Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 29 OCAK 1990
Devlet Bakanlannın
Görevleri
2311.1989 tarihlı başbakanlık genelgesı, bazı devlet bakanlarına
hukumet ve iktidar partısi ilişkilerinin sağlanması ve eşgudumu
gorevini verdiği, bazı devlet bakanlarını aynı ya da benzer nitelikte
hizmetlerle gorevlendirdıği, bazı devlet bakanları arasında
başbakanlıkla ilgilendirilmiş kamu iktisadi teşebbuslerinı paylaştırdığı
ölçude 3046 sayılı kanuna aykın ya da rasyonel sayılamayacak bir
duzenleme getirmiştir.
Prof. Dr. HİKMET SAMİ TÜRK
Başbakan Yıldınm Akbulut'un başkanlığında
kı hukumetın kuruluşundan bu yana ıkı ayı aşkın
bır zaman geçtığı halde, gerek hukumetın kendı
ıçınde bazı bakanlar arasında, gerek hukumetle ık
tıdar partısi ıçındekı bazı gruplar arasında bırta-
kım sorunlar olduğu, haua bu sorunlann gıderek
artma eğılımı gösterdığı, hemen hemen her gun ga-
zetelerde çıkan haberlerden anlaşılrnaktadır Şup-
hesız bu sorunlann çeşıt! nedenlerı bulunmakla bır-
lıkte, bır bolumu, şımdıkı hukumetın devlet bakan
ları sa>ısım 15'e çıkararak hızmet bakanları sa>ı-
sına eşıtleyen >apısından ka>naklanmaktadır 15
devlet bakanı arasındakı ışbolumu ve gorev dağı-
lımı, Başbakan Akbulut'un 23 11 1989 tarihlı ge
nelgesıyle duzenlenmıştır
Hiıkumet-parti ilişkileri
Bılındığı gıbı, 2"1
9 1984 tarıh ve 3046 sayılı Ba-
kanlıkların Kuruluş ve Gorev Esasları Hakkında
Kanun'a göre "Başbakana yardım etmek. Bakan-
lar Kurulu'nda koordınasyonu sağlamak, ozel
önem ve oncelık taşıvan konularda tecrube ve bıl-
gılerınden ıstıfade edılmek amacıvla başbakanın
teklıfı ve cumhurbaşkanının onavı ıle" atanan dev-
let bakanları, "Başbakan tarafından verılecek go-
rev lerı >erıne getırırler" (m 4/1, Ila) Ancak ana-
yasanın 112 maddesının III fıkrasına göre "ba-
kanlann görevlerının anayasa ve kanunlara u>gun
olarak yerıne getırılmesıru gözetmek ve duzelüa ön-
kmlen almakla >ukurnlu" olan başbakanın de%-
let bakanlarına vereceğı görevler de "ana>asa ve
kanunlara uygun" olmak zorundadır
Başbakanın 23 11 1989 tarihlı genelgesı bu cer-
çeve Kinde ıncelendığınde başlıca dört nokta dık-
katı çekmektedır
1) Bu genelge ıle ıkı devlet bakaruna öbur görev -
len vanında "partı genel merkezı ıle hukumet ılış-
kısırun sağlanması", başka bır deyışle, "hukumet-
partı genel merkezı ılışkılen" ek gorev olarak, ıkı
devlet bakanına "hukumet partı ılışkılen
koordınasvonu"' aslı görev olarak verılmıştır Ay-
rıca ıkı devlet bakanı, 'hukumet ve parlamento
grubu ılışkılerının koordınasvonu" ıle gorevlendı-
rılmıştır Anılan ıbarelerde 'genel merkezı", teş-
kılatı >a da "parlamento grubu" ıle ılışkı kurula-
cak ya da koordınasyon sağlanacak partı bellıdır
Bu, doğrudan doğruja ıktıdar partısi ANAP'tır
Yoksa sozu geçen devlet bakanlarına venlen görev,
ana>asanın 68 maddesının II fıkrasında "demok-
ratık sı>ası ha>atın vazgeçılmez unsurlan" kabul
edılen sıvasal partılerle genel olarak ılışkı kurulması
ya da en azından TBMM'de grubu bulunan sıya-
sal partılerle bazı onemlı konularda uzlaşma ve ış
bırlığı olanaklarının araştırılması değıldır Zaten ge-
nel olarak "hukümet parlamento ılışkılen" ıle go-
rev lendırılmış ıkı devlet bakanı daha vardır
Bovlece hukumetre ıktıdar partısi \a da organ-
ları arasındakı ılışkılerın vurutulmesı va da koor-
dınasvonu ıçın toplam altı devlet bakanı gorev len-
dırılmış bulunmaktadır Turkı>e'de ılk kez goru
len, fakat muhalefet partılerımn şımdıye değın her
hangı bır tepkı göstermedıklerı bu uygulama, uze-
rınde durulmaya değer nıtelıktedır
Kuşkusuz hükumetlerle ıktıdar partılen arasın-
da vakın ılışkıler olması doğaldır Çunku her hu-
kumet, dayandığı sıvasal partı va da partılerın prog-
ram ve goruşlerı doğrultusunda ulkeyı yonetmeve,
devlet ışlennı yurutmeye çalışır Hatta bazen partı
ve hukumet görev lerı ayru ınsanların kışıhğınde bır
araya gelebılır Orneğın bızde ve çeşıtlı ulkelerde
ıktıdar partısının lıderı, genellıkle aynı zamanda
başbakandır Aynı bıçımde bır bakan da partı yö-
netımınde belırlı bır görev ustlenmış olabıhr
Ancak bu ve benzerı örnekler, aslında aynı ın-
sanın ıkı a>n görev ı yurutmesmden başka bır şe>
değıldır Bu ıkı gorevı bırbırıne karıştırmamak ge-
rekır Her bırının nıtelığı ve hukukı rejımı farklı-
dır Nıtekım bakanlık görevırun kapsamında partı
gorevı yoktur Başka bır de>ışle partı görevı, ba-
kanlık görevırun bır parçası ya da öğesı değıldır
Böyle bır durum, ancak tek partılı rejımlerde dü-
şunulebılır
O>sa23 11 1989 tarihlı genelge ıle alü devlet ba-
kanına bu sıfatla >uruteceklerı görev olarak huku-
met ve ıktıdar partısi ılışkılennın sağlanması ve eş-
gudumu (koordınasvonu) venlmıştır Bu, devlet ba-
kanları ıçın 3046 savılı kanunun 4 maddesıvle çı-
zılen çerçeveyı aşan bır görevlendırmedır Çunku
devlet bakanı olarak "başbakana yardım etmek",
kendısıne ıktıdar partısi genel başkanlığı görevın-
de değıl, başbakanlık gorevınde yardım etmek de-
mektır "Bakanlar kurulunda eşgudumu
sağlamak" ıse hukümet ve ıktıdar partısi ılışkıle-
rının eşgudumu görevını ıçermez Aynca bo>le bır
görev, devlet ıçın "özel önem ve öncelık taşı>an"
bır konu sayılamaz
Kaldı kı 3046 savılı kanunun amacı, "kamu hız-
metlennın duzenlı, suratlı, etkılı, verımlı ve eko-
nomık bır şekılde vürütulebılmesı ıçın bakanlıkla-
rın kurulmasına, teşkılat, gorev ve yetkılerıne ılış-
kın esas ve usullerı duzenlemektır" (m 1) Ovsa
23 11 1989 tarihlı genelge ıle altı devlet bakanına
verılen gorevı kamu hızmetı olarak kabul etmek
olanağı >oktur Nıtekım cumhurıyet Turkıvesı'nde
ılk kez hızmet bakanlan vanında devlet bakanları
atanması u>gulamasını başlatan 13 9 1946 tarıh ve
4951 sa>ılı Bakanhklar Kuruluşu Hakkında Ka-
nun'dan son olarak devlet bakanlan sayısının 15'e
çıkanlmasına olanak tanıvan 9 2.1988 tanh ve 3407
sayılı kanuna kadar bu konu ıle ılgılı kanunların
hıçbırıne aıt gerekçede boyle bır görev den soz edıl-
memış, devlet bakanlarından böyle bır hızmet bek-
lenmemıştır
1
Dolavısıyla böyle bır gorevı yurut-
mek uzere bakanlık kurulması ya da devlet baka-
nı atanması, gereklı kadrolar ıçın devlet butçesın-
den odenek ayrılması, açıkça 3046 sayılı kanunun
sözune ve amacma aykırıdır Kanunun verdığı yet-
kı, amacı dışında kullamlmıştır
Devlet bakanlan arasında gorev
dağılımı
2) 23 11 1989 tarihlı genelge ıle bazı devlet ba-
kanlarına obur devlet bakanları >a da mevcut hız-
met bakanlıkları ıle aynı ya da benzer nitelikte go-
rev ler venlmıştır Bu durum, ozellıkle ekonomı ve
dı> tıcaret konularında görulmektedır Gerçekten
malıye ve gumruk, sanayı ve tıcaret gıbı hızmet ba-
kanlıkları vanında uç devlet bakanı daha ekono-
mık ışlerde yetkıh kılınmış, bu arada -genelgedekı
sıraya göre- bınncısıne Turkıve Ihracat ve Kredı
Bankası (Exımbank) "ılgılı kuruluş ', ıkıncısme Ha-
zıne ve Dış Tıcaret Musteşarlığı "bağlı kuruluş"
olarak venlmış, uçuncusu ıse "dış muteahhıtlık hız-
metlerının gelıştırılmesı ve koordınasyonu", "ıh-
racat ve yatırımların teşvıkı" ıle görev lendınlmış-
tır
Bırbırıyle bu kadar yakmdan bağlantılı hızmet-
lerı uç ayrı devlet bakanı arasında paylaştırmayı
rasyonel bır görev dağılımı ya da ışbolumu kabul
etmek olanağı yoktur Kaldı kı çeşıtlı noktalarda
vetkı uvuşmazlıklanna da yol açtıgı gorulen bu du-
rum, öteden ben merkezı yonetımın venıden du-
zenlenmesı çalışmalannda savunulan ve 3046 sa-
yılı kanununla da berumsenen vönetımde butunluk
ve "aynı ve benzer hızmet ya da gorevlerın tek bır
bakanlık tarafından va da sorumluluğunda
yurutulmesı" ılkelenne de ters duşmektedır (m 3/II
a,c) Lstelık bu tur hızmetlerın her yenı hukumet
kuruluşunda ya da kabıne revızyonunda sayüan bı-
raz daha antınlan devlet bakanları arasında boluş-
turulmesı, 3046 sayılı kanunu once 13 12 1983 ta-
rıh ve 174 sayılı Bakanhkların Kuruluş ve Görev
Esasları hakkında kanun hukmunde kararname
olarak vururluğe kovan ıktıdar partısının kendı
programından da uzaklaşması sonucunu doğur-
maktadır Gerçekten Anavatan Partısi programın-
da "kamu ıdaresının esaslan" arasında şu ılke de
yer almaktadır-
"Değışık bırımler tarafından aynı maksada dö-
nuk olarak yurutulen hızmetlerın bır arada toplan-
ması, yetkı ve sorumlulukların dağınıklıktan kur-
tarüarak teşkılatlanmada sadeleşmeye gıdılmesı,
bakanlık ve her sevıyede teşkılat sayısının asgarı-
ye ındırılmesı zorunludur" (m 30/IV)
Öylevse23 11 1989 tarihlı genelge ıle belırgınle-
sen durum, ozellıkle son altı yıl ıçınde çeşıth ka-
nun ya da kanun hukmunde kararnamelerle baş-
bakanlığa venlen ya da devredılen hızmetlerden ba-
zılarının ayrı ayrı devlet bakanları elıyle yurutul-
mesı yerıne bırer hızmet bakanlığı olarak teşkılat-
landınlması, orneğın -daha once bır ara yapıldığı
gıbı- bu- "dış ekonomık ıhşkıler bakanlığı" ya da
bır "dış tıcaret bakanlığı" kurulması zamanının gel-
dığını göstermektedır Dışa açılan, dış pazarlara yö-
nelen bır Turkıye'de böyle bır bakanlığın kurulma-
sında buyuk yarar vardır
3) Benzer bır durum, yıne ozellıkle son yıllarda
başbakanlıkla ılgılendırılen çeşıtlı kamu ıktısadı te-
şebbuslerının 23 11 1989 tanhlı genelge ıle ayTi ayrı
devlet bakanlannın vönetımıne verılmesı uygula-
masının surdurulmesınde de gorulmektedır Bu uy-
gulamanın temelındekı duşunce, Anavatan Partı-
si 6 Kasım 1983 seçım beyannamesının "bakanhk-
ların reorganızasyonu" bolumunde şoyle açık-
lanmıştı
"Yenıden duzenleme tamamlanıncaya kadar, ba-
zı bakanlıklann aslı fonksıyonlannı yuruten (TMO,
EBK gıbı) kuruluşlar dışında kalan kamu ıktısadı
teşebbüslerı devlet bakanlıklan üe ılgılendırılecek,
böylece bakanlıklann asıl görev lennı yapmaları
sağlanacaktır"121
Fakat bu duşunce, kamu ıktısadı teşebbuslennın,
orneğın enerjı ve tabıı kaynaklar, sanayı ve tıcaret
gıbı asıl ılgılı olduklan hizmet bakanlıklan'ndan
alınıp başbakanlıkla ılgılendınlmelen ve bırer - ıkı-
şer ayrı ayTi dev let bakanlan arasında dağıtılması
uygulamasını haklı gösterecek ağırlıkta değıldır
Eğer ılgılı hızmet bakanlıklarının yuku gerçekten
hafifletılmek ıstenıyorsa, gerek 3046 sayılı kanun-
la benımsenen, gerek ıktıdar partısının programın-
da yer alan ılkeler doğrultusunda tutarlı uygulama,
kamu ıktısadı teşebbüslerı ıle ılgılı hızmetlerını -
daha once de zaman zaman yapıldığı gıbı- bır "ış-
letmeler bakanlığı" çatısı altında toplamak ve or-
tak sorunlanna orada çözum aramaktır
4) 23 11 1989 tanhlı genelge ıle bazı devlet ba-
kanlarına venlen görevler bakımından yukarıdakı
orneklere benzer bır dağınıklık soz konusu olma-
makla bırlıkte, bu bakanlarca vurutulen hızmetle-
nn nıtelığı ya da onlann temelındekı sorunlann gu-
numuzdekı onemı, artık bırer hızmet bakanlığı ola-
rak teşkılatlandırılmalanru zorunlu kılmaktadır Bu
çerçeve ıçınde bır "çevre" ve bır "gençlık ve spor
bakanlığı", öncelıkle kurulması gereken bakanlık-
lardandır Zaten 23 11 1989 tanhlı genelge ıle bır
devlet bakanının Çevre Fonu'nun yonetımı ıle go-
revlendınlmesı ve Çevre Musteşarlığı ıle Özel Çevre
Koruma Kurumu Başkanlığı'nın kendısıne bağlan-
ması, başka bır devlet bakanına ıse "spor ve genç-
lık kuruluşunun gelıştırılmesı, gençhğın boş zaman-
ların değerlendınlmesı" görevlennın verılmesı,
Gençlık ve Spor Genel Mudurluğu ıle Futbol Fe-
derasyonu Başkanlığı'nın kendısıne bağlanması,
hızmet bakanlığına dönuşmeyı kolaylaştıracaktır
Sonuç
Özetle23 11 1989 tanhlı başbakanlık genelgesı,
bazı devlet bakanlanna hukumet ve ıktıdar partısi
ılışkılerının sağlanması ve eşgudumu görevını ver-
dığı, bazı devlet bakanlarını aynı ya da benzer nı-
telıkte hizmetlerle gorevlendirdıği, bazı devlet ba-
kanları arasında başbakanlıkla ilgilendirilmiş ka-
mu ıktısadı teşebbuslennı paylaştırdığı ölçude 3046
sayılı kanuna aykın ya da rasyonel sayılamayacak
bır duzenleme getirmiştir Turkıye'nın gelışmesı
ne ve çağın gereklenne, dolayısıyla hukumetlerın
çözmek zonında olduklan sorunlann artmasına ko-
şut olarak yenı kamu hızmetlennın ortaya çıkma-
sı ve bunları yurutmek uzere yenı bakanhklar ku-
rulması doğaldır Ancak 23 11 1989 tanhlı genel-
ge ıle devlet bakanları arasında vapılan gorev da-
ğılımı, devlet bakanlan sayısının 15'e çıkarılması-
nın ıktıdar partısi ıçındekı pek fazla tutmamış gozu-
ken denge hesaplarından çok, hızmet gereklerın-
den kaynaklandığını kanıtlamaktan uzaktır
Bununla bırlıkte aynı genelge, genel olarak ba-
kanlıklar arasındakı görev dağılımı ve ışbölıimü-
nun yenıden gozden geçırılmesı zorunluluğunu da
ortaya koymaktadır*'
1
Ozellıkle bırbırıyle yakın-
dan bağlantılı bazı konuiarda bırkaç devlet baka-
nının yetkıh kılınması uygulamasının surdurülme-
sı, ıdarı hızmetlerın sunuluş bıçımı bakımından da
sakıncalıdır Vatandaşlar ya da genel olarak butün
ılgıhler, bır ışın hangı aşamada hangı devlet b?ka-
nının yetkı alanına gırdığım araştırmak zorunda
kalmamalı, o ışın hangı hızmet bakanhğında gö-
rulduğunu kolayca anlayabılecek durumda bulun-
malıdır
1) Bu konuda genış açıklamaiar ıçın bk Hikmcl Samı Turk,
"Yenı Hukumetın Yapı»ı ' Cumhurı>et 26 11 1989,0 10
2) «ınavalan Partısı Programı Anavaıan Partısi 6 Kasım 1983
Seçım Bevannamesı Hukumet Programı, Ankara (1983)
s 68
3) Bu konuda aynca bk Turk, *gm <dn 1).
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Geçen Zamanda
Ziya Osman...
'Bır şey değışmemış sankı daha dun
Yıne ortancalar altı camının
Dışarda sukûnu yaz akşamının
Bahçemız sulanmış ıslak her cıçek
— Kapı çalınacak babam gelecek"
Hemen her şıırınde olum vardı Kımılerı bu olum sozcuğunu
gordukçe olume neden bu kadar yakınlık duyduğunu soruyor-
lardı Hatta bırısı çıkmış Sabaolum şaırıdır'kanısını belırtmıştı
Daha çocuk yaşından berı ölmeyı ozlermış gıbı, olumün mutlu
bır bıtış olacağına ınanırmış gıbı
1
Zıya Osman Saba 46 yaşında oldu Yıl 1957 Karlı 29 ocak gu-
nu Eyupte toprağa verdık Ümıtler ıçındeyım çok şükur
olecegız' dıyen, Eskı bır evde olmak, orada, Eyupsultan'da'
dıyen Zıya Osman Saba gerçek yaşamında hıç de olumu bek-
leyen, ozleyen bır kışı değıldı Tanıdığım bıldıgım kadar, yaşa-
mın guzellıklerınden hoşlanan onlardan yararlanmak ısteyen bır
ınsandı 29 Ekım gunlerınde Modadan denıze gırdığım bılıyo-
rum Sevmeyı sevılmeyı yaşamın guzel yanlarını tanımayı öz-
lüyordu Şıırlerınde olum temasının ağır basması bence onda-
kı yaşama ozlemının, sevıncının bır çeşıt belırtısıdır
' Butun saadetler mumkundur
Şu kapının acılması
Içerı gırıvermen
Bahar, kuşlar gunduz
\te butun dunya
Bır an ıçınde gurultusuz"
Yaşam bır an ıçınde butun tadlarım duyuruverır ınsana Bır
kapının açılışı, sevılen bır yuz bır Dakış Saba, her guzellığın,
her mutluluğun ardında er gec sona erecek bır kesınlık goru-
yordu şıırlerınde Bu yuzden hem mutlu, hem mutsuzdu Dıze-
lerındekı olüm sozcuklerının gereğınden çok yer alması 'bu gu-
zel dünyanın bır gun uzak bır duş olması' gerçeğı ıdı
Zıya Osman Sabayla 1947-50 arasında bırlıkte olduk Mıllı Eğı-
tım Basımevı'nın Duzeltme Burosu şefıydı O sıralar ben de Ter-
cüme Burosu nun Klasık yayınlarında gorevlıydım Haftanın uç
dort gunu çoğunlukla aynı odada çalışırdık Oğle vaktı bırlıkte
çıkardık Sultanahmet'e Bır kucuk lokanta vardı, oraya gıderdı
Ayasofya çevresınde parktabırsuredolaşırdı Yedı Meşale gun-
lerının anılarını dınlerdım Hıçbır arkadaşı ıçın eleştırıcı bır so-
zunu duymadım Kızgınlığını, öfkesını bellı etmedı, boyle ılkel
duygular ona yaklaşamıyordu lyılık, dostluk duyguları ağır ba-
sıyordu Butun şaırlere yazarlara dostça, sevgıyle yaklaşıyordu
Şıırlerındekı oykulerındekı kadar ıçtenlıkle bakıyordu kışılere,
olaylara
Olumunden sonra Varlık ta çıkan bır yazımda şoyle demışım
'Zıya Osman Saba çırkın bır savaş töresıne boyun eğen bır
topluma, bır dunyaya uyamazdı O dunyamıza yakışmayan ın-
sanlardan bırıydı Bırseruvendeyaşadı Bır seruvende yazdı ya-
zacaklarını Bır seruvende dunyadan aynldı Bır masal, bır duş,
bır oyku oldu Onun seruvenı tıpkı zalım bır elın vıtrınden çekıp
attığı o ıkı genç ınsanın resımlerı gıbı kayboldu sılındı, uzaklaş-
tı 'Sızlen goreceğım geldı lyı ınsanlar - Hur gemıcıler, denız, yol-
lar, şen şarkıcılar dıyen bır şaır gerekınce de ' Dudaklarının
ucunda yalanları - Damarlarında kan, etlerınde şehvet - Kın ga-
rez, hırs hıddet - Allahım sen yaratmadın ınsanları' mısralarını
soyleyen bır seruven ancak 46 yıl devam edebılırdı '
Anımsadım bırden Sultanahmet caddesındekı fotoğraiçının
genış vıtrınınde ıkı gencın resımlerı yanyana duruyordu Bır genç
kızla bır delıkanlı Bırbırlerınden habersız ıkı kısı Belkı Istan-
bul dışından gelıp resm çektırmısler burada Fotoğrafçı da bu
ıkı guzel ınsanı bırbırıne yakıştırmış resımlerını yanyana yerleş-
tırmış Zıya Osman Saba bu vıtrını seyreder hayaller kurardı Da-
ha doğrusu bırlıkte kurardık Belkı evlenmışler çocuklan olmuştu
Belkı bambaşka bır evrenın ıçındeydıler Yaşlanmışlardı olmuş-
lerdı belkı de 'Mesut Insanlar Fotoğ
r
afhanesı oykusunun ya-
zılmas nda bu olayın etkısı olmuştur sanırım
Yaşasa 80 yaşın eşığınde olacakmış A-na oyle ınsanlar bu
yaşlara gelemezler kM Saba da Cemal Sureya nın ozledığı gıbı
60 yaştan once dunyadan ayrılmasını bılen şaırlerdendı Ellısını
bıle bekleyemedı
1
Leprasız Bir Türkiye
Turkiye'deki lepra savaşı çalışmalannda ana ilke, bilinen her
hastayı yeniden tek tek kontrolden geçirmek, yenı modern
ilaçlarla tedaviyi uygulamak, aile bireyleri ve yakın çevreyi
özellikle çocuklan ve gençleri muayene ederek yeni hasta olup
olmadığını saptamak ve bulununca derhal tedavisini
vermektir.
Prof. Dr. TÜRKÂN SAYLAN
1978'de Alma Ata konferansı'nda "2000
Yılında Herkes Içın Sağlık" adlı sloganın ya-
ratılışından sonra pek çok vıl geçtı, 2000'h yıl-
ların ucu gozuktu bıle, oysa "herkes" ıçın
onerılen "bağlık" kımbılır nerede'' \eryuzu
nufusu denetlenemez ve neredeyse logarıtmık
şekılde artarken, ınsanlar kıtleler halınde aç-
lıktan olurken, ınsanları besleyecek doğa, du-
şuncesızte ve acımasızca yok edılmeye devam
ederken, saçma sapan nedenlerle yaratılan ve
surdurulen savaşlar yuzbınlerce olunun yanın
da kolu bacağı kopmuş, vuzu bedenı yanmış
bınlerce varı canlı ınsan kalıntısım oluşturur-
ken. ınsanlığa mutluluk getıreceğını umduğu-
muz ılerı teknolojıdekı her turlu ış kazasında
atom bombası atılmışçasına kıtlesel kayıplar
ve Kuşaklar boyu burecek sakathklar ortaya
çıkarken ve de ustune ustluk AIDS belası da
ortalığı kasıp kavururken "herkes ıçın
sağlıktan" nasıl soz edebılırız kı
1
İthal lepra
Nufusun kontrolsüz artışı, açlık ve yoksul-
luk her turlu enfeksıyon hastalığmın toplum-
larda artması ıçın en uygun koşullardır Bu
nedenle, son yıllarda ınsan sağlığı ıle ılgılı pek
çok aşama yapılmış olmasına karşın, en azın-
dan enfeksıyon hastalıklan bağlamında unlu
AJma Ata Konferansı'nda alınan ılke karar-
larının 2000 yılında pek fazla bır gerçeklık ka-
zanmabi olanaksız gozukmektedır Yeoiızun-
den yok edılmeyen ve gerı kalmış ulkelenn ana
sağlık sorunlarından bırı olan lepra (cuzzam)
hastalığmın konumu da bu tabloya çok uy-
maktadır Dunya Sağlık Orgutu'nun ve pek
çok gonullu kuruluşun olağanustu çaba ve
katkılarına karşın yervuzunde toplam 11 mıl-
yon kadar bılınen lepralı hasta bulunmakta-
dır Bu sayının aslında 20 mılyona varabıle-
ceğı duşuncesını taşıyanlar da vardır 11 mıl
yon, koskoca bır ulkenın tum nufusu olarak
duşunulduğunde, ozellıkle gelışmekte olan ul
kelerın bu konuda da ne zor durumda olduk-
lan kolayca anlaşılabılır
Yeryuzunun gelışmış ulkelerınde ıse lepra
hastalığı, ulke dışında doğup buyumuş ve has-
talığıvla gerı donmuş yurttaşlarında, melez-
lerde ve de en sık olarak goçmenlerde gorul-
mektedır Ucuz emeğı kapışan sanayı ulkele
nne yoksul ışçıierle bırlıkte armağan edılen
lepraya "ıthal lepra" adı takılmışnr Bu ne-
denle de bugune dek bu konuda fazla bır so-
runu olmayan ulkeler lepra taru ve tedavısı
bağlamında yenıden örgutlenmek zorunlulu-
ğu duvmaktadırlar
Akdenız'ın kuzevındekı ulkeler, eskıden be-
rı lepra hastalığı odakları bulunan, her yıl bır
rmktar veru hastanın saptandığı, ama gelışme-
lerı nedenıyle de enfeksıyonun yayılma koşul-
ları bulamadığı, savının bu nedenle gıderek
azaldığı ulkelerdır Portekız, Ispanya, ttalva,
Y unamstan ve Turkıve bu kuşağı oluşturmak
tadırlar ve buralarda lepra tanı ve tedavı ça-
lışmalan, gereken onem verılerek dığer sağ-
lık hızmetlerıyle paralel bır etkınlık ıçınde sur-
durulmektedır
'Miskinhaneler'
Anadolu yarımadasından gelıp geçen ka
vımler, buyuk bır olasıhkla doğudan batıva
sadece tıcarı unsurları değıl lepra hastalığını
da getırmış, bunlan ulkelenne taşırken bır kıs-
mını da topraklanmızda bırakmışlardır Bu
nedenle çok eskı çağlardan ben hastalığın yö-
remızde bulunduğu bılınmektedır Romalılar
donemınde çeşıtlı yerlerde çok sayıda lepro-
zaryumlar (lepralılann tecrıt edıldığı yerler)
yapıldığı, hastalara sağlamlardan ayrı >aşa-
yacaklan adalar aynldığı anlaşılmaktadır Sel-
çuklu ve Osmanlı devletlerı donemınde has-
taların sayısı gıderek azalmakla beraber
"mıskınhaneler" dıye nıtelenen tekkeler oluş-
turularak o gunku koşullarda lepra sorunu-
na çozum getırılmeye çalışılmıştır
Turkıyemızde cumhurıyet kurulup kayıtlar
tutulmaya başlandığından berı toplam 11 bın
kadar lepra hastası saptanmıştır Bu çalışma-
larda buyuk hekım Doç Dr EtemUtku'nun
ıtıcı gucunu her zaman mınnetle anmak ge-
rekır. Bugunku duruma baktığımızda eskı ve
yaşh hastaların çoğunun yaşlılık nedenıyle ol-
muş olduğunu ve resmı sayının 3900'lere ka-
dar ındığını goruyoruz
Sağlık Bakanlığı, lstanbul ve Ankara tıp fa-
kultelerı ve cuzzamla savaş derneklen son on
yıllarda buyuk bır çaba harcayarak bu çağ-
dışı hastalığı ulkemızde kontrol altına alma-
yı ve hatta vok etmevı amaçlamak uzere el ele
vermışlerdır Gonullu kuruluşların da buyuk
çabalarıyla hem tıbbı hem de sosval sorunla-
nn ustesınden gelınmeye çalışılmaktadır
Lepra, enfeksıvon hastalıklan arasında ın-
sandan m&ana en zor bulaşan hastahktır Ge-
nelde enşkın bırevlerın leprava karşı doğal dı-
rencı vardır Enfeksıvon, ancak hıç tedavı gor-
meyen ve yok fazla basıl (etkenın genel adı)
taşıyan bır hastanın hapşırık ve öksurük gıbı
damlacıklarıyla yakınında bulunan ve surek-
h temas halınde olan kuçuk yaştakı cocukla-
ra geçme olasıhğı taşır Yanı lepra adeta bır
çocukluk hastalığıdır ve ılk belırtılerını çocuk
yaşlarda gosterır Butun enfeksıyonların ya-
şamasına olanak sağlayan bozuk sosyo-
ekonomık koşullar, orneğın tek tıp beslenme,
ıç ıçe yaşama, koruyutu sağlık hızmetlerı ve
genel dırencı arttıran aşılanma vb onlemler-
den yararlanmama da lepra hastalığmın bır
evde, aılede gehşmesınde onemlı bır yer alır
Her şeye rağmen vukacıda sıralanan tum ko-
şullar da bır ınsanın lepraya vakalanması ıçın
yeterlı olmamakta, lepra basillennın gırebıl-
dığı orgamzmada hastalık yapabılmesı ıçın o
bırevın doğuştan bu hastalığa vatkın olması,
yanı dırencının duşuk olması gerekmektedır
1988'den bajlavarak Hındıstan, Afrıka ve
Guney Amerıka olmak uzere uç bölgede bır-
bırınden farklı olarak gelıştırılmış lepra aşı-
ları denenmektedır Bır on yıl ıçınde belkı de
ınsanlığın bu en eskı duşmanı bır aşı yoluyla
yok edılebılecekıır
Turkiye'deki lepra savaşı çalışmalannda
ana ılke, bılınen her hastayı yenıden tek tek
kontrolden geçirmek, veru modern ilaçlarla te
davıyı uygulamak, aıle bıreylerı ve yakın çev-
reyi ozellıkle çocukları ve gençleri muavene
ederek yenı hasta olup olmadığını saptamak
ve bulununca derhal tedavısını vermektir Av-
rıca eskı ve yeterlı tedavı ve sağlık eğıtımı ve-
nlmedığınden sakat olmuş hastaların rehabı-
lıtasyonları ıçın de buyuk çaba harcanmak-
tadır; çunku bılındığı gıbı erken tanı konup
hıçbır ız bırakmavacak şekılde tedavı edılen
lepra hastalığı, ne vazık kı ıhmal edılırse kol,
bacak ve yuz sınırlenm harap ederek duvu ku
suruna ve lepraya "korkunçluk" sıfatını yuk-
leyen sakatlıklara yol açmakta, sakathklar
voksul hastavı daha da yoksul hale sokmak-
ta ve kısır dongu oluşturmaktadır
Sonuç
Eğer Sağlık Bakanlığı, tıp takuitelerı ve go-
nullu kuruluşlar şımdı olduğu gıbı bır on vıl
daha el ele çahjmava devam edebıhrlerse, goğ-
sumuzu gere gere "2000 yılında leprasız bır
Turkıye" dıyebılmenın mutluluğunu vaşava
bılırız Burada hedef tum hastalarımızın ye-
nıden kontrol ve tedavılerının yanında artık
hıçbır yenı hastanın saptanmamasıdır
Bu konuda son on vıllarda havlı yol alın
dı, ancak çalışmaların ve katkıların tum top
luma yayılması ısterulen duzeye ulaşmadı Hâ-
lâ gıttıklen hastanelere kabul edılmeven has
talarımız var, hâlâ ışlerınden atılan veva ışe
alınmayan hastalanmız sıfır noktasının altın-
da yaşıyor, bu nedenle bu dertten kurtulmak
ıçın elbırhğı etmenın gerekhlığı bır kez daha
ortava çıkıvor
Gelın "2000 yılında leprasız bır Turkıye"
ıçın el ele verelım
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN
Fatıh Unkapanı geçıt altında bulunan aşağıda numara geçıcı temınatları ıhaleye ıştırak temınatları yazılı dukkânlar muhammen
bedellerı uzerınden ayrı ayrı şartnamelerı vechıle 1 yıl sure ıle kıraya verılecektır
Dukkân No. Aylık muh bedel Geçıcı tem. Ihaleye ışt. tem
5
10
2
3
4
20 000 TL
200 000 TL
200 000 TL
200 000 TL
200 000 TL
72 000 TL
72 000 TL
72 000 TL
72 000 TL
72 000 TL
1 200 000 TL
1 200 000 TL
1 200 000 TL
1 200 000 TL
1 200 000 TL
Şartnamelerı Emlak Mudurluğü'nden gorulebılır
Yukarıda yazılı ısler 13 Şubat 1990 Salı gunu saat 11 00'de lstanbul Buyukşehır Beledıye Encümenı'nde 2886 sayılı yasanın
45 maddesıne gore açıkarttırma usulu ıle şartnamelerı veçhıle ayrı ayrı ıhale olacaktır
Ihalelere katılmak ısteyenlerın geçıcı temınat mektup veya makbuzları ıle ıhaleye ıstırak belgelenyle sartnamesınde yazılı dığer
belgelerle bırlıkte yukarıda yazılı gun ve saatte Ist Buyuk Şehır Beledıye Encümenı'nde hazır bulunmaları gerekmektedır
Basın 16509
CUMHURIYET TEİV
OKURLARA...
OKAY GÖNENSİS
15 Dakikahk Bir Şey
C umhurbaşkanı Turgut Ozal, ABD gezısınde çeşıtlı
talıhsız açıklamalarının yanı sıra Turk basınını bır
kez daha aşağılama fırsatını da kaçırmadı Sayın
Cumhurbaşkanı sabah gelen Turk gazetelerıne 75
dakıka göz attığını, bırkac yabancı gazeteyı ıse 15 saat
okuduğunu söyiedı Elbette dünya olaylarını ızlemek
ıçın yabancı gazetelere 1 5 saat ayırabılmesı
cumhurbaşkanı ıcın onemlı bır olanaktır, ama Turkıye'de
neler olup bıttığını, Turk ınsanının çeşıtlı kesımlerden
yurttaşların duygu ve duşuncelennı ızleyebılmek ıçın
Turk gazetelerıne de bıraz daha zaman ayırması
zorunludur Sayın Cumhurbaşkanı ya da dığer sıyasıler
genel olarak Turk basınından memnun olmayabılırler,
rahatsız olabılırler ya da bazı gazetelerın
polıtıkalarından tedırgındırler, bu onlann sorunudur
Ama Turk ınsanının nabzının nasıl attığını ızleyeceklen
başka bır yer de yoktur Turk basını, yukanlarda ruyası
cok gorulen 'maıestelennın basını" olmamıştır henuz
Ve "butun gazetelere 15 dakıka goz gezdırmek" ne
yazık kı bızce goz gezdıren açısından hıç de ovünc
vencı bır durum değıldır
•
Italyanlar bugun gazete okuyamayacak, radyo ve
televızyonda da haber ızleyemeyecek Her kesımden
gazetecılenn katılacağı bu genel grevın nedenı, "ozel
7V kralı" dıye nıtelenen ışadamı Sılvıo Berlusconı'nın '
ulkenın en buyuk yayın kuruluşlarından Mondadorı'yı
de ele geçırerek buyük bır tekel olması Italyan
gazetecılenn ısteğı hemen basında bır antı-trost yasa
çıkarılarak bu yenı devın ortadan kaldırılması
Berlusconı'nın önlenmeye çalışılan ımparatorluğunun
dokumu ozetle şoyle — Içlennde en yüksek tırajlı ve
etkın La Repubblıca'nın da bulunduğu 17 gunlük
gazete ıle toplam gunluk tırajın yuzde 16'sı, —
Espresso, Panorama, Epoca, Canzonı gıbı en buyük
dergılenn de aralarında bulunduğu 20 dergı ıle haftalık
toplam tırajın yuzde 34'u, — Kıtap yayıncılık
pıyasasının yuzde 20'sı, — TV kanallanyla yuzde 40
ızlenme oranı, — Ulkenın toplam reklam pastasından
yuzde 50 pay Bu arada, Berlusconı'nın Fransız ve
Italyan ozel TV'lerınde de tartışmalı hısselerı bulunuyor
•
Gazetecılık mesleğıne yonelen gençlerın duzeylerının
yuksek olması, toplumlardakı değışımlen kavrayıp
ızleyebılecek altyapıya sahıp olmaları, mesleklerındekı
gelışmelere ayak uydurabılecek eğıtımden geçmelen
Batı'da bellı ölçude sağlanmış durumda Demokrasının
ışleyışının guvencesı olan gazetecılık mesleğını
yapanların lyı yetışmıs olmaları Batı da gereken
duyarlıkla ızlenıyor Ama sık sık yıneledığımız gıbı bu
acıdan da basınımız epeyce gerı ve guç bır durumda
Bu sıkıntıyı duyan kuruluşlardan Humyet de vakfı
aracılığıyla "Erol Sımavı Ozel lletışım ve Eğıtım
Merkezı' adıyla sureklı kurslar duzenlemeye başlıyor
Basın Yayın Yuksek Okullan ıle sosyal bılımler ağırlıklı
fakulte mezunlanna açık olacak bu kurslar genel
sorunun çozumu yolunda onemlı bır başlangıc adımı
olacak
*
Celal Başlangıc'ın 3 yıla yakın
bır sure yuruttuğu Adana
temsılcılığınden merkezde Iç
Polıtıka Servısı Şeflığı'ne
atanmasınm ardından bu sure
ıçınde onunla bırlkte
Istıhbarat Şeflığı'nı yuruten
Çetın Yığenoğlu arkadaşımız
bu gorevı devraldı Kozan
1948 doğumlu olan Çetın
Yığenoğlu lstanbul Gazetecılık Yuksek Okulu mezunu
ve 3 yıl once aramıza katılmadan once çeşıtlı
gazetelerde muhabır ve yönetıcı olarak deneyım
kazandı Adana'dakı yenı temsılcımız Çetın Yığenoğlu
genc bır kadroyla yoredekı buyuk sorumluluğumuzu
ustlenecek Evlı ve ıkı cocuk babası olan arkadaşımız
gecen yıl "Irazca Yıldız Koy Gazınosu" adlı bır de oyku
kıtabı yayımladı Bu arada Cemıl Cığerım arkadaşımız
Samsun'da, Bulent Ecevıt arkadaşımız Antalya'da,
Adnan Bastopcu arkadaşımız da Bursa'da başarıyla
surdurduklerı muhabırlıklerını bundan boyle aynı
merkezlerdekı burolanmızın sorumlusu olarak
yurutecekler Tum arkadaşlarımızın yenı gorevlerınde
daha oncekı basarılarını surdureceklerıne ınanıyoruz
Çetın Vıgenoğlu
AUSTRALIA.N BUSINLSSCOLLI CLS
SIONEY PERTh CANIEARA MEIIOURNE ADHAI0E
AVUSTRALYA'DA İNGİLİZCE
GENEL INGIUZCE-TURIZM-BILGISAYAR-YÖNETICILIK KURSLAHI
AVUSTRALYA AMERIKA INGILTERE UNIVERSITFLERlNfc KESIN GIRlS
EĞITIMINIZ SURESINCE PART TIME CALISMA OLANAGI
TEK A$ ,352 39 5 i fl 362 *C 96
8AÛDX
T
CA0 NO 5IO<6 BOSTAHCl ISTAHBJL
ZMlR RTI8*'BUROSU 5ı J- 5' 21
TEŞEKKUR
Seveılı varlığımız, buvuğumuz
SABAHMTİN
SELEK'in
19 ocak cuma gunu aramızdan ayrılışı nedenıyle yakın
ügılerını esırgemeyen
Sa\ın Erdal İnonu've
Sayın Ozden Toker ve İnönu \akffna
Sa\ın Bulent Ece\it*e
Eski CHP'li parlamenterlere
Harp Okulu Mezunlanna
Suvari Da>anışma Topluluğuna
Basın Iları Kurumu Genel Mudurluğu ve
şubelerine
SEK4 Genel Mudurlügu'ne
Basın \a\ın \e Enformasyon Genel Mudurluğu
\e lstanbul II Mudurluğu'ne
Kadıköv Belediye Baçkanlığı'na
4nadolu 4jansı'na
Anka Ajansı'na
Cumhuriyet. Milliyet, Hurriyet, Tercunıan ve
•Vdımlar gazetelerıne
Butun gazeteci ve vazar arkada^larına
\ET Şirketler Grubuna
Batı Dilleri Merkezi'ne
Utaş Demir Ticaret Sanayi \.Ş.'ne.
Cenaze torenıne katılarak, çelenk gondererek, Turk
Eğıtım Vakfı'na bağışta bulunarak, telefonla, telgraf ve
mektupla, bızzat e\ımıze gelerek acımızı pavlaşan tum
akraba, dost ve arkadaşlarına ıçten teşekkurleıımızı
^unarız
AİLESİ