Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 OCAK 1990 HABERLER CUMHURİYET/ll
Yıldız Üniversitesi'nde olay
• lstanbul Haber Servisi — Yıldız Üniversitesi'nde sol
görüşlü öğrencilerle, İslami Gençlik grubu arasında "afiş
asma" yüzünden çıkan tartışma, kavgaya dönüştü. İslami
Gençlik grubunun, sol görüşlü öğrencıleri eleştıren uzun
bir yazıyı Yıldız Üniversitesi kantinine asması üzerine
dün akşam üzeri tartışma çıktı. Kantinde bulunan sol
görüşlü öğrenciler, yazının derhal indirilmesi ve asan
kışilerin kautinden aynlmasını istediler. İslami Gençlik
grubunun, bunu kabul etmemesi üzerine öğrenciler
arasında kavga çıktığı ve bir kişinin hafif yaralandığı
bildirildi. Sol göruşlu öğrenciler, İslami Gençlik grubu
tarafından asılan yazılarda, Dev-Genç'in eleştirildiğini ve
"faşist" kelimesi kullanıldığı için tepki gösterdiklerini
belirttiler. Kantindeki sözlü ve kavgalı tartışma, tslami
Gençlik grubunun yazılan duvardan indirmesi üzerine
son buldu.
İngiliz gazeteciye sınırdışı
• ANKARA (Comhuriyet Biirosu) — Yaklaşık 20 yıldır
Türkiye'de bulunan ve "mavi basın kartı" sahibi olduğu
bildirüen İngiliz gazeteci Christopher Wildig'in
önümüzdeki pazanesi aksamına kadar ulkeyi terk
etmesinin ıstendiği öne sürüldu. Konuya ilişkin iddiayı
Son Basın Ajansı adlı bir kuruluş yaptı. Aiansın
açıklamasında özetle şoyle dendi: "Wildig ıçişleri
BakanlığYnın emri uzerine Emniyet Genel Müdürlügü
Yabancılar Dairesi'ne çağrüdı, pazartesi akşamı
Türkiye'den aynlacak şekilde hazırbk yapması istendi.
Wildig Ankara'da 10 yıldan bu yana tngilizce olarak
yayımlanan The Press Digest adlı gunlük bultenin son iki
yıldır editörlüğunü yapıyordu!' Ankara'da bulunan
yabancı gazeteciler Wildig'in Türkiye aleyhine yazılar
yazdığı iddiasından öturu sınırdışı edildiğinı
sanmadıklannı, "başka bir nedenden kaynaklanmış
olabileceğini" söylediler.
Romanya'da idamlar kınandı
• tstanbul Haber Servisi — Romanya Devlet Başkanı
Nikolay Çavuşesku ile eşi Elena'nın "savunma hakkı
tanınmadan" idam edilmeleri çeşitli demokratik kitle
örgütlerince yapılan ortak bir açıklamayla kınandı.
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneğı'nde
(TAYAD) dün yapılan ortak açıklamada, "emperyalist,
kapitalist kampın dışına çıkmış, kolektif üretim
ilişkilerini örgütlemeye çalışan, emperyalizme tavır alan
iktidarların yıkılmasma karşı çıkacağız ve direnişçileri
destekleyeceğiz" denıldı. Açıklamada Çavuşesku'nun,
idam edilmeden önce "Ben yainızca işçi sınıfına cevap
verırım. Halka anlatacağım. Halk, dış güçlerle birlikte
ülkeyi yıkmak isteyen, daroecı çeteyi yıkmak için
mücadele etmelıdır ' dediği anımsatüdı.
Sosyalistler tarfaşıyor
• İç Politika Servisi — Ağustos ayında Kuruçeşme'de
yaklaşık 200 sosyalistin bir araya gelerek oluşturduklan
Birlik Tartışmaları Düzenleme Kurulu'nun duzenlediği
basına ve halka açık ilk tartışma yarın ve pazar gunleri
Beşiktaş Anıl Düğün Salonu'nda gerçekleştirilecek.
Gencay Gürsoy, Ertuğrul Kürkçu ve Nail Sathgan'ın
çağnsıyla bir araya gelen 18 sosyalist ''Sosyalistlere"
deklarasyonu ile yaptıklan çağn üzerine Kuruçeşme'de
bir araya gelen birçok farkh eğilime bağlı sosyalist
12-13-19 ağustos günlerinde sosyalistler arası birliğin
teorik ve tarihsel arka planı, olanakian ve şartları
üzerinde düzenli bir tartışma yürütülerek bu
tartışmalann tüketilmesi kararına varmışlardı.
4 militan öldürüldü, bir er şehit
• DtYARBAKIR (Curahuriyet) — Mardin'in ömerli
ilcesi yakınlarında, güvenlik güçleri ile PKK militanları
arasında çıkan çatışmada 4 militan ölu ele geçirildi.
Çatışmada bir jandarma çavuşu da şehit oldu.
Ölağanüstu Hal Bolge Valiliği'nden yapılan açıklamaya
göre, bir ihbarı değerlendiren güvenlik guçleri Ömerli
ilçesine bağlı Öztaş köyünde operasyon düzenkdi.
Güvenlik güçlerinin "teslim ol" çağrısına ateşle karşıbk
verilmesi üzerine çıktığı bildirüen çatışmada jandarma
çavuş tsmail Dağ şehit oldu. ÖğMe saatlerine kadar süren
çatışmada, örgütün üst düzey sorumlusu olduğu
bildirüen Davut kod adlı Ahmet Guden, Bozan kod adlı
Halil Tunç, Avraş kod adlı Adnan Yılmaz ve Ekrem
özbek adlı militanlar silahlarıyla birlikte ölü olarak ele
geçirildiler.
Belçikadan Diyarbakır'a gelin
• DtYARBAKIR (AA) — Belçikah psikiyatrist, geçen
yıl turist olarak geldiği Diyarbakır'da tanıştığı ve bir
göriişte âşık olduğu gençle evlenmek için Türkiye'ye
geldi. Marleen de Koker, evlendiken sonra kendisinden
beş yaş küçük olan Muhittin Almışkara'yı da Belçika'ya
götürecek. Belçika'da bir psikiyatri kliniğinde yöneticilik
yapan Marleen de Koker ile Diyarbakırlı Muhittin
Almışkara arasındaki aşk, geçen yıl ağustos ayı sonunda
başlamış, iki gun Diyarbakır'da birlikte dolaşan Marleen
de Koker ve Muhittin Almışkara, grubun Van'a gitmesi
üzerine aynlmak zorunda kalmışlar. Binbir güçlükle
Muhittin Almışkara'dan adresini alan Marleen de Koker,
ilk mektubunu da Van'dan yazarak eylenmek istediğini
açıklamış.
Araslı toprağa veriliyor
• ANKARA (AA) — Tedavi için bulunduğu
F.Almanya'da pazartesi günü ölen Kars eski milletvekili
Doğan Araslı bugün Ankara'da toprağa verilecek. Araslı
için saat 11.00'de TBMM önünde bir tören düzenlenecek.
Daha sonra Maltepe Camii'ne getirilecek olan Arash'nın
cenazesi, burada öğleyin kılınacak namazdan sonra
Cebeci Asri MezarhğYnda toprağa verilecek.
Külîür Bakanı, tartışmaya açıklık getirdi
Zeybek: Ayasofya müzedir"Ayasofya'nın camiye
dönüştürülmesi konusunda
herhangi bir hazırhğımız yok"
diyen Kültür Bakanı N. Kemal
Zeybek, Ayasofya'nın müze
olduğunu vurguladı.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
sa) — Ayasofya'nın ibadete açıl-
ması yolunda hükıimetin şu anda
bir hazıruğı olraadığı açıklandı.
1934 yüından bu yana muze ola-
Tak kullanılan Ayasofya'nın ca-
miye dönüştürülmesi ve ibadete
açüması konusunda başlatılan kam-
panya devam ederken Kültur
Bakanı Namık Kemal Zeybek,
"Ayasofya müzedir. Camiye dö-
nüştunılmesi konusunda herhangi
bir hazıriıgımız da yoktur" dedi.
ANAP ıçınde son iki haftadır
Ayasofya'nın ibadete açılması ko-
nusunda hıikümetın kararname
çıkarması yolunda baskılar oldu-
ğu, bu yöndeki isteklerin bazı ba-
kanlar tarafından desteklendiği
öne sürulüyor.
Ayasofya, daha önceki yülar-
da özellikle tsta^bul'un fetih gü-
nu olan 29 Mayıslarda gündeme
gelirdi. Bazı dinci gruplar, Aya-
sofya önünde gösteri yaparlardı.
Birkaç gün sonra da konu kamu-
oyu gundeminden çekilirdi. An-
cak son dönemde sağ basının des-
teğinde sistemli bir kampanya
başlatıldı. Son olarak önceki gün
TBMM'ye 1 milyon imza verildi.
Diğer yandan llahiyat doçentı
ve eski Ordu Milletvekili Bahriye
Üçok, tstanbul'da birçok cami ol-
duğunu kaydederek "Bunlardn-
rurken illa müze haline getirilmiş
olm Ayasofya'nın ibadete açü-
masını istemek Hıristiyan dünya-
suun baçlı nıhıuıu kamçüamaktan
başka bir işe yarcmaz" diye ko-
nuştu. Ayasofya'nın 6. yüzyılda
Bizans tmparatora Justinianns ta-
rafından yaptınldığını kaydeden
Üçok, bu konuda şunları söyledi:
"Fatife Sultan Mebmet Istan-
bHİu fetbettiğinde Tann'ya şük-
retraek için bir ibadethancye ih-
tiyaç duymuştur ve bu kilisede na-
maz kılmıstır. O zamanlar Hıris-
tiyan başkenti olan bugunkü ts-
tanbul'da cami yoktur. Daha son-
ra oraya birçok cami yapılmıştır.
Bunun tarihi degeri vardır. Hz.
tsa'yı, Meryesn'i ve Havarileri
simgeieyen mozaikler vardır. Bu
mozailder Fatih'ten sonra bada-
nayla kapatılmıştır. Müzeye çev-
rilmesinden sonra ise Amerikalı
ve bazı Baulı uzmanlar, bu kapa-
nan yerleri tek tek igne uçlanyla
iki >ılda teraizlemişlerdir. Batılı-
larda "Türkler vahşidir' iddialan
var. Ayasofya'nın tekrar ibadete
açılması bu sözkre haklılık payı
vermekten başka işe yaramaya-
caktır."
Üçok. Atatürk un 1934'de
Ayasofya'yı bir kararname ile
muze haline getirmesirün ise
"Türkleri uygar olmamakla suç-
iayan Bablılara karşı bir yanıt"
oldugunu belirtti. Üçok, Ayasof-
ya'nın "İstanbnrnn fethinin
simgesi" gıbi görülmesini de eleş-
tirerek, "Koskoca tstanbol, fel-
hin simgesi oimuyor da sadece
Justiniaous'ua \ ap&rdıgı tifee mi
oluyor?" dedi.
TBMM Dilekçe Komisyonu
Başkanvekili Mehmet Enrin Sey-
dagil bir gazetede çıkan ve Aya-
sofya'nın ibadete açılmasını iste-
yen sözleri üzerine, "Bom biz
başlatmadık, halk istiyor" yanı-
ünı verdi. Seydagil, "Türldye'de-
ki camiler gereksinime yanıt ver-
miyor ma?" sorusuna ise, "Bd-
ki vermiyordur, bu nedenle cami-
nin açılması için istek gelmiş ola-
bilâr." yanıunı verdi.
TEPKİLER
w
Diplomatik misyon, camiyle bağdaşmıyor'
CEM HAMULOCLU
Atatark tarafından 1934 yüın-
da müzeye dönüştürülen ve 55 yıl-
dır "muze" olarak yerli - yabancı
tüm gezginlerin sürekli ilgisini çe-
ken Ayasofya'nın "ibadete
açılması" durup durup gündeme
geliyor.
İlk kez 360 yüında bitirilen, bu-
günkü planına Iraparator
Jusrjnianus döneminde,
537 yüında kavuşan Aya-
sofya, uzun yıllar
"kilise" olarak kulla-
nıldı. Fatih Soltan Mehmet'in ls-
tanbul'u almasının ardından 1453
yüında camiye dönüştürülen Aya-
sofya, cumhuriyet dönemine ka-
dar da "cami" işlevini sürdürdü.
Çağımızda, dünya mimarlık tari-
hinin en önemü birkaç yapıtından
birisi olarak değerlendinİen Aya-
sofya'nın 'İbadete açılması" yo-
lundaki istekler ise hıç de yeni de-
ğü. "Ayasofya Camii" isteğmin
son kahramanlan ise bazı ANAP
mıllet\ekılleri.
Emekliliğıne dek Kültür Bakan-
lığı'nca Ayasofya'da sürdürülen
son dönem restorasyon çalısmala-
rını 9 yıl yöneten ve belki de Aya-
sofya'yı "e« iyi tanıyaa"lajın ba-
şında gelen Yük. M. Mimar
Alpaslan Koyunlu "Bakaniar Ku-
rulu karanyla A)«sofya')i ibade-
te açariar. Ama bu tip bir hareket,
donya ulaslanna aşağı >ukan ya-
nm asırdan fazla bir zamandır
mesaj vermiş Aya sofya karşısıu-
daki tutumamDZB çok gıizel
gösterir" tümceleriyle hayli alay-
h konuşuyor.
Ayasofya'nın çok ba kım gerek-
tiren "yash" bir yapı olduğunu ha-
tırlatan Koyunln, Ayasofya'da
kubbe düzeyinde bir restorasyon
çalışmasına gidilmesinin söz ko-
nusu olduğunu söylüyor.
"Ayasofya camiye döniiştiira-
lürse mazaikteri oe olacak?"
iunu ise Alpaslan Koyun-
lu şöyle yanıthyor:
"Eger camiye dönerse gü-
nümuzdeki din anlayışla
maalesef bir sornnu da
beraberiiKİe getirecek.Bir
ttakım gezginlerin >azdık-
lanndan ogrendi^inize
göre 16. yüzyıla kadar
mozaiklerin iistu açıknış. Sadece
Meryem Ana figurünun ustü in-
ce bir badana tabakası ile örtüloy-
mıiş. Ama daha sonraki seyyah-
lardan oğrendiginıize göre tüm
mozaikler sıvanarak kapaülmış.
Ayasofya cami yapılırsa, biz bu-
gun Atafurk'ün emriyle ve ulus-
lararası imkânlar da denenerek
acılmış olan mozaikleri tekrar ka-
patacak mıyız, yoksa buyük bir
devrim yapıp acaba bu mozaikle-
rin albnda namaz kılmayı bnyük
bir o»guıdukla sördaıtcek miyB?"
Aynı soruyu lstanbul Müftüsü
Selahattin
nıtlıvor:
Kaya ise joyle ya-
"Bu konuda bir şeyter soytemek
için çok erken. Ba kona gandeme
geldiği vakit Oiyanet tşleri Baş-
kanhgı Din İşleri Yuksek Kvnla
göıüşerek ba koaayv Mr karara
bajlayacaktır."
Aduıın açıklanmastnı istemeyen
bir müze müdürunun ifadesiyle
"ttim dünyanın gözbebegi" olan
Ayasofya'nın "diplonatik
misyonn" ise "cami i&leyiyle" hiç
bağdaşmıyor.
ÇtTİNKAYA
Tarikatlann Gücü
AYASOFYA - 56 yıldır müze olarak turisüerin ilgisini çeken Ayasofya yine cami olma güademine geldi.
CUHEYT ABCAYUBEK yazıyor
Üstten Alttan SeslerANKARA — Başbakan Akbulut, sabah
TÖ'nün yanına gıriyor Öğ(eden sonra Ge-
nelkurmay Başkanı Torumtay'ın haftalık
"olağan" görüşme için yukarı çıkması bek-
leniyor
Oysa Türkiye gündemine "olağanüstü"
olaylar gıderek yığılıyor. Yukart katlarda "ola-
ğan görüşmeler" yapıldığı duyuruluyor. ik-
tidar boşluğunu hissettirecek çeşitli örnek-
ler, devlet yonetıminin hangi ellerde oldu-
ğunda hemen her kesımi duraksatacak ge-
lişmeler yoğunlaşıyor.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metın
Gürdere, bizim Tuncay Ûzkan'a bir deger-
lendirme yapıyor. "Çok toleranslı Bir de ya-
nına oturduğunuz zaman kafasında bir sa-
nk olsa, öyle bir kıyateı olsa 300-400 yıl ön-
cesi bir Osmanlı vezirinin vakûr ve kendin-
den emin halıni sergiliyor. Adeta bir Osmanlı
veziri gibi kendınden emin, oyle durgun,
oturakJı. Belkı hızlı karar vermıyor, ama dik-
kaöi."
Ses alma aracırtdan Gürdere'nin cümle-
leri dokülmese manılacak gibi değil. ANAP1
ın üç beş yetkilisinden biri Başbakan'ı böy-
le tanımlryor, "belkı hızlı karar vermıyor, ama
dikkatli... Bir Osmanlı veziri gibi." Ve Aya-
sofya gelişmeleri hızlanıyor.
Ya başkalarının hızr?
Pekâlâ, Akbulut, doğasına uygun hızlı ha-
reket edemiyor, fakat kabinedeki
"başkalarının" hızla harekete geçrigıne aca-
ba dikkat ediyor mu? Son günlerde iç kabi-
ne kulisıne Ayasofya sorunu gıriyor. Müze,
ibadete açıisın mı, açılmasın mı? Devlet ba-
kanlan katında "meşveret" sürüp gıdiyor.
Birden bir haber geliyor. Ayasofya'nın iba-
dete açılmasını sağlayacak kararname ha-
zır! Ya bugün ya da yarından da yakın, ka-
rarname Bakanlar Kurulu'na sunuiacak.
Haberi duyduğumuz sıralarda TÖ'nün, ya-
ni laık cumhurryeti koruyacağına ant içen in-
sanın "hangı tavn" benimseyeceğıni sap-
tamaya çalışıyorduk. "Yakın çevreden" ge-
len bılgiye göre TÖ, "rahatsızmış", Ayasof-
ya gündeme getirilince "şimdi nereden çıktı
bu konu?" dryormuş Son konuşmalarına
dikkat edılmelıymiş, sürekli "laiklik
konusuna" değıniyormuş. Aşağı kattaki
oiuşmalar, ne çare, yukardan gelen duyu-
rumları yalanlıyor
1980 yılında darbenin ayak seslerıni duy-
duğumuz günlerde AP hükümeti, Ayasofya
1
yı "kısmen" ibadete açıyor. "Hünkâr
mahfilinde" namaz kılındı, Ayasofya'nın mi-
narelerınden ezan sesleri yükseldi. 12 Ey-
lül koştu geldi ve bu uygulamayı kaldırdı.
Hünkâr mahfili, padişahların namaza dur-
duğu yer. Müzenin tümûnü ibadete açmak
için duvarlarındaki gravürlerı, resimleri ya
kaldırmak ya da üstünü örtmek dinsel bir
buyruk.
Hükümet,fl^asofya'yıaçacak kararname-
yi çıkarırken -Keçeciler gerekJerı bıiir elbet-
duvarları örtecek ya da gravürlerı, resimle-
ri dışarı çıkartacak.
Nedenlere karşı
Beş bin, bir milyon imza... Kararname çt-
karmayı zorlayan yeterli baskı mı? Yoksa
ANAP hükümeti yitirdiği "prestiji" yeniden
sağlayacağı umuduyla Ayasofya oyununa
mı gtriyor? Başkentte bu sorulara yanıt ara-
nıyor. Devletin yukansı konuyla ılgili tedir-
ginliğini yaymaya çalışırken. devleti yöne-
ten hükümetteki hazırlıkları bilmiyor mu?
Veya bilmezlikten mi geliyor? Bir başka so-
ru.
SHP bekleyiş içinde. Tartışmaya
"bulaşmak" ısterniyor. İnönü daha önce
partı görüsünü açıkladı Ayasofya'nın ibade-
te açılmasıyla neler kazanılacağını, ama ne-
lerı yıtıreceğımızı ortaya koydu. Karşı tavır
aldı. DYP, bir süre önce olumlu yaklaşım
göstermişti, bugün de koruyor görüsünü
Oenız Baykal dün, "Eğer bu yolu benım-
serlerse bedelinı ağır öderter" diyordu. İç po-
litıkada 'ptestij" kazanmaya giderken, dûn-
yada, hele Avrupa'da hangi tepkılenn baş-
göstereceğıni hükümetrniyihesaplamasıge-
rektığıne değiniyor. AT'ye gırmeye çalışırken
Batı'dan "Müslüman bir ülkenın Hıristiyan
topiuiuğayakışmayacağı" savları yükseiiyor-
du. Tam bu sırada müzeyı ibadete açarsak
Batı'dan "Müslüman olan ülkenin üyeliğine
karşı çıkmamızı eleştiriyordunuz. Şimdi siz,
Hıristıyanlığa karşı vaziyet alıyorsunuz" içe-
riğınde yeni seslerin yükseleceği öne sûrü-
lüyor.
AT'deki Müslüman - Hıristiyan kavgasını
yakından bılen Başbakan Yardımcısı Ali Bo-
zer'i ara, Mersin'de. Hükümet kararı olgun-
laştıysa, Dışışlerı Bakanımızın ne dryeceğinı
öğrenmeye çalış, ya Köşk'te ya toplantıda.
Devlet bakanlarından biri, "bir hazırlık ol-
duğunu duyuyoruz" diyor, ama hangi ba-
kanlıkta? Bellı değil. Ola ki Kültür e görev
düşsün. öyle ya Ayasofya müze. Bakan Zey-
bek "habersiz." Belki hızlı karar veremıyor,
ama TÖ i!e görüştükten sonra Akbulut'un
"dikkatli" sözlerini bekle dur.
Sonuç: Akbulut dikkatli olduğunu sergi-
liyor, tek sözcük söylemeden geçip gidiyor.
Kevgir su tutmuyor!
IZMIB — Silahlı Kuvvetler de
irttca soruşturması ve Ayasofya
1
nın camiye dönüştürülmesi. Olay
iki noktaida önem taşıyor. Birin-
cisi Türkiye'nin sağ siyasal yelpa-
zesinde yer •alan partilerde tari-
katların gücü, diğeri kurslar dü-
zenleyerek askeri okullara sız-
maları.
Kimi olaylar vardır, gazetelere
tûmüyle yansımaz. Aradan za-
man gecer unutulur. Oysa 12 Ey-
lûl 1980'den sonra siyasal parti-
lör, DİSK, Türk Tarih Kurumu,
Türk Dil Kurumu teker teker ka-
patılırken mal varlıklarına el ko-
nuiurken Nurcuların, Süleyman-
cıların, Nakşibendilerin ne yurt-
larına-ne de okullarına el konul-
du. Oniar işlerinı tıkır tıkır yürüt-
tüler ve bugünlere kadar geldiler.
Devlet Güvenlik Mahkemesı
1
nin &10.1987 tarih ve 1987M3-61
esas karar sayilıilamındasavcı
yardımcısı Dz. Hakim Kd. Bnb.
Güner Yiğitbaşı şöyle diyordu:
"Nurculuk cemtyetı mensupta-
rı ülke genelinde fikirlerini yay-
gınlaştırarak daha çok taraftara
sahip olup nihai amaçlarını ger-
çeklestırebilmek için çeşitli faa-
liyetlerde bulunmaktadır. Bu
cümleden olarak ileriye dönük
kadrolaşma faaliyetine ginştıkJe-
ri, istikbalde devlet yönetiminin
kilit mevkilerinde görev alacak
olan kadroiannı oluşturmak üze-
re ortaokullarm son sınıflannda
okumakta olup yaşlan rtibarıyla
istenildiğı gibi yoğrulup yönlen-
dirılebılecek olan başarılı öğren-
cilere el atılarak ilişki kurulduğu,
üniversıtede okuyan Nurculuk
cemiyetıne mensup kışiler tara-
fından el atılan başarılı ortaokul
öğrencilerine dershane haline
getirilmiş apartman dairesi ve
benzeri yerlerde ücretsiz olarak
fen liseletine ve askeri liselere gi-
riş sınavlarına hazırlama kursla-
n verildiği, tanık anlatımlarından
tespit edebildiğimiz kadarryla."
Deniz Hâkim Kıdemli Binbaşı
Güner Yiğitbaşı'nın "esas hak-
kındaki mütaiaa"sının üçüncü
sayiasında Nurcuların yetışrjrdik-
leri öğrencileri askeri liseye sok-
mak için "sahtekârlık" yaptıkla-
rını da betirtiyor.
İzmir'den Ankara'ya ve İstan-
bul'a dek uzanan tarikat evlerin-
de, yurtlarda ve özel kurslarda
yetiştirilen bu öğrencilerden pek
çoğu bugün nerede acaba?
1987 yılında Maltepe Asteri ü-
sesi'nden uzaklaştırılan bu ög-
rencilere daha sonra kimler sa-
hip çıktı?
Ayasofya cami olsun mu, ol-
masın mı?
TBMM'de bütçe görüşmeleri-
nın son günü kürsüye çıkan bir
ANAP milletvekili aynen şöyle
diyordu:
— Ayasofya ibadete acılmalı...
Bugün devletin içinde tarikat-
lann gücü var mıdır, yok mudur
tartışması yersızdir. Çünkü tari-
katlar bugün her yerde gûçlüdür.
1987 yılında Akyazılılar Vakft-
na ait dershanelerde "sahte sağ-
lam raportarı" hazırlayarak Mal-
tepe Askeri Lisesı'ne öğrenci sc-
kanlann bir bölümü mahkûm ol-
muştur. Yine o tarihte soruştur-
ma 120 kişiyi kapsamış, 93'ü
hakkında takipsizlik kararı veril-
miştir.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı-
nda "aşırı sağ irticai unsurtaria"
ilgıli genış çaplı bir soruşturma-
nın başladığını dünkü "Cumhu-
rıyet"te arkadaşımız Evren De-
ğer'in haberinde okuyunca üç yıl
önceki Maltepe Asken üsesi'nde
olup bitenieri anımsadık.
Bir de...
Eskişehir Hava Kuvvetleri loj-
manlannı hıç gördünüz mû bilmi-
yoruz. Her yerde olduğu gibi ken-
te uzak bu lojmanlarda kalaba-
lık ev toplantıları haberleri geli-
yordu kulağımıza sık stk,
İşte 12 Eylül 1980'den sonra
"Atatürk ılke ve inkılaplan"ndan
sürekli söz edilirken, tarikatlar
bılgisayarlı dershanelerde isierini
tıkır nkır yürütüyorlar, devletin içi-
ne hızla sızıyorlardı. Üstelik sah-
te raporlar düzenleyıp askeri
okullarda bile örgütleniyorlardı.
Nereden mi bıliyoruz?
Bimızdekı 20 sayfalık DGM tu-
tanağından...
Akyazılılar Vakfi dershanele-
rinden yetişip askeri liselere, ast-
subay okullarına girenlerin sayı-
sı acaba kaçtır?
Sahte raporiarla Mahtepe As-
keri Lisesı'ne giren, sonra atılan
o öğrencılere raporu veren askeri
doktoriar acaba şu anda görev-
leri başında mıdır?
Bu sorular yıllardır yanıt bek-
lemektedir...
BAŞKENTTEN
'Orta Yol' ve Ayasofya...
AHMETTAN
ANKARA — "Adımı şimdüik
yazmayın" diyen devlet bakanla-
nndan biri sözlerini şöyle sür-
dürûyor:
— Önümiizdeld bir tcraaun
Içinden programı Ayasofya mina-
relerinden ezan okuyan möezzin
göruntüsüyle başlayabiiir.
Kültür Bakanı Namık Kemal
Zeybek, admı saklı tnünak islemi-
yor. Çünkü sözleri bu kadar kö-
şelidegil:
— Ayasofya müzedir, camiye
dönüştüriünıesi için berhangi bir
hazıriıgımız yoklur.
Zeybek, haarhk derken "Bi-
zans fresklerini kapatacak bada-
na ve boyalar henüz satın
alınraadı, ilgili kararnamenin de
yazımına başlanmadı" demek is-
tiyor herhalde.
Sayın Devlet Bakanı ise adının
yazılmasını istemiyor. çünkü
"Ayasofya bedefi" Cumhurbaşka-
ru Turgut Özal'm oiurunu ve ona-
yını almış değil.
Durup dururken bu Ayasofya
işi niye patlak verdi?
Durup dururken patlak
vermedi.
Bu konu Türkiye'de bir kesimin
öteden beri bir numaralı gündem
maddesi. Erbakan'ın Meclis'e gir-
diği 1969'dan bu yana sürekli ola-
rak bu konuda . yasa önerileri
sunulur.
Ama bu kez durum biraz deği-
şik. Ayasofya kampanyasmı,
ANAP'a ve özal'a özei desteğiy-
le tanınan Türkiye Gazetesi yürü-
tüyor. Kampanyanın öncüleri
arasında ANAP'lı mületveküleri
var. 1 milyon imzalı "Ayasofya ca-
miye döniişsiin" dilekçesi önceki
gün TBMM Dilekçe Komisyonu-
na verildi.
Ayasofya operasyonunun
"zamanlaması" çok yerinde:
— tlk kez cuma namazı kılan
bir cumhurbaşkanı Çanka-
ya'dadır.
— Din ve vicdan özgürlüğünün
bizzat Özal tarafından cumhur-
başkanlığı nutkunda altı çizüdi.
— Devlet kademelerinde imam
hatiplilerin ağırhğı giderek
artmakta.
— Fener Patrikhanesi restore
edilerek Yunanlı resmi konukiann
katıbmıyla açıldı. Bu durum
"tsfauna" kesimi deyim yerindeyse
keskinleştirdi.
— 163. maddenin kaldınlması
(141-142 ile birlikte de olsa!)
TBMM gündemine girmek
üzeTedir.
— Türbanalar YÖK'ün kara-
nyla "zafer havasına" girmişler-
dir. Bakan Keçeciler'in deyişiyle
"Ebedivyen serbestlik kazanan"
türbandan sonraki hedefin Aya-
sofya olması doğaldır.
Bu nedenlerle bu seferki "Aya-
sofya operasyonu" oldukça ciddi.
Operasyonun başım iktidar partisi
milletvekiQenyle hükümetten bir
grup bakan çekiyor. Aynca daha
önemlı bir unsur var:
ANAP ve özal "yüzde
21.80'Uk" destegi her ne pahası-
na olursa olsun arttırmak
amacında.
özellikle özal'rn "toplumsal
popalaritesini" takviye amacıyla
çalışan bir grup politikacı teknis-
yen var. Bunlar çeşitli önerüer üre-
tiyorlar. Bu önerüer arasında
Ayasofya'nın ibadete açılmasın-
dan Menderes-Zorlu-Polatkan'ın
devlet töreniyle mezarlarını nak-
letmeye kadar bir kesimin hazır
sempatisini sağlayacak 'plaıüar'
var. Ayasofya'nın camiye çevril-
mesi Refah Partisi'nden önemli
bir desteğin ANAP'a kaymasına
yol açacak. ANAP'ın teknisyen-
leri bu hesabın içindeler.
Ancak Özal'ın, Ayasofya konu-
suna fazla yatkın olmadığı beliı-
tiliyor. Bu konuda Çankaya
çevrelerinden aldığmuz bilgjyi ka-
mpanyanın yüriitücüsü Türkiye
Gazetesi'nin Başyazarı Yalçın
Özer doğruluyor. özer, Cumhur-
başkanı Ue Ayasofya konusunda
yaptıklan özel görüşmede özal-
ın bu konuda net bir tavır sergile-
mediğini belinerek şöyle dedi:
"Sayın Cumhurbaşkanı Ayasof-
ya'nın camiye dönüstüriilmesinin
Mr gaye haline getirilmesini doj-
ru balmadıgını söyledi. Gazetenin
ba konuyla uğraşmak yerine, eko-
nomik dunımb ilgili yayıaiar yap-
masını öfiilledL"
Cumhurbaşkanı özal, benzeri
görüşleri, bütçe kokteylinde gaze-
tenin sahibi Enw Ören'e de
bildirdi.
Ayasofya için mücadele veren-
lere göre, Lozan'da Ingüiz ve Yu-
nanlüar, o tarihlerde cami olarak
kullanılan Ayasofya'nın kiliseye
dönüştürülmesi için çok çaba har-
cadüar. Türkiye ise Batı'nın bas-
kılannı 'orta bir yol' bularak
azaltma yoluna gitti. tddiaya gö-
re bu orta yol, Ayasofya'nın
'müze' olmasıydı.
Ayasofya operasyonunu yürü-
tenler, Cumhurbaşkanı özal *evet'
demedikçe başanlı olamayacakla-
nnı biliyorlar. özal'ın ise pek ko-
lay 'evet' diyemeyeceği
hissediliyor. Bu konuda, Batı'da-
ki, özellikle Avrupa Topluluğu1
ndaki görüntümüzün
olumsuzlaşmasmdan "dinci çevre-
lere sakalı kaptırmaya" kadar çe-
şitli endişelerin etkisi var.
Ancak "denize diişen yılana
sarüır" ömegi ANAP, 21 JO'i art-
tırmak içio bir 'orta yol' bulabi-
lir. Bu 'orta yol' ise kampanya
yöneticilerine göre şöyle:
a) Minarelerde sadece ezan
okutmak,
b) Bir bölümü (Sultan Mahfı-
li) ibadete açmak.
Bu orta yolu DYP lideri Demi-
rel de öneriyor.
Orta yola 'Ayasofyaolar* çok-
tan razılar. Çünkü orta yol üe
*anayor açümış oluyor. Ezan na-
maza çağn. Çağn ise ezanın
okunduğu camiye yapüır. Mflez-
zinin Ayasofya minaresinde ezan
okurken karşıdaki Sultanahmet
Camisi'ni işaret etmesi, herhalde
beklenemez,
Ayasofya'nın öteki bölümlerini
muze olarak koruyup yalmzca De-
mirel'in dediği gibi Sultan Mah-
fili'nde namaz kılınması ise
gerçekçi değil. Sultan Mahfili bir
'VIP salonu' olarak kullanılamaz.
Ezanı duyan cemaat, "Ben Svltan
Mahfîli'ne çıkmak istiyomm" der-
se, ne gerekçe ile durdurulacak?
özetle DYP liderinin kaüldığı
Ayasofya için orta yol önerisi,
özal'ı köşeye sıkıştırma ve oy top-
lama taktiği değilse, çıknaz bir
yol. Çünkü, bu orta yol, cnrnhu-
riyetin kuruculan Atatârk ve hö-
nü'nün Ayasofya'yı bir din
savaşının sahnesi olmaktan çıka-
ran kararlarının yok edilmesidir.
Şimdi hükümetten ve Çankaya^
dan beklenen Ayasofya'ya doku-
nulmayacağının açıkianmandır.