25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 5 OCAK 1990 Eski Bir Defterden MELİH CEVDET ANDAY Bu vılbaşları geçmışe goturur ınsanı, geçmış öz- lemı uyandırır onda, vaşama\a venıden başlamak özlemıdır bu Ama nerdeee Gıden gıtmıştır bır kez, onu yakalamak olanaksızdır Gunce tutma he vesı de, saıurım, akıp gıdenı durdurtna tutkusun dan kaynaklanmış oîmalı O hevesı ben de sık sık duyarım, ama tembellığımden bır turlu başlava mam Yalnız bır kez, 1976 yıhnda, bır deftere >az mıştım kımı anılarımı, kımı duşuncelenmı, kısa su- rede bıraktım, unuttum gıttı îşte, 1990 yılına gır dığımız gün nasılsa elıme geçtı o defter Meğer ne ıyı şeynuş gunce tutmak1 Merakla okudum yazdık- larımı Onların bır bölumunu okurlanma da sun- mak ıstıyorum Bılmem, ılgı çeker mı' • "Akıl, kalbm saflığını korumak ıçın vardır" "Norman Maıler'ın romanında okudum Sava- şa gıtrruş askerın, ölum haberınden sonra da mek tuplan annesıne gelıyor, gecıkmış mektuplar An- ne, oğlunun ölum habennı almamış olsaydı, bu mektuplarla onun yaşadığı kanısında bulunacak- tı Bu durumda, asker, ancak annesının bu haberı alması ıle öldu demek oluyor Elbette yalnız anne sının gözunde. Gerçekte, başka hıçbır göz onun olu müne takılmış değıldı Bırçok gerçeğın, ancak bı am haber almamızla 'gerçek' duruma geldığıru dü- şünebılırız Yok olmuş vıldızların bır takımı bızım ıçm var, parlıyorlar" "Eskı Yunanlılar, tannlannı ınsan bıçımınde du şünürlerdı Bugımkuler ıse ınsanlara tapıyorlar Bu- nun daha kötusu, ınsanların, kendılerını tapınıla cak duruma getırmek ıçın çabalamalandır Bunun adı, başarı ve buyuk adamlık oluyor Tapınılmak ıstemekten kurtulsak, halk da tapmaktan kurtulur bellu" "Edepsızler ıçın 'kalbı terruzdır' derler Kalbı te raız olanlardan uzak durmaJı" " 'Çın Deyınce' adlı kıtabı okudum Yazan bır İtalvan komumstı, Antonıetta Maccıocchı Alı Ul- vı'nın Çın'e gıtme>eceğını hemen anladım Çunku orada herkesı sabah saat >edıde uyandırıvorlarmış Turıstlerı de." "Adam, 'Delınnceye kadar çok sıkıntı çektım' de- mış" "Yuz felane bır yıl önce tutulmuştum Şımdı yu zume bakıp, 'Nerdeyse bır şe> kalmadı' dıyorlar, 'konuşurken ağzının sol köşesı bıraz çarpılıyor, o kadar, onu da bıvıkların örtuvor" "Ruhumu bedenımle kanşnrmak, bana doğru gö- runuyor" ' 'Cınler romanında Stepan Trofimovıc, genv- ler ıçın, 'Bunları sos>alızmm dınsel yonu, şıır yo- nu çekıyor' dıyor" "Bulent Ecevıt şıır kılabım yollamış, 'Değerlı ozan Mehh Cevdet Anday'a sevgılerle' dıye yazjyor Onun şurlerının çoğunu ve şıır ustune yazdıkları- nın tumunu okumuştum Elbet gene okudum Top- lu olarak okuduğum ıçm de memnunum, daha ber- rak bır kanı edındım Bulent Ecevıt, tek şıırle uğ- raşan bırçok ozandan daha ıyı bır ozan Hele şıır ustune yazdıkları, ozanlarımızın çoğunun anlayı- şını ve bılgısını aşar Şıır yazmava daha çok vaicıt bulsa, kuşkusuz daha lyılennı yazacak" "Yıne Ecevıt'ın şur kıtabı ustune Onun ozan olmasında benı duşunduren şeyın ne olduğunu buldum sanı>orum Genellıkle polıtıka sanata karşıttır, çunku bınnası yönetmek ıster, ıkın cısı ıse, yönetılmeye karşı gelır, sıradan çıkar, süru- yu bozar Ecevıt'ın sıırlerıru, bu açıdan bır daha okuyacağım" "Ovle anlanm oluyor kı, her şeye dışardan bak- iığım, sankı dunyada değılmışım gıbı baktığım du>- gusuna kapılıyorum" "Toplumumuzun büyük bır felaketten geçeceğı- nı sanıyorum Onun her yanı sallanıyor, çökuyor Kalıntılar arasından doğrulabıhrsek ne ıvı1 " "Babalar ve Oğullar romanında Bazarov şdvle dı- yor 'Ah şu bavağı sıkıntılar yok mu, bayağı sıkın- tılar Onlara dayamlmıyor ışte"' "MSP Devlet Bakanı Aksay 'Darvın yanılmış- tır, Turkler maymundan gelmış olamaz Okul kı- taplarını bu yuzden >eru baştan yazdırdık" "Kasım ayına gırdığımızın farkında olmamışım" "Rosa Luxembourg'un bır sozu 'Demokrası ol- mavan bır verde sosvalızmden, sosyalızm olmayan bır >erde demokrasıden soz edılemez" "Heıdegger, 'ka>nak bızı sık sık gelecekten karşılar' dıye vazmış' "Yarın değıl, obur gun Idns'ın doğum gunu \İ yaşına bakıyor îdrıs benı hep mutlu ettı Ne kadar doğru, akıllı ve dlçulu bır çocuk Bıraz önce yan- dakı odada (kendı odasında) plak çaldj ve Launce çalıştı Ben de bu yanda depresyonun doğurduğu sıkıntıdan bunalıyordum Kalktım, ılaç aldım Der- ken lodos durdu, bıraz rahatladım" "Schıller'ın 1795'te yazdığı 'lnsanın Estetık Ter- bıyesı Uzerıne Mektuplar' adlı kıtabını okumağa kaiktım, fakat çevırının anlaşılmazlığından yarıda vazgeçtım Ancak bırtakım guzel sözlenn aitıru çız- dım 'tnsan, bır de\letın yurttaşı olduğu gıbı, zama- nının da vurttaşıdır' 'Sanat gerçekler âlemını bırakmalı, cesaret gös- tenp gundehk gereksemelen aşmahdır Çünku o öz- gurluğun evladıdır* 'Guzeilığı ozgürluğun önüne geçıreceğım' 'Insan madde zaruretını ahlak zaruretıne çevır melıdır' 'Doğanın kölesı olan yırtıcıdır, doğaya boş veren barbar Aydınlanmış ınsan doğayı kendısıne dost kılar* 'Doğaya akılla dönmek" "Herbert Read'ın 'The phılosophy of moder art' adlı kıtabından 'Human art and ınhuman nature' bölumunu okudum öyle tadına vardım kı, yarıda bıraktım, baştan aldım Oscar Wüde'ın 'Doğa sa- natı taklıt edıyor' sözunün Eskı Yunanlılar ve Ro- Tialılar ıçın doğru olduğunu söylüyor" "Halktakı mal mulk edmme hınını göziemledıkçe umutsuzluğa kapılıyorum Bunun yerıne ahlaksal tutkuları geçırecek bır yönetım de artık gelmeye- cektır Çunku butun partıler ınsanların maddı ge- reksemelerını ele alı>orlar, ona seslenıvorlar Yal- nız bızde m\? Belkı de dunyamızın bunalımı bu Aç gözlülukten yıkılıyoruz Burjuva sırufımn dıinya ça- pındakı sömuru duzenı doğurdu bu sonucu" "Gece Henr> Mıller'ın Pleksus'una baktım, ellı sayfa kadar okumuşum lşte, bu adam yazmağı se- vı>or, sevdığı ıçın de kolay yazıyor ve kolay okutu- yor Gunev'deyken onun lngıhzce'den Max and the whıle pbagocytes adlı hıkâyesını okudum, unuta- mam Yahudı Max, çok canlı Dostoyevsla'yı ha- tırlattı bana yer yer Doktor Nejat Harmancı, Plek- sus'ta da Max'a rastlayacağımı söyledı Ne tuhaf, bu arada Kur'an'ı kanştırırken, Tan- n'nın 'Mutlaka dırıleceksınız' sözu ıle karşılaştım aynı gece Mıller de dınleceğme ınanmaz mı9 " "Bunık bır çav ıçtım Sonra gene 'Hesıodos Esen ve Ka>nakları' adlı kıtabı açıp oradan Homeros'un o olağanustu şıırını, Zeus ıle Hera'nın tda Dağı doruğundakı sevışmelennı anlatan parçayı okudum Bo>le dedı aldı kansını koynuna, sanldı, Tannsal toprak, yumuşak bır çimen saJdı, Taptaze lotos bır halı scrdı toprakla aralanna, Safranlardan, sumbullerden tatlı bır halı, Izanıverdi ikısi de halının ustune, Sardı onlan guzel bir altın bulut. Buluttan çı> damlalan akıyordu pınl pınl. "Herakleıtos şöyle demış Herıodos ıçın 'Bır şey bıimez, gece ıle gunduzun aynı olduğunu da bıl mez ' " "Bır zamanlar Amenka'da, 'Hadı çocuk, zengm ol1 ' sloganı ıle bır kampanva açmışlar" "Sabahattın Kudret Aksal, dun bana Baudelaı- re"ın bır dızesını vazdı, verdı Je haıs le mouvement quı deplace les lıgacs. Çok sevdım, ama anlamadım Ne gerek var an- lamağa'" lşte, buna benzer seyler yazmışım o deftere. Gün- ce tutmanın butun güçluğü, sanırım, özenmekle özenmemış görunmeyı bır arada yunitmektır Hem "ben" olacaksınız, hem "başkası " Sanat bu de- ğıl mıdır9 ARADA BIR Dr. AYSELİ USLLATA Boğaziçi Üniversitesi Projeler ve Değerlendirme Son yıllarda uluslararası duzeyde gelışme" ya da "kalkınma" projelerıne göstenlen buyuk ılgı ınanılmaz çoklukta ve türde pro- jenın uretılmesıne pazarlanmasına ve yurütulmesıne neden ol- muştur Doğallıkla gehşmemış ya da gelışmektekı ülkelere ya da yorelere yoneltılen bu projeler ıçın uluslararası orgütler ve devletlerın olusturduklan fonları da çeşıtlı aracı kuruluşlar pro- je yurutmeyı tıcarete donuşturen kuruluşlar paylaşmaya başla- mışlardır Ancak 198O'lı yılların baslarında bu projelerın gerek- tırdığı parasal yatırımların çok yuksek tutarlara ulaşması uygu- landıkları ulkelerde devletlerın projelerın yararlılıkları ve etkılı- lıklerı üzenne kaygıya duşmelen değerlendirme çalışmalarının gereğını gundeme getırmıştır Araştırmaların sonucunda sayıları gıderek artan projelerın de- ğerlendınlmelerıne gereğınce onem verılmedığı dahası da ın- san kaynağına, sağlığa ve toplumun gelışmesıne yonelık prog- ramların çoğunlukla yanlıs yonlendınldıklerı kötu uygulandıkları ve etkısız kaldıkları saptanmıştır (Freeman, 1980) Projelerın et- kılerıne, harcanan paralara ılışkın bu tur kaygılar proje değer- lendirme çalışmalarını desteklemış ve 1980 lı yıllarda artık pro- jelerın kapsamı ıçıne alınan 'değerlendirme araştırmaları' nın amaçlanan hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunması sağlan- mıştır Projeyle butunleşen değerlendirme araştırması 'başarı' oda- ğının gelıştırılmesıne yönelıktır Değerlendırmeyı' ınsan hızme- tıne sunulan bılımın nasıl uygulandığınm arastırılması' dıye ta- nımlarsak (Suchman, 1967), değerlendırmeden beklenen artık yalnızca sonucu ya da sayıları öğrenmek urunün başarılı / ba- şarısız olup olmadığını saptamak değıldır Değerlendırmenın so- nuca ulaşmak ıcın bır araç olarak katkıda bulunması ıstenmek- tedır Amaçlanan hedefe ulaşmayı sağlayacak bır değerlendir- me çalışmasının salt nıcelıksel değıl nıtelıksel araştırma yontem- lerını de kullanması, bundan oturu de değerlendirme arastırma- sında artık 'ne oldu'nun yanı sıra ' neden' ıle nasıl' soruları- nın da yanıtlarını bulmak ıçın verı toplanması gerekmektedır Sureç ıçınde yapılan bu değerlendirme projenın yenıden düzen- lenmesını, gerekırse değışıklık yapılmasını sağlayarak etkılılığı- nı arttırmaktadır Gelışmektekı bır ulke olarak Turkıye de son yılların proje bom- bardımanından payını almış almakta da süregıtmektedır Bakan- lıklarda, unıversıtelerde vakıflarda, çeşıtlı kuruluşlarda projeler önenlmekte onaylanmakta, yurürluğe konulmakta ve oldukca buyuk tutarlara ulaşan paralar bu yone aktarılmaktadır Proje- ler ıçın uluslararası kuruluşlardan yardım alınmakta kımı kez de bu amaçla borçlanılmaktadır Ancak bu pro/elerın saptanan he- deflere ulaşıp ulaşmadıklan etkılerı değerlendırılmekte mıdır? Daha da onemhsı saptanan hedeflere ulaşmak ıstenen sonuç- ları elde etmek ıçın değerlendirme calısmalarından yararlanıl- makta mıdır? Dunyada onemı son yıllarda -60 lı ve 70'lı yıllarda- anlaşılan değerlendirme araştırmaları bızde gereğınce onemsenmemek- te değerlendirme cafışması coğu kez dosyaya konulup tozlu raf- lara, bır daha bakmamak uzere kaldınlacak 'yenı bır rapor' sa- yılmaktadır Oysa her projenın kapsamı ıçıne tamamlayıcı bır un- sur olarak alınan değerlendirme araştırması projenın hedefle- rıne ulaşmasını ve daha etkılı olmasını saglayacaktır Dışarıdan gelen proje uygulayıcıları değerlendirme çalışmalarını yapabı- lırler ancak dıştan gelen yansız kısılerın salt sayılar vererek de- ğerlendırme yapmaları projenın başarısını sağlayamaz Projeyı yerel, kulturel doğrultuda yöneltebılecek yenı kararlar alınma- sını sağlayacak değısıklıkler onerecek ıcten bır bakıs 'ın de- ğerlendırmesı gereklıdır Ulkeler kuruluşlar ve kışıler kendılerı ıçm en sağlıklı kararları kendı yapacakları değerlendirme araş- tırmaları sonucunda verebılırler Saptadıkları hedeflere ulaşabı- lırler Yenı projelere gınsılıyorken bır bılım dalı olarak değerlen- dirme araştırmasının da geç kalınmadan surec ıçınde yurutul- mesı bugun artık kaçınılmaz bır zorunluluktur yararlılık ıle etkı- lılık duşunuluyorsa kuşkusuz ÖZEL BAKIRKÖY ÖMÜR HASTANESİ Ömür hasîanesi sağlığımza yardımcıdır. • 24 saat seçkın eğıtılmış personel ıle genel sağlık hızmetlerı • Profesor Doçent ve Uzmanlar Yonetımınde Polıklınık hızmetlerı • Tum amelıyatlar • Genel Cerrahı • Kadın Hastalıkları ve Doğum • Dahılıye • Çocuk • K B B • Goz • Ortepedı • Ürolojı • Bılgısayarlı aletler ıle laboratuvar hızmetlerı • Rontgen • Ultrasonografı • Mamografı • Bıokımya • Hormon Bakterıyolojı • Stopatoloıı ve Endoskopık tetkıkler Gençler cad. No:24 Tren istasyonu. belediye şube müdürlüğü, ve evlendirme dairesi yanı Tel: 5429920 - 21 - 22 - 26 Üfldl CİITIİt '? Ba n k a s ı 'Ş Sanat Galerısı Seramık Heykel Sergısı Parmakkapı-IST TOPRAĞI SEVGILEDIM 2-19 Ocak 1989 Ateiye lcadıye Cad 86 Kuzguncuk Sureklı Sergı Tel 342 36 32 GAP ve Toprak Ref ormu Yapay mulkiyet tutkunluğu ve duz mantık oyunlarıyla, GAP yoresinde toprak reformunun onune geçmek, GAP'ı riske atmaktır. Bolgede yaşayan 5 milyon nufusun özverileriyle de (vergi, kamusal yukumlulukler) gerçekleştirilen onca baraj ve tesisi, bir avuç toprak sahibine "ikram etmenin" çağdaş devlet kavramıyla bağdaşır yönu olamaz. RIFAT DAĞ-ZEKÂİ BAKAR Ziraat Mühendisleri Odası Guneydoğu Anadolu Projesı (GAP), başlı- başına bır muhendıslık projesı olarak algılan- mamalı, bunun Ötesınde, 75 bın kılometrelık alanda 5 milyon ınsanın yaşamını doğrudan etkıleyecek, çok yönlu toplumsal bır ola>ın ya şanacağı duşunulmehdu- Bu nedenle projenın, fıılı uretım sonuçları ve yaratacağı ekonomık değerlerı yarunda, bölge ınsanına doğrudan getırısı tartışılmahdır Projenın potansıyel başarısı, bölge ınsanı- nın ekonomık olaya katılımı ve ondan alaca- ğı payla bıçımlenecek, bu vektöre bağlı ola- rak sunulacak teknolojıler anlam kazanacak- tır Üretım kayıplarıyla ış kayıplannm en aza çekılebılmesı, toprak-ınsan ılışkılennın yoğun- laştınlmasına, çalışanlann karar gelıştırme >e teneklerının yukseltılmesıne, başka bır deyış- le, kırsal nüfusıın, ışledığı toprağa egemen o\ masına bağlıdır Bunun pratıktekı adı, toprak reformudur * Neden toprak ref ormu? Kaynağım 1789 Fransız Devrımı'nden alan toprak reformu, topraksız çıftçıler yaranna ge lıştırılen bır "mulkiyet operas>onu"dur kı her kıtada vaşama geçırılmıştır Latın Amerıka' dan Afrıka'ya, Balkan ulkelerınden Hındıs- tan'a kadar her kıta ve ulke koşullarında uv- gulanmış ve tarıhsel sureçle ıçerık kazanmış- tır GAP ıçın toprak reformu gerekçelennı kı- saca ozetlemek ıstenz — GAP alanında yaşayan nufusun yarısı kırsal kesımdedır Ve kırsal aılelerın *>t> 41'ı, 1,5 mıhondan fazla ınsan, GAP'la yeşerecek Mezopotamja bereketıru topraksız ve "çare- sız" beklemektedır Eğer bu ınsanlara, feodal ışletmelerde mev- sımlık pamuk ışçılığı vereceksek, bu bağışın, en az >aşam koşullarını bıle sağlamayacağı- nı, Çukurova'dakı gezıcı tarım ışçılen dramın- dan bılmemız gerekmez mı 9 — "Once pastayı buyutup, sonra boluşelim" sloganında, buyuk bır "kandırmaca" gızlıdır Pastanın bujumesınde, bır zamanlama yok, ne zaman ve nasıl buyüyecek 9 Pasta büyütu- lurken, neleryıtırılecek"' Ayrıca, toprak refor- mu pastayı kuçultecek mı 7 Şu anda, tekurun (monokültur) tarımında bıle akılcı kullanılmavan Guneydoğu toprak- lan, feodal yapı ıçerısınde, modern tanma (ço- kurun/polıkultür) alt>apı olamaz Yırmı yıldan ben sulamaya açılmış Dıyar- bakır-Devegeçıdı baraj alanında, Dr Taraklı- nın vaptığı araştırmalardan, 300 dekardan bu- yuk ışletmelerın bırım getınsının, orta ışlet- melere göre daha az olduğunu görmekteyız Feodal çıftlıkler uretım yeteneğı, öngörulenn (teorık plan) gerısınde kalacaktır Çunkü, ge- leneksel çıftlıkler, uzman ışgucu yoğunlaşma- sına karşıdır Ve denetleyemeyeceğı urun de- senını de seçmernektedır Bu tur çıftüklerde (ışletme dıyemıyoruz), yeterb su kaynaklan- na yakın olmalarına karşın, meyvecdık ve ağaçlandırma yaygın olmadığı gıbı kültur hay- vancıhğı da yoktur Geleneksel çıftlık yönetı- mıne aşıret törelen ya da çalışanlar "eldesım" vok varsavan katı kurallar bıçım vermektedır Aynca, feodal çıftlık vönetımı angarya ışgu- cune da>andığından, perıyodık guncel ış de netımlerı sağlanamamaktadır — Toprağın kuçuk ışletmelere (yeterlı ışlet- meler amaçlaruvor) bolünüşunde gırdı kulla- nım maljvetlerının artacağı endışesını, buguu çağdaş araçlar göğuslemektedır Kooperatıf dedığımız kurum, katılımcılık ve oto denetım duzeneklenne kavuşturulursa kuçuk toprak te- melıne da>alı ışletmelere, ortaklasa ustun ser- vısler sunabılecektır Bunun böyle olduğunu gösteren evrensel uygulamalar çok Örnek Fransa, Almanya, fngıltere, fsraıl vs — Ko>lu tıpolojısınde çağdaş donüşum, toprak reformunda başlangıv bulacaktır Gu- nevdoğu ınsanının feodal yapıya dayaJı kılıt- lenmış uretken kışıhğı, kuçuk bır "mulkiyet operasyonuvla" özgurleşecek ve çağdaş kav ramlarla tanışacaktır Etkın kooperatıfleşme surecıyle, ürctıcırun bırlıkte davranma, katılma >r eteneğı ve bır uv- garlık ölçutu olan organızasvonlan genışlet- me/demokrasıyı yasatma gucü nıtelık kazana- caktır Kısa enmde, mutlak bır uretım anışı kucak- lanamayacaktır, ama özgürleşmış üretken kı- şılıklerle teknolojık bırıkım ve özgün tekno- lojık gelışım, o kuçücuk tarlalarda temel bu- lacaktır Bugun Latın Amerıka ulkelen, tarıhsel sü- reçte Avrupa ulkelenne dayanmakla bırlıkte, Avrupa'dakı akrabalarına göre teknolojı ge hştıremıyor ve sanavıleşemıyorlarsa, bunda la- tifundialar despotluğunu da aramak gerekmez mı 1 ' — Türkıye'run sanayıleşme sürecıne gırdı ğı, zamanla kırsal nufusun kentlere ç:kılece ğı, böylece tarım topraklanndakı nufus bas kısının azaltılacağı, bu nedenle toprak refor muna gerek kalmay'acağı savı, bazı çevrelerce ılen sürulmektedır Bu kuram çok zayıf Çunkü sanayıleşme hı- zının getıreceğı ek ıstıhdam, nufus artış hızı- nın bıle gensınde kalmaktadır 1920'lerde kır- sal nufus "t 70, bugunlerde "/o 45'tır 70 yıl- da % 25'hk bır değışım yaşanmıştır Metro- pol ve kent varoşlarında, gecekondu ışsızlen nın oranı da ortadayken buna bız nasıl bır sa nayıleşme dıyeceğız 7 Dıyarbakır örneğınde gö- ruleceğı gıbı bugün yüzJerce kahvehane tam kapasıte ıle çalışmaktadır' — Topaüc, kıt kaynak olmasına karşın, böl- gede kültüre elverışlı toprakların V» 6O'ı dev- letındır Olası bır toprak reformu düzenleme- sınde, devlet topraklarının bıle yeterlı olabı- leceğı seçeneğı de ortadadır Sonuç Yapay mulkiyet tutkunluğu ve duz mantık oyunlarıyla, GAP yoresinde toprak reformu- nun önune geçmek, GAP'ı rıske atmaktır Bölgede yaşayan 5 milyon nufusun özverı lerıyle de (vergı, kamusal yukumlulukler) ger- çekleştınlen onca baraj ve tesısı, bır avuç top rak sahibine "ıkram etmenin" çağdaş devlet kavramıvla bağdaşır vonu olamaz Bız buna mulkıvet tutkunluğu da dıyemı- yoruz, çunku toprak, büyuk arazı sahıbınden "gasp" edılmıyor ve bedelı ödenıyor Aynca, toprak dağıtılarak "muJkıyet" yaygınlaştırılı- yor Toplumun, ortalama ıstencı yukselınce re- formun gerçekleşeceğını bılıyomz Bu demok- ratık "talebın" gelışeceğı umıdımızı ko- ruyoruz A\MA Aılemızın değerlı buyuğu, merhum Avukat Orhan APAYDIN, Avukat Burhan APAYDIN'ın annelen NURİYE APAYDIN'ı olumunun beşıncı >ıldonumunde saygı \e ozlemle anıyoruz APAYDIN AİLESİ OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU 30 donem kayıtları başlamıştır Okul Ûsküdar: 343 67 82 Kozyatağı: 362 47 33 Mattepe: 352 21 21 Tarabya: 162 08 18 Çağlayan: 146 88 30 901ı Yıllara İNGİLİZCE'yle "Merhaba" İngiliz-Amerikah Uzman Oğretmenlerimizle "Kalite" Farkını Yaşayın. TEPUM DİLVE EĞİTİM HİZMETLERİ A.$. "Profesyonel Ingiluce tgitımi" Tesvıkıye CamıSok 6 Istarbu! Te i 1361936 REFIK DURBAŞ GEÇTİ Mİ GEÇEN GÜNLER Şıırler Çıktı ADAM YAYINLARI HEP ATATÜRK'ÜN YANINDA SaJih Bozok-Ctmıü S Bozok 2000 lıra (KD\ .çınde) Çağdaş Yaunlan Turkocağı Cad 39 41 Cağaloğlu hıanbul 3. ŞAHISLARA DUYURU Şırketımızde satınalma gorevlısı olarak çalışan A. Ferruh ÜLGER' ,n kuruluşumuzla olan butun ılışkısı 29121989 tarıhı ıtıbarıyle kesılmıştır L . . . . Inonu Cad Opera Palas No 73/3-5 Gumuşsuyu Taksım Istanbul SEMRA MUMAY (GEYİK) ıle İRFAN MUMAY evlendıler 5/1/1990 BAKIRKOY ISTANBUL Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğu tarafından venlen 00134 sayılı Mavı Basın kanını yıtırdım Yenısıru alacağımdan hükümsüzdür JEAN HUTCHINGS Pasaport, ehhvet ve ıkametgâh teskerem çahnmıştır Hükümsüzdür MÜStRE HAND AN TAŞKENDİ PENCERE Marks^ı, Lenirfi, Engels'i Okumak... Fransız Devrımı 1789'la vurgulanıyor oysa devrım 1789'dan çok once başladı Bugun de suruyor "Insan haklan vetemelozgurtükler" 21'ıncı yuzyıla 10 kala, dün- yanın gundemındedır Hangı ûlkede olursa olsun, ınsan hakla- rının çığnenmesı uygar dunyada tepkıler yaratıyor Doğu'da ve Batı'da demokrası savaşımı sıcaklaştı Turkıye'de bırıncıl sorun, ınsan haklarına dayalı demokrasımn kurulmasıdır ve elbette çağ- daş demokrası ancak laıklık temeh uzermde yükselebılır 1789'u yaşıyoruz Ne var kı 1789, dünya 1789 yılına gırmeden önce de yasanı- yordu 18'ıncı yuzyılın "Aydınlıklar Çağı" dıye anılması boşuna mı' Devrım, fıkırde, duşuncede, yazıda kafada başlamıştı Dı- derot.JeanJ Rousseau, Vbltaıre, vb ne güne yazıyorlardı' Za- manın tutucu yönetımlerıyle neden çatışıyorlardı? Insanlığın öz- gurlüğe doğru yuruyuşü hızlanmıştı çoğu ülke demokrası ve la- ıklık gıbı kavramlardan habersız, uzakta, uyuyordu ama dün- yanın yazgısı belırlenmıştı • 19'uncu yuzyılın ortalarına doğru ınsanlığın geleceğıne dönûk yenı bır "yazılım" gerçekleştı Karl Marks ve Engels, sosyal adalet kavramını elle tutulur bır nıtelığe kavuşturmak yolunda yenı fıkırler ortaya attılar, sosya- lızmı somut temellere oturtmak yolunda bır düşünsel aşamayı sağladılar 1917'nın haberını verdıler 1917 bugun butun dunyada sosyalıst devrımı vurgulamak ıçın kullanılan bır sayıdır, ama 1917'den çok önce başlamıştı 1917, tıpkı Fransız Devrımı gıbı tohumları fıkırlere serpılmıştı 1789 ıle 1917'nın Turkıye'de lyıce anlaşılması gerekıyor, çün- ku bu ıkısı algılanmadan 1923 ün ne olduğunu öğrenmek, be- nımsemek, özumsemek olanağı yoktur * 21'ıncı yüzyıla 10 kala dunyada bır şeyler oluyor, hızlı bır dö- nuşüm başladı Ne oluyor' Anlamak ıçın hem 1789'u hem 1917'yı öğrenmek gerekıyor, daha başka deyışle Dıderot, Rousseau, Vbltaıre, Marks, Engels, Lenın'ı tanımak zorundayız Eğer bu adamları bılmezsek, günü- müz dünyasında neler olup bıttığını anlamak olanaksızlaşır Çev- remıze aptal aptal bakar yasananları kavrayamayız Gazeteler- de çıkan haber başlıklarını okuyoruz — Marksızm, sızlere ömür — LBnınızm öldü Daha bır sürü kışının adları sayılıyor, Stalın en çok anılanlar- dan bındır Öyieyse hepsını bırden okumak öğrenmek, anlamak zamanıdır Çünku gezegenımızı bu kadar etkılemış kışılerı bıl- meden Batı'dakı olayları tartışmaktan yoksun kalır, geleceğımı- zı düşunmek yeteneğını yıtırırız • Insan haklarına dayalı bır demokrası kurmak ıstıyorsak, bû- tün yasakları kaldırmak fikır alanında hıçbır engel tanımamak gerekıyor Marks'ı, Engels ı Lenın'ı okumak neden korkulu bır ış olsun 9 Marksızm ve Lenınızm madem kı sızlere ömür, korku- lacak ne var artık 9 Kaldırın 141'I 142'yı, çıkann af yasasını, bo- şaltın zındanlan, açın özgurluk kapılarını ardına kadar Ne beklıyorsunuz'' Gerçekte Marks'ı, Lenın'ı, Engels'i okumanın şımdı zamanı- dır ama "Kutsal Kıtap' ya da "Pıyade Talımnamesı" gıbı değıl, eleştırel akılla okumak zamanıdır O zaman görülecektır kı bu kısılerın ortaya attığı 'ikırler, dunyayı değıştırmış, kımı yerde en köklü dönuşümlere yol açmıştır Ne var kı ınsanltğın dönuşumüne, değışımıne özgurluk yollanndakı karmaşık gelışmesıne hıç kım- se hıçbır kıtapla nokta koyamaz Çağdaş ınsan bılıncı çoktan anlamıştır kı her krtabın sonuna konan nokta bır vırgüldûr Dunyaya bakışımızın ufuklarını genışletehm Insanlık tarıhının takvımı ne 1789'da durur ne 1917'de ne de 1923'te noktalanırr "daha çok özguhüğe, daha az sömûnıye doğru" hepsı bırer vır- gül Cumhuriyet Kitap Kulübü Bakırköy Temsilciliği Karya Kültür Merkezi İMZA GÜNÜ 7 Ocak Pazar 14.00-18 00 KEMAL ANADOL Karya Kultur Merkezi, Istanbul Cad (Adlıye Karsısı), Bakırköy T.C. BAŞBAKANLIK SİGORTA MURAKABE KURULU UZMAN VE AKTÜER YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI Sıgorta ve reasurans şırketlerı ıle sıgorta \e reasurans aracılığı hız- metlerı vapanların, sıgorta eksperlerının ve Sıgorta Murakabe Ka- nunu kapsamına gıren konularda faalı>et gösteren dığer kışı ve kuruluşlann butun ışlemlerını Başbakanlık adına teftış ve muraka- be etmekle görevlı ve merkezi Istanbul'da olan SİGORTA MURA KABE KURULU'na teftış ve denetım ışlerınde görevlendınlmek uzere sınavla uzman ve aktüer yardımcısı alınacaktır SINAVA KATILABİLMEK İÇİN a) 657 sayıh Devlet Memurları Kanunu nun 48'ıncı maddesınde belırtılen Genel Şartları taşımak, b) Yazılı sınavın başladığı tanhte 35 yaşını tamamlamamış olmak, c) Uzman vardımcılığı ıçın, Ekonomı Hukuk, Sıyasal Bılgıler, Tı caret ve Sıgorta konularından bırınde ve Aktuer Yardımcılığı ıçın de Materaatık veya Aktuerya konulannda (en az dört yıllık) yuksek öğrenım görmuş olmak gereklıdır SINAVLAR: Yazıh sınavlar 5 ve 6 Şubat 1990 pazartesı ve sah gunlerı Istan- bul'da yapılacaktır Yazılı sınavı kazananlar mulakata tabı tutula- cak ve başarılı olanlardan, başarı derecelenne gore yeterlı sayıda aıama >apılacaktır BAŞVURU VE GEREKLİ BELGELER: Sınava katılmak ısteyenlerın en geç 22 Ocak 1990 pazartesı günu saat P 00've kadar (I Inonu Cad % 2 Taksım Istanbul) adresın dekı Sıgorta Murakabe Kurulu Başkanlığı'na, kuruldan alacaklan form dılekçeve — Kendı el yazısı ıle özgeçmışlenm, — Ikı adet venı çekılmış 4 5x6 ebadında fotoğrafını, — Nüfus kâğıdı aslı veya noterden tasdıklı suretını, — Yuksek öğrenımım tamamladığını belırtır belgeyı, — ^skerlıkle ılışkısı olmadığına daır belgevı ekle>erek elden vermelerı veya posta ıle ulaştırmış olmaları şarttır Form dılekçe ıle sınav hakkındakı detavlı bılgılerı havı broşur ku ruldan alınabıleceğı gıbı posta ıle de ıstenebılır Ek bılgı ıçın Tel 149 46 36 - 145 63 11 Basın 15001 DOSTUM MOZART NadirNadi 7 bası 5000 lıra(KDV ıçınde) Çağdaş Yaymiarı Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-tstanbut Ödemeli gdnderümez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear