14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ARALIK 1990 ÜDZİK KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 Şenay, mtiziğe dönüyor • Kültür Servisi — 13 yıl önce orkestrasını dağıtan önder Bali, yeniden orkestrasını kurarken 10 yıldır müzikten uzak kalan Şenay Yüzbaşıoğlu da tekrar sahneye döneceğini açıkladı. önder Bali Trio ve Şenay Yüzbaşıoğlu, yılbaşından itibaren Florya'daki Yeni Hasır Restaurant'ta birlikte sahneye çıkmaya başlayacaklar. Bugüne dek 17 45'lik ve ikd de LP'ye imzasını atan Şenay Yttzbaşıoğlu, Yeni Hasır Restaurant'ta düzenlediği basın toplantısında müziğe yeniden dönmesinin nedenini özlem ve "güven duygusu' olduğunu açıklayarak "Burası bir gazino olsa çahşmazdım. Artık kimin kime silab çekeceği belli değil. Sanatçılara da çirkin hareketler yapüabiliyor. Ama burası çok farklı. Aynca uzun yıllardır tanıştığım dostum önder Bali ile birlikte çahşacak olmam bana güven duygusu veriyor" dedi. Dinleyici olarak müzikten hiçbir zaman uzak kalmadığını söyleyen şarkıcı, müzikten kopmasının bir nedeni olarak da müzik dünyasında yaygınlaşan "çıkar ilişkileri"ni gösterdi. Büyük bir özlem içinde müziğe döndüğünü belirten Yüzbaşıoğlu, "Beni seven insanların da bana karşı özlemleri olduğunu hissediyorum" dedi. Şehir Tıyatrolan büetleri • tSTANBUL (AA) — Kadıköy yakasında oturan tiyatroseverlerin, Şehir Tiyatrolan'nın Istanbul yakasında sergilenen oyunlarının biletlerini 2 ocaktan itibaren Kadıköy'de yeni açılan "merkez gişe"den alabilecekleri bildirildi. Istanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan'ndan yapılan yazıh açıklamada, Taksim'deki Sanat Galerisi'nin restore edilmek üzere boşaltılması nedeniyle, buradaki merkez gişesini kapatan Şehir Tiyatrolan'nın, bunun yerine Kadıköy Haldun Taner Tiyatrosu'nun içinde yeni bir merkez gişe açtığı kaydedildi. Kadıköy'dekî merkez gişe, 2 Ocak 1991 çarşamba gününden itibaren Harbiye Muhsin Ertuğrul, Üsküdar Musahipzade Celal ve Fatih Reşat Nuri tiyatrolarmda sahnelenen oyunlann biletlerini satmaya başlayacak. Taksim'de kapanan merkez gişenin görevini de halen bilet satışını sürdüren Taksim Vakkorama'dan yapılacağı bildirildi. RESİM TTOK'dan ekonomik kriz • İSTANBUL (UHA) — Türkiye Turing ve Otomobü Kurumu'nun (TTOK) koleksiyonunda bulunan tarihi yağlı boya tablolan satışa çıkaracağı öğrerüldi. Yetkililer karann, TTOK'nun son günlerde içine düştüğü ekonomik bunalım nedeniyle alındığını belirttiler. Triptik alındısının kaldmlması üzerine TTOK'un büyük bir ekonomik kriz içine girdiğini belirten yetkililer değeri 7 milyar 500 milyon olan Bolu Koru Hotel'ini, 3 milyar 500 milyon liraya elden çıkarmak zorunda kaldıklannı açıkladılar. Yetkililer aynca giderleri kısmak amacıyla bazı birimleri kapatmak zorunda kaldıklannı ve personel çıkarmaya başladıklannı söylediler. TTOK'un içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle tarihi yağh boya tablolannı 3 Ocak 1991'de yapacağı bir muzayede ile satışa sunacagı bildirildi. SINEMA 'Hayalet'in dtinya hasılatı • İSTANBUL (AA) — Türk sinemalannda 21 arahkta gösterime giren "Hayalet-Ghost" fılminin dünya hasüatının, 1 trilyon 31 milyar lirayı aştığı bildirildi. United International Pictures Filmcilik ve Ticaret Şirketi'nden verilen bilgiye göre "Hayalet" filminin gösterimde bulunduğu ABD, Kanada ve Ingiltere'deki hasüat toplamı 235 milyon dolan, yani 681 milyar lirayı geride bıraktı. Türkiye sinemalannda ise flimi, gösterime başlandığı üç gün içinde 46 bin 383 kişi, 288 milyon 894 bin 500 lira ödeyerek izledi. "Hayalet" filminin bir özeüiği de izleyicilerden birinin Reebok firması tarafindan Amerika'ya gönderilmesi. Reebok firması, fümi izleyenlere bir anket formu dağıtıyor. Bu formu dolduran izleyiciler arasında çekilecek kurayla, bir sinemasever, Reebok'ın davetlisi olarak Amerika'ya gönderilecek. Videoda "satılık kaset" çağı • ANKARA (AA) — Kaçırümayacak sinema filmleri, bazı şov programlan, ünlü konseTİerin kasetleri artık kiralanmak yerine satın alınabilecek. Raks firması tarafmdan "Raksotek" adıyla yayımlanan dizi, bazı önemli sanat ve magazin olaylannı kişisel arşiv yapma olanağı sağlıyor. Boş kaset fiyatına satılan ve beğenilmediğinde silinebilen kasetlerde, buz dansı gösterileri, Benny Hill Show, Tannlann Arabalan, dünyamn en büyük golleri gibi çeşitli belgeseller, Prenses Stephanie, Pavarotti, Def Leppard gibi ünlü isimlerin ve topluluklann konserleri yer ahyor. 'Minyeü AbduUah 2' • Kültür Servisi — Geçen sezon sinemalarda ilk bölümü gösterilen "Minyeli Abdullah" filminin ikinci bölümü yann Istanbul'da Beyoğlu Lale, Kadıköy Ocak, Bakırköy Renk, Fmdıkzade Nilgül, Karagümrük Stad, Ankara'da Cebeci Kültür ve Sanat Merkezi, Izmir'de Çuıar, Adapazan'nda Sun ve Konya'da Kent sinemalannda «gösterime giriyor. Hekimoğlu tsmail'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan filmin yönetmenliğini Yücel Çakmakh üstlenmiş, filmde başlıca rolleri Perihan Savaş Berhan Şimşek ve Nazan Saatçi üstleniyor. Pendik'te kültür ve sanat • Kültür Servisi — Pendik Belediyesi Atatürk Kültürevi'nin ocak ayı etkinlikleri belirlendi. Kültürevi'nin sinema gösterileri kapsamında "Kanlar Koğuşu", "ölümsüz Z", "Beyaz Gül" ve "örümcek Kadının öpücüfu" adh fılmler gösterilecek. Kültürevinde çeşitli günlerde Istanbul Sahnesi "Şarkımız Güneye Dair", Nokta Tiyatrosu "En Büyük Megolaman Başka Büyük Yok" ve Kartal Sanat Işliği Tiyatrosu da "Vur Bir Mastika" adlı oyunları sahneleyecekler. Ocak ayı etkinlikleri kapsamında yazar Yaşar Kemal 5 ocakta bir söyleşiye katılacak. Bilgesu Erenus da 18 ocakta bir dinleti sunacak. Istanbul Şehir Tiyatroları, Coşkun BükteVin yazdığı 'Theope'yisahneliyor Zayıf biryonımla demokrasiT h e « p e Yazan: Coşkun Büktel / Yöneten: Ali Taygun / Dekor: Atü Yalkut / Kostüm: Canan Göknil / Müzik: Selim Atakan / Işık: Cahit Kök - Murat tşçi / Oynayanlar: Avni Yalçın, Hüseyin Köroğlu, Berna Laçin, îsmet Ay, Hikmet Körmükçü, Metin Çekmez. cek ayıklamalarla daha yoğun ve vurucıı bir bütün haline ge- lebUirdi. Yazar, yönetmen ve dramaturgun birlikte sözcükler arasına girmeleri şarttı. Yönet- menin kısaltmalan dışında bu denli bir çahşma yapıldığıru san- mıyorum. Ali Taygun özellikle yazann özveri vetiemokrasitartışmala- nndan yola çıkarak yakın tari- himizle bir hesaplaşma üstüne oturtuyor yonımunu. Bu, Me- •oikens'un inandtğı şey uğruna mücadele etmesi paralelinde ya- pılırken aynı düzeyde yürütülen demokrasi sorgulaması da öne çıkıyor. Birbirine sıkıca bağh te- malar. Bu nedenle de Ali Tay- gun'un yaklaşımı yorumda il- ginç bir boyut olarak dikkat çe- kebilirdi. Ne var ki Taygun bu tartışmalardaki ince dengeyi ya- kalamak yerine resimler üzerin- de durmuş, ama burada da ge- rekli carpıcılık elde edilememiş. Menoikeus'un vebalı Tebai hal- kı arasında dolaştığı sahne, in- sanın inançları için kendini fe- da etmesi ya da etmemesi tartış- mastnın başlangıç noktası. Olay orada düğümleniyor. Ama o sahne o kadar uzuyor, o denli tecriibesiz sesler karmaşasına dönüyor ki sonuçta işlevini yi- tiriyor. Aynı şekilde, Sidon'un saraya geüşi Menoikeus - Tire- sias çatışmasına, giderek Meno- ikeus'un Tbeope tutkusunun adeta çılgınca tırmaınşına bir ön hazırlık. Neden adını koymak- ta zorlanacağunız gerip bir yo- DtKMEN GÜRÜN UÇARER Tiyatromuza yeni bir yazar kazandırmasırun yanı sıra işle- diği konu açısından da merak- la bekleniyordu "Theope." Oyun başladı ve beklentiler düş kırıklığına dönüştü. Coşkun Böktd geniş anla- mıyla insanı ele ahyor "Ttaeo- pe"de. Değişik tiplerden oluş- turduğu mozaikte tutkuyu tar- tışryor, sevdayı tartışıyor, kadı- nı, kıskançhğı, otoriteyi, özve- riyi tartışıyor. Laytmotif olarak da demokrasiyi tartışıyor. Yaza- nn insan çelişkilerinin, insan gerçeğinin derinliklerini düşsel bir dünyada irdelemesi işlediği temanın evrenselliğini vurgula- ması yönünden ilginç bir yakla- şun. "Tbeope", tiradlar üzeri- ne oturtulmuş bir oyun. Bu ne- denle de çok güçlü bir kadroy- la ele alınması gerekirdi düşün- cesindeyim (Hikmet Körmiikçü ve Avni Yalçın'ı bu genelleme- nin dışında tutuyorum). Yaza- nn şürsel bir dili var, ama tirad- lann uzayıp gitmesinin nedenle- rini sadece yorumun ve oyuncu- ların zayıflığında değil, yazann tartışmalarını çok geniş bir alanda çeşitli kollardan sürdür- mesinde de aramak gerek. Tut- kulann doğurganlığı, ilişkilerin uzunluğu "Tneope"yi eldeki malzemenin bir araya yığıldığı, titizlikle incelenmesi gereken bir metin haline sokuyor. Sağlam bir hareket noktasmdan yola çı- kan yapıt ciddi bir dramaturji çalışmasıyla, öze zarar vermeye- DUYGULU AMA UZAK — Tbeope, duygulu, ama olgylara bep belli bir nzaklığı olan bir kadın. Oyunda Theope'yi Berna Laçin, Menoikeus'u Hüseyin Köroglu oynuyor. rumla izledik Sidon'u? O sah- nede ne maç anlatjyor gibi ol- malı ne de komikliğe yeltenme- liydi. O koskocaman Theope heykeli ise (tek başına güzel bir çalışma olabilir) sanatçının ca- nı istedikçe tırmanıp indiği bir yükselti olmaktan öteye geçe- medi oyun boyunca. Çevresine buharlar saçan uzaysal aletin fonksiyonunu da olaylarla bağ- daştırmak zor. Kostümlerde kullanılan siyah-beyaz aynmı da hoş bir resim olabilirdi ama olmamış. Siyahlar içindeki Kre- on, beyazlar içindeki demokra- si savunucusu Eteokles'in (Av- ni Yalçın) karşıtı, fakat onun kadar güçlü bir kişilik. Eteok- les ne denli zekiyse o da o denli zeki ve akülı. Tuttuğunu kopar- tan bir tip. Metin Çekmez'in Kreon'u kıvrak ve güçlü bir yö- netici kalıbına hiç mi hiç bürü- nememişti. Böyle olunca da "demokrasi" tartışmasırun an- lamı yitiyordu, tek yönlü tartış- ma yürütülemeyeceğine göre... Tiresias da bir güç simgesi, oto- rite. Ne denli modern bir yorum amaçlanırsa amaçlansın bir bi- çimde vurgulanması gerekirdi Tiresias'ın bu yönünün. tsmet Ay'ın yorumu da bu çizginin ta- mamen dışındaydı. Theope ise duygulu ama olaylara hep belli bir uzaklığı olan bir kadın. Hem dişi hem değil, hem coşkulu hem soğuk, hem yumuşak hem sert. Inişleri çıkışları olan bir rol. Duygulann kavga edercesi- ne, atışırcasına ya da bağırarak oynanmaması gereken bir rol. Berna Laçin'in yorumunda bunlan yakalamak mümkün ol- madı. Aynı şey Menoikeus için de geçerli. Hüseyin Köroğlu yer yer duyguları yaşıyordu belki, amao tutkulu, sevdalı, dirençli sanatçı değildi. İç dünyasında- ki patlamalan, çelişkileri, sevdi- ği kadın karşısında alev alev ya- nan vücudunun ateşini heyke- linde söndürmeye çahşan kişi değildi. Bicimler, sunuşlar birbirinin içine girebilir, girmeli de "yo- nwnc«"luğun geniş yelpazesin- de. Böylesi bir çalışmayı belli bir üslup bütünlüğüyle gerçekleşti- rerek olayı her yönden sağlam temeller üstüne oturtmak gerek. Ne yazık ki "Tbeope'Me bu ya- pılmamış, yapılamamış. € En büyük Megaloman Başka Büyük Yok'adlı oyunun yazan Haluk Şahirv Aslındahepimiz varız bu oyundaNokta Tiyatrosu'nun sahnelediği müzikli kabarede rafine, sinsi, kof, çamur atan, hiçe sayan ve zehirleyici megalomanlar canlandırıbyor. ASLI KAYABAL "Onun sUabı camnr atmak. Attığı ca- murlaria raldplerini yok etmekte üslü- ne yok. GencOlkle başkalarmı hiçe sayan bir tavırla ortaya koynyor kendini. Bir kartopu gibi giderek büyüyor, sonunda felakete dönüşen bir çığ oluyor" diyor "En büyük Megaloman Başka Büyük Yok" adlı kitabın vazan, gazeteci- yazar Haluk Şahin. Şahin'in, "Niçin Türkiye^ de bu kadar çok megaloman var" düşün- cesiyle kaleme aldığı kitapta, ilk iki de- nemenin an a fikri Abdullah Şahin Nok- ta Tiyatrosu'nun 24 kasımdan bu yana sahnelediği müzikli kabareye dayanak ol- muş. Kitapla aynı adı taşıyan oyunu Ab- met Golhan yönetmiş. Kabarenm müzik- Ierini Altan trel, çevre düzenini Salih Memecan, giysileri Pelin Telli ve koreg- rafîyi Alev Akan hazırlamış. 2 saat 15 dakikalık oyunun ilk yarısı ana bir megaloman tipini doğumundan itibaren okul, sokak ve çevre içindeki ge- lişimi çerçevesinde sunuyor. İkinci yan- da yetişkin megaloman bu kez toplum- sal yasamın çeşitli alanlannda çıkıyor karşımıza: Spor kulübü başkanı, gazete patronu, polrtikacı... Gittikçe yükseliyor. Haluk Şahin, "Güncelin hicvini yapan oynn, 1990 Türkiyesi'nin panoramasını veriyor. Megalomani, aydınlar arasında nezle kadar yaygın bir hastalık. Ekono- mik ve politik vaşamda da sıkca görii- yornz onu. Oyundaki megaloman ko- mpozit (bfleşik) bir tip. Asunda hepimiz vanz bu oyunun içinde" diyor. Oyunda ana megalomani canlandıran Abdullah Şahin'e göıe megaloman, gö- ründüğü gibi olmayan, hep "büyük" ol- duğunu iddia eden, içi boş ve kpf bir insan. Oyunun yazan Haluk Şahin'e mega- lomani kaleme alırken gözlediği temel özelliklerin neler olduğunu ve oyunda- ki megaloman tiplerin evrcnsel karakter- ler taşıyıp-taşımadıklannı soruyoruz. Ya- zar, megalomaninin kendini bir tavırla GENÇ TtYATROCULAR — Nokta Tiyatrosn konservatuvar mezunu tiyatroculardan oluşnyor. Şahin (solda), Nokta Tiyauosunun artık sadece güldürmeyi amaç edinen oyunlar sahnelemeyeceğine dikkat çekiyor.(Fotoğraf:Ugnr Saner) dışa vurduğunu aktanyor ve "Ba de- mokrasi karşıtı bir tavırdır. O yok sayı- lan tavırlar içinde ben de vanm, siz de varsımz. O oldnğundan büyük görüne- rek kendini korumaya çauşıyor" diyor. Ancak Şahin'e göre Türk toplumunda megalomana puan veren bir taraf da var. Çünkü bir süre sonra o, büyüklüğünün gerçek olduğunu düşünmeye başlıyor. Asıl tehlike o zaman beliriyor. O artık bir şey olmadığı halde bir şeydir. Bunu iddia eder. Toplum bu iddiayı kabul eder ve onu alkışlar, sonuçta felakete dönü- şebilecek bir çığ şekillenmiştir. Yazar şöyle devam ediyor: "Megalomani bize özgü bir hastalık değil. Ama bu hasta- hk bizde daha yaygın". Şahin, oyundaki megalomanın evrensel nitelikler taşısa da, yerli bir tip olduğunu vurguluyor: Ayağında mes, belinde bel sargısı, sırtm- da smokin, başında fötr sapka, belki ağ- zmda purosu ile kanşık ama yerli bir tip... Oyunun başlangıcmda megaloman 10.000 ışık yıh uzakhkta bir gezegende. Süperman, Batman ve Hi-Men'i sindiren kahraman yaşam öyküsünü anlatmaya bashyor. 1980 ve 1990'lar Türkiyesi'nin çeşitli kurumlannda bu giderek büyuyen kartopunun nasıl beslendiği dans ve mü- zikle aktanhyor. Haluk Şahin, biri sıkıcı öteki tehüke- li iki tür megaloman gözlemiş. Sıkıcı me- galomanlar siz onlardan uzaktayken si- zi yok etmek için ellerinden geleni yapar- lar. Tehlikeli megalomanları, özellikle entelektüel çevrelerde karşımıza çıkan grup oluşturulor. Şahin, "Son dönem Orhan Pamuk'un romanı ile ilgili tartış- ma Türkiye'de insanlan yok etmek için ne gibi yöntemler kuUanüdıgııun işareti bence. Bn da bir tür megalomani sendromu" diyor. Abdullah Şahin, Nokta Tiyatrosu'nun artık yalnızca güldürmeyi amaç edinen oyunlar değil, sözü, içeriği, mesajı olan oyunlar sahneleyeceğine dikkat çekiyor. Oyunun yönetmeni Abmet Gülhan'a göre ise megaloman, olmadan olduğu- nu sanan kof bir çuval. Yönetmen "Ki- şi yan eğitimli ise kendini akıllı hisseder. Aslında bir hastalık bu. Egitim düzeni- nin bozuklufu ve yetersizliği, hayattaki ilişkilerin tutarsızlığı, ilkeieri dogrn ko- nulmamış olması geri kalmış ya da ge- lîşmekte olan ülkelerde megalomaninin daha fazla artmasma neden oluyor. Her konuda Amerika yeniden keşfediliyor. Ben bunu buldum diyor, halbuki o bu- lunmuş, düşündüm diyor oysa o çoktan düşünülmüş. Bence megalomani bir ge- ri kalmış ülke hastalıgı" diyor. Martin Scorsese'njn 'GoodFellas'fılmi yarın gösterime giriyor Mafya dünyasının üç farklı ytizüKültür Servisi — Martin Scorsese'nin "Good Fellas - Sdcı Dostlar" adh filmi yann Fitaş- Cep, Nova Baran, Kadıköy Yü- dvz sinemalannda gösterime giriyor. Film, "Life", "New York" gibi dergilere muhabirlik yaptık- tan sonra televizyon için "Maf- ya Üzerine Deneme" adlı prog- ramı hazırlayan Nicolas Holas PigelJi'nin "best seüer" kitabı "Wise Guys"tan sinemaya uyar- lanmış. Pigelli'nin kitabı bir gangsterin "yaşam bdgeselir" niteliğinde. FUmde mafya dün- yası içindeki ilişkiler, dostluklar, duygular ve "iş" ilişkileri üzeri- ne kurulu. "Sdu Dostlar" adı ise mafya içinde kendilerine gang- ster denmesinden hoşlanmayan- lann birbirlerini "nyanık" ya da "sıkı dost" gibi isimlerle çağır- malanndan ileri geliyor. "Sıkı Dostlar" daha sonrala- rı "ttirafçı" olarak adı cıkacak Henry Hül'in yaşamı üzerine kurulu. Filmin başrolünde, "Doku- nulmazlar", "Angel Heart", "1900", "Bir Zamanlar Ame- rika", "Avcı", "Jack Knife", "Geceyansı Avı" ve kısa bir sü- re önce sinemalanmızda göste- rilen "Stanley ve Iris" fılmlerin- de izlediğimiz iki Oscar ödüllü Robert de Niro var. Görünüşe bakılırsa, yönetmen Scorsese ve Robert de Niro bir ikili oluştur- ma yolundalar. "Sıkı Dostlar", ikilinin altına yapımı. 1942'de îtalya'dan Amerika'- ya göç eden bir ailenin çocuğu olan Scorsese, sinemaya 1969 yılında *'Wbo's That Knocking at My Door" fılmiyle girdi. 1971'de "Boxcar Bertha", 1973'te "Mean Streets", 1975'te, ilk buyuk başansını ge- PIGELLI'NtN KtTABINDAN— "Good Fellas-Sıkı Dostlar' adlı füm, Nicolas Holas PigelU'nin best seller kitabı "Wise Guys"tan sinemaya uyarlandı. Filmde Robert de Niro, Ray Liotta ve Joe Pesci başrollerde. tiren "Alice Doesn't Live Here Anymore"u yönetti. Yönet- men, "Taksi Şoförü" fılmiyle 4 dalda Oscar'a aday gösterildi, aynca Cannes'da Altın Palmi- ye ödülünü aldı. Kısa bir süre belgesel film de çeken yönet- men, bu yıl Venedik Film Şen- liği'nde en iyi yönetmen ödülü- nü aldı. Filmin diğer rollerinde "Düş- ler Tariası", "Vahşi Bir Şey" gibi fılmlerle dikkat çeken Mar- cello Ray Liotta'Dick Tracy'fil- minde Lıps Manlis rolünde iz- lediğimiz Paul Sorvino yer ahyor. Yapımcjlığını 11 kez Oscar ödülü kazanan Invin Winkler'- in yaptığı filmde görüntü yönet- menliğini Mkhael Ballhaus üst- leniyor. "Sıkı Dostlar" filmi için Newsweek dergisi şöyle demiş- ti: "Kendinden onceki bütün mafya öykülerini sildi... Bun- dan sonra yapılacak mafya fibnlerinin şansuu şimdiden yok etti." Ozan-Der'den konser • ISTANBUL (AA> — Kültür Bakanhğı'nm katkısıyla Halk Ozanlan Kültür Derneği'nce (Ozan- Der) düzenlenen "Hacı Bektaş'tan Yunus'a Türkülerimiz" konseri, cumartesi akşamı Lütfi Kırdar Spor Salonu'nda yapılacak. Dernek Genel Başkanı Mustafa Yalçın, konuyla ilgili yaptığı açıklamada TRT'yi eleştirerek televizyonun halk ozanlarına kapılannı kapadığını bildirdi. Yalçın, "Bizler bu ülkenin kültür elçileriyiz. Arabesk dahi yılda birkaç kez televizyon ekranlanndan yayımlamrken, gecenin en can alıcı saatinde bir halk ozanını görmek mümkün olmamaktadır. Yetkililerden bunun bir an önce duzeltilmesini istiyoruz" dedi! Alptekin'in sergisi • Kültür Servisi — The Marmara Brasserie'de çeşitli sergiler düzenleneceği belirtildi. Bu sergi zincirlerinin ilki Ibrahim Alptekin'in sergisi Ibrahim Alptekin 1958 yılında Ankara'da doğdu. tlk, orta ve lise tahsilini Ankara'da tamamladı. 1980 yıhnda Istanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Bölümü'nden mezun oldu. 1981 - 1983 yıllan arasında VVashington DC Corcoran School of Art'da Bül Newman, Steve Kruvant, Swaroff ve Epstein ile çalıştı. Bu sergisinden önce 1978'den itibaren yurtiçi ve yurtdışında toplam 7 sergi açtı. Alptekin'in sergisi 20 ocağa dek görülebilir. Çocuk balosu • Kültür Servisi — Kartal Belediyesi yetim ve kimsesiz çocuklara kucak açarak onlann yalnızhğını gidermek, yeni yıla daha mutlu olarak girmelerini sağlamak amacıyla Kartal Belediyesi Hasan Âü Yücel Kültür Merkezi'nde 30 aralık pazar günü saat 10.30'da Yakacık ve Küçükyah Yetiştirme Yurdu'ndaki çocuklar için bir yeni yıl balosu düzenleyecek. Çeşitli çocuk yarışmaları, müzik, tiyatro» , palyaço ve dans gösterilerinden oluşan program, Noel Baba'nın sunacagı hediyeler ve yiyeceklerle devam edecek. Modalda karnıa sergi • Kültür Servisi — Kadıköy Moda'da Romans Sanat Galerisi yeni yıla karma sergi ile giriyor. 29 arahkta açılacak sergiye, Mustafa ayaz, Ramis Aydın, Şakir Akşehir, Erol Bilgin, Ekrem Kahraman, Cihat özegemen, Veli Sapaz'dan oluşan 7 sanatçı katıhyor. Sergi 20 Ocak 1991'e kadar açık kalacak. BUGÜN • Müzecilik Arkeolog Erdem Yücel'in Türkiye'de Müzecilik konulu konferansı saat 17.00-18.30 arası Yapı Endüstri Merkezi Konferans Salonu'nda. • Söyleşi Atatürk Kitaphğı Toplantı Salonu'nda Cem Karaca'nın söyleşisi saat 16.00'da. • Türk Temaşası Metin Erksan'ın Türk Temasası üzerine konulu konferansı saat 16.00'da Yüdız Üniversitesi Oditoryumu'nda. BİLSAK 1 TA BUGÜN 27 Aralık Perşembe: 19.00 Darbeler ve Türkiye 4: "12EylÜl" Turgut KAZAN, Doğu PERİNÇEK, Çetin ÖZEK, ÇetinUYGUR Görsel Sanat Atölveleri MehmetGÜLERYÜZ yönetiminde (Pcr.-Cum.) Yoga Zerrin AKGÜN (P.tcsi-Per. 18.30-19.30) Cafe-Foyer-Bar (Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (S.Kat) 12.00-18.00 HeavyMetal 18.00-24.00 Rock Kramp'tan Nezih-Doğan BtLSAK, Sıraselviler Cad, Soğancı Sok.7 CtHANGtR 143 28 79-99
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear