23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunvtt Matbaacılık vt Gaznecılılc Türk Anonım Şırketı adına Nadir N«dı 0 Gcnel Yayın MUduru Hasan Cemal. M\lesses< Mudurü Emıar l'şalıbgtf, Yazı Ijlcn Müdurtl Ok» OöiKUİa, 0 Habtr Mcrfcezı Mudurj lılpıı B«j«r, Sayfa Dfizcnı Yönetmcnı. AU V u 0 Temstlcıler ANkARA AİMKt Tu. IZMtR HfklKI Çctiakasi, ADANA I; Poiıııka C<U fc»ıtl , D» Habcrier Eıı» Ma, Ekonomı Cnfk IMaı. I; Scodila Şafau fa««d. Kjhj, CtW tsttr. Isunbül Hatafcn EraBİ ftçmk. EJııın- GeKV Şvtaı. Vun Hıberlen N«*< Dotu. Spor Duısnum AMtfkatir lııctİBM, Du Yızılıı b n Çı^ku. Arasıırm» Şatia *!(«. Dazdtm? A M ı U Y«ncı 0 Koorduuıor Aia« konbu 0 Mılı İSfcr Enl trt.l 0 Muhaicbe BaİMI «ea<r 0 Bu(t-P!ıalajııa Sn|i n«n>i|iınl. 0 Rcklun AJt» I n ı 0 Ek roınta H«*» Akjtf 0 Idare H m » G««r 0 IsJnnK Odif Çdfk 0 Bıl<> Ijteıı Naü latf 0 Fuv>rwl Sn,ı l<m»oo|lı Ofcuy Akbtf, lalpa laytr. « m Hilıan (, M»>1»7., Olı> U|ır Mnacu. llfcu A* Sima. Ktmn Taa Auon ** yajvrn Cumhufı><t Malbucılık *« Guettcıbk T.A Ş. Tttrk Ocafı C*d. 39/41 Cjftıloftlu 343H Ist PK 24* - lnınbul Tel 512 05 05 ( » İMU), Teto 22246, Fu. (1) J» 60 72 0 Bıırotor A.km Zıy» Gakilp Bıv Inkıjap S. No I9'4 fei 13) <1 41-47, Ttitt. 42Î44. Fıx. (<| 133 05 65 0 Izm*- H Zıy» Bl> 1352 i 2/3. Td. 13 12 30. Wc* 52359. F«x (51) 19 53 60 0 «•»• tB»nu Cıd I» S No I Kv I. %< 1» 37 52 14 haıl. Ttta «2155 Fu- 171) 19 25 71 TAKVIM: 23 ARALIK 1990 İmsak- 5.46 Guneş: n 18 Oğle: 12.07 tkindi: 14.26 Akşam: 16.46 Yatsı: 18.13 Defilelerin babası: Patou Paton'nun Udvert san çizgili şık bir tayyörü, yıl 1927 NECLÂ SEYHUN " Patou raoda evinde bir yenilik var önumuzdeki yaz. 1991 yazının sürprizi orada. Saint Florentin sokağındaki şu An Deco'lu güzelim salonlan, merdivenleri, aynaları olan oya gibi moda evinde artık yeni bir soluk var: Stilist Erik Mortensen. Yeni bir soluk?.. Balmain moda evi yöneticilerine bakarsanız, eski bir soluk bu. Stilde eskidiği gerekçesi ile oradaki işine son verildi Mortensen'in. Balmain'in ölümünden bu yana moda evinin stilistliğini üstlenen, Balmain'in sağ kolu Erik Mortensen!.. Son koleksiyonunda, Balmain'e veda son defilesinde öcunü iyi aldı ama. Paris'in en çok konuşulan defılesi oldu bu son koleksiyon. Çarpıcı, değişlk, yeni. Eskilikle uzaktan yakından ilgisi yok. Bambaşka!.. Artık Patou'ya geçti. Bu ünlü modacının bundan sonraki koleksiyonlarıru o hazırlayacak. Jean Patou... Moda dunyasının unutulmaz, unutulamaz adı. 20'li yıllann ilahı. 1936'da ölümünden sonra başka moda evleri gibi yabancı ellere geçmedi moda evi. Varisleri sürdurdüler işi. Bu nedenle de hep belirli bir şıklık anlayışını korudu. Ama Jean Patou ile başkaydı iş. Çağdaştı, öncüydü, yıldızdı. Moda dünyası onun damgasını hep taşıyacak. Moda defilelelerinin babası odur. Sporu modaya sokan da o!.. Spor giysilerden esinJenerek yarattığı olağanüstü kıyafetler unutulur gibi değildi. Zamanın tenis şampiyonlanndan Suzanne Lenglen'in de bu başanda rolü vardı. 1921 yılının güzel, güneşli bir gunünde VV'imbledon'da modanın kaderini degiştirmişti. Ipek pliseden dizlere kadar inen beyaz bir etek vardı Ustünde, beyaz kolsuz bir kardigon ve portakal rengi bir bando. Patou'nun hazırladığı bu şık ve sade model, bir anda hayranlıklann odak noktası oldu, solukları kesti. Tüm kadınlar Suzanne Lenglen'e benzemek istiyorlardı. Spor giysiler böylece girdi modaya. Sporla uzaktan yakından ilgili olmayanJar, iki adım atmaya aşenenier bile spor giyinmek istiyorlardı artık. Deniz ve güneş banyolan, esmer tenler, çıplak bacaklar... Modaya Patou'nun armağanı. 1922 yılında Victor Margueritte'in yayımladığı bir roman, çıktığı günden modaya damgasını vurmuştu. "La Garçonne"du kitabın adı. Romancı Sorbon'daki bir öğrenci kızın öyküsünü anlatıyordu. Saçlannı oğlan çocuk gibi kesen, sırtına bir erkek kostümünü geçiren, kravat takan bir kız. Evlilik dışı bir çocuğun annesi, akiına eseni yapan, özgür, göztlpek bir ku. La Garçonne çok cüretkâr bir kitaptı. Ama inanılmaz bir sükse yaptı. Fransa'da ya da yabancı ülkelerde kadınlar romanın kahramanı Monique'ye benzemeye, onun gibi giyinmeye kalktılar. La Garçonne bir özgürlük simgesiydi artık. Patou bu stili zevk ve şıklık süzgecinden geçirip sunuyordu. Bir gazete: "Patou ber se>den önce çagının adamı" diye yazmıştı. Patou 5 yılük bir çabanın sonunda 1924'te şöhretin doruğundaydı. 37 yaşındaydı. Bir gazeteciye o yı1larda, "Moda kadına kendi isteklerini empoze etmek degil, onun arzulannı modaya dökmek, yansıtmakür" demişti. Bu nedenle de modacının tüm modelleri aynı stilde olmasına karşın müşterilerinin kişiliklerini yansıtıyordu. Yalnızca onlar için yaratılmışa benziyordu. Her mevsimi bir renge ayuırdı Patou. 1929'daki "siyab Dahlia" ve 1923'te lanse ettiği "Patou mavisi" bunların en Unluleri arasındaydı. Patou'nun tutkunu olduğu mavi, içinde mor bir ışıltı olan açık bir mavi idi. Aynca siyaha bakan çok koyu bir maviyi de koleksiyonlarında bol bol kullandı Patou. Lacivert ve beyazı da kattığı sade 'şık' giysileri Chanel'in bejinden ve siyahından bıkan kadınlan büyülüyordu. 1924'te bir gazeteci, "Patou'nun modelleri bir erkeğin ve bir sanatçının eseri" diye yazmıştı. "Herhangi bir kadın için yaratmıyor modellerini modacı. Rüyalannın kadını için yaratı>or. Yanında gönnek istediği, tiyatroya, restorana, sergiye beraber gideceği. yollarda beraber yiiriiyecegi kadın için yaratıyor." Stili, modelleri kadar görkemli defileleri, davetleri ile de Unlüydü. Kimse baş edemezdi bu konuda onunla. Biri beyaz, biri siyah süper lüks iki araba. Biri güneşli günler için, biri yağraurlu. Styahın şoförü beyaz, beyazın şoförü siyah. Ya!.. Böyie dönemlerdi işte. Zaman değişti. Bu rüyalar geldi geçti elbette. Patou artık yok. Ama moda evi var. Ama defileler var. Ama modaya verdiği o özgür, o spor hava var. Ister dünde yaşanmış olsun, ister bugunde, ister yarında. Moda, rengârenk, ışıklı yolunda Patou'nun damgasını hep taşıyacak!.. \ Patou'nun bazıriadığı bir gelinlik, Prenses Emeline de Broglie için. Tango şarkıası Carlos Gardel, doğumunun 100. yılında anılıyor Taneoda bir efsaneKültiir Servisi — tango şarkıası Carlos Gardei- in doğumunun yüzüncü yılı kut- lanıyor. Paris'te, Buenos Aires- te, daha birçok yerde. 55 yıl önce feci bir uçak ka- zasında ölen Gardel'in yaşamı- nı saran gizem perdesi o günden bu yana daha da buyumüş bu- lunuyor. Gardel'in yaşamıyla il- gili daha birçok aynntı gibi ke- sin doğum tarihi ve doğum yeri de esrarını koruyor. AnaBritannica'nın "Carlos GardeJ" maddesini açacak olur- sanız, ayraç içinde şu bilgiyi okuyacaksınız: (d. 10 Aralık 1887 Uruguay ya da 1890 Tou- louse, Fransa- ö. 24 haziran 1935, Medellin, Kolombiya). ölflm ilmuhaberinde ise yalruz- ca şunlar yazılı: "Reşit, bekflr, Aıjantin'de mukim, 40 yaşlann- Efsanevi şen bir gizem perdesi oluştur- muştur çevresinde." Birçok kaynağa bakıhrsa, Bu- enos Aires'in varoşlannda doğ- muştu tango. Topraklarından sürülmüş insanlann, belki de bütün eşyalannı tahta valizlere doldurup İtalya'dan kalkan ge- milerin güvertelerinde Arjan- tin'e gelenlerin dokunaklı, ama aynı zamanda öfkeli ve şiddetli müziğiydi. Alt kesimlerin argosuyla ttal- yan külhanbeyi ağzımn bir ka- nşımı olan sözleriyle tango öy- lesine "miistfbcen"di ki pek çok kadın tango yaparken görül- mekten çekinirdi. Onun için yal- nızca erkekler tango yapardı. sı çok gecmeden Buenos Aires'e yansıyacak, belki de Fransa'da- ki saygınlığının etkisiyle tango Arjantin'de de genelevlerden, batakhanelerden çıkıp seçkin sa- lonlara, çayhanelere girecekti. Jorge Luis Borges'in de Eva- risto Carriego adlı uzun öykü- sünde yazdığı gibi Gardel, tan- goyu şiddet içeren maçoluğun- dan, sustalı kavgalanndan "kur- tanrfcen", ulusal bir varolma bi- çimine dönüştürmüştü. Carlos Gardel, son tangosu- nu 23 Haziran 1935'te Bogota^ da söyledi. Bir Orta Amerika turnesine çıkmış olan sanatçı "Tomo y obligo"yu söyledikten sonra sanki olacağı sezmiş gibi Gardel'in elyaasıyla kaleme alınmış olduğu iieri sürülen bir belgede de şöyle yazıyor: "Fran- sızım. Dona Berta Gardes'in oğ- In olarak 10 Aralık 1890*011 dün- .yaya geidim. Gerçek adım ve so- yndımın Charles Romualdo Gardes olduğunun açtkca bilin- meslni isterim. Ama mesleki ne- denlerle Gardel soyadını aldım ve hep bu soyadını kullandım. Her yerde bu adla tanınıyonım." Kimileri Gardel'in bir Fransu kadınının evlilik dışı çocuğu ol- duğunu iieri sürer, kimileri de Uruguay'da doğduğunu. Tiinel, Kahramanlar ve Mezariar Üze- rine gibi romanların Arjantinli yazarı Ernesto Sabato'ya bakı- lırsa, Carlos Gardel 11 aralıkta Toulouse'da doğmuştur. Birçok- lanna göre de Gardel'in 3 yaşın- dayken Buenos Aires'te bulun- duğu kesindir. Nitekim Daniel Vidart'ın Tango Tarihi'ne bakacak olur- sak, yaşamının çevresindeki söy- lenceleri Gardel kendisi uydur- muştur: "Gardel doğum yeri, yaşamının ilk dönemleri, sevgi- iileriyle ilgili sorulan hep giı- lümseyerek, kaçamak yanıtlar vcrcrek ya da susarak karşıla- mış, bu konuda zekice bir belir- lizİik yaratmıştır. Böylece, 'şar- lucılann prensi' adına denk du- Tangonun evrenselleşmesinde büyük rol oynayan Gardel'in doğumu gibi ölümü de esrarlı. Kimine göre 1887'de Uruguay'da, kimine göre 1890'da Fransa'da evlilik dışı bir ilişkiden doğan Gardel, bir uçak kazasında ölmüştü. Ancak sonradan pilotun başından vurulduğu ortaya çıkmıştı. Dar pantolonları, enli ipek bo- dinleyicilere dönüp "Murat in- yunbağlan, beyaz tozluklan, ke- sandan, takdir Tann'dan" dedi. narları aşağı kıvrık fötr şapka- Ertesi gün Gardel'in bulundu- larıyla dövüş horozları gibi ça- ğu uçak yakıt almak için Medel- lım atarlardı. lin'e indi. Ama tam kalkarken, Birçok tango şarkıası gibi havaalanı pistindeki başka bir Gardel de mesleğine genelevler- uçakla çarpışıverdi. Kimse sağ de, şöhreti kötü kahvelerde baş- Çikmadı uçaktan. Gardel'in ölü- ladı. Sahneye ilk kez Ulusal nıüne de bir başka esrar kanşa- Corrientes Tiyatrosu'nda çjkan c a k > yapılacak inceleme sonun- Gardel, uzun yıllar aynı tiyatro- d a pilotun başından vurulmuş nun oyuncularından Jose Raz- olduğu anlaşılacaktı. zano'yla çalıştı. Razzano hasta- 7ivarpt vpri landığında, 1925'te Avrupa'ya J y giden Gardel çok gecmeden Gardel'incenazesi biratlıara^' "Paris'te plaklanm muthiş saü- bayla Chacarita Mezarlığı'na yor" diye yazacaktı, "Cç ayda götürülürken Buenos Aires so- 70 bin plağım sattı." kaklarını on binlerce Arjantinli Gardel'in Avrupa'daki başan- doldurdu. Üniiı tangocunun mezan, Rudolf Valentino'nunki gibi bir ziyaret yerine dönüşe- cekti. Chacarita'daki Gardel heykeline bugun hâlâ teşekkür mektuplan iliştiriliyor: "Teşek- kiirter Cariitos, mucizeierin için teşekkürter!" Gardel hayranla- rı, kırmızı bir karanfilin heyke- lin yakasından eksik olmaması- na özen gösteriyorlar. Heykelin sağ elindeyse yanık bir sigara var hep; birçoklan Gardel'in hiç si- gara içrnediğini iieri sürdüğü halde. Belki de bütun söylenceler gi- bi Gardel de gidereİc çok farkü kesimlerden insanlann gözünde değişik anlamlar edindi. Bugün, "Paris'e demir atmış", ama yü- reği Buenos Aires'te kalmış Ar- jantinli sürgün için Gardel nos- taljik bir ses. Arjantin'de sol Peronistlerin gözünde Gardel, ölumsüz bir "compadrito", ezilenlerin dost ve elıaçık savunucusu. Gardel- in fotoğraflan bugün hâlâ tak- silerde ve belediye otobüslerin- de. Burjuvazıye göreyse, beyaz boyunbağı ve frakıyla bir salon adamı, Arjantinli olmanın ölümsuz simgesi Gardel. Peki ya Japonlar nasıl göru- yor onu? Yalnızca "tangoouo babası" olarak. Nedendir bilin- mez, Arjantin tangosu bugün Japonya'da bir çılgınlık halinde. Japonlar, şimdilerde dünyamn en iyi tango orkestralarına, en iyi bandoneoncularına sahip ol- makla böburleniyorlar. Son za- manlarda Japonya'da, Arjan- tiü'dekinden çok daha fazla tan- go plağı çıkıyor, bunlar arasın- da Gardel plaklan da var. Carlos Gardel'in 100. doğum- yılı için Toulouse'da "Memleke- timin Tangolan" adlı bir göste- ri duzenleyen koregraf Anibal Pannunzio, Gardel'in sıradan bir tango şarkıcısı ounadığını, River Plate nehrinin iki yakasın- da gelişen tango dansını evren- selleştirdiğini söylüyor. Arjantin Senatosu ise 50 ressamın Gar- dçl'i konu alan yapıtlarını ser- gilemeye hazırlanıyor. Paris'te de Gardel, yaşamı ustune bir di- zi konferansla anıhyor, 2 hafta- lık bir şenlikte tango konulu fılmJer gösterilecek. SAVASÇI KAPLUMBAGA— Y öneünenJiğini Steve Barron'm yaptıgı ve insanlann son derece öoem- siz bir rol oynadıgı 'Turtles', dört savaşçı kaplumbağanın öykülerini anlatıyor. Iki ayak üzeriııcle yürüyen kapliımbağalar Turtles (Kaplumbağalar), Amerika'dan sonra Avrupa sinemalarında da vizyona girdi. Filmin gösterildiği ülkelerde kaplumbağa dişmacunu, burger, pizza, nevresim, saç jölesi ve beyzbol şapkaları büyük ilgi görüyor. Dıs Haberler Servisi — Man- hattan'ın karanlık ve pis kanal- larında kendilerine bir impara- torluk kurmuşlar canavar görii- nümlü, ama yurekleri ^yilik do- lu intikamcılar, Rönesans res- samlarının adlannı taşıyorlar. Mikelanj ve Donatello, Leonar- do ve Rafael burada yasıyorlar. Karate ve zen çalışıyorlar, "rap" dinliyorlar ve karton pa- ketlerden pizza yiyorlar. Yalnızca aradabir kanal ka- paklannı aralayıp kotüluğun kol gezdiği büyük kent karanlı- ğma çıkıyorlar. Mikelanj ve ar- kadaşlan "gerçek" kaplumba- ğalar (Turtles). İki ayak ustün- de yüruseler ve ortalama bir in- san büyıikluğunde olsalar bile... "Der Spiegel" dergisine gö- re Amerika'da büyük ilgi top- layan "Tnrtles" (Kaplumbağa- lar) geçen hafta Avrupa sinema- larında vizyona girdi. Mart ayında Amerika'da lanse edilea bu filmin yıl sonuna dek Turtle- dişmacunu, Turtle-burger, Turtle-pizza, Turtle-nevresimi, Turtle-saç jölesi ve Turtle- beyzbol şapkaları için lisans ge- lirleri dahil yaklaşık 500 milyon dolar kâr sağlaması bekleniyor. Avrupa'da fırtınalar estirdik- ten sonra "E.T." ve " A l f m izinden yürüyerek çeşitli Avru- pa ülkelerinde de oyuncak sana- yiinden, giyim ve yiyecek sektö- rune kadar pek çok alanda kârlı yatınmlara dönüştürülebilen bu sevimli kaplumbağalar "savaşçılıklannı" bir fareye borçlular. Bir zamanlar bir Japon kara- te ustasının maskotu olan bir fa- re; dört çocuğu Yin, Yang, Zen ve Yen ile birlikte New York atık sularından radyoaktif bir bulamaca duşüp insan büyuklü- ğüne ulaşnuş, konuşmayı oğren- miş ve şimdi de kaplumbağaia- ra talimatlar yağdıracak, duru- ma gelmiş. Geçen mayıs ayında ölen ef- sanevi kuklaa, fılm yapunası ve yonetmen Jim Henson'm yarat- tığı bu kaplumbağalara Peter Laid ve Kevin Eastman'a ait bir "çizgi" dizisi esin kaynağı ol- muş. Laid ve Eastman'in 1983 yılından bu yana çizdikleri bu kaplumbağa kahramanlanna da eleştirmenler tarafından gör- mezlikten gelinen, ancak geniş bir gençlik kesimini sinema sa- lonlarına cekmeyi başaran "Ninja" ve "karate" fılmleri ornek teşkil ediyormuş. 1988 yılından bu yana Ame- rikalı Mark Freedman yaklaşık 300 kaplumbağa ürünüyle 130 ulkede büyük kârlar sağlıyor. Kaliforniyalı film yapımcısı Tbomas Gray, Hong Kong'da- ki karate filmleri "devi" Ray- mond Cbow'u arayıp "Turtles" için başlama işaretini verdi. Yönetmenliğini Steve Barron' ın yaptığı ve insanlann son de- rece önemsiz bir rol oynadıgı 'Turtles', dört savaşçı kaplum- bağanın tantanalı bir gösteriyle bir "Ninja" çetesini etkisiz ha- le getirmeşınin öyküsünü anla- tıyor. Karpov'dan son mola • Haber Merkezi — Fransa'nın Lyon kentinde devam eden Dünya Satranç Şampiyonası'nda dün oynanması gereken 22. oyun, Karpov'un son mola hakkını kullanması üzerine yanna ertelendi. 21 oyun sonunda durum 11.5-9.5 Kasparov lehine. Kasparov'a unvanını koruması için bir beraberlik yetiyor. Karpov'un ise 1985'te kaybettiği unvanı geri almak için, kalan 3 oyunu da kazanmaya ihtiyacı var. Oğrenci kredisi arüyor • ANKARA (ANKA) — Milli Eğitirn Bakam Avni Akyol, 100 bin lira olan öğrencı kredisinin 1 ocaktan itibaren 150 bin liraya çıkanlacağinı açıkladı. 1991 yılının ocak ayındatv itibaren 100 bin lira olan öğrenim kredisinin 100 bin liradan 150 bin liraya, akşam yemeklerine katkı olarak verilen 750 liranın da bin liraya çıkanldığıru açıkladı. Gebelere aspirin • ANKARA (ANKA) — Türkiye'de yayımlanan Literatür dergisinin, dünyamn güvenilir tıp dergilerınden "The Lancet" adh dergiden ahntı yaparak verdiği bir araştırma yazısında, gebelikte ortaya çıkan yüksek tansiyonun tedavi edilme şansının bulunduğu belirtildi. Yazıya göre araştırma kapsamına 100 dolayında yüksek tansiyon şikâyeti olan gebe kadın alındı. Bu kadınlar iki gruba aynldı. Birinci gruba, günde 75 miligram aspirin verildi. Diğer gruba ise aspirin benzeri yalancı (peseodo), yani aktif madde içermeyen tabletler verildi. Çağdaş'ta sözleşme • İSTANBUL (ANKA) — Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ue Çağdaş Yayıncüık ve Basın Sanayii A.Ş. arasında sürdürülen tophısozlesme görOsmeleri anlaşmayla sonuçlandınldı. TGS'den yapılan yazılı açıklamaya göre imzalanan toplu iş sözleşmesi ile ücretlerde ilk 500 bin liralık dilim için yüzde 125, ikinci 500 bin liralık dilim için yüzde 85, üçüncü 500 bin liralık dilim için yüzde 75 ve kalanı için de yüzde 60 artı seyyanen 300 bin lira zam yapılacak. SözJeşmeyle ücretler birinci yılın ikinci 6 ayı için de yuzde 15 zam yapılması kararlaştmldı. Anlaşmaya göre, ücretlere ikinci yılın ilk altı ayında yuzde 60, ikinci altı ayında da yüzde 15 zam uygulanacak. Kızılay'da seçiın • ANKARA (AA) — Türkiye Kızılay Derneği'nin dün yapılan genel kunıl toplantısında, Genel Başkanlığa Kema) Demir veniden seçildi. Yapılan seçimler sonunda, birinci genel başkan vekilliğine Ihsan Saraçlar, ikinci genel başkan vekilliğine de Ihsan özdemir getirilirken, genel sekreterliğe Necmi Hoşver seçildi. Erayia And evlendiler • ANKARA (Cumboriyet Bürosu) — Yazar Nazh Eray ile tiyatro eleştirmeni Prof. Metin And önceki gün Ankara'da evlendiler. Anakent Belediye Başkanı Murat Karayalçm'ın kıydığı nikâhın tamklıklannı, roimar Ragıp Buluç ile ressam Gönül Duranoğlu yaptılar. Kemikiliği vakfı kıınıldu • ANKARA (UBA) — Türkiye Kemik lüği Transplantasyon Vakfı kuruldu. Prof. Orhan Seyfi Sardaş, Prof. Latif Sezai Yaman, Prof. Gürbüz Erdoğan, lsıtail Gökmen, Tevfik önal, Irfan Inanc, Aykut Kıvanç, Yılmaz Ersankal, Mehmet Benli, Murat Inal, Erdal Yurtman, Doç. Dr. Semra Sardaş, Doç, Dr. Ahmet Haluk Koç, Meral Berksaç, Doç. Dr. Hamdi Akan, Uzm. Dr. Osman tlhan ve Günhan Gürman tarafından kurulan vakıf, kemik iliği transplantasyonu konusunda çağdaş yöntemleri uygulamayı amaçlıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear