24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Dünya çevrecileri 'hat' kurdu Sahıhı (umhıırıuı Malhaa^ılık \c Ga/etecihk Turk Annnım ^ırkcıı adııu Nadir Nadı 0 tn.'ncMa\ın Mudurj flataıı Ccmal. Mue*.Ne*t; Muduru: Kminc l*aktıgıl. >ayı l>lm Muduru Okat (joiKlua. 0 Haber Merkıvı Muduru tllçın Batrr. Sa\ ;j ()u/cnı Vonelmen; Ali Ac«r, 0 Tem\ıkıler ANK\K\ Ahmet Tan. I/MIR Hikmrl (,'rlinkna. \DA\ \ tdal Baslaıttn l)ı> Habcrlcr Krgıın Bakı. 1 kıHiomı t >«gi/ Turhan. Kulıur l'elal l Mrr. Spor I)anı>manı \Mulladir Vııcelman. !)u/ct!mc Refik l)urba>. Am^Iırma" ^ahia Alpa>. I>Sendıka: !}ukran Kcienci, >un Hahcrkn \*cdel Dogan. l>ı/ı Ya/ıUr Krrem Çahşkan, 0 Koordıaalor Ahmrl Koruh.»n. % Malı hk'r hrol krkul. 0 Muhasehc Buknl Venrr # Liuue Ptanlama Se»gi Otmaabr^ngiıı # Rt'klam. Atx Iıırun, 9 I k Yaun lar: Hnl>» Ak>ol • Idarc Hnsrtia i.tmr, • bleımc Ondrr (elik. • Bılpıl>lcrrr Nail İnal. Hauuı ., yu«ıt tıımhunf Vfaıhuıılll' ıcOucKıılık T A • Turk Oca(tı Cad » 4 1 Cagaloghı > M3M IM PK 24Akunbu! Tcl <12 rj« 05 (20 hatj. lck» 22246 F u . d j 526 60 72 # Burular Aakafa: /ıys Cjrtkalp Blv Inkılap S S o İ M T t l 133 114147, "fcle* 42344 Fax (4) 133 0< «s • Inııır H 7ıya BN 1352 S2/3, W : 13 12 30. Teleı 52359 F u (511 19 53 60 0 Adan»: IIKIH^ C ad 119 S So 1 Kat I. Tel 19 J7 S2 (4 h«). Tslcx 62155. Fıx (71) 1» 37 52 TAKVtM: 26 EYLÜL 1989 Imsak 4.23 Güneş 5.48 Öğle 12.00 tkindi 15.22 Akşam 18.03 Yatsı 19.23 Yeşil ekran haberlerinde Türkiye yok bilgisayar mühendisliği okumuş, Ingüiz telefon idaresinde çalışmış. Araa aklı hep sistem programlan yazmak ve bilgisayar yazılım danışmanlığı yapmaktaymış. Genç de olduğu için "banş, insan haklan, çevre koruma" konularına takılmış. "Greenpeace" için dünya çapında, ama hızlı ve ucuz bir haberleşme ağı gerekiyormuş. Mitra, Amerika'da benzer biçimde çalışan "Peace Net" ve "EcoNet" sistemlerini incelemiş ve ortaya bugün 44 ülkede üç binden fazla bilgisiyan birbiri ile haberleşmesini sağlayan "GreenNet" çıkmış. Sovyet lideri Gorbaçov'un başını ağrıtacak yeni birsorun 'Ayrdıkçı komünistler' Litvanya Komünist Partisi'nin "Moskova'dan ayrı siyasi bir güç" olma yönündeki kararı, Sovyet liderinin karşısına çözümü zor yeni bir tehlike olarak çıkıyor: Cumhuriyetlerdeki komünist partiler bağımsızlık bayrağı açmaya başlarsa, milliyetçi hareketler yeni bir boyut kazanacak. huriyetlere geniş "ekonomik özeıiclik" verilmesi karannı alaGorbaçov'un işi giderek zorla rak millıyetçi tepkilere rağmen şıyor. Litvanya Komünist Parti "perestroyka" yönünde ilerlemesi'nin Sovyetler Birliği Komünist ye kararlı olduğunu göstermişti. Partisi'nden "aynlraa" istemi Sovyet liderinin sorunlarla dolu gündemine "yepyeni ve çözamii Ancak yine MK toplantısında zor bir madde" daha ekliyor: Ayyaptığı bir konuşmada Gorbaçov, nlıkçı komünistler. Litvanya Komünist Partisi cu Sovyet Komünist Partisi saflarmmartesi gunü yeni ve bağımsız bir daki "milliyetlere göre böliinme" program taslağı yayımladı. Bu tehlikesine de dikkat çekerek taslakta partinin Moskova'dan "Böyle bir şey hepimizin sonu bağımsız "siyasal bir güç" olması olur" demişti. Şekerliye ekşi elma • ANKARA (ANKA) Meyve türleri içinde seker hastaları açısından en az risk taşıyanın ekşi elma olduğu bildirildi. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim üyesi Yardımcı Doç. Dr. Sevim Keçecioğlu ile aynı üniversiteden Iç Hastalıklan Ana Bilim Dalı Endokrinoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nezaket Keçecioğlu'nun yaptığı araştırma, meyvelerin şeker hastalarının kan düzeyi üzerindeki etki mekanizmasını ortaya koydu. Araştırma raporunda ekşi elmanın meyve türleri arasında kan şekerini en az yükselten meyve türü olduğuna dikkat çekilirken, şeker hastalarına meyveleri kabuklu olarak ve suyunu sıkmadan yemeleri önerildi. Raporda, sıkılarak suyu içilen meyvelerin kan şekeri duzeyini daha kısa sürede yükselttiği belirtildi ve bu nedenle meyvelerin olduğu gibi yenilmesi tavsiye edildi. Hterkezi Londra'da olan "GreenNet", dünyadaki bütün çevrecilerin çok ucuza haberleşmesini sağlayan bilgisayar ağı kurdu. EDtP EMİL ÖYMEN KEREM ÇALIŞKAN LONDRA Dünyanın dört bir yanında çevreciler, bir "yeşil hat" üzerinden haberleşir bldülar. Bu "yeşil hat" bir bilgisayar ağı. Ingilizcesi "GreeoNet". Biigisayarlarla ülkelerarası bilgi alışveriş şebekesi. Böylece Maltalı bir çevreci Akdeniz'deki kirlenme hakkında Brezilya'ya telefondan daha ucuza ve daha çabuk bilgi aktarıyor. Ya da Isveçli bir çevisteniyor. Program taslağı ve bareci Nikaragua'daki KızılderilileBütün bu gelişmelerin ardından ğımsızlık istemi, Litvanya Komü Litvanya Komünist Partisi'nin gerin durumunu Managua'daki arnist Partisi'nin bu yıl yapılacak çen hafta sonu Moskova'dan aykadaşına sorabiliyor. Artık çevre Genel Kurulu'nda görüşülüp ka nlma yönünde karar verebilmesi, koruma örgütü "Greenpeace" rara bağlanacak. (Yeşil Barış) ile birlikte anılan, Sovyetler Birliği'nde çelişkilerin Masraf nasıl karşılanıyor? Her Gorbaçov, geçen hafta sona hızla derinleştiğini gösteriyor. ama hayata bağımsız başlamış bir abone baslangıçta 30 sterlin (100 eren Merkez Komite toplantısınhaberleşme şebekesi. Gorbaçov'un MK'daki sözleri bin lira) veriyor. Sonra ayda 5 da Politbüro'da "tutucnlan" te de "aynlma egiliminin", bir süBütün bu haberleşme, bilgisasterlin (17.500 lira) ödüyor. Komizlemiş, 11 kişilik MK'da Liga redir parti içinde "tartışılır" hayarlan birbirine telefon hatlarıynuşmanın dakikası sadece 9 çev ve iki yandaşı hariç 8 kişilik le geldiğini de ortaya koyuyor. la bağlayan "modem"ler sayesinpenny (350 lira). "GreenNet" bir "refonncu" çoğunluk elde et Cumhuriyetlerdeki komünist parde. Modem kullammı Türkiye'de içindeki bütün konuşmalar bedamiş, parti genel kurulunu 1990 tiler halen Sovyetler Birliği Komühenüz emekleme aşamasında. Teva. Ama örneğin İngiltere'den ekimine (bir yıl öne) alarak par nist Partisi'nin birer "şubesi" gibi lefonla haberleşraeden pek daha Amerika'da şebeke dışı bir bilgitide kan değişimini hızlandırma çalışıyorlar ve "son kararian", ucuza gelen ve pek daha çabuk bir sayara 200 kelimelik bir mesaj da ya yönelmişti. Sovyet lideri Moskova'daki Politbüro veriyor. tür haberleşme ile bilgisayarlar sadece 50 penny (1.570 lira). BüSSCB'ye bağlı cumhuriyetlerdeki Estonya, Letonya ve Litvanya'birbirleriyle konuşuyorlar. tün bu fiyatlar komik denecek ka Refmnduat totyoıiar Baltık ülkeleri halk cepheleri SSCB'den aynlma milliyetçi akımlann "aynlma" da komünist partiler son bir yılIşte Londra'run Kerbela gibi bir dar ucuz. Çünkü mesaj bir yerden konusunda BM denetiminde bir referanduma gidilmesini istiyorlar. Eston yönündeki çabalannı da sert bir da hızla prestij yitiriyorlardı. Her semtinde eski bir imalathanenin diğerine hızlı gidiyor da ondan. şekilde kınamış, ancak aynı cum üç ülkede kurulan " H a l k ya Halk Cephesi Tallinn'de imza toplarken. (Fotoğraf: >%ıvuz Baydar) modernleştirilmiş bir bölümünde "bir masa, bir bilgisayarla" çaiışan "GreenNet", gerçekten dünyanın dört bir yanından mesajları diğer yerlere ulaştınyor. Estonya'dan, Brezilya'dan, Avustralya'dan, Doğu Kudüs'ten, Malezya'dan, Güney Afrika'dan ses nını etkileyebiliyor. tanmış ilginç bir gözlem, alkolün bebekleri etkileme olavar. Türkiye'den yok. Kişisel bilAnnenin alkolik olduğu durumlarda hamileliğin ilk üç sıhğımn ait olduklan etnik gruba göre farklılıklar göstergisayarlann, tıpkı "halk bandı ayında alkol alımının kesilmemesi zihin özürlerine, organ mesi. örneğin yapılan bir araştırma, içki içen Amerikalı telsiz" gibi birbirleriyle modem lann eksik veya çarpık gelişmesine yol açıyor. tkinci üç annelerin FAS'li çocuk doğunna olasılıklannın Kafkas anaracılığıyla konuşmasını sağlayaayda devam eden alkol alımı bu dönemde beyin, gelişme nelerden 33 kere daha fazla olduğunu gösteriyor. Zencicak. Telefon idaresi gibi kamu yalerde ise bu oran 6.7'ye düşüyor. FAS belirtileriyle doğsini sürdürdüğü için yine ciddi sorunlar yaratabiliyor. rarına çalışacak, "elektronik Fetüs Alkol Sendromu (FAS) olarak adlandınlan alkole muş bir çocuk dünyaya getiren bir annenin diğer çocukmektup" denen bir data alışveriş bağlı bebek anormallikleri dizisi, alkolik anne adayları larında da aynı belirtilerin görülmesi olasılığı da oldukça sistemi Türkiye'de henüz kurulD15 Haberler Servisi Hamilelikte içilen alkollü içki nın bile gebe kalmadan önce içki içmeyi kesmeleri ile ön yüksek. Tüm bu gözlemler bazı kişilerin genetik olarak madığı için Türkiye ile Avrupa FAS'a eğüimli olduklarını akla getiriyor. arasında tek tek bilgisayarlar ara ler, anne karmndaki bebeğin zekâsını ve fiziksel gelişimi lenebiliyor. İçki içimi hamilelik süresince ne kadar uzun ni son derece olumsuz yönde etkileyebiliyor. Annenin al süre devam ederse zararlar o denli büyük oluyor. İlk üç ö t e yandan bilim adamları, babalann içki alışkanlıksında sadece ikisi için geçerli ikili konuşma artık mümkün. Ama kolik olmayıp günde sadece bir iki hafif içkiyle yetindiği ayda içki içen bir anne, daha sonra alkol almayı bıraksa larının da doğacak çocuk üzerinde etkili olup olmadığını farkh bilgisayarlar arasında değil. durumlarda bile, doğan bebeklerde kafa ve yüz anormal bile zihin özürlerinin önüne geçilemiyor. Doktorlar anne inceliyorlar. Araştırmalar, alkol alımının spermleri ve baOysa halen en hızlı haberleşme likleri, zekâ gerıliği, kalp bozukluklan gibi ciddi kusur adaylanna "Ne kadar erken olnrsa o kadar iyi" tavsiye ğışıklık sistemini etkilediğini ortaya koyuyor. lar beürebiliyor. sinde bulunuyorlar. Alkol alımına bağlı anormalliklerin tedavisi henüz bibu: fakstan da hızlı ve ucuz. Time Dergisi, dünyanın her yamndaki anne adaylarıAnne karmndaki bebeğe zarar vermesi açısından hafif linmiyor. Bu yüzden annelerin bilinçli davranarak hami"Greenpeace"' (Yeşil Barış) run bu doğruluğu kamtlanmış saptamadan haberdar edil ve sert içkilerin hiç farkı bulunmuyor. Bu açıdan beyaz leiikleri sırasında kesinlikle içki içmemeleri gerekiyor. Koçevre koruma örgütü "Nükleer mesi gerektigini belirterek bunun yolunun eğitimden geç şarap votka kadar tehlikeli sayılıyor. FAS konusunda in nunun ciddiyetinin kamuoyuna anlatılmaya çalışıldığı Silahlanma Kampanyası" (CND), tiğini savunuyor. celemelerde bulunan doktorlar ve araştırmacılar bu has ABD'de, kasım ayından başlayarak içki şişelerinin üzeri"Dünyanın Dostlan" örgütü bu Sadece sinir sislemini etkileyen uyuştunıcu ve sakinleş talıkların neden bazı alkolik annelerin bebeklerini etkile ne gebe kadınları uyarıcı etiketlerin yapıştırılması planKerbela gibi semtte yan yana tirici ilaçların aksine. alkol, vücudun herhangi bir orga yip, diğerlerini etkilemediğini bilmiyorlar. Bu konuda sap lamyor. komşu. Hepsi aynı haberleşme 'Hepimizin sonu olur' Cepheleri" siyasi inisiyatifi çoktan ele geçirmiş ve "bağımsızlık hareketinin" motoru haline gelmişti. Ancak bazı önde gelen komünist partisi üyeleri de halk cephesi saflarında yer alıyordu. Milliyetçi halk cephelerinin kamuoyunu ve halkın büyük bir böliimünü de arkalanna alarak Moskova'ya bayrak açmaları, sonuçta ülkenin "fiili )öneticisi" durumundaki komünist partilerini de etkisi altına almış gözüküyor. Sonuçta " o ülkenin insanlan" olan Baltıklı komünist yöneticiler, kendilerini "tamamen safdışı bırakılraak ya da bağımsızlık hareketi saflanna katılmak" alternatifleri ile karşı karşıya buluyorlar. Litvanya Komünist Partisi'nin Moskova'dan aynlma kararı bu ülkedeki komünist yöneticilerin, kendi halkına "düşman" bir çizgiyi göze almaktansa, "Moskova'ya a i t çevirmeyi" tercih ettiklerini gösteriyor. Letonya ve Estonya komünist partilerinin benzer yönde karar almaları da artık çok şaşırtıcı olmayacak. Fren umudu Ancak Gorbaçov için bu gelişme, cumhuriyetlerdeki "aynlıkçı ve milliyetçi hareketler"den çok daha "vahim." Çünkü Gorbaçov, milliyetçi gelişmeleri, cumhuriyetlerde "ekonomik ve siyasal özerkfiği arttırarak" ve kendi çizgisine yakın "refonncu ve itidallı yöneticilerin" iş başına geçmesi ile bir ölçüde frenleyebileceğini umuyordu. Litvanya'daki gelişmeler bu umudu zayıflatıyor. Çünkü Komünist Partisi başta olmak üzere bütün bir ülke Yüksek Sovyet'i ve halkı ile beraber "Moskova'dan ve SSCB'den aynlma" noktasına gelirse, Gorbaçov'un buna karşı öne süreceği "siyasal gerekçeler" çok cılız kalabilecek. Bu bakımdan Litvanya KP'sinin karan, Sovyetler'deki milliyetçi ve merkezkaç sürecin derinleşmesüıde önemli bir nitelik değişimine işaret ediyor. Artıi cumhuriyetlerde, bağımsızlık istemini yalnızca TASS'ın resmi deyişiyle "bir avnç milliyetçi, burjava unsur" değil, komünistler de dahil, topyekun bir halk dile getirmeye başlıyor. Böyle bir gelişmenin 1939'da HitlerStalin paktı sonucu, haksız bir biçimde Sovyetler tarafından "işgal edüdiklerini" düşünen Baltık ülkelerinde ortaya çıkması, sorunu Gorbaçov açısından daha da karmaşık hale getiriyor. Çünkü Gorbaçov yönetimi de StalinHitler anlaşmasının bir "hata" olduğunu kabul etmiş durumda. Halen Sovyet resmi görüşü, Baltık ülkelerinin bu anlaşma sonucu değil, bu ülkelerdeki referandum sonucu SSCB'ye baglandığıru öne sürüyorlarsa da, bu Yüksek Sovyet'teki Yeltsin, Saharov gibi muhalif milletvekillerini bile iknaya yetmiyor. Solunum araştırmaları • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Hava kirliliği ve sigara tüketimindeki artış, solunum sistemi hastalıklarının çoğalmasına yol açıyor. Müzmin bronşit, astım ve akciğer kanseri gibi hastahklann oranı her geçen yıl artıyor. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği, Istanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi Tip Fakültesi ve Dokuz Eylül Universitesi Tıp Fakültesi'nin ortaklaşa düzenlediği 17. Ulusal Kongre'de solunum sistemiyle ilgili hastahklar ve bunlann sağaltımmdaki yenilikler tartışıldı. TÜSAD Başkanı Prof. Dr. Melahat Terzioğlu, beş gün sürecek kongrede 104 bildirinin tartışılacağını, aynca düzenlenecek panellerle bu alanda son yeniliklere değinileceğini söyledi. Doğmamış bebeğe alkol darbesi Uamiielik sırasında annenin aldığı alkol, karmdaki bebeğin zekâsını ve fıziksel gelişimini doğrudan etkiliyor. Bu konudaki kesin bulgular artarken ilk üç ay, en tehlikeli zaman olarak beliriyor. Turizm rehberine kurs • ANKARA (ANKA) Turizm Bakanlığı'nca açılan profesyonel turist rehberi yetiştinneye yönelik kurslarda devam zorunluluğu sınırları yeniden belirlendi. Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği'nin bazı maddelerinde değişiklik yapan yönetmelik Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, ülke çapındaki kurslara, 24, bölge çapındaki kurslara da 12 saatten fazla devamsızlık eden kursiyerlerin ilişkileri kesilecek. Tam tesekküllü devlet hastanelerinden alınması koşuluyla heyet raporu bulunan kursiyerler için bu devamsızlık sınırları sırasıyla 48 ve 24 saat olarak belirlendi. Prof. Ekrem Akurgal, IzmirBayraklı gecekondu semtinde önüne gelene soruyordu: ve diğer insan hakları ve çevre örgütleri de. Böylece bir haber anında bütün "kardeş" örgütlere iletiliyor. Kişisel bilgisayarlar artık her ofise girmiş durumda. Hemen her bilgisayarda da "arşiv" var. Bir haber, derhal arşivlere de bakılarak değerlendiriliyor. Bilgisayarların birbiri ile konuşması saniyelerle ölçüldüğü için bir haber aynı anda pek çok değişik yere birden iletilebiliyor. Kanadalı sosyolog Marshall McLuhan'ın "Dünya Köyü" artık gerçek. Ve Türkiye, bu elektronik haber ağının dışında. "GreenNet" ekranında ne Manyas'tan haber var, ne Dalyan'daki kaplumbağalardan, ne Karadeniz'deki varillerden, ne de Marmara'nın kızıllaşmaiindan. Bu haberleşme ağını 1986'da bir bilgisayar meraklısı kurmuş. Adı: Mitra. Bu, takma adı. Ama her yerde bu adı kullanıyor. Mitra, Cambridge Üniversitesi'nde Tantalos'un mezarını gördtinüz nıü? eski İzmir'in büyük nekropolünun uzandığı bu tepeleri avucunun içi gibi bilmesine karşın, gecekondu işgaline uğramış halini tanıyamıyordu. Akılda kalan ipuçlanna dayanarak sokakları arıyorduk. Prof. Akurgal, yılların söndüremediği enerjisiyle yoldan geçenleri çevirip soruyordu: "Buralarda Tantalos mezarı vardı, nerede bilivor musunuz?" Bayraklı'da yaşayan birçok kişi, Tantalos adını biliyordu. Ama ne yazık ki tarif ettikleri yer mezar değil, kralın adını verdiği "Tantalos Restauranf'ıydı. Sonunda bir delikanlı, Tantalos mezarının yerini tarif ederken şöyle diyordu: "Tanlalos'un mezanyla ilgilenmek için biraz ge« kalmadınız m?" Gerçekten de mezarın yerini bulduğumuzda, basta Prof. Akurgal olmak üzere, ekipteki herkes büyük bir düşkınklığına uğruyordu. Çunkü mezarın üzerinde henuz tamamlanmamış bir gecekondu inşaalı yükseliyordu. Prof. Akurgal, evin çevresinde dolaşıyor, tarihten kalan bir iz arı>ordu. "İşte >urada taijla vcvrili mezar vardı. Mezar odası goriınur bir şekilde açıktaydı. Kvct. hurası Tanlalos'un me/armın ulduğu yer." Prof. Akurgal'ın bu sozlerıne, gecekondunun sahibi olduğu rak ettiği bir başka mezann peşine düşüyordu. Birkaç sokak ileride bir tirana ait buyük mezarın muntazam taşlarla örülü duvarına ulaştığımızda Prof. Akurgal'ın ağzından hayalkırıklığı, üzüntu ve öfkesini ifade eden "Allah kahretsin" sozcükleri dökülüyordu; mezann birkaç yıl öncesine kadar bomboş olan çevresi gecekondularla dolmuş, mezar dört bir yandan kıskaca alınmıştı. Kayalardan atlavarak mezarın çevresini dolaşan Prof. Akurgal, bir yandan da kapısının önündeki merdivenlere oturmuş kadınlarla sohbet ediyordu. Denize nazır bir arsa kadar cazip gorünen mezar, her an bir gecekondu tarafından yok edilebilirdi. Uzun süreli bir koşuşturmanın sonunda geri dönerken umudunu >itirmeyen Prof. Akurgal şoyle diyordu: "Tanlalos'un me/an bir gün kurtarılabilir. Me/arın üslündeki ev, ileride bir gün vıkılırsta, allıııdan mezar odası çıkacaklır. Bu konuda bir ya/ı hazıriayacağım. Her iki mt/ar için de bir ştykr yapılması genkiyor." Prof. Akurgal'ın sö/unu ctliği o gun gclinceye kadar Kral Tan Şaradaydı Prof. Ekrem Akurgal eskiden bildiğı antık kalıntılan ararken lalos, adını verdiği rcsloranla bi bazen hayretını gizleyemiyor ve "İşte şuradaydı, şimdi üzerine ev yapılmış" linecekti. diyordu. (Fotoğraf: Umıt Otan) anlaşılan Mehmet Saruhan'dan izmir'in en eski yerleşim merkezi olan şöyle bir yanıt geliyordu: Bayraklı'da antik mezar ve kalıntılar "F.vel, burada taşlarla çevrili bir mezar, şurada da kale duvarlarıgecekondu kuşatması arasında giderek kayboluyor. Prof. AkurgaVa Bayraklı sakinleri nın kalıntılan vardı. Ama artık hepsi tarihe karıştı beyim." sonunda "Tantalos Restauranf'ı gösterdiler. Prof. Akurgal, "akıbetini" me Yol olursa Batı ile yumuşama sürecinde çok büyük bir jest olarak Gorbaçov belki, toplam 8 milyonluk Baltık ülkeleri için "göreceli bir bağımsızlık" fonnülü kabul edebilirdi. Ancak diğer cumhuriyetlerdeki olaylar şu anda böyle bir "uzlaşma formnlüne" bile kolay kolay olanak vereceğe benzemiyor. Çünkü Baltık için alınacak bir karar, diğerleri için "yol olabilir." Eğer "Komünist Partisi önderliğinde Moskova'dan aynlma" modası Baltık ile sınırlı kalmaz, Kafkasya'ya sıçrarsa, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan gibi kaynayan kazanlardaki komünist yöneticiler de ülkelerindeki baskı sonucu Litvanyalı "yoldaşlar"ını izlemeye kalkarsa, Gorbaçov yönetimi şimdiye dek hesapta olmayan bir "hesaplaşma" ile karşı karşıya kalabilir. ASUMAN ABACIOĞLlT İZMİR Lydia Kralı Tantalos, tarihe "Tantalos işkencesi" söylencesiyle geçmiş. Kral, tanrıların lanetine uğradığı için öluler ülkesinde yanında gölleı, akarsular, başının üzerinde de bol yemişli ağaç dalları bulunmasına karşın sonsuza kadar açlık ve susuzluk çekmeye mahkum edilmiş. Bizim, ünlu Kral Tantalos'un mezarını bulmak için çektiğimiz ise bir başka tür "işkenceydi." Eski Izmir'in bulunduğu Bayraklı'nın tepelerinde gecekondular arasında kan ter içinde Tantalos'un mezarını arıyorduk. izmir'in tarihte ilk yerleşim yeri olan ve Bayraklı'da arkelojik kazı çalışmalarım yurüten Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Yard. Doç. Dr. Meral Manyas ve Mimar Şükrü Kocagoz ile birlikte Tantalos'un mezarını bulmak çok uzun süren bir uğraş gerektirdi. Mezarın son durumunu gormek ama1 cıyla yola çıktığımızda Bayraklı nın "Çiçek" adlı gecekondu semtinin daracık ve inişli yokuşlu yollatından oluşan labirentlerinde kaybolacağımız aklımıza gelmemişti. Ortak gelecegimiz • ANKARA (ANKA) Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nun "Ortak Geleceğimiz" adlı raporu bugün Ankara'daki Birleşmiş Milletler binasında tartışılacak. Türkiye Çevre Sorunlan Vakfı tarafından, Birleşmiş Milletler kalkınma programının işbirliği ile düzenlenen toplantıya, TBMM Çevre Araştırma Komisyonu üyeleriyle çeşitli çevre kuruluşları katılacak. BM Genel Kurulu kararıyla 1983'te kurulan, çalışmalarım 1987'de tamamlayan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nun söz konusu raporu, çevre ve kalkınma ilişkileri, uluslararası yardım felsefesi ile dış politikada yeni arayış ve hazırlıklan öngörüyor. Ingiltereye vize, turizmi etkîKyor LATİF SANSÜR ~ KUŞADASI Önümüzdeki turizm sezonu için pazarlama yapan turizm şirketlerine bazı'tngiliz şirketleri gönderdikleri birer yazı ile 1990 ydında Türkiye'ye turist göndermeyeceklerini bildirdiler. Yaşamını arkeolojiye adamış Ingiltere'nin büyük turizm şirketlerinden Aspro Holidays, olan bilim adamı Prof. Akurgal, Türkiye'de çalıştığı seyahat acen Milliyetçi rüzgâra karşı Erasmus projesi Dış Haberler Servisi 1992 yılında sınırlarıru tamamen kaldırmaya hazırlanan Avrupa Topluluğu üyesi ülkelerin karşı karşıya olduklan en büyük sorunlardan biri de milliyetçilik. Aşırı milliyetçilik akımlarım önlemeye çalışan topluluk yöneticileri bu amaçla Avrupa üniversiteleri arasında bir öğrenci alışverişi programı uyguluyorlar. Adını 16. yuzyılda yaşamış Hollandalı bir hümanist olan Erasmus'dan alan program uyannca bu güz döneminde 25.000 öğrenci kendi ülkesinden aşka bir ülkede okula gitmeye başlayacak. Nev.sweek Dergisi'nin haberine göre Avrupa Komisyonu Başkanı Jacques Delors, sınırlann kalkacağı 1992'de bugün yüzde 1 olan dış ülkelerde öğrenim gören öğrenci oranının yüzde 10'a çıkmış olacağını ümit ediyor. Erasmus programı Avrupa üniversiteleri arasında 2 yıldır uygularuyor. "Avrupa'nın kapılannı açlıgı" övgüsüyle karşılanan program ile arzu eden bir lngıliz öğrenci Selanik Üniversitesi'nde veya bir Fransız öğrenci Dubiin Trinity Kolej'de öğrenim görebiliyor. Foçalılar bölgenin 1. derece SİT alanı olmasını istiyorlar jt * • . . • , , . uygulaması nedeniyle bir daha turist göndermeyeceğini bildiıdi. 13 eylül tarihli yazıda, "Öğrendiğiraize göre İngiliz vatandaşlarına Türkiye tarafındao vize uygula Athena Tapınağı için imza toplanıyor A ması başiamıştır. Bu nedenie * * . © . 6. yuzyılda yapılan Türkiye'ye mıişteri göndermeme kararı almış bulunuyoruz" deniIerek daha önce yapılan rezeTvasyonlar iptal edildi. Önümüzdeki yıl önemli bir krizin yaşanacağinı söyleyen Kuşadası Otel, Motel, Pansiyon, Lokanta Jşletmecileri Derneği tkinci Başkanı Ali Ergül, onurlu bir ülkenin onurlu bir dış politikası olması gerektiğine katıldıklannı söyleyerek, "Vize uygulaması kaldınlsın demi>oruz, ancak İngillere'nin tavrı da gqz önünde bulundurularak ılımlı bir çozüm aranabilir. Eğer bugün vize uygulayıp, üç ay sonra kaldınlacaksa, bu, Türk turizminde biiyiik yaralar açar" dedi. Tapınağı'nın ortaya çıkarılması için bölgenin 1. derece SIT alanı olmasını isteyen Foçalılar, 300'ü aşkın imza topladılar. İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) Foça'da yurttaşlar, M.Ö. 6. yy'da yapılan Athena Tapınağı'nın çıkanlması için bölgenin 1. derecede StT alanı olmasını ve Kale önündeki otel inşaatının durdurulmasını istediler. Bu amaçla Foça'yı Guzelleştirme ve Geliştirme Derneği öncülüğünde 300'ü aşkın imza toplayan yurttaşlar, isteklerini Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Turizm Bakanı İlban Üzüm, İzmir Valiliği ve Anakent Belediye BaşkanlıgYyla Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'na ilettileı. Foca Kalesi'nin içinde yer alan ve Prof. Dr. Ekrem Akurgal'ın bulgularına göre M.Ö. 6. yy'da inşa edilen Athena Tapınağı'nın çıkanlması için Foçalı yurttaşlar, değişik girişimlerde bulunuyor. Dernek Başkanı Tyncay Sabuncuoglu, Foca halkının konuya duyarlı olduğunu vurgulayarak, "Yabancı turist ülkemize lüks oteller için degil dogal güzellikle Athena rimiz ve tarihi zenginliklerimiz nedeniyle geliyor. Foca'nın guzelliklerinin katledilmesine engel olmak istiyoruz" dedi. Sabuncuoğlu, "Burası gecmişle 1. derecede SİT alanıydı, ancak daha sonra 3. derecede SİT oldu ve yapılaşma\a imkân tanındı. Şimdi biz bunun değişmesini ve bölgenin veniden 1. derecede SİT alanı olmasını istiyoruz. Burada yapılaşmaya izin verilmesin" diye konuştu. 300'ü aşkın imzalı dilekçeyi alan Eski Foca Belediye Başkanı Nihal Dirim konuyu Belediye Meclisi'ne götüreceğini vurgularken, "Buradaki inşaat altı katlıydı. Biz medis olarak bunu iıç'e indirdik. Şu anda da Bölge Kurulu'nun verdiği karar sonucu inşaat sürüyor" dedi. Foçalı yurttaşların, Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Kültür Bakanı N. Kemal Zeybek, Turizm Bakanı İlhan Üzüm, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklan Koruma Kurulu Başkanlığı ve Bölge Kurulu'na gönderdikleri 300'u aşkın imzalı dilekçenin özeti şöyle: "Foça'da birçok değişik uygarlığın ürünleri vardır. Prof. Dr. Ekrem Akurgal'ın yaptığı çalışmalara göre, yöremizde Arkaik dönem yerleşimi ortaya çıkanlmıştır. Yine Akurgal'ın beliriediğine göre, Athena Tapınağı'nın burada olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Foçalılan yüreklcrinden yaralayan, kesinlikle çözümnnü beklcdiğiniiz konu içinde Alhena Tapınağı'nın olduğu Kale'yle ilgilidir. Kale, 1. derecede SİT alanı olarak belirlenmişti. Ancak daha sonra 3. derece SİT alanına çevriierek japılanmaya acıldı. Bunun sonucu da inşaal alanlan açılırken orta>a çıkan ve Alhena Tapınağı'nın duvarian olduğunu sandıgınuz eski surlar yerle bir edildi. Şimdi de duvarlann önünde bir otel inşaatına başlanmıştır. Biz Foça'yı sevenler, içinde Athena Tapmağı'yla kalıntılar olduğu bulgularla ortaya konulan alanlarda yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemesini, yanlışlıkla verilmişse derhal iplal edilerek buranın 1. derecede SİT alanı olmasını ve bir an önce kazılara başlanmasını istiyoruz..." PTT'nin pul serileri • Haber Merkezi FTT İşletme Genel Müdürlüğü Posta Dairesi Başkanhğı'mn 1989 yılında 12 ayn konuda çıkardığı posta pulu serileri satışta bulunuyor. Posta Dairesi Pul Şubesi'nin bu yıl çıkardığı pul serileri şöyle: Sürekli Seri (2), Tarihi Eserler, NATO'nun 40. Yıh, Türk İpekböcekçiliği, Europa Cept'89, Avrupa Konseyi'nin 40. Yıh, Buharlı Gemiler, Fransız thtilali, Resmi Posta Pullan, Atatürk Portreleri Sürekli Seri.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear