25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 27 OCAK 1990 YOK. Eğitiııı Fakültelerî ve Öğretmen Adaylam - II Geliniz, değerli yetkililer, öğretmenin elini opmeyelim, onu şiirlerle yuceltmeyelim, gostermelik torenlerle ovmeyelim, başanlı sayıp kimilerini odullendirmeyelim. Başka şeyler yapalım: Öğretmen adayını çağın gerektirdiği gibi yetiştirelim, oğretmene sorunlarını dile getirme ha\kı tanıyalım, dedektiflik yapan değil, okuyan ve okutan, kişilik g ı?tiren onder yapalım. Prof. Dr. SALİH ÖZBARAN DEÜ Buca Eğitim Fak. Yazımın I bölumunde (11 ocak gunJu Cumhu- rı>et) eğıtım fakultelerının ve bunlara bağlı eğıtım yuksekokullarının 1982 yılında 41 sayılı kararna- me ıle bağlandıkları YOK'u, karşılaştığım olaylar, edındığım dençjler ve okuduğum eleştırıler doğrul- tusunda dıle getırmış, öğretmen yetıştıren kurum- ları tekelınde tutan yonetımı sergıleme>e çalışmış- tım Yazımın bu bölumunde de meslef ın nıtelıkle- rı ve gereklılıklen hıç ırdelenmeden "bır muhur bır dekan ornegV', Ankara merkezlı bır ders progra- rru ve bır tabela değışıklığı ıle venı seruverderıne baş- lavan eğıtım fakultelerını ve ılgılı kurumları ele al- mak ıstıvorum Yönetici ve kadro sorunu Hıçbır hazırlığı olmadan vuksek ö|retmen oku) lannı ve eğıtım enstıtulerını -ıktıdarların gunluk ka- rarlarıvla, solcu-sağcı damgalamalarıyla çığnndan çıkanlmış, oğretmerüenn vığınla surülmelenne sah- ne olmuş bu kurumları- komutası altına alan YÖK, varava merhem olamamış, bır verlerden bulup ata- dığı 'dekan ıle "elı opulesı" oğretmenı vetıştıren bu kurumlarda çağdaş-akademık kadroyu ne yazık kı varatamamıştır, >aratma yolunda gerekeru yapama- mıştır OSYM <\nabılım Dalı kodlamasına bakacak olursanız orada kımva oğretımı, tanh oğretımı, Turk dılı oğretımı gıbı anabılım dallannın sıralan- dığını gorursunuz Bu kodlamalardan, lısans duze- yındekı öğretım bır yana, yuksek lısans ve doktora sevı>esındekı egıtımın anabılım dallannda var ol duğunu duşunebılırsınız, ama yanılırsınız Çunku Turkıye'de kodlamada ver alan anabılım dalların- nın oğretımı ıle ılgılı -'hangı amaçla", 'nasıl", "ne kadar", "hangı yaş gnıplarına", vb sorularına ya- nıt arayan eğıtım oğretım kaygılarının henuz de\- reye gırmedığını ve dolayısıyla uzmanlık alanları- nın gelışmedığını fark edersınız Bır örnekle açık- la>a>ım Tanh oğretımını macera edebıyatı sanan, kışısel kahramanlıkları sıralayan, bır zumre tarıhı gıbı gosteren öğretımın sorgulamasıru vapacak eğı- tım henuz voktur bu oğretmen yetıştıren kurumla- nmızda Fen edebıvat fakultelerınden -2547 sa>ılı yasanın zorlamasıvla- kendılenne geçım kapısı ara- yan kımı öğretım uvelennın tamamen rastlantı so- nucu atanmaları da bekienenı verememıştır Ikı >ıl- lık eğıtım )ijksekoku]lannı bırkaç dakıka ıçınde alı- nabılen bır kararla dort yıllık vapanlar, oralara alı- nan öğrencılenn yeterlı oğretım kadrolarına sahıp olmadıklarını, filan tıcaret lısesınden, falan ımam hatıp lısesınden çağrılan öğretmenlenn "ılkvardımlarıyla" eğıtıldıklerını herhalde bılı>or- lardır Eğıtım fakultelerıne aynlmış öğretım üyesı kad- rolarıyla ılgılı olarak çalıştığım fakultede gozledı- ğım, oğretmen yetıştırmedekı nıvetlerı sergıleyen şu gerçeğı de belırtmeden geçemeyeceğım Fakulteme aıt bırçok kadronun başka fakultelerde ve unıver- sıtelerde hızmet veren ya da oralara tekrar donebıl- mek ıçın basamak yapanların ısteklen doğrultusun- da kullanıldığını oğrenmek hıç de gurur verıcı ol- mamalıdır Geçenlerde, ılan ıçın başvurduğum za- man, anabılım dalımıza aıt bır kadronun uçup gıt- tığını oğrendığımde şasırdım, uzuldum, unıversıte özerklığım tekrar duşundum Tanh oğretımı sorum- lusu olarak, anabılım dalı olarak bır hıç olduğu- muzu bır kez daha anladım Öğretim diızeyi, ders programlan Oğretmen >etıştıren kurumlar VÖK'le bırlıkte ve- nı statulenne Ankara'da alelacele, herhangı bır go- ruşmeye açılmadan, uzmanlarca tartışılmadan, kur- suden ders veren vetkılının fıkrı sorulmadan, onu dınleven oğrencının ılgısı ve tepkısı duşunulmeden hazırlanan programlarla başlanmıştır Prof Nılu- fer Kuruyazıcı'nın çok guzel dıllendırdığj gıbı "Ge- leneksel eğitim olarak nıteledıgımiz ve Avrupa ul- kelerınde çoktan aşılmış eğıtım anlayışı dogrultusunda" (1) ve Dr Bınnur Yeşılyaprak'ın çok ıyı ıfade ettıgj uzere "hızla degışen dunyamızda artık geçerlılığim yitırmiş ya da yitirmeye başlamış eskı sorulann vanıtlan değil, değışmeyen-evrensel soru- lan sormavı ve yanıtlan araşünnavı" (2) hedef alan kavgılardan uzak programların teksır edılıp dağı tılma>,ı veğlenmıştır Çok üzucu başka bır olay da der^lıklenn bovutlarını zorlavan oğrencı sayılarıv- la ve sınırlı oğretıcı kadrosuyla "çağdaş oğretmen" yetıştırümek ıstenmesıdır 160 öğretmen adayına uç öğretıcının duşebıldığı bır anabılım dalında hangı çağdaş vontemler uvgulanabılır? Demırcı ve Denız lı'dekı vuksekokullann durumunu çok ıyı bılıyo- rum Lzak koşelerden haberler nasıl acaba' Uç bu- vuk şehırdekı alışverış bızı sakın aldatmasın Yıl- lardır, merkezı tatmın etme uğruna, derslıkte oğ- rencı ıle baş başa bulunan oğretıcının fervatlarına kulak asmadan şışırılen kontenjanlann getırdığı ya- ralann acılarını emrı verenler değil, devlet kapısın- da öğretmenlık bekleyen adavlar ve öğretmenin gör- gu ve bılgısıne teslım edılen çocuklarımız çekmek- tedır, çekecektır "Savın Bakan'ın 'niteliklı oğret- men yetıştirme kaygısına' katılmamak mumkun değil" dıven İU Edebıvat Fakultesı öğrencılenn den bır grup, oğretmen adaylarma uygulanan ' Oğ- retmen yeterhk sınavı"nı yürılrlüktekı sıstemın bır sonucu olarak gorurken, bu yaraya parmak bası- yor, çozümu de öğretımın başında gösterılecek tı tızlıkle arıvor, haklı olarak (Cumhunyet, 24 Ara- lık 1989) Öğrencinin, öğretmenin değişen işlevleri Prof Kuruyazıcı'dan şu alıntıyı da yapmadan ge- çemeyeceğmv "Geleneksel eğitimde oğrencıden bek- lenen, dersteki davranışlanyla oğretime u>um sag- laması, dıkkal etmesi. kendisine oğretilen "doğrn- lan ezberiemesidır Ogrencı ağırlıklı >enı eğıtım sis- teminde ise ondan artık ezberleraek yerine araştır- ması, konulan bırlıkte duşunmesi, sureklı kafasında tartması, sorular sorması. okuduğunu okudugu gjbi kabul etmek yerıne gerektığınde karşı çıkmaktan çekınmemesi, kendı goruşlennı geliştırerek dersın ilerlemesine katkıda bulunması ıstenmektedir." Bugunku eğıtım fakultelerı, ne yazık kı gelenek- sel eğıtımı butun hızlarıyla surdurmektedırler YÖK çatısı altına gırdıklerı halde, umutla Oğrencı ağır- lıklı eğıtımı gervekleşurecek öğretmenı yetıştırdığı mızı kesınlıkle sovleyemem ("Oğrencı ağırlıklı" de yışınden "yann kıtabınızdan beş savfa okuvun, bı- rınıze anlattıracağım'M anlamıvorum tabıı). Öğret- menin rolune gelınce "Geleneksel eğitimde oğretmen, her şeyin doğ- rusunu bilmesi gereken >e bilen, oğrencilerin de bu doğnı bilgileri almasını sağlayan. sıruf onunde sar- sılmaz bir otonteyi temsıl eden kişi olarak değer- lendırilir. Modern egitım anlayışına gore ıse ogren- cileri yonlendiren, onların kjşisel eğilimlen doğrul- tusunda ders konulannda esnek davranmasına ola- nak tanınan, onemlı olanın ezberlemek degıl de ı arastırmak, duşunmek, tartışmak ve karşıt goruş- lere saygı beslemek olduğunu asılamava çalışan ki- şidir." Görulduğu uzere oğretmene, gunumuzde, oğren- cıde kışılık gelıştırme gorevı venlıvor; ezılmeyen, ağırlığını koyabılen oneren, başkalarının fîkırlerı- ne savgılı oğrencı vetıştırmesı ıstenıvor ezberletme- den gereksız bılgılerı sıralatmadan, jandarma go- revı yuklenmeden Sonuç Oğretmen vetıştırme konusunda, Mıllı Eğıtım Ba- kanlığı'nın televızvonda vansıttığı dışında, yanı oğ- retmen adavlarından bır kısmına vaat edılen basıt bır aylık ve yurt olanağı dışında, MEB'nın ve \ÖK- un gınşımlerını bılmıyoruz; daha doğrusu, bana ulaşan bılgı vok Ancak Gazı Eğıtım, Çapa Eğıtım ve fakulte eğıtımlı yuksek öğretmen okulu ıle ge lıştırılen ve yakın geçmışte egıtımın amaçlan dışı- na çıkarılıp adeta kamplastınlan, bugün de unıver- sıtenın kanadı altında oğretmen yetıştıren fakulte ve okullarımız ıvedı ılgı beklemektedır Değerli eğı- tım planlamacısı Prof Mahmud Adem'ın sureklı uşardığı uzere, "Universıte ogrelıminde temel olan nıtelik" ıse ve "u>gar loplum olmanın >olu çağdaş eğıtımden geçer" (3) ıse Batı unıversıtelerıvle kı>as- lamavı goze aldığımız unıversıtelerımızı ve onların ıçınde >er alan eğıtım fakultelerını ve eğıtım vuk- sekokullarını mutiaka gözden geçırmek ve gelıştır- mek zorundavız Gehnız degerlı yetkililer, öğretme- nin elını öpmeyelım, onu şiirlerle yüceltmeyelım, gostermelik törenlerle ovmeyelim, başanlı sayıp kı- mılennı odullendirmeyelim Başka şe>ler vapalım Oğretmen adavını çağın gerektırdığı gıbı vetıştıre- lım, oğretmene sorunlarını dıle getirme hakkı ta- nı>alım, dedektiflik yapan değil, okuvan ve oku- tan, kışılık gelıştıren onder vapalım Prof Bozkurt Guvenç*ın tormulledığı uzere PIFe (Paralı, Ingılızce, Fen) karşı onu PAF (Parasız, Anadılde, Fuzulı) ola- rak gorenlerı uyaralım Çukurdan çıkaralım şu yu- ce mesleğı, bulunması gereken doruğuna oturtaJım Sonra da Mustafa Kemal Ataturk'un 1925 yılında Konya'da sövledığı onun değerını bıçen sözleriru dıl- lendırmeve hak kazanalım "Yururaekle olduğumuz teceddut, tekamul ve medenıvet yolunda sizlerden murekkep nur ordu- suna ıstınal eltıkçe behemahal muvaffak olacagı- mıza itimadım kalıdır." (1) 'Çajdas Eğııımın Gereklen ' Cumhunveı, 9 kasım 1989 (2) "Oğretmenler ve Sorunları Cumhnnyct. T Kasım 1989 (3) "Uvgar Toplum Olmanın Yolu Çagdaş Eğııımder Geı,er Prof Dr Y«ş«r Karayalçın'a 65 V.aş \rmi|janı, Anka-a 1988 s "61 PENCERE EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Umut ya da Umutsuzluk Kurultayı! Bugun Ankara da Sosyaldemokrat Halkçı Partı nın seçımlt Tu- ZUK Kurultayı toplanacak Bu, yalnız SHP uyelerı ıçın değil, butun Turkıye açısından onemlı bır gun sayılmalıdır Ulkemızın haikımızın yazgısında etkılı olacak olması gereken bır yaşamsal toplantıyı hep bırtıkte ılgıyle ızleyeceğız Neden yaşamsal, neden hepımız ıçın onemlı'' Yırmı bırıncı yuzyıla on kala Turkıye, dört yandan kendisine dost olmayan komşularla çevrılmıştır Kıbrıs Ege Yunanıstan ve Bulgarıstan sorunları, Azerbaycan'da Azerılerın özgürluk uğru- na gırıştıklen savaşım Bütun bunlardan başka Türkıye'nın yö- neiım yerınde halkın ancak yuzde 20'sının belkı de daha azı- nın destek verdığı yuzde seksenının karşı çıktığı bır ıktıdar Yal- nızca ANAP oylarıyla Cumhurbaşkanlığı'na getırılmış bır Turgut Özal Butun bu dış ve ıç sorunların körduğumunde her gun bıraz daha yoksullaşan geçım sıkıntısı ıçınde çırpınan bır Turk halkı Yurdun dört bır yanından Ankara'ya gelen SHP'lıler yukarıda saydığım gerçeklerın bılıncındedırler Bu kurultay SHP'nın yaz- gısını belırleyen bır toplantıdır Once bunu anımsatmak ıstıyo- rum SHP lı delegelerı, en başta ılgılendıren duşunduren ka- rar ve oy yeğlemelerını yonlendiren gerçeklerı bır yana ıtıp yal- nızca partı meclısıne 'şunlar mı, bunlar mı seçılsın 'hangı ta- kım ışbaşında olsun' gıbı hesapların adamı olmamaları gerek- mektedır Delege partı tabanmın guvendığı, bu guvenle seçıp kurultaya yolıadığ sorumluluk sahıbı kışıdır Delege, önce ulus yararını duşunecektır, ulus yararına en başanlı hızmet verecek bır kadroyu partının yonetımıne getırecektır Daha doğrusu bu bılınçle konuşacak tartışacak ve oylayacaktır Tarıhsel sorum- luluk taşıdığını bılen delegelenn şu ya da bu kışının ya da hız- bın adam'ı asker'ı tayfa'sı olmamayı başaracaklarını, tum sos- yal demokratlar ve onlara güvenen mılyonlar umutla beklemek- tedırler Hazıran 1987'de toplanan Clçüncu Olağanustu SHP Kurulta- yında bır program hazırlanmıştır Bu programda partının nıtelığı şu sozlerle kamuoyuna duyurulmuştur " kışıler ıçın özgürluk, eşıtlık arayışı, emeğı en yuce değer olarak gorme, toplum ıçın demokratıklık, bağımsızlık ve uretkenlık olarak belırtılen bu ıl- keler, SHP'ye solda, sosyal de- mokrat bır partı huvıyetı verıyor Partımızı sağdakı partılerden de sol uçtakı partılerden de ayırıyor SHP emeğe dayanan bır kıtle partısıdır Amaçladığı özgurluk- cu katılımcı, sosyal adaletçı, ure- ten ve hakça böluşen duzenı ser- best seçımlerde halktan alacağı oylarla kuracaktır" SHP kurultay delegelerı bu te- mel amacı goz onünde tutmak zorundadırlar SHP'nın 'emeğe dayalı bır kıtle partısı olduğu ger- çeğı delegelenn tutumunu belır- lemesı gereken bır ılkedır Var oluşunun anlamı burda yatıyor, emek ağıriıklı' olmak yanı her- şeyden once çalışan, üreten, ya- ratan, ınsanlarımızın yararını ön- de tutmak 1987'den bu yana ıkı yıl geçtı Bu sure ıçınde SHP ust yonetı- mı ne yaptı, ne yapmadı9 Dele- ge bunun muhasebesını yapa- bılmelıdır Bu ust yonetımı oluş- turan kışıler gerçekten emeğe saygılı mı davrandılar? Partı ıçın- de demokratık ılkelerı mı uygu- ladılar? Ozgurlukçu, katılımcı bır goruşu partının ana ılkesı mı say- dılar? Yoksa butun bunlara ters duşen sayısız davranış örneğı mı verdıler' Orgutun seçerek yönetımlere getırdığı ılçe ıl kurullarını, ılçe ıl baskanlarını yanlı kararlarla go- revden almak zaman zaman ve- rılen demeçlerle emekten çok sermaye güclerıne yakınlık gos- terır davranışlarda bulunmak, partı ıçınde, hatta ust yönetımde kendılerı gıbı dusunmeyen daha doğrusu emek ağırlıklı bır partı- ye yakışan duşunceler, goruşler öneren arkadaşlarını bır yana ıt- mek onur kurullarında bır oy çokluğuyla mılletvekıllerını partı dış.na kaçırmak, bu tur antıde- mokratık tutum ve goruşlerı pay- laşmayan mılletvekıllerını partı- (Arkası II Sayfada) Kadın Işçilerin Sorunları Cinsler arası her türlü ayırımm ortadan kaldırılmasını amaçlayan ve devletimizin de taraf olduğu Uluslararası Sözleşme hukumlerı gereğince, yasalarımızda kadın aleyhine olan hukumlerı kaldırmak ve değiştirmek kadar yasaların uygulanmalarından kadın aleyhine doğan sonuçları da ortadan kaldırmak içın onlemler almak da devletimizin yukumlulüklen arasındadır. Av. Dr. SABİHA ÇAYCI Ekonomık bakımdan faal nufusun vakla- şık yarısı kadındır Kadın ışgucunün buyük brr bölumunun parasal karşılığı yoktur Tarım ke- sımınde çalışan kadınların çok buvük bır bö- lumu ıse "ucretsız aıle ışçısı" durumundadır Kadınlann ekonomık işlevleri değerlendınl- dığınde, ekonomık ve sosyar göstergelerde "ev kadını" olarak ver alan ve ekonomık faal nu- tusun r o 46'sını oluşturan bu kadın grubunu da "ucretsız ışcı" grubundan saymak gerek- mektedır Lcretlı olarak çalışan kadınların buyuk bır bolumu kamu sektorunde, memur ve sözleş- melı personel statusunde çalışmaktadırlar Ulkemızde çalışan kadınların sayısının zan- nedıldığ] kadar duşuk olmadığını aşağıdakı sa- yılarda goruyoruz 1985 nufus sayımı sonuçlarına göre ücretlı ışçı ve memur olarak ıstıhdam edılenlerın *!» 15'ı, ışveren olarak gorulen nufusun % 4'u, kendı hesabına çalışanların "'o 7'sı, ucretsız aıle ışçısı olarak çalışanların % 70'ı kadındır. Ulkemızde ışçı sınıfı, endustrıleşmeye ko- şut olarak gelışırken kadın ışçılerımızın sayı- larımn da gıderek arttığını goruyoruz Bu sa- yının >aklaşık >arım mıl>on dolavında oldu- ğu söylenmektedır Eşitlik ilkesine aykırı Bır ışte çalışan kadınlar, tum çalışanlar gı- bı duşuk ucret, sağlıksız ışyerı ve çalışma ko- şullarını vaşamaktadırlar Kadın ışçıler ıçın bu sorunların cınsıyetlerı nedenıyle ozellıkle uy- gulamada daha da ağır olduğu bılınmektedır Is Yasası'nın kadın-erkek eşıtliğı ilkesine ay- kın olaıı hukumlerınden bınsı, şekıl olarak ka- dın ışçı yararına gıbı görünen, özünde, kadın- ları uretım alanından uzaklaştınp eve kapat- ma polıtıkasının urunu olan "kıdem tazmınatı" başlığını taşıyan 14 maddeye son yıHarda eklenen bır hıikümdür Ilgılı maddeye eklenen huküm, ışten kendı rızaları ıle ayrılanlara ödenmeyen kıdem taz- mınatının, evlenen kadın ışcılere evlendıkten sonrakı bır yıl ıçınde ışten ayrılmaları halın- de ödenmesını öngörmektedır Bu hükum kadın ıle ılgılı sağlıklı ve tutarlı polıtıkalann uygulanmalan ıle ortadan kaldı- nlmalıdır lş yasamızın çağımızda eşıne ender rastla- nan bır hukmu de 13 madde hükmudür Bu madde gereğince ışverenler hıçbır gerekçe gos- termeksızın ışçıye ıhbar tazmınatını ödeyerek ıstedığı anda ışten çıkarabılmektedırler Özel sektör ışverenlerı çocuklu kadın ışçı- lerden yeterı kadar randıman alamayacakları duşuncesı ıle kadın ışçılerı doğum öncesı ve doğum sonrası yasal ızınlı oldukları sırada ış- ten çıkarmak ıçın bu hukmu kullanmaktadır- lar Bu durumun anne olan kadın ışçının ceza- landınlması olduğu açıktır Başka ulkeler, an- ne olan kadın ışçilerin yaygın olan bu uygula- maya karşı kadının en temel hakkı olan an- nelık hakkını korumak ıçın onlemler alraış- lardır Avrupa Sosyal Şartı'nın (sözleşmesı), çalı- şan kadınların korunması başlığını taşıyan 8 maddesı, annelık ıçın verılen yasal ızın süre- lerı ıçınde görevden alınmalann yasadışı sa yılmasını ongormüştur TC hükumetı, söz konusu Uluslararası Soz- leşme'yı yaklaşık altı ay kadar önce ıı.ızala- mış, fakat kadın ışçılerı koruyan 8 maddeye "çekınce" koymuş, karşı çıkmıştır Hukumetımız, çekınce koymakla anne olan işçı kadınlann en temel hakkı olan çalışma hakkının ışveren tarafından elınden alınma- sını onaylamış olmakladır Çalışma ve Sosyal Guvenlık Bakanı Sn fm- ren Aykut'un bu maddeye çekınce konulma- sına karşı olduğu konusunda bugune değın ba- sında bır açıklama yer almamıştır Kreş ve çocuk Kadın ışçilerin en önemlı konularından bı- nsi de, çocuklan ıçın kreş ve ışyerınde emzır- me odaları gereksımmıdır. tş Yasası uyarınca hazırlanmış olan "Gebe ve Emzıklı Kadınla- rın ÇaJıştırılma Koşullarıvla Emzınne Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlan (Kreş) hakkında" tu- züğün en önemlı maddelerı ozellıkle özel sek- tör ışverenkrı tarafından uygulanmamaktadır Ilgılı bakanlığm yeterlı ışyerı denetımı yapma- maları durumundan yararlanan ışverenler, pa- rasal kulfetı buyük olan kreş açma vükumlu- lüğunden kaçmaktadırlar Ulkemızde var olan kreş ve gunduz bakı- mevlerı, genel olarak ulkemızın gereksınımı- nın ancak % l'ını karşılayabılecek durumda- dır Bu konuda devletın sosyal devlet olma ge- reğı olarak resmı ve açık bır polıtıkası olma- lıdır Ucretsız devlet ve beledıye kreşlerının yaygınlaştırılması ılke olarak benımsenmelı- dır Sonuç olarak dıyebılınz kı cinsler arası her turlu ayırımın ortadan kaldırılmasını amaç- layan ve devletimizin de taraf olduğu Ulusla- rarası Sözleşme hukumlerı gereğince, yasala- rımızda kadın aleyhine olan hukumlen kaldır mak ve değiştirmek kadar yasaların uygulan malanndan kadın aleyhine doğan sonuçlan da ortadan kaldırmak ıçın onlemler almak da devletimizin yukumlulüklen arasındadır. Göcek'te Ne Oluyor?.. Gocek Beledıye Başkanı tutuklandı Neresı Gocek7 Sanırım bu kuçuk beldeyı bılmeyen yok Muğla'da dunya cen- netı bır yer Ozal aılesı yaz tatıllerını Gocek kıyılarında "bırışa- damının yatında" geçırmez mıydı7 Gocek koyları büyük holdıng- lerce kapışılmış ve kapatılmıstı 26 Mart yerel seçımlerınde Gocek Beledıye Başkanlığı nı SHP kazandı Behzat Akdolun başkan oldu Kıyamet de bundan sonra koptu Çunkü SHP'lı beledıye, Tur- kıye de ılk kez Göcek koylarmın bulunduğu alanı "mucavır sa- ha"ya dönuştürup yetkısı altına aldı Bu karar, "ANAP merkezı ıktıdan"y\a anlaşarak doğal guzellıklerı devletten 49 yıllığına kı- ralayan buyuk holdınglere karşı Gocek halkının cıkarlarını koru- mak ıcın ılk gerçekçı adımdı Gocek'ın SHP'lı beledıyesı, boyuna bakmadan buyuk bır ış yapmış an kovanına çomak sokmuştu Akdolun un başına bır şeyler gelır mıydı' * "VferH Muğla" gazetesının 20 Ocak 1990 günlu sayısında şu başlık goze çarpıyor ' Gocek Beledıye Başkanı Behzat Akdolun, Ozal'a Hakaretten Tutuklandı" O gün bu gundur Göcek Beledıye Başkanı tutukludur Bız şım- dı gelelım olayın oykusune "Yenı Muğla" yazıyor Başbakanlığa bağlı 'Ozel Çevre Koruma Kurulu' tarafından ha- zırtanan ımar planlan halkla yerel yonetımlen karşı karşıya getır- dı Kurul'un duzenledığı yenı ımarplanı Gocek Beledıye Meclısı'n- de tartışılırken olaylar çıktı Beledıye onunde toplanan halk yenı planı onaylamadığını belırterek ve "Bız plan ıstemıyoruz toprak ıstıyoruz" şeklınde slogan atarak gösterı yaptı Beledıye Başkanı Behzat Akdolun dışan yayın yapan ses cıhazı ıle Planı bız yap- madık bu plan zamanın Başbakanı Cumhurbaşkanı Turgut Ozal1 ın ısteğı uzenne kurulan KuruP tarafından yapıldı Beğenmedığı- nız yer varsa, gelın tartışabm, kuruldan değıştklık ısteyelım" dıye anons yaptıysa da gosterıye devam eden kalabalık jandarma- nın gelmesıyle dağılabıldı Bu arada Beledıye Başkanı Akdolun halka seslenırken Cum- hurbaşkanı Ozal'a rtakaret ettığı gerekçesıyle Fethıye Kaymaka- mı Saıt Eker'e şıkâyet edıldı Muğla Valılığı'nce verılen karar so- nucunda Fethıye Nobetçı Mahkemesı tarafından tutuklandı Akdolun'un avukatı, olayda kışkırtma olduğunu belırterek Be- ledıye Başkanı nın, ANAP'lıların komplosuyla karşı karşıya oldu- ğunu, Cumhurbaşkanı'na hakaretın soz konusu olmadığını, ger- çeğın yargılama sırasında ortaya çıkacağını soyledı" * Turk Ceza Yasası'nın 158'ıncı maddesı 'cumhurbaşkanına ha- karef'e ılışkındır Turgut Özal, Çankaya'ya çıkmadan once bu konuyu ele almış ANAP Genel Başkanı'nın Koşk'e tırmanmasıyla yurttaşın başı- na çok dert açılacağını yazmıştım Çunku 158'ıncı madde, "ta- rafsız ve sorumsuz cumhurbaşkanı' ıçın düzenlenmıştır Ozal hem "tarafsız ve sorumsuz cumhurbaşkanı" olmayı ıçı- ne sındıremıyor, ANAP ıktıdarının başı gıbı davranıyor hem de 158 ıncı maddeyle korunuyor Gocek Beledıye Başkanı'nın başına gelenler, yalnız Turkıye 1 de İıılı" (de facto) başkanlık sıstemının yarattığı sonuçlan gos- termek bakımından çarpıcı bır ornek değıldır 'merkezı ıktıdar 1 la yerel yonetımler, halkla holdıng çıkarlarının çatışması Gocek beldesınde elle tutulurcasına somutlaşmıştır ANAP ıktıdarı SHP lı beledıyelere saldırı sıyasetını surdürü- yor, ödeneklerını şu ya da bu yoldan kısıyor yasal yetkılerını da- raltıyor baskanlarını baskt altına alıyor •k Gocek, Muğla'da bır dunya cennetı Ozal aılesının dınlence yerı Gocek'ın dantela gıbı ışlenmış mavı koylarında mılyarlar de- ğil, trılyonlar yatıyor t J , -.r j — Beledıye Başkanı da ıçerde yatıyor "'*' Raslarrtı mı dersınız'' TARIHIN AKIŞI SOSYALIZM YONUNDEDIR VE BUNU HIÇBIR KARSI DEVRIMCI GÜÇ ENGELLEYEMEZ IŞCI SINIFI, SORUNLARINI TARTIŞIYOR ROMANYA GERÇEĞİ VE SOSYALİST ÜLKELERDEKİ GELİŞMELER PANEÜSTLER • YALÇIN KÛÇÜK (YA2AR) • MESUT DEMİREL (YAYINCI) • ERDAL KMİRKAN (SENDIKACI) • SİNAN YIUNRIM (YAYINCI) • MUSTAFA YALÇMER (YAYINCI) • HALUK TANİPEKÇİ (GAZETECI) Butun Halkımız Davetlıdır DUZENLEME KURULU BAŞKANI AYNUR KARAASUN YER: Incı Duğün Salonu Kucuklanga Cad Valıde Carnı Sok No 50 Aksaray (ISKI nın sokağında) Tarih: 28 01 1990 Pazar (Yarın) Saat: 13 00 ¥mxsiz taksitlerle Arçelık elektrikli süpürge alın. İkisi de ileri teknoloji ürünü/ ikısi de Arçelik güvenceli, iki ayrı Arçelik Tornado. Hemen bir Arçeiik Yetkili Satıcı sına gelin. Çok uygun/faızsiz taksitlerle Arçelik Tornado sahibi olun. ARÇELIK TORNADO PIUS ARÇELIK TORNADO • İ400 mmSS ^eLİaşanayoHıemıs gucu • Em s gucu c haz • MDO mmSS ve ula$an em s gu-u • Emis gucu vuze^e g' jstjndek dugme e c,ar amr • Örel koool< toz kasetı b c u J2er nden elle ayar anır • Özel kapaklı toz kaseti * Otomotılt Itablo sor c • OtcfTtot k 02 gos'erges • Yatoy d k her duru^do kutlonmc nıkant • Komple akscsuo ı Otonnatık toz gostergesı • OtomctiK koblo saf •>. • Yatcry k her duruTXİo kullcnma rruant • Komp e akseiu«r Ürün Arçelık Arçelık Tornado Tornado H Plus EMEN TE Peşınat 64.000 72.000 -TL -TL S L İ M Taksit (4 64.000 72.000 ay) -TL -TL Toplam F 320.000. 360.000. yat -TL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear