Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 27 OCAK 1990
YOK. Eğitiııı Fakültelerî
ve Öğretmen Adaylam - II
Geliniz, değerli yetkililer, öğretmenin elini opmeyelim, onu şiirlerle
yuceltmeyelim, gostermelik torenlerle ovmeyelim, başanlı sayıp
kimilerini odullendirmeyelim. Başka şeyler yapalım: Öğretmen adayını
çağın gerektirdiği gibi yetiştirelim, oğretmene sorunlarını dile getirme
ha\kı tanıyalım, dedektiflik yapan değil, okuyan ve okutan, kişilik
g ı?tiren onder yapalım.
Prof. Dr. SALİH ÖZBARAN DEÜ Buca Eğitim Fak.
Yazımın I bölumunde (11 ocak gunJu Cumhu-
rı>et) eğıtım fakultelerının ve bunlara bağlı eğıtım
yuksekokullarının 1982 yılında 41 sayılı kararna-
me ıle bağlandıkları YOK'u, karşılaştığım olaylar,
edındığım dençjler ve okuduğum eleştırıler doğrul-
tusunda dıle getırmış, öğretmen yetıştıren kurum-
ları tekelınde tutan yonetımı sergıleme>e çalışmış-
tım Yazımın bu bölumunde de meslef ın nıtelıkle-
rı ve gereklılıklen hıç ırdelenmeden "bır muhur bır
dekan ornegV', Ankara merkezlı bır ders progra-
rru ve bır tabela değışıklığı ıle venı seruverderıne baş-
lavan eğıtım fakultelerını ve ılgılı kurumları ele al-
mak ıstıvorum
Yönetici ve kadro sorunu
Hıçbır hazırlığı olmadan vuksek ö|retmen oku)
lannı ve eğıtım enstıtulerını -ıktıdarların gunluk ka-
rarlarıvla, solcu-sağcı damgalamalarıyla çığnndan
çıkanlmış, oğretmerüenn vığınla surülmelenne sah-
ne olmuş bu kurumları- komutası altına alan YÖK,
varava merhem olamamış, bır verlerden bulup ata-
dığı 'dekan ıle "elı opulesı" oğretmenı vetıştıren bu
kurumlarda çağdaş-akademık kadroyu ne yazık kı
varatamamıştır, >aratma yolunda gerekeru yapama-
mıştır
OSYM <\nabılım Dalı kodlamasına bakacak
olursanız orada kımva oğretımı, tanh oğretımı,
Turk dılı oğretımı gıbı anabılım dallannın sıralan-
dığını gorursunuz Bu kodlamalardan, lısans duze-
yındekı öğretım bır yana, yuksek lısans ve doktora
sevı>esındekı egıtımın anabılım dallannda var ol
duğunu duşunebılırsınız, ama yanılırsınız Çunku
Turkıye'de kodlamada ver alan anabılım dalların-
nın oğretımı ıle ılgılı -'hangı amaçla", 'nasıl", "ne
kadar", "hangı yaş gnıplarına", vb sorularına ya-
nıt arayan eğıtım oğretım kaygılarının henuz de\-
reye gırmedığını ve dolayısıyla uzmanlık alanları-
nın gelışmedığını fark edersınız Bır örnekle açık-
la>a>ım Tanh oğretımını macera edebıyatı sanan,
kışısel kahramanlıkları sıralayan, bır zumre tarıhı
gıbı gosteren öğretımın sorgulamasıru vapacak eğı-
tım henuz voktur bu oğretmen yetıştıren kurumla-
nmızda Fen edebıvat fakultelerınden -2547 sa>ılı
yasanın zorlamasıvla- kendılenne geçım kapısı ara-
yan kımı öğretım uvelennın tamamen rastlantı so-
nucu atanmaları da bekienenı verememıştır Ikı >ıl-
lık eğıtım )ijksekoku]lannı bırkaç dakıka ıçınde alı-
nabılen bır kararla dort yıllık vapanlar, oralara alı-
nan öğrencılenn yeterlı oğretım kadrolarına sahıp
olmadıklarını, filan tıcaret lısesınden, falan ımam
hatıp lısesınden çağrılan öğretmenlenn
"ılkvardımlarıyla" eğıtıldıklerını herhalde bılı>or-
lardır
Eğıtım fakultelerıne aynlmış öğretım üyesı kad-
rolarıyla ılgılı olarak çalıştığım fakultede gozledı-
ğım, oğretmen yetıştırmedekı nıvetlerı sergıleyen şu
gerçeğı de belırtmeden geçemeyeceğım Fakulteme
aıt bırçok kadronun başka fakultelerde ve unıver-
sıtelerde hızmet veren ya da oralara tekrar donebıl-
mek ıçın basamak yapanların ısteklen doğrultusun-
da kullanıldığını oğrenmek hıç de gurur verıcı ol-
mamalıdır Geçenlerde, ılan ıçın başvurduğum za-
man, anabılım dalımıza aıt bır kadronun uçup gıt-
tığını oğrendığımde şasırdım, uzuldum, unıversıte
özerklığım tekrar duşundum Tanh oğretımı sorum-
lusu olarak, anabılım dalı olarak bır hıç olduğu-
muzu bır kez daha anladım
Öğretim diızeyi, ders programlan
Oğretmen >etıştıren kurumlar VÖK'le bırlıkte ve-
nı statulenne Ankara'da alelacele, herhangı bır go-
ruşmeye açılmadan, uzmanlarca tartışılmadan, kur-
suden ders veren vetkılının fıkrı sorulmadan, onu
dınleven oğrencının ılgısı ve tepkısı duşunulmeden
hazırlanan programlarla başlanmıştır Prof Nılu-
fer Kuruyazıcı'nın çok guzel dıllendırdığj gıbı "Ge-
leneksel eğitim olarak nıteledıgımiz ve Avrupa ul-
kelerınde çoktan aşılmış eğıtım anlayışı
dogrultusunda" (1) ve Dr Bınnur Yeşılyaprak'ın çok
ıyı ıfade ettıgj uzere "hızla degışen dunyamızda artık
geçerlılığim yitırmiş ya da yitirmeye başlamış eskı
sorulann vanıtlan değil, değışmeyen-evrensel soru-
lan sormavı ve yanıtlan araşünnavı" (2) hedef alan
kavgılardan uzak programların teksır edılıp dağı
tılma>,ı veğlenmıştır Çok üzucu başka bır olay da
der^lıklenn bovutlarını zorlavan oğrencı sayılarıv-
la ve sınırlı oğretıcı kadrosuyla "çağdaş oğretmen"
yetıştırümek ıstenmesıdır 160 öğretmen adayına uç
öğretıcının duşebıldığı bır anabılım dalında hangı
çağdaş vontemler uvgulanabılır? Demırcı ve Denız
lı'dekı vuksekokullann durumunu çok ıyı bılıyo-
rum Lzak koşelerden haberler nasıl acaba' Uç bu-
vuk şehırdekı alışverış bızı sakın aldatmasın Yıl-
lardır, merkezı tatmın etme uğruna, derslıkte oğ-
rencı ıle baş başa bulunan oğretıcının fervatlarına
kulak asmadan şışırılen kontenjanlann getırdığı ya-
ralann acılarını emrı verenler değil, devlet kapısın-
da öğretmenlık bekleyen adavlar ve öğretmenin gör-
gu ve bılgısıne teslım edılen çocuklarımız çekmek-
tedır, çekecektır "Savın Bakan'ın 'niteliklı oğret-
men yetıştirme kaygısına' katılmamak mumkun
değil" dıven İU Edebıvat Fakultesı öğrencılenn
den bır grup, oğretmen adaylarma uygulanan ' Oğ-
retmen yeterhk sınavı"nı yürılrlüktekı sıstemın bır
sonucu olarak gorurken, bu yaraya parmak bası-
yor, çozümu de öğretımın başında gösterılecek tı
tızlıkle arıvor, haklı olarak (Cumhunyet, 24 Ara-
lık 1989)
Öğrencinin, öğretmenin
değişen işlevleri
Prof Kuruyazıcı'dan şu alıntıyı da yapmadan ge-
çemeyeceğmv "Geleneksel eğitimde oğrencıden bek-
lenen, dersteki davranışlanyla oğretime u>um sag-
laması, dıkkal etmesi. kendisine oğretilen "doğrn-
lan ezberiemesidır Ogrencı ağırlıklı >enı eğıtım sis-
teminde ise ondan artık ezberleraek yerine araştır-
ması, konulan bırlıkte duşunmesi, sureklı kafasında
tartması, sorular sorması. okuduğunu okudugu gjbi
kabul etmek yerıne gerektığınde karşı çıkmaktan
çekınmemesi, kendı goruşlennı geliştırerek dersın
ilerlemesine katkıda bulunması ıstenmektedir."
Bugunku eğıtım fakultelerı, ne yazık kı gelenek-
sel eğıtımı butun hızlarıyla surdurmektedırler YÖK
çatısı altına gırdıklerı halde, umutla Oğrencı ağır-
lıklı eğıtımı gervekleşurecek öğretmenı yetıştırdığı
mızı kesınlıkle sovleyemem ("Oğrencı ağırlıklı" de
yışınden "yann kıtabınızdan beş savfa okuvun, bı-
rınıze anlattıracağım'M anlamıvorum tabıı). Öğret-
menin rolune gelınce
"Geleneksel eğitimde oğretmen, her şeyin doğ-
rusunu bilmesi gereken >e bilen, oğrencilerin de bu
doğnı bilgileri almasını sağlayan. sıruf onunde sar-
sılmaz bir otonteyi temsıl eden kişi olarak değer-
lendırilir. Modern egitım anlayışına gore ıse ogren-
cileri yonlendiren, onların kjşisel eğilimlen doğrul-
tusunda ders konulannda esnek davranmasına ola-
nak tanınan, onemlı olanın ezberlemek degıl de ı
arastırmak, duşunmek, tartışmak ve karşıt goruş-
lere saygı beslemek olduğunu asılamava çalışan ki-
şidir."
Görulduğu uzere oğretmene, gunumuzde, oğren-
cıde kışılık gelıştırme gorevı venlıvor; ezılmeyen,
ağırlığını koyabılen oneren, başkalarının fîkırlerı-
ne savgılı oğrencı vetıştırmesı ıstenıvor ezberletme-
den gereksız bılgılerı sıralatmadan, jandarma go-
revı yuklenmeden
Sonuç
Oğretmen vetıştırme konusunda, Mıllı Eğıtım Ba-
kanlığı'nın televızvonda vansıttığı dışında, yanı oğ-
retmen adavlarından bır kısmına vaat edılen basıt
bır aylık ve yurt olanağı dışında, MEB'nın ve \ÖK-
un gınşımlerını bılmıyoruz; daha doğrusu, bana
ulaşan bılgı vok Ancak Gazı Eğıtım, Çapa Eğıtım
ve fakulte eğıtımlı yuksek öğretmen okulu ıle ge
lıştırılen ve yakın geçmışte egıtımın amaçlan dışı-
na çıkarılıp adeta kamplastınlan, bugün de unıver-
sıtenın kanadı altında oğretmen yetıştıren fakulte
ve okullarımız ıvedı ılgı beklemektedır Değerli eğı-
tım planlamacısı Prof Mahmud Adem'ın sureklı
uşardığı uzere, "Universıte ogrelıminde temel olan
nıtelik" ıse ve "u>gar loplum olmanın >olu çağdaş
eğıtımden geçer" (3) ıse Batı unıversıtelerıvle kı>as-
lamavı goze aldığımız unıversıtelerımızı ve onların
ıçınde >er alan eğıtım fakultelerını ve eğıtım vuk-
sekokullarını mutiaka gözden geçırmek ve gelıştır-
mek zorundavız Gehnız degerlı yetkililer, öğretme-
nin elını öpmeyelım, onu şiirlerle yüceltmeyelım,
gostermelik törenlerle ovmeyelim, başanlı sayıp kı-
mılennı odullendirmeyelim Başka şe>ler vapalım
Oğretmen adavını çağın gerektırdığı gıbı vetıştıre-
lım, oğretmene sorunlarını dıle getirme hakkı ta-
nı>alım, dedektiflik yapan değil, okuvan ve oku-
tan, kışılık gelıştıren onder vapalım Prof Bozkurt
Guvenç*ın tormulledığı uzere PIFe (Paralı, Ingılızce,
Fen) karşı onu PAF (Parasız, Anadılde, Fuzulı) ola-
rak gorenlerı uyaralım Çukurdan çıkaralım şu yu-
ce mesleğı, bulunması gereken doruğuna oturtaJım
Sonra da Mustafa Kemal Ataturk'un 1925 yılında
Konya'da sövledığı onun değerını bıçen sözleriru dıl-
lendırmeve hak kazanalım
"Yururaekle olduğumuz teceddut, tekamul ve
medenıvet yolunda sizlerden murekkep nur ordu-
suna ıstınal eltıkçe behemahal muvaffak olacagı-
mıza itimadım kalıdır."
(1) 'Çajdas Eğııımın Gereklen ' Cumhunveı, 9 kasım 1989
(2) "Oğretmenler ve Sorunları Cumhnnyct. T Kasım 1989
(3) "Uvgar Toplum Olmanın Yolu Çagdaş Eğııımder Geı,er
Prof Dr Y«ş«r Karayalçın'a 65 V.aş \rmi|janı, Anka-a 1988
s "61
PENCERE
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Umut ya da Umutsuzluk
Kurultayı!
Bugun Ankara da Sosyaldemokrat Halkçı Partı nın seçımlt Tu-
ZUK Kurultayı toplanacak
Bu, yalnız SHP uyelerı ıçın değil, butun Turkıye açısından
onemlı bır gun sayılmalıdır Ulkemızın haikımızın yazgısında etkılı
olacak olması gereken bır yaşamsal toplantıyı hep bırtıkte ılgıyle
ızleyeceğız
Neden yaşamsal, neden hepımız ıçın onemlı''
Yırmı bırıncı yuzyıla on kala Turkıye, dört yandan kendisine
dost olmayan komşularla çevrılmıştır Kıbrıs Ege Yunanıstan ve
Bulgarıstan sorunları, Azerbaycan'da Azerılerın özgürluk uğru-
na gırıştıklen savaşım Bütun bunlardan başka Türkıye'nın yö-
neiım yerınde halkın ancak yuzde 20'sının belkı de daha azı-
nın destek verdığı yuzde seksenının karşı çıktığı bır ıktıdar Yal-
nızca ANAP oylarıyla Cumhurbaşkanlığı'na getırılmış bır Turgut
Özal Butun bu dış ve ıç sorunların körduğumunde her gun
bıraz daha yoksullaşan geçım sıkıntısı ıçınde çırpınan bır Turk
halkı
Yurdun dört bır yanından Ankara'ya gelen SHP'lıler yukarıda
saydığım gerçeklerın bılıncındedırler Bu kurultay SHP'nın yaz-
gısını belırleyen bır toplantıdır Once bunu anımsatmak ıstıyo-
rum SHP lı delegelerı, en başta ılgılendıren duşunduren ka-
rar ve oy yeğlemelerını yonlendiren gerçeklerı bır yana ıtıp yal-
nızca partı meclısıne 'şunlar mı, bunlar mı seçılsın 'hangı ta-
kım ışbaşında olsun' gıbı hesapların adamı olmamaları gerek-
mektedır Delege partı tabanmın guvendığı, bu guvenle seçıp
kurultaya yolıadığ sorumluluk sahıbı kışıdır Delege, önce ulus
yararını duşunecektır, ulus yararına en başanlı hızmet verecek
bır kadroyu partının yonetımıne getırecektır Daha doğrusu bu
bılınçle konuşacak tartışacak ve oylayacaktır Tarıhsel sorum-
luluk taşıdığını bılen delegelenn şu ya da bu kışının ya da hız-
bın adam'ı asker'ı tayfa'sı olmamayı başaracaklarını, tum sos-
yal demokratlar ve onlara güvenen mılyonlar umutla beklemek-
tedırler
Hazıran 1987'de toplanan Clçüncu Olağanustu SHP Kurulta-
yında bır program hazırlanmıştır Bu programda partının nıtelığı
şu sozlerle kamuoyuna duyurulmuştur " kışıler ıçın özgürluk,
eşıtlık arayışı, emeğı en yuce değer olarak gorme, toplum ıçın
demokratıklık, bağımsızlık ve uretkenlık olarak belırtılen bu ıl-
keler, SHP'ye solda, sosyal de-
mokrat bır partı huvıyetı verıyor
Partımızı sağdakı partılerden de
sol uçtakı partılerden de ayırıyor
SHP emeğe dayanan bır kıtle
partısıdır Amaçladığı özgurluk-
cu katılımcı, sosyal adaletçı, ure-
ten ve hakça böluşen duzenı ser-
best seçımlerde halktan alacağı
oylarla kuracaktır"
SHP kurultay delegelerı bu te-
mel amacı goz onünde tutmak
zorundadırlar SHP'nın 'emeğe
dayalı bır kıtle partısı olduğu ger-
çeğı delegelenn tutumunu belır-
lemesı gereken bır ılkedır Var
oluşunun anlamı burda yatıyor,
emek ağıriıklı' olmak yanı her-
şeyden once çalışan, üreten, ya-
ratan, ınsanlarımızın yararını ön-
de tutmak
1987'den bu yana ıkı yıl geçtı
Bu sure ıçınde SHP ust yonetı-
mı ne yaptı, ne yapmadı9
Dele-
ge bunun muhasebesını yapa-
bılmelıdır Bu ust yonetımı oluş-
turan kışıler gerçekten emeğe
saygılı mı davrandılar? Partı ıçın-
de demokratık ılkelerı mı uygu-
ladılar? Ozgurlukçu, katılımcı bır
goruşu partının ana ılkesı mı say-
dılar? Yoksa butun bunlara ters
duşen sayısız davranış örneğı mı
verdıler'
Orgutun seçerek yönetımlere
getırdığı ılçe ıl kurullarını, ılçe ıl
baskanlarını yanlı kararlarla go-
revden almak zaman zaman ve-
rılen demeçlerle emekten çok
sermaye güclerıne yakınlık gos-
terır davranışlarda bulunmak,
partı ıçınde, hatta ust yönetımde
kendılerı gıbı dusunmeyen daha
doğrusu emek ağırlıklı bır partı-
ye yakışan duşunceler, goruşler
öneren arkadaşlarını bır yana ıt-
mek onur kurullarında bır oy
çokluğuyla mılletvekıllerını partı
dış.na kaçırmak, bu tur antıde-
mokratık tutum ve goruşlerı pay-
laşmayan mılletvekıllerını partı-
(Arkası II Sayfada)
Kadın Işçilerin Sorunları
Cinsler arası her türlü ayırımm ortadan kaldırılmasını
amaçlayan ve devletimizin de taraf olduğu Uluslararası
Sözleşme hukumlerı gereğince, yasalarımızda kadın aleyhine
olan hukumlerı kaldırmak ve değiştirmek kadar yasaların
uygulanmalarından kadın aleyhine doğan sonuçları da
ortadan kaldırmak içın onlemler almak da devletimizin
yukumlulüklen arasındadır.
Av. Dr. SABİHA ÇAYCI
Ekonomık bakımdan faal nufusun vakla-
şık yarısı kadındır Kadın ışgucunün buyük brr
bölumunun parasal karşılığı yoktur Tarım ke-
sımınde çalışan kadınların çok buvük bır bö-
lumu ıse "ucretsız aıle ışçısı" durumundadır
Kadınlann ekonomık işlevleri değerlendınl-
dığınde, ekonomık ve sosyar göstergelerde "ev
kadını" olarak ver alan ve ekonomık faal nu-
tusun
r
o 46'sını oluşturan bu kadın grubunu
da "ucretsız ışcı" grubundan saymak gerek-
mektedır
Lcretlı olarak çalışan kadınların buyuk bır
bolumu kamu sektorunde, memur ve sözleş-
melı personel statusunde çalışmaktadırlar
Ulkemızde çalışan kadınların sayısının zan-
nedıldığ] kadar duşuk olmadığını aşağıdakı sa-
yılarda goruyoruz
1985 nufus sayımı sonuçlarına göre ücretlı
ışçı ve memur olarak ıstıhdam edılenlerın *!»
15'ı, ışveren olarak gorulen nufusun % 4'u,
kendı hesabına çalışanların "'o 7'sı, ucretsız aıle
ışçısı olarak çalışanların % 70'ı kadındır.
Ulkemızde ışçı sınıfı, endustrıleşmeye ko-
şut olarak gelışırken kadın ışçılerımızın sayı-
larımn da gıderek arttığını goruyoruz Bu sa-
yının >aklaşık >arım mıl>on dolavında oldu-
ğu söylenmektedır
Eşitlik ilkesine aykırı
Bır ışte çalışan kadınlar, tum çalışanlar gı-
bı duşuk ucret, sağlıksız ışyerı ve çalışma ko-
şullarını vaşamaktadırlar Kadın ışçıler ıçın bu
sorunların cınsıyetlerı nedenıyle ozellıkle uy-
gulamada daha da ağır olduğu bılınmektedır
Is Yasası'nın kadın-erkek eşıtliğı ilkesine ay-
kın olaıı hukumlerınden bınsı, şekıl olarak ka-
dın ışçı yararına gıbı görünen, özünde, kadın-
ları uretım alanından uzaklaştınp eve kapat-
ma polıtıkasının urunu olan "kıdem
tazmınatı" başlığını taşıyan 14 maddeye son
yıHarda eklenen bır hıikümdür
Ilgılı maddeye eklenen huküm, ışten kendı
rızaları ıle ayrılanlara ödenmeyen kıdem taz-
mınatının, evlenen kadın ışcılere evlendıkten
sonrakı bır yıl ıçınde ışten ayrılmaları halın-
de ödenmesını öngörmektedır
Bu hükum kadın ıle ılgılı sağlıklı ve tutarlı
polıtıkalann uygulanmalan ıle ortadan kaldı-
nlmalıdır
lş yasamızın çağımızda eşıne ender rastla-
nan bır hukmu de 13 madde hükmudür Bu
madde gereğince ışverenler hıçbır gerekçe gos-
termeksızın ışçıye ıhbar tazmınatını ödeyerek
ıstedığı anda ışten çıkarabılmektedırler
Özel sektör ışverenlerı çocuklu kadın ışçı-
lerden yeterı kadar randıman alamayacakları
duşuncesı ıle kadın ışçılerı doğum öncesı ve
doğum sonrası yasal ızınlı oldukları sırada ış-
ten çıkarmak ıçın bu hukmu kullanmaktadır-
lar
Bu durumun anne olan kadın ışçının ceza-
landınlması olduğu açıktır Başka ulkeler, an-
ne olan kadın ışçilerin yaygın olan bu uygula-
maya karşı kadının en temel hakkı olan an-
nelık hakkını korumak ıçın onlemler alraış-
lardır
Avrupa Sosyal Şartı'nın (sözleşmesı), çalı-
şan kadınların korunması başlığını taşıyan 8
maddesı, annelık ıçın verılen yasal ızın süre-
lerı ıçınde görevden alınmalann yasadışı sa
yılmasını ongormüştur
TC hükumetı, söz konusu Uluslararası Soz-
leşme'yı yaklaşık altı ay kadar önce ıı.ızala-
mış, fakat kadın ışçılerı koruyan 8 maddeye
"çekınce" koymuş, karşı çıkmıştır
Hukumetımız, çekınce koymakla anne olan
işçı kadınlann en temel hakkı olan çalışma
hakkının ışveren tarafından elınden alınma-
sını onaylamış olmakladır
Çalışma ve Sosyal Guvenlık Bakanı Sn fm-
ren Aykut'un bu maddeye çekınce konulma-
sına karşı olduğu konusunda bugune değın ba-
sında bır açıklama yer almamıştır
Kreş ve çocuk
Kadın ışçilerin en önemlı konularından bı-
nsi de, çocuklan ıçın kreş ve ışyerınde emzır-
me odaları gereksımmıdır. tş Yasası uyarınca
hazırlanmış olan "Gebe ve Emzıklı Kadınla-
rın ÇaJıştırılma Koşullarıvla Emzınne Odaları
ve Çocuk Bakım Yurtlan (Kreş) hakkında" tu-
züğün en önemlı maddelerı ozellıkle özel sek-
tör ışverenkrı tarafından uygulanmamaktadır
Ilgılı bakanlığm yeterlı ışyerı denetımı yapma-
maları durumundan yararlanan ışverenler, pa-
rasal kulfetı buyük olan kreş açma vükumlu-
lüğunden kaçmaktadırlar
Ulkemızde var olan kreş ve gunduz bakı-
mevlerı, genel olarak ulkemızın gereksınımı-
nın ancak % l'ını karşılayabılecek durumda-
dır
Bu konuda devletın sosyal devlet olma ge-
reğı olarak resmı ve açık bır polıtıkası olma-
lıdır Ucretsız devlet ve beledıye kreşlerının
yaygınlaştırılması ılke olarak benımsenmelı-
dır
Sonuç olarak dıyebılınz kı cinsler arası her
turlu ayırımın ortadan kaldırılmasını amaç-
layan ve devletimizin de taraf olduğu Ulusla-
rarası Sözleşme hukumlerı gereğince, yasala-
rımızda kadın aleyhine olan hukumlen kaldır
mak ve değiştirmek kadar yasaların uygulan
malanndan kadın aleyhine doğan sonuçlan da
ortadan kaldırmak ıçın onlemler almak da
devletimizin yukumlulüklen arasındadır.
Göcek'te Ne Oluyor?..
Gocek Beledıye Başkanı tutuklandı
Neresı Gocek7
Sanırım bu kuçuk beldeyı bılmeyen yok Muğla'da dunya cen-
netı bır yer Ozal aılesı yaz tatıllerını Gocek kıyılarında "bırışa-
damının yatında" geçırmez mıydı7
Gocek koyları büyük holdıng-
lerce kapışılmış ve kapatılmıstı
26 Mart yerel seçımlerınde Gocek Beledıye Başkanlığı nı SHP
kazandı
Behzat Akdolun başkan oldu
Kıyamet de bundan sonra koptu Çunkü SHP'lı beledıye, Tur-
kıye de ılk kez Göcek koylarmın bulunduğu alanı "mucavır sa-
ha"ya dönuştürup yetkısı altına aldı Bu karar, "ANAP merkezı
ıktıdan"y\a anlaşarak doğal guzellıklerı devletten 49 yıllığına kı-
ralayan buyuk holdınglere karşı Gocek halkının cıkarlarını koru-
mak ıcın ılk gerçekçı adımdı
Gocek'ın SHP'lı beledıyesı, boyuna bakmadan buyuk bır ış
yapmış an kovanına çomak sokmuştu
Akdolun un başına bır şeyler gelır mıydı'
*
"VferH Muğla" gazetesının 20 Ocak 1990 günlu sayısında şu
başlık goze çarpıyor
' Gocek Beledıye Başkanı
Behzat Akdolun, Ozal'a
Hakaretten Tutuklandı"
O gün bu gundur Göcek Beledıye Başkanı tutukludur Bız şım-
dı gelelım olayın oykusune
"Yenı Muğla" yazıyor
Başbakanlığa bağlı 'Ozel Çevre Koruma Kurulu' tarafından ha-
zırtanan ımar planlan halkla yerel yonetımlen karşı karşıya getır-
dı Kurul'un duzenledığı yenı ımarplanı Gocek Beledıye Meclısı'n-
de tartışılırken olaylar çıktı Beledıye onunde toplanan halk yenı
planı onaylamadığını belırterek ve "Bız plan ıstemıyoruz toprak
ıstıyoruz" şeklınde slogan atarak gösterı yaptı Beledıye Başkanı
Behzat Akdolun dışan yayın yapan ses cıhazı ıle Planı bız yap-
madık bu plan zamanın Başbakanı Cumhurbaşkanı Turgut Ozal1
ın ısteğı uzenne kurulan KuruP tarafından yapıldı Beğenmedığı-
nız yer varsa, gelın tartışabm, kuruldan değıştklık ısteyelım" dıye
anons yaptıysa da gosterıye devam eden kalabalık jandarma-
nın gelmesıyle dağılabıldı
Bu arada Beledıye Başkanı Akdolun halka seslenırken Cum-
hurbaşkanı Ozal'a rtakaret ettığı gerekçesıyle Fethıye Kaymaka-
mı Saıt Eker'e şıkâyet edıldı Muğla Valılığı'nce verılen karar so-
nucunda Fethıye Nobetçı Mahkemesı tarafından tutuklandı
Akdolun'un avukatı, olayda kışkırtma olduğunu belırterek Be-
ledıye Başkanı nın, ANAP'lıların komplosuyla karşı karşıya oldu-
ğunu, Cumhurbaşkanı'na hakaretın soz konusu olmadığını, ger-
çeğın yargılama sırasında ortaya çıkacağını soyledı"
*
Turk Ceza Yasası'nın 158'ıncı maddesı 'cumhurbaşkanına ha-
karef'e ılışkındır
Turgut Özal, Çankaya'ya çıkmadan once bu konuyu ele almış
ANAP Genel Başkanı'nın Koşk'e tırmanmasıyla yurttaşın başı-
na çok dert açılacağını yazmıştım Çunku 158'ıncı madde, "ta-
rafsız ve sorumsuz cumhurbaşkanı' ıçın düzenlenmıştır
Ozal hem "tarafsız ve sorumsuz cumhurbaşkanı" olmayı ıçı-
ne sındıremıyor, ANAP ıktıdarının başı gıbı davranıyor hem de
158 ıncı maddeyle korunuyor
Gocek Beledıye Başkanı'nın başına gelenler, yalnız Turkıye
1
de İıılı" (de facto) başkanlık sıstemının yarattığı sonuçlan gos-
termek bakımından çarpıcı bır ornek değıldır 'merkezı ıktıdar
1
la yerel yonetımler, halkla holdıng çıkarlarının çatışması Gocek
beldesınde elle tutulurcasına somutlaşmıştır
ANAP ıktıdarı SHP lı beledıyelere saldırı sıyasetını surdürü-
yor, ödeneklerını şu ya da bu yoldan kısıyor yasal yetkılerını da-
raltıyor baskanlarını baskt altına alıyor
•k
Gocek, Muğla'da bır dunya cennetı
Ozal aılesının dınlence yerı
Gocek'ın dantela gıbı ışlenmış mavı koylarında mılyarlar de-
ğil, trılyonlar yatıyor t J , -.r j —
Beledıye Başkanı da ıçerde yatıyor "'*'
Raslarrtı mı dersınız''
TARIHIN AKIŞI SOSYALIZM YONUNDEDIR
VE BUNU HIÇBIR KARSI DEVRIMCI GÜÇ
ENGELLEYEMEZ
IŞCI SINIFI, SORUNLARINI TARTIŞIYOR
ROMANYA GERÇEĞİ
VE
SOSYALİST ÜLKELERDEKİ GELİŞMELER
PANEÜSTLER
• YALÇIN KÛÇÜK (YA2AR)
• MESUT DEMİREL (YAYINCI)
• ERDAL KMİRKAN (SENDIKACI)
• SİNAN YIUNRIM (YAYINCI)
• MUSTAFA YALÇMER (YAYINCI)
• HALUK TANİPEKÇİ (GAZETECI)
Butun Halkımız Davetlıdır
DUZENLEME KURULU BAŞKANI
AYNUR KARAASUN
YER: Incı Duğün Salonu
Kucuklanga Cad Valıde Carnı Sok
No 50 Aksaray
(ISKI nın sokağında)
Tarih: 28 01 1990 Pazar (Yarın)
Saat: 13 00
¥mxsiz taksitlerle
Arçelık elektrikli
süpürge alın.
İkisi de ileri teknoloji ürünü/ ikısi de Arçelik güvenceli, iki ayrı Arçelik Tornado.
Hemen bir Arçeiik Yetkili Satıcı sına gelin. Çok uygun/faızsiz taksitlerle
Arçelik Tornado sahibi olun.
ARÇELIK TORNADO PIUS ARÇELIK TORNADO
• İ400 mmSS ^eLİaşanayoHıemıs gucu • Em s gucu c haz • MDO mmSS ve ula$an em s gu-u • Emis gucu vuze^e g'
jstjndek dugme e c,ar amr • Örel koool< toz kasetı b c u J2er nden elle ayar anır • Özel kapaklı toz kaseti
* Otomotılt Itablo sor c • OtcfTtot k 02 gos'erges • Yatoy
d k her duru^do kutlonmc nıkant • Komple akscsuo
ı Otonnatık toz gostergesı • OtomctiK koblo saf •>. • Yatcry
k her duruTXİo kullcnma rruant • Komp e akseiu«r
Ürün
Arçelık
Arçelık
Tornado
Tornado
H
Plus
EMEN TE
Peşınat
64.000
72.000
-TL
-TL
S L İ M
Taksit (4
64.000
72.000
ay)
-TL
-TL
Toplam F
320.000.
360.000.
yat
-TL