14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/10 HAVA Dl Rl Ml m e t e o r o l o p Genel Mödürtugu'nden alınan bilgiye göre; yurdun ku2ey ve bab kesimteri parçah bukıtlu Trakya, Marmara, Kuzey ve iç Ege goller b * gesi Iç Anadolu'rtun babsı ile Batı ve Orta Karadeniz yer yer saganakvegök gurultulu saganak yagışlı ötsta yerler az bukıthı geçecek. H A A SICAKLIĞI: Yaâış alan yerlerde azalacak. RÛZGAR: Güney ve b a t yönleruen orta kuvvette yağtş arnnda kuvvetti olarak esecek. Denizlerlmizde hava: Karadeniz ve ktbte, günbatısı, Akdeniz'de günbatısı ve lodostan 46 Batı Karadeniz, Marmara ve Ege'de 7 kuvvetinA Y A Y A Y Y A B B Y Y A A Y Y Y B Y HABERLER TURKIYEDE BUGUN 33°22°Diyart>atar 28° 21° Edime 37° 19° Eninan 29° 16° Eraınm 31° 10° Esioşetıır 29°20°Gazaııtep 27" 13° Giresun 31°22°Gümü5taneB 29° 15° Hakkâr 32°21°lsparta 27° 16° İslanbul 27° 16° tonr 37°17°Kare 32° 12° KasBmonu Y 27° 16° Kayseri Z T 19° Kırklaretı 28°210Kwıya 27° 16° Kutahya 29°20°Malalya Y 31° 22° 38° 16° Manisa A 33° 24° 2S° 15° KMaraş A 30° 24° W ° 16° Menan B 30° 18° 31° 16° Mujla A 32° 14° 28° 16° Mu$ B 30° 14° 35°18°Nij)de 28°22°0rtu Y 28°22° 28°21°Ite B 28°21° 31° 16° Samsun A 26° 20° 31°22°S«rt A 37° 21° 26°20°Sinop Y 27° 22° 30°24°Sıvas B 30° 16° 31°10°Te«nJaO Y 25° 19° 29° 16° Trabzon B 29° 22° 33° 14° Tunceli A 35° 16° 26°17°Uşak Y 30° 16° 31° 16° van A 30° 12° 28°16°'tagat B 30° 16° 36° 18° ZongukJak Y 25° 22° 31 AĞUSTOS DUNYADA BUGUN / ' Helsınltı . I j, i L Y 18° A 36° B 30° A 39° B 27° B 19° Baso Mgrat Y 17° B 16° Berfn B 17° Bonn Bruteel Y 18° Budapeşte Y 15° B 19° Cenevre B 33° Ceoyır A 44° Cfck> A 45° Dubayi B 18° Franktun A 34° Girm B 17° A 36° KaNra KOpenlao Y 17° KSIn B 17» A34° Amstertanı Amman Atina Bajdat Barceıona Leringrad Londra Madhd Mılano Montrea) Moskova MOnıh NewYbrk Oslo Paris Prag Sofya $am "fel Aviv ljnys Vat^m Y Y 8 8 B Y B Y Y B B B B y 14°' 18°' 30°' 24" 26°" 18"" 16" 17°= 16" 20"° 16°° 18°° 29» 21 oo 1989 4^ • / Osto ^ J y y •:, . emngr ı MUSTAFA EKMEKÇİ ANKARA NOTLAKI Cinayeti Z ^ A J • I • Parıs »Zuııh »Vtyana »Seigrat Mis de saatte 1627 deüa mM tıela esecek. Daniz mutodil dalgrt, Btt Karadeniz. Marmara ve Ege kaba dalgalı Botu olacak Dalga yüksekliği 0.515 Batı Karadeniz, Marmara. Ege'de Bursa yer yer 23 m. dolayında bulunacaK. Van Golü'nde hava: Az bu ÇanaKKaıe kjöu ve açık geçecek. Ruzgâr guney ve batı yönlerden hafrf ara DenizH sıra orta kuvette esecek, gö! kuçuk dalgalı olacak. Tebrıı îunus •r<.l BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ lçsalgı. 2/ Yan yanmış odun... Erkek balığın tohumu. 3/ "trlanda Cumhuriyet Ordusu"... Bir mastar eki. 4/ Gölleri inceleyen bilim. 5/ Hayvanlara vurulan damga... Haysiyet. 6/ Yapısına girdiği sözcüğe "kendi kendine" anlamı katan yabancı önek... Futbolda bir mevki. 7/ Yağ çıkarılan bir cins fasulye... Madenci ocağı. 8/ Balıkesir ilindeki Kaz Dağı'nın mitolojik dönemlerdeki adı... Yöntem. 9/ ördeğe benzer bir yaban kuşu... Nazi partisinin hücum kıtasını simgeleyen harfler. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tıp dilinde sara hastalığına verilen ad. 2/ tnce yapılı... Serbest meslek adamlannı içinde toplayan resmi birlik. 3/ Trajedi ile komedi arasında yer alan sahne yapıtı... Atın başına geçirilen dizgin ve süsler. 4/ Ateş... Bir devletin başka bir devlete yaptığı bildiri. 5/ Japonlann ulusal giysisi... Tüy, kıl. 6/ Eski dilde erik... Engel. 7/ C vitamini eksikliği nedeniyle dertnansızlık, zayıflık gibi belirtilerle kendini gösteren hastahk. 8/ Çıplak vücut resmi... Yunan mitolojisinde aşk tannsı. 9/ Yelkenli gemilerde pruva direğinin en altta bulunan ana sereni. Kahıre» A 35°» B 28°° B 26" Y 15°° B 24» Vlyana B 28°» Vtehngton Y 17"» Zuıih B 18°« BÜ Bir dili 'bilmek' o dîlle düşünebilmek demektir Anadilinde Çocuk Olmak Anadolu liseleri adındaki okulların da ne yazık ki pek ne olduğu belli değildir. Bu okullar, her şeyden önce, politik kaygılar ön plana alınarak yeterli altyapı kurulmadan açılmış ve klasik liselerden farklı olarak dersleri yabancı dilde okutmaya baslamışlardır. Bu okullarda da sıruflann büyüklüğü, öğrencilerin konuşma yeteneklerini geliştirebilmeleri için gerekli olan ölçünün epey üzerindedir. Türk öğretmenlerin pek çoğunun aksanı bozuktur. (Bu yazıda eleştirilen öğretmenler değil, sistemdir. Dolayısıyla, eğri oturup doğru konuşmakta yarar var.) Bu durumda Anadolu liseleri öğrencileri mezun olduklannda haliyle iki kelimeyi bir araya getirip konuşamamaktadırlar ve genel yabancı dil düzeyleri de olması gerekenin altındadır. Pekiyi, bu okullarda öğretijni Türkçe yapıp yabancı dil öğrenmek için gerekli olanakların üzerine akılcı yollarla gidilse ve öğrencilere hem Türkçeyi, hem de bir yabancı dili iyi öğrenebilmeleri için gerekli ortamı kursak daha anlaralı bir iş yapmış olmaz mıyız? Aynı durum yükseköğretim kurumlan için de geçerlidir. Baa kurumlarımız gerçekten kalitesi her bakımdan düşük bir dil hazırlık programıyla öğrenci yetiştirmekte ve sonra bu öğrencileri yaban Yabancı Diller Yüksekokulu öğretim görevlisi Emrehan Zeybekoğlu: Birtakım metinlerin 'ruhsuz' bir biçimde öğrencilere ezberletildiği, gerçek edebiyat eğitiminin yapılmadığı okullarımızda insanlarımıza ne düzgün konuşup yazmasını öğretebilmekte ne edebiyat ve ne de kitap okuma sevgi ve alışkanlığı aşılayabilmekteyiz. Sonuç ortada: tki keîimeyi bir araya getiremeyen devlet adamları, öğretmenler, mühendisler, bürokratlar, Öğrenciler ve diğerlerinden oluşan ve bildiği üç kuruşluk yabancı dille lügat paralayan insanlarla dolu garip bir ülkel.. cı dilde eğitim veren mesleki programlara yerleştirmektedirler. Bu kurumlardan bir tanesi, tngilizce eğitim yapmaya karar verip öğrenci aldıktan sonra pürtelas öğretmen aramaya başlamış ve sonra da ne olduğu çok şüpheli bir biçimde öğretime başlamıştır. Boğazici Üniversitesi gibi bu alanda deneyimli ve birikimi olan bir kurumda bile öğrenciler epey güçlükle eğitilebilmektedirler. Bu işe heveslenen kurumlar bir yıllık bir dil hazırlık programı açıp bunu öğrencinin secimine tabi bırakıp daha sonraki yıllarda da oğrenciye yabancı dilini aktif olarak kullanma olanaklan sağlayarak iyi bir dil öğretimi yapabilirler ki bunun daha değişik biçimdeki örnekleri bazı Amerikan üniversitelerinde vardır. Bu konuyla ilgili olarak bilinmesi gereken en önemli noktalardan biri de şudur ki, dil bilmek, kısa bir süre önce Prof. Dilek Doltaş'ın da bu gazetede anlatmış olduğu gibi o dilin gerektirdiği biçimde düşünebilmektir. Birtakım sözcük ve yapılan bir dilden öbürüne mekanik olarak çevirebilmek "dil biliyorum" diyebilmek için gereklidir, fakat yeterli bir koşul. değildir. Nasıl ki Türk insaninın belli bir düşünce biçimi varsa, diğer uluslann da kendilerine mahsus düşünce tarzları vardır ve neticede bir dil, o dili konuşan insanlann kültürünü ifade eden bir araçtır ve bu bakımdan da o insanların düşüncelerinin, kültürel özelliklerini ve davranış biçimlerini sembohze eder. Bunun için de herhangi bir dfli "bilmek" deraek, o dili konuşan ınsanlar gibi davranmasını, şakalaşmasım, düşünmesini bilmek demektir. Türkiye'de yabancı dil eğitiminin bu derece iyi yapılabildiği kurum sayısı çok azdır. Devlet okulları içerisinde ise bunu sağlayabilen, bir elin parmakları kadar sayılıdır. Bu durumda da bu işi daha ileri götürmeyip gerçekçi eğitim politikalan aramak en hayırlı iş olacaktır. Daha da önemlisi, bir ülke insaniarının kendi dilleri ile düşüıımeyi öğrenmelerinden daha doğal ne olabilir ki? 17 Ağustos 1989 tarihli Cumhuriyet'te yayımlanan yazısında Sayın Cem Alptekin ksenofobiden söz ederken önemli bir yanılgıya düşmüştür. Genç beyinlere yabancı bir dili öğretmek demek günlük konuşmalan öğretmekten ibaret olmayıp o dilin düşünce biçimini öğretmek demektir ki bu da anadilin gelişmesini (tabii akademik olarak düşünebilme anlamında) önleyici bir rol oynayacaktır. Şu anda Türkiye'de mevcut olan bir başka sorun da okullarda öğrencilere Türkçe öğretilememesidir. Nedeni ne olursa olsun, bu iş neticede yapılamamaktadır ve üniversitelerimize gelen öğrencilerimiz iki satırhk bir dilekçeyi dahi düzgün bir dille yazamamaktadırlar; tümcelere küçük harfle başlanmakta, olur olmaz yerde virgüller, noktalar kullamlmakta ve kulak tumalayan tümcelerle y&zı yazılmaktadır. Birtakım metinlerin "ruhsuz" bir biçimde öğrencilere ezberletildiği ve gerçek edebiyat eğitiminin yapılmadığı okullarımızda insanlanmıza ne düzgün konuşup yazmasım öğretebilmekte, ne edebiyat ve ne de kitap okuma sevgi ve alışkanlığını aşılayabilmekteyiz. Sonuç da zaten ortada değil mi? İki keîimeyi bir araya getiremeyen "devlet adamlan", öğretmenler, mühendisler, bürokratlar, öğrenciler ve diğerlerinden oluşan ve bildiği üç kuruşluk yabancı dille lütuf paralayan insanlarla dolu garip bir ülke! Yabancı dilde eğitimi layıkıyla yapabilen birkaç öğretim kurumunun varlığı düşünsel ve kültürel yaşamımıza gerçekten çeşni katabilir ve topluma yararlı bir katkıda bulunabilir. Ancak bu tip eğitimin devletçe desteklenip yaygınlaştınlması yanlıştır. Bu iş zaten iyi yapılamadığı için bu tip uygulamalara kesinlikle son vermeli, öğrencilerimize her şeyden önce Türkçe okuyup yazmasım, duşünmesini, daha sonra da akılcı yöntemlerle bir ya da daha fazla yabancı dili kullanabilmesini öğretmeliyiz. Aksi takdirde ne anadilini ne de bir başka dili kullanabilen Türk ulusu hem çağın daha gerisine düşecek, hem de içinde bulunduğu kültürel çöküntüden kurtulamayacaktır. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Gazi Hazretleri 31 AĞUSTOS 1929 Reisicumhur Hazretleri evvelki akşam saat 21 de Ertuğrul yatı ile Yalovadan avdet buyurmuşlardır. Yat saat 23 te Büyükada örtünde demirlemiştir. Yaı kulüpte Hilaliahmer tarafmdan verilen baloya davet edilen Reisicumhur Hazretleri bu davete lütfen icabet buyurmuşlar, halkın samimi tezahüratı arasında araba ile iskeleden baloyu teşrif etmişlerdir. Reisicumhur Hazretleri müteaddit defa dansetmisler ve saat 24'te Dolmabahçe sarayına avdet etmişlerdir. Gazi Hazretleri dün aksama kadar sarayda meşgul olmuşlardır. Kolordu Kumandanı Şükru Naili Pasa dünku geçit resmini müteakip saraya giderek Reisicumhur Hz. tarafmdan kabul buyurulmuş ve müşarünileyhe ordu namına arzı tebrik ve tazimat eylemiştir. İşlo riııi/.i U'>hil S lii l'eni i'cvrNİc ktmyonn Imsuı 3SİUNDİUI.1 bir muiorb luıuebbeıdir i O ma~ğ Gazetemizin 3031 temmuz ta ra sokabilmek için gerekli gerekrihli sayılannda yayımlanan, Ayşesiz sıkıntı yaşamakta ve epey haKilimci'nin hazırladığı "Ana Di tın sayılır bir masrafa da girmeklinde Çocuk Olmak " başlıklı dizi tedirler. Bu konuda her şeyden önce şuröportaja iki açıklama daha gelmiştir. Okuyucularımıza aynen nu belirtmek gerekir ki bir ülke insanlannın yabancı dil bilmeleri sunuyoruzher bakımdan olumlu, yararlı bir olgudur. Türkiye için de yabancı EMREHAN dil bilenlerin gerekliliği ve yaran ZEYBEKOĞLU yadsınamaz. Ancak yabancı dil Eski Milli Eğıtim Bakanı Ha öğretimi yapılırken neyin ne için san Celal Güzel zamamnda orta yapıldığı işin başında dikkatle okul ve liselerdeki yabancı dil saptanmalı ve ekonomik kaynakdersleri zorunlu olmaktan çıkanl ların en optimal biçimde kullanıldığında kamuoyunda epey tartış ması sağlanmalıdır. Sorunlann malar oldu ve Sayın Avni Akyol, duygusallık ile çözümlenemeyecedaha önceki uygulamaya dönüle ği açıktır. Bu nedenle, insanlarıceğini ve yabancı dil derslerinin mıza niçin yabancı dil öğretmek zorunlu hale getirileceğini açıkla istediğimizi belirlememiz gerekir. dı. Yeni bakanın kararı, sanıyoDevlet okullannı ele alacak nım, pek çok kesimde olumlu olursak, yabancı dil derslerinin de yankılar uyandırdı. Fakat gene de diğer dersler gibi kalabalık sınıfbu alanda ciddi olarak incelenme larda, laboratuvar olanaklanndan si gereken konular olduğu muhak yoksun olarak ve lütfen kimse gükaktır. Kamuoyunun bu konuya cenmesin, fakat pek çoğu yetersiz ne kadar duyarlı hale geldiği ve öğretmenlerle sürdürüldüğünü göyabancı dil alanında tam bir fur rürüz. Bu sistemde amaç öğrenciya yasandığı da bir gerçektir. ye konuşmayı öğretmekse, bu yaSon yıllarda Türkiye'de gözle pılamamaktadır. Şayet amaç öğgörillür bir yabancı dil furyası ya rencinin okuduğunu anlamasını şanmaktadır. Yabancı dilde eğitim sağlamaksa, bu da oldukça ilkel veren okullar (gerek orta, gerek bir düzeyde kalmaktadır. Geriye se yüksek düzeyde) birbiri ardın ne kahyor? Öğrenciyi bir yabandan boy gösterirken anababalar cı dille aşina kılmak. Zaten mevda adeta birbirlerinin üzerinden cut olanaklarla daha fazlası da atlarcasına çoaıklannı bu okulla hayal edilmemelidir. 30 YIL ONCE Cumhuriyet 2 jet infilak etti 51 AĞUSTOS 1959 Bugün başkentliler Zafer Bayramım Hipodromda kutladıklan bir sırada, büyük bir hava faciasına da şahıt oldular. Bir taraftan karada kıtalar resmi geçit yaparken, büyük törene katılan iki jet pilotu havada parçalanan uçaklan ile şehit düştüler. Başkent bu olayla büyük bir faciaya şahit oldu, Şehit olan pilotlarımızın biri 28 yaşında, diğeri 22 yaşında idi. Facia haberi başkentte o kadar süratle yayıldı ki, askeri birliklerin geçişini seyreden onbinlerce Ankaralı, bulundukları yeri terkederek otomobillerle ve yaya olarak olay yerine doğru koştular. Ankaranın içi birden boşaldı. Aradan çok geçmeden Milli Savunma Bakam.Etem Menderes, Iç tşleri Bakanı Namık Gedik, Hava Kuvvetleri Kumandanı Tekin Arıburnu, Generaller, Ankara Valisi Dilaver Argun olay yerine geldiler. Tahkikat alakalılar tarafmdan yürütülmeğe başlandt. Ancak şu dakikaya kadar kaza sebebi hakkında kesin hüküm verilemedi. Uçak sahası emniyete almdı. Resmi geçidi terkeden kıtalar olay yerine celbedilerek saha çepeçevre kordon altında tutulmaya başlandı. Şehidlerden üsteğmen Yunus Çelenin 28 yaşında olduğu, 1958 Harp Okulu mezunu bulunduğu, iki yıllık evli ve bir çocuk sahibi olduğu, Amerikada harb uçaklan üstüne tahsil ettiği bildirildi. 22 yasındaki teğmen Dinçer 1957 yılında Harb Okulundan mezun olmuş henüz bekar. Tahkikat yapmak üzere Merzifon üssünden beş uçaklı bir uzman heyeti akşamüstü Ankaraya geldi. Parçalar üzerinde yapılacak tahkikat meselenin sebebini meydana çıkaracaktır. Ortaöğretimde yabancı dil, ufku genişletîr Tarsus Amerikan Lisesi'nin eğitim sistemi, bizi kendi örf ve âdetlerimizden, tarihcoğrafyamızdan ve anadiiimizden uzaklaştırmayacak şekilde dengeli oturtulmuştur. Tabii ki özel okullanmız da dört dörtlük değildir. Ancak şu bir gerçek ki, bu okullardan mezun olanlar hayata daha iyi hazırlanmakta ve bunların başan oranları daha yüksek olmaktadır. Gazetenizin 30 ve 31 Temmuz 1989 tarihlerinde "Ana Dilinde Öğretim Çocugun Temel Hakkı" başlıklı Sn. Ayşe Kilimci'nin hazırladığı bir röportaj yayımlandt. Röportajda katıhnması mümkün olmayan, çocukların insan haklarının zedelendiği ve ufuklarının daraldığı gibi fikirlerin yanında, mezun olduğumuz Tarsus Amerikan Lisesi hakkında haksız suçlamalarda bulunulmuştur. Söyleşi yapılan Sn. Yiicel Özmen Karan birçoğumuzun öğretmenliğini yapmıştır. Kendisi hiç tartışmasız bize İngjlizceyi öğreten öğretmenlerimizden biridir. Bize kendisini her zaman "Mrs. Karan" diye tanıtan öğretmenimizin nedenini anlayamadığımız garip fikirleri doğrusu bizleri çok şaşırttı. Sn. Mrs. Karan çocukların secim haklannın ellerinden alınarak insan haklannın zedelendiğini söylüyor. Çok enteresan. Böyle özel okullar olınayıp da sadece devlet okulları olsaydı çocuklar seçim yapma özgürlüklerine mi kavuşacaklardı? Anne ve babalarının seçtiği bir okula devam edeceklerdi herhalde. Yabancı dilde orta öğretimde çocuğun ufku daralmaz, bilakis genişler. Bizler Ingilizceyi öğrenirken bu dilin konuşulduğu ülkeler hakkında da ister istemez birçok bilgiye sahip olduk. Bu da ufkumuzun genışlemesine büyük katkıda bulundu tabii. Kaldı ki okulumuzda eğitim sistemi bizi kendi örf ve âdetlerimizden, tarih coğrafyamızdan ve anadiiimizden uzaklaştırmayacak şekilde de dengeli oturtulmuştur. Zaten bu tür okulların artık faydalı mı zararlı mı gibi tartışılması çok gereksiz. Bunun yerine diğer okullarımızın eğitim sistemine eğilinmesi ve bunların Tarsus Amerikan Lisesi gibi okulların eğitim seviyelerine yaklastmlmalan gerekir. Tabii ki mevcut özel okullanmız da dört dörtlük değillerdir. Bunların da daha iyi olmalan için gayret sarf edilmelidir. Ancak şu bir gerçek ki bu okullardan mezun olanlar hayata daha iyi hazırlanmakta ve başan oranlan daha yüksek olmaktadır. Bu okulların, beyin göçü için birer hazırlayıcı olmalarını söylemek de son derece saçmadır. Bunu ülkemizde emeğe az değer verilmesi gerçeğinde aramak gerekir. ran. Öğrencilik yıllanmızda haftada iki gün ücretsiz olarak ilçe halkına İngilizce kurs verilirdi. Halka açık birçok konser ve tiyatrolar düzenlenirdi. Okulumuzun sosyal servis kulübü civar köylere olanaklan dahilinde kitap ve gereç yardımlarında bulundu. Köy okullarının ek dershane inşaatlarında bizzat çalışan arkadaşlarırruz olmuştur. Lise dengi bir okulun yapabileceklerinln çok üstündedir bunlar. Tarsus Amerikan Lisesi Mezunlar Cemiyeti'nin açıklaması: Tayyare kutıdarı Tayyare Cemiyeti tarafmdan her sene tayyare bayramında olduğu gibi dün de şehrimizde Cemiyet menfaatine rozet tevzi edilmiştir. Ancak Cemiyetin para kutularından ekserisi alelade tenekeden mamul ve mukavemetsiz olduğu cihetle dün para ile dolan kutulardan bazıları lehimleri koparak açılmış ve bu yüzden hem Cemiyet tadat memurları hem de rozet tevzi eden çocuklar müşkülata maruz kalmışlardır. I:ORD hnaJâl, Rami \*mtMal 0/nr.k 9183 GÜNLL Sn. Mrs. Karan, "Devlet okullannın kasasına girecek veli paralan özel okullann kasalanna akıyor" diyor. Devlet okullannı paralı yapmayı düşünüyor herhalde. Anlayamadık. Sn. Mrs. Karan insan beyninin dominant olan dili unutturduğu, çocukta bir dil kargaşası oluştuğunu söylemiş. Bizler İngilizceyi öğrenirken hiçbir zaman Türkçeyi unutmadık. Bu konudaki gerekli cevabı da daha önce Sayın Prof. Ccm Alplekin bu sütunlarda vermişti zaten. Sn. Mrs. Karan çok iyi doktor olabilecek bir pratisyeni yabancı dilde başarısızsa ihtisasa almıyoruz diyor. Tabii ki ahnmamalı. Tıp, mühendislik, bilgisayar gibi bilim dallarında yeterli Türkçe kaynak mı var ki yabancı dile gereksinim duymadan iyi doktor, mühendis ya da bilgisayar uzmanı yetiştirelim? Yüksek teknoloji, araştırma ve geliştirme isteyen tüm mesleklerde iyi eleman olmanın Sn. Mrs. Karan Tarsus Ameri baş şartlarından biridir yabancı kan Lisesi'nin haçlı kültür seferi dil bilmek. Değişik fikirler üretme ve Cumnin bir uzantısı olarak ABD ve Hıristiyanlık yararına kurulduğu huriyet okurlannın bir bölümüne nu söylüyor. Madem böyle düşü şirin gözükerek plopüler olma nüyordu da neden 22 yıl hizmet özentisi kokuyor Sn. Mrs. Karanvermiş bu okula? Bu fikirlerini ın söyleşisi. ciddiye almak mümkün değil. Tarsus Amerikan Lisesi Okulumuzun Tarsus'a hiçbir şey Mezunlar Cemiyeti vermediğini iddia ediyor Mrs. KaYönetim Kurulu Ankara'da gecekondu bölgesinde, bir ortaokulun 19881989 öğretim yılı güz dönemi b«klemebütünleme orta birinci sınrf için düzenlenen "milli coğrafya" sınav sorulanndan birkaçı şöyleydi: Türkİslam coğrafyacılarından beş tanesinin adını yazınız. Türkiye Türklerine bağlı Türk topluluklarını yazınız... Batı Türkistan Türk cumhuriyetlerini yazınız... Türkiye'den doğup sınırlanmız dışından denize dökülen nehirlerimizi yazınız... Balkan ülkelerini yazınız... Aşağıdaki ülkelerin başşehirlerini yazınız: İran, Irak, Suriye, Yunanistan, Bulgaristan. Ara ve ana yönleri şema halinde göstererek, kuzeyden esen rüzgârın adını yazınız. Bir yandan Türkİslam sentezini yaymaya uğraşırken, ortaokul birinci sınıf öğrencilerine sınavda, 'Türkİslam coğrafyacıları"nı sormak, hangi faşo yöneticinin usuna geliyor? Okulun adını da, olayı bize aktaran öğrenci velisinin adını da açıklamayacağım. Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, isterse bunu bulabilir. Böyle sorulan, hangi okulda kim düzenlemiştir, öğrenebilir Sonra ne demek "milli coğrafya?" "Türkiye coğrafyası" olur, "milli coğrafya" neci oluyor? Bu kitapları da bulup bir karıstırın bakalım. Ömeğin Bulgaristan mı anlatılacak? Bulgaristan'ın hangi ycrelerinde, Türk soyundan gelenler yaşıyor, bunlar anlatılıyor... Irkçı, faşist bir kafayla yetiştirilen çocuklar da, Mis Sokağı'nda kitap yakıyorlar işte... Hamdi Konur, "Bu day cinayetten de kötu" dedi. "Çünkü kitap savunmasızdır..." Mis Sokağı'nda, Cumhuriyet Kitap Kulübü'yle Beyoğlu Belediyesi'nin ortaklaşa düzenledikleri kitap sergisinde, faşo eğilimlilerce kitapların yakılması olayı, çok geniş yankılar yaptı. Okurtar telefonlarla "geçmiş olsun" dediler. İlhan Selçuk'u aradım, "başsağlığı" diledim... İlhancığım, senin de çok kitabın yanmıştır, başın sağ olsun dedim. Kitaplar bizim çocuklarımız gibidir. Yazılarımız da öyle... Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden Erhan Bostan, 27 Ağustos 1989 günlü mektubunda özetle şöyle diyor "Sayın Ekmekçi, Adım Erhan Bostan. Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği lli. sınıf öğrencisiyim ve sürekli okuyucunuzum. Özellikle 'Köy Enstitüleri' üzerine yazdıkiannız çok ilgimi çekmiş ve sizden daha çok bilgi alabilmek için mektup yazmak istemişimdir. Ama biraz tembellik, biraz da dersler hep engel oldu. Oysa bugün Cumhuriyet'in manşetini görünce artık yazayım dedim. Ne demek kitapların yakılması? Bu adarn öldürmekle eşdeğer suçu işleyenler kendilerini yönlendiren örümcek beyinlilerin bile kitap, dergi, gazete okuduklarını, üstelik yayımladıklannı da mı bilmiyorlar? Bu maşalar, ışkence tezgâhlarında bile susturulamayan yazarlarımızın, kitapseverlerimizin sindirilebileceklerini mi sanıyorlar? Yoksa şu anda bile ağır parasal sorunlar yaşayan yayınevlerimize bir köstek de bizden olsun mu diyorlar? Kimseyi susturamazlar. Susmaya niyetli olanlar ise kendiliğinden bir köşeye çekilip yağ çekme yarışındalar. Eğer amaçlan, parasal bir köstek olmayı da içeriyorsa, bir önerim var: Yanmış, yarı yanmış kitaplar satılsın, hem de üzerlerindeki ederlerden. Bu olayın bilincinde olan kişiler, alacakları birer kitabı, kütüphanelerinin baş köşesine yerleştirsinler, ta ki yurdumuzda kitap ve diğer yayın organlarına gerekli saygı gösterilinceye değin. Böylece bu ulusal utancımız yüze vurularak, kitap için yapacağımız eylemlere birazcık destek olur." Okurumun ilgisine nasıl teşekkür etmeliyim bilmiyorum. Cumhuriyet okurlannın, bu yürekliliği değil mi, onu tüm kötü rüzgârlardan, baskılardan koruyor *** Yarın Meclis açılryor. Erken seçim artık iyiden iyiye yattı. Hacı Turgut Bey, erken seçimden yana değildi, korktu seçimlerden, öyle oldu. Hafta başında Yüksek Seçim Kurulu toplandı. Başkan, üyeler birbirlerine baktılar; kendi aralarında konuşup dağıldılar. Ortalıkta bir erken seçim için, yaprak kımıldıyor muydu? lıhh... Çıt yoktu. SHP'nin, "erken seçim" için sokakta topladığı imzalar, kamuoyu yaratma amacına yönelik cansız kıpırdanışlar gibiydi. Laf ola, beri gele... Hacı Turgut Bey, milletvekillerinin, ellerine geçen bu parayla, bir erken seçime gitmeyeceklerini nasıl da biliyordu? "Enayi mi?" adam, niye gitsin erken seçime? Değiştirme birlikleri geride aç kurt gibi bekliyor. "Bir erken seçim olsa da, gelenlerin yerine gitsem" diye... Hüsnü Göksel'in bugün ikinci sayfada çıkan yazısını bir dikkatlıce okuyun bakalım, okumadıysanız; ne güzel söylüyor Hüsnü Göksel: "Türkiye bir kültür boşluğunda sallanmaktadır. Devlet adamları kendilerindeki bu boşluğu atasözleri ile, ayetlerle, argo sözcüklerle örtbas etmeye çalışmaktadırlar. Ancak böyle bir kültür boşluğudur ki insana, devlet terörü ile ölenler için "ölürlerse ölürler" dedirtebilir, zulüm ve işkenceyi "kimbilir onlar da neler yapmışlardır?' diye haklı gösterebilir... Iç politikada kurnazlık, yalan, saptırma öylesine geçer akçedir ki, devlet adamı halka doğruyu söylemenin "enayilik" olduğunu açıklamaktan çekinmemektedir." Hüsnü Göksel, içdış politikalan anlatırken, satır arasında "Mis Sokağı Cinayeti"ni de gözler önüne seriveriyor... Hacı Turgut Bey, yıllar var, Çankaya'ya soyunalı. "Cumhurbaşkanlığı konusunda konuşmam" dediği andan beri, karnından konuşuyordu. Öylesine açık seçik konuşuyordu ki, duymamak için sağır olmak gerekirdi! Amaaa, aması kaldı mı bu işin, dur bakalım... Üyemiz ERGİN TİR^AKİOĞLU elim bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrılmıştır. Ailesine ve camiamıza başsağlığı dileriz. TMMOB METALURjt MÜHENDİSLERÎ ODASI Merkezi tstanbul, Galatasaray, tstiklâl Cad. No: 311 Mısır Apt. Kat: 4 olan BankaSigorta Işcileri Sendikası BASlSEN'in 1820 Ağustos 1989 tarihleri arasında yapılan III. Olağan Genel Kurulu'nda ana tüzüğün: Eski 42, 43, 44, 46, 47, 48, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 61, 62, 63, 64, 65, 69, 72, 73, 74, 75, 76, 78, 79, 80, 82, 83, 85, 86'ncı maddelerinin madde numaralan değiştirilmiş Eski 39, 40, 71 ve Geçici l'inci maddeleri tüzükten çıkarulmış, Eski 2, 5, 6, 11, 21, 22, 23, 26, 36, 37, 38, 41, 45, 49, 60, 66, 67, 68, 70, 77, 81, 84'üncü maddeleri değiştirilerek kabul edilmiş, 36, 40, 41, 57, 70 ve geçici l'inci maddeler Ana tüzüğe yeni ilave edilmiştir. 2821 sayılı yasanın 9. ve 8. maddeleri gereğince duyurulur. BANKASİGORTA IŞÇtLERİ SENDÜtASI BASİSEN YÖNETİM KURULU DUYURU 4,. L . , ^ ,,. n ..,k..J., GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Binlerce Irakh Kürt sığındı 31 AÖUSTOS 1988 Irak yönetiminin saldırısından kaçan binlerce Irakh Kürt Türkiye'ye sığındı. Türk hükümetinin sınırı açma kararı üzerine Hakkâri'nin ÇukurcaUludere hattından giren ve çoğunluğunu kadın, çocuk ve yaşhların olusturduğu Kürtlerin sayısınm 50 bini bulduğu bildiriliyor. Sınır Irak'tn kimyasal silahlarla bölgemizde yığılan binlerce yaptığı saldırtlarda yaralanan Kürt bir çeınber içinde sivil halkın tedavisi de tutuluyor. Çukurca'da sağlık ocağında Türkiye, smırdan geçen sürüyor. Kürtlerin durumu için çok yö'nlü bir mekik diplomasisi başlattı. Dışişleri Bakanlığt Müsteşarı Büyükelçi Nüzhet Kandemir, "Başbakanm özel temsilcisi" sıfatıyla Bağdat ve Tahran'a dün özel Zİyaretler yaptı. Başbakan Turgut Özal, "Olayın insani bir boyutu var" dedi. MİHALIÇÇIK SULH CEZA HÂKİMLİĞİ 1986/412 esas 1988/462 karar Hâkim: Hüsnü Gülen 24076 Kâtip: Osman Köse 379 Davacı: K.H. Sanık: HOseyin Akalın Mehmet ve Nazile oğlu 1942 D.lu Eskişehir ömerağa Mahallesi nüfusuna kayıth, Beylikova Uçesinde oturur. Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne aykın hareket Suç Tarihi: HÜKÜM: Sanığın subut bulan eylemine uyan TCY 399 maddesi uyannca 3 ay hapis ve 5000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, 647 sayılı K.nun 4. maddesi uyannca hapis cezasımn 1 günü 300 lira hesabı ile 27.000 lira ağır para cezasına çevrilmesine, TCY 72. maddesi uyannca sanığın sonuç olarak 32.000 lira ağır para cezası ile cezalandınlmasına, TCY 402/1 maddesi gereğince sanığın taktiren 3 ay müddeüe meslek ve sanatının tatiline, 7 gün müddetle işyerinin kapatılmasına, Sanığın şahsi hal ve geçmiş haline göre cezasımn ertelenmesi halinde ilerde bir daha suç işlemeyeceği konusunda mahkememize olumlu bir kanaat geldiğinden, 647 sayılı yasanın 6. maddesi uyannca hakkında verilen cezalann TECİLİNE karar verildi. 7.12.1988 Basın: 30830 VEFATLAR İÇİN Yurtiçi, yurtdışı cenaze nakledılır, ılaçlama, malzeme, tabut bütün işlemler hassasiyetle süratle yapılır. İşletmede aynca 18 ambülans mevcuttur. Cenaze ilanlarında, hizmet bedeli alınmaz. İSLAM CENAZE İŞLERİ 147 20 06 140 68 86 AFŞtNELBİSTAN LİNYtTLERİ IŞLETMESİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Müessesemiz ihtiyacı olarak, teknik ve idari sartnamesi ile imalat projelerine göre aşağıdaki malzeme kapalı teklif alınmak suretiyle satınalınacaktır. S.No: Ihale konusu malzeme: Miktan: Dosya Noİhale tarihi: 1. Kompakt Trafo lstasyonu 2 adet 801.875^EL'»300 15.9.1989 2 Teklif zarflan flıale günü saal 15.00'e kadar AEL Müessesesi Genel Muhaboat Şefliği'ne verilmiş olacaknr. 3 Teklif zarflan ihalenın yapüacağı gün saat 15.30'da Elbistan'da Afşjn Elbistan Linyiüeri Ijktmesi Müessesesi Tkaret Şube Müdürlüğü'nde açdacakür. 4 Şartname ve projder, Elbistan'da AEL Müesseses Tıcaret Şube Müdürluğü'nden, Ankara'da Türkiye Körruir Işlamderi Kurumu Gend Müdürlüğu KST Ankara Şubesi Yaru Hipodrum Kaı: lTden, İstanbul'da G62 Sokak Merkez Efentö Bahklı Yohı "Alatürk O^renci Snesi Kar^ısı, Zeytinbumu'nda TKİ Istanbul Satmalma Müdürluğü'nden temin edüebOir. 5 Postadaki vaki gecikmeler dikkate ahnmaz. 6 Müessesaniz 2886 sayıh kanuna tabi değüdir. Basın: 31100 Ekspres Daktilo Tez ve yazı işlerinizde hizmetinizdedir. Tel: 160 08 67 252615 No'lu ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. SAMt KUTLU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear