Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/16 2 ARAL TK 1990
AIDS'E KARŞI GÖSTERİLER — Dnnya AIDS Günü ne-
deniyle diin birçok iilkede AIDS'in tehlikeleri ve bu öldürü-
cü hastalıktan konınmanın yollarının anlatıldıgı toplantılar
ve paneüer düzenlenirken, çeşitli gnıplar da caddelerde AIDS'e
karşı gösteriler >-aptılar. 200 AIDS'li hasla bulundugu sapta-
nan Tayland'ın başkenti Bangkok'taki gösterilere askeri per-
sonel, sağiık görevlUeri, ilkokul çocuklan, ögretmenler gibi
toplumun çeşitli kesimlerinden kişiler katıldılar. (AFP)
Semra Özal
Washington'da
WASHINGTON (AA) —
Türk Kadınını Güçlendirme ve
Tanıtma Vakfı Başkanı Semra
Özal, VVashington'a geldi. Bayan
Özal, Washington'da Tiirk-
Amerikan Haftası'run açılışını
yapacak ve hafta etkinliklerine
katılacak.
Ritz Carlton Oteli salonlann-
da verilecek olan ve Bayan
özal'ın açılışını yapacağı balo-
da, Coşkun Sabah da bir kon-
ser verecek. Hafta etkiniikleri
çerçevesinde bugiin piyanist Me-
ral Güneyman'ın, Georgetown
Üniversitesi'nde resitali var. Ay-
nı akşam, Türkiye'nin Washing-
ton Büyükelçisi Niizhet Kande-
mir'in vereceği resepsiyon ger-
çekleşecek. Türkiye ve Türk kül-
türünü tanıtıcı sergi ve konfe-
ranslarla sürecek hafta çerçeve-
sinde, Türk sereisi açılacak.
NOEL TELAŞI — Bütiin Hıristiyan dünyası, bu ay sonnnda
kutlanacak Noel yortusu hazıriıklarını sürdürüyor. Büyük
kentlerde sokaklara dev çam ağaçlan, Noel Baba kukJalan
yerieştiriUyor. Hong Kong'un göbeginde de bu dev Noel Ba-
ba maketinin son hazırlıklan tamamlannuş. Birkaç gün için-
de kent halkının gözlerini şenlendirecek. (Fotograf: AFP)
Eğitimcüerin
çelengine
müdahale
İstanbul Haber Servisi — İn-
san Hakları Derneği'nin İstan-
bul'daki sempozyumunda, Eğit-
Sen ve Eğit-lş sendikalannın çe-
lenklerinden polisin, sendika
isimlerini zorla çıkarması tepki
yarattı. İHD İstanbul Şubesi'nin
düzenlediği "Karau Çalısanlan-
nın Sendikalaşma Sorunu" ko-
nulu panelde, güvenlik güçleri,
yasallık tartışmasına konu olan
Eğitim İşkolu Kamu Görevlile-
ri Sendikası (Eğit-lş) ve Eğitim
ve Bilim Emekçileri Sendikası
(Eğit-Sen)'e ait çelenklerden,
sendika isimlerinin yazıldığı
bantlan söktü. Salonda bulu-
nanlar polisin tutumunu alkış-
larla protesto ettiler. Eğit-Sen'in
çelengine siyah bir bez geçirili-
rek protesto sürdürüldü.
FRST LADY TORUNLARIYLA — ABD Başkanı Bushi
un eşi Barbara Bush, tornnlanna düşkünlüğüyle de tanını-
yor. Birkaç günliik bir tatil için Beyaz Saray'a gelen iki tonı-
nu 6 yaşındaki Sam ve 4 yaşındaki Ellie'yle biıiikte Barbara
Bush, Noel hazırhklanna girişti. Bu arada Beyaz Saray bah-
çesine her yıi geieneksel olarak dikiien dev Noel agacrnın te-
pe yıldızını yerleştirmeyi de ihmal etmedi. (Fotograf: AFP)
HABERLEREV DEVAMI
OLAYLARIN Zonguldak'ta herkes sokakta
ARDENDAKI
GERÇEK
(Baştarafı 1. Sayfada)
cek sonuçlara ulaşabilecek
ntidiı?
Daha önce Vaşington'un Ha-
fız Esad'a yakınlaşması çoğu ki-
şiyi şaşırtmıştı. Oysa dış politi-
kada "dostluk-düşmanük" duy-
guları değil, çıkarlann çatışma-
sı ya da çakışması ilişkileri yön-
lendihr. Düşmanların dosta,
dostların düşmana dönüştükle-
ri çok göriilmüştür. Bu yalın ku~
rala sırt çevirenler çoğu zaman
diiş kınklıklanna uğrayabilirler.
önümüzdeki günlerde olayla-
rın nasıl gelişeceğini tahmin et-
mek çok güçtür. Ancak ne olur-
sa olsun dış politikanın temel
kuralmı göz ardı etmeden siya-
set yürütmek ulusal çıkarlann
gereğidir. Türkiye bu bakımdan
"ihtiyatsız " davranmıştır.
Ankara, Birleşmiş Milletler-
in kararlarına uymakla birlikte,
Vaşington'un yamaanda Sad-
dam düşmanlığının ön safında
görülmeyebilirdi. Genel bakış
açısından bu izlenimin doğma-
sı Özal'ın gereksiz konuşmala-
rından kaynaklanmıştır.
Eğer Saddam sağduyunun ge-
reğini yerine getirebilecek bir
adım daha atabilirse, Ortadoğu
bunahmını barışçı yollardan çö~
züme dönük iyimserlik bugün-
kü sonı işaretlerinden kurtu-
labilir.
Ne var ki bu olasılık gerçekleş-
mese bile bir büyük devletin ya-
macında, "kraldan çok
krakılıkla" yürütülen dış poli-
tikanın tuzaklarla dolu bir yot-
da yürümek olduğu kamtlanmış
sayılabilir. Çünkü büyük devlet
kendi çıkarlarına göre bir ma-
nevra yaptığı an, bağlı ve bağım-
lı dış siyaseti körgüdüyle yürü-
ten küçük ülkenin boşluğa düş-
me tehlikesi doğacaktır.
• • •
(Baştarafı 1. Sayfada)
sine ağırhk verdi. "Savaş iste-
yenleri istemiyoruz. Irkçı Giiney
Afrika yönetiminden kömiir it-
hal edip kendi-maden işçisini aç-
lıga mahkûm eden, Zonguldak
kısıian sesler, coşkuyu azaitma-
dı, 'Başkan nerede, işçi orada'
sloganı ile Genel Maden-lş Baş-
kanı nerede ise oraya peşinden
gitti, sloganla ıslıkla çağrı yapa-
rak, yeniden yeniden konuşma
halkını gözden çıkaran, anaya- yapmaya zorladı. İşçi pazar gü-
Denizer daha sonra işçiden de
mağdur olduklarına işaret ede-
rek memurlann, öğretmenlerin,
üretici köylünün, esnafın sonın-
ları üzerinde durdu. İşçinin me-
muru, esnafı yanlanna çağıran
sloganları arasmdâ, onların da
sa, hukuk tsnımayan Özal git- nü olsun dinlenilmesi önerisini haklan için mücadele etmek gö- FARUK BİLDİRİCİ
Akbulut yine
devredışı
j
meden Türkiye kurtulamaz.
Hakkınuz Zonguldak'a gelmez-
se, Ankara'ya gidip, alıp
getirecegiz" dedi.
Genel Maden-lş'in grevine si-
yasi partilerden, sendikalardan,
çeşitli meslek örgütleri ve der-
neklerden gelen destek dün yo-
ğunluk kazandı. Ocak ağızlann-
daki ve Zonguldak'ta doğal olu-
şan mitinglere katılımla yapılan
destek yanında, sendikaya hiç
kesilmeyen ziyaretler ve telgraf-
la başvurular, mesajlar yığıldı.
Dün doğal miting niteliğinde-
ki ilk büyük yürüyüş ve toplan-
tı Üzülmez-Asma ocak başında
gerçekleşti. Saat 10.00 sıralann-
da Genel Maden-lş Başkanı
Şemsi Denizer'in katılımı ve ko-
nuşması ile mitinge dönüşen
toplantıya işçiler gnıplar halin-
de yürüyüşler ve sloganlarla ka-
tıldılar. Birbirlerini alkış ve coş-
kulu sloganlarla karşıladılar. Iş-
çilerin Asma ocak ağzındaki do-
ğal mitinginde hazır bulunan
DYP milletvekilleri Ömer Ba-
rutçu, Tevfik Ertemiz, Güneş
Miiftüoglu, Şinasi Altıner adı-
na bir açıklama yapan Köksal
Toptan, hükümet ve Çankaya'-
nın böylesine büyük bir sosyal
patlamaya kulak tıkamakla çok
büyük bir yanılgı içine düştük-
lerini söyledi. "Hiç kimse bu
kadar biiyük bir sosyal patlaraa-
>ı görmezlikten gelemez. Gerçe-
ği mutlaka göreccklerdir. An-
cak onlar için çok geç olabilir"
dedi.
Günlerini, maden ocakların-
da, karanlıkta, saatlerle yürüye-
rek, kazma, kürekle en ağır iş-
lerde çalışarak geçirmeye alışmış
maden işçisi, grevin ikinci gü-
nünde de evine girmedi. Günün
tümünü yürüyerek mitinglerde
slogan atarak, alkış tutarak ge-
çirdi. yağmur, slogan atmaktan
EVET/HAYIR
OKTjffAKBAL
(Baştarafı 2. Sayfada)
sin'in öncülüğüyte, Kültür Bakanı Sayın Zeybek'in ilgisi ve
yardımlarıyla böyle bir toplantıyı gerçekleştirebileceğiz. Hin-
distan'dan, Mısır'dan, Irak'tan, Cezayir'den. Lübnan'dan, Ja-
ponya'dan, Tunus'tan, Angola'dan, Kenya'dan, Azerbaycar^
dan, Filipinler'den, Afganistan'dan, Moğolistan'dan vb yazar-
lar, şairler TYS'nin konuğu olacaklar. Aralık ayının 5'inde ül-
kemize gelecek olan bu yazarlar 6 ve 7 aralık günleri yapıla-
cak sempozyumlara katılıp düşüncelerini, görüşlerini açık-
layacaklar. Ayın 9'unda da Ankara'ya gidilecek, orada düzen-
lenecek bir sanat gecesinde de bulunacaklar.
Sempozyumun iki ana konusu var. Biri, Değişen Dünya-
da Yazarın Yeri; öbürü, Telif Haklan Sorunları... Bu konular-
da Melih Cevdet Anday, Necati Cumalı, Aziz Nesin, Osman
N.Karaca, Ali Sirmen, Adnan Özyalçıner, Alpay Kabacalı, De-
mirtaş Ceyhun, Bekir Yıldız ve Ataol Behramoğlu bildiriler su-
nacaklar. Bu bildiriler dört dilde yayımlanacak.
Gördüğünüz gibi, bir yazarlar şöleni yaşayacak İstanbul
ve Ankara sanatseverleri... Bugüne dek ilk kez Asya'nın, Af-
rika'nın ünlü edebiyatçıları bir araya geliyor; Türk yazarlarıy-
la, en önemlisi de Türkiye'nin sanatsever okurlarıyla tanışı-
yor.
Bildiğiniz gibi, Aziz Nesin'in de 75. yaşını bir kez daha hep
birlikte kutlayacağız. Bütün çağrılı edebiyatçıların yer alaca-
ğı sanat ve müzik gecelerinde... Sempozyuma tüm sanat-
severler çağrılıdır. Atatürk Kültür Merkezi'nin konser salonu-
na giriş serbesttir. Ama istanbul'da Zeytinburnu'ndaki Abdi
İpekçi Salonu'nda yapılacak toplantıya girmek ise TYS'ye
yapılacak bir bağışla sağlanacaktır. TYS kurulduğü günden
bu yana, yani on beş yıldır, sağlam bir merkez yapısına ka-
vuşamadı. Dalan'ın, Sözen'in bu konuda verdikleri sözler bir
türlü gerçekleşemedi. Dünyanın her yerinde büyük kent be-
lediyeleri kendi yazarlarına, sanatçılarına eiden gelen yardı-
mı esirgemez. Ne yazık ki İstanbul Belediyesi aylardır olum-
lu bir çözüme ulaşamadı. Bunda sayın başkanların suçu yok,
birtakım yanlışlıklar, talihsizlikler bunun sorumlusu desek her-
halde daha doğru olacak...
İstanbul ve Ankara'daki sanat gecelerine Asyalı, Afrikalı
edebiyatçı dostlar şiir ve yazılarıyla katılacaklar. Ayrıca
TYS'nin çağrısını içtenlikle kabul eden Theodorakis, Nükhet
Duru, Genco Erkaİ, Müjdat Gezen, Cihat Tamer, Ercan Yaz-
gan, Dilek Türker vb. sanatçılar da katkıda bulunacaklar.
Aziz Nesin, sayısı yaşını aşan yapıtlarıyla günümüzün en
önemli sanatçılarındandır. Pek çok baskı yapmış öyküleriy-
le, romanlarıyia şimdiden anıtlaşmış bir kişi... İstanbul ve An-
kara'da düzenlenen sanat gecelerinin baş konuğu, daha doğ-
rusu bu gecelerin onur kişisi Aziz Nesin'le ilgili konuşmaları
hem çağrılı dostların, hem de sanatsever halkımızın önemle
izteyeceklerini biliyorum. Bu sanat gecelerinde İlhan Selçuk-
un da Aziz Nesin'le ilgili konuşmalar yapacağını eklemek is-
terim.
• 'Amaaaa, hiç inanmadığım bir şey olsa da, bir daha doğ-
sam, yeniden gelsem bu yeryüzüne, seçeceğim başka yol
yok. Yine böyle; yine böyle çalışmanın mutlu yorgunluğu için-
de tükenip gitmek isterim" diyen bir yazara, yüzden çok ya-
pıt vermiş ve daha da verecek olan Aziz Nesin'e ve onun gi-
bi tüm yaşamını sanata, yazına adayan kişilere ne yapıisa
azdır. 6 ve 7 aralık günlerinde AKM'de, 8'inde Abdi İpekçi
Salonu'nda, 10'unda da Ankara'daki sanat şölenlerimizde
tüm sanatsever dostlarla buluşmak üzere...
de reddetti, bugün için de Zon-
guldak'ta yapılacak bir miting
için randevulaşıldı. Sürekli so-
rtılan 'Ankara'ya Zonguldak'-
ın yürümesi' konusunda inisiya-
tif başkana bırakıldı.
Asma'daki mitingten biz
araçla Zonguldak'a dönerken
orada başkanlannın konuşaca-
ğım duyan bir kısım gruplar hâ-
lâ Asma'ya doğnı yürüyorlardı.
Sonra Asma'da toplanmış gnıp-
la birlikte kavuşarak hep bir
arada iki saati bulan bir yürü-
yüşle Zonguldak'a peşimizden
geldiler. Diğer yandan da Koz-
lu bölgesi işçisi kendi ocak ba-
şında toplanmış, ayrı bir kol
olarak yine saatleri bulan bir
yürüyüşle, coşkulu sloganlarla
Zonguldak'a gelmişti. Sendika-
nm diğer yönetim kunılu üyeleri
ise çok daha uzakta olan Amas-
ra ocak başına giderek orada
düzenlenen bir başka doğal mi-
tinge katıldılar. Ve saat
13.30'dan sonra Genel Maden-
lş'in Zonguldak Merkez'deki
bina önü bir kez daha, on bini
aştığı tahmin edilen bir kalaba-
lıkla yeniden miting alanı oldu.
Kentin ana caddelerinde sürek-
li bir yandan diğer yana yürü-
yüş turları yapan işçiler halktan
tam destek alırlarken 'tşçi bu-
rada, esnaf nerede, memur
nerede
1
çağrıları ile dayanışma-
larını pekistiriyorlardı. -j •JUIU.IO..-
Sendika merkezinin sokağma
paralel iki sokağı daha dolduran
coşkulu ve araJıksız slogan atan
işçilere megafonla bina camın-
dan hitap eden Genel Maden-lş
Başkanı Şemsi Denizer, işçiyle
karşılıklı konuşma, soru yanıı
ya da yineleme biçiminde süren
konuşmasında eleştirileri yine
Çankaya'dan yönetilen hükü-
met politikalarının bütününe
yöneltti.
Irak'tan
(baştarafı 1. Sayfada)
tır" dedi ve Amerikan yönetimi-
nin, bu iki sorunu birbirine bağ-
lamayı baştan beri reddettiğini
anımsattı.
Öte yandan, Irak Dışişleri
Müsteşarı Nizar Hamdun, dün
akşam, Bağdat'ta ABD işgüde-
ri Joseph Wilson ile görüştü,
ancak görüşmenin içeriği hak-
kında bilgi verilmedi.
Bu arada Irak gazetelerinin
dünkü sayılarında, Başkan
Bush'un görüşme önerisine iliş-
kin hiçbir yorumun yer alma-
ması dikkat çekti. Reuter'in r-i-
berine göre, Irak basını,
"yasadışı" olarak niteledikleri
BM Güvenlik Konseyi karanna
sert eleştiriler yöneltirken,
Bush'un önerisine ilişkin bir yo-
rum getirmedi.
Diplomatik kaynaklar, Bağ-
dat yönetiminin, Bush'un öne-
risine 20 saate yakın bir gecik-
meyle yanıt vermesine dikkat
çekiyorlar. Kaynaklar, Saddam
yönetiminin bu tutumunun,
"ABD ile işbirliğine hevesli"
görünmemek ve kararlılık gös-
terisinde bulunmak biçiminde
yorumlanabileceğini belirtiyor-
lar.
İZMİR
HİPODRÖMUNDAN
1. KOŞU: F: Kaşif (2) P: İlkal
(1) S: Azimlikız (5).
2. KOŞU: F: Avraşa (1) P: Or-
han II (2) S: Tatlıcadı (4).
3. KOŞU: F: Balkızım (1) P: Ha-
nağası (2) S: Sıdıka (4).
4. KOŞU: F: Kalamış (7) P: Gül-
torun (6) P: Sünerbey (5) S: Si-
pahi (4).
5. KOŞU: F: Boğaziçi (3) P:
Beybaba (1): S: Şahin 116 (4).
6. KOŞU: F: Taşkentli (10) P:
Onurhan (1) P: Gönül 2 (3) P:
Şımarık (11) S: Doğanbatur (7).
7. KOŞU: F: Balalayka (2) P:
Muratşah (3) S: Dumlupınar (1).
G.1
1
2
3
7
10
11
G2
1
2
3
S
7
10
11
G3
1
2
3
5
7
10
11
y
G4
1
2
3
5
7
10
11
w
X
G5
1
2
3
S
7
1O
11
y
y
V
GJ6
T
2 j
3
5
7
V
11
revleri olduğunu anlattı.
Üretim kaybı
TTK Genel Müdür Yardımcı-
sı Vahit Çelikel de AA muhabi-
rine verdiği demeçte önceki sa-
bah başlayan grevin 2. günün-
de kurumun zararının 4.5 mil-
yar lirayı aştığını, 2 günlük üre-
tim kaybının 22 bin ton dolayın-
da olduğunu söyledi.
Bu arada Maden Mühendis-
leri Odası Zonguldak Şube Baş-
kanı Enver Karaçam Zonguldak
havzasında 10 kilometre uzun-
luğunda "ayak" adı verilen üre-
tim yeri bulunduğunu büdirerek
bunlann belirli aralıklarla bakı-
mının yapılması gerektiğini be-
lirtti. Karaçam, bu bakım yapıl-
madığı takdirde grevden önce-
ki tahkimat ne kadar sağlam
olursa olsun kimi ayakların 1
hafta ile 15 gün içinde çökme
tehlikesiyle karşı karşıya gelece-
ğini ifade etti.
Kozlu Ihsaniye 8. Kartiye'de
dün yangın çıktı. Baraj yönte-
miyle söndürme çalışmalarına
başlandı.
ABANT — Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, Karadeniz'de kı-
yısı olan 4 ülkenin ekonomik iş-
birliğinin tartışılacağı toplantı
öncesinde hazırlıklan gözden
geçirmek üzere 3 bakan, bürok-
ratlar ve işadamları ile Abant'-
ta bir araya geldi. Abant'taki
toplantıya kabinesinden üç ba-
kanın katılmasına rağmen Baş-
bakan Yıldınm Akbulut'un çağ-
nlmaması dikkat çekti.
Ankara'dan saat 12.00'de ha-
reket eden Özal ve beraberinde-
kilerin bulundugu araç konvo-
>oınu Kızılcahamam girişinde il-
çe yöneticileri ve vatandaşlar
karşıladılar. Özal buradaki kar-
şılamadan sonra montunu çıka-
rarak BMW marka makam ara-
cının direksiyonuna geçti. Tişört
ve spor bir pantalon giyen
Özal'ın yanına da Dışişleri Ba-
kanı Alptemoçin oturdu. Özal,
makam aracını Abant'a kadar
120-150 kilometre süratle
kullandı.
Abant Palas Oteli'nde Özal'ı
devlet bakanları, Mehmet Ya-
zar, Işın Çelebi ile bürokratlar
ve işadamlan karşıladılar. Haf-
ta sonunu geçirmek üzere otele
gelenler de Özal'a alkışlayarak
tezahürat yaptılar. Doğruca ye-
mek salonuna geçen Özal, salo-
nunda kapısında bir gazetecinin
"bizimle bir siire sohbet edebi-
lir misiniz" sorusuna, "dur ba-
kalım, sohbet edecegimiz baska-
lan var" karşıhğını verdi.
19 aralıkta Ankara'da 4 ülke-
nin katıhmıyla gerçekleştirilecek
olan "Karadeniz ekonomik
işbirligi" toplantısının hazırlığı
niteliğini taşıyan Abant toplan-
tısı bugün de devam edecek. Bu
toplantıya Hazine ve Dış Tica-
ret Müsteşan Namık Kemal Kı-
lıç, DPT Müsteşarı Ali Tigrel,
Merkez Bankası Başkanı Riişdii
Saracoglu, Dışişleri Bakanhğı
ekonomik işlerden sorumlu
Müsteşar Yardımcısı Tansu Ble-
da ve Sovyetler Birliği'nde iş ya-
pan ve aralannda EN'ıCA'nın da
bulundugu firmaların temsilci-
leri de katılıyor. Basına kapalı
olarak yapılan toplantıda Kara-
deniz Kalkınma Bankası kurul-
ması, Karadeniz işbirligi bölge-
sinde işgücü dolaşımı konulan
ele alınacak.
Muhalefet madencinin yanında
İş-Sendika Servisi — Genel
Maden-lş Sendikası'na üye 48
bin maden işçisinin üçüncü gü-
nüne giren grevi çeşitli parti ve
kuruluşlarca ziyaret ve mesajlar-
la destekleniyor. SHP Genel
Başkanı Erdal tnönü maden iş-
çilerinin grevini sonuna kadar
desteklediklerini belirterek, ma-
denlerin zarar etmesinden işçi-
lerin değil hükümetin, dolayısıy-
la Özal'ın sorumlu olduğunu sa-
vundu. DYP Genel Başkanı Sü-
leyman Demirel de grevden kim-
Tarlada
ABD tekiz
cîhazı
KIRIKHAN (AA) — Hatay-
ın Kınkhan ilçesi Dedeçınar kö-
yünde bir tarlada, ABD malı bir
dinleme cihazı bulundu.
Dedeçınarlı bir köylü tarafın-
dan bulunan 60 santimetre uzun-
Iuğunda, 40 santimetre yüksekli-
ğinde bir kutu şeklinde olan, üze-
rinde 'USA' patenti bulunan ci-
haza jandarma tarafından el ko-
nuldu.
Kutuyu bulan köylünün jan-
darmaya haber vermesi üzerine
bomba uzmanlarınca olay yerin-
de yapılan araştırmada, kutunun
bomba olmadığı ve 'Alıcılı-
vericili dinleme cihazı' olduğu
anlasıldı.
Dedeçınarlı köyü sakinleri, 29
kasım perşembe günü sabah saat
6.00 sıralarında köyün üzerinden
2 adet uçağın çok alçaktan uçtu-
ğunu belirterek tarlanın yakın za-
manda sürüldüğünü ve cihazın
muhtemelen bu uçaklardan düş-
tüğünü ya da atıldığını söylediler.
Bravo
(Baştarafı 18. Sayfada)
büyuk golcüsu olduğunu bir kez
daha gözler önüne serdi.
Bir tek zaman zaman oyun-
dan düşen, koşma yerine yürü-
meyi yeğleyen ve kimi anlarda
Sarı-Kırmızılılann neredeyse sa-
hada 9 kişi bırakan Prekazi'nin
dışında Galatasaray'da aksayan
oyuncu yoktu.
Her geçen gün biraz daha
forma giren ve gelecek için gü-
ven veren Hayrettin dün de Ga-
latasaray kalesini kendisine tes-
lim edenlerin ne denli isabetli
davrandıklarını kanıtladı.
Dünkü maçta sahada Semih
ile Tayfun'u izleyenler Galata-
saray'ın bu değişiklikten ne den-
li kârlı çıktığını gördüler.
Fener'in yeni transferleri,
özellikle Jakolcevvicz göz dol-
durdular. Ama 10 kişilik Gala-
tasaray'ı yenemeyen bu takım
artık büyük değil.
Bir sahada büyük olan ezeli
rakibini yenen ve şampiyonluk
yolunda çok değerli üç puanı bi-
leğinin hakkıyla alan Cim-
bom'du.
Bravo Cimbom!
senin gocunmaması gerektiğini
söyledi.
Sosyalist Birlik Partisi kuru-
cuları yaptıkları açıklamada,
maden işcilerini sonuna kadar
destekleyeceklerini açıkladılar.
SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü maden işçilerinin grevini
sonuna kadar destekleyecekleri-
ni belirterek, madenlerin zarar
etmesinden işçilerin değil, hukü-
metin sorumlu oiduğunu söyle-
di. İnönü, 'Özal da hükümeti
yonetiyor. O halde sorumlu
Özal'dır' diye konuştu. SHP'li il
başkanlan ve il temsilcilerine ve-
rilen eğitim çalışmalan sırasın-
da dun bir basın toplantısı dü-
zenleyen İnönü, "Hepimizin
kalbi Zonguldaklılaria beraber
atıyor" diyerek şöyle devam et-
ti: "Zonguldak'tan çok şey al-
dık, bunun karsılıgında Zongul-
dak'a biz ne verdik? Tahrip et-
tik, geri teknoloji götürdük.
Şimdi ise ölum kalım miicade-
lesi veren işçilere sagır kulaklar
çevriliyor. Hükümetin tavrını
hiçbir şekilde kabullenemeyiz.
Ne haliniz varsa görün demek
yanlıştır. İşçilerin hakkı verile-
rek bir an önce grev sonuçlan-
dınlmalıdır. tşçilerimize sesleni-
yorum: Özal'ın sözlerini bir ta-
rafa bırakın, onun hesabını se-
çime bırakın. Göriişmelere bir
an önce başlanmalıdır".
İnönü, "grevi SHP baslattı iz-
lenimi vermemek için, grevin ilk
günü Zonguldak'a gitmedigini",
ancak ilk fırsatta Zonguldak'a
gideceğini söyledi.
Öte yandan eğitim çalışmalan
için Ankara'da tmlütıan
SHP'nin 73 il başkanı ortak bir
telgraf metni hazırlayarak Genel
Maden-İş Sendikası Genel Baş-
kanı Şemsi Denizer'e gönderdi-
ler. Grevi sonuna kadar destek-
leyeceklerini bildiren il, başkan-
lan grevci işçilere destek amacıy-
la para toplanılmasını kararlaş-
tırdılar. Ayrıca SHP'li milletve-
killeri tarafından dün akşam il
başkanlarına verilmesi beklenen
yemek iptal edilerek, yemeğin
parasının sendikaya gönderilece-
ği bildirüdi.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel maden işçilerinin
grevinin bundan sonra gelecek
grevlerin öncüsü olduğunu be-
lirterek, grevlerin işçiyi mağdur
etmeden bir sonuca bağlanma-
sını istedi.
Grevci maden işcilerini ziya-
ret etmek üzere Zonguldak'ta
bulunan Sosyalist Parti Genel
Başkanı Ferit İlsever dün yaptı-
ğı yazılı açıklamada, işçinin po-
litikanın merkezini Ankara'dan
Zonguldak'a taşıdığını kaydede-
rek "Madenci Özal'a 'tumba'
demiştir. Özal ve onun gibiierin
anlaması için madenci dilinde-
ki 'tumba'nın anlanu şudun Gö-
çertmek, yenmek, devirmek, al-
tüst etmek" dedi.
Basında anlaşmazlık
(Baştarafı 1. Sayfada)
ikincisine yüzde 100, üçüncüsü-
ne yüzde 85, bakiyesine de yüz-
de 75 ve seyyanen 500 bin lira.
TGS yetkilileri, toplantıda "iş
güvencesi kunılu" maddesinin
görüşülmediğini, sosyal yardım-
lardaki artışlarda ise anlaşmaya
yaklaştıklarını kaydettiler.
Türkiye Gazete Sahipleri Sen-
dikası Genel Sekreteri Remzi Er-
kürem ise "Biz verebilecegimiz
rakanun en sonunu verdik. Bun-
dan yukarıya çıkmamız müm-
kün degildir" dedi. Grevi arzu
etmediklerini de kaydeden Er-
kürem, "Grev, çalışanlar için de
gazete sahipleri için de felaket
olur. Biz görüşmelerin 7 aralık
tarihine kadar süreceğine inanı-
yoruz. Ancak ortaya koydugu-
muz rakamlar, bizim son
rakamlarımızdır. Bıçak kemiğe
dayandı" şeklinde konuştu.
ftOZI FM
UGUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
ister misiniz Bush da bundan sonra yakın arkadaşı Özal'ı
ararken 'ödemeli telefon' etsin?
Nasıl olsa Son Bağımsız Müslüman Türk Devleti'nöe
telefon bedava?
• • *
Federal Alman yayın kuruluşu WDR Türkçe bölümünün
yönetmeni Yüksel Pazarkaya, yıllardır Türkiye'nin bir çeşit
'edebiyat ve kültür' temsilcisi gibi görev yapar.
Alman dili ve edebiyatı konusunda Alman üniversitele-
rinde dersler veren Pazarkaya, geçen aylarda Birleşik Ame-
rika'da Princeton Üniversitesi'nde de dersler verdi.
Pazarkaya, sık sık Türkiye'ye de gelir gider
Yüksel Pazarkaya, geçen hafta Atatürk Havaalanı'nda
gözaltına alındı. Gözaltına alınma nedeni, Eskişehir ili Siv-
rihisar ilçesi cumhuriyet savcısının bir yazısı.
Eski başkonsoloslardan biri ile Pazarkaya'nın arası açık.
Büyük olasılıkla bu yüzden bu eski başkonsolos bakanlı-
ğa Pazarkaya ile ilgili bir yazı yazıyor. Daha sonraki baş-
konsoloslar ve büyükelçiler de Pazarkaya ile ilgili olumiu
görüşlerini bildıriyorlar. Ama ne fayda!
Olumsuz rapor, bir kez yazıldı mı tamam? Ne AGİK din-
ler ne anayasa; ne şu ne bu.
Pazarkaya'nın nüfus kütüğüne kayıth olduğu yer Sivrihi-
sar olduğu için de dosya Sivrihisar'a geliyor.
Bunlar. cumhurbaşkanı ve başbakanın çifte imza ile 'keyfi
gözaltı olmaz' diye Paris'te bütüh dünyaya güvence verdik-
leri günlerde oluyor.
• • •
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Gazetecı,
tarih yazmaz; tarihçilere anı ve belge sunar.
Geçen haziran ayında 'Kâzım Karabekir Anlatıyor' baş-
lıklı bir yazı dizisini yayına hazırlamıştım. Bu yazı dizisi, Ka-
rabekir'in anılarından oluşmaktaydı. Anıları yayına hazırlar-
ken genç okurlara yardımcı olmak için ofaylar ile ilgili bilgi-
ler de vermiş; bu olaylara ilişkin dayanakları da dipnotla-
rında göstermiştim.
Karabekir'in anıları nedeniyle çeşitli tepkiler geldi. Bir kı-
sım okuyucu 'zamanı mıydı?' gibi kızgın ve öfkeli eleştiriler
yöneltirken bazı tarihçiler de görüşlerini bildirdiler. Bir kı-
sım okuyucu da övgü dolusu mektuplar yazdı.
Atatürk konusundaki duyarlılığına saygı duyduğum bir
avukat ve tarihçı de Atatürk ile Karabekir'in Erzurum'da kar-
şılaşmaları ile ilgili bölümün 'hayalimde' oluşan bir senar-
yo olduğu; bu 'trajik sahne' ile tarihi gerçekleri saptırdığı-
mı. üstelik bu sahnenin anlatımıyla ilgili 'kanıtlan vermedi-
ğimi, veremediğimi' ileri süren bir mektup göndererek bu
mektubun yayımlanmasını istedi.
Yazı dizisinde, Erzurum'da askerlikten çekilen, İstanbul
hükümeti tarafından da tutuklanması istenen Mustafa Ke-
mal Paşa'ya Kâzım Karabekir'in 'emrinizdeyim paşam' diye
gelip selam verdiği ve kolordusu ile birlikte emrine girdiği •
anlatılmaktaydı.
Yazının bu bölümündeki (13) numarah dipnot da bu olay
ile ilgili dayanak gösterilmişti.
Bu dayanak, olaya tanık olan Rauf Orbay'ın Karabekir'e-
yazdığı 4 Temmuz 1941 tarihli mektubuydu. Ayrıca bu sah-
ne, Şevket Süreyya Aydemir'in 'Tek Adam' adlı kitabında
"M.Kemal... sararmıştır, buhran zirve noktasındadır" tanım-
lamalarıyla (s: 108-109) yazı dizisinde olduğu olduğu gibi
anlatılmaktaydı.
Bu sahne görüldüğü gibi 'hayalimde' oluşmamıştır. Ter-
sine, hem bu sahne hem de yapılan yorumun kanıtlan gös-
terilmiştir.
Aydemir'in de belirttiği gibi, "Oan hem M.Kemal'in hem
milll mücadelenin tarihinde, kader tayin edici bir andır."
Şevket Süreyya Aydemir, 'Tek Adam' kitabında bu karşı-
laşmayı şöyle yorumlamıştır:
—Böyle geçici yeis anları, ilahların, kahramanlann pey-
gambeherin hayatında da vardır. Bu yeisler, bu ümitsizliklerdir
ki eğer onlarla karşılaşan insan, onlarla hesaplaşmayı bilir-
se, ancak yeni yolların, yeni kurtuluşların müjdecisi olur."
Sayın avukat ve tarihçinin haklı olduğu tek bir nokta var.
O da Osmanlı hükümeti adına Erzurum'a M.Kemal'in tu-
tuklanması emrini verenin Şevket Turgut Paşa değil, Şev-
ket Turgut Paşa'nın görevinden ayrılmasından iki ay sonra
Harbiye Nazırlığına getirilen Nâzım Paşa olmasıdır.
Şevket Turgut Paşa da Harbiye Nazın iken Karabekir'e
çektiği 21 Haziran 1919 tarihli şifrede 3. ordu müfettişi M.Ke-
mal Paşa'nın görevinden alınıp İstanbul'a gönderilmesini
istemiş; bu emir 15. Kolordu Komutanı Karabekir tarafından
yerine getirilmemiştir.
Bugünlerde yine yakın tarihimiz ile ilgili bir başka ve
önemli bir konu üzerinde çalışıyorum. İnanıyorum ki Kur-
tuluş Savaşı ve yakın tarihimiz, henüz yeterince araştırıl-
mış degildir. Gazetecı olarak elimden geldiği kadar -kannca
kararınca- Kurtuluş Savaşı ve Atatürk ile ilgili incelemeleri
yapıp bunları sunmaya çalışıyorum.
Sövgülere aldırmamaya çalışıyorum; uyarı ve katkılara da
teşekkür ediyorum...
Köşk'te zirve
(Baştarafı 1. Sayfada)
olumlu karşılamasını "memnu-
niyet verci"olarak nitelediler.
Dün Abant'ta Karadeniz Bölge
İşbirligi toplantısına katılan
Cumhurbaşkanı Turgut Özal
gazetecileri, "Irak, Bush'un
önerisini kabul etti" sözlerini
"Biliyorum, haberim var. Siz-
lerden çok önce haberim var"
yanıtını verdi. Özal bu gelişme-
yi nasıl değerlendirdiği sorusu-
na karşılık da "İyi, fena değil"
dedi. SHP GenelBaşkanı Erdal
İnönü, Körfez sorununun banş-
çı yollarla çözülmesi gerektiği
görüşünü yineledi.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın Abant gezisi için daha
önceden saat 10.00'da hareket
edeceği basına açıkJanrruştı. An-
cak dün sabah saat 09.30'da
Milli Savunma Bakanı Hüsnü
Doğan, ardından da Dışişleri
Bakanı Kurlcebe Alptemoçin
Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne
geldiler. Başbakan Yıldınm Ak-
bulut da Başbakanlık konutun-
dan saat 09.45'te çıkarak
Köşk'e girdi. Cumhurbaşkanı
Özal, Akbulut, Doğan ve Alp-
temoçin'in görüşmesi sürerken
saat 11.10'da Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Necip To-
rumtay da Köşk'e geldi. To-
rumtay, yaklaşık 30 dakika ka-
dar kaldıktan sonra Köşk'ten
aynldı.
Yaklaşık 2.5 saat süren bu
görüşmelerin sonunda Başba-
kanlık Müsteşan Sabahattin
Çakmakoglu'nun da Köşk'e
gelmesi dikkat çekti. Cumhur-
başanı Özal ve Dışişleri Bakanı
Alptemoçin, saat 12.00'de
Köşk'ten ayrılarak Abant'a
doğru yola çıktılar.
Öte yandan Ankara'daki Dı-
şişleri çevreleri ile askeri çevre-
ler Birleşmiş Mületler'in aldığı
kararın Türkiye açısından bağ-
layıcı olmadığına dikkat çekti-
ler. Aynı çevreler, ABD Başka-
nı Bush'un irak'la diyalog için
yaptığı çağrıyı, Irak Devlet Baş-
kanı Saddam Hüseyin'in olum-
lu yanıtlamasını ise bir barış
umudu olarak niteleyerek
"memnuniyet verici'' şeklinde
nitelediler.
Bu arada hükümette bazı ba-
kanların TBMM'nin hükümete
verdiği "TSK'nın yurtdışına
gönderilmesi ya da yabancı bir-
liklerin Türkiye'ye kabulüne"
ilişkin iznin halen geçerli olup
olmadığımn tartışılmakta oldu-
ğu da öğrenildi. Bazı bakanla-
rın iznin geçersiz olduğunu sa-
vundukları ve Türkiye'nin sava-
şa katılmaması yanlısı oldukla-
rı da bildirüdi. Ayrıca bazı ba-
kanlarca BM'nin karan çerçeve-
sinde bölgede oluşturulacak ço-
kuluslu güce kimin komuta ede-
ceğinin bilinmemesinin eleştiril-
diği de öğrenildi.
Askeri kaynaklar ise Türk Si-
lahh Kuvvetleri'nin bir sıcak sa-
vaşa bulaşmaması niyetlerini
her zeminde dile getirdiklerini
ifade ettiler. Bu kaynaklar, gö-
rüşlerinin sivil otoriteye de ile-
tildiğini ve TSK'nın Irak sınınn-
da 11 Irak tümenini "bloke
etmesinin" Türkiye açısından
yeterli olduğu kanaatini taşıdık-
larını da bildirdiler.
SHP Genel Başkanı Erdal
İnönü, dün gazetecilerin sorusu
üzerine BM Güvenlik Konseyi
karannı değerlendirirken "Irak ,
ile savasa girmek Türkiye'nin
çıkarlarına aykmdır. Aslında
benim görüşiim, kimse savasa
gitmemelidir. Sorun banşçı bir
biçimde çözümlenmelidir" dedi.
BM karan çerçevesinde Türki-
ye'nin olası bir savaşta ne tür
yükümlülükler alabileceğinin de
sivil ve askeri çevrelerde yoğun
bir şekilde tanşıldığı da bildiri-
liyor. özellikle İncirlik Üssü'-
nün, ABD ya da NATO kuvvet-
lerine açılıp açümayacağı Türki-
ye açısından önemli bir sorun
olarak gündemde duruyor.