Catalog

29 OCAK 1990 CUMHURİYET/7 KIRATLI TOPRAK ANKARA HAVASICumhuriyet Aıkara Bûrosu TarihtekerrürdürTRT Haber Dairesi Başkan Yardtmctlığı'na Hamit Toprak atandı. Haber Dairesi'nin dar mı dar çalışma alanında Toprak için önce bağımsız bir oda arandı, ama bulunamadı. Diğer Daire BaşKan Yardımcısı Savaş Kıratirnın odasına bir masa daha yerleştirmek akla geldi... Toprak, önümüzdeki günlerde Kıratlı ile aynı odayı paylaşacak. Kendi ıç haberleşmesi, kamuya dönük haberleşmeden daha hızlı çalışan TRT'de şimdi bir endişedir gidiyor. Şimdiki Başkan Ceyhan Batur, başkan yardımcısı iken Kıratlı ile aynı odayı paylaşmıştı. Bu dönemde Baytur ile Kıratlı arasında dıllere destan bir tartışma geçmişti odada... Ya şimdi de benzeri bir durum olursa ne yapılabilirdi? DEMIREL GENCLERLE DISCORIUM'DA KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK #3*' KV * <ns ^) >* sy PİKNİK PtYALE HADRA Alnımın çatısma çatışma ışıkları çakmayın DYP lıderi Süleyman Demirel, geçenlerde, İstanbul'un en lüks dıskoteklerinden biri olan Discorium'daydı. Demırel'ın geleceğıni duyan, partili partısiz, kızlı erkeklı kalabalık "Discorium"u doldurdu. Hemen herkes birbirine, "Süleyman Bey, acaba dans eder mi" sorusunu yöneltıyor ve kımileri, "Belki vals, belki de Lambada yapar" esprisini yaptı durdu. Salon. bir anda "arabesk" nitelik kazanıyordu. Gerçekten, Demirel, gençler arasında boyle bir davranışla. "değişik bir imaj" çizebilirdi. Ama övle olmadı. Demirel DYP il örgutunce 1990 yılının "Gençllk Yılı" ilan edilmesi nedeniyle düzenlenen toplantı ıçirt "Discorium"da bulunuyordu. Parti üst düzey yetkililerinin anlattığına göre toplantının burada yapılmasına karşı çıkan Demirel, çok zor ıkna edilmişti. Ancak salona iki saatliğine yaklaşık 15 mılyon lira kira ödendiğini öğrenen Demirel, çaresiz burayı kabul etti. Salonda çok sayıda gazetecinin yanı sıra TRT ekibi de yer alıyordu. Alkışlar arasında salona giren Demirel, "şöyle bir" çevresini gözden geçiriyor ve TRT kamerasının üzerindeki ışığı görünce: — Bu ışığı gözüme tutarsanız, bir şey göremem. Yandan yapacaksınız, yandan. Oyle, tam alnımın çatısına ışık tutmayın, diyordu. Ses düzeni çok guzeldı. Ekolu mikrofona bir iki "put, puf" diyen Demirel, salonun "akustlk' özelliğinin de SINATRA DOKTRİNİ Gorbaçov anlayamıyor DYP lideri Demirel'e göre Gorbaçov, Frank Sinatra doktrini uyguluyor. Bu görüşünü grup toplantısında açıklayan Demirel, aslında Frank Sinatra'nın da bir doktrini olmadığını belirtti. Ama hemen arkasından bu ünlü sanatçını i "Ben kendi bıldiğim gibi yaptım" adlı şarkısını anımsatarak şöyle dedi: "Şimdi Avrupa'daki halklar da sanatçının bu şarkısındaki gibi, 'Ben kendi bıldiğim gibi yaptım' diyorlar. Kendi istediklerini yapıyorlar Gorbaçov, Doğu Avrupa'da bu şarkıyı alkışlıyor. Yalnız bu Frank Sinatra doktrininin Sovyetler Birliği'nin kendi bünyesi için geçerli olmadığını gördük. Orada insana ses çıkarttınlmıyor." Demirel'e göre Azerbaycan halkı da Frank Sinatra doktrinini uygulamak istemiş, ama izin verılmemışti. Gorbaçov'un, Azerbaycan halkının, "Ben kendi bıldiğim gibi yaptım" şarkısını Azeti lehçesiyle söylediklerı için anlayamadığı sanılıyor. TEMEL1E DURSUN Kaç kişiluk? Trabzon'dan İstanbul'a hareket etmek üzere oian uçağın bütün koltukları doluydu. Bu . durumda, bu iki önemli yolcunun alınabilmesi için, iki kişinin uçaktan ındirilmesi zorunluydu. THY görevlisi. önce uçaktaki yotculara "şöyle bir" göz gezdirdikten sonra, ön sıralarda oturan iki genç Karadenizlinin yanına varıp, biletlerıni istedi, sonra da dışarı çıktı. Az sonra, beraberinde bir polis memuru ile tekrar uçağa gırdi ve polis memuruna: —işte bunlar. dedi. Polis memuru genç yolculara dönüp: —Siz ineceksiniz, size yanlışlıkla fazladan bilet verilmış, dedi. Temel ve Dursun şaşkın bir sekilde: —Ne demek fazladan verilmiş, bizum bıletlerumuz okeyli, biz inmeyruk, diye karşıtık vermışler. Polis memuru, bakmış iş uzayacak, kendi yöntemiyle "ikna" etmiş Temel ve Dursun'u. Çaresiz, uçaktan ineceklerdi. Yerlerinden kalkıp kapıya yaklaşınca, pilot kabininın önünde duran uçağın kaptanı ile karşılaşmışlar, Temel sormuş: —Ha bu tayyarenun piloti sen misun? —Evet. —Peki, kaç kişiluktur bu tayyare, kaptarf? —65 kişılik. —Uyy, ha bu tayyareyi, 67 yerine (55 kişuluk yapan fabrıkanunben... Milletvekilleri yeraltı işçisine benzettldi. UMMAD1K TAŞ BAŞ YARAR Çankaya'yı da yönetiyor Partısinin TBMM grup toplantılarında Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Yıldınm Akbulut'u sert bir dtlle elestiren DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, bu hafta üslubunu yumuşattı. Özal'ın ABD Başkanı Bush ile görüşmeden önce, hükümetin görüşünü aldığını açıkladığına dikkatçeken Demirel'in, hem Özal'a, hem Akbulut'ayönelik eleştinsi, bu uslüp değişiklığini ortaya koyuyordu: "Ummadıktaş, başyarar. Sayın Özal, Başbakan Yıldırım Akbutut'un düşüncesini, kararını almadan hıçbir şey yapamazdurumdadır. Bir de Çankaya, Türkiye'yi idare ediyor diyorsunuz. Hayır Çankaya'yı dahükümeti de Sayın Akbulut idare ediyor." Demirel'in bu sözteri tüm DYP milletvekillerini uzun uzun güldürdü. Ancak herkesten daha çok gülen Demirel sözlehni şöyle tamamladr "Hani derler ya, ister inan, ister inanma." GÜVENCE Bakan gerekli saygıyı görecektir 16 sosyal demokrat sendika, 24 ocak günü, Türk Harb-İş Sendikası toplantı salonunda, "24 Ocak çıkmazı" adlı bir panel düzenledi. Panel öncesi Türk Harb-İş Genel Başkanı Kenan Durukan, ANAP'lılarla temasa geçerek, kendilerinden panelde ANAP adına konuşacak bir temsilci istedi. ANAPIılar, Kenan Durukan'a, temsilci olarak Devlet Bakanı Işın Çelebi'yı göndereceklerini söylediler. Ama güvence de ıstediler, "Aman Türk-İş Genel Kurulu gibi olmasın" dıyerek. Işm Çelebi, Türk-İş Genel Kurulu'nda konuşurken yuhaianmış, delegeler salonu terketmişler, bunun üzerine bakan konuşrnasını yarıda kesip kürsüden inmek zorunda kalmıştı. Durukan ANAP'lılara, "hayır, bizim arkadaşlarımız hoşgörüyle sayın bakanı dinleyecekler, ve sayın bakan gerekli saygıyı görecektir" diyerek istenilen güvenceyi verdi. Ama, yine işçi temsilcileri, panel sırasında Işm Çelebi'ye söz atmadan edemediler. Çelebi, zamanı getınce sandtğa başvurulacağını söyleyince, paneli dinleyenlerden "Ne zaman sayın bakan, ne zaman" sesleri yükseldi. verdiği havayla "çok keyiflenmiş olacak ki" âdeta şarkı söylüyor gibi oluyordu. Heyecanh bir konuşma yapıyor ve ağırlığı da doğal olarak gençlere veriyordu. Gençlerin, siyasetten ve ülke sorunlanna eğilmekten uzaklaştırılamayacağına dikkat çeken Demırel, sonunda bir zamanlar "68 kuşağı"nın sloganı olan"Demokrat gençlik, demokrat üniversite" sözlerıni ediyordu. Acaba Demirel, bu yaklaşımında "çok mu geç" kalıyordu? KADIN Demokrat kocalar iş başına SHP Ankara İl Kadın Komisyonunun 'kota' konulu çaylı toplantısı, bir anlamda SHP'li kadınların ılk politıka sınavı oldu. Ancak SHP'li kadınlartn, bu sınavı ne ölçüde başardıkları bir soru işareti olarak kaldı. Kota konusunda konuşan hemen bütün konuşmacılar, "Arkadaşlar, biz buraya çay içip dedikodu yapmaya gelmedik. Lütien sessiz bir biçimde konuşmaları dinleyin, erkeklerin eline bir koz daha vermeyin" diye uyardıysalar da başkentin yenı buz pateni sarayında sessizlik bir türlü sağlanamadı.. Bu durumun tek istısnası ise Balıkesir İlçe Başkanı Esin Bozoğlu'nun konuşması oldu. Bozoğlu, konuşmasının içeriği ve üslubuyla çay kaşığı ve dedikodu gürültülerini bir süre kesebilmeyi başardı. Bozoğlu kadtnlara kota önerisinın dışında bir önerisi daha olûuğunu açıkladı. Öneri hayli ilginç ve bütün siyasi partileri kapsıyor: "Siyasi partilerin tüm örgütlerindeki erkek üye ve yöneticilerin en az yüzde yirmi beşi ' 'demokrat kocalardan' oluşturulsun." Bozoğlu'nun bu önerisinin yaşama geçirilmesi hayli güç olsa gerek. * * • Denizli Baro Başkanı Ismet Kayahan: "Genelevler, insanlarm cinsel yönöen eğitıldiği birer akademi haline getirilmelidir." Akademik kariyer artar! •k-k-k Demirel: "Saytn Özal, mimar olmuş gelmiş Türkiye uçmaya başlamış demek doğru değildir." Bıliyoruz... Uçan Özal oldu!.. Memurlann emeklilıklerinde alacakları emekli maaşları hesap edılirken yalnızca çıplak maaşları dikkate alınırmış... Milletvekillerinde ıse giydirilmiş maaşları!... Sinasi Nahit Berker fflZLI GAZETECİ VECDET ŞEV SOMRA ÖTetCiLE(?P£N ME PARKJM PdUA SİMOıOEM i KÛRMA^JİC ?AR ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACr GARFIELD JM DAVIS ^ L Ş1MDİ DE Ö,Oy^ TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 29 Ocak TRABZON-IRAN TASIMA SERVlSt.. 193?'D£ KAMUĞr) ELıYLE tai/İULAN O7OSÜS VE KAMYON SE&VIS SISTEMtHİtJ ÇOK YAKtMPA İÇt-EMEYE gAfuyACASf AÇiKLANMIŞTl. gU AMAÇO4 MAIZLANAN 8 O7DBUSCE 24 Z-ON 'A GÖNPEBıL/urrÇTt. MAZOTL/I BU TAŞrrzA/Z, YAKir SULUNMAZSA YAĞI 'LE PE YOLA PEVS4M £~DEg!LECEK- Tf. OrOSÜSLE/e <6 KlŞİÜtL, IS£ /taŞEIZ TONLUKTU. AJAFtA LE77'/ PE TÜRK ve DÜNYA KARÎKATÜRÜNDEN KAMtL MASARACI -4. Zuzana Had\igo ' - Çekc ovakya