Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
i OCAK 1990 EKONOMI CUMHURÎYET/13
Mali müşavir
i
sııç' gözleyecek
• ANKARA (AA) —
serbest muhasebeciler, mali
muşavirler ve yetninli mali
müşavirlerin, iş elde etmek
için açık ve kapalı, dolaylı
ve dolaysız yöntemlerle
reklam yapmaları
yasaklandı. Söz konusu
kişiler, ayrıca yaptıkları
işler sırasında adli yargıya
göre suç oluşturduğunu
belirledikleri halleri, yetkili
mercilere duyurmakla
yükümlü tutuldular. Maliye
ve Gümrük Bakanlığı
tarafından hazırlanan
yönetmelik
dünkü Resmi GazeteMe
yayimlanarak yürürlüğe
girdi.
Emekliye
ek ödeme
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Emeklilere
Danıştay kararıyla verilmesi
öngörülen gösterge
farklarının ilk taksidi 8
ocak pazartesi günü tş ve
Ziraat Bankası şubelerinde
ödenecek. Edinilen bilgiye
göre ortalama 1 milyon 200
binle 1 milyon 600 bin lira
arasında değişen gösterge
farklarından toplam 129
bin 489 emekli
yararlanacak. Bu
kapsamdaki emeklilere 8
ocak günü farklann ilk
taksidi olarak toplam 90
milyar lira ödenecek.
Zorla
emeklilik
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — TGS Ankara
şubesi, Anadolu Ajansı ve
Milliyet işyerlerinde çalışan
kimi üyelerinin emekliliğe
zorlandıklarını bildirdi.
TGS Ankara Şubesi
tarafından yapılan
açıklamada, özellikle
Anadolu Ajansı ve Milliyet
Gazetesi işyerlerinde toplu
iş sözleşmesi hükümlerine
karşın, emekliliği gelmiş
bazı işçilerin emekli olmaya
zorlandığı belirtilerek
"Kendi özgür iradeleri
dışında çahşanlan guç
durumda bırakan ve
işyerlerinde tedirginlik
yaratan bu uygulamalar
insan haklanna da
aykındır" denildi.
Tiıriznıde 'hayalf korkusuBir milyar lira sermayeli turizm acentelerinin devlet
tarafından teşviğinin 'hayali' birleşmeler yaratabileceği, dış
ticaret sermaye şirketlerine benzer bir modelin ortaya
çıkabileceği öne sürülüyor.
Turizm acentelerinin teşviki tasarısını olumlu bulan bazı
turizmciler, tasarının hayata geçmesinin çok zor olduğunu,
şart koşulan sermayenin çok büyük olduğu savunuluyor.
LEVENT GURSES
En az bir milyar lira sermayeli turizm
acentelerinin devlet tarafından teşvik edil-
mesini öngören yasa tasarısı, bazı turizm-
ciler tarafından 'Olumlu bir düşünce, an-
cak hayata gecmesi çok zor' şeklinde de-
ğerlendirilirken baa turizmciler de kara-
rın küçuk turizm acentelerinin son derece
aleyhinde olduğunu ve meydanın 4-5 bü-
yük şirkete kalmasına neden olacağını be-
lirttiler.
Teşvik almak için bir milyar lira sermaye
'Bedelsiz'de
önceki
başvuruya
eski slstenı
Bedelsiz otomobil
ithali için daha önce
başvuranlara,
yürürlükten kaldırılan
esaslara göre izin
verilecek.
ANKARA (AA) — Bedelsiz
otomobil ithal etmek için önceden
başvuranlara, yürürlükten kaldı-
rılan esaslara göre izin verilecek.
Hazine ve Dış Ticaret Müste-
şarlığYnın dünkü Resmi Gazete1
de yayımlanan tebliği ile 3 yaşını
geçmeyen otomobillerin bedelsiz
ithali için daha önce yapılan baş-
vurulara ilişkin uygulamaya açık-
lık getirildi.
Buna göre, 30 Aralık 1989 tari-
hine kadar adlanna en fazla 3 mo-
del yaşında otomobil kaydı bulu-
nan hak sahipleri, Destekleme ve
Fiyat îstikrar Fonu'na her model
yılı için 500 mark karşılığı prim
yatırarak, 1700 santimetreküp si-
lindir hacminden küçük otomo-
billeri bedelsiz olarak ithal edebi-
lecekler.
Hak sahipleri, silindir hacmi
1700-2000 santimetreküp arasın-
da olan otomobiller için, her 100
santimetreküp karşılığı olarak
1000 mark fon ödeyecekler.
ve en az bir milyar liralık pazarlama hiz-
met paketi şartı, acentelerin birleşerek bü-
yük tur operatörleri olmaları gereğini be-
raberinde getiriyor. Ancak turizmciler bir
milyar lira sermaye aranmasının yanlış ola-
cağım, bunun hayali tur operatörleri ve su-
ni birleşmeler ortaya çıkaracağını belirtti-
ler. Bir turizmci de bunun ihracatta oldu-
ğu gibi dış ticaret sermaye şirketi türün-
den bir yaklaşım olduğunu, ancak hükii-
metin ihracatta bu strateji ile bir başan
sağlayamadığını ve turizmde de bu türden
bir yaklaşımın büyük sıkıntılar doğuraca-
ğını, buyük sermayelı çevrelere para ka-
zandırmayı amaçladığını vurguladı.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği
(TÜRSAB) eski Başkanı Ferit Epikmen,
çoğunluğunu 50-100 milyon lira sermaye-
li turizm acentelerinin oluşturduğu sektör-
de bir milyar lira sermayenin çok buyuk
bir rakam olduğunu beürterek '*Turizm
hizmet sektörüdur ve serma>e>e bağımlı
degildir. Bu kararla meydan 4-5 şirkete ka-
lacak ve küçük şirketler olumsuz
etkilenecektir" diye konuştu.
VİP Turizm Genel Müdürü Ceylan Pi-
rinçoglu, bir milyar lira şartının hayali tur
operatörleri ortaya çıkaracağını vurgula-
dıktan sonra küçuk acentelerin, bir buyük
acente önderliğinde birleşerek yurtdışında
tur operatörlüğü yapılması yoluyla başa-
nya ulaşılabileceğini ifade etti. Pirinçoğ-
lu, "Ancak yurtdışında rekabet edebilraek
için yabancı bir ortak da gerekli. Vaban-
cılann Turkiye'nin pazartanması konusun-
daki know-how'ına ihtiyaç olacaktır" di-
ye konuştuktan sonra karan düşunce ola-
rak olumlu bulduğunu, yıllardır ihmal edi-
len turizm sektörünun teşviğe ihtiyacı ol-
duğunu belirtti.
Air-Tour'un Genel Müdürü Çınar Nal-
bantoğlu ise karann hayata geçmesinin zor
olacağını söyledi. Nalbantoğlu, birtakım
acentelerin suni birleşmeler yoluyla teşvik-
leri alacağını söyledikten sonra "Biz mil-
lel olarak ortaklığa açık değiliz. TÜR-
SAB'ta bile bir araya gelemiyoruz" dçdi.
Yurtdışında yoğun rekabet nedeniyle tur
operatörlüğu yapmanın bir hayli zor oldu-
ğunu, 1992 Tek Pazar hedefı nedeniyle pi-
yasanın lideri lngiliz ve Alman tur opera-
törlerinin bile geleceğinin belirsiz olduğu-
nu ifade eden Nalbantoğlu, "Birleşmeler
olsa bile organizasyon ve yönetimle ilgili
sonınlar ortaya çıkacaknr. Kim yonetecek,
çalışanların dunımu ne olacak? Bir de
Türkiye dışanda' şimdilik >a* turizmi ile
satılıyor. Peki o zaman, dışanda sadece
Türkiye'yi satmaya çalışan yerli tur ope-
ratörleri, kışın Avrupa'daki rekabet orta-
nıında ne \apacaklar?" diye konuştu.
5250 Aıtın döviz
rezervleri •**";
3112 87 3112 88 1512 89 2212.89
TRT'den
reklama
zam
martta
Döviz varhkları 11 trilyon
ANKARA (ANKA) — Merkez Bankası'mn
döviz varlıklan, 15-22 aralık günleri
arasındaki dönemde 196 milyar lira artış
göstererek, 10 trilyon 952.6 milyar lira
düzeyine ulaştı. Merkez Bankası verilerine
göre anılan bir haftalık dönemde, bankanın
döviz mevcutları da 13.9 milyar lira
çoğalarak, 22 aralık itibarıyla 3 trilyon 236.3
milyar liraya yükseldi. Altın ve döviz
varlıklannda meydana gelen artışa rağmen
Merkez Bankası bilançosu, 22 aralık
itibarıyla, 156.1 milyar lira olarak, 51 trilyon
553.7 milyar liraya indi. Bilançodaki bu
azalmada, menkul değerler cüzdanında yer
alan tahvillerde meydana gelen azalma etkili
oldu.
Menkul değerler cüzdanı anılan bir
haftada, 497.4 milyar lira azalarak 1 trilyon
2.8 milyar liraya geriledi. Merkez Bankası'mn
ticari bankalara kullandırdığı krediler 22
aralık itibarıyla 20.5 milyar lira azalarak
703.4 milyar lira düzeyine indi.
Linyit'inyarısı çöpe gidiyorAvrupa'da 150 yıldır kullanılan biriketleme
yöntemi Türkiye'de pek uygulanmadığı için her
yıl, tüketilen linyitin yüzde 4O'ı toz halinde çöpe
gidiyor. Toz linyit sıkıştırılma (biriketleme)
sırasında hava kirliliğini önleyici maddeler de
eklenebiliyor.
MERİH AK
Borsa Dergisi
6
Para' çıkıyor
• Ekonomi Servisi —
Haftalık Borsa Dergisi
"Para" 22 ocakta
yayımlanmaya başlayacak.
Yöneticiliğini Hakan
Feyyat'ın yapacağı "Para"
Dergisi, tstanbul Menkul
Kıymetler Borsası'nın yanı
sıra dış borsalardan da
haberlere yer verecek.
Dergide tasarruf sahiplerini
ilgilendiren altın, döviz ve
çeşitli mal piyasalarından
haberler de yer alacak.
Pen Ajans'a
yabancı ortak
• İSTANBUL (AA) —
Pen Ajans, İngiliz D'Arcy
Masius Benton and Bovvles
(DMBB) firması ile ortaklık
kurdu. Pen Ajans'tan dün
yapılan yazılı açıklamada,
ajansm, 1989
yılında yaptığı anlaşma
sonucunda 1 Ocak 1990
tarihinden itibaren Pen
Ajans - DMBB adıyla
reklam, tanıtım ve halkla
ilişkiler alanında hizmet
vereceği bildirildi.
İZMİR — Türkiye'de kışın ya-
kacak olarak kullanılan 10 milyon
ton linyitin yaklaşık 4 milyon to-
nunun toz olarak çöpe gittiği bil-
dirildi. Evlerde yakılan linyitler,
yüksek oranda kül ve nem içerdi-
ğinden hem ısı yönünden büyük
kayıplara hem de kirliliğe neden
oluyor. Linyitin biriketlenmesi ile
bu sorunların çözümlenebileceğini
belirten Prof. Dr. Mehmet Sağ-
lam, biriketlenme çalışmalarımn
Türkiye'de çok yetersiz olduğunu
da söyledi.
Evlerde kullanılan yakacaklann
başında linyit kömürü gelmesine
rağmen Türkiye^de geniş bir böl-
geye yayılan linyit yataklannın ka-
lite bakımından oldukça düşük
düzeyde olduğu beürtiliyor. Türki-
ye'de üretilen ve evlerde kullanılan
linyitlerin yüksek oranda kül ve
nem içerdiğine dikkat çeken Ege
Üniversitesi Kimya Mühendisliği
Bölümü öğretim üyelerinden
Prof. Dr. Mehmet Saglam, toz kö-
mürün biriketlenerek tekrar geri
kazaıulması için 10 yıldır çalıştık-
lannı söyledi. Ocaktan başlayarak
evlere kadar gelen kömürün bir-
çok evrelerden geçtiğini, iç ve dış
etkiler nedeni ile devamlı olarak
parçalandığını belirten Prof. Dr.
Sağlam, "Ülkemizde evlerde tüke-
tilen linyit miktan 7-10 milyon ton
arasında degişmektedir. Bunun da
yüzde 40"ı parçalanarak toz hali-
ne gelmekte ve israf olmaktadır"
dedi. Prof. Dr. Mehmet Sağlam
şöyle konuştu:
"Avrupa nlkelerinde yaklaşık
olarak 150 yıMır kömüriin biriket-
lenmesi yapılmaktadır. Buradaki
amaç toz baline gelen ve aülan kö-
mttriin preslenerek tekrar kazanıl-
masıdır. Ülkemizde fazla oranda
toz kömürü potansiyeti var. Bu ne-
denle de büyük enerji kayıplan
söz konusu. Türkiye'de biriketlen-
me çalışmalan istenilen düzeyde
değil. Ozel sektör bu konuda ça-
lıştı, ama başanlı olamadı. Dev-
letin bu konuda destegini ventıe-
si gerekiyor."
Toz kömürün geri kazanılması-
nın çevre kirliliği açısından da bü-
yük önem taşıdığım belirten Prof.
Dr. Mehmet Sağlam, "Labaratu-
varda yapılan kanşımlarla hava
kirliliğini de minimum seviyeye in-
dirmeyi başardık. Çevreye verilen
kükürt, birikedenme sırasında kö-
müre ilave edilen kireçle büyük öl-
çüde onlendi. Bu gibi çalışraalar
çeşitli üniversitelerde yapılmakta-
dır" dedi.
ANKARA (AA) — TRT, her
yıl ocak ayında yeniden düzenle-
diği reklam yayın ücreterini, bu
yıl mart ayında uygulamaya ko-
yacak. En yüksek ücret TV 1 ve
2. kanallannda ana haber bülten-
leri ile hava durumu arasında ya-
yımlanacak reklamlardan alına-
cak.
Televizyonun birinci kanalın-
da, ana haber bülteni ile hava du-
nımu arasında yayımlanan ve
azarai 60 saniye süreli olan rek-
lamların ücreti 37 milyondan 54
milyon liraya çıkanldı. Program
sinema ve diziler arasında yayım-
lanacak reklamların ücreti ise 60
saniye için 47 milyon lira, 30 sa-
niye için de 28 milyon lira oldu.
Yılbaşı, genel nüfus sayımı, se-
çim ve Eurovision özel yayınlan
sırasında ekrana gelecek reklam-
lann saniye ücreti ise 900 bin lira
olarak belirlendi.
Televizon ikinci kanalmda ha-
ber bülteni öneesi yayımlanan
reklamlann saniye ücreti, 166 bin
liradan 250 bin liraya yükseltildi.
Bu kanalda 20.15'te yayına giren
dizi ve program öneesi yayımla-
nacak reklam ücreti ise 180 bin li-
ra olarak tespit edildi. Televizyo-
nun ikinci kanalmda özel gün ve
yayınlarda yer alacak reklamlar
için saniye ücreti de 200 bin lira-
dan 260 bin liraya çıkarıldı. Yine
bu kanalda yayımlanan Türk-
çe-lngilizce haber bültenleri ara-
sında gösterilen reklamlann 60 sa-
niyelik ücreti, 10 milyon liradan
15 milyon liraya yükseltildi. Prog-
ram, sinema ve diziler arasında
yayımlanacak reklam programlan
için saniye ücreti de, 60 saniyeli
yayvn için 15 milyondan 25 mil-
yona, 30 saniyelik yayın için 10
milyondan 15 milyona çıkanldı.
TV'nin Uçüncü kanalmda yapı-
lacak 60 saniyelik reklam yayını
için ücret 14 milyon lira, 30 sani-
yelik yayın için ise 8 mtlyon lira
olarak tespit edildi. GAP TV'sin-
de ise gündüz yayımlanacak rek-
lamlar için 15 bin lira olan sani-
ye Ücreti 30 bin liraya yükseltil-
di.
'Karadeniz Ekonomik Bölgesf önerisi
Ekonomik Panorama Dergisi tarafından düzenlenen
panelde konuşan Prof. Gülten Kazgan, Turkiye'nin AT'ye
alternatif yaratması gereğine dikkat çekerek Karadeniz'e
kıyısı olan ülkelerle ekonomik bölge kurulmasım önerdi.
Ekonomi Servisi — Dünyadaki son ge-
lişmelerin şu anki Türkiye'yi olumsuz et-
kileyebileceği, ancak kendine "çeki-düzen"
veren ve zamana uyum sağlayabilen bir
Turkiye'nin şansının yüksek olduğu belir-
tildi. Haftalık Ekonomik Panorama Der-
gisi'nin önceki gün duzenlediği "Diinyada
Yeni Dengeler ve Türkiye" başhklı panele
katılan konuşmacılar, yüzde 70 enflasyon,
yüzde 2,5* nüfus artışı, eskimiş sanayi ve
büyük miktarlardaki dış borcuyla şimdiki
Turkiye'nin bir 10 yıl daha bu görünümün-
den kurtulamaması sonucunda sorunları-
nın büyüyebileceğini vurguladılar.
Önceki gün Hilton Oteli'nde düzenlenen
panele katılan Prof. Dr. Asaf Savaş Akat
yaptığı konuşmada, Doğu Avrupa ülkele-
ri pazarımn potansiyel olarak ABD paza-
rından daha büyük olduğunu ve bu geliş-
melerin Türk dış ticareti için büyük bir fır-
sat yarattığını belirtti. Türkiye*nin dünya
ticaretinden önemli pay almada akılcı bir
iktisat politikasına gereksinimi olduğunu
söyleyen Akat, şimdiki konjonktürün de-
vam etmesi halinde ise Turkiye'nin büyük
bir olasüıkla bu fırsatı kacırabileceğini vur-
guladı. Türkiye'nin sermaye ihraç eden bir
ülke olması gerektiğinin de altını çizen
Akat, "Beklemeye tahammül yok" dedi.
Prof. Dr. Gülten Kazgan, Türkiye'nin
AVye bir alternatif yaratması gereğine de-
ğindiği konuşmasmda; Karadeniz'e kıyısı
olan ülkelerle bir "Karadeniz Ekonomik
Bölgesi" kurulması fıkrini önerdi. Kazgan,
dunyarun hızla bir bloklaşmaya gittiğini ve
Türkiye'nin de bloklaşmamn dışında kal-
maması gerektiğini söyleyerek, Türkiye'nin
hem AT oyununu oynarken hem de yeni
bir bloklaşmaya giderek kişiliğini ortaya
koymasının ve bunun getireceği ekonomik
olaylardan yaraıianmasınm büyük avantaj-
lar doğuracağına dikkat çekti.
Kazgan, Türkiye'nin, artık NATO kar-
tuıı uzun süre oynamasının mümkün olma-
dığım da sözlerine ekleyerek eğitimden nü-
fus artışına, çevrecilikten teknolojiye ka-
dar her alanda kendini geliştirmesi gerek-
tiğine parmak bastı.
Koç-Amerikan Bank Genel Müdür Yar-
dımcısı Dr. Metin Berk de yaptığı konuş-
mada, Doğu Avrupa'daki gelişmelerin
Türkiye'nin ATdeki pazarlık gücünü azalt-
tığını, bunun da katma değeri, teknolojisi
yüksek sanayiye yatırım yapılabilmesiyle
aşılabileceğini söyledi.
Dış Ekonomik tlişkiler Kurulu Genel
Sekreteri Prof. Dr. Çelik Kurdoğlu da ba-
şuu îtalya'nın çekebileceği bir "Güney Ak-
deniz Topluluğu"nun gündemde olduğu-
nu belirtti. Kurdoğlu, bunun AT'ye alter-
natif yaratabileceğini söyleyerek Türkiye
1
-
nin artık stratejik kartının bittiğini, jeopo-
litik kartın önem kazanmaya başladığım
vurguladı.
Panelin birinci bölumünde ise dünyadaki
yeni politik dengelere ağırlık verildi. Ge-
lecek için bir dizi sorulann yöneltildiği bu
bölümde konuşan gazeteci Mehmet Ali Bi-
rand, SSCB'nin bir süper güç olma özelli-
ğini yitirdiğini ve ABD'nin ultra süper güç
haline geldiğini belirterek bunun dünya
dengeleri için çok tehlikeli olduğunu söy-
ledi. Türkiye'nin artık strateji kartını kul-
lanamayacağını da sözlerine ekleyen Bi-
rand, "Şimdiye dek hep stratejik kartımı-
zı kullanırdık. Alışmışız hep tek kart oy-
namaya. Ve şimdi ne kart oynayacağımızı
bileraiyoruz" dedi.
IŞÇININ EVRENEVDEN
ŞÜKRAN KETENCt
Uzlaşma
Hukuka göre hükümetlerin üstünde, tarafsız olması gereken
Sayın Cumhurbaşkanı yeni yıl mesajında, ekonomiyi düze çı-
karma adtna işçi-işveren-hükürnet taraflarını "toplumsal
uzlaşmaya" çağırdı. TİSK kanadı bu önertye hemen sarıldı. Türk-
İş Başkanı Şevket Yılmaz, önce sıcak yaklaşımla enflasyon ar-
tışını karşılayacak bir ücret önerisine "evet" diyeceklerini söy-
ledi. Sonra da bazı uyarılar aldığı izlenimini veren, her yoruma
elverişli ikinci bir açıklama yaptı.
Kendisini yakından tanıyan hükümet, işveren ve sendika çev-
releri için son açıklaması, duruma göre politika izlenecek anla-
mına geliyor. Tabandan, sendikalardan çok sert tepkiler gelmez,
hükümet de görüntüyü kurtaracak bir şeyler verirse, iş kotarıla-
bilirse, "toplumsal uzlaşmaya evet". Yok, tepki çok fazla olur,
işler tersine gelişirse, "toplumsal uzlaşmaya hayır" denmiş ola-
cak.
Benzer senaryolu filmleri ne kadar çok ve sık seyrediyoruz
değil mi?
Bize sorarsanız Türk-iş'in yeni yönetiminin kamuoyuna açık
ilk çalışma gündeminin "toplumsal uzlaşma" olması ciddi bir
talihsizlik. Elbette kural olarak, işçi konfederasyonları toplum-
sal anlaşmalar yapamazlar gibi bir önyargı ya da saplantı içirt-
de değiliz. Demokrasilerde, üçlü tarafların bir araya gelerek yap-
tıkları toplumsal anlaşma örnekleri oldukça fazladır. Her şey-
den önce zorunluluk hallerinde yapılan toplumsal anlaşmala-
rın sonuç olarak işçiler ve sendikal örgütlerince çok sevilmedi-
ğini, fazlaca benimsenmediğini vurgulamalıyız. Çok dahaönem-
lisi ise bu türden anlaşmalar için sendikaların vazgeçemeye-
yecekleri önkoşullann olması.
Daha açık bir anlatımla, bir işçi konfederasyonunun işveren
ve hükümet cephesi ile masaya ülke düzeyinde bir anlaşmaya
oturabilmesı için, kendini vazgeçemeyeceği şilahlarla, donanım-
larla güçlendirmiş olması zorunluluğu var. Öncelikle işçi örgü-
tünün baştan yenik düşmemesi için o ülkede gerçek sendikal
hakların kullanılabiliyor olması, yasaklı bir düzenin söz konusu
olamaması gerekiyor. Pek çok ülkede yaşanan deneyimler, biz-
de Ecevit hükümeti döneminde Türk-iş'le yapılan toplumsal an-
laşmada olduğu ûzere. işçi örgütünün sendikal hakları kullana-
bilme anlamında yasaksız düzen içinde olması halinde dahi ya-
pılan anlaşmadan zararlı çıktığını ortaya koyuyor.
Türk-iş'in yertt yönetiminin, demokrasi ve sendikal hakların
eksiksız kullanılabildiği. işçi örgütünün gerçek taban desteği-
ne sahip olduğu ve güçlü şilahlarla donanımlı bulunduğu hal-
lerde dahi başarısızlık olasılığının çok yüksek olduğu bir anlaş-
ma önerisine değil sıcak bakmak, sözünü dahi ettirmemesi ge-
rekmiyor mu?
"Toplumsal uzlaşmayı" gündeme almak öncelikle siyasal açı-
dan gerçek bir talihsizliktir. Yine Şevket Yılmaz başkanlığında-
ki Türk-İş yönetimleri, bildiğimiz kadarı ile 1984 yılından bu ya-
na, işçi sınıfının karşısında bir ANAP iktidarından yakınmışlar-
dır. Bu iktidann düşmesi için seçim ve referandum karnpanya-
larında aktif politikalar uygulamışlardır. Şimdi seçim anketlerinde
halk oyu desteğı %15'lere düşmüş ve gitmesini istedikleri ikti-
darla, iktidarı doğrudan desteklemek anlamına gelen böyle bir
uzlaşmayı nasıl düşünebilirler? Muhalefet partileri SHP ve DYP
başından Özal'ın önerisini ret ederek bu anlamdaki tepkilerini
dile getirmişlerdir.
Toplumsal uzlaşmayı düşünebilmek sendikal bazda çok da-
ha büyük bir talihsizliktir. Çünkü Türk-iş'in yine Şevket Yılmaz
başkanhğındaki daha önceki bütün yönetımlerimn ve genel ku-
rullarının alınmış sayısız bağlayıcı karar ve görüşleri tartışılmaz
açıklıktadır. Türkiye'de gerçek sendikalaşma, toplu pazartık grev
hak ve özgürlükleri söz konusu değildir. Anayasa ve ilgili yasa-
larda çok köklü, önerr'i değişiklikler gereklidir. ANAP iktidarla-
rı demokratik içerikte en küçük bir yasal düzenlemeyi günde-
me getirmedikleri gibi yeni her yasa ve uygulamaları ile işçi hak-
lannda yeni kısjtlamaları getirmişlerdir. Hükümet ve işveren cep-
hesi karşısında yasalar desteğinden de yoksun olarak masaya
oturmak, uzlaşmadan da öte bir teslimiyeti getirmez mi?
Sendikacılar 1984'ten bu yana, kendilerinin imzasını taşıyan
toplu sözleşmelerle işçilerin hak kazanma yerine hak kaybet-
me, yoksutlaşmalannın suçunu hep yasaklı düzene atmamış-
lar mıydı? Sonunda işçi taban sürekli yoksullaşmadan, hak kay-
betmekten bunalmış, "açlık" gündemi ile yasaklı düzende, ça-
re arayışına geçmemiş miydi? Işçilerimiz böylece dünya işçi sı-
nıfı tarihinde yeri olmayan, bizdeki yasaklı düzenin ürünü, pa-
sif direnişlerı bulmuş, geliştirmiş, giderek yaygınlaştırmış ve ge-
çen yılın baharında bizim işçi sınıfımızın tarihınin en kitlesel
eylemlenni gerçekleştirmişlerdi.
Yasaklı düzene, kaderciliğe ilk isyanın, birlikte ilk ciddi bir-
şeyler kotarmanın sembolü bahar eylemlerinin getirdiği hava,
sendikalar yönetimlerine de küçümsenmeyecek bir biçımde yan-
sımıştı. Aslında Türk-İş genel kurulu delege dağılımına da so-
yut olarak yansıyan bu hava, değişiklikten korkan, değişimi ez-
mek isteyen lonca-kast sistemi yürüyen sendikal anlayışın, be-
cerikli liderlerinin ittıfakı ile ters yüz edilmişti. Yine Şevket Yıl-
maz başkanlığında, ancak dengelerin değil, bu kez sağın, sa-
dece siyasal anlamda da değil, çıkarcı sendikacılık anlayışı an-
lamında asıl tutucu ittifakın desteğinde bir yeni yönetim
oluşmuştu.
Çoğunluk taban desteğinden, tabandakı değişimden çok uzak,
tıpkı ANAP iktidarı gibi kitleleri temsil etmeyen Türk-İş yöneti-
minin, böyle bir uzlaşmaya değil "evet" demesi, eğilim duyması
dahi, ayrıca bir talihsizlik olabilir.
ŞİRKETLERDEN HA^ERLER
• BAŞER-COLGATE
Temizlik Maddeleri Üretim
Firması'nın 'Vıl Sonu Satış
Toplantısı' yapıldı.
Toplantıda, Başer-Colgate
elemanlanna 'Satış ve
PEizarlama Stratejileri' konulu
seminerler verildi.
• KOMİLİ Satış
Teşkilatı'nın geleneksel yıl
sonu toplantısı Antalya
Dedeman Oteli'nde yapıldj.
Geçen yılın bir
değerlendirmesinin de
yapıldığı toplantıda, 1990 yılı
hedefleri saptandı ve başanlı
elemanlar ödüllendirildi.
• IBM Bilgisayar Firması,
1990 yıhnın ilk büyük bilgi
işlem sergisini Ingiltere'de
açıyor.
27 Şubat-1 Mart 1990
tarihleri arasında ziyarete
açık olacak sergide IBM
ürünleri ve ürünlere ilişkin
seminerlerin yanı sıra, üretim,
banka ve sigortacılık, kamu
hizmetleri, dağıtım,
pazarlama, bilim ve teknik
gibi çeşitli alanlarda
uygulama gösterileri
yapılacak.
FAX ÇOK HIZLI şife
ÇOK FARKLI '
GONPAA.Ş- IST. 134 34S6 • 161 22 06 • 1328761 ANK 1363965 • 1372565 KW 225215
IBM
PS/2
Doğru Çözümler + Anahtar Teslimi Projeler + Eğitim
Hizmetieri + "Hot-Line" Acil Scrvis + Etkin Bakım
Onarun + Satış Sonrası Destek + Deneyimli ve
Profesyonel Kadro + Uluslararası Destek
I
PORTAŞ
PORTAŞ DIŞ PAZARLAMA ORGANİZASYON VE TANITIM A.Ş.
Merfcez: Rumeli Cad. Villa İş.haru A Blok Kat 3 Nişantaşı, İstanbul TeL (1) 130 15 07 (7 hat) Teleks: 26204 prts tr Faks: (1) 130 15 14 Adana: Gazi Paşa Bulvan, Yurdaer Apt. No.37/7 Daire 21 Tel: (71) 17 21 58 - 59
Faks: (71) 14 65 40 Antalya: Ulusoy Bulvan, Hayfabarut ApL No.57/3 Şarampol Tel: (31)11 07 37 - 38 Eğitim: Kasap Sokak, Topel Apt. No.14/A Esentepe, İstanbul Tel: (1) 174 76 85 (3 h?t) Senis: Talatpasa Cad No 106
Gültepe, İstanbul Tel: (1) 179 62 17 (3 hat) Faks: (1) 179 62 20