23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6ARALIK 1990* + ** i Suudi kadınlarla dayanışma — başkenti VVashington'da Ulusal Kadın Örgütü, Suudi Ara- bistan Büyükelçiliği öniinde bir gösteri düzenleyerek Suudi Arabistan'da kadınların baskı altında tutulmalannı protes- to etti. Örgiit üyeleri ellerinde, "Suudi kardeşlerimizle da- yanışma içindeyiz" yazılı pankartlar taşırlarken Saudi Arabistan'daki düzeai protesto eden sloganlar attılar. (Fotoğraf: Reuter) Helikopterle kayak tıırları ANTALYA (AA) — Antalya^ da bir seyahat acentesi, kayak merkezi Saklıkent'e helikopter- le günübirlik turlar düzenleme- ye başladı. Antalya'da yaz bo- yunca ören yerlerine yapılan he- likopter turları, laşın gelmesiy- le yön değiştirdi. Antalya'da bir seyahat acentesi, 22 kişilik heli- kopterle, Antalya'nın kayak merkezi Sakhkent'e günübirlik turlar düzenliyor. Acente müdü- rü Mehmet Noyan, yaz boyun- ca helikopterle Kapadokya, Pa- mukkale ve ören yerlerine top- lam 57 sefer yapıldığını bildire- rek şunları söyledi: "57 seferde bin 410 yolcu taşıdık. Önümüz- deki yazdan itibaren de Alanya, Side ve Çamyuva'ya helikopter turları düzenleyeceğiz. Ayrıca yöredeki bazı otellere helikop- terlerle gidilecek. CUMHURİYET/19 7 2 Saatte dünya turu — Sovyetler'in Antonov AN 124 uçağı dünya rekorlan kınyor. AvustraJya'nın Mel- bourne kentinden kalkıp aynı kente Rio de Janeiro, Casab- lanca ve Kamçatka'da üç durak yaparak dönmesi 72 saat siirdü. 26 müreltebatı olan bu uçak, dayanıklılık ve saatte 800 km. hızla hız rekoru kırdığı saptanarak Guinness rekorlar kitabına alınacak. (Fotograf: AFP) Noel Baba anıldı ANT.iL.YA (Cumhuriyet Bü- rosu) — "Uluslararası Noel Ba- ba Anma Törenleri" Antalya'da başladı. Anma töreni etkinlikleri arasında bulunan Noel Baba sempozyumu dün Dedeman Oteli'nde yapıldı. Amerika, Ka- nada, Italya, Avusturya, Alman- ya ve Yunanistan başta olmak üzere yabancı ülkelerden yakla- şık 300 misafirin katıldığı se- mpozyumda, Antalya Valisi Erol Tezcan, Belediye Başkanve- kili Hüseyin Şanlı ve Rum Pat- rikhanesi papazları birer konuş- ma yaptılar. Noel Baba'nın ha- yatının anlatıldığı sempozyum- da Erol Tezcan, Noel Baba Ki- lisesi'nin tamiri ve restorasyonu için şimdiye kadar 176 milyon li- ra harcandığını söyledi. Törenler bugün Kale ilçesin- deki Noel Baba Kilisesi'nde ya- pılacak olan ayinle sona erecek. GÖRÜNTÜSÜ DE FtYATI DA YAKIYOR — Bu yılın modası iç çamaşırları bol dantel ve ipekli kuUanımıyla göze çok güzel görünüyor. An» Londra da son olarak gösterilen Janet Reger koleksiyonundak- iler gibilerini almak için insanın kesesine de çok güvenmesi gerekiyor. Çiinkii bu body tipi dantelli iç çamaşınnın fiyatı tam 3.5 milyon lira. (Fotograf: AP) HABERLERİN DEVAMI Öğrenci ve avukatlar madencilerleyürüdü, mühendisler destek verdi \az&Tİîir ÖzaİJ Asil hcdef bcnim Grevde büyük dayanışma ŞÜKRAN KETENCt ZONGULDAK — Grevin al- tıncı gününde Zonguldak'ta de- ğişen bir şey yok. Maden işçile- ri yanlanna eş ve çocuklarını, Zonguldak halkını alrruş, sokak- larda yürüyor, slogan atıyor, hakkını istemedeki kararlılığını sergiliyor. "Zonguldak el ele genel greve" sloganı ile işçinin yanın- da cüppeleriyle avukatlar yürü- yor. lşçilerin ocak ağızlarından Zonguldak içine girmesi ile es- naf dükkânlarını kapatıp işçiler arasında yürüyüş kollan oluştu- ruyor. Devlet memuru olup ey- lem yapamayan maden mühen- disleri hep birlikte ellerinde ka- ranfülerle Genel Maden-İş Sen- dikası'na dayanışma ziyareti ya- pıyor. Belediye işçileri her za- manki gibi yanlarında. Dün yuksek okul öğrencileri de "işçi gençlik el ele" sloganı ile yürüyor. Genel Maden-lş Başkanı Şemsi Denizer, konuşmasında Zonguldakhlara seslenirken "Özal, Özal'ın düzeai catır ça- tır çaiırdıyor. Demokrasi giiçle- ri omuz verdikçe çatırdıyor. Siz söyledikçe Özal çatırdıyor. Ge- liyoruz Özal, çok kısa bir zaman sonra Ankara'ya yiirüyoruz" dedi. Denizer, TV'nin haberlerde hâlâ halkı uyutmaya çalışukla- rına işaret ederek Türk kamuo- yuna bir milyonun üstünde ilan edilen zamlann toplu sözleşme masasında aylar önce verilmiş, net 637 bin liralık ücret olduğu- nu belirtti. özal Zonguldak hal- kından özür dileyip madenleri kapatma sözünü geri almadık- ça, işçinin hakkı verilmedikçe anlaşmalannın söz konusu ol- madığını bildirdi. Grevin altıncı gününde, işçi- ler saat 10"dan başlayarak Zon- guldak sokaklanna gjrmeye baş- ladılar. Merkez iş yerlerinde ça- hşan işçfkr ise saat 09.00 civa- nnda TTK önüne giderek ufak çaplı bir protesto eylemi gerçek- leştirdi. Saat 11.00'e doğru dü- zenli grupların caddelerde yürü- Hükümet (Baştarafı 1. Sayfada) grevdeki işçiler üzerinde olum- suz etkileri olduğu ve Genel Maden-İş Sendikası'nın politik tavır içine girdiği yolunda eleş- tirilerin dile getirildiği öğrenil- di. ytişe geçmeleri ile trafiğin yeri- ni, kadınh-çocuklu slogan atan, haykıran, halay çeken, oyun oy- nayan kalabalık aldı. Bir gün onceden Başkan'la randevulaş- ma saat 13.00'de, ancak sendi- kayı görebilen yollan tutmak is- teyenler slogan atarak ancak sa- at 12.00'de Genel Maden-lş ge- nel merkezinin önunde birleşti. Şemsi Denizer kafasını kuma- gömmüş TRT'nin halkımızdan gerçekleri sakladığma işaret et- ti. "Onlar hâlâ halkı uyutmaya çalışıyoriar. 1 milyon üstttnde zam verdik diyorlar. Bunun ne- ti 638 bin lira. Sizinle alay mı ediyorlar? Özal iyi duy. Bü mil- yon Zonguldak halkı uyandı. Yakında 55 milyon uyanacak. Dev uyanıyor. Onlar 55 milyo- nu uyutmaya çalışıyoriar. TV'ye çıkıp göriişmeye hazırız diyorlar. Oysa özal çıkıp ocaklan kapa- tacagız diyor. Hangisi doğru. Bi- zi oyuna getirmeşe çalışıyortar. Biz oyuna gelir miyiz" dedi. Şemsi Denizer, yine bir gece önceki TV haberlerine değine- rek Zonguldak'ta yaşananlar- dan, Zonguldak halkından, iş- çilerinden soz etmeden 15 daki- kanın maden işçilerine yönelik konuşmalara aynldığına işaret etti. Bunun kararhlıklarının so- nucu olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: "Akşam başbakan hukuk devletinden bahsetti. Soruyo- lar yer aldı. Bu arada maden işçilerinin grevi ile dayanışma kampanya- ları hızlandırıldı. Etibank Zon- guldak şubesinde 66 997 ve Em- lak Bankası Gazi şubesinde 1650 sayılı numaralarla iki hesap def- teri açıldı. SHP'li belediyeler ile DSP erzak yardımı kampanya- sı açtılar. Sendikanın koopera- tifinden erzak yardımı sürüyor. Türkiye Taş Kömürü İşletmele- ri de birkaç günlük bir tartışma- dan sonra işçilerin grev öncesi çalıştıkları günlere ait yanm üc- retlerinin ödenmesini kabul et- ti. Dağıtımı bugun sendika mer- kezlerinden yapılacak. Demirerin mftingi Bu arada SHP ve DSP'den sonra DYP'nin de yann Zongul- dak'ta bir miting yapacağı açık- landı. Genel Başkan Süleyman Demirel'in de katılacağı mitin- gin hazırlıklarının başlatıldığı, DYP'ye kaülması beklenen Vey- sel Atasoy'un da DYP'nin mitin- ginde hazır bulunacağı belirtil- di... Öte yandan ANAP'ta greve ilişkin hükumet politikasına tek aykın ses Zonguldak Milletveki- li Pertev Aşçıoğlu'ndan geldi. Aşçıoğlu, Başbakan Akbulut ve ilgili bakanlarla göruşerek, gre- vin bir an önce sona erdirilmesi için gayret gösterilmesini istedi. Aşçıoğlu Cumhuriyet'e yaptığı . . . . . . . X . açıklamada, dünyada kömür iş- rum, hukuku bız mı yoksa Ozal ^ } 'mı çigniyor? Kim çiğniyorsa on- dan besap sorulur. Anayasaya hukuka saygısı olmayan bir tek adam, ben ne verirsem onu alır- sınız diyor. Tek adam, Cumhur- başkanı mı nedir? Rütbesi nedir" Kalabahğın yanıtı üzeri- ne "Evet padişah. Padişah ocak- lan kapatacakmış. Gelsin kapat- sın. Gorelim. Biz oyuna gelme- yiz. Özal TV'ye çıkacak 'Ey Zonguldak halkı yanlış yaptım, sizden özür dilerim' diyecek. 'Ocaklar kapanmayacak' diye- cek. Biz ondan sonra gönişme- ye geliriz." Denizer, "Biz oyuna gelme- yiz", "Gelmiyeceğiz" yanıtı üze- rine "Ey Özal duy, bir milyon Zonguldaklı bak ne diyor" dedi. Denizer'in konuşmasından sonra işçilerin sendika binasının önünden geçişi, arka sokaklar- daki kalabalıklar nedeni ile bir saate yakın sürdü. En son gelen gruplar arasında, saat 14.00 sı- ralannda cübbeleri ve maden iş- çilerin yanında olduklanru belir- ten afişleri ile yürüyen avukat- Voleybolda yabancı (Bajtarafı 1. Sayfada) muda- halesi ile dikkati çekiyor. Oto- ritelere göre Leng'in bir başka ozelliği de top nerede olursa ol- sun duzgün manşetleri ile topu pasörle buluşturmayı başarıyor. Servislerde etkinliği ile rakiple- rini urkuten Leng, topu kolunu açmadan dirsekten kırarak atıyor. Voleybolda 16'sı bayan 27 yabancı var BAYANLAR Emlak Bankası: Nadezda Ko- uliacha (Sovyet), Marina Kria- kova (Sovyet, evlendi, TC vatan- ŞİRİNYER^den FİKRETDAĞLIOĞLL TAHÎVIİNLER 1. KOŞU: F. Atılgan (1), P. Ka- şif (2), S. Azimlikız (4). 2. KOŞU: F. Nasrullah (3), P. Nurşo (4), S. Akkor (1). 3. KOŞU: F. Ebru (4), P. Esse (5), PP: Buruk (3), S. Nazba- tur (7). 4. KOŞU: F. Wind Mill (5), P. Golden Egg (7), PP. Bambi (6), 5. Balkızım (8). 5. KOŞU: F. Calibos (1), P. Maskot (4), S. Çetinkız (2). 6. KOŞU: F. Dostu (6), P. Ak- bulut (2), PP. Tuluyhan (7), PP. Şahlan (5), S. Merterguzeli (1). 7. KOŞU: F. Cekebey (4), P. Patron (2), PP. Opulent Mill (7), S. Apricot (3). daşı oldu), Nisa Otlu (Sovyet, evlendi, TC vatandaşı oldu), Monika Susman (Rumen, evlen- di, TC vatandaşı oldu). Vakıfbank: Larissa kapazis- tina (Kızılca) (Sovyet, evlendi, TC vatandaşı oidu), Olga Kri- vosheva (Sovyet). Eczacıbaşı: Sveta Dvernikova (Sovyet). Karşıyaka: Barbara Shaurons- ka (Polonya). İÜSBK: Camelia Iliescu (Rumen). Galatasaray: Delia Leitoiu (Romen), Jana Thuova (Çe- koslovak). Yeşilyurt: Caroline Myslik (Çekoslovak). THY: Janet Benson (ABD). Güneş Sigorta: Hu Feng (Çin). ERKEKLER Eczacıbaşı: Valery Losef (Sovyet). Galatasaray: Mamuka Matsa- beridje (So\yet), Sherbachena (Sovyet). Kolej: Zoltan Magyar (Macar). Paşabahçe: Zoltan Melkvi (Macar). Sonmez Filament: Rossen Gançev (Bulgar). Halk Bankası: Uofdydi Ya- noş (Polonya). Ziraat Bankası: Gyorgi De- meter (Macar). Makospor: Veselin Tonkov (Bulgar). Fenerbahçe: Pavel Barborka (Çekoslovak). Emlak Bankası: Szabo Kal- man (Macar). Arçelik: Laszio Novak (Macar). Petrolofisi: M. Stalioran (Sovyet). çilerinin her zaman devlet tara- fından desteklendiğini, işçilerin taleplerî üe hükflmefin önerdi- ği arasında denge kurularak an- laşma sağlanması gerektiğini söyledi. Sayıştay (Baştarafı 1. Sayfada) da yasalara aykınhğını öne sü- rerek yapılan seçimle ilgili yü- rütmenin durdurulmasını ve se- çimlerin iptalini istedi. Konuyla ilgili olarak görüştü- ğümüz Sayıştay üyesi Özcan Saygun, şunları söyledi: "Haşim Kılıç'ın Anayasa Mahkemesi'ne seçilmiş olması beni ilgilendiren bir olay değil. Genel kurul kimi seçrniş olursa olsun, ben, yapılan yanlış uygu- lamanın kaynaklandıgı idari iş- lemin öncelikle durdurulmasını ve iptalini istedim." İdare Mahkemesi iptal ederse İdare Mahkemesi'nin Ozcan Saygun'un başvurusu doğrultu- sunda karar vermesi halinde, TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nda Sayıştay üyelikleri için yapılan seçimlerin yenilenrr.çsi gerekecek. Bunlann seçiminden sonra oluşacak yeni Sayıştay Genel Kurulu da Anayasa Mah- kemesi üye adaylarını yeniden belirleyecek. (Baştarafı I. Sayfada) Pera Palas Oteli'nde düzenle- nen kokteylde bir araya geldiler. Yazarlar Sendikası Başkanı ga- zetemiz yazarlarından Oktay Akbal, kokteylde yaptığı konuş- mada, tarihi bir olay yaşandığı- nı, yazarlarm görevinin de ba- nşı tanıtmak ve yaşatmak oldu- ğunu söyledi. Daha sonra söz alan Hintli şair Balu Roa, Hin- distan hükümetinden bağımsız olarak çeşitli ülke yazarlarının çevirilerine yer veren Hindistan Edebiyat Akademisi'nden söz ederek akademinin çalışmalan arasında bulunan Türk yazının- dan yapıtların yer aldığı bir an- toloji hazırladığını aktardı. Hintli şairin Türkiye Yazar- lar Sendikası Başkanı Oktay Akbal'a armağan ettiği kitapta Memduh Şevket Esendal, Ömer Seyfettin, Reşat Nuri Giintekin, Sait Faik Abasıyanık, Kemal Tahir, Samet Ağaoğlu, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Ümran Nazif Yigitler ve Haldun Ta- ner'in birer kısa öykusü Hindis- tan'da en yaygın olarak kulla- nılan Hindu dilinde yer alıyor. Söz alan Azerbaycan Yazar- lar Birlği Başkanı Anar Rizaev de bu yılki sempozyumun tartış- ma konularından birinin "De- gişen Dünyada Yazar" olduğu- nu anımsatarak "Her şey degişti ama bir şey degişmedi: Azer- baycan ve Türkiye birlikteligi" dedi. Rizaev Turkçe konuştu. Kokteylde Hindistan'dan Bhis- ham Sahni ve Balu Rao, Japon- ya'dan Oda Makoto ve Yukio Kurihara, Lüboaa.'dan Veoüs Huri Gata, Tunus'tan da Vktor Jorge katıldı. Asya-Afrika Ya- zarlar Birliği toplantısı düzenle- me kurulunda yer alan yazar Demirtaş Ceyhun diğer yazarla- nn bugün tstanbul'da olacağı- nı belirtti. Kokteyle ayrıca ara- larında Aziz Nesin, Salâh Bir- sel ve Zeliha Berksoy'un da bu- lunduğu çeşitli yazar ve sanat- çılar da katıldı. TYS Genel Başkanı Oktay Akbal'ın konuşmasıyla açılacak sempozyumda "Değişen Dün- yamızda Yazar" ve "Telif Haklan" sorurflan ele alınacak. Türkiye'den Demirtaş Ceyhun, Bekir Yıldız ve Ataol Behra- moğlu, "Degişen Dünyamızda Yazar" sorunuyla ilgili birer bil- diri sunacak. öte yandan Asya-Afrika Ya- zarlar Birliğİ Sempozyumu kap- samında, birliğin başkanlık ku- rulu üyesi Aziz Nesin'in 75. do- ğumgünü kutlamaları da yapı- lacak. Asya-Afrika Yazarlar Birliği'nce verilen Lotus ödü- lü'nü alan ilk Türk yazan olan Nesin'in Türkiye Yazarlar Sen- dikası'nca düzenlenecek do- ğumgünü kutlamaları 8 aralık- ta îstanbul Abdi İpekçi Spor Sa- lonu'nda, 10 arahkta da Anka- ra Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek. (Baştarafı 1. Sayfada) memlekete hizmet etmek de ko- lay değildir. Yani oturduğunuz koltuk, bir tabirle iğneli koltuk- tur. Gezdiğiniz toprak, gezdiği- niz saha biraz mayınlı ve kolay değildir. Hele dünyanın bugun- kü şartlan içinde ve 1980'den bu tarafa dognı gelişen şartlar için- de, ulkemi/i yokluklardan var- lığa getirmek kolay bir iş değil- dir. Tabii ki bunun mükâfatını bekliyor degiliz. Ama hadiseler ne olursa olsun tarih bizim ne yaptığımızı. bu ülkeyi nereden nereye getirdiğimizi açıklıgıyla üzerinden yıllar geçtikten sonra herhalde yazacaktır." Türkiye'nin son 10 yılda iyi yolda olduğunu savunan Özal, "Karşımızda bir önemli kriz var. Bu kriz sadece Türkiye'ye ait olan bir kriz degil. Bütün dün- yaya ait olan bir kriz: Körfez kri- zi. Körfez krizi geldi herkes ba- gırmaya başladı, efendim kaybı- mız şu kadar milyar dolar diye. Bunlar dognı olsa Türkiye işini dognı diırusl yapamasa, dedik- leri gibi yanlış birtakım politika- lar izlese, bugün ödemeler den- gesi kötüye giderdi" diye konuş- tu. Körfez krizinin üzerinden 4 ay geçmesine karşın Türkiye'nin döviz rezervlerinin artmaya de- vam ettiğini kaydeden Cumhur- başkanı, "Bu nasd meydana gel- miştir? Burada çalışan insanlar var. Doğnı bir ekonomi politi- kası gotürülüyor, işte bu netice- ye öyle varıyorsunuz" dedi. ğini kaydeden Cumhurbaşkanı Ozal şunları söyledi: "Bu sahneyi bozmak müm- kündür. Yani bu güzel tabloyu bozmak mümkundür. Çok ko- lay. Gidin öbur tarafı kışkırtın, bu tarafı kışkırtın şu hadiseyi... Bir nevi Türkiye'nin aleyhinde kullamn, eger insanlan kandıra- bilirseniz tabü, kandırmaya mü- sait kimseler varsa belki bu tab- loyu bozabilirsiniz. Ama elinize ne geçecek? Elinize ne geçecegi- ni söyliyeyim. 1978-79'da kavga edenler çoktu. Sonunda o kav- ga edenler ne oldu, memleket ne oldu hepimiz biliyoruz. Degişen bir dünya var, çok tıızlı degişen bir dünya var. Romanya'yı bili- yonım. Sovyetler Birliği'nde fev- kalade problemler var. Komşu- lanmız olan Iran, Irak, Suriye^ de de çok büyük problemler var. Türkiye bunlann arasında bir is- tikrar adasıdır. Bunlann kıyme- tini herkesin bilmesi lazımdır. Ama çıkıp bunun aleyhinde, sırf bana karşı kin besledigi için ve- ya filan gruba karşı kin besledi- gi için bir turlu hazmedemediği için insanlardan bazılarında yanlış ve tahrik edici konuşma- İar oluyor, görüyorum. Yazılar da yazılıyor. Ama vatandaşları- mı ikaz ediyorum. Diyorum ki bunlara dikkat edin. Hiçbir şey olmaz. Türkiye hiçbir yanlış noktaya gitmez. Allah'ın izniy- le gitmez." Konuşmasında Necip Torum- tay'ın Genelkurmay BaşkanlığY- ndan istifasına da değinen Cum- hurbaşkanı Turgut Ozal, şöyle konuştu: "Genelkurmay Başkanı istifa ediyor. Dünyanın hiçbir ileri ül- kesinde manşetlerde olmaz bu haber. Dünyanın hiçbir demok- ratik ülkesinde bu olay bu kadar manşetlerde olmaz. Bu kadar büyük bir hadise gibi siyasiler tarafından da eleştirilmez. Şim- di hem bir taraftan demokrasi- den bahsedeceksiniz, hem de bu hadiseyi bir nevi iktidara veva- hut bana Cumhurbaşkanı'na karşıymış gibi kullanacaksınız. Bu ne perhiz bu ne lahana tur- şusu. Hem bir tarafta demokrasi havariliği yapacaksınız, ama yeri gelince menfaatiniz neredeyse o taraftasınız... Menfaat nevi gös- teriyorsa orada. Kimseyi şahıs olarak karşuna almıyorum, çün- kü bunun ne demek olduğunu milletimiz çok iyi takdir edecek- tir. Benimle uğraşırlar. TBMM'de ben yokum, ama her- gün orada ben konuşuluyorum. Orada Cumhurbaşkanı'yla uğ- raşacağınıza miUetin meseleleri- ni konusun. Öyle yapmanız icap etraez mi? Nedense bir kin mi diyecegim, ihtiras mı diyecegim neyse bir şeyler oluyor. İşte onun takdiri millete aittir." "Meyve veren ağacın taşlana- cağını", "okun hedefe atılacağını" kaydeden Cumhur- başkanı Özal, "Esas hedef ola- 1 j a k be«Jnu O doğru. Her hadi- se olur, altında veya kenarında muhakkak beni ararlar. tnsaf edin. Bu kadar işi yapabiliyor- sam demek ki marifetli ada- mım. Madenler zor şartlar altında Cumhurbaşkanı Turgut özal, Hak-İş Genel Başkanı Necati Çelik başkanlığındaki heyeti Çankaya Köşkü'nde kabulünde de geçen yıl işçi ücretlerinde bu- yuk artışlar olduğunu savuna- rak, "Ama bunun devamlı ola- rak gitmesi mümkün değil" de- di. Ozal, zarar eden KIT'lerin Özel sektör koşullan düşünüldü- ğünde kapatılması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Zonguldak meselesini ko- nuşmak istemem, ama maden- ler fevkalade zor şartlar altında. Yani ben işçiye de kabahat bul- muyorum. Ama, o madenler re- kabet edecek yapıdan çıkmış. Bu damarlardan büyük çapta kömür istihsali mümkün değil. Adam başına 300 kilogram dü- şüyor günde. Halbuki, başka ül- kelerde 30, 40 ton. Ben bunun- la nasıl rekabet ederim? O ma- deni ille burada kullanacağım desek iki-üç misli fiyatla bu se- fer yaptığınız çelikle rekabet eder misiniz?" Komotsu ileYükleyin, Bereketi Bekletmeylnl Pamuk bölgesi Çukurova... Sıcağı ve kebabı ünlü. Tarımşal sanayinin can damarı orada. Komatsu Forkliitler de Pamuklar Fabrikalar balyalan yükleniyor, balyalar kalkacak. dokuma bekliyor. Ürünü bekletmeyia güçlü Komatsu'lara yükleyin. 2 2,5 3 4 Ton Kakluma Kapasttsll Komotsu Fbıkimer FD20HTU FD25NTU FD30NTU FD40XT4 #H KOMATSU G Ü Ç V E G Ü V E N D 0 KOMATSU FORKUFTLER TÜRKtYE'NİN YÜKÜNE TALİP GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı I. Sayfada) "prensip" ve "devfet anlayışı" Güreş'in Kara Kuvvetleri Ko- mutanlığı'ndan Genelkurmay Başkanlığı'na gelmesi ile de- ğişmiş değildir. Güreş ya Tormutay ile birlikte görevinden ayrılacak ya Ge- nelkurmay Başkanlığı görevine getirilecekti. Torumtay'ın hükümet ve özellikle Özal ile uyuşmazlık içine düştüğü bellidir. Özal huyundan vazgeçmeyeceğine, hükü- met de Torumtay'ı görevinden ayrılmaya zorlayacak siya- setini terk etmeyeceğine göre aynı sorunlar ve aynı uyuş- mazlık yeniden yaşanacaktır. Evet, o zaman ne olacaktır? Torumtay'ın görevinden ayrılma nedenleri "sağlık nedenleri" gibi "kişiser n'rtelikte değildir. Torumtay'ın görev- den ayrılırken ileri sürdüğü "prensipler" ve "devlet anlayı- şı", 3 aralık gününe kadar Orgeneral Güreş tarafından da paylaşılmıştı. Uyumlu bir komuta kurulu olarak görev ya- pan Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının ayrı ayrı "devlet anlayışlanna'\e "prensiplerine" bağlı oldukları da söylenemez. Öyleyse! Torumtay, bu karara varmadan önce hiç kuşku yok, kuv- vet komutanları ile tek tek görüşmüştür Bu görüşme so- nunda heç birlikte bir karara varılmıştır. Belki, kuvvet ko- mutanları. "bizler de çekilelim" diye önerilerde bulunmuş- lardır. Bunları bilemiyoruz. Bilemediğimiz için gelişen otay ve oluşumlar konusunda kesin yargı sahibi olamıyoruz. Demokrasi bir açıklık rejimidir. Türkiye, bir savaş ortamına sürüklenirken önce Dışişleri Bakanı, sonra Milli Savunma Bakanı, daha sonra da Ge- nelkurmay Başkanı, art arda görevlerinden ayrılıyoriarsa bu, önemli bir oluşumdur. Kamuoyu bu olayların ardındaki gerçeği bilmek ister. Torumtay'ın görevden çekilmesine yol açan olayları ve uyuşmazlıkları bılemezsek, bu olay üzerinde çok değişik yorumlar yapılır. Osmanlı saraylanndakı "mabeyn kâtipleri" görevini üstlenen, bilinen bazı gazeteciler de olaylan Köşk yararına yorumlamakta birbirleriyle yarışırlar. Böylece ger- çekler, kuşkular egemen olur. Demokrasi açıklık rejimi ise Sayın Torumtay'ın görevden çekltmestne yot açan nedenleri açıklamasi gerekir. "Biz askeriz, sırlanmızı mezara götürürûz" özrii bu "prensipler" ve "devlet anlayışı" gibi gerekçelerden sonra pek savunulamaz. Savaşın eşiğindeki bir ülkede bir genelkurmay başkanı bu derece ağır gerekçelerle görevinden aynldıktan sonra suskun kalamaz. Askerin görevi sivil otoritenin vereceği kararlara göre sa- vaşmak, gerekirse ölmektir!.. Bir komutan, savaş olasılığının söz konusu olduğu gün- lerde sivil otorite ile uyuşmazlığa düşebilir. Bu koşullarda bu komutanın görevinden ayrılması en doğal hakkıdır. Torumtay bunu yapmıştır. Eski Genelkurmay Başkam'na bu nedenle kimse eleşti- ri yöneltemez. Torumtay, derin uyuşmazlığa düştüğü siya- sal otorite ile birlikte çalışamayacağı kararına varmış ve gö- revinden çekilmiştir. Torumtay, bunun için eleştirilmez; görevden ayrılmasına yol açan nedenleri açıklamadığı için eleştirilir. Bir açık rejimde yaşıyorsak, Torumtay'ın bu kararı alma- ya zorlayan nedenleri tek tek kamuoyuna açıklaması gere- kir. Yoksa, söylentıler yersiz kuşkulara yol açar. Bu kuşkular da başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere birçok kurumu ve kişiyi gereksiz yere yıpratır. Savaşın eşiğine sürüklenen bir devletin Genelkurmay Başkanı bu gerekçelerle görevinden aynldıktan sonra sus- ma hakkı ve lüksüne sahip değildir! Ne oluyor? Ne olacak? "Militer" yapıda bir toplum olmuşsak susalım; yok eğer açık rejimde yaşıyorsak, hele hele emir-komuta zincirlerini bıraktıktan sonra konuşmaktan korkmayalım. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) retim üyeleri kafile kafile Atatürk'ün mezarma gidip durumun günden güne korkulu bir hale geldiğini kanıtlıyorlar. Anaya- sa Mahkemesi'ne laiklik karşrtları atanmak isteniyor. Özal tek başına sivil diktatör olmaya hevesleniyor. Tarihte bir ulusun yazgısına beliıii sürelerle egemen olan diktatörier yardır. Ama bunlar ya büyük zaferler elde etmiş komutanlardır. Ya da hal- kının sevgisi ve desteğiyle seçim üstüne seçim kazanmış ki- şilerdir. Oysa Bay Turgut Özal'ın yaşamında en küçük bir başarı yok. Seçimlerde gerçek bir üstünlük ise hiç yok... 12 EylüU cülerin kucağında iktidara taşınmış, meydanı boş bularak ik- tidar koltuğuna oturmuş, daha doğrusu oturtulmuş bir kişi... 1987'deki seçimde yüzde 35 oyla elde ettiği iktidannı son yerel seçimde yüzde 21'le sürdürmek çabasında... Son araştırma- lar ise ANAP'ın oy oranının yüzde yirminin de altında oldu- ğunu gösteriyor. Ama Özal ve kendisine körü körüne bağlı çevresi yıllarca iktidarda kalmayı hayal etmekteler, bu ama- cı gerçekleştirmek için her şeyi, hatta ulusu kanlı bir savaş çıkmazına sokmayı bile göze alabilecek gibi görünüyorlar... Orgeneral Torumtay tarihsel bir görev yaptı. İnandığı pren- sipler ve devlet anlayışınm iktidardakilere, hele en başta Özal'a uymadığını ileri sürerek görevini bıraktı. Bu bir kuru istifa olayı değildir, bir uyandır, bir simgedir, bir başlangıçtır, belki de bir takım yanlış tutumların, gidişlerin sona ereceği haberidir. Suç, her zaman sivil kadrolarda? 27 Mayıs'a yol açan Men- deres takımının zorbalık hevesleriydi. 12 Mart'ta Demirel ve AP'nin beceriksiz yönetimi, 12 Eylül'ün gerekçesini de siya- sal partiler arasındaki yanlış kavgalar, başansız tutumlar oluş- turdu. Şimdi yeni bir çıkmaza girer gibiyiz. irtica, başansız yönetim, halkımızın günden güne sıkıntılann batağına gömül- mesi, üstüne üstlük bizimle hiçbir ilgisi olmayan bir Körfez savaşında 'kurban' edilmeye kalkışılmamız... "Ey sağduyu neredesin" diye diye bugünlere ulaştık. Bil- mem daha nerelere, hangi çıkmazlara kadar gideceğiz? NOT: Dunku yazımda Asya-Afrika yazarlar toptantısını bugün (dün ıçın) diye yazdım. Oysa o yazı aslında bugün çıkacaktı. Bu yanlışlık yüzunden özür diler 'Değışen Dünyamızda Yazann Yeri" konusu- nun bugün AKM'de tartışılacağını belirtirim.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear