17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 HABERLER 22ŞUBAT1990 PARLAMENTOGUNDEMI • Anayasa Devlet Kanna Komisyonu: Ban milletvekillerinin dokunulmazlıklaruun kaldınlmasına ilişkin alt komisyon raporlan. • Sağlık Komisyonu: Umumi Hıfassıhha Kanunu'nda değişiklik öngören tasan. •TBMM Genel Kurulu: Son zamanlardaki terör olaylan ve hükümetin aldığı ötılemler konusunda genel görüşme. Toplantı kapalı oturumda gerçekleştirilecek. P A R T İ L E R D E N SHP gazetesi mart SHP MYK, 1 raart perşembe giınü toplanacak parti meclisi öncesinde, çahşma programım gözden geçirdi. Buna göre SHP, periyodik bir yayın organı çıkarmaya hazırlanıyor. Yayın organı Ls, örgütlerle genel merkez arasında iletışimi lljsağlayacak. Merkez Yürütme Kurulu 1 ms ' toplantısından sonra yayımlayacağı "Oncelikler Bildirgesi"nde, "Askerlik Sorununa" da yer verecek. Bildirgede, askerliğin kısaltüacağı ve reorganizasyona gidileceği açıkça ifade edilecek Çalışma programında ayrıca, üyelerin Türkiye'nin sosyoekonomik durumu ve sosyal demokrat alternatifler hakkında bilgilendirilmeleri için seminerler biçiminde sürecek "parti okulu" projesi yer alıyor. SHP, yeni bir bina satın almak için de harekete geçti. Binanın, araştırma komisyonları ile kurulacak bilgisayar sistemine elverişli olması düşünülüyor. (Ankara / Cumhuriyet Bürosu) D Y P - B a $ b a k a n Yüdınm A k b u J u t v e T o p i u Konut ve Katnu Ortaklığı Idaresi Başkanı ökkeş Özuygur hakkında, "görevlerini kötüye kullandıklan" gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet SavcılığYna suç duyurusunda bulundu. DYP Grup Başkan Veküleri \Köksal Toptan ve Vefa Tanır ile 4 I milletvekili tarafından Ankara Cumhuriyet ^ BaşsavcıhğVna verilen suç duyurusu ^ dilekçesinde, Akbulut ve Özuygur'un, Ankara l'inci ldare Mahkemesi'nin özelleştirmeyle ilgib yürütmeyi durdurma karannı uygulamadıkları belirtildi. Anayasaya göre yasama ve yiırütme organları ile idarenin mahkeme kararlarını "makul bir süre içerisinde" uygulamak zorunda olduğuna dikkat çekildi. (Ankara / ANKA) C i l f i T l t i C l Kars Bağımsız Milletvekili »1IV111UM M a h r n u t A h n a k Başbakan Yıldırım Akbulut'tan geçinebilmek için kendisinin ya da kız çocuklarının bedenini saımak zorunda kalan bayanlann lsayısını sordu. Mahmut Alınak, TBMM |Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, geçim sıkıntısı nedeniyle guçlük içine düşenlerle ilgili şu sorulara yer verdi: |"Geçim sıkmtısından ve işsizlikten dolayı kaç kişi intihar etti? tntihara teşebbüs etti? Vynı nedenlerle organlarını satışa çıkaranlann sayısı nedir? Geçim darlığı sonucu boşananlann sayısı ne kadar? Geçinmek için kendisinin veya kız çocuklarının bedenini satmak zorunda kalan bayanlann sayısı nedir? Ev ihtiyaçlannı karşılamak için yiyecek maddeleri çalmak zorunda kalan insanlarımız var mı, sayılan ne kadar?" (Ankaıa / ANKA) Bakanlar Kurulu Akbulut başkanlığında 4.5 saat süren bir toplantı yaptı. Toplantı sırasında Akbulut'un bakanlara Mesut Yılmaz'ın istifasıyla ilgili olarak, "biliyorsunuz bir arkadaşımız ayrıldı. İstifa etti" demekle yetindiği öğrenildi. Bakanlar Kurulu atoplantısı sırasında yaklaşık üç saat kadar Sağlık Bakani Halil Şıvgın'ın sağlık sigortasına ilişkin açıklamaları ve multivizyon gösterisine yer verildi. Şıvgın sağlık sigortasının nasıl oluşturulacağı ve uygulamasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Ayrıca Bakanlar Kurulu'nda sözleşmeli personele ilişkin zam oranları konusunun da ele alındığı bildirildi. (Ankara/Cumhuriyet Bürosu) 7 PKKTı öldürüldti • StİRT (Cumhuriyet) — Kızılsu kasabası yakınlarında güvenlik guçleriyle sîlahlı çatışmaya giren PKK militanlarından 7'si ölü olarak ele geçirildi. Dün sabah erken saatlerde başlayan çatışmanın sürdüğü bildirildi. Siirt'in Şırnak ilçesine bağh Kızılsu kasabasmın Cudi dağı eteklerindeki Kere yöresinde arama ve operasyonlar yapan güvenlik güçleri dün sabah erken saatlerde bir grup PKK militanıyla karşılaştı, güvenlik güçlerinin "teslim ol" çağrısına PKK militanlarının ateşle karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı. Çatışmanın dün akşam saatlerine kadar olan bölümünde 7 PKK müitaıun ölü olarak ele geçirildiği bildirildi. Güvenlik güçlerinin, PKK grubunu dün 16.30 sıralannda çembere almayı başardığı, ancak çatışmanın sürdüğü öğrenildi. ÖLÜM ~ Eski parlamenter Ahnıet Gürkan • ANKARA (AA) — Eski parlamenterlerden Ahmet Gürkan, dün Ankara'da öldü. 1903 yılında Rize'de doğan Gürkan, ilahiyat ve hukuk fakültelerini bitirdi. Gürkan, 1960 öncesinde iki dönem Tokat Milletvekilliği yaptt. Gürkan, 1%1 seçimlerinde de Konya'dan yeniden milletvekili seçildi. Gürkan için bugün saat U.OO'de TBMM'de bir tören düzenlenecek, Gürkan'ın cenazesi Hacıbaytam Camii'nde kılınacak namazdan sonra Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verilecek. DÜZELTME • Uğur Mumcu'nun '40'ların Cadı Kazanı' başlıklı dizi- araştırmasının dün yayımlanan 11. bölümünde, İsmet İnönü'den yapılan alıntı, '..... diğeri de müteahhit partilerdir' şeklinde yanlış çıkmıştır. Doğrusu '..... diğeri de müteaddit (çeşitlı) partilerdir' olacaktır. Düzettiriz. Akbulut, Özal'ın kurduğu dengeleri koruma çabasında Hükümette değişiklik beklentîsiANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Mesut Yılmaz'ın Dışişleri Bakanlığı'ndan "hükttmete uyumsuzluk" gerekçesiyle istifa- sı kabinede revizyon beklentisinin yoğunlaşmasına yol açarken Yıl- maz ve Güzel'i destekleyen millet- vekilleri, büyük kongrenin erke- ne alınması için harekete geçtiler. Başbakan Akbulut'un Ali Bozer'- in Dışişleri Bakanlığı'na atanması konusunda Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal ile de görüş birliği için- de olduğu belirtildi. Mesut Yılmaz'ın Dışişleri Ba- kanlığı'ndan "hükümette uyumsuzluk" gerekçesiyle istifa- sı kabinede revizyon beklentisinin yoğunlaşmasına yol açtı. Başba- kan Akbulut'un Ali Bozer'in Dı- şişleri Bakanlığı'na atanması ko- nusunda Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile de görüş birliği içinde ol- duğu ve Bozer'in atanmasının ka- binedeki dengeleri bozmadığı, parti içinde başka bir kişinin atan- masıyla doğabilecek tepkilerin böylece önlendiği belirtildi. Akbulut, Bozer'in Dışişleri Ba- kanhğı'na atanması nedeniyle bo- şalan Başbakan Yardımcüığı'na yapılacak atama konusunda gaze- tecilerin sorulanna, "Acele etme- yin, durun bakalım, atama yapanz" yanıtmı verdi. Akbulut'- un bu yanıtı da bakan atama için anayasada öngörülen 15 günlük süre içinde hükümette geniş çaplı bir revizyon beklentilerini güçlen- dirdi. Yümaz'm istifası, olağanüstü kongreden bu yana onunla birlik- te hareket eden bakanların kabi- ne içindeki konumlannı gundeme getirdi. Bu bakanların Yümaz ile birlikte istifa etmeleri gerektiği ANAP kulisinde yaygın bir biçim- de dile getirildi. Özellikle Hasan Celal Güzel'i destekleyen millet- vekilleri, özal'ın Cumhurbaşka- nı seçilmesinden bu yana Yümaz ile birlikte davranan Devlet Baka- nı Mustafa Taşar ile Tanm Or- man ve Köyişleri Bakani Lütful- lah Kayalar'ın da istifa etmeleri gerektiğini gundeme getirdiler. Yine Yılmaz'a yakınhğı ile bilinen Taşçıoğlu da, iki bakamn, istifa- smdan sonra Yılmaz'a "Eğer is- tifayı gerektirecek bir dunım var- sa biz de edelim" dediğini söyle- di. Taşçıoğlu, "Ancak, maksat hükümette bir sonın yaratmak degil. Bunlar küçıik hedef olur. Sonın Başbakanlık ve Genel Baş- kanlık yanşıdır" şeklinde konuş- tu. Yılmaz'ın da istifa edebilecek- lerini söyleyen iki bakana, "Ha- yır ben Dışişleri Bakanlığı görevi nedeniyle sizin de bildiginiz bazı problemleri yasadım. Hükümet içindeki uyumsuzluk nedeniyle bakanlıktan aynlmayı uygun buldum" yanıünı verdiği öğrenil- di. Bunun üzerine Taşar ve Kaya- lar'ın istifa etmeyerek kabinede kalmayı uygun bulduklan bildiril- di. Bu arada liberal milletvekille- ri, Yılmaz'ı hedef alarak istifa noktasına getiren bakanlann da kabine dışı bırakılraasının "nyumln ve güçlü bir bükümet" için zorunlu olduğunu savunuyor- lar. Kabine dışı bırakılması iste- nen bakanlann başında Kâmran Inan, İmren Aykut geliyor. Biliıı- diği İnan, ANAP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantüann- da Mesut Yılmaz'a dış politika konusunda sert eleştiriler yönelt- mişti. tmren Aykut ise TBMM'de yapılan dış politika konusundaki genel görüşmenin TV'den naklen yayınına karşı çıkarak "Bunun Mesut Yılmaz'a puan kazandı- racagını" belirtmişti. Bütün bu gelişmelerin Başba- kan Akbulut'u "zor dunımda bırakbgı" kaydediliyor. Akbu- BAŞKENTTEN Destek ve Köstek AHMET TAN ANKARA — 13 satırlık yazıh açıklamasıyla Mesut Yılmaz is- tifa nedenlerini açıklamaktan çok, parti liderliği koşusunu başlattığını dün diplomatik bir dille ilan etti. Açıklamasında, "Sayın Basbakan'a ve Sayın Cumhurbaskanı'na arzettigi" görüşlerınin kabul edilmediğini beürtmesi, hedefini büyük seç- tiğini ortaya koyuyordu. Dışişleri Bakanhğı özel kale- minden Yılmaz'ın yazılı açıkla- ması fakslaıurken, Başbakan Akbulut da onun yerine Ali Bo- zer'i atadığını açıkladı. Böylece Başbakan dünkü TBMM dış politika görüşmesi- ni "Dışisleri Bakansız vapmaktan" kurtulurken, bir yandan da "krizi" buharlaştır- mayı amaçlıyordu. Dünkü görüşmeler canlı TV yayımna rağmen fazla canlı de- ğildi. Canlıhk, "şimdi ne ola- cak?" tartışmalanmn yoğunlaş- tığı kulislere kaymıştı. Akbulut'un "yazılı konıtşma- sT, Türk dış politikasını "Mec- lis'e izah ettnek" kadar Mesut Yılmaz'ın istifa nedenine de bir anlamda yanıttı. Başbakan, Azerbaycan politikasından Bul- garistan siyasetine dek dış poli- tikanın yerindeliğini, tutarhhğıru anlaltı. Oysa ki Mesut Yılmaz, istifa nedeni olarak, ülke menfaatle- rinin gerektirdiği uyumlu, tu- tumlu hükümet çalışmasının bu- lunmadığını gösteriyordu. Bu ne kadar doğru? Mesut Yılmaz, dış politikada hükümetten ve Çankaya'dan çı- kan seslerden bıkıp usandığı için mi istifa etmişti, yoksa genel başkanlık yarışında geç kalma- mak için mi? Bu soruların ANAP kulisle- rinde aranan yanıtı Yılmaz'ın "içtenligini" çözüralemekten çok "pesine düşmeye deger" bir politikacı olup olmadığını de- ğerlendirmek içindi. Yılmaz'ın istifası kabinede fazla üzüntü uyandırmadı. Ak- sine, hükümet "gizli bir lideriik yanşı"na sahne olmaktan kur- tulduğu için sevinen bakanlar çoğunluktaydı. Aynca, dış poli- tika konusunda Yılmaz kadar, Yılmaz'ın tmumundan da kinü bakanlar şiRayetçiydi. Bunlara göre Yılmaz, son üç aydır dış politika konusunda hu- Yümaz'ın istifası kabinede fazla üzüntü yaratnıadı. Aksine hükümetin "gizli bir lideriik" yarışına sahne oimaktan kurtulduğu için sevinen bakanlar çoğunluktaydı. Bazı 'Yılmazeı' milletvekilleri bu tür bir istifanın kendisini büyük bir prestij kaybına nğrattığı görüşünde. kümete karşı hesap vcımez bir tutum sergiliyordu. Her bakana göre, resmi görüşmelere giden ve gelen bir Dışişleri Bakani, hüku- mete bilgi vermek zorundaydı. Çünkü, dış politikadan öncelikle hükümet sorumluydu. Yılmaz ise kendisini hükümet üstü gö- ren bir Dışişleri Bakani idi. Bu modeli benimsememek uyum- suzluk ise, bu uyumsuzluk var- dı, ama şimdi Yılmaz'ın gitme- siyle bu sona ermişti. Mesut Yıhnaz'ın bir kararna- me imzalatmak için bile ter dök- tüğü iddialan doğru değildi. Her bakamn kararname imzalat- makta belli sıkıntılan vardı. Bu, hükümetin niteliğinden kaynak- lamyordu. Bu görüşleri ortaya koyan ba- kan, "Yümaz artak bir milletve- kilidir. Kendisiyle bir polemiğe girmek doğru olmaz" dediğı için adırun yazılmasını istemiyordu. Mesut Yılmaz için şimdi iki yol görünüyor: Bir yandan genel kongrenin bir an önce toplan- ması için çahşmak, diğer yandan bu kongreyi kazanmak için ör- gut ile ilişkilerini geliştirip guç- lendirmek. Ancak bazı "Yılmazeı" diye bilinen millet- vekilleri, bu tür bir istifanın ken- disine büyük prestij kaybına uğ- rattığj inancında: "Çünkü Turkiye'ııin köşeye sı- kışUğı bir dönemde görevi bırak- tı. Bu kendisinin yaratmak iste- digi sorumlu devlet adamı go- riintüsünü yok edecek." ANAP'ta Yılmaz'ın "poütika bilmediğini" savunanlar da ek- sik değil. Bunlara göre, "Kendisi eger dış politikada Özal veya Akbulut'un yanlış yapüğı iddi- asında samimi ise, niçin meyda- nı onlara terk ediyordu?" Kendisine çok yakın olan bir politikacı ise, "Yılmaz bu istifa- sıyla •bitmiştir" diyor. Özetle Yılmaz'ın istifası önce- leri kendisini destekleyen politi- kacılar tarafından "taem geç, hem erken, hem de politik me- sajı güçsiiz" diye nitelendiriliyor. Yılmaz, gücünü ve popülari- tesini bakan sıfatıyla sağladı. Bunda ANAP'ın kurulduğu günden beri bakanlık koltuğun- da oturması en büyük etken. Şimdi koltuktan inip politikaya yeni başlayacak. Bu ise lider ola- cak bir kişi için çok zor bir iş. Taa ki'tepeden" bir destek gör- sün. Ama, göriinen o ki tepeden böyle bir destek yok, aksine kös- tek var. CUNEYT ARCAYOREK yazıyor Mesut Y]lmaz? ]n istifasuıa tepküer ANKARA (Camtauriyet Büro- SB) — Dışişleri Bakani Ment Yd- maz'ın istifası iç politikada fark- h tepkilere yol açtı. DSP Genel Başkanı Bükat Ecevit, Curnhur- başkam, Başbakan ve bazı Ba- kanlar Kurulu üyelerinin dış po- litikayı değişik yönlere "çekiştirip dardskfauını" öne sür&ti. "Sayıo Mesat Yümaz'ın I^şişleri Bakan- B|ı'mU keadiad«n bddnca veri- mi satlayabilınMİ. kendi iredesi dıstnda guvleşmiştir" dedi. DYP Grup Başkanvekili Kök- sal Topttn da Yılmaz'ın istifası Ue ilgili sorunlan yanıtlarken Türk dış politikasında 1983'ten bu ya- na süren çok başh yönetimin so- na ermeyeceğini, bundan sonra da süreceğini öne sürdü ve "istifamn poUtikada bir değişiklik yarataca- pmt sanmıyornm. Ama ANAP'- IB iç politikasmda ne dcf^k oaa bUemcyiz" diye konuştu. Yümaz'ın istifası ANAP için- de de farkh yorumlara yol açu. Is- tifaya ANAP içinden baa tepki- ler şoyle: Kemal Er (ANAP Rift İl Baş- kanı): Mesut Bey. politikada en iyi kararı verir. Mustafa Taşar (Devlet Bakaru): Ben istifasma karşı cıktım. Hâlâ da karşıyım. Ahmet Knrteebe Alptemuçin (Eski Maliye ve Gümrük Bakaru): Hayırh bir olay. ANAP kitk par- tisidir. Httai Öwn (Milletvekili): Öy- le icap etti. Bana göre olumlu. Mükerrem Taşçıojlu (Eski Ça- lışma Bakani): Şimdıden istifa et- mesi iyi oldu. HBHB Cdal Giizel (Gazîantep Milletvekili): İstifa nedenleri ara- sında Genel Başkan adayı olaca- ğı yolunda bir şey söylemedi. Vejsel Atasoy (Eski Ulaştırma Bakani): Partinin kurulduğu gün- den beri liderliği düşündûğü bel- ii. Ben genei başkanlık yarışında aday olduğu inaacmdayırn. AIp«siaa PebJrvaniı (Ankara MlUetvekili): Kişisel menfaat için partinin zor döneminde istifa et- mek doğru değildir. Bulent Akarcalı (lslanbul Mil- letvekili): Mesut Bey hiçbir şekil- de partiyi yaralayacak ve zayıfla- tacak bir davranış içine girmez. AVBI Akyol (Milli Eğitim Ba- kani): Tanıdığım kadanyla Yıl- maz, duygusal nedenlerle hareket etmez. Neden bu karara vardı bi- lemiyorum. Adnan Tntkun (TBMM Dışiş- leri Komisyonu Başkanı): Kendi- si yurtdışında iken, kabinenin di- ğer bakanlannın demecier vermesi olumsuzluk yaratmıştır. Mrtımet Keçeciler (Devlet Ba- kani): Bakanlar Kurulu'nda Yü- maz eleştirilmedi. îstifayı gerek- tirecek bir durum olraadı. Doğancan Akynrek (lstanbul Milletvekili): Ydmaz otobüsü ka- çırdı. Yılmaz'm olağanüstü kong- reden hemen sonra kabineden ay- rılnıası gerekiyordu. tstifada geç kaidı. Necmettiu Karadttmıa (TBMM eski Başkam): Böyle bir durumda kalmış bir dışişleri ba- kanının görevini bırakmast doğrudur. YasİD Bozkurt (ANAP Grup Başkanvekili): Yılmaz'ın istifası, söylendiği gibi bir genel başkan- lık haarhğı ise bize göre erken ve zamansızdır. Fahretüa Kurt (Enerji ve Tabii Kaynakiar Bakani): istifa gelecek- te bir krize veya bölünmeye yol açmaz. E>TBCH Topbaş (ANAP lstan- bul U Başkanı): Beîki yorgun, bd- ki de kendine göre başka sebep- leri vardır. istifa olayı parti için- de çaikantüara yol açmaz. Kalan Sağlar Bizim... ANKARA — Çoğu haberlerle.yorum- lar Mesut Yılmaz otayinın asıl içeriğini bir yana atmış, istifanın zamanlamasını tar- tışıyor. Kimlne göre hükümette kalmalı, bakan ağırltğını kullanarak Iklerliğe hazırîanma- lıydı. Kimileri ise iç politikanın kendine özgü koşullarına uyarak bakanhğı bırak- masını, halka ve parti tabanına gitmesı- ni zorunlu görüyordu. Bu yöntemi iste- nen dûzeyde sürdürebilirse ANAP Kong- resi'nde başanya ulaşabilirdi. Her iki görüş dış sorunlan yine dışlı- yor Tûrkiye'de geçerli temel bir gelenek kendiliğinden ortaya çıkıyor. İç politika, dış politikayi yiyor. Hem de hangi zaman- da? ABD Senatosu'nun Ermeni tasarı- sını ele aldığı, kabul etmesi olasılığının ağır bastığı bir dönemde. Çevremizde yûzyılın önemli gelışmelerinin birden hız kazandığı bir çağda. Oysa Mesut Yılmaz'ın kısa açıklama- lannın temel nedeni iç politika gelışme- lerine, liderlik isteğine bağlanıyor. Paria- mento içi ve dışı çevresi, Mesut Bey'in "karışanı çok olan dış potitikayı" yürü- temediği için çekilmeye karar verdiğini öne sürüyor. "Karışanı çok dış politika"nın kapalı kapılar ardında hangi serüvenlerden geçttğt bugün bilinmiyor. Buna karşın, karışanı çok dış potitikayı doğrulayacak kimi örnekler aylardır sûrüp gidiyor. TÖ'nün başına buyruk ABD görüşme- lerini, Dtşişleri'ne danışmadan komşu ül- kelere gönderdiği ana politikayı saptıra- cak resmi mesajlarını bir yana bırakalım. Hatta Azerbaycan'da, Kırgızistan'da Türk bayrağımn dalgalanacağmı söyleyen hü- kümet üyeleriyle parti merkezindeki açık- lamaları da gözardı edelim. Örneğin, bi* Batı Trakya olayı yeterli. Dışişleri, soru- nu Lozan Antlaşması çerçevesinde ulus- lararası diplomasiye oturtmaya, oradaki soydaşlarımızın haklannı hukuk yoluyla korumaya çalışırken Başbakan, "Isteyen gelsin buraya, bir kâse çorbamıza ortak olsunlar" diyor ve Atina'da yetkililerin, basının bayram şenliği yapmalarına ne- den oluyor. TÖ'ye göre, Ermeni tasarısı "bir atım- lık barut". Bush'a söylediklerinı Mesut Bey de fazla bilmiyor, ama ABD Kong- resi tasarıyı asıl hedefi değiştirmeden ufak tefek düzenlemelerle kabul etme- ye hazırlanıyor. Dışişleri Bakanlığı'nda "Yeni Dünya"yı izleyen, Türkiye'nin ye- ni siyasetlerini saptayacak "tek dosya" olmadığından soz edilirken Mesut Bey'in istifası, dönûürülüp dolaştırılıp iç politi- kaya, liderlik heveslerine ve zamanlama hatasına bağlanıyor. Sonuçta, iç politika dış politikayla dış politika iç politikayla kısır döngüye giri- yor. İç politikada ve dış sorunlarda umut vermeyen bir ülke manzarası kendiliğin- den ortaya çıkıyor. Tabansız iktidarm için- de bulunduğu karmaşa, sorunlan he- men her gün biraz daha içinden çıkıl- maz, daha kanşık ortama sürüklüyor. Ta- lihsizliğimiz şurada. ANAP grubu seçi- min gereğine inanmadıkça. içerde ve dı- şarda ülkenin başı beladan kurtulama- yacağa benziyor. Dış politika ön görüşmelerinde muha- lefel kısır döngünün çerçevesini çiziyor. Dış siyasetle iç siyaset karmaşasının, ül- kenin içinde bulunduğu yönetim boşiu- ğunun ulusal yarariarda terse düşen uy- gulamalarla nereye vardığını bir bir açık- lıyor. Özellikle İnönû, TD'nün başınabuy- ruk davranışlanndan ülkenin aldığı yara- lan çok vurucu cümlelerle suspus olmuş ANAP grubunun yüzüne vuruyor. Başta bir başbakan konuşuyor. Üç ay- lık bir Başbakan, doksan gün içinde her gün gelişen, yeni biçimler alan dış so- runlarımıza bakış açımızı, önlemlerimi- zi anlatacağı yerde, altı yıldır başarıdan başarıya koştuğu iddiasında olan TÖ'nün dış politika oyküsünû yazıyor. Sonradan Demirel, dünyanın doğusundan batısına her ülkede gezinen Akbulut'un neden- se burnumuz dibindeki Kıbns'ı unuttu- ğunu anımsatıyor. AT ülkelerinin, azınlık- . lar sorununu başımıza bir sorun gibi sar- dırdığına işaret ediyor. Başbakan susuyor. Akbulut'a verilecek olumlu not, "eski- yi kanştırarak" bugünü savunu düzeni- ne oturtmamak. Tekdüze bir ses, yeni bir görüş, dünyanın çehresi değişirken Türk- iye'nin alacağı biçime hıç değinmeyen iki saatlik bir TO övgüsü ve öyküsü... Demirel, iç-dış siyaset karmasasında Erdal İnönü kadar vurucu oiamıyor ilk ko- nuşmasında. "Dış politikanın çokbaşh yönetildiğini" söyieyerek geçiyor, ama Er- meni tasarısında hükümetin acz içinde hiçbir şey yapamadığını, AT ülkelerinin ise başvuruyu kapı eşiğinde bıraktığına ağırlık veriyor. İnönü, TÖ'nün aklına estiği dılediği yerde söyledikleriyle dış politika uygula- malarının hele son aylarda tamamen aç- mazlara kaydığını anlatıyor. Bu karmaşa- nın Dışişleri Bakam'nın istifasma kadar uzandığını net biçimde dile getiriyor. TÖ1 nün bu tutumunun ülke yararlarını bal- taladığını, AT konusundaki sözlerinin sonradan "içimizde ve dışımızda başka konuşma" hastalığına kadar uzandığını çok iyi sıralıyor. "8u saçmalıklan bırakahm" diyor inö- nü. Hemen soru ortaya çıkıyor: Saçmalayanlardan annmadıkça nasıl? lut'un bir süredir kabinede deği- şiklik konusunu gündeminde tut- tuğu, ancak kabine içi dengeleri bozarak partide daha büyük sı- kıntılara yol açmamak için for- mül aradığı kaydediliyor. ANAP yöneticileri, Yümaz'ın istifasının, Akbulut'un hükümette revizyon planlarını artık erteleyemez hale getirdiğini belirtiyorlar. Akbulut'un Başbakan Yardım- cüığı'na getireceği isim de kabıne- deki dengeler açısından büyük önem taşıyor. Başbakan Yardım- cüığı için devlet Bakanları Kemal Akkaya, Mehmet Keçeciler, Hüs- nü Doğan ve Güneş Taner'in ad- ları geçiyor. Bu isimlerden Akka- ya'yı liberaler, Keçeciler ve Do- ğan'ı da muhafazakârlar destek- liyor. Taner'in ise Cumhurbaş- kanhğı'na yakın bir isim olması ve ekonomiden sonınüu olması nedeniyle bu göreve getirilebilece- ği belirtiliyor. Bir devlet bakanı- nın Başbakan Yardımcılıgı'na kaydırılması halinde Bozer'den boşalacak devlet bakanlığına AT ile ilişkilerden sorumlu bir devlet bakam atanacağı, bunun da uzun süredir TBMM AT Karraa Ko- misyon Başkanlığı'nı yürüten Bü- lent Akarcalı olabileceği öne sü- rülüyor. Akbulut'un yapacagı ilk hükü- met değişikliğinde, parti içindeki dengeleri koruması açısından Gü- zel'i destekleyen bazı ANAP'lüa- ra da kabinede yer vermesi bek- leniyor. Ancak Güzel'i destekle- yenler arasında "sivri olmayan isimleri" seçeceği ifade ediliyor. Erken kongre Yümaz'm istifası ANAP'ın 18 Haziran 1990 üe 1991 yılı sonu- na değin yapılması gereken ola- ğan kongrenin erkene alınması tartışmalarını da yeniden başlat- tı. Yılmaz'ın yanında yer alan ANAP mületvekilleri ile Güzel grubu da olağan kongrenin erke- ne alınmasını istiyorlar. ANAP olağan kongresi önce- sinde ilçe kongrelerinin başlatüa- bümesi için ÂNAP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun (MKYK) en geç nisan ayı içerisinde karar alması bekleniyor. îlçe kongrele- rinin haziran ayı içinde başlatüa- bileceği, olağan kongrenin de yaz sonunda yapılabileceği belirtili- yor. Akbulut'un olağan kongre- yi 1991 yılından önce yapmayı is- temediği kaydedilirken rakipleri Yılmaz ve Güzel'in kongreyi er- kene alabilmek için "işbiruği" ya- pabileceklerine dikkat çekiliyor. Bu arada Hasan Celal Güzel 1 - in de Mesut Yılmaz'ı telefonla arayarak bir süre görüştüğü öğ- renildi. Güzel'in Yılmaz'a "başan dileğinde" bulunduğu belirtildi. Güzel, öğleden sonra TBMM'de- ki genel görüşmeyi izlemeyerek ls- tanbul'a gitti. Yılmaz, sorunlu aynlan 5. bakanANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — ANAP hükümetlerinde 1983'ten bu yana sorunlu aynlan bakan sayısı Mesut Yılmaz Ue bir- likte beşe yükseldi. ANAP içinde olayu kabineden aynlan bakanlar- dan ilki eski Gümrük ve Tekel Ba- karu Vural Ankan'dı. Kapıkule Gümrük Kapısı'nda bir yolsuzluk savıyla ilgili gelişmeler sonucu 27 Ekim 1984'te Başbakamn isteği, Cumhurbaşkanının onaylamasıy- la görevden abnmıştı. Rüşvet aldığı savıyla 1985 yüın- da Devlet Bakani lsmail Özdag- lar bakanlık görevinden aynlnuş ve ANAP içinde Yüce Divan'a gi- den tek bakan olmuştu. Sağlık Ba- kani Bülent Akarcalı da 1988'de Özal ailesi ile ilgili verdiği bir de- meç nedeniyle istifa ettiğini rad- yodan öğrenince şaşırmıştı. Eski Devlet Bakani ve Başbakan Yar- dımcısı Kaya Erdem de Emlak Bankası Genel Müdürü Bülent Şe- miler Ue ilgili gelişmeler sonucu 4 Ocak 1989'da istifa eımek zorun- da kalmıştı. BAR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear