23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ARALIK 1990 EKONOMÎ CUMHURİYET/13 SERBESTPİYASADADÖVİZ ABDDobn Batı Mman Maıta swre Frangı HoUanda Ftorira ngfcStedını Frasz Frangı 100 italyan Liretı SA.Rıyalı Avusturya Şılinı Dâvız Int ($) = Alış 2955 1930 2245 1695 5650 562 254 762 272 Saoş 2960 1935 2255 1705 5600 568 258 770 275 2950 Vergi dairesînde af korkusu M.TM GÜMÜŞ Cumhunyet Reşat 24 ayar altın 22 ayar Meak 900 ayar güırfs Vakıfoank Altını Ziraat Mtnı HdkAltm M Bankası 1 Ons t TL Imartankı Ort Nı; 240 000 270 000 36 650 32 700 423 201000 201.000 201000 Işiemyc* Faa m = Satış 244 000 280 000 36 750 36 400 450 206 000 206 000 205 000 IşKmyo* 64 90 1 Aykut, yorum yapmadı • ANKARA (Cnmhuriyet Bürosu)— Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tmren Aykut, 3 ocakta işçilerin gerçekleştireceği işe gitmeme eylemi ile ilgili yorum yapmaktan kaçındı. Aykut, "Böyle bir eylem cereyan etmedikçe, onun hakkında birşey söylemem uygun değildir" dedi. Aykut, değişmesi istenen çalışma yasalannda öncelikle işçi ve işveren taraflannın asgari müştereklerde buluşması gerektiğini de kaydetti. TanerYılın Adamı • Ekonoroi Scrvisi— Kapital Dergisi'nin geleneksel anketinde Dcvlet Bakanı Güreş Taner "enflasyonu düşunne sözü" ve "ithalattaki serbestleştirme" nedeniyle yılın adamı seçildi. Ankete katılan büyük bölümü işadamı ve bankacılardan oluşarı jürinin oylarıyla yılın adamı sıralamasında Rüşdü Saracoğlu ikinci, Asil Nadir üçüncü oldu. Anket sonuçlanna göre yılın olayı "borsanın gelişimi", -yılın bankacısı "Bülent Şanver", yılın yöneticisi ise "Cem Kozlu" oldu. • Inşaat maliyet bedeli • ANKARA (AA) — 1991 yılı için btnalann Emlak Vergisi'ne esas olacak normal inşaat metre kare bİTİm maliyeünin tavan, taban ve ortalama tutarları belirlendi. Maliye ve Gümrük ile Baymdırlık ve lskân Bakanlıklarımn dünkü Resmi Gazete'de yayımlanan duyurusuna göre 1991 yılında fabrika ve imalathane inşaatlarmda metre kare başına 21 bin lira ile 3S8 bin lira arasında değişen birim nyatlan uygulanacak. Eğit-Sen'den yasa istemi • tstanbul Haber Servisi "S .— Kuruluş çalışmalan sürdürülen Eğit-Sen'in Genel Başkanı İsmet Aktaş, Kamu Çalışanları Sendikaları Yasası'nın çıkanlması gerektiğini söyledi. Yaah bir açıklama yapan Aktaş, eğitim emekçilerinin büyük çoğunluğunun yoksulluk sımn altında yaşamaya mahkûm edildiklerini de savundu. Aktaş, "Hükümet, TC devletinin altına imza koyduğu uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmeli, gTevli-toplu sözleşmeli haklara sahip Kamu Çalışanları Sendikası Yasası'nı çıkarmaüdır. Mücadelemiz ile bu hakkı alacağız" dedi. AA'da anlaşma • ANKARA (AA) — Anadolu Ajansı'nda toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlandı. Türkiye Gazeteciler Sendikası ile Anadolu Ajansı işvereni arasında dün resmi arabulucu başkanhğında yapüan toplantıda anlaşmaya varıldı. Anlaşmaya göre, birinci yılın ilk 6 ayında çalışanlann ücretlerinin ilk 500 bin lirasına yüzde 125, ikinci 500 bin liraya yüzde 85, üçüncü 500 bin liraya yüzde 75, bakiyesine de yüzde 60 artı seyyanen 300 bin lira zam yapıldı. Ücretlere ikinci 6 ayda da yüzde 15 zam yapılması kararlaştınldı. Çabşanlara aynca işyeri kıdemi olarak her yıl için 15 bin lira ödenecek. Anlaşmaya göre, ücretlerde ikinci yılın ilk 6 ayında yüzde 60, ikinci 6 ayında da yuzde 15 oranında artış yapılacak. Geçen hafta yürürlüğe giren ve başvuru süresi 31 arahkta bitecek olan vergi affı, vergi dairelerini 'alarm' durumuna geçirdi. Günde 18 saat çalışan memurlar başvurularm son güne kalmasından korkuyor. ESİN SUNGUR Vergi dairelerini af korkusu sardı. Ge- çen hafta içinde yürürlüğe giren vergi af- fı nedeniyle günde 18 saat çalışan vergi memurlan, başvurulann son günlere ka- larak dairelerde sıkışıklık yaratmasmdan endişe ediyorlar. Yalmzca tstanbul'da 200 bin dolayında mükellefın aflan ya- rarlanacağuu tahmın eden Maliye Ba- kanlığı'nın isteği üzerine âdeta "alann" durumuna geçen vergi dairelerinde afla ilgili işlemlerin dünden itibaren hızlan- maya başladıgı bildirildi. "Biz bütön hazıruklarunızı yaptık, mükeUeflerl bekliyoruz" diyen tstanbul Defterdan Zekeriya Temizel, 20 arahk- ta yürürlüğe giren vergi affı ile ilgili ola- rak cuma gününden itibaren tüm vergi dairelerinde olağanüstü dunım uygula- dıklannı ve çalışma saatlerini vardiyalı olarak 18 saate çıkardıklannı söyledi. Vergi affından yararlanmak isteyen her- kese hizmet verebümek için vergi daire- lerinde eleman düzenlemesi yaptıklan- nı ve af işlemlerini yürütecek servisleri takviye ettiklerini anlatan Temizel, ver- gi dairelerinin cumartesi ve pazar gün- leri açık olacagını, 31 aralık günü de ge- ce yansına kadar hizmet verilecegıni bildirdi. Cuma gününden bu yana sabah saat 8'den gece 23'e kadar kesintisiz çalışan vergi memurları ise aftan yararlanmak isteyen mükelleflerin işlerini yine son gü- ne bırakma eğiliırinde oldugunu belir- terek yübaşı gecesüü çalışarak geçirmek- ten endişe ettiklerini söylediler. Admın açıklanmaması kaydıyla bilgi veren bir vergi dairesi müdürü, vergi affı süresinin çok kısa tutulmasmdan şikâyet ederek "10 gttnliik sürede binlerce mükellefin işinin biürilmesi mümkün degil. Hele bir de son günlerde uğılma olacağı hesaba katılırsa muüaka birçok kişi vergi dai- resinden eli boş dönecektir" dedi. Son çıkarüan vergj affmın geçmiş yıllardan farklılık gösterdiğini belirten aynı yetkili şu bilgiyi verdi: "Geçmiş dönemlerde çıkarüan aflar- da borcun aslının belirli bir yüzde faz- lasıyla odenmesi halinde cezalardan vaz- geçiliyordu. Oysa bu kez her vergi dö- nemi için borcun aslının ve cezalannın ayrı ayn hesaplanıp ödenecek böliımü- nün bulunması gerekiyor. Çok eski yıl- lara ait aylık muhtasar beyannamelerden borcu olanlann işleınlerinin yapılması en az 2-3 saat sürer." "Vergi affı çıktıgından bu yana çocuk- lannun yiizünü göremiyorum" diyen bir başka vergi dairesi mudüru ise uygula- manın başladıgı cuma gününden bu ya- na daireleTe af için müracaat edenlerin çok az olduğunu belirterek KDV işlem- lerinin bittiği dünden itibaren af işlem- lerinin öne çıkacağını söyledi. Vergi dairelerinde, KDV islemkrinin bitmesiyle af işlemlerinin öne çıkacagı belirti- liyor. (Fotograf: Ugur Güayüz) 1991 'E GÎRERKEN TURİZM Turizmciler 15 ocağı bekliyor1990 yılmda 5 milyon turistle 3 milyarlık turizm geliri sınırını aşan sektörün, en kötü olasıhkla bile 1991'de bu sayıları "tutturacağı" söyleniyor. Ancak herkes, Körfez'deki durumun gelecek açısından belirleyici olduğu görüşünde. CEM HAMULOĞLU Turizm sektörü, 1991'e "kaygüı" gi- riyor. Körfezdeki belirsizliğin sürmesi, turizmcüerin ileriye yönelik tahmin yap- malannı güçleştiriyor. Turizm Bakankğı MUsteşan Savaş Kiice, bu olguya dikkat çekerek "Turizm sektörü 15 ocağı bek- liyor" diyor. 1990'da turizm mevsiminin sonlanna doğru patlayan Körfez krizine karşın Türkiye'nin turizm verilerinde bir önceki yıla göre artış görülüyor. 1990 yılında 5 milyon turistle 3 milyar dolarhk turizm geliri sınırını aşan.Türk turizminin, en kötü olasıhkta bile 1991'de bu sayüan "tutturacağı" öne sürülüyor. Türkiye'nin halâ bir Turizm Master Planı'na sahip olmayışı altyapıdan çev- reye dek pek çok sonınu beraberinde ta- şıyor. Do|u Avrupa'daki gelişmeler ise Türk turizmi için kısa dönemde olmasa bile uzun dönemde olumlu sonuçlan içe- riyor. Turizm sektörünün 1991 yılına "ta- şman" sorunları ise ana başlıklarıyla şöyle sıralanıyor: Körfez Krlzi: Bakanlık Müs- teşarı Savaş Küce, Körfez krizi ile turizm sektörü arasındaki üişkiyi şöyle değerlendiriyor: "Hakikaten sıcak bir savaş çıkarsa büyük problemlerle karşdaşabiliriz. Di- legimiz krizin diplomatik > ollarla çözul- mesi. Ama savaş çıksa da çıkmasa da 1990'daki sayıları tutturacağıraız kesin. Kriz suruDcemede kalırsa, ben büyük bir gelişme, yüzde 30'un özerinde artış bek- liyorum." TanıtiM: Körfez krizi ile birlikte ek- sikliğini giderek daha fazla hissettiren ta- nıtım sorununun, 1991 yıkndan başla- yarak aşüması hedefleniyor. Artık tanı- Um sonınu. turizmcilerin düzenlediği çe- şitli toplantıların gündeminde ilk sıraları ahyor. Yapılan öneriler ise öncelikle bir tanıtım komisyonunun oluşturuhnasın- da birleşiyor. Türkiye'nin 1991 yılında tanıtım için 50 milyon dolarUk bütçesi bulunuyor. Pazarlaauı: Türk turizmini pazar- layan seyahat acenteleri, devletten hâlâ tesvik bekliyorlar. 1989 başmda çıkar- tüan Pazarlama Teşvikleri'nin 2 yd bo- yunca uygulama olanağının bulunma- ması, umutları 1991 için çıkartuan ka- rarnameye bağlamıştı. 1991 yılına yöne- lik teşvik sisteminde, acentelere bir ay- ncalık tanmarak yüzde 25 oranında Kaynak KuUanınuru Destekleme Primi odenmesi öngörülüyor. Ama Türkiye Kalkınma Bankası'mn konuyla ilgili uy- gulama tebliğini hâlâ yayımlamaması yuzünden acenteler arasında belirsizlik de sürüyor. 41ty«pı: Yatak sayısı hızla artan Türkiye'de altyapı sorunları önemini ko- ruyor. Ulaşımdan eğitime, kanalizas- yondan telekominikasyona dek bir dizi altyapı sorunu çözüm bekliyor. Cum- hurbaşkanlıgı ÇevTe ve Turizm Dantş- manı Can Pulak, Dünya Bankası'ndan 202 milyon dolarUk önkredi alındığını belirterek şunları söylüyor: "2 yıl sonunda 37 turizm bölgesinin altyapı sorunlan büyük ölçüde çözüm- lenecek. Marmaris ile Bodrum arasına uluslararası; Çeşme, Efes, Kaş, Kapa- doky a ve Gazipaşa gibi turizm tnerkez- lerine de küçük havaalanlan yapılması planlanıyor." FİBansman: Yatınmlarını "agır" finansman ortamında gerçekleştiren tu- rizm yatıruncdan, rmansman sisteminin "tedavi edilmesini" istiyorlar. Yaürun- cılarm finansman sorunları şöyle sırala- nıyor: "Turizm sektörünün özelliklerine uy- gun kredi şartlaruıın sağlanmaması, kre- dilerin zamanında ödenmemesi, rees- kont sisteminin çalışmaması, Kaynak Kullanımını Destekleme Primi ödeme- lerinde gecikilmesi." 1989 başında uygulamaya sokulan ye- ni para politikası sonucu "kur makası"- nın tersine işlemesi, yani kurlardaki ar- tışın enflasyonun altında kalması da son iki yıldır olduğu gibi 1991'de de turizm sektörünü zorlayacağı tahmir. ediliyor. Çe\T«: Türkiye, artan yatak sayısıy- la "ddeğmemişliğini" giderek yitiriyor. Master plan eksikliğinden kaynaklanan plansız yapüaşma, çevTe sorunlannı da beraberinde taşıyor. Kapadokya, Pa- mukkale, Bodrum, Marmaris gibi tu- rizm merkezlerinde yaşanan betonlaş- ma, Türkiye'nin turizmdeki en büyük güvencelerinden birisi olan çevreyi teh- dit ediyor. Mazda kullarucısı zevk sahibidir. Giyimine ,görünümüne ve otomobiline özen gösterir, spora zaman ayırır. Şimdi, Mazdaseverler'in ortakbir noktalan daha var: Mazda Club Türkiye'de ilk kez Mazda Club, satış sonrası hizmetlerimize yeni bir halka ekliyor. Farklı bir anlayışla... Mazda kullanıcısı, artık yalmzca otomobiline servis ve yedej parça hizmeti almakla kalmıyor, Mazda Club ayrıcalığını da yaşıyor. Yetkili M; bayileri, servisleriyle bir aile olmanın güveni, huzuru içinde yeni yılınızı kutiar. Servis ve yedek parça hizmetlerinden. sonra Mazda Club ayrıcalığı Aracınızın ruhsatı ve adresinize gönderdiğimiz ön ûyelik kartınızla birlikte bir Mazda bayine gelin yeni yıl armağanınızı alın. Mazda Club ayrıcalığını sizde yaşayın. Mazda'yı kullananlardan sorun Türkiye Genel Distribütörü MERMERLER YATIRIM ve PAZARLAMA A.Ş. Balmumcu Barbaros Bulvarı No127 80700 Beşiktaş-İSTANBUL Tel:(1)174 55 50 5 Hat - (1)175 84 80 2 Hat Fax:(1)173 35 59 IŞÇININ EVRENENDEN ŞUKRAN KETENCt jnsanca Yaşamayı lsteyebilmel ••• Türkiye işçi sınrfının değil sadece, Türkiye'nin sosyal tari- hinde, sürekliliği, karariıhğı ve kıtlesinin büyûklüğü ile bir ben- zeri yaşanmamış olan madencilerin direnişi, Zonguldak olayı, bugüne kadar çalışanlara, işçilere dikte ettiriten kavramları attüst etti. Genel Maden-lş Sendikası "Yüzdeler bizi ilgilendirmiyor, biz işçinin cebine girecek olanı arıyoruz", "Insanca yaşa- ma ücreti istiyoruz. Bizim rakam söylememize de gerek yok. Bilim adamları, bilimsel verilerle asgari gecinme için gerek- li rakamları belirlesinler", "Biz üstüne para değil, on yılın kayıplarını istiyoruz" derken önceleri pek kulak asan olma- mıştı. Cumhurbaşkanı özal, tehdit ve şantajınt yapmış '% 500 gibi aşırı istekler var. Zarar eden KİT'leri, işyerlerini kapatırız' demişti. Genel Maden-İş Başkanı Şemsi Denizer'in, 'Yanlış hesaplanmış % 550 istiyoruz. Biz bunu kafamızdan uydur- muyoruz. Zonguldak'ta yaşayan maden işçisi için insanca yaşama ücreti hesabı yapıldığında bu çıkıyor. Biz sadece 10 yıl önceki işçinin yaşam düzeyinin korunmasını istiyoruz' açıklaması, kapalı kapılar arkasında, en çok Türk-lş'in lider kadrolannı kızdırmıştı. Toplusözleşme masalarında uyuşmaz- lıktaolan Türk-İş liderlerinin en yüksek teklifleri, bu ölçüle- rin oldukça altında kalıyordu. 12 Eylül'ün yasaklı hukuk düzeni ve ondan çok daha önemlısi, çalışanı, işçiyi korkutarak, ytldırarak, caydırarak ya- rattığı 'köleleştirme' düzeni, düzenle özdeşleşen sendika li- derlerinin ufkunu şendikalann varlık nedeni ile çelişen bir çizgiye çekmişti. Özal'da sembolleşen düzenin dikte ettir- diği üzere 12 Eylül'den bu yana bütün ücretleri ve toplusöz- leşme pazarlıklarını, yüzdelerle ve enflasyonla karşılaştıra- rak düşünüyor, tartışıyoruz. İmzalanan her toplusözleşme- nin arkasından sendikalar 'yûzde şu kadar zam aldık' diye övünen açıklamalar yapıyorlar. Sonra da işçi her yeni söz- leşme ile hak kaybetmeye devam ediyor, giderek yoksulla- şıyor. Aradan bir on yıl geçtikten sonra işçi şöyle bir geçmişine bakıyor. Dehşetle 12 Eylül öncesinin yaşam koşulları ile kı- yastenamayacak bir yoksulluğun batağında olduğunu görü- yor. Neyin, nasıl olduğunu pek açıklayamıyor, ancak ister istemez haline bir öfke duymaya ve Öfkesini de dile getir- meye başlıyor. Burada uzun uzun bilimsel açıklamasına gir- meye olanak yok. özetle Özal'ın kimliğinde sembolleştiri- len 12 Eylül düzeninin dikte ettirdiği enflasyona bağlı ücret artışı, işçiyi sözde enflasyona ezdirmeyecek hesaplar sayı- sız tuzaklarla dolu. Öncelikle matematiksel olarak enflasyon artış oranındaki bir ücret artışı, işçinin reel kaybını kapatmı- yor. Geçmiş yılların kayıplan için aynı oranlı artışlar, yine ma- tematiksel olarak gerçek kayıplan gidermiyor. Dilimlere bö- lünmüş yüzdelerin toplanması ile çıkan oranlar, yine mate- matiksel gerçek kaybı karşılamıyor. Sözün ktsası iktisatçılann, bize bu modeli dikte ettiren 12 Eylül düzeninin sahiplerinm çok iyi bildikleri üzere, bu he- sapların sunu'uşu ile ücretli sürekli yalanla aldatılıyordu. İş- çi, memur, emekli aldığı zam oranı ile bazen enflasyon al- tında eziliyormuş gibi gösterilse de gerçekte oranda görû- nen ücret artışının çok gerisinde gerçek ücret artışlanna mah- kûm edildiği için anlamadan, durmadan yoksullastınlıyordu. Elbette kurt sendikacı, lider sendikacı 12 Eylül düzeninin sahıplerinin oyununu başından biliyor. Ancak düzeneboyun eğerek var olmayı seçtiği, korktuğu, yüreği sıktığı için işçi: nin, çalışanm kandırılmasına ortak olmayı seçiyordu. --* İşçi, memur, emekli matematik oyunlannı anlamasa da ya- şamında yoksullaşmayı giderek daha ağır duymaya başla- dı. 'Ne oluyor?' diye soru sormaya, 'Onu bunu anlamam, insanca yaşama ücreti istiyorum' demeye başladı. İşte bu noktada birileri çıkıp da toplusözleşme masalarında da 'in- sanca yaşama ücretinden, yüzdeli zam değil, cebe giren pa- radan, geçmiş yılların kayıplarından 1 söz etmeye başlayın- ca, 12 Eylül düzeninin sahıpleri, ortaklan, uyum saglamış sendika liderleri paniklemeye başladı. düşünün ki bu hesap- lara göre istenmeye başlanan, telatfuz edilen rakamlar, da- ha öncekilerin ufuk çizgisinin çok dışında kalmıştı. 85 bin işçi ile dün greve çıkan Türk Metal Sendikası'nın greve çıkış bikdirisindeki rakamlara bir göz atalım hele: İş- veren % 200 vermiş, işverenin çok aşırı bulduğu Türk Me- tal'in isteği % 400 zam. Ancak Türk Metal'in istediği sonuç- ta, ayda net 300 bin lira olan ücretin 1 mityona çıkanlmasıy- m i i Yüz binin üstünde işçi ile uyuşmazlıkta olan Türk-İş Baş- kanı Şevket Yılmaz'ın sendikası Teksif şimdilik bütün ısrar- lara rağmen ne en son teklifini ne de işverenin verdiğini 'söz- leşme masası sım' gerekçesi ile henüz açıklamryor. Çok farklı olmamak üzere durumun biraz daha da çarpık olduğunu tah- min edebiliyoruz. İşçi ve ücretlilerin tümü için 12 Eylül düzeni tabloyu böy- lesine çarpıttıktan sonra birileri ortaya çıkıp gerçek sendi- kacılığın işlevi ve Hkeleri ile konuşmaya kalktığında, işte böy- le, elbette ortalık karışacaktır. Bir kere daha altını çizelim: İşçilerin çıkar örgütleri sendikalar, işçilerin çalışma ve ya- şam koşullarını iyileştirmek gibi bir görev İçin vardırlar. 12 Eylül düzeninde, işçinin yoksullaştırılması için aracı olarak kullanılmışlardır. İnsanca yaşama ücreti, 10 yılın kayıpları- nın giderilmesini istemek 'aşırı' istek değil, sendikal görevi yapmaya doğru atılan ilk adımdır sadece. Bu gerçekler 12 Eyiül'ün köleleştirme düzeninde beynimizden kazmdığı, hep birlikte bu düzenin ölçüleri, ufuk çizgisi içinde düşünmeye koşullandırıldığımız içindir ki, birileri gerçeklerden söz etmeye kalktığında şaşkınlığa düştük. Çalışanı, işçiyi savunduğunu soyleyen muhalefet partlle- ri, aydınlar ve sendikalar işte bu nedenlerle Zonguidak ola- yına, maden işçisinin 27 gündür büyük bir Kararlılıkla sür- dürdüğü, ülkemizde örneği yaşanmamış kavgasına, özene- rek, imrenerek, biraz da kıskanarak destek vermeye çalışı- yor. Kavganın içinde olmaya henüz tam cesaret edemese de dışında kalmamaya çaba gösteriyor. Türk-iş'in biraz zoraki, biraz ertelemeli 3 ocak genel ey- lemini, diğer şendikalann grev ve eyiemlerinı, dayanışma- lannı, muhalefet partilerinin bazen çok sıcak, bazen çok uzak desteklerini, demokratik orgütlerin, aydınlann yaklaşımları- nı, 'insanca yaşamayı istemeyi' öğrenenlere saygı, maden işçisinin kavgasındaki kararlılığına 'şapka çıkarma' olarak değerlendirmek gerek. Herkes kendisi için de insanca ya- şayabilmeyi ısteyebildiğinde. "Zonguldak demokrasi dersi verme örneği" olmaktan çıkacak, Türkiye'ye gerçek demok- rasi yerleşecek. SERBEST PİYASAYI SAAT BAŞI İZLEYEBILİYOR MUSUNUZ? Serbest piyasa, saatbaşı Kapalıçarşı Türkiye ve uluslararası döviz, altın fiyatlan, çarpraz kurlar "bn-line" Veritel ekranında! Tuşlara dokunun, ekranda okuyun. Veritel, Türkiye'nin bilgi Bankası'dır. SûmbûiSok No 15, 1 Ifivert-lslanöunel 1802060Fate 1798782
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear