16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 ARALIK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/15 <•*•• BEYAZ 'FELÇ' —Yogun kar yagışı basta başkentler olmak üzere Avrupa'nın birçok kentindeetkisini sürdüriıyor. Tipi nedeniyle arızalanan elektrik hatlan, kara sap lanan arabalar, ipUl edilen tren seferleri hayatı zorlaştınyor. Ancak tüm bu sorunlarta birlikte, kentleri örfen kar etkileyici gorüntüler de oluşturuyor. tşte Fransa'nın lyon kentindeki Tete d'Or parkının göruntüsu bunlardan biri (Fotoğraf: AFP) Ansızın bastıran kar hayatıfelce uğrattı Karakış Avrupa başkentlerini vurduDış Haberler Servisi — Karakış Avrupa'ya ansızın bastırdı. Avrupa'nın büyük bölümü yoğun kar yağışlarına sahne oluyor. Londra muhabirimiz Edip Emil Öymen'in bildirdiğine göre İngiltere'de geçen hafta cuma gecesi başlayan kar yağışı özellikle ülkenin orta ve kuzey bölgelerini kısa sürede etkisi altına aldı. Londra da dahil olmak uzere her yerde kar görüldü. Ilıman bir iklime sahip olan İngiltere'de ani kar baskını yaşamı kısa sürede felce uğrattı. Takoz, çekme halatı ve zincir kullanma alışkanlığı hiç olmayan sürücüler, kara saplanan araçlannı kurtarmaya çalışırken, otoyollarda trafik durdu. Fırtınayla biriikte tipi nedeniyle özellikle ûlkenin kuzeyinde elektrik şebekeleri anzalandı. Bazı yörelerde elektrik ve sular kesildi. Bazı havaalanlan kapandı. Londra'dan yapılan şehirlerarası tren seferieri büyük ölçude aksadı. Paris muhabirimiz SabeUy Varol'un haberine göre Fransa'nın tamamına yakın bölümünde yoğun kar yağışı görüldu. Dağlara yakın bazı bölgelerde kar yağışı yaşamı ciddi şekilde aksattı. Bu bölgelerde toplam 140 bin evin elektrikten yoksun kaldığı haber veriliyor. Isviçre yakınındaki kentlerde bütun okullar kapatıldı. Elektrik enerjisiyle ısınan evlerde ve apartmanlarda ısınma konusunda önemli somnlar ortaya çıku. Karayollannda da kar ve don nedeniyle şehirlerarası trafik büyük ö'çüde aksadı. Paris ile Cenevre arasında çalışan hızlı tren seferleri yoğun kar yüzünden iptal edildi. Bu arada başkent Paris'e yıllardan beri Uk kez aralık ortasında, dün gün boyunca kar yağdı. Dünkü Fransız gazeteleri birinci sayfalarında kötü iklim koşullarına geniş yer ayırdı. Goleri . Atölye 146 97 38 • 132 64 26 ERGİN EXPRESS SHOW 90 Resim Sergisi LAMİ Sanat Galerisi 10 Aralık - 17 Aralık Posa| 73 Valıkonogı Cod Nışontov 146 41 54 IÇ MIMARLIK KURSLARI Prof. Ercüment Tarcan yonetimınde Restm-Vltray-MmMtetlik G*nntlt «« Diplomaltdır. T C M E B ianat Evi Caddebostan 368 00 88 SANAT VE KÜLTÜR GEZİLERU PARÎS F R A N S A 2-10 ŞUBAT1991 8 g e c e - 9 g ü n U ç a k l a g ı d ı ş - d ö n ü ş H a v a a l a n ı - o t e l t r a n s f e r l e r i K a h v a l t ı + K o n a k l a m a + O t e l • • * istasyon sanat evi Maçka < ad. 41/6 lcşvikm 140 56 50-1.10 66 17 KteıncfciHİi cad. ,V> Krenknv Sanat kmkii .'85 41 1| lonakf uakTMualu * MERAL KARAMANOGLU Resım Sergısı 12 Aralık - 29 Aralık Mtptflye Cad. 44/2 Eller 16S 19 35 - 165 32 91 MEHMET NAZIM Galeri Nev Maçka C. 33 B 131 67 63 Tekstilbank Sanat Galerisi FAHRİ SÜMER Yağlıboya flesım Sergısı 28 Kasım - 17 Aralık HOsrav G«*df Cad. 126 T«t«*ly* M«ydanı 13* 12 79 NANCY ATAKAN Resim Sergisi 27 Kasım 18 Aralık a> TS Yedikuyular Ç*m»n e/7 i i . Elmadai 112 59 M O I (ŞanT.yatrosu Arkasıl SANDOZ Sanat galerisi SAÎM 0NAN Resim Sergisi/12-31 Aralık Borboros BuKran Na. 83 Beşlkfaş 159 72 00 Götıertlen ilgi üzerfne HOC3 All RIZA resım sergısı 25 AnHk 1990 ttrthln* kmötr unMmışhr. HOCA ALİ RIZA resım sergısı IHorhor Bit Pazarı Kırık Tulumba Sokak 13/22 Te! 524 35 92 Fax 531 47 48 GULDERMAN RESIM SERGÖ 8 ARAUK- 90-5 OCAK 1 91 BEfj\DAM o Zaaom 220Zs • 1 JI&Ç" I o ç y ARKEONSANAT GALERİSİ SUREKL1 Ç A Ğ D A Ş Ö Z G C N B A S K ) SERAMIK. HEYKEL YAĞL1 BOYA TABLOLAR SATŞMERKE3 SH.LECAD N OtO"AK<>Y IU- ISy^ST N e c m e t t i n Ö z l ü Resim Seıgü 10 31 Arahk 1<*V, IUVISJOO tfteargunkadışında) - g \£>nca Modem Sanat Galerisi - »*>r<s Valikonağı Caddesi NV 117/2 Nişantaşı-lstanbul 161 130 39 80 7 28 Arallk 1<NO, 11 00 1800 g Halaskânaz]Cadd«ı36 Harhye-lsanbul TH 1324717 Resim Sergisi NEJADDEVRİM 0 C A R A N T I S A N A T G A L E R İ S İ SANAT VE KÜLTÜR GEZİLERİ Ö Z E L B İ R Y I L B A Ş I PAMUKKALE HİYERAPOLİS - AFRODİSİAS 29 ARALIK - 2 OCAK 3 g ü n - 2 g e c e + T r e n l e g i d ı ş - d ö n u ş S a b a h k a h v a l t ı s ı + A k ş a m Y c m e ğ ı T T H A Ç T R A T n Ç T ÎY I L B A Ş I d a h i B A L O S U d VİNCİ MAHİR GÜVEN SERGİSİ 28 Kasım - 24 Aralık 1990 MAHİR GÜVEN SERGİSİ'nin Çerçeveleri, tablolann karakteıierine gore uzman kuruluş otan FLORANSA ÇERÇEVE tarorfından "Floransa Ekolü" el yapısı çerçeveierden yapılmıştır. Te?vikrye (Camı arkası) Ihtamur Yolu Gûnot Apt. fefc 148 39 86 -133 06 19 istasyon sanat evı M.ıcka ( ııl 41/6 Tr>\iki>c 140 5>A 50-1 »0 (,6 17 I uniıTındi ı.ıd. .K> I rınkii\ Sanjl kirskii 385 41 .'I îttaçlm A N T I K A C I L I K A $ MUZAYEDE16 ARALIK 1990 Pazdr günü saat 14.30'da "THE MARMARA" TAKSİM, TÜYAP sergi salonunda, çoğunluğu "BİRKÖKLER VAKFI'na ait, Osman Hamdi Bey'in Kablumbağa Terbiyecisi ile Çiçek Yerieştiren Kız'ını da içeren değerli tablo, mobilya, saat, heykel, hat levha, tuğralı gümüş ve halılardan oluşan 221 eserı beğenilerinize sunuyoruz. Galerimiz teşhir için 10-14 Aralık günleri 10.00-18.00 saatleri arasında açıktır. BRONZ SOIC 1 TEŞVİKİYE 140 47 15 - 141 18 69 - FAX: 147 69 07 jç - Graffk - End. Tasanmı - Tekstil Desenleme - Stilistlik • Alanında Proiesyonellere Bilgisayar destekli Tas?'tm(Cad)Kursu CİZGI Mu^doÇu *pı 303 3- 7 « »oy «Untoi T.l 360 69 '0 SM- HatasfcMgar Cad Mo 260-6-1 S,ı ISjnbuiW 132 22 K galeri atölye 146 97 38 133 64 26 VİTRAY KURSU Kurşunlu ve Sandvich Vitray Teknikleri K»yı»»n l » CÎZGİ Ennköy • Ş'f Muf»öoûlu Apt URAHT SANAT GALERİLERİ *GÖVDELER* 6 Aralık - 31 Aralık Neşe Erdok Mehmet Güleryüz Ömer Uluç Şenol Yorodu Fatma Tiilin Öztıirk Bedri Baykam Arzu Başaran İsmet Doğan Kezban Arca Babbeki Abdl ipakçi Cad. No: 1» Wlş»rt»» 141 21 O Yunanistan Dışişleri Bakanı Samaras: ÂT yolunuzu kapatmak isteıııiyorıız (Baftarafi 1. Sayfada) ladığını öne sürdü. Samaras'a vönelttiğimiz soru- lar ve yanıtları şöyle: — Sayın Bakan, son açıkla- malaruuzdan birinde Türkiye^ nin "radikal Islam tehJikesi" karşısında bulundağuan, "kay- nayan bir kazana" benzedigini söylediniz. Bu göriışleri Türki- ye'de de paylaşanlar var. Bu du- nımun Türk-Yunan ilişkilerini etkileyecegine inanıyor musu- nuz? Türkiye'yi "Baülı" mı, yoksa bir ÜÇÜDCÜ Dünya ülkesi olarak mı göriıyorsunuz? SAMARAS — Türkiye coğ- rafı konumu, kültür gelenekle- ri ve dini açısından gerek Orta- doğu gerekse Batı Avrupa ülke- lerinden etkilenmekte. Fanatik ve radikal bir İslami hareketin Türkiye için ve dolayısıyla hepi- miz için bir tehlike olduğu gö- rüşünu ve bundan duyulan kay- gılan ben de paylaşıyorum. Yu- nanistan, radikal dinci ve diğer fanatik akımlardan rahatsız ol- makta ve özellikle komşu ulke- lerde bu tur gelişmelerden hu- zursuzluk duymaktadır. Bu ko- nuda şu noktaya değinmek ısti- yorum: Ülkenızin son zamanlarda ka- rarlı bir şekilde Batılılaşma ör- nekleri vermiş olması, insan haklanna saygı, uluslararası hu- kuk, Kıbns, Turk-Yunan ilişki- leri gibi benzeri konularda da Batı'da alışılagelmiş yöntemleri kullanacağına ilişkin ciddi umutlar doğurmuştur. Türkiye'nin Batüı bir çehre kazanması, Uk önce kendisinin, daha sonra Yunanistan'ın ve di- ğer komşu ülkelerinin yaranna olacaktır. Ama tekrar ediyorum, Türkiye'nin Avrupa yolunda ilerlemesi Kıbns sorunundaki gelişmelere bağlı olacaktır. AT konusu — Öyle, ama Ankıra'da sizin hakkınızda hâkim olan genel kanı: Türkiye'nin Avrupa yolu- nu kapatma\ l a çalıştığınız şeklin- de. Her fırsatta Tiırkiye'nin AT ülkelernle iyi ilişkiler kurması- nı engellediğinize inanıh>or. Ay- nı anda Turkiye'de "radikal İs- lam hareketinden" endişe duyan çevreler. aydınlar. Yunanistan'- ın bu konuda diğer AT ttlkele- rine oranla daha fazla destek vennesini bekliyor. Aynı çevre- ler, Yunanistan'ın bu tutumuy- la Turkiye'deki radikal İsfaun ha- reketinin daha belirgin hale gel- diğine inanıyor. Bu kaygılan na- sıl yorumluyorsunuz? SAMARAS — Yunanistan hiçbir zaman Türkiye'ye Avru- pa yolunu kapatmak istemez. Türkiytfnin diğer Avrupa devlet- leri ve genel olarak uluslararası toplurrilar tarafından bir Avru- pa devleti olarak kabul edileme- mesinin en buyük nedeni Anka- ra'nın bu ülkelerin inandığı ilke- lere ters gelen bir siyaset uygu- lamasından kaynaklanıyor. Bunlardan biri yine Kıbns'ı iş- gal etmesiyle ilgili olup örneğin Türkiye'nin AT ilişkilerini olum- suz yönde etkiliyor. Türkiye'nin Avrupa yolunda attığı adımlar henüz yeterince sonuç veremedi. Somnlar ve anlaşmazlıklar hâ- lâ varlıklarmı surdürüyor. De- ğişmezlik siyaseti yeni krizler ya- ratıyor. Sayın Berberakis, Yunanistan, Türkiye'nin Batı'ya giden yolu- nu kapatmıyor. Türkiye'nin Ba- tıli bir ülke olmaa, yine Türki- ye'nin kendi elindedir. Türkiye'- nin böyle bir yola girmesi bizim de işimize yarar. tki ulke arasın- daki ilişkilere gölge düşüren un- surlar ortadan kalkar. Bu fırsat- la, madem ülkenizin aydın çev- relerinden söz ettiniz, şunu be- lirtmek isterdim: Sanınm bu ay- dınlar Türkiye'nin Batılı yolda ilerlemesinde önemli ve kararh bir rol oynayabilir, oynamalıdır da. Bu uğraşılara biz sempati ile bakıyoruz. Baü Trakya — Üyesi olduğunuz hükiimet partisi ve Yunanistan'ın diger si- yasi partileri zaman zaman Ba- tı Trakya'daki azuüıga aynmcı bir siyaset uygulandıgını kabnl ettiler. Hükiimet ise "her şeyin düzeJeceği" vaadinde bulun- muşru. Bu konuda ne gibi adım- lar atıldı? SAMARAS — Hiçbir Yunan partisi, üyesi olduğum hükümet partisi dahil, Batı Trakya'daki Muslüman azınlığa karşı aynm- a bir siyaset uygulandıgını ka- bul edemez, çünku üiketnizde böyle bir ayrımcılık siyaseti uy- gulanmamaktadır. Yunanistan, demokratik bir ülke olarak eşit vatandaşlık hak- lannı uygulamaktadır. Ancak ne yazık ki modası geçmiş turden propagandalar, Batı Trakya'da yaşayan halk arasındaki kin duygularını körüklemiş, halkın Muslüman ve Hıristiyanlar ola- rak ikiye bölünmesine yol aç- mıştır. Ama yine de azınlıklar- dan ve Lozan Antlaşması'nın azınlıklarla ilgili maddelerinin uygulanması için gereken siya- setten söz etmemi istiyorsanız, sayı mantığına bir göz atmamız yeterlı olacaktır sanınm. Kons- tantinopolis'te (lstanbul), tmroz ve Tenedos'ta (Gökçeada, Boz- caada) yaşamış olan azınlığın sayısına bakalım. 1923 yılmda mübadeleden sonra her iki ülke- nin de benimsemiş olduğu yasa- lara bir göz atalım. Sayın Berberakis, Türkiye'nin bugüne kadar uyguladığı azın- lığı yok edici siyasetine karşı Yu- nanistan'ın sabır ve göz yumma çabaları kuşkusuz çok büyük boyuttadır. Sayıların karşılaştı- rılması bunu göstermektedir. Lozan Antlaşması'ndan hemen sonra Türkiye'deki azınlık ile Trakya'daki azınlığın nüfusu he- men hemen aynıydı. Turkiye'de- ki azmkk nüfusu biraz daha faz- laydı. Ancak bugün için bu den- ge, Türkiye'deki Rum Ortodoks azınlık nüfusunun aleyhinde dramatik bir şekilde bozulmuş- tur. Bunların sayısı 4 bini bile geçmiyor. Sayıların dili, bu öne surdttğünüz iddiaları geçersiz kılmaktadır. — Arnavutlnk'un başkenti Tiran'da Balkan ülketeri dışişleri bakanlan toplantısında tum azınlıklann dini ve milli kimlik- lerini özgürce ifade etmelerine karar verdiniz. Oysa Batı Trak- ya'da yaşayan azudı^ın şikayrt- lerinden biri de bu azınlığın bü- yük bir çoğunluğanun kendisi- ni milli bilinç açısından Türk kabul etmesine karşın, Yunan devletinin buna engel olduğu- dur. Azınlığın bu yakınmasım nasıl karşdıyorsunaz? SAMARAS — Balkan ülke- lerinin banş içinde yaşaması için azınlık konulan ile yerelcilik ve sözde milliyetçilik hareketleri ol- gusu son derece önemlidir. Bal- kanları yeniden Avnıpa'nın bir barut fıçısma dönüştürmek ya da tarihteki eski dönenüere dön- mek istemiyorsak bu gibi konu- lara değinirken özellikle dikkatli olmarmz gerekiyor. Tiran'da Balkan dışişleri ba- kanlan arasında her konuda gö- rüş birliği sağlanmış olması memnuniyet verici. Sözünü et- tiğiniz azınlıklarla ilgili karar, AGİK'te başarıyla vanlan azın- lık haklanyla ilgili karann aynı- sıdır. Tabii var olan annlıklar- dan söz ediyor bu kararlar. Lo- zan Antlaşması'nda "Muslü- man" olarak adı geçen Batı Trakya'daki azınlıktan söz eder- ken sorduğunuz soruda bunu "milH" olarak göstermeye çauş- tığınızı anlayamadjm. Batı Trakya'da Türk kökenli- lerin yanı sıra Pomak ve Çinge- ne kökenliler de bu azınlık nü- fusuna dahildir. Bu tanımlama- nın değiştirilmesi, birçok sonın- lara gebe olan fanatik milliyet- çilik propagandasıyla eşanlam- lıdır. Dolayısıyla Muslüman di- nindeki azınlık üyesi Yunanlıla- nn bu tür var olmayan şikâyet- lerini gerçek dışı kabul ediyor ve azınlıkları, temiz olmayan amaçlarla istismar eden her tür- lü çabalan kınıyorum. Körfez'de savaş var mı? — Sayın Bakan, Körfez'de sa- vaş bekliyor musunuz? Bu o\a- sılıkta Yunanistan'ın tutumu ne olacak? Türkiye böyle bir savaş- ta sizce ne rol oynar? SAMARAS — Körfez'deki kriz gerçekten tehlikeli biçimde tırmanıyor. Son olarak kaydedi- len olumlu gelişmelere karşın sa- vaş çıkma olasılığı daha da faz- la görünüyor. Krizin diplomatik yollarla cözüm bulmasını içten- likle diliyorum. Yunanistan'ın Körfez kriziyle ilgili tutumu açıktır. BM karar- lanna uygulanması amaayla Körfez'e yığılan diğer ülkelerle biriikte seferber olduk. Kuveyt'in bağımsızlığını ko- rumak ve güçlu bir devletin güç- süz bir devleti silah zoruyla vc keyfi bir şekilde işgalinden kur- tarmak için BM'nin alacağı ka- rarlar ne olursa olsun Yunanis- tan bunlara uyacaktır. Türkiye'nin tutumunun ne olacağı konusunda bir şey söy- lemek bana düşmez. Ancak ül- kenizi bugûne kadar Kuveyt'in işgaline karşı ve BM kararlan- nın doğrultusunda bulunan tu- tumundan öturü selamlamak is- terim. - BİTTİ — Rum gazeîesinin iddiası 'Kıbrıs'ta çatışma savaşa yol açar' Kıbns Rum Yönetimi lideri Vasiliu'ya yakınhğıyla tanınan Fileleftheros gazetesi, Kıbrıs'ta çıkacak bir çatışmanın "Türk Yunan savaşı" anlamına geleceğini yazdı. LEFKOŞA (AA) — Güney Kıbns'ta yayımlanan ve Vasiliu yönetimine yakınhğıyla takrnan Fileleftheros gazetesi, Rum yö- netimi ile Yunanistan'ın artık "Birteşik bir savunma sistemi içine girdiklerini", Kıbns'ta çı- kacak bir çatışmanın "Türk- Yunan Savaşı" anlamına gelece- ğini yazdı. Kıbns Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu'nun geçen hafta Atina'da yaptığı temaslan de- ğerlendiren Fileleftheros, Türk- iye'yi kastederek "çünkü iki ül- kenin karşı karşıya bulunduğu tehlike ortaktır ve bu tehlikenin karşılanması için yapılacak planlann da ortak olması ge- rekir" ifadesini kullandı. Silahlanma için tevşik vunma alanında gelecek istekle- rin karşılanması konusunda hiç- bir sınırlama koymayacağıru da bildiren Fileleftheros, "Kıbnsi ın savunmasının daha da güç- lendirilmesi. her an kendini gös- terebilecek bir Türk şantajının karşılanması bakımından gerek- li görülüyor" diye yazdı. "İlişkiler gerginleşebilir" Fileleftheros, Atina görüşme- leri sırasında Yunan hükümeti1 nin Rumlara "Silahlanma prog- ramını durdurmak konusunda Türkiye'nin yaptığı girişjmlerden de giderek yoğunlaştırdığı şan- tajcı hareketlerden endişe etmemeleri" konusunda guven- ce verdiğini de açıkladı. Yunanistan'm, Rumlardan sa- Kıbrıs sonınunun son derece kritik bir asamadan geçmekte olduğunu hatırlatan Filelefthe- ros gazetesi, Atina'nın önümüz- deki günlerde uluslararası alan- da ve özellikle AT içinde önem- li girişimler yapacağını, bu giri- şimlerden sonra Türkiye ile Yu- nanistan ilişkilerinin gerginleşe- büeceğini bildirdl Necibullah'ın Ttirkiye'ye6 gîzli' ziyareti (Baftarafi 1. Sayfada) son duruma ilişkin bilgi verdiği ve Türkiye'den "rejim karşıtı mücahitlerle" yönetim arasında bir uzlaşma sağlanabilmesi için çaba göstermesini istediği öğre- nildi. Edinilen bilgiye göre, Ne- cibullah, Türkiye'nin bu konu- daki çağrı ve girişimlerinin so- runun çözumüne "olumlu etki" yapacağı görüşünü dile getirdi. Necibullah'ın, yetkili çevreler- ce "Türkiye'nin göriişü ve neler yapabileceği konusunda sondaj amaçlı" diye nitelendirdikleri zi- yaretinin, Afganistan liderinin Moskova'dan Cenevre'ye gider- ken Ankara'ya kısa süre uğra- mak istemesi üzerine gerçekleş- tiği de öğrenildi. Edinilen bilgi- ye göre, bu kısa zdyaret sırasın- da Türk yetkilileriyle görüşme yapılması istemi Afgan tarafın- dan geldi. Ankara "transit" ni- teliğini aşmayan bu ziyarete olumlu yaklaştı ve görüşmenin Dışişleri Bakanlığı'nın bakan ve müsteşardan sonraki en üst dü- ley yetkilisi tarafından gerçek- leşurılmesı Kararıaşıınidı. 1986 yılında Babrak Karmal- ın yerine Afganistan Komünist Partisi Genel Sekreterliği'ne ge- tirilen ve Sovyet birliklerinin ül- kesinden çekilmesi sürecinde ül- kenin yönetiminde kalmayı ba- şaran Necibullah'ın ziyaretine Ankara'mn bakışı şu üç nokta- da özetlenebilir: 1. Afganistan liderinin "destek" isteği bir bakıma sevin- diricidir. SSCB ile ilişkilerin bu denli iyileştiği ve Afganistan so- rununda 1989'a dek yaşanan sert cepheleşmenin önemli ölçü- de aşıldığı bir ortamda, Türki- ye'nin sorunun çözümünde "aktif olmasının istenmesi bir bakıma diplomatik başandır. 2. Türkiye, Afganistan gibi Batı'nın bölgeye bakışında önem taşıyan bir ülkedeki iç ça- tışmaların sona ermesini iste- mektedir. Bunun barışçı yollar- dan ve kalıcı bir çözüme ulaşıl- ması yoluyla gerçekleşmesi yeğ- lenmektedir. Necibullah'ın iste- ği, Türkiye'nin bu duyarblığının kavrandığı anlamına gelıyor. 3. Türkiye, Afganistan'daki gelişmeleri yakından izlemekle biriikte, şu aşamada herhangi bir arabuluculuk rolü üstlenmek istememektedir. Mücahitlerio rejime karşı verdikleri mücade- le kendisine göre temel baa bek- lentilere dayanırken, yönetimin de meşru dayanaklan vardır. En dikkat çekici nokta ise mücahit- ler arasında bir birliğin sağlana- mamış olmasıdır. Bu durumda, yönetimle aralannda sağhkh bir diyalog kunılması çok güç gö- rülmektedir. Türkiye'nin, taraf- lanndan biri tam anlamıyla be- lirgin olmayan bir çatışmanın arabuluculuğunu üstlenmesi ko- lay değildir. Türkiye'nin Afganistan lideri- ne de ilettiği bu son görüşün, so- runa "kayıtsız" kalmması anla- mına gelmediği belirtiliyor. Türkiye'nin SSCB ve Afganistan yönetimi ile ilişkilerini gözete- rek, sorunun çözümü için daha ileri asamalarda etkin bir tutum izleyebileceği vurgulanıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear