25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 OCAK 1990 HABERLER CUMHURİYET/ll Yıldız Üniversitesi'nde olay • lstanbul Haber Servisi — Yıldız Üniversitesi'nde sol görüşlü öğrencilerle, İslami Gençlik grubu arasında "afiş asma" yüzünden çıkan tartışma, kavgaya dönüştü. İslami Gençlik grubunun, sol görüşlü öğrencıleri eleştıren uzun bir yazıyı Yıldız Üniversitesi kantinine asması üzerine dün akşam üzeri tartışma çıktı. Kantinde bulunan sol görüşlü öğrenciler, yazının derhal indirilmesi ve asan kışilerin kautinden aynlmasını istediler. İslami Gençlik grubunun, bunu kabul etmemesi üzerine öğrenciler arasında kavga çıktığı ve bir kişinin hafif yaralandığı bildirildi. Sol göruşlu öğrenciler, İslami Gençlik grubu tarafından asılan yazılarda, Dev-Genç'in eleştirildiğini ve "faşist" kelimesi kullanıldığı için tepki gösterdiklerini belirttiler. Kantindeki sözlü ve kavgalı tartışma, tslami Gençlik grubunun yazılan duvardan indirmesi üzerine son buldu. İngiliz gazeteciye sınırdışı • ANKARA (Comhuriyet Biirosu) — Yaklaşık 20 yıldır Türkiye'de bulunan ve "mavi basın kartı" sahibi olduğu bildirüen İngiliz gazeteci Christopher Wildig'in önümüzdeki pazanesi aksamına kadar ulkeyi terk etmesinin ıstendiği öne sürüldu. Konuya ilişkin iddiayı Son Basın Ajansı adlı bir kuruluş yaptı. Aiansın açıklamasında özetle şoyle dendi: "Wildig ıçişleri BakanlığYnın emri uzerine Emniyet Genel Müdürlügü Yabancılar Dairesi'ne çağrüdı, pazartesi akşamı Türkiye'den aynlacak şekilde hazırbk yapması istendi. Wildig Ankara'da 10 yıldan bu yana tngilizce olarak yayımlanan The Press Digest adlı gunlük bultenin son iki yıldır editörlüğunü yapıyordu!' Ankara'da bulunan yabancı gazeteciler Wildig'in Türkiye aleyhine yazılar yazdığı iddiasından öturu sınırdışı edildiğinı sanmadıklannı, "başka bir nedenden kaynaklanmış olabileceğini" söylediler. Romanya'da idamlar kınandı • tstanbul Haber Servisi — Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku ile eşi Elena'nın "savunma hakkı tanınmadan" idam edilmeleri çeşitli demokratik kitle örgütlerince yapılan ortak bir açıklamayla kınandı. Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneğı'nde (TAYAD) dün yapılan ortak açıklamada, "emperyalist, kapitalist kampın dışına çıkmış, kolektif üretim ilişkilerini örgütlemeye çalışan, emperyalizme tavır alan iktidarların yıkılmasma karşı çıkacağız ve direnişçileri destekleyeceğiz" denıldı. Açıklamada Çavuşesku'nun, idam edilmeden önce "Ben yainızca işçi sınıfına cevap verırım. Halka anlatacağım. Halk, dış güçlerle birlikte ülkeyi yıkmak isteyen, daroecı çeteyi yıkmak için mücadele etmelıdır ' dediği anımsatüdı. Sosyalistler tarfaşıyor • İç Politika Servisi — Ağustos ayında Kuruçeşme'de yaklaşık 200 sosyalistin bir araya gelerek oluşturduklan Birlik Tartışmaları Düzenleme Kurulu'nun duzenlediği basına ve halka açık ilk tartışma yarın ve pazar gunleri Beşiktaş Anıl Düğün Salonu'nda gerçekleştirilecek. Gencay Gürsoy, Ertuğrul Kürkçu ve Nail Sathgan'ın çağnsıyla bir araya gelen 18 sosyalist ''Sosyalistlere" deklarasyonu ile yaptıklan çağn üzerine Kuruçeşme'de bir araya gelen birçok farkh eğilime bağlı sosyalist 12-13-19 ağustos günlerinde sosyalistler arası birliğin teorik ve tarihsel arka planı, olanakian ve şartları üzerinde düzenli bir tartışma yürütülerek bu tartışmalann tüketilmesi kararına varmışlardı. 4 militan öldürüldü, bir er şehit • DtYARBAKIR (Curahuriyet) — Mardin'in ömerli ilcesi yakınlarında, güvenlik güçleri ile PKK militanları arasında çıkan çatışmada 4 militan ölu ele geçirildi. Çatışmada bir jandarma çavuşu da şehit oldu. Ölağanüstu Hal Bolge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre, bir ihbarı değerlendiren güvenlik guçleri Ömerli ilçesine bağlı Öztaş köyünde operasyon düzenkdi. Güvenlik güçlerinin "teslim ol" çağrısına ateşle karşıbk verilmesi üzerine çıktığı bildirüen çatışmada jandarma çavuş tsmail Dağ şehit oldu. ÖğMe saatlerine kadar süren çatışmada, örgütün üst düzey sorumlusu olduğu bildirüen Davut kod adlı Ahmet Guden, Bozan kod adlı Halil Tunç, Avraş kod adlı Adnan Yılmaz ve Ekrem özbek adlı militanlar silahlarıyla birlikte ölü olarak ele geçirildiler. Belçikadan Diyarbakır'a gelin • DtYARBAKIR (AA) — Belçikah psikiyatrist, geçen yıl turist olarak geldiği Diyarbakır'da tanıştığı ve bir göriişte âşık olduğu gençle evlenmek için Türkiye'ye geldi. Marleen de Koker, evlendiken sonra kendisinden beş yaş küçük olan Muhittin Almışkara'yı da Belçika'ya götürecek. Belçika'da bir psikiyatri kliniğinde yöneticilik yapan Marleen de Koker ile Diyarbakırlı Muhittin Almışkara arasındaki aşk, geçen yıl ağustos ayı sonunda başlamış, iki gun Diyarbakır'da birlikte dolaşan Marleen de Koker ve Muhittin Almışkara, grubun Van'a gitmesi üzerine aynlmak zorunda kalmışlar. Binbir güçlükle Muhittin Almışkara'dan adresini alan Marleen de Koker, ilk mektubunu da Van'dan yazarak eylenmek istediğini açıklamış. Araslı toprağa veriliyor • ANKARA (AA) — Tedavi için bulunduğu F.Almanya'da pazartesi günü ölen Kars eski milletvekili Doğan Araslı bugün Ankara'da toprağa verilecek. Araslı için saat 11.00'de TBMM önünde bir tören düzenlenecek. Daha sonra Maltepe Camii'ne getirilecek olan Arash'nın cenazesi, burada öğleyin kılınacak namazdan sonra Cebeci Asri MezarhğYnda toprağa verilecek. Külîür Bakanı, tartışmaya açıklık getirdi Zeybek: Ayasofya müzedir"Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi konusunda herhangi bir hazırhğımız yok" diyen Kültür Bakanı N. Kemal Zeybek, Ayasofya'nın müze olduğunu vurguladı. ANKARA (Cumhuriyet Büro- sa) — Ayasofya'nın ibadete açıl- ması yolunda hükıimetin şu anda bir hazıruğı olraadığı açıklandı. 1934 yüından bu yana muze ola- Tak kullanılan Ayasofya'nın ca- miye dönüştürülmesi ve ibadete açüması konusunda başlatılan kam- panya devam ederken Kültur Bakanı Namık Kemal Zeybek, "Ayasofya müzedir. Camiye dö- nüştunılmesi konusunda herhangi bir hazıriıgımız da yoktur" dedi. ANAP ıçınde son iki haftadır Ayasofya'nın ibadete açılması ko- nusunda hıikümetın kararname çıkarması yolunda baskılar oldu- ğu, bu yöndeki isteklerin bazı ba- kanlar tarafından desteklendiği öne sürulüyor. Ayasofya, daha önceki yülar- da özellikle tsta^bul'un fetih gü- nu olan 29 Mayıslarda gündeme gelirdi. Bazı dinci gruplar, Aya- sofya önünde gösteri yaparlardı. Birkaç gün sonra da konu kamu- oyu gundeminden çekilirdi. An- cak son dönemde sağ basının des- teğinde sistemli bir kampanya başlatıldı. Son olarak önceki gün TBMM'ye 1 milyon imza verildi. Diğer yandan llahiyat doçentı ve eski Ordu Milletvekili Bahriye Üçok, tstanbul'da birçok cami ol- duğunu kaydederek "Bunlardn- rurken illa müze haline getirilmiş olm Ayasofya'nın ibadete açü- masını istemek Hıristiyan dünya- suun baçlı nıhıuıu kamçüamaktan başka bir işe yarcmaz" diye ko- nuştu. Ayasofya'nın 6. yüzyılda Bizans tmparatora Justinianns ta- rafından yaptınldığını kaydeden Üçok, bu konuda şunları söyledi: "Fatife Sultan Mebmet Istan- bHİu fetbettiğinde Tann'ya şük- retraek için bir ibadethancye ih- tiyaç duymuştur ve bu kilisede na- maz kılmıstır. O zamanlar Hıris- tiyan başkenti olan bugunkü ts- tanbul'da cami yoktur. Daha son- ra oraya birçok cami yapılmıştır. Bunun tarihi degeri vardır. Hz. tsa'yı, Meryesn'i ve Havarileri simgeieyen mozaikler vardır. Bu mozailder Fatih'ten sonra bada- nayla kapatılmıştır. Müzeye çev- rilmesinden sonra ise Amerikalı ve bazı Baulı uzmanlar, bu kapa- nan yerleri tek tek igne uçlanyla iki >ılda teraizlemişlerdir. Batılı- larda "Türkler vahşidir' iddialan var. Ayasofya'nın tekrar ibadete açılması bu sözkre haklılık payı vermekten başka işe yaramaya- caktır." Üçok. Atatürk un 1934'de Ayasofya'yı bir kararname ile muze haline getirmesirün ise "Türkleri uygar olmamakla suç- iayan Bablılara karşı bir yanıt" oldugunu belirtti. Üçok, Ayasof- ya'nın "İstanbnrnn fethinin simgesi" gıbi görülmesini de eleş- tirerek, "Koskoca tstanbol, fel- hin simgesi oimuyor da sadece Justiniaous'ua \ ap&rdıgı tifee mi oluyor?" dedi. TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanvekili Mehmet Enrin Sey- dagil bir gazetede çıkan ve Aya- sofya'nın ibadete açılmasını iste- yen sözleri üzerine, "Bom biz başlatmadık, halk istiyor" yanı- ünı verdi. Seydagil, "Türldye'de- ki camiler gereksinime yanıt ver- miyor ma?" sorusuna ise, "Bd- ki vermiyordur, bu nedenle cami- nin açılması için istek gelmiş ola- bilâr." yanıunı verdi. TEPKİLER w Diplomatik misyon, camiyle bağdaşmıyor' CEM HAMULOCLU Atatark tarafından 1934 yüın- da müzeye dönüştürülen ve 55 yıl- dır "muze" olarak yerli - yabancı tüm gezginlerin sürekli ilgisini çe- ken Ayasofya'nın "ibadete açılması" durup durup gündeme geliyor. İlk kez 360 yüında bitirilen, bu- günkü planına Iraparator Jusrjnianus döneminde, 537 yüında kavuşan Aya- sofya, uzun yıllar "kilise" olarak kulla- nıldı. Fatih Soltan Mehmet'in ls- tanbul'u almasının ardından 1453 yüında camiye dönüştürülen Aya- sofya, cumhuriyet dönemine ka- dar da "cami" işlevini sürdürdü. Çağımızda, dünya mimarlık tari- hinin en önemü birkaç yapıtından birisi olarak değerlendinİen Aya- sofya'nın 'İbadete açılması" yo- lundaki istekler ise hıç de yeni de- ğü. "Ayasofya Camii" isteğmin son kahramanlan ise bazı ANAP mıllet\ekılleri. Emekliliğıne dek Kültür Bakan- lığı'nca Ayasofya'da sürdürülen son dönem restorasyon çalısmala- rını 9 yıl yöneten ve belki de Aya- sofya'yı "e« iyi tanıyaa"lajın ba- şında gelen Yük. M. Mimar Alpaslan Koyunlu "Bakaniar Ku- rulu karanyla A)«sofya')i ibade- te açariar. Ama bu tip bir hareket, donya ulaslanna aşağı >ukan ya- nm asırdan fazla bir zamandır mesaj vermiş Aya sofya karşısıu- daki tutumamDZB çok gıizel gösterir" tümceleriyle hayli alay- h konuşuyor. Ayasofya'nın çok ba kım gerek- tiren "yash" bir yapı olduğunu ha- tırlatan Koyunln, Ayasofya'da kubbe düzeyinde bir restorasyon çalışmasına gidilmesinin söz ko- nusu olduğunu söylüyor. "Ayasofya camiye döniiştiira- lürse mazaikteri oe olacak?" iunu ise Alpaslan Koyun- lu şöyle yanıthyor: "Eger camiye dönerse gü- nümuzdeki din anlayışla maalesef bir sornnu da beraberiiKİe getirecek.Bir ttakım gezginlerin >azdık- lanndan ogrendi^inize göre 16. yüzyıla kadar mozaiklerin iistu açıknış. Sadece Meryem Ana figurünun ustü in- ce bir badana tabakası ile örtüloy- mıiş. Ama daha sonraki seyyah- lardan oğrendiginıize göre tüm mozaikler sıvanarak kapaülmış. Ayasofya cami yapılırsa, biz bu- gun Atafurk'ün emriyle ve ulus- lararası imkânlar da denenerek acılmış olan mozaikleri tekrar ka- patacak mıyız, yoksa buyük bir devrim yapıp acaba bu mozaikle- rin albnda namaz kılmayı bnyük bir o»guıdukla sördaıtcek miyB?" Aynı soruyu lstanbul Müftüsü Selahattin nıtlıvor: Kaya ise joyle ya- "Bu konuda bir şeyter soytemek için çok erken. Ba kona gandeme geldiği vakit Oiyanet tşleri Baş- kanhgı Din İşleri Yuksek Kvnla göıüşerek ba koaayv Mr karara bajlayacaktır." Aduıın açıklanmastnı istemeyen bir müze müdürunun ifadesiyle "ttim dünyanın gözbebegi" olan Ayasofya'nın "diplonatik misyonn" ise "cami i&leyiyle" hiç bağdaşmıyor. ÇtTİNKAYA Tarikatlann Gücü AYASOFYA - 56 yıldır müze olarak turisüerin ilgisini çeken Ayasofya yine cami olma güademine geldi. CUHEYT ABCAYUBEK yazıyor Üstten Alttan SeslerANKARA — Başbakan Akbulut, sabah TÖ'nün yanına gıriyor Öğ(eden sonra Ge- nelkurmay Başkanı Torumtay'ın haftalık "olağan" görüşme için yukarı çıkması bek- leniyor Oysa Türkiye gündemine "olağanüstü" olaylar gıderek yığılıyor. Yukart katlarda "ola- ğan görüşmeler" yapıldığı duyuruluyor. ik- tidar boşluğunu hissettirecek çeşitli örnek- ler, devlet yonetıminin hangi ellerde oldu- ğunda hemen her kesımi duraksatacak ge- lişmeler yoğunlaşıyor. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Metın Gürdere, bizim Tuncay Ûzkan'a bir deger- lendirme yapıyor. "Çok toleranslı Bir de ya- nına oturduğunuz zaman kafasında bir sa- nk olsa, öyle bir kıyateı olsa 300-400 yıl ön- cesi bir Osmanlı vezirinin vakûr ve kendin- den emin halıni sergiliyor. Adeta bir Osmanlı veziri gibi kendınden emin, oyle durgun, oturakJı. Belkı hızlı karar vermıyor, ama dik- kaöi." Ses alma aracırtdan Gürdere'nin cümle- leri dokülmese manılacak gibi değil. ANAP1 ın üç beş yetkilisinden biri Başbakan'ı böy- le tanımlryor, "belkı hızlı karar vermıyor, ama dikkatli... Bir Osmanlı veziri gibi." Ve Aya- sofya gelişmeleri hızlanıyor. Ya başkalarının hızr? Pekâlâ, Akbulut, doğasına uygun hızlı ha- reket edemiyor, fakat kabinedeki "başkalarının" hızla harekete geçrigıne aca- ba dikkat ediyor mu? Son günlerde iç kabi- ne kulisıne Ayasofya sorunu gıriyor. Müze, ibadete açıisın mı, açılmasın mı? Devlet ba- kanlan katında "meşveret" sürüp gıdiyor. Birden bir haber geliyor. Ayasofya'nın iba- dete açılmasını sağlayacak kararname ha- zır! Ya bugün ya da yarından da yakın, ka- rarname Bakanlar Kurulu'na sunuiacak. Haberi duyduğumuz sıralarda TÖ'nün, ya- ni laık cumhurryeti koruyacağına ant içen in- sanın "hangı tavn" benimseyeceğıni sap- tamaya çalışıyorduk. "Yakın çevreden" ge- len bılgiye göre TÖ, "rahatsızmış", Ayasof- ya gündeme getirilince "şimdi nereden çıktı bu konu?" dryormuş Son konuşmalarına dikkat edılmelıymiş, sürekli "laiklik konusuna" değıniyormuş. Aşağı kattaki oiuşmalar, ne çare, yukardan gelen duyu- rumları yalanlıyor 1980 yılında darbenin ayak seslerıni duy- duğumuz günlerde AP hükümeti, Ayasofya 1 yı "kısmen" ibadete açıyor. "Hünkâr mahfilinde" namaz kılındı, Ayasofya'nın mi- narelerınden ezan sesleri yükseldi. 12 Ey- lül koştu geldi ve bu uygulamayı kaldırdı. Hünkâr mahfili, padişahların namaza dur- duğu yer. Müzenin tümûnü ibadete açmak için duvarlarındaki gravürlerı, resimleri ya kaldırmak ya da üstünü örtmek dinsel bir buyruk. Hükümet,fl^asofya'yıaçacak kararname- yi çıkarırken -Keçeciler gerekJerı bıiir elbet- duvarları örtecek ya da gravürlerı, resimle- ri dışarı çıkartacak. Nedenlere karşı Beş bin, bir milyon imza... Kararname çt- karmayı zorlayan yeterli baskı mı? Yoksa ANAP hükümeti yitirdiği "prestiji" yeniden sağlayacağı umuduyla Ayasofya oyununa mı gtriyor? Başkentte bu sorulara yanıt ara- nıyor. Devletin yukansı konuyla ılgili tedir- ginliğini yaymaya çalışırken. devleti yöne- ten hükümetteki hazırlıkları bilmiyor mu? Veya bilmezlikten mi geliyor? Bir başka so- ru. SHP bekleyiş içinde. Tartışmaya "bulaşmak" ısterniyor. İnönü daha önce partı görüsünü açıkladı Ayasofya'nın ibade- te açılmasıyla neler kazanılacağını, ama ne- lerı yıtıreceğımızı ortaya koydu. Karşı tavır aldı. DYP, bir süre önce olumlu yaklaşım göstermişti, bugün de koruyor görüsünü Oenız Baykal dün, "Eğer bu yolu benım- serlerse bedelinı ağır öderter" diyordu. İç po- litıkada 'ptestij" kazanmaya giderken, dûn- yada, hele Avrupa'da hangi tepkılenn baş- göstereceğıni hükümetrniyihesaplamasıge- rektığıne değiniyor. AT'ye gırmeye çalışırken Batı'dan "Müslüman bir ülkenın Hıristiyan topiuiuğayakışmayacağı" savları yükseiiyor- du. Tam bu sırada müzeyı ibadete açarsak Batı'dan "Müslüman olan ülkenin üyeliğine karşı çıkmamızı eleştiriyordunuz. Şimdi siz, Hıristıyanlığa karşı vaziyet alıyorsunuz" içe- riğınde yeni seslerin yükseleceği öne sûrü- lüyor. AT'deki Müslüman - Hıristiyan kavgasını yakından bılen Başbakan Yardımcısı Ali Bo- zer'i ara, Mersin'de. Hükümet kararı olgun- laştıysa, Dışışlerı Bakanımızın ne dryeceğinı öğrenmeye çalış, ya Köşk'te ya toplantıda. Devlet bakanlarından biri, "bir hazırlık ol- duğunu duyuyoruz" diyor, ama hangi ba- kanlıkta? Bellı değil. Ola ki Kültür e görev düşsün. öyle ya Ayasofya müze. Bakan Zey- bek "habersiz." Belki hızlı karar veremıyor, ama TÖ i!e görüştükten sonra Akbulut'un "dikkatli" sözlerini bekle dur. Sonuç: Akbulut dikkatli olduğunu sergi- liyor, tek sözcük söylemeden geçip gidiyor. Kevgir su tutmuyor! IZMIB — Silahlı Kuvvetler de irttca soruşturması ve Ayasofya 1 nın camiye dönüştürülmesi. Olay iki noktaida önem taşıyor. Birin- cisi Türkiye'nin sağ siyasal yelpa- zesinde yer •alan partilerde tari- katların gücü, diğeri kurslar dü- zenleyerek askeri okullara sız- maları. Kimi olaylar vardır, gazetelere tûmüyle yansımaz. Aradan za- man gecer unutulur. Oysa 12 Ey- lûl 1980'den sonra siyasal parti- lör, DİSK, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu teker teker ka- patılırken mal varlıklarına el ko- nuiurken Nurcuların, Süleyman- cıların, Nakşibendilerin ne yurt- larına-ne de okullarına el konul- du. Oniar işlerinı tıkır tıkır yürüt- tüler ve bugünlere kadar geldiler. Devlet Güvenlik Mahkemesı 1 nin &10.1987 tarih ve 1987M3-61 esas karar sayilıilamındasavcı yardımcısı Dz. Hakim Kd. Bnb. Güner Yiğitbaşı şöyle diyordu: "Nurculuk cemtyetı mensupta- rı ülke genelinde fikirlerini yay- gınlaştırarak daha çok taraftara sahip olup nihai amaçlarını ger- çeklestırebilmek için çeşitli faa- liyetlerde bulunmaktadır. Bu cümleden olarak ileriye dönük kadrolaşma faaliyetine ginştıkJe- ri, istikbalde devlet yönetiminin kilit mevkilerinde görev alacak olan kadroiannı oluşturmak üze- re ortaokullarm son sınıflannda okumakta olup yaşlan rtibarıyla istenildiğı gibi yoğrulup yönlen- dirılebılecek olan başarılı öğren- cilere el atılarak ilişki kurulduğu, üniversıtede okuyan Nurculuk cemiyetıne mensup kışiler tara- fından el atılan başarılı ortaokul öğrencilerine dershane haline getirilmiş apartman dairesi ve benzeri yerlerde ücretsiz olarak fen liseletine ve askeri liselere gi- riş sınavlarına hazırlama kursla- n verildiği, tanık anlatımlarından tespit edebildiğimiz kadarryla." Deniz Hâkim Kıdemli Binbaşı Güner Yiğitbaşı'nın "esas hak- kındaki mütaiaa"sının üçüncü sayiasında Nurcuların yetışrjrdik- leri öğrencileri askeri liseye sok- mak için "sahtekârlık" yaptıkla- rını da betirtiyor. İzmir'den Ankara'ya ve İstan- bul'a dek uzanan tarikat evlerin- de, yurtlarda ve özel kurslarda yetiştirilen bu öğrencilerden pek çoğu bugün nerede acaba? 1987 yılında Maltepe Asteri ü- sesi'nden uzaklaştırılan bu ög- rencilere daha sonra kimler sa- hip çıktı? Ayasofya cami olsun mu, ol- masın mı? TBMM'de bütçe görüşmeleri- nın son günü kürsüye çıkan bir ANAP milletvekili aynen şöyle diyordu: — Ayasofya ibadete acılmalı... Bugün devletin içinde tarikat- lann gücü var mıdır, yok mudur tartışması yersızdir. Çünkü tari- katlar bugün her yerde gûçlüdür. 1987 yılında Akyazılılar Vakft- na ait dershanelerde "sahte sağ- lam raportarı" hazırlayarak Mal- tepe Askeri Lisesı'ne öğrenci sc- kanlann bir bölümü mahkûm ol- muştur. Yine o tarihte soruştur- ma 120 kişiyi kapsamış, 93'ü hakkında takipsizlik kararı veril- miştir. Hava Kuvvetleri Komutanlığı- nda "aşırı sağ irticai unsurtaria" ilgıli genış çaplı bir soruşturma- nın başladığını dünkü "Cumhu- rıyet"te arkadaşımız Evren De- ğer'in haberinde okuyunca üç yıl önceki Maltepe Asken üsesi'nde olup bitenieri anımsadık. Bir de... Eskişehir Hava Kuvvetleri loj- manlannı hıç gördünüz mû bilmi- yoruz. Her yerde olduğu gibi ken- te uzak bu lojmanlarda kalaba- lık ev toplantıları haberleri geli- yordu kulağımıza sık stk, İşte 12 Eylül 1980'den sonra "Atatürk ılke ve inkılaplan"ndan sürekli söz edilirken, tarikatlar bılgisayarlı dershanelerde isierini tıkır nkır yürütüyorlar, devletin içi- ne hızla sızıyorlardı. Üstelik sah- te raporlar düzenleyıp askeri okullarda bile örgütleniyorlardı. Nereden mi bıliyoruz? Bimızdekı 20 sayfalık DGM tu- tanağından... Akyazılılar Vakfi dershanele- rinden yetişip askeri liselere, ast- subay okullarına girenlerin sayı- sı acaba kaçtır? Sahte raporiarla Mahtepe As- keri Lisesı'ne giren, sonra atılan o öğrencılere raporu veren askeri doktoriar acaba şu anda görev- leri başında mıdır? Bu sorular yıllardır yanıt bek- lemektedir... BAŞKENTTEN 'Orta Yol' ve Ayasofya... AHMETTAN ANKARA — "Adımı şimdüik yazmayın" diyen devlet bakanla- nndan biri sözlerini şöyle sür- dürûyor: — Önümiizdeld bir tcraaun Içinden programı Ayasofya mina- relerinden ezan okuyan möezzin göruntüsüyle başlayabiiir. Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, admı saklı tnünak islemi- yor. Çünkü sözleri bu kadar kö- şelidegil: — Ayasofya müzedir, camiye dönüştüriünıesi için berhangi bir hazıriıgımız yoklur. Zeybek, haarhk derken "Bi- zans fresklerini kapatacak bada- na ve boyalar henüz satın alınraadı, ilgili kararnamenin de yazımına başlanmadı" demek is- tiyor herhalde. Sayın Devlet Bakanı ise adının yazılmasını istemiyor. çünkü "Ayasofya bedefi" Cumhurbaşka- ru Turgut Özal'm oiurunu ve ona- yını almış değil. Durup dururken bu Ayasofya işi niye patlak verdi? Durup dururken patlak vermedi. Bu konu Türkiye'de bir kesimin öteden beri bir numaralı gündem maddesi. Erbakan'ın Meclis'e gir- diği 1969'dan bu yana sürekli ola- rak bu konuda . yasa önerileri sunulur. Ama bu kez durum biraz deği- şik. Ayasofya kampanyasmı, ANAP'a ve özal'a özei desteğiy- le tanınan Türkiye Gazetesi yürü- tüyor. Kampanyanın öncüleri arasında ANAP'lı mületveküleri var. 1 milyon imzalı "Ayasofya ca- miye döniişsiin" dilekçesi önceki gün TBMM Dilekçe Komisyonu- na verildi. Ayasofya operasyonunun "zamanlaması" çok yerinde: — tlk kez cuma namazı kılan bir cumhurbaşkanı Çanka- ya'dadır. — Din ve vicdan özgürlüğünün bizzat Özal tarafından cumhur- başkanlığı nutkunda altı çizüdi. — Devlet kademelerinde imam hatiplilerin ağırhğı giderek artmakta. — Fener Patrikhanesi restore edilerek Yunanlı resmi konukiann katıbmıyla açıldı. Bu durum "tsfauna" kesimi deyim yerindeyse keskinleştirdi. — 163. maddenin kaldınlması (141-142 ile birlikte de olsa!) TBMM gündemine girmek üzeTedir. — Türbanalar YÖK'ün kara- nyla "zafer havasına" girmişler- dir. Bakan Keçeciler'in deyişiyle "Ebedivyen serbestlik kazanan" türbandan sonraki hedefin Aya- sofya olması doğaldır. Bu nedenlerle bu seferki "Aya- sofya operasyonu" oldukça ciddi. Operasyonun başım iktidar partisi milletvekiQenyle hükümetten bir grup bakan çekiyor. Aynca daha önemlı bir unsur var: ANAP ve özal "yüzde 21.80'Uk" destegi her ne pahası- na olursa olsun arttırmak amacında. özellikle özal'rn "toplumsal popalaritesini" takviye amacıyla çalışan bir grup politikacı teknis- yen var. Bunlar çeşitli önerüer üre- tiyorlar. Bu önerüer arasında Ayasofya'nın ibadete açılmasın- dan Menderes-Zorlu-Polatkan'ın devlet töreniyle mezarlarını nak- letmeye kadar bir kesimin hazır sempatisini sağlayacak 'plaıüar' var. Ayasofya'nın camiye çevril- mesi Refah Partisi'nden önemli bir desteğin ANAP'a kaymasına yol açacak. ANAP'ın teknisyen- leri bu hesabın içindeler. Ancak Özal'ın, Ayasofya konu- suna fazla yatkın olmadığı beliı- tiliyor. Bu konuda Çankaya çevrelerinden aldığmuz bilgjyi ka- mpanyanın yüriitücüsü Türkiye Gazetesi'nin Başyazarı Yalçın Özer doğruluyor. özer, Cumhur- başkanı Ue Ayasofya konusunda yaptıklan özel görüşmede özal- ın bu konuda net bir tavır sergile- mediğini belinerek şöyle dedi: "Sayın Cumhurbaşkanı Ayasof- ya'nın camiye dönüstüriilmesinin Mr gaye haline getirilmesini doj- ru balmadıgını söyledi. Gazetenin ba konuyla uğraşmak yerine, eko- nomik dunımb ilgili yayıaiar yap- masını öfiilledL" Cumhurbaşkanı özal, benzeri görüşleri, bütçe kokteylinde gaze- tenin sahibi Enw Ören'e de bildirdi. Ayasofya için mücadele veren- lere göre, Lozan'da Ingüiz ve Yu- nanlüar, o tarihlerde cami olarak kullanılan Ayasofya'nın kiliseye dönüştürülmesi için çok çaba har- cadüar. Türkiye ise Batı'nın bas- kılannı 'orta bir yol' bularak azaltma yoluna gitti. tddiaya gö- re bu orta yol, Ayasofya'nın 'müze' olmasıydı. Ayasofya operasyonunu yürü- tenler, Cumhurbaşkanı özal *evet' demedikçe başanlı olamayacakla- nnı biliyorlar. özal'ın ise pek ko- lay 'evet' diyemeyeceği hissediliyor. Bu konuda, Batı'da- ki, özellikle Avrupa Topluluğu1 ndaki görüntümüzün olumsuzlaşmasmdan "dinci çevre- lere sakalı kaptırmaya" kadar çe- şitli endişelerin etkisi var. Ancak "denize diişen yılana sarüır" ömegi ANAP, 21 JO'i art- tırmak içio bir 'orta yol' bulabi- lir. Bu 'orta yol' ise kampanya yöneticilerine göre şöyle: a) Minarelerde sadece ezan okutmak, b) Bir bölümü (Sultan Mahfı- li) ibadete açmak. Bu orta yolu DYP lideri Demi- rel de öneriyor. Orta yola 'Ayasofyaolar* çok- tan razılar. Çünkü orta yol üe *anayor açümış oluyor. Ezan na- maza çağn. Çağn ise ezanın okunduğu camiye yapüır. Mflez- zinin Ayasofya minaresinde ezan okurken karşıdaki Sultanahmet Camisi'ni işaret etmesi, herhalde beklenemez, Ayasofya'nın öteki bölümlerini muze olarak koruyup yalmzca De- mirel'in dediği gibi Sultan Mah- fili'nde namaz kılınması ise gerçekçi değil. Sultan Mahfili bir 'VIP salonu' olarak kullanılamaz. Ezanı duyan cemaat, "Ben Svltan Mahfîli'ne çıkmak istiyomm" der- se, ne gerekçe ile durdurulacak? özetle DYP liderinin kaüldığı Ayasofya için orta yol önerisi, özal'ı köşeye sıkıştırma ve oy top- lama taktiği değilse, çıknaz bir yol. Çünkü, bu orta yol, cnrnhu- riyetin kuruculan Atatârk ve hö- nü'nün Ayasofya'yı bir din savaşının sahnesi olmaktan çıka- ran kararlarının yok edilmesidir. Şimdi hükümetten ve Çankaya^ dan beklenen Ayasofya'ya doku- nulmayacağının açıkianmandır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear