Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/6 DIŞ HABERLER 6 ARALIK 1990
ABD BAŞKANIBUSH:
Görüşmeler konusunda iyimser değilimABD Başkanı George Bush, Körfez krizinin
doğrudan görüşmelerle çözümlenebileceği
konusunda iyimser olmadığını söyledi. ABD
Dışişleri Bakanı James Baker ise Irak'la
askeri çatışmamn geciktirilmesinin ABD'ye
zarar vereceğini belirtti.
Dtş Haberler Servisi — ABD
Başkanı George Bush, "Körfez
krizinjn doğrudan görüsmeler
yolnyla çözümlenebileceği yo-
lnnda iyimser olmadığını" söy-
ledi. ABD Dışişleri Bakanı Ja-
mes Baker da, Irak'la askeri ça-
tışmanın geciktirilmesinin
ABD'ye zarar vereceğini belirt-
ti. Baker, Irak'a karşı bir aske-
ri saldınya geçilmesi durumun-
da bunun "yoğun" olacağıru da
kaydetti.
Irak hükümetinin, Bush'un
görüşme önerisini "resmen"
kabul ettiği bildirildi.
öte,yandan dün, tngiliz Sky
televizyonunun, Saddam Hüse-
yin'in Rumetia petrol bölgesinin
Irak'ta kalması karşüığında Ku-
veyt'ten çekilmeyi kabul ettiği-
ne ilişkin haberi dünyada heye-
can yarattı. Ancak Amerikalı ve
lngiliz yetkililer haberi yalanla-
düar.
Bush: İyimser değilim
Güney Amerika ülkelerinde
geziye çıkan ABD Başkanı Ge-
orge Bush, Arjantin'in başken-
ti Buenos Aires'te yaptığı açık-
lamada, ABD ile Irak arasında
yapılacak doğrudan görüşmele-
rin Körfez krizine çözüm geti-
rebileceği konusunda şüpheleri
olduğunu söyledi.
Bush, 'İyimser değilim. Irak
Devlet Başkanı Saddam Httse-
yin'in BM kararları çerçevesin-
de şartsız çekilmeye hazır oldu-
ğu yolonda hiçbir belirti
gönniiyonım" dedi.
Başkan Bush, Arjantin Dev-
let Başkanı Carlos Menem ile
düzenlediği ortak basın toplan-
tısında, basın mensuplannın
Irak'ın Kuveyt'ten askerlerini
çekme konusundaki tutumunu
yumuşatmaya hazır olduğu yo-
lundaki haberler hakkındaki so-
rulanru şöyle yanıtladı:
"Kaynağınız kim? Kim söy-
lüyor bunu?"
Bush, "Pazarhk yapılacağı
yolunda birçok söylenti duyu-
yornz, ancak bunun arkasından
bir Iraklı yetkili konuşurken,
Kuveyt'ten çekilmeyeceklerini
tekrarüyor" dedi.
George Bush, "Benim görii-
şüme göre ve bu sanıyorum bii-
tün diinyanın görüşii, Irak, şart-
sız olarak Kuveyt'ten
çekilmelidir" şeklinde konuştu.
Bush'un bu sözleri üzerine
Menem, "ABD Başkanı'nın bu-
rada söylediği her şeyi paylaşı-
yorura. Bir saldırganın geri çe-
kilmesi için şartı bulunamaz.
Irak'ın tek çıkar yolu, şartsız
olarak geri çekilmesidir" diye-
rek desteğini vurguladı.
Baker'ın açıklaması
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker, Irak'la askeri çatışmanın
geciktirilmesinin ABD'ye zarar
vereceğini söyledi. Baker, Irak'a
karşı bir askeri saldın gerçekleş-
mesi durumunda bunun
"yoğun" olacağıru da kaydetti.
Baker, Senato Dış Ilişkiler
Kornisyonu'nda yaptığı konuş-
mada, askeri çatışmanın gecik-
tirilmesinin, Irak'ın Kuveyt'i
imha etmesine yardımcı olaca-
ğını belirtti ve Irak'a karşı uy-
gulanan ekonomik yaptınmla-
nn etkisinip çok az olduğunu
söyledi. Dışişleri Bakanı, Irak
Devlet Başkanı Saddam Hüse-
yin'in eğer mümkünse banşçı
yolla, eğer değilse kuvvet kulla-
narak durdurulması gerektiğini
belirterek, "Şaddama, zama-
nın onun lehinde olmadığını
gösteımemiz gerekli" dedi.
Beklemenin, Saddam'a am-
bargoları kırmak için zaman
vermenin yanı sıra kendilerine
masraf yüklediğini de kaydeden
Baker, şunları söyledi:
"Beklediğimiz sürece Sad-
dam Kuveyt'te işkencelerine de-
vam edecektir ve halkı katlede-
cektir. Beklediğimiz siirece, ko-
alLsyonu kırmak amacıyla rehi-
neler konusundaki hilelerine de-
vam edecektir. Beklediğimiz sü-
rece, Kuveyt'i takviye etmeye,
kimyasal ve biyolojik silahlan-
nı arttınnayı sürdürecektir ve
nükleer silah kapasitesini elde
edecektir. Beklediğimiz sürece,
Saddam'ın snçnnun yfikü dön-
yanın sırtına giderek daha faz-
la yüklenecektir. Bunlardan do-
layı kuvvet kullanma konusun-
da hazır olmalıyız."
Dışişleri Bakanı Baker, Irak'-
ın Kuveyt'ten önkoşulsuz çekil-
meyi kabul etmemesi halinde,
bu ülkeye "anl, yoğun ve
kararh" bir şekilde saldıracak-
larım söyledi.
Baker, "Eğer göç kullanuma-
sı gerekirse, bnnnn ani, yoğnn
ve karaıiı bir şekilde gercekleş-
mesini amaçlıyonız" dedi.
James Baker, ABD Başkanı
George Bush'un Irak ve ABD
Dışişleri Bakanları arasında
doğrudan görüşme yapılması
yolundaki önerisinin banş için
son şans olduğunu belirtti.
Baker, "Bağdaftaki misyo-
nnm, Saddam'a seçenekleri
hakkmda açridama yapmak ola-
cak. Saddam ya BM Güvenlik
Konseyi kararianna uyacak ya
da fetaketle karşdasacak" dedi.
Irak, ABD Başkanı George
Bush'un, Körfez krizinin iki ül-
kenin ûst düzey yetkilileri ara-
sında doğrudan görüşülmesi
önerisini kabul etti.
ABD Dışişleri Bakardığı Söz-
cüsü Margaret Tutwiler tarafın-
dan yapılan açıklamada, "Irak
hükümeti, Başkan Bush'un,
ABD ve Irak hiikümetleri ara-
sında görüşmeler yapılması öne-
risini kabul etti" dedi.
Tutwiler, ABD ve Irak ara-
sında yapılacak iki görüşmenin
tarihleri ve düzenlemeleri konu-
sunda temaslar yapıldığını acık-
ladı.
Dışişleri Bakanlığı, Bağdat'-
Fransız Sosyalist Partisi'nin Ortadoğu konulan sorumlusu Alain Chenal, Körfez krizini Cumhuriyet'e değerlendirdi
'Amerikan politikasıyla çözüm olmaz'Avrupa,
bugünün özel
koşullannı ABD'nin
önderlik ettiği
koalisyondan farklı
bir politika
benımsemek için fırsat
saymazsa, oluşacak
tahribatı gidermek son
derece güç olacaktır.
SABETAY VAROL
PARİS — lktidardaki Fran-
sız Sosyalist Partisi'nin Ortado-
ğu konulan sorumlusu Alain
Chenal, Körfez'de çıkacak ye-
ni bir savaşın Avrupa ile Arap
dünyası arasında tamiri çok guc
tahribatlara yol açacağını düşü-
nüyor. Alain Chenal uzun yıl-
lardan beri partisinin Ortadoğu
ve Doğu Akdeniz ilişkilerini yü-
rtittü. Halen Paris'teki Arap
Dünyası Enstitüsü'nde de görev
yapıyor. Nanterre Universite-
si'nde anayasa hukuku alanın-
da öğretim üyesi olan Chenal,
Arap Dünyası Enstitüsü'nde
Enstitü Direktörü eski Bakan
Edgar Pisani'nin özel kalem
müdürü. Partideki görevi gere-
ği defalarca Türkiye'ye gelen
Alain Chenal, 10 yıldır Paris'le
Ortadoğu ülkeleri arasındak
İlişkilerin düzenlenmesinde
önemli rol oynadı. Arap-Türk-
Kürt aydmlarıyla sürekli ilişkı
içinde olan Chenal, Fransa'da
bu konunun belli başlı uzman-
ları arasında da mütalaa edilı-
yor. Chenal'a son krizle ilgilı
sorduğumuz sorular ve yanıtla-
n şöyle:
Düş kınklığı mı?
— Arap dünyası ile Fransa ve
dolayısıyla Batı dünyası arasın-
da yakınlaşma sağlanması için
yıllardır miıcadele eden biri ola-
rak son kriz nedeniyle hayal kı-
nklığı içinde oldugunuz söyle-
nebilir mi?
CHENAL — Avrupa ile
Arap dünyası, daha geniş an-
lamda İslam dünyası arasında-
ki ilişkütr açısından tayin edici
anlar yaşadığımızdan şüphem
yok. Avrupa bugünün özel ko-
şullarını, ABD'nin önderlik et-
tiği koalisyondan farklı bir po-
litika benimsemek için fırsat
saymazsa, bunun ardından bir
askeri çatışma olursa açılacak
tahribatı tamir etmek son dere-
ce güç olacaktır. Ancak bu kö-
tü durumdan iyi bir durum ya-
ratmak imkânsız değil. Belki bu
sayede Avrupa sadece ekono-
mik değil diplomatik düzeyde
de var olduğunu gösterme ola-
nağı elde edecektir. Avrupa,
Akdeniz dünyasıyla özgün iliş-
kiler kurarak bunu gösterebilir.
Bu belki de tek fırsat olacak.
öncelikle bu bunalıma bir çıkış
yolu, askeri olmayan bir yol bu-
labileceğimizi ispat etmeliyiz.
Ardından yani bir sonraki aşa-
mada Ortadoğu'daki tüm so-
runlann (sadece Filistin mesele-
sine ve Lübnan meselesine de-
ğil, petrol ve su kaynaklarının
daha eşitlikçi biçimde dağılımı-
Körfez'de kriz bölgesinde bulunan Fransız kuvvetleri, muhtemel bir savaşa karşı bir dizi tatbikattan geçtiler. Askerler, yerden havaya atılan Mistral füzesini deniyoriar.
na, bolgenin aşırı silahsızlanma-
sından kaynaklanan, aynı za-
manda nüfus artışından doğan
tüm sorunlara atıf yapmak isti-
yorum) birlikte masaya yatırıl-
masını kabul ettirebilirsek çok
uzun da olsa yeni bir süreci baş-
latmayı benimsetebilirsek işte o
zaman Avrupa ile Arap-lslam
dünyası arasındaki ilişkilerin
kötuye gitmekten kurtulmasını
sağlamış olacağız.
Asıl nedenler
— Bölgeyi yakından bilen biri
olarak tarihsel açıdan baktıgı-
mızda Saddam Hüseyin'i Ku-
veyt'i işgale iten asıl nedenleri
nasıl açıklıyorsunuz?
CHENAL — Saddam Hüse-
yin'in vahim analiz hataları
yapma alışkanlığı olan bir insan
olduğunu düşünüyorum. Birinci
Körfez savaşını başlattığında
1980'de şu ya da bu biçimde
manipüle edildiğine inanıyo-
rum. O zaman son derece ciddi
bir analiz hatası yapmıştı. Ko-
lay bir harbe ve İran rejiminin
hızla çökeceğine inandı. Tam
tersi oldu ve Iran rejimini güç-
lendirdi. Tam on yıl sonra ge-
len bu ikinci krizde şu hatayı iş-
ledi. Uluslararası topluluğun
içinde bulunduğu haleti ruhiyeyi
yanuş değerlendirdi. Ancak ay-
nı şekilde şunu da düşünüyo-
rum ki bölgedeki birçok ülke
Saddam Hüseyin'i bu hatayı iş-
lemeye itti.
— Sizin varsayımınız Irak'ı
askeri ve endüstriyel potansiye-
linden yoksun bırakmak üzere
bir tuzak hazırlandığı.. Acaba
bu amaca ulaşmak isteyenle:,
topyekûn bir güvenlik sistemi
kurulmasını önererek aynı ama-
ca ulaşabüecekler miydi?
CHENAL — Burada tarihin
ikinci bir cilvesi gerçekleşti.
Irak'a bu tuzağı hazırlayanlar
Irak'ın bu kadar kapsamlı bi-
çimde tuzağa düşeceğini hesap-
Iamamıştı. Şimdi kendileri de
aynı tuzağa düşmüş bulunuyor-
lar. Gözüktüğü kadanyla krizin
olası çözümleri arasında büyuk
bir belirsizlik var. Durumu ana-
liz etmek için tarafların gerçek
amaclarını göz önünde bulun-
durmak gerekiyor. Irak aleyh-
tarı koalisyonun resmi amacı
olan Kuveyt meselesi bir yana,
herkesin gerçek hedefleri aynı
değil. Bu nokta açıkça görünü-
yor. Bazıları petrol kuyularının
bulunduğu bölgeye uzun vadeli
olarak yerleşmeyi hedefliyor.
Amerikan politikasının bazı uz-
manları eskiden beri bu görüşü
ileri sürmüşlerdir. Başka bazıla-
rı yükselen Irak askeri makine-
sinin hesabını görmeyi düşünü-
yor. Bunlar birbirlerinden farklı
hedefler. Bence koalisyonun
önüne koyduğu hedefler arasın-
da Kuveyt en onemsizi.
BAAS'ın gelecegi
— Arap dünyasındaki siyasi
gelişmeleri yakından takip eden
biri olarak Doğu Bloku'ndaki
gelişmelerden sonra BAAS re-
jimlerinin geleceğini nasıl göni-
yorsunuz?
CHENAL — İki rejim bu eti-
keti taşıyor. Suriye rejimi ve
Irak rejimi. Suriye rejimi Hafız
Esad'ın oldukça olağanüstü
şeklinde niteleyebileceğim kişi-
liği sayesinde ayakta duruyor.
Lideri yüzünden ama aynı za-
manda diğer Arap liderlerinin
zayıflığı sayesinde Suriye, Arap
dünyasında kendi olanaklannın
çok üzerinde bir rol oynuyor.
Suriye başkanının biyolojik
kaybından sonra Suriye rejimi-
nin şimdi olduğu gibi devam et-
mesi çok zor. Esad sonrası Su-
riye'de iç sorunlann trajik so-
nuçlar doğurması beklenebilir.
Hatta Lübnan'ın Şam karşısın-
da şimdikine oranla güçlü duru-
ma geçip ikili anlaşmaları göz-
den geçirmek istemesi bile bek-
lenebilir. Daha sağlam bir yapı-
ya sahip Irak rejimine gelince;
bu rejim de kaderini tamamen
lideriyle birleştirdi. Çünku Sad-
dam Hüseyin yıllar boyu etra-
fında topyekûn bir boşluk ya-
rattı. Çok önemli şahsiyetleri
tasfiye etti. İktidar bir ailenin ya
da bir klanın iktidarına indir-
gendi. Bu anlamda Irak'taki
BAAS rejimi olağanüstü zayıf-
lıkta bir rejim sayılabilir. Ancak
özellikle savaş yıllan boyunca
devlet fikri ve devlet aygıtı fik-
ri çok gelişti. Dolayısıyla Irak
devletinin Saddam Hüseyiri'den
sonra da yaşayacağını öngör-
mek yanlış olmaz. Ancak büyük
olasılıkla rejim için aynı şeyi
söyleyemeyiz. Eğer Irak'ta BA-
AS'tan vazgeçmek mümkün ol-
mazsa, bu şimdiki BAAS'tan
daha farkh bir BAAS olacaktır.
Saddam sonrası rejimin, tek
partinin ve bu parti içinde tek
adamın mutlak iktidarı olacağı-
nı hayal etmek çok güç. Dinci-
lerle, komünistlerle, hatta bazı
Kürtlerle uzlaşan bir rejim ola-
caktır. Dolayısıyla daha istik-
rarsız bir rejim olacaktır. Bu
arada Irak halkı adına daha da
demokratik olacağını ummak
isterim..
— Körfez krizinden sonra siz-
ce Türkiye Avrupa ile yakınlastı
mı yoksa Avrupa'dan uzaklaş-
tı mı?
CHENAL — Ben soruyu ter-
sine çevirmek istiyorum. Bu kriz
yüzünden Avrupa Türkiye'ye
yaklaştı. Çünkü bu konuda hâ-
lâ tereddütleri olanlar Türkiye'-
nin oynadığı rol ve bu bölgede-
ki önemini daha iyi anladı. Kı-
sacası Avrupalılar genel anlam-
da Batılılar Türkiye doğrultu-
sunda yeni adımlar attı. Ben as-
keri konulardan, topyekûn po-
litik konulara geçmemizi arzu
ediyonım. Türkiye'nin rolünü
sadece güvenlik ve ordu açısın-
dan değil, tüm Ortadoğu'nun
örgütlenmesi ve kalkınması çer-
çevesinde düşünmeye başlama-
mızı arzuluyorum. Türk politi-
ka adamlan ve aydınlanyla
Türkiye'nin Ortadoğu'daki ve
Akdeniz havzasındaki rolü ko-
nusunda fıkir ahşverişinde bu-
lunmak isteriz.
— Bölgede topyekûn çözüme
yol açacak bir siireç başlayaca-
ğı dûsünülebilir mi?
CHENAL — Son yıllarda
Akdeniz düzeyinde birçok giri-
şim oldu. Sonuncusuna ltalyan-
lar ve fspanyollar liderlik etti.
Amaç Helsinki sürecinin bir
benzerini Akdeniz'e uygula-
mak. Şurası açık ki Helsinki
başlangıçta bir ütopya idi. Ger-
çekleşmesi 15 yıl aldı ve sonun-
da meyvelerini verdi. Akdeniz'-
de de belki bir o kadar sürebi-
lir. Ama şu anda bir ütopya gi-
bi görünen bu yoldan başka Or-
tadoğu'nun tüm meselelerine
çözüm getirecek ne gibi yollar
olduğunu düşünemiyorum.
ın Tank Aziz'in Washihgton'a
gitmesi yolunda aldığı karan
Irak'taki ABD işgüderi Joe WB-
son'a ilettiğini kaydetti.
Sky televizyonunun
iddiası
İngiliz Sky televizyonu, Irak'-
ın, Batı'mn askeri saldırısına
uğramayacağı konusunda ga-
ranti verilmesi ve Kuveyt 'in Ru-
melia petrol bölgesini elinde tut-
masının kabul edilmesi duru-
munda Kuveyt'ten çekilmeyi
kabul edebileceğini bildirdi.
AA'nın haberine göre Sky tele-
vizyonu, Saddam'ın, adlannı
açıklamadığı yabancı büyükel-
çilere, Irak'ın Kuveyt'in Bubi-
yan ve Warba adalarını terk
edebileceğini, ancak Körfez'e
ulaşma imkânlannı arttırmak
için bu adaları kiralamak iste-
yeceğini söylediğini belirtti. Ha-
berde, bu buyükelçiler arasında
Mihail Gorbaçov'un özel tem-
silcisi Yevgeni Primakov'un da
bulunduğu ileri süniMü.
Sky televizyonunun bu büyük-
elçilere yakın bir kaynağa da-
yanarak verdiği habere göre
Saddam, "Kuveyt emirlik aile-
sinin Ulkeye geri dönmesini ka-
bul edebileceğini" de söyledi.
Irak, daha önce emir ve ailesi-
nin ülkeye dönmesine kesin ola-
rak karşı çıkıyordu. Haberde,
Filistin sorununun anlaşma için
bir engel olarak görülmediği de
bildirildi.
SKY televizyonu, Batılı ülke-
lerin Saddam'ın bu önerilerin-
den haberleri olduğunu ve bu
ülkelerin büyükelçilerinin
BM'nin Irak'a ksu-şı güç kulla-
nılmasına yeşil ışık yakan kara-
nndan sonra öneriler konusunu
görüştüklerini iddia etti.
Ancak ABD ve Suudi Arabis-
tan, öneriierden haberleri olma-
dığını bildirdiler.
Bush'a baskı
ABD Kongresi'nde Demok-
ratların Başkan Bush'a yaptık-
lan baskı yoğunlaşıyor. Temsil-
ciler Meclisi'nde yapılan oyla-
mada Demokrat üyeler 37'ye
karşı 177 oyla Amerikan vatan-
daşlanmn hayatlan tehükede ol-
madığı sürece Başkan Bush'un
Kongre'den izin almadan aske-
ri harekâta girişmesini yasakla-
yan bir karar tasarısını onayla-
dılar. Ancak onaylanan karar
tasarısı bağlayıcı değil.
Bu arada başsavcılık da 54
Demokrat temsilcinin, Başkan
Bush'u Irak'a saldırmadan ön-
ce Kongıe'nin onayım almaya
zorlamak için mahkeme karan
çıkarma girişimine karşı çıktı.
Başsavcı Yardımcısı Stuart Ger-
son, Federal Mahkeme'nin De-
mokrat temsilcilerin başvurusu-
nu dikkate almamasını istedi.
Gerson "Bu aşamada sorun si-
yasal niteliktedir" dedi.
Rijkov'un demeci
SSCB Başkanı Nikolay Rij-
kov, ülkesinin "Ne askeri, ne de
bir başka biçimde Körfez buna-
lımına bulaşması gerektiğini"
söyledi.
Rijkov, Interfaks Servisi'ne
verdiği demeçte, Afganistan
olayınm yaralannın, Sovyet hal-
kımn belleğinde hâlâ çok taze
olduğunun unutulmaması ge-
rektiğini belirterek, bugün için
Sovyet hükümetinin önündeki
Körfez bunalımıyla ilgili en acil
görevin, bir an önce Irak'taki
Sovyet vatandaşlarının ülkeye
dönmelerini sağlamak olduğu-
nu vurguladı.
Nikolay Rijkov, Körfez soru-
nunun askeri yollardan çözüme
kavuşturulması zorunlu hale
gelse bile, bu bölgeye bir tek
Sovyet askeri bile gönderilme-
mesi gerektiğini kaydetti.
öte yandan, SSCB Savunma
Bakanı Dmitri Yazov'un, Irak
Devlet Başkanı Saddam Hüse-
yin'in, birliklerini Kuveyt'ten
çekeceğine inandığı bildirildi.
Yazov, dün Japon gazetesi
Yomiuri Shimbun'da yer alan
demecinde, "Körfez'deki savas
dengesmin şimdi Irak aleyhine
olduğunu, Saddam'ın da bunu
idrak ettigini" belirterek Sad-
dam Hüseyin'in, BM'nin, Ku-
veyt'i kurtarmak için güç kulla-
nılmasına yeşil ışık yakmasın-
dan sonra bu ülkeyi "boşalta-
cağına" inandığını söyledi.
Özal asker gönderme eğiliminde
Kızılay'dan Irak'a
ilaç yardımı
New York Times, manşetten verdiği haberde,
'Cumhuriyet'e dayanarak Özal'ın Suudi
Arabistan'a asker gönderme eğiliminde
olduğunu bildirdi.
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'ın Suudi Ara-
bistan'a asker gönderme eğili-
minde olduğu dün The New
York Times gazetesinin manşet
haberinde yer aldı. Ankara
mahreçli Clyde Haberman im-
zah haberin başlığı aynen şöyle:
"Türk liderinin Suudi Arabis-
tan'a asker gönderme eğilimin-
de olduğu söyleniyor". Haberin
spotu ise özal'ın savaş duru-
munda ABD'ye üs kullanması-
nı önerdiğinin basında yer aldı-
ğı şeklinde. Haberman'ın önce
kaynak belirtmediği, daha son-
ra Cumhuriyet gazetesine da-
yandırdığı haberinde Özal'ın
hafta sonunda hükümet yetkili-
lerine Suudi Arabistan'a ufak
bir kuvvet göndermeyi tavsiye
ettiği, ayrıca İncirlik üssünün
savaş durumunda ABD tarafın-
dan kullanılmasına izin verilece-
ği yolunda ABD'ye bir mesaj
^önderilmesini önerdiği yer alı-
yor. Güvenlik Konseyi'nin kuv-
vet kullanma izni kararından
sonra ABD Savunma Bakanı
Cheney'nin Türk Savunma Ba-
kam'nı, Devlet Başkanı Bush'un
ise Özal'ı aradığı, Irak'a baskı-
nın arttınlması için daha fazla
işbirliği beklediklerini ilettikle-
ri bildiriliyor.
Haber aynen şöyle: Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın yakında
Suudi Arabistan'a kuvvet gön-
dermek, daha sonra savaş duru-
munda da önemli bir Türk ha-
va üssünü ABD'ye kullanma iz-
ni verme isteğinde bulunduğu
bildiriliyor. Her iki girişimde
Türkiye'nin Bağdat'a karşı koa-
lisyona katılımını önemli ölçü-
de anüracak. Ancak Türk Baş-
bakanı hiçbir karar almmadığı-
nı söyledi; "Koşullar değişiyor
ve değişirlerse asker gönderme
karan alabiliriz" dedi. Yıldırım
Akbulut bu gece bir söyleşide
"Şimdilik sadece bir ihtimal" di-
ye konuştu.
Askeri lider istifa etti
Ülkenin önde gelen gazetele-
rinden Cumhuriyet'te yer alan
bir habere göre Özal bu öneri-
leri hafta sonunda üst düzeyde
görevlilerle yaptığı toplantılarda
gündeme getirdi. Bu bilgi daha
sonra Özal'a yakın biri tarafın-
dan doğrulandı. Ancak pazarte-
si günü sürpriz bir şekilde istifa
eden General Necip Torumtay'-
ın, Özal'ın tavsiyelerine karşı
çıktığı bildiriliyor. Akbulut, Ge-
neral Torumıay'ın yerine bugün
GeneraJ Doğan Güreş'i atadı.
General Güreş'in Torumtay'ın
fıkirlerini paylaştığı biliniyor.
Bu duTumun özal'ın yıllardır
ordu ile devam eden sürtüşme-
sini arttıracağı tahmin ediliyor.
Bir keresinde Cumhurbaşkanı
Özal, sahil kıyafeti ile birlikleri
denetlemeye gitmişti.
Torumtay'ın istifası, ki bura-
da duyulmamış bir davranış.
Körfez'de Türklerin ne tür giri-
şimlerde bulunacağı üzerine üst
düzeyde bölünmelerin mevcut
olduğunu kanıtladı. Şimdiye ka-
dar Irak petrol boru hattını ka-
patarak, ambargoyu uygulaya-
rak, sınırdaki asker gücünü art-
tırarak ABD'de ve Batı'da Tür-
kiye övgü kazandı. Ve kamuoyu
yoklamaları da onları doğrulu-
yor.
Özal'ın yakınlarına göre Türk
Cumhurbaşkanı, işi ABD'ye sa-
dece Irak'ın saldmsı durumun-
da bir ikinci cephe olma sözü
vermeye kadar vardırdı. Burada-
ki pek çok yetkili savaş çıkması
halinde Irak'ın Türkiye'ye sal-
dırma riskini kesinlikle göze al-
mayacağı kanısında. özal, en
azından kamuya karşı yaptığı
açıklamalarda ikinci cephe rolü-
nü kabullenmediğini bildirdi.
Ancak belli ki Türkiye için da-
ha başka rolleri mümkün görü-
yor. Cumartesi günü Akbulut ve
diğer hükümet yetkililerine Kör-
fez'e küçük bir güç gönderme
önerisinde bulunduğu bildirildi.
Bunun yanı sıra ABD'ye İncir-
lik üssünü savaş durumunda
kullanabileceği mesajının veril-
mesini önerdi. Özal'ın bu üssü
kullanma imkânı olmadan
Irak'a karşı askeri bir başan ih-
timalinin azalacağı yolundaki
ifadesi haberde tımak içinde yer
aldı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Kızılay, Cumhurbaşka-
m Turgut Özal'ın onayıyla Kör-
fez krizinin başlamasından bu
yana ilk kez yarın Irak'a ilaç
gönderecek.
Türkiye Kızılay Derneği Ge-
nel Başkan Yardımcısı thsan
Saraçlar'dan alınan bilgiye gö-
re, yaklaşık 15 gün önce Türki-
ye'ye gelen Irak Kızılay heyeti-
nin talebi üzerine ilaç gönderme
kararı alındı.
Saraçlar, 112 çeşit ilacın iki
tırla yann Irak'a gönderileceğini
belirterek, "Bu yardım Güven-
lik Konseyi'nin ambargo kara-
nna aykın değil. İki ay önce
gönderecegimizi deklare etmiş-
tik. Kızılay ihtiyacı olan herke-
se yardım yapar. Irak'ın ilaca
ihtiyacı var" dedi.
Saraçlar, gönderilecek ilaçla-
rın ağrı kesici türleri kapsama-
dığını vurgulayarak, harp sıra-
sında kullanılabilecekler dışın-
daki tüm ilaçların yardım kap-
samında olduğunu bildirdi. Sa-
raçiar, tırlarda kesinlikle süt to-
zu ve benzeri gıda maddesi bu-
lunmadığını söyledi.
Ilaçları Irak'a götürecek iki
tır yarın Ankara'dan Kızılay
Basın ve Halkla Ilişkiler Müdü-
rü Coşkun Çolak başkanlığın-
daki heyetle yola çıkanlacak.
Kızılay'ın ilaç yardımı Bağdat'-
ta Iraklı yetkililere teslim edile-
cek.
İlaç yardımı, BM Güvenlik
Konseyi'nin 660 sayılı karan
çerçevesinde uygulanan ekono-
mik ambargonun istisnasım
oluşturuyor. Konsey, "tnsancıl
ve tıbbi yardımı" ambargo dı-
şında tutmuştur.