29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 OCAK 1990 *•** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 OLÂYLARIN ARDENDAKI Devrik Panama lideri ABD'ye teslim oldu GERÇEK (Baştarafı 1. Sayfada) ABD'nin Noriega'yı cezalan- dırmak için Panama'yı işgal et- mesi ise az görtilen bir olaydır; devletler hukukuna tümüyle ters, çağımıza aykırı, ulkelerin içişlerine kanşmama ilkesini çiğ- neyen ürkütücü bir tutumdur. Eğer bu tutum benimsenirse, güçlü ülkeler gözlerine kestir- dikleri küçük ulkelerin devlet başkanlarım yola getirmek için se/erberliğe girişeceklerdir. La- tin Amerika'da nice hırsız ve uğursuz diktatöni desteklemiş Vaşington'un Panama'yı işgali- ni hiçbir gerekçe bağışlatamaz. Ancak Vaşington'un baskısı altmda kalan Vatikan'ın Pana- ma'daki elçiliğine sığınmış No- riega'yı Amerika'ya teslim etme- si işi büsbütün çirkinleştiriyor. Bu konuda da söylenecek bir sö- zün ya da yapılacak bir savun- manın kıymet-i harbiyesi yok- tur. Olayın esef edilecek yanı, Amerika'nın bu girişiminde kendisine açık ya da kapalt des- tek veren Batı devletlerinin tu- tumudur. Başta tngiltere olmak uzere kimi Avrupa ülkeleri, uluslararası kurallan ve devlet- ler hukukunu; Vaşington ile çı- kar ilişkilerine kurban etmeyi yeğlemişlerdir. Ne yazık ki devletler hukuku henüz tam anlamıyla işlerliğe kavuşamamıştır. Birleşmiş Mil- letler örgütu'nde de güçlü ülke- lerin gerektiğinde hukuka am- bargo koyduklan öteden beri iz- lenmektedir. Bu ortamda Vaşington'un Pa- nama'ya karşı tutumu, dünya- mızı 19'uncu yüzyıla kadar ge- rilere götürmüştür. Papa hazretlerinin de bu tab- loda Vaşington'u yüreklendiren- lerin safında yer aldığını söyle- mek, kilisenin kubbesinde bir "hoş seda" olmasa da hak ve hukuk adına zorunluluktur. • • * (Baftarafı 1. Sayfada) dakikalık gecikmeyle başladı. Duruşmaya askeri üniforma gi- yerek çıkan Noriega, kendisine yöneltilen suçlamalan kulakbkla resmi Ispanyolca çevirisinden din- ledi. Noriega'nın avukatı Frank Rubino, muvekkilinin hakkındaki suçlamalan reddederek ABD'nin Panama'yı işgalinin yasadışı ol- duğunu ve müvekkilinin, devleı başkanı olarak ABD'de yargılan- maya karşı dokunulmazlığı bu- lunduğunu belirtti. Avukat Rubino, Noriega'nın, Panama'daki Vatikan Büyükelçi- liği'ni, yeni Panama yönetiminin büyükelçiliğin diplomatik statusü- nü kaldıracağı tehdidi uzerine terk ettiğini söyledi. Avukat, Norie- ga'nın büyükelçiliğin diplomatik statüsünün kaldırılması duru- munda insanlann öldürülebilece- ğinden korktuğunu, buna engel olmak için ABD kuvvetlerine tes- lim olmaya karar verdiğini kay- detti. Noriega'run yargıç önüne çıkanlmasına kadarki gelişmeler şöyle: ABD'nin işgaliyle devrilen Pa- nama lideri General Manuel No- riega, 24 aralıkta "siyasi sıgınma" isteğiyle gjrdigi Panama City'de- ki Vatikan Büyükelçiliği'nden ön- ceki gece geç saatlerde yanında Vatikan temsilcileri olduğu halde çıkarak kapıda bekleyen ABD'li yetkililere teslim oldu. Daha son- ra büyükelçilik yakınında bekle- yen bir helikoptere bindirilen No- riega, buradan Panama City ya- kınındaki ABD Howard Hava Us- sü'ne, buradan da ABD Hava Kuvvetleri'ne bağlı bir uçağa bin- dirilerek Florida'daki Homestead Hava Üssu'ne getirildi. Noriega- nın, üsse indikten 6 dakika sonra bilinmeyen bir yere göturulduğü belirtiliyor. Noriega nasıl teslim oldu? Panama'nın devrik fıili lideri General Manuel Noriega'run ABD yetkililerine teslim olmasımn ar- dından, Noriega'run neden ve na- sıl teslim olduğuna ilişkin bir sii- Noriega pes etti Altıyıl süren gerginlik (Baştarafi 1. Sayfada) üîkesinde dikta rejimi kurmaya çahşmakla suçlu- yordu. Noriega'nın devrilmesi ve ABD'ye tesiim olmasıyla sonuçlanan son olayiar ise şöyle gelış- ti; 15 aralık: Noriega, Panama'nın ABD ile "sa- vas durumunda" olduğunu ilan etti. Parlamemo, Noriega'yı, yürüunenin en sonımlu kişisi olarak hükümetin başına getirdi. 16 aralık: Panama askerleri, Amerikalı bir de- nizci subayı öldürdüler. Askerler, Amerikali su- bay ve üç arkadaşımn kontro) noktasmdan ara- baianyla geçerek Noriega'nın karargâhına ateş aç- tıklarım, iki sivil ve bir askeri yaraladıklarını öne stirmüşlerdi. ABD ise ddrdûaün de siiahsız ve si- vil kıyafetli oîdukiarını ve karargâh yakınlarında kayboiduklannı bildirdi. 18 aralık: Bir Amerikalı subay, kendisine silah çektiğinden şüphe ettiği Panamalı bir polisi ateş açarak yaraiadı. 19 aralık: Başkan Bush. Noriega'nın ABD'de uvuşturucu kacakeılığından yargtlanmast amacıyla Amerikan askerlerinin Panama City'ye girmeleri ve fiili lîderi yakalamalan talimatını verdi. Beyaz Saray, müdahalenin Ametikaiılann hayatlannı ko- rumak, demokrasınin ve Panama Kanalı'nın bu- tünlüğünûa sagJanması amacuı; taşıdiğınj açikla- dı. 20 araük: Amerikan askerlerinuı Panama City1 ye varmasmdan birkaç saat sonra*ABD, Noriega birliklerinin yeniigiye uğradıklanm açıkladı. No- riega, gizlendiği yerden yapnğı açıklamada, mev- zide bulundukiannı, direneceklerini ve dünvadan adam, güç ve silah olarak yardjrn bekledikierini duyurdu. Noriega, "Sloganunız kazan ya da öl" dedi. 21 aralık: Bush, Panama'daki Amerikan asker- lerinin görevlerirün Noriega'yı yakalayana kadar süreceğini açıkladı. 24 aralık: Noriega, Vatikan Büyükelçiliği'ne gi- derek sığinma hakkı istedi. Bush yöneîimi ise uyuşturucu kaçakçıkğından yargılanmak üzere Noriega'nın iadesini yeniden talep etti. Noriega- nın geleceğini belirlemek amacıyla Amerikan ve Vatikan yetkiîileri arasında yoğun görüşmeler ya- pıidı. 3 ocak: Noriega, Vatikan Büyükelçiliği'ni ttrk ederek Amerikan yetkiliierine teslim oldu. Nori- ega, yargıianmak üzere Miamfye götürııldü. rü spekülasyon yapılmaya başlan- dı. ABD Başkanı George Bush, Noriega'nın kendi isteğiyle teslim olduğunu açıklarken Vatikan'ın Panama'daki temsilcileri, Norie- ga'run bir dizi şart öoe sürerek tes- lim olduğunu, bu sartlann da ABD tarafından kabul edildiğini bildirdiler. ABD, generalin teslim olması konusunda hıçbir pazarhk yapılmadığını açıkladı. Ajanslardan, radyolardan ve ABD televizyonundan derlenen bilgilere göre General Noriega'nın önceki gün Vatikan Büyükelçili- ği'nden çıkarak teslim oluşuna ka- dar ortaya çıkan olayiar şöyle ge- lişti: Noriega'nın Vatikan Elçiliği'n- deki serüveninin bitmek üzere ol- duğu önceki gün ortaya çıkü. Gün boyunca Amerikalı yetkiiiler ve Vatikan Elçılıgi görevlileri elçilik yanındaki bir okulda göıüşme yaptılar. Vatikan görevlilerinin sık sık eiçiliğe girip çıkmaları da No- riega ile Amerikalı yetkiiiler ara- sında "dolayü" bir pazarlığın yu- rüdüğü izlenimi verdi. Bu arada gün boyunca Vatikan Elciliği dışında biriken Panama- lılar, Noriega aleyhinde gösteri yapülar. Vatikan yetkililerinin ifadesine göre Noriega. zaman zaman bas temsilci Jose Sebastiaa Laboa ile bas başa kaldı. Laboa, Noriega- ya Uç seçenek olduğunu söyledi: "1- Intihar etmek, 2- Ömur boyu elçilikte kalmak, ki son günlerde Laboa ve yardım- cılan, bunun mümkün olmadığı- nı Noriega'ya anlatmaya başla- mışlardı, 3- Teslim olmak ve ABD yargı- sı önünde kendisini savunmak" Noriega saatler suren görüşme- lerın ardından teslim olmaya ka- rar verdi. Ancak üç koşul öne sür- dü: "1- Elçilikten dısarı çıkarken üniforması üzerinde olacaktı, 2- Çıkışım basın izlemeyecekti, 3- Teslim olmadan önce bazı yerlere telefon edecekti" Bu süreç içinde ABD Vatikan'a, "Noriega olum cezası gerektiren bir suçUD yargüanmayacak, yaşa- mı teblikede degil" güvencesi ver- di. Noriega'nın isteklerinin de ABD tarafından kabul edildiğı ve çikıştan önce generalin muhteme- len akrabalarını telefonla aradığı kaydedildi. Karanlıkta çekim yapabilen özel kameralarla çok uzaktan Vatikan Elçiliği'ni gözetlemeyi sürdüren Amerikan TV muhabirleri, TSt 04.00*16 yaklaşık 10 kişüik bir gru- bun elçilik binasından çıkıp bah- çe kapısına doğru yürüdüğünü saptadılar. Grubun ortasmda General No- riega, çevresinde de rahip giysile- ri ile Vatikan yetkilileri vardı. Bundan önce iki Amerikan as- keri heükopteri elçilik yakmındaki futbol alanına inmişti. Bahçe kapısında Amerikalı as- kerler ve yetkiiiler tarafından kar- YILIN GAZETEctLERl INSANHAKLARIMAHKEMESİYARGIÇLARI ANKARA'DÂT Demiral ; ifade vermeyi' yine reddetti Avrupalıyargıçlar, Kutlu ve Sargın'ı eski siyasi şube müdürüyleyüzleştirdi Başlangıç'a başarı odülu ANKARA (Cumhuriyet Büro- so) — Çağdaş Gazeteciler Derne- ği yılın gazetecilerini açıkladı. ÇGD Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamaya göre Yönetim Kunılu Özel Onur ödülü, kuru- Inşundan bu vana yaptığı çahşma- lar göz önüne aJınarak Insan Hak- ları Derneği'ne verildi. Geçen yıl ölen ÇGD Genel Başkanı Rafel Genç'in anısına düzenlenen Rafet Genç Gazetecilik ödülü de yıl içindeki çalışmalan ve Güneydo- ğu haberleriyle Cumhuriyet Gaze- tesi'nden Celal Başlangıç'a veril- di. Açıklamada, yılın gazetecileri yanşmasını kazananlara ödülleri- nin, şubat ayında düzenlenecek basın gecesinde verileceği bildiril- di. ÇGD'nin yılın gazetecileri yanş- masını kazananlann isimleri şöy- le: Haber Halit Oral (Milliyet, Utanç Duvarı), Cengiz Muma> (Cumhuriyet, Silopi Dosyası). TRT Ödulii: Ertuğrul Karslıoğ- lu (Divandan Sandalyeye Belgese- li). Dizi-lnctleme-Araşürma: Rafet Ballı (Milliyet, Sosyalist Sol Ko- nuşuyor), Jiilide Ergıider (Hürri- yet: Karneli Yıllar). Röportaj: Fikret Bila (Milliyet, Eylül'e 5 Kala, 5 Geçe), Mehmet Enlur (Güneş, Ormandaki Çile). Politik Magazin: Recep Tanıt- k«o (Tempo Dergisi: Atakule Esprisi). Karikalür: Kâmil Masaracı (Cumhurivet) Çevre Özel Ödülü: Ümit Otan (Cumhuriye^, Fotograf: Yüdırun Inceakmdar- ogln (Tempo Soydaşın Dönüşü), Ali Kılıç (Anadolu Ajansı, Öğren- ciler Kuran Kursunda), Affan Güngör (Tan, Kesme Baba). Spor Haberi: Kâmil Anahar (Güneş, Futbola Sızan KGB Yaka- landı) Spor Fotografı: Reşit Ateş (Gü- naydın, Fotoyorum) Sayfa Düzeni: Ödüle layık eser bulunamadı. Yerel basın alamnda ödüle la- yık görülenlerin adları şöyledir: Haber Haluk Müfriiogullan (Ulus, Vay Anasını Bizim Arsalan Satmışlar)) Röportaj: Banu Demirağ (Bur- sa Hâkimiyet, Orda Göçmenler Var Uzakta), Süleymaa Canbolat (Adana Hürsöz, Karınca Ço- cuklar). Güncel Yaa: Belkıs Önal Pis- mişler (Bursa Olay, Hukuk ve 12 Eylül) Politik Magazin: Cumhur Kılıçcıoğlu (Siirt Mücadele, Bok Yemek Adaylık Şartı mı?) Fotograf: Sinan Tunç (Bursa Hâkimiyet: Dua ve Umut). Spor Haberi: Seyfi Çelikkaya (Yozgat, Hentbol Liginde Skan- dal) Spor Fototrafı: Hamza Mısır fTrabzon Karadeniz, Profesyonel- ler) Sayfa Düzeni: Yümaz Bozkurt (Ulus, 3 Haziran 1989 tarilüi ga- zete), tsmail Korkmaz (Bursa Hâ- kimiyet, 14 Kasım 1989 tarihli ga- zete) Karikatür Ödüle layık eser bu- lunamadı. İnceleme-Araştırma: ödüle la- yık eser bulunamadı. ANKARA (Cumhariyel Büro- su) — Avrupa lnsan Haklan Mahkemesi yargıçları, TBKP li- derleri Haydar KUÜD ve Nihat Sargın'ın kişisel ba^vuruları uze- rine başlatılan sorusturma uyann- ca, Kutlu ve Sargın ile Ankara Emniyet Mudürlüğu eski Siyasi Şube Müdüni Hasan Eryılmaz'ı dün bir araya getirerek yüzleştir- diler. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nusret De- miral ise kendilerine işkence yapıl- dığı iddiasıyla Avrupa lnsan Hak- lan Komisyonu'na başvuran Kutlu ve Sargın'la yüzleşmeye gelmedi. Soruşturmalanndaki eksiklikleri tamamlamak üzere önceki gün Ankara'ya gelen tnsan Haklan Mahkemesi'nin üç yargıcına, da- ha önce ifade vermeyi reddeden Demiral, dün de bu istemi ikinci kez kabul etmedi. Yargıçlann, bu- gün de soruşturmalanna devam edecekleri, Kutlu ve Sargın'ın po- lis soruşturmasında bulunan siyasi şubeden bir başkomiser ile iki ko- miseri yüzleştirecekleri öğrenildi. 25 ayı aşkın bir süredir Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde bulu- nan TBKP liderleri Kutlu ve Sar- gm'ın, Türkiye'ye gelişlerinde 16 gün gözaltmda tutuldukları, An- kara Emniyet Müdurluğu'nde kendilerine işkence yapıldığı ve özgürlüklerinin kısıtlandığı gerek- çesiyle yaptıklan kişisel başvuru üzerine, Avrupa lnsan Haklan Mahkemesi'nce yürütülen soruş- turmaya dün Ankara'da devam edildi. Soruşturmada belirlenen eksiklikleri tamamlayarak Stras- bourg Komisyonu'na sunacakla- rı raporu hazırlamak üzere önce- ki gün Ankara'ya gelen Avrupa lnsan Haklan Mahkemesi yargıç- lan tsviçreli Stephan Prexel. Ingi- liz Sir Basil Howe ile Lüksem- burglu Albert Weitzel, ekim ayı sonunda geldiklerinde ifadelerine başvurduklan emniyet görevlileri- ni, Kutlu ve Sargın ile yiızleştirme- Komisyon yargıçlan Ankara Adliyesi'nde. (Fotograf: Turan Yılmaz) ye başladılar. Kutlu ve Sargın'ın avukatlan Erşen Şansal, Gnney Dinç ile Türk hükümetinin tem- silcisi, emekli Büyükelçi Prof. Dr. Suat Bilge'nin de katıldıklan ve yeni adliye binasında gerçekleşti- rilen ilk yuzleştirme işleminde, Kutlu ve Sargın ile eski Ankara Si- yasi Şube Mudürü Hasan Eryıl- maz bir araya getirildi. Sabah saat 09.00'da Ankara Adliyesi'ne gelen yargıçlar, yuzleş- tirme işlemine katılacak delegas- yon ile birlikte önce Ankara Cum- huriyet Başsavcısı Akın Öncnl'ün odasında 15 dakika kadar oturdu- lar. Ardından O9.3O'da henüz fa- aliyete geçmeyen Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda ger- çekleştirilen yuzleştirme, öğle sa- atlerine değin sürdü. Emniyet gö- revlilerinin geniş güvenlik önlem- leri aldıklan ve duruşma salonu- nun bulunduğu bölümde tümüy- le giriş ve çıkışları kapattıkları gözlendi. Bu arada henüz inşaat çalışmalan süren bu bölüm, saba- hın erken saatlerinde yoğun bir te- mizlik çalışmasına da sahne oldu. Adliye müstahdemlerinin sabah saatlerinde bu bölümdeki inşaat artıklanm silip yerleri paspas yap- tıklan görüldü. Kutlu ve Sargın da bir minibüs ile jandarma gözeti- minde adliye bınasına getirildiler. Kutlu ve Sargın oturuma ara ve- rilen bölümlerde nezarethanede bekletildikleri kaydedildi. Öğle saatlerinde oturuma bir sure ara veren yargıçlar, beraber- lerinde taraf avukatlan ve yüzleş- tirmeye katılan Eryümaz da oldu- ğu halde toplu olarak Akın Ön- cül'ün odasına çıkarak çay içtiler. Çok sayıda basın mensubu ile bir- likte adliye koridorlarında patla- >an flaşlann altında Öncül'ün odasım arayan, bir ara yollanm şasırarak baska bir kata çıkan yar- gıçlar, adliyede iş takip edenlerin ce ilgisinı çektiler. Avukat Güney Dinç ve Erşen Şansal konuya ilişkin olarak "Komisyonun gizlüik knraüan- na ııyarak bugün yapılan işlemler konusunda bir açıklamada bulu- nanuyonız" dediler. Ankara DGM Başsavcısı Nus- ret Demiral ise tnsan Haklan Mahkemesi'ne ifade vermeyi ikin- ci kez reddetti. Yargıçlar, saat 16.00'da baslatmayı tasarladıkla- rı ikinci oturumu, Demiral'ın ifa- desinin aluunasına ayırdılar, an- cak bu saate kadar bekleyen yar- gıçlara Nusret Demiral, ifade ver- meyeceğini bildirdi. Demiral'ın, bu karan almadan önce Adalet Bakanlığj ile temas kurduğu ve ifade verip vermemesi konusunda, bakanlık yetküilerinin görüsünü aldığı öğrenildi. Ankara DGM Başsavcısı Nus- ret Demiral'ın görüşmeye gelme- mesi üzerine, komisyon üyesi yar- gıçlar, Ankara Adliyesi'nden ay- nlarak Devlet Konukevi'ne gitti- ler. Yargıçlar, Türkiye'nin, komis- yonun "zornnln yargı" yetkisini resmen tanıması nedeniyle bu tür bir soruşfurma yürütüyorlar. De- miral'ın ise yargı bağunsızlığı il- kesi gereği, komisyon yargıçlan- nın çağnsma uymama hakkı hn- lunuyor. Avrupa tnsan Haklan Komis- yonu üyesi yargıçlann bugün de siyasi şubede görevli polislerle Kutlu ve Sargın'ı yüzleştirmeleri bekleniyor. şılanan Noriega, doğruca helikop- tere göturüldü. Noriega, helikopterin önüne gittiğinde, burada bulunan ve Pen- tagon'a ait olduğu sanılan bir TV kamerasınca görüntülendi. Sonra araca bındirildi ve helikopterler havalanarak Howard Üssü'ne yol aldı. 13 dakika sonra üsse inildi ve Amerikan Uyuşturucu ile Müca- dele Dairesi DEA'nın üç ajanı, Noriega'yı resmen gözaltına aldı. 30 dakika sonra bir C-130 nakli- ye uçağı, Noriega'yı Miami yakı- mndaki Homestead Hava Üssü'- ne getirmek üzere havalandı. Bush'un açıklaması General Noriega'nm teslim ol- masından >-aklaşık 45 dakika son- ra ABD Başkanı George Bush, Beyaz Saray'da düzenlediği basm toplantısında gelişmeleri duyurdu. Sözlerine, "Böylece uyuşturucu kacakçılannın adaletten kaçama- yacaklan anlaşılmalı" diye başla- yan Bush, daha sonra Noriega'mn ABD'ye doğru getirilmekte oldu- ğunu ve "adil bir biçimde" yargı- lanacağını belirtti. CNN Televizyonu, Noriega- nın suçlu bulunması durumunda 145 yıl hapis cezasına ve 1 milyon dolar da para cezasına çarptınla- bileceğini bildirdi. Hukukçular, Noriega'mn Ame- rikan yetkililerine teslim olması konusunun çok açık olmadığını söyleyerek Amerika ile Panama arasında böyle bir yasal anlaşma- nın bulunmadığını, yalnızca Pana- ma Kanalı Antlaşması'nın iki ül- ke arasında suçlulann iadesini ön- gördüğünü bildirdiler. Noriega'nın ise teknik olarak henüz "snçlo" olmadığını anlat- tılar. öte yandan yargılama sırasın- da, CIA'nın eski bir ajanı olan Noriega'mn, gizli belgelerin açık- lanmasmı isteyebileceği söyleni- yor. tran-Contra duruşmasında da yaşanan ve Oliver North'un çoğu isteğinin reddedilmesi ve buna karşdık baa iddialann düşmesine yol açan "ilgi" konusunun, Nori- ega davasında da büyük Ujtışma yaratması bekleniyor. Noriega'nın avukatı, yargılama- da Amerikan yasalannın öngör- düğü biçimde tarafsız bir jüri bu- lunamayacağım da söyledi. Bu arada Panamalı bir yetkili, Noriega'yı daha ağır suçlardan yargüamak üzere ABD'den isteye- ceklerini söyledi. YÖK'e karşı (Baftarafı 1. Sayfada) hükumet sözcüsü Mehmet Yazar tarafından kamuoyuna acıklanan, ancak eski Cumhurbaskanı Ev- ren'in karşı çıkması ve kamuoyun- da tepki görmesi uzerine geri çe- kildiği acıklanan özgün statülü üniversite modeUne ilişkin kanun hükmünde kararname tasansı Cumhurbaskanı Turgut Özal'ın göreve gelmesinden sonra yeniden gözden geçirilerek yeni bir taslak oluşturuldu. Eski YÖK üyesi ve ANAP Iz- mir Milletvekili Kemal Karhan, ANAP tstanbul Milletvekili Ad- nan Kanveci ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ke- mal Goıüz tarafından hazırlanan ve Milli Eğitim Bakanı Akyol'a sunulan taslakta, şu maddelerin yer aldığı öğrenildi: — "YÖK ana caosı ve örgutlen- me yapısı muhafaza edilmekie be- raber. bir araşbrma ve koordinas- yon birimi haline gelecek. — Üniversitelerde mütevelli he- yetleri oluşturulacak. Mütevelli heyetlerine üniversitelerin bulun- duğu yörede tanınan aydınlar ve işadamlan getirilecek. Mütevelli heyetleri rektör ve dekan adayla- nnı belirleyecek. Rektör, belirle- nen adaylar arasından cumhur- başkanı tarafından seçilecek. — Ögrenim harçlan her üniver- sitenin mütevelli heyeti tarafından belirienecek. Mütevelli heyet, üni- versitelerin bütçelerini de hazıria- yacak. Devletin genel bütceden ve- recegi payın kullamlmasında ser- bestük Unınacak. — öğretim elemanlanmn alını- şı, terfileri, ücreüen, akademik programlan ve smav sistemlerini üniversiteler kendileri saptayacak- lar!" Köşk resepsiyonu bu yıl da (Baştarafı 1. Sayfada) Cumhurbaşkanı Özal'ın, yeni yüın ilk resepsiyonu 8 ocak pazar- tesi günü gerçekleşecek. Bu resep- siyona Bakanlar Kurulu üyeleri, milletvekilleri, yüksek rütbeli su- baylar ve mülki erkân katılacak. Davetli sayısımn çokluğu nedeniy- le iki güne bölünen kabullerin ikincisi de 9 ocak salı günü akşa- mı gerçekleşecek. Özal, 11 ve 12 ocak tarihlerin- de ise bilim adamlan, devlet sa- natçıları, edebiyat, opera, bale ve tiyatro sanatçılan, spor adamla- n, bazı işadamlanyla birlikte ola- cak. Cumhurbaskanı, 15 ocak pa- zartesi günü de Ankara'da bulu- nan büyükelçilere bir resepsiyon verecek. Bu arada, Özal'ın 13 ocak cumartesi günü Atatürk Ba- rajı'nın su tutma törenine katıl- mak Uzere Şanlıurfa'ya gideceği öğrenildi. Ozal, muhtemelen 20 ocaktan sonra da ABD'ye gide- cek. özal'ın yeni yıl dolayısıyla ve- receği resepsiyona, SHP Genel Başkanı tnönü ve DYP Genel Başkanı Demirel ile partili millet- vekillerinin katılmayacakları bil- dirildi. SHP yetkilileri, tnönü'nün resepsiyonun verildiği tarihte Yu- goslavya'da olacağını, ancak re- sepsiyona katılmama nedeninin bu gezi olmadığını kaydettiler. 11 ocak resepsiyonuna çağn- lanlardan Fazıl Hiisnü Dağlarca, Melih Cevdet Anday, Cahit Kii- lebi, Attila tlban. Adnan Saygun, Zühtü Müridoglu, Yıldız Kenter ve Şıikran Güngör ile Neşet Gii- nd, davete katılmayacaklannı bil- dirdiler. Adı geçen sanatçılar ve yazarlar, katılmama gerekçesi olarak da "işlcrinin" yoğunluğu- nu ve "sağlık" durumlanrun iyi olmamasını gösterdiler. Necati Cumalı, Sababaltin Kudret Ak- sal, Salâh Birsel, Oktay Akbal, Levenl Kırca. Cevat Çapan, Ay- dın Gün ve Doğan Hızlan'ın da aralannda bulunduğu çok sayıda sanatçının davet almadığı öğ- renildi. Adının açıklanmasını isteme- yen kimi yazarlar ve sanatçılar, al- dıklan davete Özallar'la karşı karşıya gelmek istemedikleri için katılmayacaklannı söylediler. Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Nabi Şensoy, Cnmhuri- yet muhabirinin konuyla ilgili so- runlarını yanıtlarken, muhalefet milletvekilleri arasında bir aynm yapılmadan hepsinin çağnlacak- larını bildirdi. DANIŞT4Y İDARİ DAVALAR GENEL KURULU KARARI 'Umut'ayasak durduruldu Kültar Servisi — Danıştay, Yıimaz Gûney'în "Umat" adh fiiminm yurda sokulmasmı ve gös- terimini yasaklayan Bakanlar Kurulu kararı hak- kında "yfiroöneji durdnrraa" karan verdi. AA'fun haberine göre Efes Fiîmdlik Ltd. Şir- keti'nin açüğı davada, îdari Dava Daireleri Ge- nel Kurulu, Yılmaz Güney'in "UraBt" adlı filmi- nin >"urda sokulmasmda ve gösteriminde sakınca olmadığma karar verdi. îdari Dava Daireleri Ge- nel Kurulu, Bakanlar Kurulu karan hakkında yü- rütmenin durdurulmasıni kararlaştırdı. Efes Filrncilik, 1989 yılı ekim ayında Küitür Ba- kanhğı'na başvurarak "Umof'un gösteîimi için izin istemişti. Bakanlığa bağh Film ve Sanat Eser- leri Daire BaşkanJîğı da şirkete gönderdiği yanıt* ta, Bakanlar Kuruiu karan gereğince bu istemin reddedijdiğini büdirBii$ti. Bakanlar Kunıiu, 1983'te yurt— dışında Türk- iye aleyhinde propaganda yaptığı gerekçesiyic yurt- taslıktan cıkanlan kişilerin her türlü evmk, basılı eser, kitap ve fîlmlerinin yurda sokulmasını ya- sakiamıştı. Efes Filmcilik yetkilileri, Danıştay karanndan sonra fllmin Denetleme Kürulu'na gönderildiği- ai söylediler. Yilmaz Güne>-, senaryosunu da kendisinin yaz- dığı "Umul" adlı filmi 1970 yılında Güney Film yapımı olarak gerçekleştirmişti. Görüntü yönet- menligini Kay» Ererez'üı üstlendiği fılmde, Yümaz Güney'in yanı sıra Tnacd Ksrtiz, Osman Alyaııak, Enver Donınez ve Gülşen Almaçık da oynamış- lardı. ikinci Adana Altın Koza Fiim Fesüvali'nde En Başanlı Film seciten «Un«f, Yılmaz Güney'e aynca En Başanlı Senaryo ve En Başanlı Erkek Oyuncu ödüllerini getirmişti. "ümnt", 1971 Can- nes Film Festivalî Yönetmenler Şenliği'ne katılrmş ve Grenobk Film Festivaü'ndc Seçici Kurul özel Ödüiü'ne değer görülmuştü. Öte yandan, Paris'te Yılmaz Güney'in anısına bir anıt yaptırümak amaayla 21 Ocak 1990 günü Zenith Salonu'nda bir gece düzenleneceği öğrenil- di. Uluslararası tnsan Haklan Federasyonu, Fran- sa Yönetmenler Demeği'niD de kaulımıyla gerçek- leştirikcek o!an Yılmaz Güney gecesinde, Edip Ak- bayram. Mefike Demiraft, Anmet Kaya, Arif Sag, Şivan ve Dcniz Törkali. birer konser verecekler. Geîirinin Yılmaz Güney anıtınm yapîmına ay- niacağı geceye, Tank Akan, Şcrif Gören, Tiıncel Kurtiz, Zeki ökten ve Aüf Yılmaz gib: sinema adamlan da katılacak. Gecede, Adalef Agaoğlu, Nihat Behram, Aülla Uorsay, Mustafa Ekmekçi, Mahmut T. ÖDgören, Aziz Nesin, Erdat öz ve Ser- ver laBİHi gibi yazar ve gazeîeciier de yer aiacak. Yümaz Güney gecesine katılacak kişiler arasında tnsan Haklan Derneği Genel Başkanı Nevzat Hel- vacı. Nâzım Hikmefin eşi Vera Tblyakova Hikmet ve Fatoş Gttney de bulunuyor. GOZLEM UGUR MUMC.U (Baştanfı 1. Sayfada) kanlığı ve partt meclısi üyeliği yaptı. 12 Mart ile başlayan yeni dönemdeki yol ayrımında Bülent Ecevit'ın yanında yer alan Araslı, 12 Eylül 1980 gününe kadar iki devre Kars mil- letvekili olarak siyasal yaşamını sürdürdü. Yürekli bir aydın, inançlı ve kararlı bir demokrat ve seve- cen bir dosttu. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.. Ordu ve irtica Hava Kuvvetlen'nde sayılan 300ü bulan subay ve astsu- bay hakkında dınsel gericilik yaptıklan kuşkusuyla soruş- turma açılmış. Bu Müslüman subayların yine de verilmiş sadakaları var- mış. Eğer, sağcı değil de solcu olsalar, subay sicil yönet- meliğindekı ünlü "Yasa dışı görüş benimsemiştir" gerekçe- si ile 24 saat içinde Silahlı Kuvvetler'le ılişkileri kesilir, 12 Mart ve 12 Eylül gıbi dönemlere rastlarsa da işkenceli sor- gulardan geçırilip tutuklanırlardı. Silahlı Kuvvetler'de "irtica" ile ilgili operasyonlara eski Ge- nelkurmay Başkanı Necdet Üruğ ve Kara Kuvvetleri Komu- tanı Necdet Öztorun tarafından hız verilmiş; bu operasyon- lar o günlerde iktıdar partisince tepkiyle karşılanmıştı. Öztorun'un İstanbul Sıkıyönetim Komutanı olduğu gün- lerde yönetim kurulu üyeleri arasında Turgut ve Korkut Ozal: ın da bulunduklan "İlim Yayma Cemiyeti"n\ kapatması ve ıs- rarlara rağmen açmaması bardağı taşıran son damla olmuş- tu. Bir sıkıyönetim komutanının, Başbakan'ın, kardeşi ve par- tisinin istanbul il başkanı ve TRT Yönetim Kurulu üyesi Prof. Ayhan Songar ve Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Salih Tuğ ve sanayici Ibrahim Bodur'un yönetim kurulu üyeleri olarak görev yaptıklan dinsel amaçlı bir derneği kapatması bağış- lanmamış; Öztorun'un bu katı tutumu kendisine Genelkur- may Saşkanlığı'nın aslanlı kapısını kapatmaya yetmişti. Hava Kuvvetleri Komutanı Sayın Safter Necioğlu'nu uya- rıyoruz; Öztorun'un başına gelenler, yarın ya da öbür gün Necioğlu'nun da başına gelebılır Sorusturulan subayların sahip oldukları görüşler, iktidar partisine pek öyle uzak de- ğildir!.. Ayasofya Bakanlar Kurulu, Ayasofya Müzesi'nin camiye dönüştü- rülmesi için kararname hazırlıyormuş. Önce türban, sonra Ayasofya, daha sonra da Abdülha- mid'in türbesi. Sakın "olmaz" demeyin. Bunlar yapıldıktan sonra Sultan Vahdettin ile Damat Ferit'in kemikleri de Türki- ye'ye getirilebilir. Sırasıyla ve adım adım gidiyorlar. Atatürk, 1934 yılında düzenlettiği bir bakanlar kurulu ka- rarnamesi ile Ayasofya'nın müze olarak kullanılmasını iste- miş; o günden bugüne kadar, Ayasofya, müze olarak kulla- nılmıştır. Ayasofya'nın müze olarak kullanılması kararı, laik cum- huriyetin uygarlık tarihıne verdiği bir armağandır. Bu açıdan Ayasofya bir simgedir. İstanbul, camileriyle ünlü bir kenttir. islam sanatının en güzel yapıtları İstanbul'dadır. Ayasofya'nın tam karşısında Sultanahmet Camii bulunmaktadır. İstanbul'da yeterince cami de vardır. Öyleyse konu "iba- detihtiyacı" değildir; amaç Atatürk'ün aldığı bir kararın kal- dırılabileceğinin kanıtlanmasıdır. Amaç, İslamcı düşüncenin, devlet eliyle laikliği yeniigiye uğratmasıdır. Bir bakanlar kurulu karan, bir başka bakanlar kurulu ka- rarı ile değiştirilebilir. Hukuk açısından sorun yoktur. Sorun, hukuksal değil siyasaldır. Sorun, Atatürk devrim- lerine bağlılık üzerine yemin etmiş bakanların böyle bir ka- rarı" alıp alamayacaklarıdır. Konunun İstanbul'un fethi ile ve Yunanistan'a karşı güç gösterisiyle de bir ilgisi yoktur. İstanbul, Türkler tarafından iki kez fethedUmiştir, İlk k©z 1453'te Fatih tarafından fethedilen İstanbul, ikinci kez de 1923 yılında TBMM hükümeti orduları tarafından. Ayasofya'yı müze yapan kararın altında istanbul'un ikin- ci fethini gerçekleştiren orduların başkomutanı Gazi Mus- tafa Kemal Paşa'nm imzası bulunuyor. Bu imzayı uygarlık tarihinden söküp atmak kimsenin harcı değildir! Yunanistan'a karşı güç gösterisi yapılacaksa, bu güç, Aya- sofya'da değil, Ege'deki FIR hattında ve Lozan Antlaşma- sı'na aykırı olarak silahlandınlan Ege adalarında kanıtlan- malıdır... Orduda operasyon (Boftarafl 1- Sayfada) lamltnası yoluyla uygulamaya ko- nulduğudur. Bu bağlamda emri veren ile uygulayanlar aynı kap- samdadır. Müvekkiller böyle bir emirle görev yerlerinden uzaklaş- bnlmıslar ve ilk anda görev ak- saklığı doğmuştur. Daha sonra ya- sadışı sorgulama uygulanmıştır. llk sorgulamadan sonra istedikleri doğrultuda bilgi alamavan görev- liler, müvekkillere yasadışı bir baş- ka uygulama ile 28 gun disiplin ce- zası vermişlerdir. Gorevli olarak geldikleri kanısıyla girdikleri l/Iaştırma Tabur Komulanlıgı ni- zamiyesinde gözleri bağlanarak sorgulama yerine alınan müvek- killer, bu sure içerisinde, yani ce- zalı kaldıklan sure içinde de göz- leri bağlı olarak tutulmuşlardır. Aynca zaman zaman alındıklan sorgu odasında kiifür ve tokatia hırpalanmışlar ve onurlan ve ki- şilikleri sürekli zedelenmiştir." Avukat Değer dilekçesinde, mü- vekkillerinin soruşturmanın Ha- va Tuğgeneral Osman Şah Çelik tarafından yürütülduğünü belirt- ti, uygulamanın ilgilileri hakkın- da yasal işlem yapümasını da is- tedi. Öte yandan sorgulanan astsu- baylardan tsmail Elma, Avukat Değer'e yaptığı başvuruda, yazılı olarak başından geçenleri anlatır- ken sorgulandığı süre içerisinde kapatıldığı odadan yatağı \e kar- yolasımn çıkarıldığım ve daha sonra da yaklaşık 15 gün kadar sandalye üzerinde oturmak ve uyumak zorunda kaldığını belirt- ti. Elma, aynca gece uykusunun da nöbetçiler tarafından sürekli olarak bölundüğünü ve kaç kez sorgulandığıru hatuiamadığını da bildirdi. Astsubay Recep Meral ise sorgulama sonrasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nden "reak- tif depresyon reaksijonu" nede- niyle 1.5 ay hava değişimi aldı. Genelkurmay Başkanlığı ise iş- kence iddialarının tamamen asıl- sız olduğunu açıkladı. Yapılan açıklamada, irticai faaliyetler ile ilgili olarak idari araştırma komis- >onu tarafından yapılan tetkik ve incelemede, hiçbir personele iş- kence gibi herhangi bir işlemin ya- pılmadığı ve yapılmasının da mümkün olmadığı belirtildi. Genelkurmay yetkilileri, aynca soruşturmanın halihazırda devam ettiğini de bildirdiler. Milli Savunma Bakanı Safa Gı- ray, ordudaki irtica soruşturması ile ilgili Cumhuriyet muhabirinin sorularını yanıtladı. Bakan, SHP Muğla Milletvekili lufan Dogo- nun önergesine verdiği cevapta, 1980'den bu yana 1022 kişinin Si- lahlı Kuvvetler'le üişiğinin kesildi- ğini yineledi ve "Orada da belirt- tiğim gibi 1022 kişi sadece irticai Uişkileri nedeniyle TSK'dan uzak- laştınimadı. Bu rakamın içinde >-asadışı siyasi, yıkıcı, bölücü ve ideolojik goruş benimseyenler de bulunuyor'' dedi. Hava Kuvvetleri'ndeki son so- ruşturma ile ilgili soruya Bakan Giray, şu yanıtı verdi: "Bu türden soruşturma sadece Hava Kuvvetlen'nde değil, geregi göriildügünd« Kara ve Deniz Kuv- vetlen'nde de yapılıyor." Bakana son soruşturmada kimi TSK mensuplannın işkenceye uğ- radığı yolunda savlar bulunduğu söylendiğinde, "Bana da böyle bir duyuru geldi, ancak incelettim ve olumsuz sonuç ortaya çıktı" dedi \e şunlan ekledi: "Bana başvuran da bir hanını- dı. Çeşitli nedenlerie ortalıkta gö- rülmeyince eşinin işkenceye tabi tutulduğu gibi bazı iddialara sa- hip oluyor ve bildiriyorlar. Araa dedigim gibi bir başvunı ile yap- tığım arasnrma sonunda işkence olayına rasllamadık." Bakan Giray, yapılan soruştur- manın yasal olup olmadığı konu- sundaki soruyu da şöyle karşıladı: "Kuşkusuz vasaldır. şunn da açıklıkla söyleyeyim, Türk Silab- lı Kuvvetleri'nin idari mahkeme- si, sivil kesimin idari mahkemesin- den çok daha duyarlı çalışıyor." Milli Savurıma Bakanı Safa Gi- ray, 12 Eylül 1980'den bu yana 1022 kişinin Türk Silahlı Kuvvet- leri ile ilışiğinın kesildiğini de söy- ledi. Giray, SHP'li Tufan Doğu^ nun konu ile ilgiii soru önergesi- ne verdiği yanıtta, tutum ve dav- ranışları ile yasadışı siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüş- leri benimsedikleri gerekçesiyle 397 subay, 176 astsubay ve 447 as- keri öğrencinin üişiğinin kesildi- ğini kaydetti. Bakan Giray, rütbesi ne olursa olsun ilişiği kesilen per- sonelin Silahlı Kuvvetler için ka- yıp olduğunu bildirdiği yanıtında, •Silahlı Kuvvetler'in geleneksel di- siplinini devam eltirmenin ve milli güvenliğin emniyetle korumasını saglamanın Silahlı Kuvvetler'in le- mel amacı olduğunu" ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear