23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahlbr Cumhunwt Malbaacılık \c Gazetecılık Turk Anonırr, Ş,rker ı adına I, Poülıka CHal Boslsngıç, Dıs Haberter L/guı BHICI. Ekonomı Cctıgiz Turiun, I; Sendıka Şokran Kelenci. Kul'ur CdaJ Lslrr. Vadir Nadi # Genel ^a\ın Muduru. Hasan Cemal, Mucs^ese Muduru Eğnım O*ca> Şe>ba. Haber \ray.ırma İ&fnei Bertan. >un Haoerler N«al*t Dogan. Spor Danı^m.n 4bdua\adir ^ tıcefanajı. Emine L^aklıgil. >azı l&lerı Muduru Oka> Gonensîn, 0 Haber Merkezı Qı^ Yazı-ar k a m Çahşkan, ^raşurm.1 SoJıin Mfm. Duzettme AbduSah \asa. # koordınaror 4hnwT horulsan. 0 Maiı l>ier MudurL talçin Bayer. Saifa Duzenı \onetmercı All 4car. 0 femsıla/er krot Lriıut. 0 Mı-naseoe Buienl ttntr # Buivc-Planlama Srrçp Osmanbe^otlu # ReUam Vs* Tooın. # Ek \ayıniar Hu]«ı ANkARA ^hınel fan, IZMIR Hıkmel Çftuıiups. \D\\\ («an \igenofclu \kvol # [darc Huseıın Gıırrr, • Ijlame Onder Çefll. • B:lgj-l,lem Saıl Inal. • Persoiei Sesjrı BoManooJlo- Szsun >, fa.vat Cjnıtıun>w Matbaaalık .t GaauaJjk T-V> Turk Ocajl Cıd 39/41 C^aloghı H?W l* PK 2%-laarouJ Td !I2 05 03 (20 hall, Tdex_ 222*> Fax. (1) 526 60 72 0 Bumto- Ankan: Zra Gokalp Bh Inkılap S. No I9'4. TcL 133 II 41-47, Teteü. 42344 Fa. 14) 133 U5 <ı< 0 bmr H Zıva Bl> 1352 S.2 3. Tei 13 12 30. Ttfcı 52359 Fax (511 19 53 60 • ™ t ad 119 S No 1 Kal 1. Td 19 3" 52 14 hal). Tda 62155, Fa» fl) 19 37 52 TAKVİM: 20 ŞUBAT 1990 Imsak: 5.21 Guneş: 6.46 Öğle: 12.23 Ikindi: 15.20 Akşam: 17.50 Yatsı: 19.09 'Protestan haklarına? teminatAvrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Sir Fred Cathervvood'a Türkiye'deki Protestan grupların haklarını güvence altına alacak resmi bir karar çıkarılması sözü verildi. Sir Fred Catherwood, "Resmi belge Türk hükümetiyle, farkh Protestan gruplarının temsilcilerinden oluşacak bir grubun işbirliğiyle hazırlanacak" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Biiro- s u ) — Avrupa Parlamentosu'na Türkiye'de yaşayan Protestanla- rın ibadet ozgurluğunun guven- ceye alınacağı konusunda söz ve- rildi. Devlet Bakaru ve Başbakan Yardımcısı Ali Bozer, Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcı- sı Sir Fred Catherwood'a "Pro- testan gruplanmn baskı görme- sini ve yaptıklan dinsel toplantı- iar nedeniyle gözaltına alınmala- rını önlemek iizere" bir teminat belgesinin hazırlanacağını bildirdi. Ankara'daki bir gunliik temas- ları sırasında hukümet üyeleri ve muhalefet milletvekilleriyle bir araya gelen lngiliz muhafazakâr parlamenter Sir Fred Catherwo- od, Türkiye'de yaşayan Protestan gruplarının "dinsel özgürlükleri- nin kısıtlandıgı" yolundakı şikâ- yetlerinı gündeme getirdi. Sir Fred Catherwood, Ali Bozer'le yaptığj bir buçuk saatlik görüş- me sırasında, Protestanların ka- muya açık yerlerde yaptıkları çe- şiıli toplantılar nedeniyle kovuş- turmaya uğradıklannı belirterek, "Avrupa Parlamentosu'nun bu dunımun önlenmesi dileginde oldugunu" soyledi. Ali Bozer'in bu isteğe yanıt olarak, Lozan Antlaşması'nda Onodoks ve Ka- toliklere belli haklar tanınması- na rağmen Protestan grupların- dan söz edilmemesinin bazı ka- rışıhklara yol açtığını vurguladı- ğı ve bu durumun Önune geçilme- OECD Türkiye enflasyon şampiyonu OECD'nin dün açıklanan 1989 rakamlarına göre Türkiye, örgüt ülkeleri arasında en yuksek enflasyona sahip ülke olarak gösteriliyor. PARİS (AP) — Ekonomik Iş- birliği ve Kalkmma Örgutu'nün (OECD) dun açıklanan 1989 ra- kamlarına göre Turluye örgut ul- keleri içinde enflasyon oranı en >üksek ülke. OECD açıklamasında Türkiye 1 nin enflasyon artış oranının 1989 için yüzde 69.6 olduğu, ancak bu- nun, yüzde 75.4 olan 1988 enflas- yona kıyasla gene de düşük sayıl- ması gerektiğine dikkat çekiliyor. Açıklamada 24 OECD ülkesin- de enflasyonun 1988'e kıyasla yüz- de 4.8, 1987'ye kıyasla da yüzde 3.9 arttığı, 1989'un 24 ülke orta- lamasının da yuzde 6 olduğu be- Iirtiliyor. Türkiye dışında diğer OECD ulkelerindeki 1989 enflasyon ar- tış oranlan ise şoyle: Avustralya yuzde 7.3, Belçika yüzde 3, Ingıltere yüzde 7.8, Ka- nada yüzde 5..Danirnarka yüzde 4.8, Finlandiya yüzde 6.6, Fransa yuzde 1.6, Yunanistan yuzde 13.7, İzlanda yüzde 20.7, İrlanda yüz- de 4, İtalya yüzde 6.6, Lüksem- burg yüzde 3.4, Yeni Zelanda yüz- de 5.7, Norveç jTizde 4.6, Porte- kiz yuzde 12.6, Ispanya yüzde 6.8, Isveç yüzde 6.4, Isviçre yüzde 3.2. Ilk özel hava sı ıçın temel bir belge hazırlan- masını kabul etliği oğrenildi. Dun akşam Ankara'dan ayrıl- madan once gazetecilere bilgi ve- ren Sir Fred Cathenvood, söz ko- nusu belgenin, Türkiye'deki on- beş ayrı kiliseye üye Protestan gruplanmn oluşturacağı uç kişi- lik bir grup ile hükümetin ortak çalışmasıyla hazırlanmasına ka- rar verildiğini açıkladı. Cather- vvood, ayrıca Ali Bozer'in kendi- sine bu guvenceyi vermeden ön- ce Diyanet İşleri Başkanlığı'yla temas kurduğunu ve Türk hükü- metınin görüşünün Istanbul'da- ki Protestan gruplarına kendisi tarafından iletildiğini duyurdu. Lozan Antlaşması'nda adı geç- meyen Protestan gruplanmn din- sel toplantı ve ibadet özgurluk- lerine ilişkin belgenin, ne olçude bağlayıcı olacağı, bir "kanun hükmünde kararname" mi, yok- sa yalnızca Avrupa Parlamento- su Başkanlığı'na bir "teminat mektubu" niteliği mi taşıyacağı ise kesinlik kazanmadı. Yetkililer, konunun hükümetin ilgili birim- lerinde ele alındıktan sonra ka- rara bağlanacağını belirtiyorlar. Ancak Protestan gruplanna tanı- nacak yeni hak ve güvencelerin Yehova Şahitleri ve diğer Hıris- tiyan kokenli mezhepler için ge- çerli olup olmayacağı ve Lozan Antlaşması dışında kalan yeni ıs- temlerin yolunu açıp açmayaca- ğının da "incelemeden geçiri- leceği" belirtiliyor. 40 kişi olması gereken dershanede 120 çocuk eğitim görüyor Sınıflar otobüsgibiİstanbul'daki birçok okulda sınıflar, aşırı Kalabalık sımflardan birinin öğretmeni şöyle kalabalık. Öğretmenler ve öğrenciler bu tıkış tıkış diyor: "Kışı soba yakmadan geçiriyoruz. 40 ortamda kaliteli bir eğitim verilememesinden öğrenciye biie dar gelen sınıflarda 90-120 çocuk yakınıyorlar. Bakırköy Mahmutbey'de sınıftaki bir arada olursa, sıcaktan, kokudan durulmuyor. öğrenci sayısı 120'ye ulaşıyor. Ders, 'yapmayın, etmeyin' demekle geçiyor" FİGEN ATALAY Çığhklar, çocuk çıglıkları... 10, 20, 30 değil tam 120 çocuğun çığ- lığı... Nerede mi? Istanbul'un Ba- kırkoy ilçesi sınırları içindeki Mahmutbey köyündeki bir ilko- kulun 1. smıfında. Evet, bu oku- lun 1. sınıftnda tam 120 çocuk. uçer, dörder kişi daracık sıralar- da, tıkış tıkış, yazı yazmak için birbirlerine dirsek atarak, sesini tüm çocuklara duyurabilmek için bağırarak konuşmak zorunda ka- lan öğretmenlerinin anlattıklarını dinleyerek okumayı sökmeye ça- lışıyorlar. "Kışı soba \akmadan geçiriyoruz" diyor boyle bir sını- fın öğretmeni. Neden mi? Işte ya- nıtı: "Dışansı buz gibiyken, bizim sınıfın içinde çocuklar da ben de terliyoruz. 40 öğrenciye bile dar gelen bir sınıfta, 90 çocuk birara- da olursa sıcaktan, kokudan, ha- vasızlıktan durulmuyor." Boğaziçi Ünıversitesi Eğitim Fa- kültesi öğretim uyesi Doç, Dr. Ali Baykal, kalabalık bir sınıfta öğre- nim gören çocuklarda saldırgan- lığın artacağı görüşunde. Doç. Baykal, "Çocuk o sıkışık ortam- da kendine hayat alanı açmak is- teyecek, yanındaki arkadaşını dur- tecek, dirsek atacak" dedi. Ideal oğrenci sayısı 20-30 arası iken, resmi ilkokullarda bu sayı- nın 40 ve daha altı olması öngo- rulmuşken, Jstanbul'daki ilkokul- lann buyoık çoğunluğunda oğren- cilcr, "çok samirai" ders yapmak zorundalar. Öğrenci sayısı 40 ve aitında olan resmi ilkokul sayısı oldukça az. "tdeal"e ulaşanlar ise genelde yalnızca özel ilkokullar. Yenibosna ve Mahmutbey kö- yündeki ilkokullara yaptığımız zi- yaretler sırasında "Bizim okulda sınıflar ortalama 55-60 kişi. Siz şu okula gidin orada mevcutlar AÇILIN HAVA ALALIM — Minik öğrenciler şöyle diyor: "Sınıfta çok gürültü oluyor. Rahat hareket edemiyonız. Öğretmen çok kızıyor, bazen bizi dövüyor." (Foloğraf: Mehmet Emin Saraç) UZMAN GÖRUŞU Kalabalık, saldırganlık doğuruyor Boğaziçi Universitesi Eğitim Fakultesı oğıetim uyesi Doç. Dr. Ali Baykal da kalabalık bir suufta öğretim verilmesinin sakıncalannı şöyle anlattı: "Eğitim, bir iletisim olayı. Öğretmen, sayılan 120'ye varan ögrencilerle nasıl iletisim kursun? 'Durun, susun, oturun' diyene kadar ders biter. Egitimde sosyalleşmenin önemi vurgulanır. Sosyalleşme ber zaman o kadar olumlu değil. Çok sosyal görunen bir ortamda, yani çok kalabalık bir sınıfta sosyalleşememek mümkiın. Bovle kalabalık sınıflar saldırganlığı arttınr. Çocuk kendine hayal alanı açmak isteyecek, yanındaki arkadaşını dürtecek, dirsek atacak." 100'iin üzerinde" diyerek 55-60 ki- şilik mevcudu "normal" sayan okul müdürleriyle de "Dersler, 90 kiiçük çocuğa 'durun, susun, oturun' diyene kadar geçip, bitiyor" diyen öğretmenJerle de "Kalabalık sınıfta rahatsız oluyo- rum, yazımı rahat yazamıyorum, çok gürültü oluyor" diye sınıfın- dan yakınan 1. sınıfTarın minik öğrencileriyle de karşılaştık. İstanbul'un yeni yerleşim alan- lanndan biri olan Mahmutbey kö- yünün içindeki kalabalık mevcutlu ilkokullardan biri olan Mahmut- bey İlkokulu'nda, 120 oğrencinin bir arada öğrenim gördüğü sınıf- ları fotoğraflamamız ve bu kadar öğrenciyle "başa çıkma" becerisini gösteren öğretmenlerle görüşme- miz, okul müdürünün "yasak, ku- rallan çiğneyemem" mantığı ve "gazeteciler söyleneni değil, iste- diğini yazar" sabit fıkri nedeniy- le munıkün olmadı. Mahmutbey llkokulu'nun bi- rinci sınıf öğrencileri ise dillerinin döndü|ünce sınıflarının kalaba- lıkhğından yakındılar. Kendi çığ- lıklannın öğretmenlerini "defl" et- tiginin farkında olmayan bu oğ- renciler, "Sınıfta çok gürültü olu- yor, bir tiirlü rahat hareket edemi- yorum. Öğretmen çok kızı>or. ba- zen bizi dovüyor" diyerek "so- run"lannı anlattılar. Aynı yöredeki Malazgirt tlko- kulu'nun müdür ve öğretmenleri ise okullarında her sınıfta ortala- ma 85-90 oğrencinin bulunduğu- nu, bu sayıyla istenilen başanyı el- de etmenin mümkün olmadığını Y » l j « frtf r»Ö't*ilfl Jn 8'"e r e '^e yayımlanan The Indepen- Pbotokronika Tass'ta çalışan Sovyet fotoğrafçı Ivan Kurtov'un Lening- •*•* O d l l ^ e n t gazetesinde yer alan bu fotoğraf, rad'da çektiği fotoğrafta genç denizciler bir emekliyi selamlarken görü- 'Giinlük Yaşam' dalında 1990 Diinya Basın Fotoğraf Ödülü'nü kazandı. lüyor. söylediler. Bu okulun öğretmen- lerinden birinin anlattıklan, "ide- al"in çok üstünde sayıdaki öğren- cilere bir şeyler öğretmeye çalışan öğretmenlerin içinde bulunduklan durumu tüm açıkhğıyla ortaya ko- yuyordu: "Sınıflann büyüklügu, Yeşil- köy'deki bir okulun büyiiklüğüy- le aynı, ama bizde bu daracık sı- nıfta tam 90 öğrenci var. Bu sınıf- lar 40 öğrenciye bile dar geliyor. Biz kışı soba yakmadan geçiriyo- ruz. Sınıfın kapısının dibine ka- dar tıklım tıklım doluyuz. Dışa- nsı buz gibiyken biz : çeride terli- yoruz. Sıcaktan, kokudan, hava- sızlıktan durulmuyor. Bu koşul- larda öğretim vermek çok zor. Öğ- retmenler yıl boyunca hasta. ses- lerini duyurmak için çırpınıp duruyorlar. 'Durnn, susun, otunın' diyene kadar ders bitiyor. İstediğimiz şeyleri yapamamanın, daha yuksek düzeyde başan elde edememenin uzüntüsu içindeyiz." Bu okula 500 metre uzaklıkta- ki Karacaoğlan İlkokulu'nda ise sınıf mevcudu ortalaması olduk- ça "normal", yani bir sınıfta or- talama 35-40 öğrenci bulunuyor. Yenibosna Altınyıldız tlkoku- lu'ndaki birinci sınıflardan birin- de 67, diğerinde 62 öğrenci var. 67 öğrencilik sınıfın öğretmeni Hül- ya Kızıl, öğrencilerinin hepsini "yiirekten" sevdiğini, tek tek ilgi- lendiğinı soyledi. Kızıl, "Bu kadar kalabalık olmasaydı başan oranı daha yüksek olurdu, ama ben za- man doldurmak için gelmiyorum, öğrencilerimle de velilerle de ile- tisim icindeyim" dedi. 62 öğrenciye okuma - yazma öğretmeye çalışan Emine Ayhan Razan da "başansının sım"nı, ço- cuk çıglıkları arasında şöyle anlattı: "Başanlı olmak için kendimiz- den çok şey veriyoruz, hiç durma- dan çalışıyoruz. Ben bütun boş za- manlanmda öğrencilerimle ilgile- niyorum. Voksa hepsiyle birden iletisim kuntıam mümkun olmaz. Fedakârlık yapmadan, çocuklan sevmeden başanlı olunmaz." Bir de "ideal" sınıfa örnek ver- mek istedik ve Özel tdeal llkoku- lu Müdürü Ayten Yüceil ile görüş- tük. Sınıflarda 20-24 arası sayıda öğrenci bulunduğunu belirten Yü- ceil, her öğrenciyle tek tek ilgilen- diklerini, oğretimin yani sıra ye- teneklerini de ortaya çıkararak oğ- rencileri yetenekleri doğrultusun- da eğittiklerini, geliştirdiklerini soyledi. Yüceil, "Kalabalık bir sı- nıfta ancak toplu öğretim yapıla- bilir. Alan alır, almayan kalır. Ög- rencilerle tek tek uğrasmaya im- kân yoktur. Aralarında çok yete- nekli bir çocuk olsa bile bunu keş- fetmek de mümkün değil" dedi. terminati Kanııni Süleyman sefer yonnınuBir nzel hava volu . . . •' » ^ ^Bir özel hava yolu tarafından Atatürk Havalimanı'nda yaptınlacak olan öze) hava terminalinin 1 haziranda hizmete gireceği bildirildi. İstanbul Haber Servisi — San- cak Air tarafından Atatürk Hava- limanı'nda yaptınlan "Türkiye'nin ilk özel hava terminali" 1 haziran- da hizmete gırecek. Sancak Air Yonetim Kurulu Başkam Murat Bayrak yaptığı açıklamada, termi- nalden kendi uçak ve helikopter- lerinin yani sıra, Türkiye'ye gelen işadamı ve turist uçaklannın fay- dalanacağını soyledi. DHMİ'der firmalara tahsıs edilen bölgede 1200 metrekarelik alana yapılan terminal Atatürk Havalimam'nda özel yollarla kente bağlanacak ve 5 yıldızlı oteller düzeyinde olacak. 5 milyar liraya mal olacak termi- nalin yanında, ayrıca uçak ve he- likopter bakım merkezi de bulu- nacak. Muzeciler tarihi eserlerin sık sık dışarı çıkarılmasına taraftar değil. Birçok eser, farklı iklim ve ortam nedeniyle olumsuz etkilenebiliyor. Eserler zarar görebiliyor. MUSTAFA BALBAY ANKARA — Kanuni Sultan Süleyman Sergisi son uç yılda dor- duncü kez >-undışına çıkarılırken, muzeciler vurtdışında tarihi eser sergilemenin tanıtım açısından olumlu olduğunu, ancak buyük bir riske girildiğini vurguluyorlar. Eserlerin bulundukları ortamlara alıştıklanm belirten uzmanlar, ha- va değişiminin beraberinde yıp- ranmayı da getirecegine dikkat çe- kiyorlar. İlk kez VVashington'da açılan Muhteşem Süleyman Sergisi daha sonra New York'a götüruldu. \r- dından Londra ve Berlin'de, son- ra da Japonya'nın don kentinde sergilenen Muhteşem Süleyman, şimdi Paris'te ünlu Lou\re Muze- si'nde gösterimde. Saltanat surdüğu 46 yılda en uzağı Iran ve Almanya olmak üze- re 13 sefere katılan Sultan Suley- man'ın eşyaları üç yılda üç kıtayı dolaşarak daha fazla mesafe katetti. Yurtdışında açılan sergilerin Türkiye'nin tanıtımı için onemli bir olanak olduğunu muzeciler kabul ediyor, ama bu seferlerden de "rahatsızlandıklarım" dile ge- tiriyorlar. Anadolu Medeniyetleri Vakfı Başkam Raci Temizer her yurtdı- şı sergisinin bir riski olduğunu anımsatarak şunlan söyluyor: "1960 öncesinde de böyle ser- giler oluyordu. Ama Paris'teki bir sergide çeşitli olavlar oldu. Eser- ler zarar gordu. Bundan sonra bir \asaklama geldi. 1984 sonrasında sergiyi yeniden serbest bıraktılar. Bu sergilerde çok geniş topluluk- lar bilgi sahibi oluyor, ama belirt- tiğim gibi risk de unutulmamalı. Bu kadar sık sergileme de zararlı bence." Ankara Universitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) öğre- tim üyelerinden Prof. Dr. Coşkun Özgünel de yine serginin yararla- rının yanısıra eserlerin zarar gor- me olasıhğına dikkat çekiyor. "Özellikle fermanlar ve tekstil üninleri çok çabuk etkilenir. Eş- yalar vitrin ortanuna alışırlar. Ya- ni belli sıcaklık ve nem oranı gerekiyor" diye konuşuyor. DTCF öğretim uyesi Prof. Şe- rafettin Turan daha önceki yıllar- da dışarıdaki sergi yasağını anım- satarak, "6O'lı yıllarda Romanya Devlet Başkam Çavuşesku bir kı- lıç istemişti sergilemek üzere, ama yasa gereği izin verilmemişti. Bun- da belli bir yumuşatma gerekiyor- du, ama tamamen serbest bırakıl- ması da sakıncah" diyor. Anadolu'dakı "iki taşınma bir yangın" deyimini anımsatan bir muzeci de şöyle diyor: "Konunun kamuoyuna pek yansımayan bir yönü de bu ser- gileri Kültür Bakanlığı'nın değil dışisleri bakanlannın istemis ol- ması. Yani sergiler daha çok po- litik nedenlerle açılıyor. Bir bii- yükelçi görev yaptığı yerde sergi açınca, bir diğer ülkedeki buyükel- çi de bunu istiyor. Yurtdısına gön- derilen eserlerin hemen hemen tu- mü bir daha yerine konamayacak nitelikte. Bu kadar çok eserli ve yoğun sergi ne kadar iyi korunma olursa olsun zararlı." A\ nı muzeci sergi yoğunluğun- dan soz ederken, "Örneğin sade- ce Japonya'da kentte dolasUrıldı Muhteşem Süleyman. Her yer de- ğişikliği yeni bir risk" diyor. Türkiye'nin ilk Hititolojoflann- dan Prof. Dr. Sedat Alp de tarihi eserlerin, yerine alternatifi kona- mayacak bir özellik taşıdığını anımsatıyor. 13 şubatta Paris'te açılan Muh- teşem Süleyman Sergisi uç ay su- recek. 'Macera Yarışi'na 42 bin başvuru • Haber Merkezi — Marlboro firmasınca düzenlenen Marlboro 'Adventure Team 90' yanşları bu yıl temmuz ayında ABD'nin dört eyaletinde yapılacak. Dar bir katıhmla gerçekleşecek olan yanş; jip, deniz motoru, motosiklet ve binicilik alanlarında gerçekleşecek. Almanya'dan 5 ekibin yani sıra Belçika, Yunanistan ve bu yıl da ilk kez Türkiye*den altı kişilik bir ekip yarışlara katılacak. Utah, Arizona, Colorado ve New Mexico eyaletlerinde gerçekleştirilecek yarışlara katılmak için Türkiye'den basvuru sayısının 22 ocak taribinden bu yana 41 bin 936'ya ulaştığı bildirildi. Başvuru tarihi 26 maıtta sona erecek. İlk Marlboro Adventure Team yarışlan 1984 yılında yapılmıştı. Memura tedavi yardımı • ANKARA (AA) — Devlet memurlarına yapılacak tedavi yardımı ve cenaze giderlerine ilişkin yeni düzenleme yurürlüğe girdi. Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğe göre yurtta tedavilerinin sağlanamayacağı anlaşılan devlet memurtannın yurtdısına gönderilmeleri, yetkili hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenen raporlann bakanhkça Ankara'da belirlenecek bir hastanede teyidinden sonra bakanhkça onaylanması şartı ile gerçekleşecek. Yeni kalp, yeni hayat • ANKARA (AA) — Hacettepe Universitesi Tıp Fakültesi'nde iki yıl tedavi gören ve 16 Aralık 1989 günii kalp nakli yapılan 51 yaşındaki Ekrem Güler dün taburcu edildi. Hacettepe Universitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Bozer dün düzenlediği basın toplantısında, Ekrem Güler'in sağlık durumunun iyi olduğunu, normal yaşantısını sürdürebileceğini belirtti. Prof. Dr. Bozer, Güler'e bundan sonra evinde ilaç tedavisi uygulanacağını ve 15 günde bir kontrol edileceğini soyledi. Rotasyona doktor tepkisi • Sağlık Servisi — İstanbul Tabip Odası'nca yapılan açıklamada, Sağlık Bakanlığfnca son aylarda uzman hekimlere yoğun olarak rotasyon uygulandığı ve bunun doktorlar arasında tepkilere yol açtığı bildirildi. İstanbul Tabıp Odası'nın bu konudaki açıklamasında, "Bugun pek çok hekim, bakanlık tarafından 'kadro dolu' bahanesi ile tayin beklemektedir. Bu tayinlerle eksik kapatılacağı yerde 'rotasyon' uygulamasına başvurmak doğru bir yol değildir" denildi. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Şükrü Güner'in imzasmın bulunduğu açıklamada, Sağlık Bakanlığı'nın rotasyon uygulamasından vazgeçmesi istendi. \aziir. Basın \ayın'da • Haber Merkezi — Devlet Bakanı Mehmet Yazar, İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'nu ziyaret ederek, okulun çahşmaları hakkında yöneticilerden bilgi aldı. Yazar, "özel ajans kuruluşlannın teşvik edileceğini" soyledi. Öğle sıralannda ÎÜ. Basın Yayın Yuksek Okulu'na Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkam Aydın Dündar'la birlikte gelen Yazar'ı okul müdürü Prof. Dr. Tayfun Akgüner karşıladı. Okulda yaptığı kısa bir gezintiden sonra İstanbul Üniyersitesi Haber Ajansı'na (1ÜHA) gelen Mehmet Yazar, ajans ile okul gazetesi "İletim" hakkında bilgi aldı. Zeus Sunağı • BERGAMA (AA) — Bergama Belediye Başkam Sefa Taşkın, Doğu ve Batı Berlin belediye başkanlarına birer mektup yazarak, D. Berlin'deki Bergama Müzesi'nde bulunan "Zeus Sunağı"nın, ilçelerine gönderilmesini istedi. Belediye Başkam Sefa Taşkın, mektubunda, Bergama halkının isteklerini ilettiğini bildirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear