Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 OCAK 1990 *•** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
OLÂYLARIN
ARDENDAKI
Devrik Panama lideri
ABD'ye teslim oldu
GERÇEK
(Baştarafı 1. Sayfada)
ABD'nin Noriega'yı cezalan-
dırmak için Panama'yı işgal et-
mesi ise az görtilen bir olaydır;
devletler hukukuna tümüyle
ters, çağımıza aykırı, ulkelerin
içişlerine kanşmama ilkesini çiğ-
neyen ürkütücü bir tutumdur.
Eğer bu tutum benimsenirse,
güçlü ülkeler gözlerine kestir-
dikleri küçük ulkelerin devlet
başkanlarım yola getirmek için
se/erberliğe girişeceklerdir. La-
tin Amerika'da nice hırsız ve
uğursuz diktatöni desteklemiş
Vaşington'un Panama'yı işgali-
ni hiçbir gerekçe bağışlatamaz.
Ancak Vaşington'un baskısı
altmda kalan Vatikan'ın Pana-
ma'daki elçiliğine sığınmış No-
riega'yı Amerika'ya teslim etme-
si işi büsbütün çirkinleştiriyor.
Bu konuda da söylenecek bir sö-
zün ya da yapılacak bir savun-
manın kıymet-i harbiyesi yok-
tur.
Olayın esef edilecek yanı,
Amerika'nın bu girişiminde
kendisine açık ya da kapalt des-
tek veren Batı devletlerinin tu-
tumudur. Başta tngiltere olmak
uzere kimi Avrupa ülkeleri,
uluslararası kurallan ve devlet-
ler hukukunu; Vaşington ile çı-
kar ilişkilerine kurban etmeyi
yeğlemişlerdir.
Ne yazık ki devletler hukuku
henüz tam anlamıyla işlerliğe
kavuşamamıştır. Birleşmiş Mil-
letler örgütu'nde de güçlü ülke-
lerin gerektiğinde hukuka am-
bargo koyduklan öteden beri iz-
lenmektedir.
Bu ortamda Vaşington'un Pa-
nama'ya karşı tutumu, dünya-
mızı 19'uncu yüzyıla kadar ge-
rilere götürmüştür.
Papa hazretlerinin de bu tab-
loda Vaşington'u yüreklendiren-
lerin safında yer aldığını söyle-
mek, kilisenin kubbesinde bir
"hoş seda" olmasa da hak ve
hukuk adına zorunluluktur.
• • *
(Baftarafı 1. Sayfada)
dakikalık gecikmeyle başladı.
Duruşmaya askeri üniforma gi-
yerek çıkan Noriega, kendisine
yöneltilen suçlamalan kulakbkla
resmi Ispanyolca çevirisinden din-
ledi. Noriega'nın avukatı Frank
Rubino, muvekkilinin hakkındaki
suçlamalan reddederek ABD'nin
Panama'yı işgalinin yasadışı ol-
duğunu ve müvekkilinin, devleı
başkanı olarak ABD'de yargılan-
maya karşı dokunulmazlığı bu-
lunduğunu belirtti.
Avukat Rubino, Noriega'nın,
Panama'daki Vatikan Büyükelçi-
liği'ni, yeni Panama yönetiminin
büyükelçiliğin diplomatik statusü-
nü kaldıracağı tehdidi uzerine terk
ettiğini söyledi. Avukat, Norie-
ga'nın büyükelçiliğin diplomatik
statüsünün kaldırılması duru-
munda insanlann öldürülebilece-
ğinden korktuğunu, buna engel
olmak için ABD kuvvetlerine tes-
lim olmaya karar verdiğini kay-
detti. Noriega'run yargıç önüne
çıkanlmasına kadarki gelişmeler
şöyle:
ABD'nin işgaliyle devrilen Pa-
nama lideri General Manuel No-
riega, 24 aralıkta "siyasi sıgınma"
isteğiyle gjrdigi Panama City'de-
ki Vatikan Büyükelçiliği'nden ön-
ceki gece geç saatlerde yanında
Vatikan temsilcileri olduğu halde
çıkarak kapıda bekleyen ABD'li
yetkililere teslim oldu. Daha son-
ra büyükelçilik yakınında bekle-
yen bir helikoptere bindirilen No-
riega, buradan Panama City ya-
kınındaki ABD Howard Hava Us-
sü'ne, buradan da ABD Hava
Kuvvetleri'ne bağlı bir uçağa bin-
dirilerek Florida'daki Homestead
Hava Üssu'ne getirildi. Noriega-
nın, üsse indikten 6 dakika sonra
bilinmeyen bir yere göturulduğü
belirtiliyor.
Noriega
nasıl teslim oldu?
Panama'nın devrik fıili lideri
General Manuel Noriega'run ABD
yetkililerine teslim olmasımn ar-
dından, Noriega'run neden ve na-
sıl teslim olduğuna ilişkin bir sii-
Noriega pes etti
Altıyıl süren gerginlik
(Baştarafi 1. Sayfada)
üîkesinde dikta rejimi kurmaya çahşmakla suçlu-
yordu. Noriega'nın devrilmesi ve ABD'ye tesiim
olmasıyla sonuçlanan son olayiar ise şöyle gelış-
ti;
15 aralık: Noriega, Panama'nın ABD ile "sa-
vas durumunda" olduğunu ilan etti. Parlamemo,
Noriega'yı, yürüunenin en sonımlu kişisi olarak
hükümetin başına getirdi.
16 aralık: Panama askerleri, Amerikalı bir de-
nizci subayı öldürdüler. Askerler, Amerikali su-
bay ve üç arkadaşımn kontro) noktasmdan ara-
baianyla geçerek Noriega'nın karargâhına ateş aç-
tıklarım, iki sivil ve bir askeri yaraladıklarını öne
stirmüşlerdi. ABD ise ddrdûaün de siiahsız ve si-
vil kıyafetli oîdukiarını ve karargâh yakınlarında
kayboiduklannı bildirdi.
18 aralık: Bir Amerikalı subay, kendisine silah
çektiğinden şüphe ettiği Panamalı bir polisi ateş
açarak yaraiadı.
19 aralık: Başkan Bush. Noriega'nın ABD'de
uvuşturucu kacakeılığından yargtlanmast amacıyla
Amerikan askerlerinin Panama City'ye girmeleri
ve fiili lîderi yakalamalan talimatını verdi. Beyaz
Saray, müdahalenin Ametikaiılann hayatlannı ko-
rumak, demokrasınin ve Panama Kanalı'nın bu-
tünlüğünûa sagJanması amacuı; taşıdiğınj açikla-
dı.
20 araük: Amerikan askerlerinuı Panama City1
ye varmasmdan birkaç saat sonra*ABD, Noriega
birliklerinin yeniigiye uğradıklanm açıkladı. No-
riega, gizlendiği yerden yapnğı açıklamada, mev-
zide bulundukiannı, direneceklerini ve dünvadan
adam, güç ve silah olarak yardjrn bekledikierini
duyurdu. Noriega, "Sloganunız kazan ya da öl"
dedi.
21 aralık: Bush, Panama'daki Amerikan asker-
lerinin görevlerirün Noriega'yı yakalayana kadar
süreceğini açıkladı.
24 aralık: Noriega, Vatikan Büyükelçiliği'ne gi-
derek sığinma hakkı istedi. Bush yöneîimi ise
uyuşturucu kaçakçıkğından yargılanmak üzere
Noriega'nın iadesini yeniden talep etti. Noriega-
nın geleceğini belirlemek amacıyla Amerikan ve
Vatikan yetkiîileri arasında yoğun görüşmeler ya-
pıidı.
3 ocak: Noriega, Vatikan Büyükelçiliği'ni ttrk
ederek Amerikan yetkiliierine teslim oldu. Nori-
ega, yargıianmak üzere Miamfye götürııldü.
rü spekülasyon yapılmaya başlan-
dı. ABD Başkanı George Bush,
Noriega'nın kendi isteğiyle teslim
olduğunu açıklarken Vatikan'ın
Panama'daki temsilcileri, Norie-
ga'run bir dizi şart öoe sürerek tes-
lim olduğunu, bu sartlann da
ABD tarafından kabul edildiğini
bildirdiler. ABD, generalin teslim
olması konusunda hıçbir pazarhk
yapılmadığını açıkladı.
Ajanslardan, radyolardan ve
ABD televizyonundan derlenen
bilgilere göre General Noriega'nın
önceki gün Vatikan Büyükelçili-
ği'nden çıkarak teslim oluşuna ka-
dar ortaya çıkan olayiar şöyle ge-
lişti:
Noriega'nın Vatikan Elçiliği'n-
deki serüveninin bitmek üzere ol-
duğu önceki gün ortaya çıkü. Gün
boyunca Amerikalı yetkiiiler ve
Vatikan Elçılıgi görevlileri elçilik
yanındaki bir okulda göıüşme
yaptılar. Vatikan görevlilerinin sık
sık eiçiliğe girip çıkmaları da No-
riega ile Amerikalı yetkiiiler ara-
sında "dolayü" bir pazarlığın yu-
rüdüğü izlenimi verdi.
Bu arada gün boyunca Vatikan
Elciliği dışında biriken Panama-
lılar, Noriega aleyhinde gösteri
yapülar.
Vatikan yetkililerinin ifadesine
göre Noriega. zaman zaman bas
temsilci Jose Sebastiaa Laboa ile
bas başa kaldı. Laboa, Noriega-
ya Uç seçenek olduğunu söyledi:
"1- Intihar etmek,
2- Ömur boyu elçilikte kalmak,
ki son günlerde Laboa ve yardım-
cılan, bunun mümkün olmadığı-
nı Noriega'ya anlatmaya başla-
mışlardı,
3- Teslim olmak ve ABD yargı-
sı önünde kendisini savunmak"
Noriega saatler suren görüşme-
lerın ardından teslim olmaya ka-
rar verdi. Ancak üç koşul öne sür-
dü:
"1- Elçilikten dısarı çıkarken
üniforması üzerinde olacaktı,
2- Çıkışım basın izlemeyecekti,
3- Teslim olmadan önce bazı
yerlere telefon edecekti"
Bu süreç içinde ABD Vatikan'a,
"Noriega olum cezası gerektiren
bir suçUD yargüanmayacak, yaşa-
mı teblikede degil" güvencesi ver-
di.
Noriega'nın isteklerinin de
ABD tarafından kabul edildiğı ve
çikıştan önce generalin muhteme-
len akrabalarını telefonla aradığı
kaydedildi.
Karanlıkta çekim yapabilen özel
kameralarla çok uzaktan Vatikan
Elçiliği'ni gözetlemeyi sürdüren
Amerikan TV muhabirleri, TSt
04.00*16 yaklaşık 10 kişüik bir gru-
bun elçilik binasından çıkıp bah-
çe kapısına doğru yürüdüğünü
saptadılar.
Grubun ortasmda General No-
riega, çevresinde de rahip giysile-
ri ile Vatikan yetkilileri vardı.
Bundan önce iki Amerikan as-
keri heükopteri elçilik yakmındaki
futbol alanına inmişti.
Bahçe kapısında Amerikalı as-
kerler ve yetkiiiler tarafından kar-
YILIN GAZETEctLERl INSANHAKLARIMAHKEMESİYARGIÇLARI ANKARA'DÂT
Demiral
;
ifade vermeyi' yine reddetti
Avrupalıyargıçlar, Kutlu ve Sargın'ı eski siyasi şube müdürüyleyüzleştirdi
Başlangıç'a
başarı
odülu
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
so) — Çağdaş Gazeteciler Derne-
ği yılın gazetecilerini açıkladı.
ÇGD Yönetim Kurulu tarafından
yapılan açıklamaya göre Yönetim
Kunılu Özel Onur ödülü, kuru-
Inşundan bu vana yaptığı çahşma-
lar göz önüne aJınarak Insan Hak-
ları Derneği'ne verildi. Geçen yıl
ölen ÇGD Genel Başkanı Rafel
Genç'in anısına düzenlenen Rafet
Genç Gazetecilik ödülü de yıl
içindeki çalışmalan ve Güneydo-
ğu haberleriyle Cumhuriyet Gaze-
tesi'nden Celal Başlangıç'a veril-
di. Açıklamada, yılın gazetecileri
yanşmasını kazananlara ödülleri-
nin, şubat ayında düzenlenecek
basın gecesinde verileceği bildiril-
di.
ÇGD'nin yılın gazetecileri yanş-
masını kazananlann isimleri şöy-
le:
Haber Halit Oral (Milliyet,
Utanç Duvarı), Cengiz Muma>
(Cumhuriyet, Silopi Dosyası).
TRT Ödulii: Ertuğrul Karslıoğ-
lu (Divandan Sandalyeye Belgese-
li).
Dizi-lnctleme-Araşürma: Rafet
Ballı (Milliyet, Sosyalist Sol Ko-
nuşuyor), Jiilide Ergıider (Hürri-
yet: Karneli Yıllar).
Röportaj: Fikret Bila (Milliyet,
Eylül'e 5 Kala, 5 Geçe), Mehmet
Enlur (Güneş, Ormandaki Çile).
Politik Magazin: Recep Tanıt-
k«o (Tempo Dergisi: Atakule
Esprisi).
Karikalür: Kâmil Masaracı
(Cumhurivet)
Çevre Özel Ödülü: Ümit Otan
(Cumhuriye^,
Fotograf: Yüdırun Inceakmdar-
ogln (Tempo Soydaşın Dönüşü),
Ali Kılıç (Anadolu Ajansı, Öğren-
ciler Kuran Kursunda), Affan
Güngör (Tan, Kesme Baba).
Spor Haberi: Kâmil Anahar
(Güneş, Futbola Sızan KGB Yaka-
landı)
Spor Fotografı: Reşit Ateş (Gü-
naydın, Fotoyorum)
Sayfa Düzeni: Ödüle layık eser
bulunamadı.
Yerel basın alamnda ödüle la-
yık görülenlerin adları şöyledir:
Haber Haluk Müfriiogullan
(Ulus, Vay Anasını Bizim Arsalan
Satmışlar))
Röportaj: Banu Demirağ (Bur-
sa Hâkimiyet, Orda Göçmenler
Var Uzakta), Süleymaa Canbolat
(Adana Hürsöz, Karınca Ço-
cuklar).
Güncel Yaa: Belkıs Önal Pis-
mişler (Bursa Olay, Hukuk ve 12
Eylül)
Politik Magazin: Cumhur
Kılıçcıoğlu (Siirt Mücadele, Bok
Yemek Adaylık Şartı mı?)
Fotograf: Sinan Tunç (Bursa
Hâkimiyet: Dua ve Umut).
Spor Haberi: Seyfi Çelikkaya
(Yozgat, Hentbol Liginde Skan-
dal)
Spor Fototrafı: Hamza Mısır
fTrabzon Karadeniz, Profesyonel-
ler)
Sayfa Düzeni: Yümaz Bozkurt
(Ulus, 3 Haziran 1989 tarilüi ga-
zete), tsmail Korkmaz (Bursa Hâ-
kimiyet, 14 Kasım 1989 tarihli ga-
zete)
Karikatür Ödüle layık eser bu-
lunamadı.
İnceleme-Araştırma: ödüle la-
yık eser bulunamadı.
ANKARA (Cumhariyel Büro-
su) — Avrupa lnsan Haklan
Mahkemesi yargıçları, TBKP li-
derleri Haydar KUÜD ve Nihat
Sargın'ın kişisel ba^vuruları uze-
rine başlatılan sorusturma uyann-
ca, Kutlu ve Sargın ile Ankara
Emniyet Mudürlüğu eski Siyasi
Şube Müdüni Hasan Eryılmaz'ı
dün bir araya getirerek yüzleştir-
diler. Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi Başsavcısı Nusret De-
miral ise kendilerine işkence yapıl-
dığı iddiasıyla Avrupa lnsan Hak-
lan Komisyonu'na başvuran Kutlu
ve Sargın'la yüzleşmeye gelmedi.
Soruşturmalanndaki eksiklikleri
tamamlamak üzere önceki gün
Ankara'ya gelen tnsan Haklan
Mahkemesi'nin üç yargıcına, da-
ha önce ifade vermeyi reddeden
Demiral, dün de bu istemi ikinci
kez kabul etmedi. Yargıçlann, bu-
gün de soruşturmalanna devam
edecekleri, Kutlu ve Sargın'ın po-
lis soruşturmasında bulunan siyasi
şubeden bir başkomiser ile iki ko-
miseri yüzleştirecekleri öğrenildi.
25 ayı aşkın bir süredir Ankara
Merkez Kapalı Cezaevi'nde bulu-
nan TBKP liderleri Kutlu ve Sar-
gm'ın, Türkiye'ye gelişlerinde 16
gün gözaltmda tutuldukları, An-
kara Emniyet Müdurluğu'nde
kendilerine işkence yapıldığı ve
özgürlüklerinin kısıtlandığı gerek-
çesiyle yaptıklan kişisel başvuru
üzerine, Avrupa lnsan Haklan
Mahkemesi'nce yürütülen soruş-
turmaya dün Ankara'da devam
edildi. Soruşturmada belirlenen
eksiklikleri tamamlayarak Stras-
bourg Komisyonu'na sunacakla-
rı raporu hazırlamak üzere önce-
ki gün Ankara'ya gelen Avrupa
lnsan Haklan Mahkemesi yargıç-
lan tsviçreli Stephan Prexel. Ingi-
liz Sir Basil Howe ile Lüksem-
burglu Albert Weitzel, ekim ayı
sonunda geldiklerinde ifadelerine
başvurduklan emniyet görevlileri-
ni, Kutlu ve Sargın ile yiızleştirme-
Komisyon yargıçlan Ankara Adliyesi'nde. (Fotograf: Turan Yılmaz)
ye başladılar. Kutlu ve Sargın'ın
avukatlan Erşen Şansal, Gnney
Dinç ile Türk hükümetinin tem-
silcisi, emekli Büyükelçi Prof. Dr.
Suat Bilge'nin de katıldıklan ve
yeni adliye binasında gerçekleşti-
rilen ilk yuzleştirme işleminde,
Kutlu ve Sargın ile eski Ankara Si-
yasi Şube Mudürü Hasan Eryıl-
maz bir araya getirildi.
Sabah saat 09.00'da Ankara
Adliyesi'ne gelen yargıçlar, yuzleş-
tirme işlemine katılacak delegas-
yon ile birlikte önce Ankara Cum-
huriyet Başsavcısı Akın Öncnl'ün
odasında 15 dakika kadar oturdu-
lar. Ardından O9.3O'da henüz fa-
aliyete geçmeyen Ankara 1. Ağır
Ceza Mahkemesi salonunda ger-
çekleştirilen yuzleştirme, öğle sa-
atlerine değin sürdü. Emniyet gö-
revlilerinin geniş güvenlik önlem-
leri aldıklan ve duruşma salonu-
nun bulunduğu bölümde tümüy-
le giriş ve çıkışları kapattıkları
gözlendi. Bu arada henüz inşaat
çalışmalan süren bu bölüm, saba-
hın erken saatlerinde yoğun bir te-
mizlik çalışmasına da sahne oldu.
Adliye müstahdemlerinin sabah
saatlerinde bu bölümdeki inşaat
artıklanm silip yerleri paspas yap-
tıklan görüldü. Kutlu ve Sargın da
bir minibüs ile jandarma gözeti-
minde adliye bınasına getirildiler.
Kutlu ve Sargın oturuma ara ve-
rilen bölümlerde nezarethanede
bekletildikleri kaydedildi.
Öğle saatlerinde oturuma bir
sure ara veren yargıçlar, beraber-
lerinde taraf avukatlan ve yüzleş-
tirmeye katılan Eryümaz da oldu-
ğu halde toplu olarak Akın Ön-
cül'ün odasına çıkarak çay içtiler.
Çok sayıda basın mensubu ile bir-
likte adliye koridorlarında patla-
>an flaşlann altında Öncül'ün
odasım arayan, bir ara yollanm
şasırarak baska bir kata çıkan yar-
gıçlar, adliyede iş takip edenlerin
ce ilgisinı çektiler.
Avukat Güney Dinç ve Erşen
Şansal konuya ilişkin olarak
"Komisyonun gizlüik knraüan-
na ııyarak bugün yapılan işlemler
konusunda bir açıklamada bulu-
nanuyonız" dediler.
Ankara DGM Başsavcısı Nus-
ret Demiral ise tnsan Haklan
Mahkemesi'ne ifade vermeyi ikin-
ci kez reddetti. Yargıçlar, saat
16.00'da baslatmayı tasarladıkla-
rı ikinci oturumu, Demiral'ın ifa-
desinin aluunasına ayırdılar, an-
cak bu saate kadar bekleyen yar-
gıçlara Nusret Demiral, ifade ver-
meyeceğini bildirdi. Demiral'ın,
bu karan almadan önce Adalet
Bakanlığj ile temas kurduğu ve
ifade verip vermemesi konusunda,
bakanlık yetküilerinin görüsünü
aldığı öğrenildi.
Ankara DGM Başsavcısı Nus-
ret Demiral'ın görüşmeye gelme-
mesi üzerine, komisyon üyesi yar-
gıçlar, Ankara Adliyesi'nden ay-
nlarak Devlet Konukevi'ne gitti-
ler.
Yargıçlar, Türkiye'nin, komis-
yonun "zornnln yargı" yetkisini
resmen tanıması nedeniyle bu tür
bir soruşfurma yürütüyorlar. De-
miral'ın ise yargı bağunsızlığı il-
kesi gereği, komisyon yargıçlan-
nın çağnsma uymama hakkı hn-
lunuyor.
Avrupa tnsan Haklan Komis-
yonu üyesi yargıçlann bugün de
siyasi şubede görevli polislerle
Kutlu ve Sargın'ı yüzleştirmeleri
bekleniyor.
şılanan Noriega, doğruca helikop-
tere göturüldü.
Noriega, helikopterin önüne
gittiğinde, burada bulunan ve Pen-
tagon'a ait olduğu sanılan bir TV
kamerasınca görüntülendi. Sonra
araca bındirildi ve helikopterler
havalanarak Howard Üssü'ne yol
aldı.
13 dakika sonra üsse inildi ve
Amerikan Uyuşturucu ile Müca-
dele Dairesi DEA'nın üç ajanı,
Noriega'yı resmen gözaltına aldı.
30 dakika sonra bir C-130 nakli-
ye uçağı, Noriega'yı Miami yakı-
mndaki Homestead Hava Üssü'-
ne getirmek üzere havalandı.
Bush'un açıklaması
General Noriega'nm teslim ol-
masından >-aklaşık 45 dakika son-
ra ABD Başkanı George Bush,
Beyaz Saray'da düzenlediği basm
toplantısında gelişmeleri duyurdu.
Sözlerine, "Böylece uyuşturucu
kacakçılannın adaletten kaçama-
yacaklan anlaşılmalı" diye başla-
yan Bush, daha sonra Noriega'mn
ABD'ye doğru getirilmekte oldu-
ğunu ve "adil bir biçimde" yargı-
lanacağını belirtti.
CNN Televizyonu, Noriega-
nın suçlu bulunması durumunda
145 yıl hapis cezasına ve 1 milyon
dolar da para cezasına çarptınla-
bileceğini bildirdi.
Hukukçular, Noriega'mn Ame-
rikan yetkililerine teslim olması
konusunun çok açık olmadığını
söyleyerek Amerika ile Panama
arasında böyle bir yasal anlaşma-
nın bulunmadığını, yalnızca Pana-
ma Kanalı Antlaşması'nın iki ül-
ke arasında suçlulann iadesini ön-
gördüğünü bildirdiler.
Noriega'nın ise teknik olarak
henüz "snçlo" olmadığını anlat-
tılar.
öte yandan yargılama sırasın-
da, CIA'nın eski bir ajanı olan
Noriega'mn, gizli belgelerin açık-
lanmasmı isteyebileceği söyleni-
yor.
tran-Contra duruşmasında da
yaşanan ve Oliver North'un çoğu
isteğinin reddedilmesi ve buna
karşdık baa iddialann düşmesine
yol açan "ilgi" konusunun, Nori-
ega davasında da büyük Ujtışma
yaratması bekleniyor.
Noriega'nın avukatı, yargılama-
da Amerikan yasalannın öngör-
düğü biçimde tarafsız bir jüri bu-
lunamayacağım da söyledi.
Bu arada Panamalı bir yetkili,
Noriega'yı daha ağır suçlardan
yargüamak üzere ABD'den isteye-
ceklerini söyledi.
YÖK'e karşı
(Baftarafı 1. Sayfada)
hükumet sözcüsü Mehmet Yazar
tarafından kamuoyuna acıklanan,
ancak eski Cumhurbaskanı Ev-
ren'in karşı çıkması ve kamuoyun-
da tepki görmesi uzerine geri çe-
kildiği acıklanan özgün statülü
üniversite modeUne ilişkin kanun
hükmünde kararname tasansı
Cumhurbaskanı Turgut Özal'ın
göreve gelmesinden sonra yeniden
gözden geçirilerek yeni bir taslak
oluşturuldu.
Eski YÖK üyesi ve ANAP Iz-
mir Milletvekili Kemal Karhan,
ANAP tstanbul Milletvekili Ad-
nan Kanveci ile Karadeniz Teknik
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ke-
mal Goıüz tarafından hazırlanan
ve Milli Eğitim Bakanı Akyol'a
sunulan taslakta, şu maddelerin
yer aldığı öğrenildi:
— "YÖK ana caosı ve örgutlen-
me yapısı muhafaza edilmekie be-
raber. bir araşbrma ve koordinas-
yon birimi haline gelecek.
— Üniversitelerde mütevelli he-
yetleri oluşturulacak. Mütevelli
heyetlerine üniversitelerin bulun-
duğu yörede tanınan aydınlar ve
işadamlan getirilecek. Mütevelli
heyetleri rektör ve dekan adayla-
nnı belirleyecek. Rektör, belirle-
nen adaylar arasından cumhur-
başkanı tarafından seçilecek.
— Ögrenim harçlan her üniver-
sitenin mütevelli heyeti tarafından
belirienecek. Mütevelli heyet, üni-
versitelerin bütçelerini de hazıria-
yacak. Devletin genel bütceden ve-
recegi payın kullamlmasında ser-
bestük Unınacak.
— öğretim elemanlanmn alını-
şı, terfileri, ücreüen, akademik
programlan ve smav sistemlerini
üniversiteler kendileri saptayacak-
lar!"
Köşk resepsiyonu bu yıl da
(Baştarafı 1. Sayfada)
Cumhurbaşkanı Özal'ın, yeni
yüın ilk resepsiyonu 8 ocak pazar-
tesi günü gerçekleşecek. Bu resep-
siyona Bakanlar Kurulu üyeleri,
milletvekilleri, yüksek rütbeli su-
baylar ve mülki erkân katılacak.
Davetli sayısımn çokluğu nedeniy-
le iki güne bölünen kabullerin
ikincisi de 9 ocak salı günü akşa-
mı gerçekleşecek.
Özal, 11 ve 12 ocak tarihlerin-
de ise bilim adamlan, devlet sa-
natçıları, edebiyat, opera, bale ve
tiyatro sanatçılan, spor adamla-
n, bazı işadamlanyla birlikte ola-
cak. Cumhurbaskanı, 15 ocak pa-
zartesi günü de Ankara'da bulu-
nan büyükelçilere bir resepsiyon
verecek. Bu arada, Özal'ın 13
ocak cumartesi günü Atatürk Ba-
rajı'nın su tutma törenine katıl-
mak Uzere Şanlıurfa'ya gideceği
öğrenildi. Ozal, muhtemelen 20
ocaktan sonra da ABD'ye gide-
cek.
özal'ın yeni yıl dolayısıyla ve-
receği resepsiyona, SHP Genel
Başkanı tnönü ve DYP Genel
Başkanı Demirel ile partili millet-
vekillerinin katılmayacakları bil-
dirildi. SHP yetkilileri, tnönü'nün
resepsiyonun verildiği tarihte Yu-
goslavya'da olacağını, ancak re-
sepsiyona katılmama nedeninin
bu gezi olmadığını kaydettiler.
11 ocak resepsiyonuna çağn-
lanlardan Fazıl Hiisnü Dağlarca,
Melih Cevdet Anday, Cahit Kii-
lebi, Attila tlban. Adnan Saygun,
Zühtü Müridoglu, Yıldız Kenter
ve Şıikran Güngör ile Neşet Gii-
nd, davete katılmayacaklannı bil-
dirdiler. Adı geçen sanatçılar ve
yazarlar, katılmama gerekçesi
olarak da "işlcrinin" yoğunluğu-
nu ve "sağlık" durumlanrun iyi
olmamasını gösterdiler. Necati
Cumalı, Sababaltin Kudret Ak-
sal, Salâh Birsel, Oktay Akbal,
Levenl Kırca. Cevat Çapan, Ay-
dın Gün ve Doğan Hızlan'ın da
aralannda bulunduğu çok sayıda
sanatçının davet almadığı öğ-
renildi.
Adının açıklanmasını isteme-
yen kimi yazarlar ve sanatçılar, al-
dıklan davete Özallar'la karşı
karşıya gelmek istemedikleri için
katılmayacaklannı söylediler.
Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem
Müdürü Nabi Şensoy, Cnmhuri-
yet muhabirinin konuyla ilgili so-
runlarını yanıtlarken, muhalefet
milletvekilleri arasında bir aynm
yapılmadan hepsinin çağnlacak-
larını bildirdi.
DANIŞT4Y İDARİ DAVALAR GENEL KURULU KARARI
'Umut'ayasak durduruldu
Kültar Servisi — Danıştay, Yıimaz Gûney'în
"Umat" adh fiiminm yurda sokulmasmı ve gös-
terimini yasaklayan Bakanlar Kurulu kararı hak-
kında "yfiroöneji durdnrraa" karan verdi.
AA'fun haberine göre Efes Fiîmdlik Ltd. Şir-
keti'nin açüğı davada, îdari Dava Daireleri Ge-
nel Kurulu, Yılmaz Güney'in "UraBt" adlı filmi-
nin >"urda sokulmasmda ve gösteriminde sakınca
olmadığma karar verdi. îdari Dava Daireleri Ge-
nel Kurulu, Bakanlar Kurulu karan hakkında yü-
rütmenin durdurulmasıni kararlaştırdı.
Efes Filrncilik, 1989 yılı ekim ayında Küitür Ba-
kanhğı'na başvurarak "Umof'un gösteîimi için
izin istemişti. Bakanlığa bağh Film ve Sanat Eser-
leri Daire BaşkanJîğı da şirkete gönderdiği yanıt*
ta, Bakanlar Kuruiu karan gereğince bu istemin
reddedijdiğini büdirBii$ti.
Bakanlar Kunıiu, 1983'te yurt— dışında Türk-
iye aleyhinde propaganda yaptığı gerekçesiyic yurt-
taslıktan cıkanlan kişilerin her türlü evmk, basılı
eser, kitap ve fîlmlerinin yurda sokulmasını ya-
sakiamıştı.
Efes Filmcilik yetkilileri, Danıştay karanndan
sonra fllmin Denetleme Kürulu'na gönderildiği-
ai söylediler.
Yilmaz Güne>-, senaryosunu da kendisinin yaz-
dığı "Umul" adlı filmi 1970 yılında Güney Film
yapımı olarak gerçekleştirmişti. Görüntü yönet-
menligini Kay» Ererez'üı üstlendiği fılmde, Yümaz
Güney'in yanı sıra Tnacd Ksrtiz, Osman Alyaııak,
Enver Donınez ve Gülşen Almaçık da oynamış-
lardı. ikinci Adana Altın Koza Fiim Fesüvali'nde
En Başanlı Film seciten «Un«f, Yılmaz Güney'e
aynca En Başanlı Senaryo ve En Başanlı Erkek
Oyuncu ödüllerini getirmişti. "ümnt", 1971 Can-
nes Film Festivalî Yönetmenler Şenliği'ne katılrmş
ve Grenobk Film Festivaü'ndc Seçici Kurul özel
Ödüiü'ne değer görülmuştü.
Öte yandan, Paris'te Yılmaz Güney'in anısına
bir anıt yaptırümak amaayla 21 Ocak 1990 günü
Zenith Salonu'nda bir gece düzenleneceği öğrenil-
di. Uluslararası tnsan Haklan Federasyonu, Fran-
sa Yönetmenler Demeği'niD de kaulımıyla gerçek-
leştirikcek o!an Yılmaz Güney gecesinde, Edip Ak-
bayram. Mefike Demiraft, Anmet Kaya, Arif Sag,
Şivan ve Dcniz Törkali. birer konser verecekler.
Geîirinin Yılmaz Güney anıtınm yapîmına ay-
niacağı geceye, Tank Akan, Şcrif Gören, Tiıncel
Kurtiz, Zeki ökten ve Aüf Yılmaz gib: sinema
adamlan da katılacak. Gecede, Adalef Agaoğlu,
Nihat Behram, Aülla Uorsay, Mustafa Ekmekçi,
Mahmut T. ÖDgören, Aziz Nesin, Erdat öz ve Ser-
ver laBİHi gibi yazar ve gazeîeciier de yer aiacak.
Yümaz Güney gecesine katılacak kişiler arasında
tnsan Haklan Derneği Genel Başkanı Nevzat Hel-
vacı. Nâzım Hikmefin eşi Vera Tblyakova Hikmet
ve Fatoş Gttney de bulunuyor.
GOZLEM
UGUR MUMC.U
(Baştanfı 1. Sayfada)
kanlığı ve partt meclısi üyeliği yaptı. 12 Mart ile başlayan
yeni dönemdeki yol ayrımında Bülent Ecevit'ın yanında yer
alan Araslı, 12 Eylül 1980 gününe kadar iki devre Kars mil-
letvekili olarak siyasal yaşamını sürdürdü.
Yürekli bir aydın, inançlı ve kararlı bir demokrat ve seve-
cen bir dosttu.
Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz..
Ordu ve irtica
Hava Kuvvetlen'nde sayılan 300ü bulan subay ve astsu-
bay hakkında dınsel gericilik yaptıklan kuşkusuyla soruş-
turma açılmış.
Bu Müslüman subayların yine de verilmiş sadakaları var-
mış. Eğer, sağcı değil de solcu olsalar, subay sicil yönet-
meliğindekı ünlü "Yasa dışı görüş benimsemiştir" gerekçe-
si ile 24 saat içinde Silahlı Kuvvetler'le ılişkileri kesilir, 12
Mart ve 12 Eylül gıbi dönemlere rastlarsa da işkenceli sor-
gulardan geçırilip tutuklanırlardı.
Silahlı Kuvvetler'de "irtica" ile ilgili operasyonlara eski Ge-
nelkurmay Başkanı Necdet Üruğ ve Kara Kuvvetleri Komu-
tanı Necdet Öztorun tarafından hız verilmiş; bu operasyon-
lar o günlerde iktıdar partisince tepkiyle karşılanmıştı.
Öztorun'un İstanbul Sıkıyönetim Komutanı olduğu gün-
lerde yönetim kurulu üyeleri arasında Turgut ve Korkut Ozal:
ın da bulunduklan "İlim Yayma Cemiyeti"n\ kapatması ve ıs-
rarlara rağmen açmaması bardağı taşıran son damla olmuş-
tu.
Bir sıkıyönetim komutanının, Başbakan'ın, kardeşi ve par-
tisinin istanbul il başkanı ve TRT Yönetim Kurulu üyesi Prof.
Ayhan Songar ve Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Salih Tuğ
ve sanayici Ibrahim Bodur'un yönetim kurulu üyeleri olarak
görev yaptıklan dinsel amaçlı bir derneği kapatması bağış-
lanmamış; Öztorun'un bu katı tutumu kendisine Genelkur-
may Saşkanlığı'nın aslanlı kapısını kapatmaya yetmişti.
Hava Kuvvetleri Komutanı Sayın Safter Necioğlu'nu uya-
rıyoruz; Öztorun'un başına gelenler, yarın ya da öbür gün
Necioğlu'nun da başına gelebılır Sorusturulan subayların
sahip oldukları görüşler, iktidar partisine pek öyle uzak de-
ğildir!..
Ayasofya
Bakanlar Kurulu, Ayasofya Müzesi'nin camiye dönüştü-
rülmesi için kararname hazırlıyormuş.
Önce türban, sonra Ayasofya, daha sonra da Abdülha-
mid'in türbesi. Sakın "olmaz" demeyin. Bunlar yapıldıktan
sonra Sultan Vahdettin ile Damat Ferit'in kemikleri de Türki-
ye'ye getirilebilir.
Sırasıyla ve adım adım gidiyorlar.
Atatürk, 1934 yılında düzenlettiği bir bakanlar kurulu ka-
rarnamesi ile Ayasofya'nın müze olarak kullanılmasını iste-
miş; o günden bugüne kadar, Ayasofya, müze olarak kulla-
nılmıştır.
Ayasofya'nın müze olarak kullanılması kararı, laik cum-
huriyetin uygarlık tarihıne verdiği bir armağandır.
Bu açıdan Ayasofya bir simgedir.
İstanbul, camileriyle ünlü bir kenttir. islam sanatının en
güzel yapıtları İstanbul'dadır. Ayasofya'nın tam karşısında
Sultanahmet Camii bulunmaktadır.
İstanbul'da yeterince cami de vardır. Öyleyse konu "iba-
detihtiyacı" değildir; amaç Atatürk'ün aldığı bir kararın kal-
dırılabileceğinin kanıtlanmasıdır.
Amaç, İslamcı düşüncenin, devlet eliyle laikliği yeniigiye
uğratmasıdır.
Bir bakanlar kurulu karan, bir başka bakanlar kurulu ka-
rarı ile değiştirilebilir. Hukuk açısından sorun yoktur.
Sorun, hukuksal değil siyasaldır. Sorun, Atatürk devrim-
lerine bağlılık üzerine yemin etmiş bakanların böyle bir ka-
rarı" alıp alamayacaklarıdır.
Konunun İstanbul'un fethi ile ve Yunanistan'a karşı güç
gösterisiyle de bir ilgisi yoktur.
İstanbul, Türkler tarafından iki kez fethedUmiştir, İlk k©z
1453'te Fatih tarafından fethedilen İstanbul, ikinci kez de
1923 yılında TBMM hükümeti orduları tarafından.
Ayasofya'yı müze yapan kararın altında istanbul'un ikin-
ci fethini gerçekleştiren orduların başkomutanı Gazi Mus-
tafa Kemal Paşa'nm imzası bulunuyor.
Bu imzayı uygarlık tarihinden söküp atmak kimsenin harcı
değildir!
Yunanistan'a karşı güç gösterisi yapılacaksa, bu güç, Aya-
sofya'da değil, Ege'deki FIR hattında ve Lozan Antlaşma-
sı'na aykırı olarak silahlandınlan Ege adalarında kanıtlan-
malıdır...
Orduda operasyon
(Boftarafl 1- Sayfada)
lamltnası yoluyla uygulamaya ko-
nulduğudur. Bu bağlamda emri
veren ile uygulayanlar aynı kap-
samdadır. Müvekkiller böyle bir
emirle görev yerlerinden uzaklaş-
bnlmıslar ve ilk anda görev ak-
saklığı doğmuştur. Daha sonra ya-
sadışı sorgulama uygulanmıştır.
llk sorgulamadan sonra istedikleri
doğrultuda bilgi alamavan görev-
liler, müvekkillere yasadışı bir baş-
ka uygulama ile 28 gun disiplin ce-
zası vermişlerdir. Gorevli olarak
geldikleri kanısıyla girdikleri
l/Iaştırma Tabur Komulanlıgı ni-
zamiyesinde gözleri bağlanarak
sorgulama yerine alınan müvek-
killer, bu sure içerisinde, yani ce-
zalı kaldıklan sure içinde de göz-
leri bağlı olarak tutulmuşlardır.
Aynca zaman zaman alındıklan
sorgu odasında kiifür ve tokatia
hırpalanmışlar ve onurlan ve ki-
şilikleri sürekli zedelenmiştir."
Avukat Değer dilekçesinde, mü-
vekkillerinin soruşturmanın Ha-
va Tuğgeneral Osman Şah Çelik
tarafından yürütülduğünü belirt-
ti, uygulamanın ilgilileri hakkın-
da yasal işlem yapümasını da is-
tedi.
Öte yandan sorgulanan astsu-
baylardan tsmail Elma, Avukat
Değer'e yaptığı başvuruda, yazılı
olarak başından geçenleri anlatır-
ken sorgulandığı süre içerisinde
kapatıldığı odadan yatağı \e kar-
yolasımn çıkarıldığım ve daha
sonra da yaklaşık 15 gün kadar
sandalye üzerinde oturmak ve
uyumak zorunda kaldığını belirt-
ti. Elma, aynca gece uykusunun
da nöbetçiler tarafından sürekli
olarak bölundüğünü ve kaç kez
sorgulandığıru hatuiamadığını da
bildirdi. Astsubay Recep Meral ise
sorgulama sonrasında Gülhane
Askeri Tıp Akademisi'nden "reak-
tif depresyon reaksijonu" nede-
niyle 1.5 ay hava değişimi aldı.
Genelkurmay Başkanlığı ise iş-
kence iddialarının tamamen asıl-
sız olduğunu açıkladı. Yapılan
açıklamada, irticai faaliyetler ile
ilgili olarak idari araştırma komis-
>onu tarafından yapılan tetkik ve
incelemede, hiçbir personele iş-
kence gibi herhangi bir işlemin ya-
pılmadığı ve yapılmasının da
mümkün olmadığı belirtildi.
Genelkurmay yetkilileri, aynca
soruşturmanın halihazırda devam
ettiğini de bildirdiler.
Milli Savunma Bakanı Safa Gı-
ray, ordudaki irtica soruşturması
ile ilgili Cumhuriyet muhabirinin
sorularını yanıtladı. Bakan, SHP
Muğla Milletvekili lufan Dogo-
nun önergesine verdiği cevapta,
1980'den bu yana 1022 kişinin Si-
lahlı Kuvvetler'le üişiğinin kesildi-
ğini yineledi ve "Orada da belirt-
tiğim gibi 1022 kişi sadece irticai
Uişkileri nedeniyle TSK'dan uzak-
laştınimadı. Bu rakamın içinde
>-asadışı siyasi, yıkıcı, bölücü ve
ideolojik goruş benimseyenler de
bulunuyor'' dedi.
Hava Kuvvetleri'ndeki son so-
ruşturma ile ilgili soruya Bakan
Giray, şu yanıtı verdi:
"Bu türden soruşturma sadece
Hava Kuvvetlen'nde değil, geregi
göriildügünd« Kara ve Deniz Kuv-
vetlen'nde de yapılıyor."
Bakana son soruşturmada kimi
TSK mensuplannın işkenceye uğ-
radığı yolunda savlar bulunduğu
söylendiğinde, "Bana da böyle bir
duyuru geldi, ancak incelettim ve
olumsuz sonuç ortaya çıktı" dedi
\e şunlan ekledi:
"Bana başvuran da bir hanını-
dı. Çeşitli nedenlerie ortalıkta gö-
rülmeyince eşinin işkenceye tabi
tutulduğu gibi bazı iddialara sa-
hip oluyor ve bildiriyorlar. Araa
dedigim gibi bir başvunı ile yap-
tığım arasnrma sonunda işkence
olayına rasllamadık."
Bakan Giray, yapılan soruştur-
manın yasal olup olmadığı konu-
sundaki soruyu da şöyle karşıladı:
"Kuşkusuz vasaldır. şunn da
açıklıkla söyleyeyim, Türk Silab-
lı Kuvvetleri'nin idari mahkeme-
si, sivil kesimin idari mahkemesin-
den çok daha duyarlı çalışıyor."
Milli Savurıma Bakanı Safa Gi-
ray, 12 Eylül 1980'den bu yana
1022 kişinin Türk Silahlı Kuvvet-
leri ile ilışiğinın kesildiğini de söy-
ledi. Giray, SHP'li Tufan Doğu^
nun konu ile ilgiii soru önergesi-
ne verdiği yanıtta, tutum ve dav-
ranışları ile yasadışı siyasi, yıkıcı,
bölücü, irticai ve ideolojik görüş-
leri benimsedikleri gerekçesiyle
397 subay, 176 astsubay ve 447 as-
keri öğrencinin üişiğinin kesildi-
ğini kaydetti. Bakan Giray, rütbesi
ne olursa olsun ilişiği kesilen per-
sonelin Silahlı Kuvvetler için ka-
yıp olduğunu bildirdiği yanıtında,
•Silahlı Kuvvetler'in geleneksel di-
siplinini devam eltirmenin ve milli
güvenliğin emniyetle korumasını
saglamanın Silahlı Kuvvetler'in le-
mel amacı olduğunu" ifade etti.