışıyor.
Hoffmann, "Olanaklannın tu-
miınu cevre koruması için yapı-
lan çaiışmalara vönlendirrnis,
idealisl bir insan" olarak tanım-
lanıyor.
Yaşarnının büyük bölumunü
doğal kaynaklann korunması
yolunda çalışma yapmakla geçı-
ren Hoffmann, dunyanın hemen
her ülkesinı gezerek çeşıtli pro-
jeler geliştirmiş.
Dr. Hoffmann 1961 yılında
kurulan ve "Panda" amblemıy-
1e tanınan Dunya Doğayı Koru-
ma Vakfı'run (World VVıde Fund
for Nature-WWF) lkincı Başka-
nı. WWF bugune kadar 130 ul-
kede çeşıtli proje gerçekleştirmiş.
Mevsimi ilk İtalya açtı, her zamanki gibi.
Topuksuz ve eteksiz bir kışmış İtalyanların
düşlediği. Ancak gelecek kış nasıl olacak
birkaçgün beklemek gerek. Paris sözünü
söylesinde...
Pantolon neredeyse eteği silecek moda
dünyasından. İsterse bir mevsimlik
olsun. "Bir günlük beylik beyliktir.
Zaten moda dünyasımn kuralı bu.
Beylerin ömrü kısa. Moda "bey"lerine
bir "oh" demek yok.
NECLÂ SEYHUN
İçine gelecek kışın gölgesi duşmemiş son pazar bu.
Öbur günden baslayarak Paris "soğnk" havaya
giriyor. Ünlü modacılar onumuzdekı kış için
düşledikleri modelleri sunacaklar bır bir. Ne curcuna
olacak gene. Ama ne curcuna!..
Ashna bakarsanız ilk soğuk hava haiya'dan geldi.
Şimdıden sonbahar ruzgârları esıyor orada. Mevsimi
ilk italya açtı, her zamanki gıbi. Topuk"suz ve
"elek"siz bır kışmış italyanların duşiedığı. Onların
"soğuklugu" bu. Etek yerine alabildiğıne bermuda
ve pantolon... Ayaklarda da düpedüz pabuçlar...
Ama olmaz!.. Modada son sozu Paris soyler. Şu
anda hiç tartışmasız dunyanın moda başkenti o!.. Bu
unvanı onun elinden almak, onu tahtından ındirmek
kolay mı? Yıllardır bu amaçla çabalıyor halyanlar.
Ama nafile!..
Onun için gelecek kış gerçekten "topuksuz" ve
"eleksiz" mi olacak? Bırkaç gun daha beklemek
gerek. Paris sözunu soylesin de...
Ne tuhaf!.. Çok değil daha bırkaç yıl once, varsa
etekti, yoksa etek... Pantolon bır gözden düşmuştu
ki o kadar olur. Nasıl da toparladı kendıni kısa
zamanda. Nasıl da kaydırıverdı ayağını eteğin.
Ezeli iki rakıp etekle pantolon. kimi zaman biri gozde, kimı
zaman öteki. Kefe bazen birinden yana ağır basıyor, bazen
ötekinden yana.
Kardeş kardeş paylaştıkları da oluyor mevsimleri. Yarı
ondan, yarı bundan. Ama az. Çoğu kez bozuluyor denge.
Pantolon!.. Şu yırminci yuzyıl modasına damgasını vuran,
gardroplann vazgeçilmez kıvafeti pantolon.. George Sand'ın
kendisı için verdıği savaşı çoktan unutmuş, artık başa
güreşiyor.
Etek saltanatının ardından, birkaç yıldır hafıften gırıyordu
modaya, korkak, ürkek... Podyumlarda uçer, beşer
derken... Ulasılan sonuca bakın.
Nerdeyse eteği silecek moda dünyasından. isterse bir
mevsimlik olsun. "Bir gunluk beylik beyliktir." Zaten moda
dünyasımn kuralı bu. Beyliklerin omrü kısa. Moda
"bey"lerine bir "oh!.." demek yok.
Mücadele etmek, basarmak, kazanmak, bu başannın, bu
kazancın zevkini surmek ne mumkun...
Başan geldiği anda demode oluyor. Gelsin bir başka
mevsim, gelsin bir başka kral!..
Daha şimdiden 1990-91 kışı... tnsan şu modanın akışına
bakınca, zamanın nasıl da kayıp gittığini goruyor elinden.
Kış gelmeden yaz, yaz gelmeden kış... Sonra gene yazlar,
sonra gene kışlar... Yazlar, kışlar... Akıp gidiyor zaman.
Biçim biçim ve renk renk!..
Yves Sainl Lanrent'ın puanlı
pamolüudan bir (ayyoru.
1990 yazı için (solda)...
Gian Marco
V'entori yaz
modasında bir
ltalyan.
Panlolon
takımım beyaz
bir yaka
tamamlıyor
(sagda).
Doğu Berliırde Brecht sevgîsi
ATİLLÂ DORSAY
BERLİN — "Bir gunde iki
kenl". Bu sloganla Batı Berlin'-
den yola çıkıp Doğu Berlın'i de
gezdiren turlara "musleri" topla-
ruyor. Dünyanın duvarla ıkiye bö-
lunmuş tek kentı bu. Ve olasılık-
la. artık çok kısa bir zaman için.'..
Vakında bırleşecek, tek bir kent
olacak Berün, olasılıkla da yeru ve
birleşik Almanya'mn başkenti.
Onun için "bir günde iki kenl"
sloganının artık ölüme mahkûm
geçerliğinin çekicüiğine bız de ka-
pılıyor, Berlin şenliğirun düzenle-
diği geziye katılıyoruz.
Kısa bir gezinti
Önce Batı'da kısa bır gezinti.
Bıldığimiz kenti, bu kez de olduk-
ça esprilı bir rehberin ağzından
dinliyoruz. Örneğin John Ken-
nedy, kenti 1%2'dekı tarihsel zı-
yareti sırasında, bugun adını ta-
şıyan meydanın yakmlanndaki bı-
nanın balkonundan halka nasıl
seslenmişti? "I'm a Berliner - Ben
bir Berlinliyim" diyerek. Rehbe-
rimiz "lyi ki Hamburg'u ziyaret
etmiyordu" diye ekliyor. (Öyle
ya, o zaman "I'm a Hamburger"
demek zorunda kalacaktı!).
Kreuzberg'den geçıyoruz. Bır
zamanlar sefıl bınalarda hemen
yalnız göçmenlerın (bu arada
Turklenn) yasadığı bu kent, "yu-
musak kentçiliJı" anlayışıyla, tu-
müyle onarılıyor. Insanları yaşa-
dıkları semtlerden çıkarıp uzak
yerlere yerleştırmenın, onlar uze-
rinde onanlmaz psikolojik bir ço-
kuntü yarattığı saptanmış. Onun
için kitle haiınde göçlere olanak
vernıeyecek bolüm bölüm onanm
sistemi benimsenmiş. Harap Kre-
uzberg'in o guzelim yapılan yeni-
den hayata geçiyor, yeni bir semt
doğuyor.
Sonra sınırların açılmasından
sonra her gun 10-15 bin kışınin
geçış yaptığı Polonya sımnndan
geçen Polonyalıların "pazan"na
geliyoruz: Geniş ve çamurlu bir
meydanda, tıpkı bızde Beyazıt'ta
filan olduğu gibı Polonya pazarı
kurulmuş. Getirdıklerini DM kar-
şılığı okutuyor, sonra onunla Ber-
lin'ı Sirkecı'ye çevırmiş olan en
luks caddelerdeki sayısız
"işporta" tezgâhından ucuz tuke-
tım malı almaya koşuyor Polon-
yalılar... Üretime ağırfık verirken
tüketim öğesini bunca savsakla-
yan sosyalist rejimlerın tüm halk-
tarında görulen "mal açiı^r'nın
bir diğer goruntüsü bu. L'zucu,
ama anlasılabılır. Çunku ınsancıl.
Sonra, artık yalnızca resimlen
eski eşya satan dükkânlann vitn-
Friedrich Strasse boyunca ne çok tiyatro var. Metronome
Tiyatrosu'nda "West Side Story" oynuyor. Berliner Ensemble'ın
hemen yanındaki "ünlüler mezarlığı"nda Bertolt Brecht yatıyor.
Tiyatrosunun hemen yanıbaşında. Doğudaki tiyatro sayısı, tiyatro
sevgisi kolay anlatılmaz. Sosyalist kültür sanki o sinemayı "kapitalist
sanat" sayıp dışlamış, tiyatroya daha çok sahip çıkmış.
nini süsleyen bir zamanların za-
nf, Potsdam Meydanı... Şımdı
bomboş bir alan: Bırleşmeden
sonra, yeniden yapılabılır mi?
Sonra "Charlie Kapısı"ndan hıç-
bir belge sorulmadan serbest bı-
çımde Doğu'ya geçıyoruz. Tek
formaüte, burada Doğu Berlin'ı
bize anlatacak olan rehberi bek-
lememız oluyor: Çunku Batılı
rehberin Doğu'da bır tur yaptır-
mak hakkı (şımdilik) yok!..
< f t
Anıa Doğu'ya geçmeden önce,
Ihunasıp bir yerınde duvara yak-
laşlıgımızı da soylemeleyim. Yağ-
murun altında, busbutun huzün-
de 9O'ı yıkılmış Doğu Berlın'de
gerçekJeştırilen onarun çalışması,
olağanustu. Eski kent, hemen tü-
muyle yeniden yapılmış: HiÜer'-
in kitaplan yaktırdıgı Bebelplatz'-
daki Kral Kitaplığı, yeşil kubbelı
Katolik kılisesı, Marx-Engels
Meydanındaki Beledıye Müzesı,
Berlin Protestan Kilisesi... Uni-
versite, 6 milyon kitap banndıran
Devlet Kitaplığı, eski belediyesa-
rayının yerine yapılan tümu cam
cepheli modern belediye sarayı.
Bu arada, rehber, her yıl 10 bin
daire yapıldığını da ekliyor. Ev-
sizlik sorunu yok, taşıtlarda bilet
yatroya ıse daha çok sahip çıkmış.
Brecht'e duyulan sevgı ve bağlı-
lık ıse kolay anlatılmaz: Şenlikte
izlediğimız "Coming Out" adh
Doğu Alman fılmınde, pek yeri de
değilken Brecht ve bir ozdeyişi söz
konusu edilmiyor muydu?
Beriin miizesi
Berlin (Bergama) muzesı de
(1959 yılında) yenı baştan yapıl-
mış. Fransız kilise ve tiyatrosu, şu
günlerde yeni baştan yapüıyor.
Savaşta yok olan ünlu ıhlamur
ağaçlan da yeniden dikilmiş. Et-
rafından ırmağın aktığı bir ada
Ünlu "konfeksiyoncDİar
caddesi" ObenvaU, Fassbinder-
in unlu Alexander - PlaU'ı, he-
men yakırunda yapılan 130.000
kişilik dev semt... Tüketıme do-
nuk kuruluşlar o denlı az kı, reh-
berımiz her birıni bıze ışaret edı-
yor: Işte Viyana kahvesı, işte Çın
İokantası... Temel gereksinımler
ve kulturel yasamın, gundelik tu-
ketimin yenni almasına çaba gös-
tenlmiş. îşte ekonomık bır ger-
çek: Batı Alman markıyla, 3 ila
6 Doğu Alman Markı alınabılı-
yor. Sınırların açılmasından son-
ra ıse bu oran 20'de 1 'e duşmuş.
Hiç de parlak bir ekonomik gös-
terge değil.
Göriinmeyen yüz
Sonra yıne Batı'ya geçiyoruz.
500'u aşkın bar - pub - cafe'sı sa-
baha kadar açık olan Batı Berlin'-
ın zıyaretçı tarafından görünme-
TEZGÂH ÖNLERİ DOLU — Batı Berlin'de vitrinlerin ve tezgâhlann onleri, Doğn Almanlarla dolu. (Fotoğraf: Atillâ Dorsay)
lü gözükuyor bu anlamsız, çirkin
duvar. Yakında tümuyle yok ol-
madan, açıkgozlerin kazmayla
topladıkları parçalar, hemen du-
var onunde kurulu bır dızı işpor-
ta tezgâhmda satılıyor: Ne kadar
çok renk varsa. fıyat da o denlı
yukseliyor. Biz de 4 DM verıp
"bol renkli" bır duvar parcası alı-
yoruz.
2 milyon nufuslu Batı Berlın'-
den 1.3 milyon nufuslu Doğu'ya
geçınce, sankı bırçok şey değışı-
yor. Işıklı reklamlar. cicilı - bicılı
vıtnnler, kahveler. lokantalar, bu-
yuk - kuçuk mağazalar. Tum
bunlara paydos. Şehırcılık anla-
yışı degişmiyor gerçi: Savaşta yuz-
fiyatı sadece 20 fenik. (Batı'da bu
2 5 mark). Temel gereksinımler-
de hep kitle yararına onlemler,
uygulamalar. Ama sıstemı kurtar-
maya ne yazık kı yetmemış, yet-
mıyor.
Friedrich Strasse boyunca ne
çok tiyatro var! Metronome tı-
yatrosunda "West Side Storj".
oynuyor, Berliner Enserable'ın
hemen yakınındakı "unluler me-
zarlığı"nda Bertolt Brecht yatı-
yor. Tiyatrosunun hemen yanıba-
şında. Doğu'dakı tiyatro sayısı, ti-
yatro sevgjsı kolay anlatılamaz.
Sınema pek az goze çarpıyor. Sos-
yalist kultur, sankı smemayı "ka-
pitalist sanat" sayıp dışlamış, ti-
uzerinde olan kent merkezi, sa-
vaştan 45 yıl sonra bile, onanlan,
yeniden yapılan bınalar ıçeriyor:
Ephraim Palace, yeniden yapılı-
yor örneğin... Berlin'ın unlü ka-
pıianndan tek ayakta kalanı olan
Brandenburg kapısı, tum gorke-
mıyle zıyaretçilen karşılıyor. Yağ-
mur altında huzunlu bir gorunu-
mü var kapının, duvarlardakı ya-
zıların... Ama birkaç gun sonra,
duvann Brandenburg yakınındakı
bolumlen yıkılacak, unlu kapı ya-
kında özgurluğune kavuşacak, es-
kıden olduğu gibi, Berlin kentinın
orta yerınde bır verde, alıından
ırafigin akacağı bır tarihsel anıt
olacak...
yen yuzunu, Siemens, BMW,
Mercedes vb. unlu markalann sa-
nayi merkezlerini de uzaktan işa-
ret ediyor rehberımiz. Yuzde 16'sı
yeşil alan olan Berlin'de yine de
su ve hava kırlenmesi sorunlan ol-
duğunu oğrenıyoruz. "Alman
mucizesi"' yakında Doğu'yu da
içıne alacak biçımde yenı bır do-
neme başlayacak. Berlinliler ise 4
ayrı ulkenın "consensus" kentm-
de, askerhğin olmadığı, Batı Al-
man vatandaşlarının bırçok yu-
kumluluklerıne uymak zorunda
olmadıklan bu "ada-kent"te, ya-
şamın normale donmesının ken-
dılenne neler getırıp götureceğinı
hesaplamaHa uğraşıyorlar...
Ağaçlara saygı
pikııifrj
• ANTALYA (AA) —
Golf turizmi için aynlan
alanlarda ağaç katliamının
başlayacağını öne süren
Antalyalı doğaseverler,
bunu protesto için bugun
"ağaçlara saygı pikniği"
duzenleyecekler. Türkiye
Tabiatını Koruma Derneği
Antalya Şubesi tarafından
duzenlenecek piknik,
Manavgat'ta golf tunzmi
için aynlan sahada
yapılacak. Derneğin
Antalya Şubesi tarafından
tutulan 4 otobiıs, isteyenleri
ücretsiz olarak piknik
alanına götürecek.
Yeşü
referaııduııı
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — 19 Kasım
1989'da sonuçları açıklanan
ve katılanların büyuk
çoğunluğunun "hayır" oyu
kullandığı yeşil referandum
için Aliaga Belediye
Başkanı Hakkj Ülkü'ye
soruşturma açıldı. Aliağa
Termik Santralı yapımına
yıizde 94 oranında "hayır"
çıkan referandum yüzünden
hakkında soruşturma
başlatılan Ulku,
"Belediyeler referandum
duzenleyemez diye valılik
konuyu ıncelemeye aldı. Biz
halkın eğilimıni sorduk,
yani görevimizi yaptık. Her
şeyden önemlisi hallamızın
termik santrala hayır
demesi" diye konuştu.
Doğalgaz
okulu
• İSTANBUL (AA) —
TMMOB Kimya
Muhendisleri Odası
Istanbul Şubesi, 1989'da
düzenlenen doğalgaz okulu
programlarının buyuk ilgi
görmesi ürerine, 2 nisan-6
nisan tarihleri arasında
yeniden "doğalgaz okulu"
programı dıizenliyor.
Geçen yıl duzenlenen
doğalgaz okullarına, çeşitli
kamu ve özel sektör
kuruluşlanndan 120 teknik
elemanın katıldığı
bildirıldi.
Egzoz
gazlan
• İSTANBUL (AA) —
Eminonu Rotary Kulubü,
12 mart pazartesi gunü,
"Egzoz gazlarıyla savaş"
adh kampanya başlatıyor.
Çevre kirlıliğini onlemeyi
ve halk sağlığını korumayı
amaçlayan kampanya
kapsammda, Basın
Muzesi'nde bir de toplantı
yapılacak. Toplamıda, ilmi
araştırmaların ışığında,
Istanbul ve Turkiye'de halk
sağlığının korunması
konusu ele alınacak.
•
Dd merkeze
otomatik alo
• ANKARA (ANKA) —
Aksaray'a bağlı Harmandalı
ve Doğantarla merkezleri
şehirlerarası ve milletlerarası
tam otomatik telefon
göruşmesine açıldı. PTT
Genel Mudürlufü'nden
yapılan açıklamaya göre
Harmandalı'nın telefon kod
numarası 4828,
Doğantarla'nın ise 4825
olarak belirlendi.
Fırsatçı mantar
enfeksiyonları
• Saglık Servisi —
"Hayatı Tehdit Eden
Fırsatçı Mantar
Enfeksiyonlarının Teşhisi ve
Tedavisi" konulu
sempozyum dün îstanbul'da
yapıldı. Fırsatçı mantar
enfeksiyonlarının, vücudun
direnç sistemi ve bağışıklık
sistemi hasta olan kişilerde
ortaya çıktığının belirtıldiğı
sempozyunıda, hastalığın
kanser, losemi, AIDS,
organ nakli olanlar, yoğun
bakımdaki hastalar ve ağır
yanık vakalannda daha sık
görulduğu soylendi.
OFO Oteli: Pet
şişeye hayır
• ANTALYA (Cumhuriyet)
— Antalya'da bir otel,
çevreyi kirletmemek için pet
şişeli içecekler kullanmama
kararı aldı. Teneke kutulu
içeceklerin de tenekelerini
biriktirip, alüminyum
fabrikasına satacaklan ve
gelırini Çocuk Esirgemc
Kurumu'na bağışlayacaklan
açıklandı. Antalya Lara
bölgesinde bulunan OFO
Otel'in genel müdürü Rezan
Kulaksız, aldıkları kararın
diğcr tesislerce de
uygulanmasıru istediğini
belırterek, "300 yataklı
otelımizde kesinlikle pet
şişeli urunler
bulunmayacak " dedi.