26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
U AĞUSTOS 1989 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17 50 Yıl Önce, 50 Yıl Sonra... (Baştarafi 1. Sayfada) günümüz dünyasına damgasını vuran demokrasi ve insan haklandır. Diktatöriükler ve totalitarizm gerilerken, demokratikleşmenin önlenemeyen yükselişi yaşanıyor bugün. 50 yıl önce Hitler Nazizmi, tüm insanlığın önünde bir cehennemin kapılannı açmıştı ardına dek. 50 yıl sonra ise artık iyimser duygu ve düşüncelerle yüklü bir gelecek yatıyor insanlığın önünde. Bugünkü noktaya gelinmesinde, attt yıl süren o cehennemden çıkartılan derslerin kuşkusuz büyük rolü var. Daha güzel ve mutlu bir dünyaya ulaşabilmek için, ille de böylesine altüst oluşları yaşamak mı gerekiyor? Kimine göre, büyük kopuşları yaşamaksızın, çerçevesini demokrasi ve insan haklarının çizdiği düzenlere ulaşmak olanaksız. Bu görüşte bir gerçek payı var kuşkusuz. Toplum olarak öğrenmenin yolu bazen acı çekmekten geçiyor. Tarihsel gelg'ttler insanlara çok şey öğretiyor ister istemez. İnsanların aklı başına ancak böyle gelebiliyor belki de. Demokrasi fikrinin çevresinde kenetlenmeye ve demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak yerleştirmeye dönük bilinçli çabaların özellikle Batı'da yoğunlaşması, İkinci Dünya Savaşı sonrasına rastlar. İnsanlar günlük yaşantıtarında ve politikada hoşgörü, diyalog ve uzlaşma gibi kavramlara çok daha büyük yer ayırmaya başladılar. Batı demokrasileri böyle gelişti; bilinçlere demokrasi kültürü böyle çakılmaya başlandı. Bugün bütün dünyada barış rüzgâriarı esebiiiyorsa, demokratikleşme varlığını hissettirebiliyorsa, bunda demokrasinin kazanmaya başladtğı evrensel özelliğin ağırlığı göz ardı edilemez. İnsanlann birbirleriyle konuşabildikleri, karşrt görüşlere tahammül edebildikleri, uzlaşıp anlaşabildikleri bir dünya, herhalde daha güzel, daha güvenli bir dünya olacaktır. Aynı dilek Türkiye için de geçerlidir. Çünkü ülkemizin de hoşgörü, diyalog, uzlaşma gibi kavramlara o kadar ihtiyacı var ki... Ecevit: Suçlu 3 parti ANKARA (UBA) Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanlığı seçimi, milli koalisyon, askeri darbe çağrıları, yasalardaki anti demoratik hükumlerin temizlenmesi ve SHP'nin TRT'ye mudahalesi konusunda görüşlerini açıklarken, "Türki>e Bü\ük Millet Meclisinde temsil edilen partilerin bunalımı aşabilmek >erine, bunalımı derinleştirdikleri, sorunları çozebilrnek şöyle dursun, durup dunırken sorun yarattıklan, demokrasi Yolunu açabilmek şöyle dursun büsbütün tıkadıklan artık kesinlikle belli olmuşlur" dedi. UBA muhabirinin sorulannı yanıtlayan Ecevit rejim tıkanınca, bunalım derinleşince zaman zaman askere çağnlar yapıldığını ama günümüzde bu çağnlarm büyük tepki lopladığım söyledi. Ecevit'in çeşitli konulara ilişkin sorulara verdiği yanıtlar aynen şöyle: Bunalım nedeni olan temel sonınlann çöziilebilmesi, demokrasi yolundaki engellerin aşılabilmesi, rejimin yeniden yapılandırılabilmesi, o arada seçim sisteminin adilleşürilnıesi için, bazı deneyimli politikacılar ve yazariar, son günlerde somut önerilerde bulundular. Aynca secimle oluşacak iki yıllık bir "kurucu meclis" onerildi. I.iderlerin katılmayacağı bir koalisjon hukıimeti kurulması gibi duşunceler one surüldu. Parliler arasında uzlaşma ortamını hazııiaması için de Sayın Cumhurbaşkam'na çağnda bulunuldu. Bu önerileri ve cagnlan nasıl değerlendiriyorsunuz?" ECEVİT Böyle önerileri ve çağnlan, biçim, uslup ve içerik bakımından, uygun bulanlar da bulmayanlar da olabilir. Hepsi tartışılabilir. Fakat, önemli oian, böyle önerilerin ve çağrıların gündeme gelmiş olmasıdır. Bu rejimi yeniden yapılandırma gereksinmesinin toplumda yoğunlaştığını ve yaygınlaştığını gösterir. Eskiden, rejim tıkanınca veya bunalım ağırlaşınca, hemen, askere çağnlar başlardı. Oerçi hâlâ, ara sıra, askere çağnda bulunanlar çıkıyor, fakat bu tur çağrılara, kamuoyundan ve basından, derhal tepki geliyor. Deneyimli politikacılar ve yazariar ise, önerilerini ve çağnlarını demokrasi kuralları çerçevesinde tutmaya özen gösteriyorlar. Bu da olumlu bir gelişmedir. Liderterin katılmayacağı bir koalisyon önerisi sizce gerçekçi midir? ECEVtT Bunu, iyiniyetli fakat gerçekçi olmayan bir öneri olaıak görüyorum. ANAP miletten aldığı yüzde 36 oyla milletvekillHclerinin yüzde 65'ini ele geçirmiş olmaktan ve ülkeyi keyfince yonetebilmekten çok mutludur. Cumhurbaşkanı seçiminde bile' uzlaşmaya yanaşmayan ANAP'ın hükümet yetkilerini başkalanyla paylaşmaya razı olması hiç beklenemez. Liderleri saf dışı bırakan bir hükümet, formülu de türlü sorunlara neden olur, ancak çok özel koşullarda böyle bir formül geçerli çlabilir. Partiler arasında uzlaşmanın daha gerçekçi yolları aranmalıdır. Partiler arası uzlaşma ortamına cumhurbaşkanının katkıda bulunması için yapılan çağnyı nasıl karşılıyor sunuz? ECEVİT Ben geçen yıl 13 kasım gunü tstanbul'daki bir konuşmamda böyle bir çağnda bulunmuştum. Daha önceleri, kendisini yürürlükteki anayasanın "kefıli" gibi gösteren, anayasanın virgulüne dokundurtmak istemeyen Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren, geçen yılın sonlannda doğru, değişik duşunceler öne sürmeye, anayasanın değişebileceğinden, bazı konularda bunun gerekli duruma geldiğinden idam cezalartnm kaldınlabileceginden hatta komünist partiye izin verilebileceğinden söz etmeye başlamıştı. Yine geçen yılın sonlarına doğru, yürürlükteki rejimin ve anayasanın ülkede hemen hiç savunucusunu kalmamıştı. Gerek kamuoyundaki gerek Sayın Cumhurbaşkanı'nın düşüncelerindeki bu olumlu değişiklikleri göz önünde tutarak, 13 Kasım 1988 günu yaptığım çağnda şunları söylüyordum: "Sayın Cumburbaşkanı, Meclis içindeki ve dışındaki tüm partilerle, sendikalann ve meslek kunıluşlarının usl organlanyla, Anayasa Mahkemesiyle ve öleki yüksek yargı organlanyla, ünivcrsitelerden seçilecek ana>asa uzmanlanyla, önce bir diyalog kurarak, ardından da hepsini bir araya gelirerek, anayasada ve rejimi ilgilendiren yasalarda gerekli değişikliklerin yapılabilmesi için bir uzlaşma sağlamaya çalışmalıdır. Eğer tarihe sadece 12 Eylül yönetiminin lideri ve 1982 . vnayasası'nın "kefil"i olarak geçerse, Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren'in tarihteki yerinin bir hayli tartışmalı olacağı şimdiden bellidir. Ama olaganustii bir dönemin ünınîi olan ve rejimi veya demokrasi öncesi donemden kalmış yasalan değiştirme ve toplumu gerçek demokrasi yoluna çıkarma hareketinde önciılüğü üsllenmiş bir cumhurbaşkanı olarak gorevden aynlır veya gömini surdururse. hem Tiirk ulusuna biiyıik bir hizmette bulunmuş hem de tarihteki yerini her türlü tartışmanın üslıine çıkarmış olur. Üstelik, larihte. değişen toplumla ve dunya ile birlikte kendi kendini yenileyebilme yeteneğini ve erdemini göstermiş bir cumhurbaşkanı oiarak yer alabilir. Bu düşüncelerimi, bu önerimi ve cağrımı Sayın Cumhurbaşkanı'nın değerlendirmesine, tüm iyiniyetimle sunuyorum" diyordum. Sayın Cumhurbaşkanı bu çağrıyı kabul etmezse, partiler arasında bir "demokrasi konferansı" öneriyordum. Sayın Cumhurbaşkam'ndan bu cağnnıza bir yanıt geldi mi? ECEVİT Sayın Cumhurbaşkam'ndan da partilerden de yanıt gelmedi. Fakat bu yıl başlarında, kendilerini Çankaya'da ziyaretim sırasında yüz yuze görüşmemizde de, Sayın Cumhurbaşkanı'na çağnmı yineleme olanağı buldum. O arada, yalnız anayasanın değil, kendi imzalarıyla yürürlüğe giren adaktsiz seçim sisteminin de değişmesi gereğini vurguladım. Sayın Cumhurbaşkanı bu çağnnızı ve düşüncelerinizi nasıl karşıladı ? ECEVİT Olumsuz karşılamadığı ancak zemini ve zamanı bu tür bir girişimde bulunmak için uygun bulmadığı izlenimini edindim. Seçim sistemi konusunda da, Sayın Cumhurbaşkanı'nın, barajlarda ölçünün kaçınldığını kabul ettiği, ancak seçim sistemini adilleştirme girişimini de göze alamadığı belli oluyordu. Neden göze alamıyordu? ECEVİT Sayın Cumhurbakanının sozlerini açıklamak bana düşmez. Ben ancak görüşmemizden edindiğinı izlenimleri söyleyebilirim. Bu konuda, sayın cumhurbaşkanının, iktidar umutlarını böylesine adaletsiz bir seçim sistemine bağlayan partilerin gösterebilecekleri tepkiden çekindiği izlenimini edindim. Sizce, yeni bir anayasa haztrlamak ve rejimi yeniden yapılaııdırabilmek için uzlaşma ortamı hazırlamak uzere nasıl bir yol izlenebilir ? ECEVİT Nasıl bir yol izlenebileceğini de uzlaşma ile belirlemek gerekir. Uzlaşmaya ise ancak eşit koşullar altuıda yapılacak bir tartışmayla varılabilir. Oysa TRT'nin tutumu, eşit koşullar altmda yapılacak bir tartışmaya elvermiyor. Çünkü TRT, milletin dörtte birinden oy âldıklan halde Meclis dışında kalan partilerin de örgütlü halk kesimlerinin de sesini duyurmuyor. Örneğin, Türk devlet televizyonunda, Sibirya'daki veya Ukrayna'daki gre\lerin ve işçi toplantılarının görüntülerini izleyebiliyoruz. Sibirya'daki, Ukrayna'daki işçilerin isteklerini dinleyebiliyoruz. Ama Türkiye"deki demirçelik işçilerinin toplantıları da istekleri de TKT'den izlenemiyor. Macaristan'daki veya Estonya1 daki bazı politikacılann, resmi sıfatları olmasa bile, rejimle ilgili sozlerini TRT yayınhyor. Ama bir parti lideri olarak benim, veya Meclis dışındaki başka bazı partilerin liderlerinin, rejimle, anayasa ile işçi hareketleriyle ve ulusal güvenlikle ilgili sözlerimiz, bunlar haber değeri taşısa ve gazetelerde ona göre değerlendirilse bile TRTTden hiç duyurulmuyor. Kendi yasasını hatta radyo ve televizyon yüksek kurulunun ilke kararlarını hiçe sayarak, TKT Meclis dışındaki partilere ve toplumsal örgütlere, hiçbir demokratik ülkede eşine rastlanmayan bir sansür uyguluyor. Bunu sizce iktidar raı uygulatıyor ? ECEVİT En az iktidar kadar, ana muhalefet partisi SHP de TRTyi bu konularda baskı altında tutuyor. SHP'nin TRTyi baskı altında tuttuğunu nereden biliyor snnuz? ECEVİT Konuyu tartıştığımız TRT yetkililerinden öğreniyorum. SHP, TRT'yi, benimle veya DSP ile ilgili haberleri yayınlarsa mahkemelerde süründürmekle tehdit ediyor. O yüzden bize uygulanan koyu sansür, ister istemez, Meclis dışındaki başka partilere de uygulanıyor. özetlemek gerekirse, partiler arası uzlaşma ile ve kamuoyunun etkin katkısı ile rejim sorunlarııu çözebilmek ve bunalımı aşabilmek için, özellikle, seçim sistemi adili leştirilmeli ve TRT kendi yasası. na uygun davranır dunıma gelmelidir. Meclis'te grubu bulunan üç partinin de, bunalımı aşabilmek şöyle dursun, bunalımı arttırdıklan, sorunlan çözebilmek şöyle dursun, durup dururken sorun yarat^ tıkları, demokrasi yolunu açabitmek şöyle dursun; büsbütün tıkadıkları, artık kesinlikle belli olmuştur. Onun için, bu üç parti dışındaki demokratik kuruluşlar da biı an önce devreye girmelidir. Se' çim Yasası ve TRT'nin tutumu bırna olanak verecek biçimde değiş' tirilmelidir. CÜNEYT ARCAYÖREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) fet partileri, ülkenin içinde bulunduğu tartışılmaz zorluklara görüş bildirmeyi, ulusal yararları gözeterek fikir üretmeyi bırakmıyorlar. Dün, SHP ve DYP genel merkezlerinde kendi hataları, yanlış yaptırımlarıylaözal'ın "Doğu ve Batı sınırlarında neredeyse savaş açacak davranışlar" sergilediği soyleniyor, iç zorlukların genişlediği bir dönemde hükümetteki tutarsızlıktan dış kaygıların büyüdüğüne değiniliyordu. Bulgarların ümüğünü sıkacağını söyleyerek yola çıktıktan sonra birdenbire pes eden Özal'ın bu kez, Doğu sorununda Güney komşulara karşı genel poiitikayı saptamadan hesapsız kitapsız konuşmaya başladığından yakınılıyordu. Doğu'da "yeni" önlemlere gerek görmediğıni, siyasal kararlar almayacağını açıkladıktan sonra, Özal'ın birdenbire son gezide başta Suriye'yi hedef alması çeşitli yorumlara yol açıyor. Askeri önlemlerde başannın hükümetin siyasal kararlılığını açıklaması ve kabul ettirmesiyie sınııiı olduğunu savunan çevreter, Özal'daki son değişikliği başka kesimlerden gelen esintilere bağlıyorlar. Bu nedenle MGK'nın bugünkü toptantısı olağanm dışında önem kazanıyor. Hükümetin Doğu'daki başansızlığını askeri ke mezse, hatta umursamazlık gösime bağlamaya çalıştığından rülürse acaba hangi yaptırımlar söz edenlere ve buna karşın, ör izlenecek? İkinci adımda yapaneğin geçen MGK toplantısında cağımız bir şey yoksa, fişeği atan kurula danışmadan başlatılan ellerimiz Bulgar sorununda oldugöç olayı ile ilgili ilk tartışmala ğu gibi çaresizliğı mi simgerın yapıldığını duyuranlara rast leyecek? lanıyor. Hükümet üyesine göre, "soCumhuriyetin kuruiuşundan nuç çıkarmak artık ötekı tarafa bu yana izlenen dış Türkler po düşerdi". Suriye uyarıdan sonlitikasının göçmen olayına birden ra ne yapacak, onu beklemek yeşil ışık yakılarak önemli ölçü gerekiyordu. Şu anda elimizdede "tahrip" edildiği görüşü ki vurucu tek silahımız "sular"dı. söylenenlere göre kimi MGK Dicle ve Fırat'ın Suriye'ye akmaüyelerine egemen. Devlet üst ka sını kesebilir miydik, yoksa baştındaki eleştirisel gorüşler geçen ka neler yapabilirdik? temmuz sonunda dile getirildiHükümet, Özal'ın "sular" koğinde Başbakanın, "Öyleyse sı nusunu yorumlanan amaçla söynırı kapatalım" yanıtını verdiğini lemediğini öne sürüyor. Fakat içeren bllgiler yayılıyor. başka yönüyle ele alsa bile, Bilgilerin ne kadarı doğru, tar Özal'ın "suyu" dokundurduğutışmalardaki içeriğin sorumluluk na yönelik yorumlar gündemden paylaşmasından ne ölçüde kay inmiyor. naklandığı elbette kesınlıkle biBulgaristan olayında da askerlinmiyor. Göçmen sorununda lerin görüşü hükümetle uyum "aczin ifadesi" diye özetlenen içinde miydi, Doğu sorununa iki hükümet kararından sonra Batı kanadın bakış açıları birbirini tasınırında başlayan gerilimin, mamlıyor muydu? Bu iki soru siÖzal'ın son gezisıyle Güney'e de yasal kulisleri giderek daha fazsıçradığı. sonuçta Doğu'dan Ba la ilgilendiren konular haline dötı'ya tutarsız hükümet politikası nüşüyor. nın yeni bir dar boğaza girdiği Evren Özal arasındaki dünbelirtiliyor. kü "olağan" görüşme önümüzGüney komşulara Özal'ın söy deki günlerde izlenecek gelişmelediklerini bir hükümet üyesi, lerin birinci adımıydı. Dünkü gö"Diplomatik usuldendir. Sorun rüşme, bugünkü MGK toplantıbir noktaya gelince son bir 'ikaz sımn özüydü. Alınan önlemlerin fişeği' atılır. Başbakan bunu yanı sıra siyasal açıdan yapıtması gerekenlerin MGK'da rnasaya yaptı" diye yorumladı. Bir politika ancak uzun mesa getirileceği bildiriliyor. Özal'ın feli olabilir. Sonuç ya da çeşitli halk önündeki son konuşmalaolasılıklar daha ilk adımda düşü rındaki ana neden belki de buMGK toplantısını nülür, saptanır. Hükümetten ge günkü len telkinlere bakarak, Suriye po "serinletmeyi" amaçiıyor. litikasının daha başındayız diyeBulgaristan'a karşı yürütülen lim. Diplomatik geleneklere uyu politikanın iflasından sonra, larak Özal'ın Guney'den havaya "Güney komşulara sert çıkışın" salladığı "ikaz fişeğinden" son varacağı sonuç merakla beklenira Doğu'daki sıkıntılara çare ola yor. cak bir davranış Şam'dan gelKaygıyla, kuşkuyla izleniyor. MGK'da sıcak gündem G.Saray lige (Baftarafı 1. Sayfada) olsun." Genelkurmay Başkanı Orgeneral Torumtay, daha sonra Genelkurmay Başkanlığı'nda tebrikleri kabul etti. Kabullere gazetecilerin alınmaması dikkati çekti. Hipodromda yapılan törene ise Cumhurbaşkanı Kenan Evren, TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut, Başbakan Turgut Özal, SHP Genel Başkanı Erdal tnönü ve bakanlarla birlikte kuvvet komutanları katıldı. Istanbul'daki ilk tören Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşu ile başladı. HarbiyeOrduevi'ndeBirinci Ordu Komutanı Muhittin Füsnnoğlu, Vali Canit Bavar ve Belediye Başkanı Ntırettin Sözen'in kutlamalan kabul etmesınden sonra törenlere, Vatan Caddesi'nde devam edüdi. tstanbul'da 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle gece de fener alayı düzenlendi. Zafer Bayramı'nın 67. yıldönümü kuüaraalan îzmk'de de Cumhuriyet Alanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk konulması ve saygı duruşundan sonra orduevinde tebriklerin kabuS edilmesi ve Cumhuriyet Alanı'ndaki geçit resmiyle sona erdi. Tonımtay: ANKARA (Cumhuriyet Buro ağırlıklı olarak ele alınan konularsu) Güneydoğu ve Bulgaristan dan birisi oldu. sorunu, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) bugünkü toplantısı MGK toplantısı öncesinde Çankaya Köşkü'nde ele MGK bugün tstanbul'da Tuzalındı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Başbakan Turgut Özal' la'daki Deniz Harp Okulu'nda ın dün yaptıklan haftalık olağan toplanacak. Evren ve Özal topgörüşmede Güneydoğu ve Bulga lantı nedeniyle Istanbul'a gidecekristan konusundaki gelişmeler de ler. Toplantı gündeminde Güneydoğu, Kıbns ve Bulgaristan konuğerlendirildi. lannın yer aldığı belirtiliyor. Başbakan Turgut Özal'ın, iki Başbakan özal, Genelkurmay günlük Güneydoğu gezisinden sonra dün Cumhurbaşkanı Kenan Başkanı Orgeneral Necip TorunıEvren ile yaptığı haftalık olağan tay'ın Güneydoğu gezilerinden görüşme siyasi kulisleri hareket sonraya rastlayan bu MGK toplendirdi. Başbakan Özal dun sa lantısında Güneydoğu'daki olayat 14.00'de Cumhurbaşkanlığı lara yönelik önenüi kararlann alıKöşkü'ne çıkarak Evren ile yak nabileceği kaydediliyor. Bölgede laşık 1 saat görüştü. özal'ın askerler ve diğer güvenlik kuvvetKöşk'ten ayrıhrken yüzünün sa leri arasındaki uyum sorununun kin olması dikkati çekti. Başba da toplantıda gündeme gelebilekan özal, Cumhurbaşkanlığı ceği ve Genelkurmay Başkanı OrKöşkü'nden aynldıktan sonra general Tonımtay'ın bir süre öndoğruca Başbakanlık Konutu'na ce olaylarla ilgili olarak yaptığı gitti ve kapıda bekleyen gazeteci açıklamanın, değerlendirilecek lere herhangi bir açıklama konular arasında yer alacağı ifade ediliyor. Olaylann çözümü koyapmadı. nusunda askeri çevrelerin getireEdinilen bilgiye göre, Başbakan ceği önlem önerilerinin yanı sıra, Özal görüşmede Cumhurbaşkanı hükümetin de bu konudaki görüşEvren'e, Güneydoğu gezisi izle lerini gündeme getireceği dile genimlerini ve gezi sırasında yetki tiriliyor. lilerden edindiği bilgilerle ilgili görüşlerini aktardı. özal, Güneydo Cumhurbaşkanı Evren'in başğu'daki olaylarla ilgili olarak aJın kanlık edeceği toplantıya Başbaması düşünülen önlemler, bu ko kan özal, Orgeneral Torumtay, nuda güvenlik kuTvetlerirün yap Milli Savunma Bakanı Safa Gitığı hazırlıklar ve ileriye dönük ray, lçişleri Bakanı Abdulkadir projeler konusunda da bilgi ver Aksu, Dışişleri Bakanı Mesat Yüdi. Evren de Özal'ın anlattığı ön maz, Kara Kuvvetleri Komutanı lemler ve Güneydoğu'daki geliş Orgeneral Doğan Güreş, Deniz melerle ilgili olarak görüşlerini Kuvvetleri Komutanı Oramiral aktardı. Evren ve özal görüşme Orhan Karabulut, Hava Kuvvetsinde, bugün yapılacak Milli Gü leri Komutanı Orgeneral Safter venlik Kurulu toplantısına yöne Necioglu, Jandarma Genel Kolik hazırlıklar da gündeme geldi. mutanı Orgeneral Burhanettin BiGüneydoğu olaylarınm yanı sı galı ve MGK Genel Sekreteri Orra Bulgaristan'dan Türklerin sı general Sabri Yirmibeşoğlu da karurdışı edilmesi de görüşmede tılacaklar. Vakıf Bank ta döviz 9 cu (Baftarafı Spor'da) anda en formda olan Serhat, 40 yıllık Galatasaraylı gibi oynuyor. Liberodan oıta alana alındı. Başanlı futbolu bu alanda da sürüyor. Tügay'ın belli bir devamlılığı yok. Bir maçta yıldız oluyor, başka bir maçta sahada göremiyorsunuz. Sakatlandığı zaman uzun süre yerden kalkmıyor. Ancak, henüz çok genç. Büyük bir geleceği var. Şunu hiçbir zaman unutmamalı. Teknik adamlar "her mücadeleden sonra yere düşüp kalkmayan futbolcu değil, ayakta kalan oyuncu ister." Ziya henüz yeni takımına uyum sağlayamamış. Açılış maçında beğeni ile izlenen Ceylan'ı ise hazırhk maçlarında göremedik. Transfer döneminin olay adamı Hasan, henüz tribünlerin psikolojik baskısından kurtulmuş değil. Fenerbahçe seyircisinin protestosunu,,Beşiktaş taraftarları da yineledi. Hasan bu psikolojik ortamda bocalıyor. Artık 3000 dolara kadar döviz almak serbest! Bu yasal hakkınızı iyi değerlendirin. Dövizinizi VakıfBank'tan alın, ucuz alın.aiırken kazanın. * Hem ucuz, hem güvenli... VakıfBank/MasterCard Seyahat Çekleri İşte ABD Doları cinsinden, uluslararası geçerli, hamiline değil adınıza yazılı ve yalnızca VakıfBank'ın sunduğu ucuz döviz altematifi. 2 VakıfBank/MasterCard Seyahat Çekleri Satan Şubeler Hem ucuz, hem komisyonsuz... Döviziniz VakıfBank'ta! Kongre Baştarafi Spor'da tin Aşık. Çünkü öyle büyük bir koltuğa ancak onun gibi iri cüsseli bir insan yakışır. • Tahsin Kaya, genel kurul üyelerine çok kızmış. Çünkü genel kurul üyelerinden 150200 kişiye tilzük kongresinden önce yemek vermesine karşın ancak bunlardan 23 kişisi Tahsin Kaya'yı desteklemiş. Hem adamın yemeğini yiyorlar hem de başını... • Metin Aşık başkan olursa futbolun başına kim gelir tartışmaları yapılıyor. A, bunları bilmeyecek ne var? Herhalde bir futbolcu değil! En çok parası olan kimse! • Başkanlık seçimi kongresinde gündem gereği, ancak başkanlar <onuşacakmış. Eyvah! İşte tüm dünya paralan: Dolardan marka, sterlinden franga, şilinden krona... Tüm VakıfBank şubelerinde döviz ucuz. Dövizinizi VakıfBank'tan alın, komisyon ödemeyin. Acana(7ll) 123 16 • Alanya(323l) 12 II • AnUlyapl) i l 84 02 Aydm(631) 137 26 • Boci'um(6!4l)37 17 • Buna(24)2403 1822 69 55 • Eskışehr(22) 13 1802 Fethıye (6151) 16 81 • Gazıantep (85) II 5' 09 • Iskenderun (88i) 120 14 • Kuşadas (636!) 49 19 • Mamans (612) 123 92 167 00 • Mersın (74!) 121 90 Ordu (371) 113 18 • Samsun (361) 121 39 • Soke (6351) 19 84 • Trabzon (031) 225 60 • A n k a r a Ankara (4) 310 18 88 311 62 83 • Bahçei*vler (4) 222 65 37 Çankaya (4) 139 73 20 • Kavakltdere (4) 127 40 69 • Kızıiay (4) 231 13 56 • fterkez (4) 167 68 50 126 04 12 • Meş'utıyet (4) 117 09 33 • Yen şehır (4) 133 16 20 btanbulAtakoyGallena( 1)559 1933 • Bak.rköy(l)5729502 • Beşıktaş(1)1595551 I58S3 52 • Beyazıt(l).5272l 74 • Beyoğlu(l) 1450968 • Elmada|(l) 132 1301 Feneryoiu (I) 330 65 67 • istanbu! (I) 526 32 80 513 17 15 • <adıkoy (I) 337 16 37 • Karakoy (I) 145 68 60 • Levent (I) 168 47 33 • Mecıdıyeko> (1) 174 63 37 Merter (I) 557 38 52 • Moda (I) 336 52 44 • Suadıye (I) 355 56 38 • Şışlı (I) 140 33 40 • Taksım (I) 151 66 9! 151 95 58 • I z m i r Alsancak (51) 21 69 21 Basmane(5!) 1429 47 • BuyukEfes(51) 14 8905 • Hatay(51)3! 46 80 • bmır(5l)25 44 25 • Karşyaka(51) II 54 60 VakıfBank TürkiyeVakıflar Bankası
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear