23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 ARALIK 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 ANMA Lennon, Beyoğlu'nda anıhyor • Kültür Servisi — 196O'lı yılların ünlü pop topluluğu Beatles'm üyesi, şarkı sözü yazarı, besteci ve gitarist John Lennon, ülkemizde de bir konserle anılacak. 1980 yıhnda New York'ta fanatik bir hayranı tarafından vurulan Lennon'ı anma konseri 8 aralıkta Beyoğlu Dünya Sineması'nda yapılacak. Konsere Bulutsuzluk Özlemi, Mozaik, Mehmet Güreli ve Kömür topluluğu, MFÖ'den Fuat ve özkan katılacaklar. Sanatçdar, konserde John Lennon'ın parçalarını çalacaklar. Saat 21.30'da başlayacak gecede ayrıca "lmagine" üzerine kurulu bir multivizyon gösterisi de yer alacak. Konserin biletleri Beyoğlu Dünya Sineması'ndan almabilir. ÖDÜL Belmondo'ya 'Elmas Kutucuk' • tSTANBUL (tÜHA) — Jean Paul Belmondo'ya baş- rolünü üstlendiği "Kıskanç Bir Çocuğun İzlediği Yol- Itineraire d'un Enfant Gate" filmine video kutucuklarınm kazandığı başarıdan dolayı yapımcı finna tarafından 'Elmas Kutucuk' ödülü verildi. Fransa'da son iki yıldır vizyondaki sinema klasikleri arasına girmiş fümleri videoya kaydederek tekrar piyasaya süren film şirketlerinin umduklarmdan fazlasını buldukları belirtiliyor. 1930, 1940 ve 1950'li yıllann unutulmaz fümlerinin video kutucuklarında gördüğü rağbetle süreç içinde cep kitaplannın yerini alabileceği bildiriliyor. Video izleyicilerine seçkin örnekler sunan 'Fil'a Film' şirketi yöneticileri, payasada büyük iş yapan 'Kıskanç Bir Çocuğun İzlediği Yol' adlı filmin baş oyuncusu Jean Paul Belmondo'ya 'Elmas Kutucuk' ödülü vererek bu alandaki çalışmalannı sürdüreceğini söylüyorlar. SERGİ Burant'ın gravürleri ' • Kültür Servisi — "Istanbul'da Çekoslavak Günleri" nedeniyle duzenlenen Prof.Frantisek Burant'ın gravür sergisi Edpa Sanat Galerisi'nde açıldı. Tekstilbank'ın katkılarıyla gerçekleştirilen sergi 10 arahğa dek sürecek. 1924 doğumlu Frantisek Burant, gençlik yıllannı teknolojik gelişmelerden henüz etkilenmemiş olan Beroun'da doğa güzellikleri ile iç ice geçirdi. Kendisini en fazla etkileyen ekol de bu yaşama biçimi. Resim sanatıyla yoğun olarak 1945'ten sonra ilgilenmeye başlayan sanatçı, Josef Kaplicky'nin öğrencisi olarak ,dekoratif resme ve anıtsaJ cam işlemeye yöneldi. Nuray'ın seramik ve heykelleri • Kültür Servisi — Ahmet Nuray'ın seramik ve heykel sergisi bugün Çanakkale Seramik Sanat Galerisi'nde açılıyor. 1950 doğumlu sanatçı sanat öğremine Los Angeles'ta başladı. ABD'de 20'yi aşkın sergi açan Nuray 5 yıl süreyle çalışmalannı lsviçre"de sürdürdü. Bu yıl Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği için hazırladığı "Barış" heykeli Ankara'da Batıkent'e dikildi. 1980-1990 arası 50 dolayında sergiye katılan Nuray genellikle "özgürlük" tutkusunu işliyor. Ahmet Nuray'ın sergisi Çanakkale Seramik Sanat Galerisi'nde 30 arahğa dek açık kalacak. POZİTİF VIBRATIONS ÇAĞDAŞ MÛZIK ETKİNÜKLERİ-4 TUnca Yönder, ASTınArena Tiyatrosu'ndan başlayan öyküsünü anlattı Tiyatromuzda dönüm noktası David Murray Kahil El'ZabarİSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTES! TAŞK'ŞLA BİNASI 7 Aralık 1990, 20.00 8 Aralık 1990, 17:00, 20:00 Bılet Satış Jazz Musc Center, Ortatöy 158 22 09 Vakkorama Taten 151 15 71 Vakkorama Suadiye 360 90 90 Orgamzasyon POZİTİF 144 33 94 Ankara Sanat Tiyatrosu, perdesini 27 yıl önce bugün açmıştı. Ancak ilk öncü atılım daha önce İstanbuFda Arena Tiyatrosu'nda başlamıştı. DİKMEN GÜRÜN UÇARER 6 Arahk 1990. AST'ın kuru- luşunun, perdelerini açışının 27. yıh... Tiyatro tarihimizde tartış- masız çok önemli bir yeri olan, çok önemli bir dönemi kapsa- yan AST'a Arena'nuı çocuğiı da diyebuiriz... TuBca Yönder, Are- na ve AST'm önde gelen emek- çilerinden biri olarak o yıllarda yaptıklan çalışmalann önemini şöyle vurguluyor: "Arena, klasik tiyatro üslu- bunda oyunlar sergileyen özel ti- yatrolar arasında, oynanmayanı oynayan bir öncü tiyatroydu. Arena, o güne kadar Türkiye 1 de söylenmemişi söylemeye ça- hşan bir gençlik hareketi olarak başlamıştır. Türk tiyatrosuna ye- ni bir aşıdır. Aynı şekilde, An- kara'ya geldiği zaman da bu ön- cülüğü ayaklan daha yere basan bir tavırla ASFta sürdürmüştür. ASTın bir içtenliği, halkla bir yakınlığı, kaynaşması vardı. Seç- tiği oyunlann amaçlan halka çok iyi yansıyordu. O yülar 60 ihtilalinin getirdiği aydınlık yıl- lardı. Son zamanlarda 60 ihtilali kötülenmeye başladı. Bence De- mokrat Parti'nin yıkılmasıyla birlikte bir yeniliği getirmiştir 61 Anayasası. Cumhuriyette Ata- türkçü döneme yeniden dönüş gibi olmuştur. 61 Anayasası gü- zel bir anayasadır. Bu ışı|t altın- da özgürlükçü hareketler üretil- meye ve okunmaya başlamıştır. Bu hareketlerden bir tanesi de ASTtırT — Arena'dan AST'a doğru kısa bir yolculnk yapabilir miyiz? — Arena, 1962'de AttUa To- katiı, Asaf Çiyiltepe ve Abdul- lab Ziya Kozanoğlu onaklığıy- la Kozanoğlu binasının çatı ka- tında kuruldu. Kadroda Ergun Kökaar, ben, Ani Şahnazar (Ipekkaya), Çetin İpekkaya, Ba- şar Sabuocu, Ege Ernart, Umur Bugay, Şevket Altuğ, Remzi tnanc, Tuncer Necmioğlu, Meh- met Güleryüz, Serpil Gence var- dı. tlk oyun olarak da "Kral Übü"yü seçtik. Sert bir oyundu. "Übü", üstelik de "bok" sözcü- ğüyle başuyordo! Haua oyunnn ertesi günü Milliyet'te Ulunay, "Bokia Başlayan Bir Tiyatro" diye aleyhimize bir yazı yazmış- tı. "Übü"nün seyircisi bu tür oyunlara hasret kalmış aydın se- yirciydi. Normal izleyici ısına- madı bu oyuna. Ardından Atti- la Tokatlı "Baskalanmn Kelle- a"ni sahneye koyacaktı, ama ay- nldı. Çetin Ipekkaya ûstlendi re- jiyi. O oyun da tutmadı. Bu sı- ralarda Genco Erkal Arena'ya girdi. "Aslan Asker Şvayk" müt- hiş sükse yaptı. Talihimiz dön- dü, ama bu kez sezon sonuna doğru, Beşiktaş Kulübü Başka- nı da olan A.Z. Kozanoğlu w De- likli Taş Kulübü" diye bir oyun vazacağını ve bizim de oynama- mızı istedi! Çizgimizin tamamen dışında bir öneriydi. Ayrıca, bi- zim komünist olduğumuz da söylenmiş kulağına, rahatı kaç- mıştı. Biz de Arena'dan aynldık ve Ankara'ya geldik, 63'te. AST'IN tLK OYUNL • Tiyatro sahne yaşamına Samuel Beckett'in "Godot'yu Beklerken" adlı oyunuyla başlamıştı. 1963'te "Godof'da Tunca Yönder, Işık Toprak, Güner Sümer, Gündüz Kalıç. — Güner Sümer Ankara'da katıldı aranıza yanünuyorsam. — Güner o sıralar Paris'ten yeni gelmişti ve Anadolu turne- sindeyken, tzmir'de katıldı bize. Adalet Ağaoglu Ankara'da bir tiyatro açılacağını duymuş, ha- ber verdi. Böylece Ankara Sanat Tiyatrosu'nun kurulması için ilk adım atıldı. Asaf Çiyiltepe Bas. Rejisör'dü. Güner Sümer de onun yardımcısı ve tiyatronun dramaturgu. Arena'dan sadece Asaf, Şevket Altuğ ve ben kal- dık. Devlet Tiyatrosu'ndan Işık Toprak geldi. Ayberk Çölok, Ayton Sert, Gündüz Kalıç... tlk oyun olarak "Godot'yu Bekler- ken"i sectik. — O sırada sadece Meydan Sabnesi var özel tiyatro olarak Ankara'da. — Evet ve Devlet Tiyatrosu yeni bir tiyatro açılacak diye bi- zi bayağı küçümsüyor. Meydan Sahnesi'ne bile o tavır içinde... "Godot"yu Fransız Kültür Mer- kezi'nde çalıştık ve 6 Arahk 1963'te, daha ruhsat işlemleri ta- mamlanmamıştı tiyatronun, bir gecelik izinle, perdemizi açtık. Ankara seyircisi bizi tanımıyor- du. Çok az kişiye oynadığımız günler oldu. Hele bir gece hiç unutmam, biz sahne üstünde 5 kişiyiz, seyircimiz 4 kişiydi. — tlk başlarda Ankaralı eleş- tirmenlerin bazüarmdan da ters tepkiler alduıız, yerildiniz. — AST bir zamanlar gençlik tiyatrolarında oynanan ve ora- larda kalan öncü oyunlann pro- fesyonel tiyatroya yansımasıydı. *'k başlarda bazı eleştirmenler- den tepki alrnası bu yüzdendi. Çofu, Devlet Tiyatrosu ahşkan- lîğı içindeydi. Ama mesela Öz- demir Nutku bizi başından beri desteklemiştir. Genç muhabirler tiyatromuzdan çıkmazdı. Oktay Ekşi, Güneri Civaoglu... Bugün önemli kesimlerde görevli dost- larımız hâlâ AST'ın onlara çok şeyler öğrettiğini söylüyor. De- mek ki bu tiyatro önemli bir işi başarmış. — AST'ın fırlaması 1%5'te Sermet Çagan'ın "Ayak Bacak Fabrikası"yla oldu, degil mi? — tlk yü "Godot", "Ölü Can- lar", "Gizli Ordu", "Mezarsu Ölüler "i oynadık. "GizU Ordu" tuttu, ama kazançh bir yıl değil- di. tkinci yıl "Sultan Gelin" ye- tişti imdadımıza. Bu arada Se- den Kızıltunç ve Erkan Yücel girdi- kadroya. Yanlış bir seçim, "Cebennem Dansı" FJif Tür- kân'ı kazandırdı. Arkadan, Are- na'mn dramaturji kurulu (Asaf, Ergun, Genco) tarafından red- dedilen "Ayak Bacak Fabrika- sı"nı sahneledik. Ne tesadüftür ki bu oyun AST'ın grafığini çok yukanlara çeken bir oyun oldu... Ondan sonraki yıl Genco ka- tıldı aramıza bir süre için. "Bir DeUnin Hatıra Defteri", "Dur- durun Dün>ayı tnecek var", "Arturo Ui" gibi oyunlar sergi- ledik onunla. "72. Koğnş", "Kuvruklu Yddız Altmda", "Pa- zar Gezintisi" çok rağbet gören diğer oyunlanmızdı. Ne kötü bir sonuçtur ki AsaFı (Çiyiltepe) 7 Haziran 1967'de bir trafik kazası sonucu kaybettik. Onun ardın- dan yine başanh çalışmalarımız oldu. Sonradan tiyatronun bün- yesinde yavaş yavaş zedelenme- ler, çalkantılar başladı. Yine de AST bölünmelerle bugünkü çiz- gisine doğru devam etti. GÖZALTINDAYKEN ÖLMÜŞTÜ — Siyah eylemci Steve Biko, 1977'de gözaltındayken geçirdigi "beyin sarsıntısı" sonucu ölmüştü. "Öz- gürlük Çıgugı", Biko üzerine yazümış kitaplardan yola çıkan bir film. Deozd VVashingtoa, Biko rolünde. Attenborough'nun fılmiyann BeyoğluDünya'dagösterime giriyor Afrika'dan özgürlük Çığlığı'Güney Afrika yönetimince yasaklanan film, Türkiye'de însan Hakları Haftası'nda gösteriliyor. Siyah eylemci Steve Biko'nun yaşamını konu alan filmde Kevin Kline ve Denzel Washington oynuyor. K Û L T Ü R V E S A N A T I M I Z A U B A N K ' T A N B İ R K A T K I D A H A . Akbank Şaşkınbakkal Sanat Galerisi sanatseverlerin hizmetinde! I 1 k S e r g i Eren.Eyüboğlu BedriRalınıi E\oiboğlu (Beşim Sergisi) 7 Amlık 1990 - 28 Araiık 1990 A k b a n k Ş a ş k ı n b a k k a l Ş u b e s i B a ğ d a t C a d . 3 2 2 - C İ s t-a n b u 1 AKBANK "Sanatın.sanatçının yanında" Diğer Akbank Galenlerı • Istanbul (Levent, Bebek, Bahanye, Beylerbeyı, Kuzguncuk) • Ankara (Kızılay.Çankaya, Farabı) • Izmır • Bahkesır • Eskışehır • Bursa • Dcnızli • Dıvarbakır • Corb • Trabzon • Elazığ • Konya • Ordu • Samsurı • Sılrvn • Adana Kültür Servisi — 1988'de Rkhard Atten- borough'nun fihni "Özgüriük ÇığUgı-Crj' Freedom", çığlığın geldiği ulkede, Guney Afrika'da gösterime girdi. Ülkenin her ya- nını "Steve Biko'nun filmi, 29 temmnzdan 6 agustosa dek" yazılı afışler kapladı bir an- da. Ama bu, ırkçı yönetimin bir "şaka"sı olmaktan ileri gitmedi. Ülkenin 30 sinema- sı'nda aynı anda gösterime giren film birkaç saat sonra polis baskınıyla sona erdi, kop- yalanna da el konuldu. Gerekçe: "Filmin gosterümesi balinde insanlann öleceğine da- ir polise ihbaıiar yapüıyordu..." Attenboro- ugh, filmin yasaklanmasına üzüldüğünü, ancak şaşırmadığmı açıkhyordu... Türkiye'de daha önce 8. Uluslararası ts- tanbul Fikn Festivali'nde gösterilen "Özgür- lük Çığlığı", United International Pictures- ın "fnsan Hakları Günü armağanı" olarak yarın Dünya Sineması'nda gösterime giriyor. Üç dalda Oscar Ödülü'ne aday gösteri- len "Özgürlük Çığlığı", 1977'de gözaltında tutulduğu sırada geçirdigi beyin sarsıntısı sonucu ölen siyah eylemci Steve Biko ile be- yaz gazeteci Donald Woods'un ilişkilerini konu ahyor. John Briley'ın senaryosunu yazdığı film. Donald Woods'un "Biko" ve "Asking For Trouble" (Bela Aramak) kitap- lanndan beyazperdeye uyarlanmış. Güney Afrika Sansür Kurulu'nca önce kesilmeden gösterilebileceği açıklanan fil- min yönetmeni Richard Attenborough, Gü- ney Afrikah özgürlük savaşçısı Biko'nun ya- şamını konu alan bir film çekmesinin ne- deninin "tnsanlara ırk aynmıyla ilgili ger- çekleri ve ırk aynmının Güney Afrika'da hem siyahları hem beyazlan nasıl etkiledi- ğini anlatmak" olduğunu söylüyor. Atten- borough, filmiyle ilgili olarak geçen yıllar- da yaptığı bir açıklamada da şunları söyle- mişti: "Ülkedeki olağanüstü hal ve ona bağ- lı sansür yüzünden Güney 1 Afrika'daki in- sanlar bu dunımdan dünyanın herhangi bir ülkesindeki insanlar kadar habersiz. 'Ben dememiş miydim' demenin hiç de hoş bir tutum olmadığının farkındayım, ama doğ- rusunu isterseniz filmin Güney Afrika'da gösterilebilecegine hiçbir zaman inanma- mıştim. Güney Afrika yöneticilerinin ynrt- taşlannın gerçekleri öğrenmelerine izin ver- meye henüz hazır olmadıkları kanısında- yım." Richard Attenborough, sinemaya oyun- culukla başlamış bir yönetmen. Londra'da Kraliyet Akademisi Sanat Okulu'nda eği- tim gören Attenborough'nun ilk oyunculuk deneyimi Noel Coward'ın "In VVhich We Serve" filmiyle olmuştu. EUiden fazla tn- giliz ve Amerikan yapımında rol alan At- tenborough, ilk filmi "An Ne Kadar Güzel Bir Savaş"ı 1968 yıhnda çekmişti. 1972'de "Genç Winston", 1977'de "Uzak Bir Köp- rii", 1978'de "Sihir"den sonra kendisine uluslararası ün getiren ve sekiz Oscar ka- zandıran "Gandhi"yi çekti. Geçen sezon sinemalarımızda "VVanda Adında Bir Balık" fılminde izlediğimiz Ke- vin Kline ve Penelope VVilton ile Denzel Washington, filmin başrollerinde, Görün- tü yönetmenliğini Ronnie Taylor'ın üstlen- diği filmin müziği ise George Fenton'ın. DavidMurray ve Kahil El'Zabar ikilisi, üç konser için istanbuUda Nefeslî, vurmaîı bir ayînKültür Servisi — David Murray - Kahil El'Zabar ikilisi İstanbul'da. Ünlü tenor saksofoncu ve bas klarinetçi David Murray ile davul ve geleneksel vurmalı Afrika çal- gıları ustası Kahil El'Zabar, İTÜ Taşkışla binasında yann saat 20.00'de, 8 aralık cu- ma günu de 17.00 ve 20.00'de üç konser ve- recekler. Birçok kalburüstü caz yazarınca 1980'lerin caz dünyasımn en önemli adla- rından kabul edilen David Murray, tenor saksofon ile bas klarineti aynı ustalıkla ça- labilen ender müzisyenlerden biri. 1988 yı- hnda daha 35 yaşındayken "BJues for Colt- rane: A Tribute to John Coltrane" adlı ya- pıtıyla Grammy Ödülü'ne değer görülen Murray, bir doğaçlama ustası olarak Sonny Rollins'i andıran bir şiddet ve akıküıkla ça- lıyor. Bir besteci olarak ise eski kalıplar ile yeni öğeleri ustahkla birleştiriyor. tkiliden büyük orkestraya kadar birçok değişik formasyonda topluluğa liderlik de yapan Murray, günümüzde rx>püler cazdan hiç hoşnut değıl: "Bugünün popüler cazı, bebop sonrası dönemin yeniden canlandı- njmaşı jjibi geliyor bana; kötü bir kopya 1988'DE GRAMMY ALD1 — David mur- L e e Morgan gibi üstatlar bu müziği Uk ya- ray, iki yıl önce John Coltrane'e adadığı ça- ^attıklannda çok daha nıhluydu; şimdi ise lışmasıyla Grammy Ödülü'ne değer göriıl- b a a a n a hissi veriyor!" müştü. Murray, tTlJ'de calacak. Günümüzde Chicago kökenh en önemli davulcuların başında gelen Kahil El'Zabar davul, konga, bongo, Afrika davullan, ma- rimba, sanza gibi çeşitli enstrümanlar çal- manın yanı su^a sesini de kullanarak zen- gin müziğine başka bir boyut daha kazan- dınyor. Lester Bovtie, Stevie WoMİer, Caa- nonball Adderiey, Paul Simoa, Joaepfc im- man gibi dev müzisyenlerle sayısız calışması bulunan El'Zabar'ın performansları, duy- gusal doruğa ulaşılan birer ayin niteliğin- de. El'Zabar'ın geleneksel Afrika çalgıları- nı kullanışındaki yaratıcıhk ve çağdaş yak- laşımı, onu farklı kılan etkenler arasında. Öte yandan, Pozitif Vibrations Çağdaş Müzik Etkinlikleri kapsamında düzenlene- cek bir başka müzik şöleni de 21 ve 22 ara- lık günleri İstanbul Hilton Cönvention Center'da gerçekleşecek. 1. İstanbul Blues Festivali kapsamında iki ayn günde toplam üç değişik seansta üç topluluk birden yer alacak. Festivalin yıldızı, iki kez Grammy Ödu- lu alan, 1982'de Yılm Blues Sanatçısı seçi- len Clarence "Gatemouth" Brown ve The Gate Express topluluğu. Festivalin diğer bir topluluğu, New Yorlçlu blues ustalanndan oluşan Holmes Brothers. Şenliğin üçüncu topluluğu ise Jan Harrington ve Ken Len- ding Blues Band. \ayıncılıkta Bilfflsayar • Kültür Servisi — Türkiye Yayıncılar Birliği'nin 'Yayıncılıkta Bilgisayar 90' fuar ve seminer günleri 6-8 aralık günleri arasında Basın Müzesi'nde düzenlenecek. Fuar oturumlan kapsamında 6 arahk günü saat 14.30'da 'Genel Bilgisayar Uygulamaları' konulu panel, 7 aralık günü saat U.OO'de Katıhmcı Firma Seminerleri, 8 aralık günü saat 11.00'de Kütüphanelerde Kitap Kartı Hazırlama Yazımının Tanıtımı ve 8 aralık günü saat 14.00'te 'Masaüstü Yayıncıhk' konulu panel izlenebilecek. Semine Nihat öldü • KUItür Servisi — Cumhuriyet döneminin ilk Türkiye güzellik yanşmasına katılan (1929) ve ikinci olan Semine Nihat Hanım (Teköz) dün tstanbul'da vefat etti. 1929 yıhnda duzenlenen ilk güzellik yarışmasında Feriha Tevfik kraliçe seçilirken 31 nolu mayosuyla yanşmaya katılan Semine Nihat Hanım, Tevfık'in ardından ikinci ohnuştu. " Tepsilerde Manzaralar • Beymen'in sezon sergilerinin sekizincisi olan "Tepsilerde Manzaralar" tstanbul'dan sonra Ankara'ya gidiyor. özel koleksiyonlarda saklı kalmış, manzarah 38 tepsinin derlenmesiyle oluşturulan bu ilginç sergi, Ankarah sanatseverler ile özellikle diplomat çevresinden gelen yoğun ilgi ve istek sonucunda Ankara Beymen'de de sergilenecek. 6 La Boheme' sahneleniyor • Kültür Servisi — İtalyat) besteci Puccini'nin, bohem sanatçıların yaşamını anlatan ünlü eseri "La Boheme" 8 Aralık 1990 tarihinden itibaren istanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneleniyor. Henri Murger'nin otobiyografık romanı "Bohem Hayatından Sahneler"in esin kaynağım oluşturduğu 4 perdelik operada orkestrayı ttalyan şef Renato Palumbo yönetiyor. Yekta Kara'nın çağdaş bir yorumla, tümüyle günümüze taşıyarak sahneye koyduğu eserin dekorlanm Erkut Uzelli, kostümlerini Figen Koyuncuoğlu hazırladı. BUGÜI 'N • Panel Seramiğin mimari oluşumdaki yeri konulu panel Çanakkale Seramik Sanat Galerisi'nde saat 16.00'da düzenlenecek. • Edebiyatta kent Jack Deleon'un katılacağı Edebiyatta Kent konulu söyleşi saat 16.00'da Atatürk Kitaplığı'nda. Toplantıyı Enver Ercan yönetiyor. • Çin Sami Güner'in Çin konulu saydam gösterisi Fransız Kültür Merkezi'nde saat 18.00 ve 19.00'da tekrarlanacak. BÎLSAK1 TA BUGÜN 6 Aralık Perşembe: 19.00 Darbelerve Türkiye 2: "27 Mayıs: İlk Darbe" Bahri SAVCI, Taha PARLA, BülenlTANÖR Görsel Sanat Atölyeleri Mehmet GÜLERYÜZ yöneüminde (Per.-Cum.) Yoga Zerrin AKGÜN (P.lesi-Per. 18.30-19.30) Cafe-Foyer-Bar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (S.Kat) 12.00-18.00 HeavyMetal 18.00-24.00 Rock Kramp'tan Nezih-Doğan BtLSAK, Sıraselviler Cad., Sogancı Sok.7 CİHANGIR 143 28 79-99
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear