13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AĞUSTOS 1989* * *JL rolcunun çilesl Londra'nın Heathrow Havaalanı, bu göruntulere fazlaca alışkın değil aslında. Fakat, British Ainvays çalışanlan, arkadaşlan Lynn Hooper'ın nedensiz olarak işten CUMHURİYET/17 Ankara'ya 4 0 nıil yarlık kule ANKARA (AA) Yapımına 1986 yılında başlanan Atakule'nin çarşı bölümleri 2 eylülde hizmete açılacak. Döner restoran, kokteyl salonu ve seyir teraslannın bulunduğu kule bolümünün ise ekirn ayı ortasında tamamlanabileceği kaydedildi. Atakule için bugune kadar 40 milyar liralık harcama yapıldı. S katlı çarşı bölümünde 24 bin metrekarelik kapalı atanı bulunan kulenm yüksekliği 127 metre. Cinnah Caddesi Ue Çankaya Caddesi'nin kesiştiği köşede 6 bin metrekarelik bir alan uzerine inşa edilen Atakule "yapişletdevret" modeline göre gerçeklesirildi. Yapımı üstlenen Anıtsal Yapılar A.Ş., kulenin 49 yıllık işletme hakkını da elinde bulunduruyor. Kule, bu sürenin bitiminde Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne devredilecek. Kuleyi yaptıran Anıtsal Yapılar A.Ş. buradaki dükkân, kafeterya, restoran gibi birimleri ayn ayrı kiraya verdi. Kiralık kaldırun 2milyon getiriyor TRABZON (AA) Trabzon'un Yomra ilçe belediyesi, sahil boyunca uzanan kaldırımları fmdık üreticilerine kiralayıp günde 2 milyon liraya varan gelir elde ediyor. Yaklaşık 650 milyon lira borcu bulunan Yomra Belediyesi, fmdık kurutulması için uygun yer olan kaldırımları üreticilere, metrekare başma gunlük 250 liradan kiraya veriyor. Arazi yapısı bakıraından dağlık ve engebeli olan bölgede fındığını toplayan üreticiler, sahil kesimini kurutma işlemi için en uygun yer olarak görüyor. Yomra Belediye Başkanı Ömer Yıldınm, fındığın kurutma işleminin sürdürüldüğü bugunlerde, 8 bin metrekarelik sahil bandımn fındık üreticilerine kiralandığını belirterck bu yöntemle günde 2 milyon lira dolayuıda gelir sa&landığını söyledi. çıkanlmasmı protesto etmek amacıyia, 24 saaöik bir greve gidınce, uçuşlann kimısi ertelendı, kimisiyse ıptal edildi. Şirkettekı C l l y d Ş H ¥ C C l l y C I I V eank Satranç Tumuvası, dünyanın yaşayan en yaşlı büyük ustasıyla en genç büyuk ustasını karşı karşıya getirdi. Turnuva öncesi yapılan ve oyuncuya 40 hamle için 5 dakika zaman tanıyan 'yıldınm' karşılaşmalarda, bir zamanlann dünya satranç şampiyonu Vasili Smyslov, büyükustalıği geçenlerde onaylanan Ingıliz Michael Adams karşısmda hamlesıni yapmak üzere. Adams henuz 17 yaşında. Arka planda ünlü Marble Arch anıtı gorülüyor. (Fotoğraf: AP) anlaşmazlığın ise, yalnızca yolculardı.^ (Reuter) acısını çeken U a r i C t l 'spanya'nın San Sebastian kişı. dünyanın en guçlü adamı unvanını kazanabilmek için yarıştı. ABD'li yanşmacı Bill Kazmeier, izleyicileri ve jüriyi, gücünün sınırlarının genişliği konusunda ikna etmeye çalışırken epey zorlanıyordu. (Fotoğrai: Reuter) y a r ı ş ı ı kf r ntin ' de önceki gun sekiz HABERLERIN DEVAMI (Baftarafi 1. Sayfada) türtü çalışma alanlarında, tartışma hürriyetinin zaruretini savunan yukarıki düşünce kaleme alındığı zaman, dünyanın hiçbir yerinde demokratik ilkeler henüz yürürlüğe konmamıştı. Hattâ, o satırian karalayan yazar bile herhangi "siyasi" bir maksat gütmüş olmaktan belki uzaktı. Fakat fikir doğru idi. Bu doğru fikir üzerinde Batı dünyası işledi, onu özümsedi ve tartışma hürriyetini teminata bağlayan idareler de böylece gelişmeye başladılar. "Bârikai hakikatin musademei efkârdan" doğduğunu Namık Kemal, galiba, Victor Hugo'dan tercüme etmiştir. Tenkit edilmenin şart olduğunu Avrupalı bilir. Bilimde, edebiyatta, sanatta tenkit edilmek, eserlerin ve eser sahiplerinin değerlendirilmesi bakımından lüzumludur. Poiitikada ise tenkit, genel hizmetlerin kontrolü, siyasi inançların yayımı ve halkoyunun belirmesi hususunda başlıca araçtır. Bir Avrupalı bilim veya edebiyat adamı, ortaya koyduğu fikir ürünleri hakkında azımsayıcı, hattâ kötüleyici tenkittere kızmaz; bundan ötürü o tenkitleri yapanlara karşı kin beslemez. Avrupalı devlet adamları ise bu konuda daha da olgundurlar. Onlara göre tenkite tahammül etmek, yüklendikleri vazifenin ayrılmaz bir şartıdır. Daha siyasi hayata atılırken, bir gün iş başına geçerlerse uğrayacakları hücumları kanunun riimaye edeceğini ve burva karşı önleyici hiçbir tedbire başvuramayacaklarını bilirler. Ne kadar şiddetli olsa da o hücumiara gönül ferahltğı ile gö ğüs germenin tutulacak biricik yol olduğuna emindirler. Biz "Şarklılar" tenkitten hoşlanmayız. Çünkü aklımızla değil duygularımızla yaşarız ve tenkidin mantıki zaruretine dair Batılı filozofun üçyüz yıl önce ortaya koyduğu gerçeği henüz algılayamamışızdır. Ister bilgin olalım, ister sanatçı, ister politikacı, bize karşı çevrilen her tenkit asabımızı bozar. Bilginlerimiz, savundukları düşüncelerin beğenilmemesini bir tür hakaret saymağa meyillidirler. Sanatçılanmız, sanatlarını özel kişiliklerinin bir parçası gibi görmeğe alışmışlardır. Bir adama "İyi keman çalamıyorsun, iyi şiir yazamıyorsun" demeyi, "Sen yalancısın, sen şerefsizsin" demekle bir tutarlar. Devlet adamlanmız ise gördükleri işle kerv dilerini öylesine mezcolmuş sayarlar ki, sanki o işten aynlırtarsa şahsiyetlerini kaybedecekler, yeryüzünde "hikmeti vücutlan" kalmayacaktır. Böyle bir adamı vazifesinden ötürü tenkit ettiniz mi, o elbette son derece rahatsız olacak ve söylediklerinizle yazdıklarınızın hakaret olduğuna inanacaktır. Bu duyguiann hüküm sürdüğü bir toplumda tenkit elbette güçtür. Tenkit edilmemenin tehlikelerini kavrayacağımız güne kadar, bu güçlük devam edeceğe benzer." • Nadir Nadi'nin başyazısından bu yana geçen 35 yılda, eleştiriye karşı hoşgörü, acaba ne kadar gelişti ülkemizde? Bir pazar günü bu soruya da biraz zaman ayırabilir misiniz? Bahçesaray boşalıyor 200 haneli Bahçesaray ilçesinde 25 ev tamamen boşaltıldı. Altındere köyünde yaşayan 100 kadar genç 2 kamyonla Van'a geldiler. PKK teröristlerinin kaçırdığı 40 kişiden haber alınamıyor. VAN (Cumhuriyet) PKK'lı teröristlerin Bahçesaray ilçe merkeziyle Lican mezrasına baskın düzenleyerek dört kişiyi öldürmelerinden sonra "yöreden kaçış" sürüyor. Memurlann eş ve çocuklarını gönderdiği 200 haneli Bahçesaray ilçesinde 25 evin tamamen boşaldığı, 1116 nufuslu Altındere köyünden de PKK saflarında askere alınmaktan korkan gençlerle birlikte 150 kişinin Van'a yerleştiği bildirildi. PKK'h teröristlerin baskırundan sonra memur ailelerinin terk ettiği Bahçesaray'da yerleşik yurttaşlar da ilçeden göçmeye başladılar. tlk olaıak 30 memur ailesinin terk ederek Van, Gevaş ve Çatak'a yerleştiği 200 haneli, yaklaşık 2500 nüfuslu ilçe merkezinden dune değin 25 evin tamamen boşaldığı, göçlerin sureceği bildirildi. PKK'lı teröristlerin baskınlan, göç olaylarıyla panik, kargaşa ve korkunun hükum sürdüğü belirtilen Bahçesaray'da önceki gün yağan şıddeüi yağmur da büyuk sorun oldu. Birçok işyeri ve evi su basu, zarann boyutlannın büyük olduğu kaydedildi. Bahçesarayhların çeşitli ulaşırn araçlarıyla Van'daki yakınlarının yanına gittikleri, göçlerin sureceği oğrenildi. AA'nın bildirdiğine gore Bahçesaray'ın Altındere köyünden PKK'lı teröristlerce kaçırılan 40 kişiden 37 kişi sertjest bırakıldı. 1116 nufuslu Altındere köyünden de PKK saflannda askere alınmaktan korkan genclerle birlikte 150 kişinin Van'a göçtüğü saptandı. Bahçesaray ve yöresindeki tedirginlik ve panik haliyle başlayan göçün PKK eylemlerinin başladığı bes yıl öncesinden bu yana Uk kez bir eylemle karşılaşmalanndan kaynaklandığı beürtildi. Öte yandan PKK'lı teröristler Van'ın Gürpınar ve Çatak ilçelerine bağlı iki köyle Şırnak'm bir mezrasını bastı. Can kaybının olmadığı baskınlarda iki ilkokul, bir ortaokul, bir sağlık ocağı, dört ev ve bir ahır yakıldı. Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Topyıldız köyünü önceki akşam basan bir grup PKK'h terörist, köyün ilk, ortaokul ve sağlık ocağını yaktı. Çatak'a bağlı övecik köylinün ilkokulu da PKK'lı teröristlerce yakıldı. Siirt'in Şırnak ilçesine bağlı Çadırlı köyü Nasuraga mezrasım önceki gün 21.00 sıralarında basan bir grup PKK'lı terörist Derviş \^ırol ve Mehmet Varol'a ait dört evle bir ahın ateşe verdi. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği Nasuraga mezrasının bir süre önce boşaltıldığını, evlerin ve ahırların PKK'lı teröristlerce değil, ıiedeni bilinmeyen bir yangınla da yanmış olabiİeceğini açıkladı. Bölgede olayla ilgili operasyonlara başlanıldı. 300 korucunun işine son verildi DİYARBAKIR (Cumhuriyel) Olağanüslu Hal Bölge Valısi Hayri Kozakçıoğlu, koy koruculuğunun "vatandaşı birbirine kırdırma" sistemi olmadıgını söyledi. Koruculardan hata yapanların bulunduğunu belirten Kozakçıoğlu, devletin verdiği silahı kız kaçırma, kan davası ve arazi anlaşmazhğında kullanan veya kullanmaya yeltenen 300 korucunun işine son verildiğini açıkladı. Olağanüstü Hal Bölge Valisı Hayri Kozakçıoğlu, beraberinde Mardin Valisi Aykut Ozan ve Tugay Komutanı Tuğgeneral Turhan Bedirhan olduğu halde Mardin1 in Midyat ilçesine bağlı Yolağzı köyunde yeni görev alan köy koruculanna törenle silah dağıttı. On yeni köy korucusuna silah dağıtımı sırasında konuşan Vali Kozakçıoğlu, Türkiye'nin duşmanları larafından ellerine silah verilen bazı kişilerin ülkeyi bolmeye çalıştıklarını söyledi. MarksistLeninist bir devleı kurmayı amaçlayan bu kişilerin. komunizm Türkiye'nin yapısına ters düştuğü için başarılı olamadıklarını savunan Kozakçıoğlu, PKK'hları "halk düşmanı" olarak tanımladı. Köy koruculuğunun "vatandaşlan birbirine kırdırma" sistemi olmadıgını belirten Vali Hayri Kozakçıoğlu, "Biz koruculara adam oldursünler diye silah vermiyonız. Kendi koylerini ve namuslannı korumalan için silah veriyonız. Bölgede 15 bin koy korucusu var. Bunlardan hata yapanlar da oluyor. Devletin verdiği silahı kız kaçırma, kan davası ve arazi anlaşmazlığında kullanan veya kullaamaya yeltenen 300 korucunun işine son verdik, aynca mahkemeye de sevkettik" diye konuştu. Gruplar halinde koylere giden teröristlere suçsuz insanları da öldurmemek için koruculann yoğun ateş açmadıklarını savunan Hayri Kozakçıoğlu, amacın teröristleri tek tek ve sağ olarak yakalamak olduğunu söyledi. Kozakçıoğlu: CUNEYTARCAYUREKyazıyor Mesut Bey'in iflas ettiğıni" söy(Baştarafı I. Sayfada) günlerdı ki, muhalefet yapma ledi. "Dünyayı ayağa kaldırarak ınadıyla karşı yazılar yazanlar di göçmen sorununaçare getirece: ye bizi eleştırenler, bugün bizim ğinden emin" görünen Yılmaz dün yazdıklarımızı fersah fersah ın başta Avrupa Konseyı Genel geçen sertlıkte satırlar döktürü Sekreteri, öteki devletler nezdinyorlar. deki girişimlerinin üç kuruluşluk İçinden çıkılmaz hale gelen katkı sağlamadığını anlattı. BM sorunları alt atta yazalım. Her bı Güvenlik Konseyi'nin harekete rine tek cümlede çare görebiliriz: geçirilmesi, göçün ilk günlerinde hükümet gündemıne gelmiş, DıTurgut Bey gitmeli! Gitmeli, çünkü, iki olayın kimi şişleri "nasıl yapacağız"la karıayrıntıları "nedenı" yanıtlamaya şık çekingenlik göstermişti. Aklı sonradan gelen Türk, şimdilerde yeter de artar bile. İşte: Bakanlar Kurulu'nda Doğu gö Güvenlik Konseyi başvurusunu rüşmeleri sırasında biriki cüm tezgâhlamak için yola çıkıyordu. O bakan içi yanarak, ama kalelik bakan ırdelemesinden esinlenerek Başbakanımızın bırden muoyu nda dışişlerinın nedense gerçeğı kavradığı yazılıyor. içış ciddi biçimde eleştırilmeyen polerı Bakanı komşu ülkelerden litikalarını biraz da alaya alarak PKK'ya gelen silah ye para yar "Bir ıkisı dışında Batı'daki büyükdımlarını anlatmış. Özal birden elçilerimizin kıyı kentlerimizde "Araplara can dedik olmadı, po yaz tatili geçirdiginı" söylüyordu. lıtikamızı değiştırelim" demeye Güya, sorunu Batı'ya anlatıyorgelen laflar etmiş. Hepsi marta duk, BM Güvenlik Konseyi'ni topval! Doğrulanmıyor. Zaten Özal'ın layacaktık. Kiminle ve nasıl? ne politika değiştirmeye ne de Turgut Bey bir buçuk milyon gerçekleri görerek yeni bir Doğu göçmen de gelse bağrımıza bapolitikası izlemeye mecali var. sacağımızı hâlâ söyleyedursun, Doğu sorununda devlet içinde sayı üçyüz bine tırmanıp durmagörevli olanların birbirini anla yacağı anlaşılınca yandan çark etmazlığı sürüp gidiyor. Örneğin menin çareleri araştınlmaya başKâmran inan kabinede "resmi lanıldı. Bugün gece toplanacak ağızlarla gerçekler bırbirinden Bakanlar Kurulu. konuya ele alafarklı Sayın Başbakanım" demiş. cak. Olayların üstüne gitmekten koracular Olağanüstü Hal Bölge Valisı Hayri Kozakçıoğlu, yeni koruculara silah ve el bombası dağıttı. Devlet Bakanı böyle bir söz söy yılmayan, gelişmelerden de lazlemediğini dün açıklıyordu. Ama, la mesut görünmeyen bakanı"yazılanın düşünce biçimine mızsa, dün bizim arkadaşlara aykırı" olmadıgını söylüyordu. "sınır kapatılmayacak. ancak baDemek, bir "şeyler" vardı. Örne zı 'mahzurlar' çıktı, onlar görüşü(Baştarafı I. Sayfada) cü yerlerinde oturan bırbınne so kurtardınız. ği de vardı: lecek" diyordu. Bu, ufak tefek mıştı. PKK'da askerlik yapmak kulmuş kadınlan ve çocukları PKK'nın "silah altına" aldığı Inan'a, iki pariamenter Van'dan mahzurlar ne ola ki, elbet bilinistemiyorlardı. Daha birkaç gun gosterdi, "bari onlan bir minibu Guneydoğulular iki gruba ayrılıönce Altındere koyu basılıp 100'e se bindirip göndereyim. Perişan yordu. Bunlardan birıncisi zorun telefon eder. Bahçesaray ilçesi mez. Mesut Yılmaz'a hikmeti soyakın erkek kaçırılmıştı. Bir kez oldular yolda." lu olarak kaçınlanlar. Ancak bir ne PKK'nın geldiğini, jandarma rulamaz. Ola ki, biz de göçmendaha PKK'nın verleşim birimleriYıhn sekiz ayı, kardan yolu ka de gonullu olarak gidenler vardı. karakolunun adamları gördükten lere vize koyarız. Trenler pis, üsni basıp kendilerini askere alma panan ve yaz aylarında yuz kilo Bunlar da ıkinci grubu oluşturu sonra kapıları, pencereleri kapa tüste insanlaria dolu deyip insan sından, dağa çıkarmasından, ka metreden az yolu Van'dan ancak yordu \e bölgedeki hiçbir yetki dığını bildirdiler. PKK ikinci kez akımını ağırlaştırır, rakamın yukabul etmezlerse öldürüp bir kena dört saatte ozel bir araçla gidıle li, gonullu gidenlerin varlığını red yine gelir, elini tolunu sallaya sal rı fırlamasını önleriz. Araya bir de ra atmasından korkuyorlardı. Ga bilen Bahçesaray'dan kamyon ka detmıyordu. Gerek kaçırılanlar laya ilçede gezinir. Karakolda ka casuslar giriyor ahkâmını koyduk zeteci olduğumuzu anlayınca. sasına doluşup gelmek gerçekten' dan, gerekse gonullu gidenlerden pılar, pencereler kapalı. inan, mu, tamam! onun için aracımıan önune atla de bir serüvendi. Ancak korkudan bir sure sonra donenler oluyordu. Başbakan Yadımcısı Bozer'e giBu arada kimi haberler, yerieşyıp "Elini ayağını opeyim resmi insanların gözu kararmıştı. Yol Ancak donenlerin buyük bolumu der. Bre ne iştir, diye sorar. sin diye Doğu'ya gönderilen göçmiıi çekme. Öldurürler bizi" de larını kesip, "nasıl bir uygulama nü de ailelen kabul etmiyordu bu İçişlerı Müsteşarı aranır. Müs menlerin gerisin geri geldikleriyapsak acaba" diye duşunen po kez. "Biz seni öldü kabul ettik" teşar Van'ı arar. Bakanlara valı ni duyuruyor. Bugünkü kabinede mişlerdi. Van girişindeki GevaşHakkâri lislere, günlerdir yuzlerinde taşı diyorlardı, "eğer yanımızda kalır likten böyle bilgi alamadığını söy Bulgar sorunu ile ilgili görüşmeyol ayrımını tutan polis timlerı, dıkları korkuyla soruyorlardı: san ne seni ne de bizi hetn güven ler. Bu kez, başka "kaynaklar" lere gerekli hazırlıkları Dışişleri karşılarında gece vakti iki kam "Bizi bırakacak mısınız?" Polis lik guçleri rahal bırakmaz hem de zorlanır ve valının yüzde 80 ya ile göçmen konusundan sorumyon dolusu insanı gorünce şaşır ler de insanlann gozlerindeki kor PKK. Onlar bir de askerden kaç lan olduğunu söylediği olayların lu Devlet Bakanımız Konukman mışlardı; "Nereden geliyorsu kuyu görmuştu. Rahatlatmaya lın diye öldürürler seni." yüzde yüz doğru olduğu yapıyorlar. Bizim Turan Yılmaz, nuz?" sorusuna çahşıyordu Bahçesaray'dan kaEldeki resmi verilere gore, saptanır. önceki gece Konukman'ı bir gü"Bahçesaray'dan" yanıtını alın çanları: "Sen terörist misin ki seni adam kaçırmalarda, PKK eylemResmi ağızlarla gerçeklerin tu zel konuşturmuş. Bakan aynentutaşım. Elbet bırakacağım." lerinin başladığı 1984'ten bu ya tarsızlığı bu ömeklerle "bittecrü diyor ki: ca bu kez de "Böyle hep beraber nereye gidiyorsunuz" diye sorGunevdoğu'da son günlerde na en yoğun yaz yaşanıyordu. be sabit" hale gelir. Ya istihba"Sanayicilerimiz kalifiye işçi ismakıan kendilerini alamamıslar yaşanan "gençlerin göçü"ne BahPKK, gonullulen "Halkına as rat noksanlığı ya da valilerle kay tiyor, biz gönderiyoruz. Ama ondı. Bahçesarayhlar, böyle bir gö çesaray yalnızca bir ornekti. Yö kerlik yap" propagandasıyla sağ maKamların merkezde "başarı lar (göçmenler) Türkiye'deki deçe haarlanırken açıkta kalmamak rede PKK'nın şu ya da bu biçim lıyordu. Kaçırdıklarını ise "Zaten sız" görüneceklerinden kaynak mokratik nizamın rahatlığına o için planlannı vapmışlardı. Yüz de ulaşabildiği yerleşim birimle askerlik çağınız gelip de askere lanan kaygılar, tutarsızlıklara yol kadar alıştılar ki, gönderdiğimiz den fazla gencı, üçerdorder Van' rinden, goçer aşiretlerinden genç gitmezseniz sizi kelepçeyle götür açar. Öyküler (çok), sürer gider. yerde bulunmuyorlar. Halen 100 daki tanıdıklarının >anlarına da ler buyuk kentlere doğru kaçıyor muyorlar mı askere. İşte bu da Konya'da konuştuğumuz Içışleri bin (yazıyla yüzbin) göçmen *ıu lardı. Haber gönderiyordu PKK, öyle bir şey" diye iknaya uğraşığıtacaklardı. Bakanı Aksu, "Jandarmanın al şekilde kayıp, gönderdiğimiz yerKent girişini tutan polisler bir "bize askerlik yapacaksınız" di yorlardı. dığı bilgılerle eylemlerin kendisi lerde yoklar. Türkıye'ye girmişlerye. Hatta kaç kişi istediğini bile yandan Van'a giren araçlarda buPKK ulaşabildiği köylere haber ne, ancak askeri kesim bilgileri dir, belki bir işe girmişlerdir, hiçlunanların kimlik kontrolunu bildiriyordu. Bunun uzerine de ai salmıştı. Askerlik çağına gelmiş nin Genelkurmay'a aktarıldığını" bir devlet kuruluşuyla temasta yaptıktan sonra geldikleri araçla leler çocuklarının cebine uçbeş bekârları ya da çocuksuz evlileri söylüyordu. Herhalde bu, koordibulunmamışlardır." ra ellerini dayatıp üstlerini arar kuruş koyup başka yerlere gönde istiyorlardı. Bazı aşiretlere de ha nasyon yetrnezlıği idi. Ya da anTürkiye'deki demokratik nizam ber göndermişti örgut. Aşiretteki larken, diğer yandan da telsizle riyordu. layamadığımız başka bir ışlem. Bu i>in bir de kuralını koymuş her kabilenin onar kişi \ermesi ge Nıtekim Cudi Dağı'nda büyük içinde "eriyip gitmişler". Lafa bak nobetçı emniyet mudurune haber venvorlardı: "İki kamyon dolu tu orgut. Oncelikle askerlik çağı rekiyordu PKK'ya asker olarak. operasyon söylentılerinin çıktığı ben gel mi desek, yoksa. daha su Bahçesaraylı geldi, ne yapa na gelenleri Türk Ordusu'na git Guneydoğu insanları da gençlerinı günlerde bilgisine başvurduğu baştan fiyasko veren göçmen politikası ve plansız yerleştırme olameden once askere almak ıstiyor buyiıic kentlere kaçırıyordu. Gonlım?" muz Milli Savunma Bakanı Giray, Bir süre sonra emniyet müdur du. Bunun için ailenin tek çocu derecek olanağı olmayanlar da bize, "Operasyon yapılır, sonra yından sonra bakanın sözlerini lüğünden gorevliier geldi. "Ekip ğu olmamak yeterliydi. Ailelerin her gece "çocuklanmız kaçırılır bize haber gelir" demışti. Sonuç 'kel başa şimşir tarak' diye nitebaşları"nı çağırarak bir liste ha tek çocukları alınmıyordu. Bir de mı?" endişesiyle gırıyorlardı ya bolumünu yazabilmek için bu bil lesek mi, şaşırdık. Bakanlar Kurulu bu gece topzırladı. Kim, hangı genci, nereye bekâr olmak gerekiyordu. Ama tağa. Kimbilır kaçı kaçınlacak, gılerle "koordinasyonu" kafanızlanıp.. büyük sorunları görüşeyerleştirecektı... Bu aradagöçen eğer hiç çocuğu olmayan, asker kaçı gonullu olacaktı? Her koşul da nasıl yapabılırsiniz? cekmış. lerden biri polis aracına yaklaşıp, lik çağı gelmiş evli bir erkekseniz da da yoredeki insanlar kendileAdı gerekmez bir bakan önceGeçinızefendim. geçınız. Da"Benim yanımda sadece ailem yine PKK'ya askerlik yapacaksı rini güvenlik içinde duymuyorlardı. ki gece "Bulgar politıkasında ha cıddı şeyler konuşalım. var" diyerek, kamyonlann süru nız. Çocuğunuz olursa paçayı 'Gücünüz varsa, işte Cudi' (Baftarafi 1. Sayfada) "Eşkıva Türkiye'njn içinden guç alır durumdadır. Çunkii, geceleri halkı tehdit etnıektedirier. Dediklerini vaptıramazlarsa öldürmektedirler. Devlet ise günduzleri halkı sıkışlırmaktadır. Halk iki arada bir derede kalmıştır. Türkiye Curahuriyeti Devleti. bundan çok daha büyük olaylann hakkından gelecek durumdadır. Niye gelmemektedir? İşte bu noktanın uzerüıde durmak istiyorum. Bizim sövlemek istediğimiz şu: Devlel işletilmemektedir. Hukümet, devlet güçlerini etkin bir biçimde kullanamamaktadır. Buna kimse iliraz ederaez. Devlel gnçleri etkin bir biçimde kullanılıvorsa, bunlar ni>e ortadan kaldırılamıyor? Devlet bunlarla 1112 senedir ıtgraşıyor. Ama 12 Eylül'den sonra bölgede 2 bin yurttaşımız olmuştür, bunlardan 700'u güvenlik kuvveti mensubudur. 2 bin ola>ın 1300'ünün faili meçhuldür. Temmuz 1987 Ue tenımuz 1989 arasında 350 vatandaş, 150 güvenlik görevlisi ölmüştür. 1 mavıstan 19 Agustos 1989 tarihine kadar geçen süre içinde 66'sı güvenlik gorevlisi olmak uzere 123 vatandaş ölmüştür. Bunlar ortada dunırken 'bir olun, beraber olun' di>erek meseleyi saptırmamak gerekir. Yurdumuzun bu aziz köşesi kan gölü haline getirilmiştir. Eşkıva halktan vergi alır, asker toplar hale gelmiştir." rayo olarak niteleyenler var?" biçimindekı bir soruya şu karşıhğı verdi: "Cumhurbaşkanlığı sözü edilmeden once de Türkiye'de insanlar ölüyordu. Geçen 7 yıl'içinde 700'ü güvenlik görevlisi 2000 yurttaşımız ölmuştür. CNay vardır. Üstune vanlamamış, temizlenmemiş, biıirilememiştir. Dogu \e Güneydoğu'daki olaylan siyaseten gerekli onem verilmemiş. Millet kimin yakasına yapışacaktır? Ülkeyi yonettim diyenin, onu da yapmıştır." eşkiyalıklar devletin rejimin çökertilmesi devlete el konulması arasında münasebel nasıl olur? Ben bunu duşunemiyorum. Yapacak olantara şöylüyornm. Güciimüz var mı? İşte Cudi Dağı. Gidin orada yapın." 414 PkkMıyı bildirdim Demirel 1983 çarpık rejiminin sonuçlarının bu ve bu gibi olaylardan göruldüğünü söyledi. "12 Eylül öncesi günlere yeniden dönme iddiasının, korkutmacasının bir kanıtı olamaz mı?" biçimiııdeki bir soruya ise şu karşıhğı verdi: "Hayır. 19781979'da bu olaylar başladı. Devlet bunlan neredeyse kontrol altına almak üzereydi, PKK'yı kontrol altına almak üzereydi; sonradan bildiğiniz mudahale oldu. 1980 oncesinde PKK'nın butün uyelerini ben sıkıyonetime verdim. 414 kişiydiler; hepsi de toplanmıştır. Şunu kesinlikle söyluyorum: Türkiye'de artık hiç kimsenin müdahaleye kafasını takmaması lazım. Bugun olup bitenleri on yıl, yirmi yıl, otuz yıl önce olup bitenlerle kıyaslamaya kalkarsanız yanlış sonuçlar çıkarırsınız. Bugün ortadaki olaylan ve bu olaylara gereken alakanın niçin gösterilmediğini düşur mek zorundayız." Gücünüz var mı, işte Cudi Dağı ANAP Genel Başkan Yardımcısı Halil Özsoy'un "Olaylar provokasyondur" dediğini hatırlatan bir gazeteciye "Bu gonişe hiçbir şekilde katılmam. Bahanelerdir. Eski püsku bahanelerdir" karşılığıru verdı. Demirel, "Bu tur gelişmeler askeri mudahalenin gerekçesi olabilir mi?" sorusuna ise şu yanıtı verdı: "Ankara'daki Meclisi dağıtarak Cudi Dağı'ndaki eşkıyalığı nasıl ortadan kaldıracaksınız? O Türkiye'deki anarşiyi büyutur başka bir işe yaramaz. Yani Cudi Dağı anarşisine bir de Ankara anarşisi eklersiniz. Bunlan, yani Cudi Dağı'ndaki eşkıyalığı ortadan kaldırmak varken gelip Turkiye'de reDoğu \e Güneydoğu'da olaylajimi dağıtmak kimin işine yarar. Kimin işine ne yaradı ki? Daha rın cezaevlerindeki olaylarla ilişonce bu bahanekrle yapılan mü kisinin sorulması uzerine Demirel, dahalelerin ne sağladığı orta yer "Olabilir de, olmayabilir de. FaDökülen kan hesaba de. Ben 19781979 laflarım boşu kat cezaevindeki olaylann bir gena etmiyorum. Yani müdahale rekçesi var: Şartlarının iyileştirilgeçer yaptınız da ne oldu? İşte durum mesi gerekçesi var. Şartlan da ısHükümetin "dertle ilişkisi ol ortada. İlliyet rabıtası diye bir hu lah edilmedi. Onu da soylüyonım. mayan ilacın peşinde olduğunu" kuki tabir vardır. Bugünkü konu Şartlar iyileştirilmesin diye kimse söyleyen Demirel şöyle dedi: şulan Türkçede 'ne neden oluyor' konuşamaz. Açlık grevlerinin dur"Anayasayı degiştirirken, cum ilişkisi. Yani Cudi Dağı'nda olan muş olmasından ınemnunum" dedi. hurbaşkanını secerken, bizim destegiraize ihtiyaçları olmadıgını soyleyenlerin acaba bu meseledeki mazeretleri nedir? Bir iilkenin insanlan, dökülen kanın hesabını, o ülkeyi yönetenlerden sormayacak da kimden soracaktır? Dbkülen kan o ülkeyi yönetenlerin Haber Merkezi Kurdistan uuuıı juniııaa biıv.ı>.k vc ısıcyerek hesabına geçer. Açıkhkla söylüyo Kurtuluş Partisi Rizgari olarak yer alan ve destekleyen kimseleri nım. önümüzdeki dönem içinde kendini tanıtan yasadışı örgut, İs duşman kabul etmek ve bu yöndökülen kan bu hükümetin hesa veç'ıen "Kürt Haber Ajansı" ara de etkin tedbirleri almaktan başbına geçecektir." cılığıyla geçtiği teleks açıklamasın ka seçeneğimiz yoktur? Demirel, daha sonra kendisine da, Genelkurmay Başkanı OrgeBu açıklamayı bölgedeki askeyöneltilen soruları yanıtladı. Baş neral Necip Torumtay'ın Güney ri güçlere verilen bir katliam embakan Turgut Özal'ın Doğu ve doğu'yla ilgili sözlerine karşılık, ri sayıyoruz. Aynı açıklamanın Güneydoğu'daki olayların sorum "Kürt halkına karşı girişilecek im Batı Anadolu'da shil hedeflere luluğundan kaçtığına ilişkin bir ha eylemine karşı Batı Anadolu saldırı için bir davet niteliği taşısoruyu yarutlarken "Sonımluluk da misilleme eyleralerine başlana dığı kanısındayız. Bu nedenle tan kaçıyor da denilebilir, Türki cağı" öne surulerek şoyle devam Türk devleti yöneticilerine, parlaye'de ne olup biltiğinin farkında ediliyor: mento üyelerine, siyasi partilere, değildi de denilebilir. Sorumsuzgeneralinden erine kadar Turk or"Türk ordusu bu kanlı imha ey dusunun bütün mensuplanna, dur. Sonımsuzluk sergilemektedir. Devlet idaresine yakişmavacak bir leminde Irak devleünin yolunu iz Türk demokratlarına, sosyalistlelutura içindedir. Bir ülkede bu ka leyerek soz konusu alanda tampon rine, işçilere, köylülere, bir bütün dar kan dökülecek ve bu tulumu bir bölge oluştıırmak için kimya halinde Türk halkına bildiririz ki, sürdürecek. Bundan daha bü> uk sal silah kullanacaktır. Turk ordusunun sivil ve savunmaBasın kanalı ile Türk ve dünya sız Kürt halkına karşı girişeceği ciddiyetsizlik duşünemivorum. Ben bu yangını daha önce ftör kamuoyu bu imha eylemi için ti saldınya raukabelei bilmisil oldüm. 197879'daki feryadım bun tizlikle hazırlanmaktadır. En son mak üzere Batı Anadolu'da sivil dandı. Durum çok önemlidir ve Turk Genelkurmay Başkanı Necip hedeflere karşı eyleme geçmekte bana göre acildir. Hiç vakit geçir Torumtay'ın açtklamaları bu im tereddut edilmeyecektir. meden TBMM duruma el ha saldırısının son safhasına geBilinmelidir ki böyle bir durumlindiğini göstermekledir. kotmalıdır'" dedi. da dökülecek kan ve gözyaşından, Necip Torumtay diyor ki: 'Uzun ezilen, imha edilen Kürl halkı de"Bir cumhurbaşkanlığı seçinıi öncesi yine Turk siyasi yaşamın vadeli projelerimiz ışığında silaha ğil, başta Cumhurbaşkanı ve Geda, ölenlerden öldürülenlerden karşı sılah kullanmak zorundayız. nelkurmay Başkanı olmak uzere konuşuluyor. Bu durumu 1989 Dolayısıyla milli varlığımıza ve Türk devletinin yoneticileri sosonbahannda yaşanacak bir sena bıitunlüğumuze silah çeken ve rumlu olacaktır." PKK'nın yasası Ayrılıkçı Kürt Örgütü'nden tehdit ^Misilleme yaparız'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear