26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lık, rnenenjit, tifo... hastalıklarının korkusu altında yaşar. Iktidarlar genellikle köylü ve yoksul halkın çocuklanna dinsel eğitimi yeterli görür. Varlıklı katmanlar ise ülkenin ve dünyanın en gelişmiş üniversitelerinde kendi çocuklarını okutur. Kent çocukları da köylü çocuklanna göre okuma ve meslek edinme bakımından şanslıdırlar. Ülkede topraksız çiftçîyi mutlu yaşatacak kadar uçsuz bucaksız topraklar vardır. Topraksız, az topraklı milyonlarca köylü ekmeğini çıkarabilmek için toprağın ve teknik tanm araçlarımn hasretini çeker. Üretim araçları, toprak ve servet bir kısım ayncalıklıların elindedir. Bunlar devletin yapacağı vergi ve toprak reformlarının karşısındadır. Köylü, demokratik bir kuruluş olan kooperatiflerden yoksundur. Köylünün aldığı pahalı, sattığı ise ucuzdur. Kentlerde de issizliğin neden olduğu olaylar yüz kızartıcıdır. Öte yanda halkı sömüren katmanlar ellerine geçirdikleri paralarla ülkedeki işsiz yığınlara iş yaratacak kunıluşlar yapacak yerde görkemli villa, apartman yapmakta, süslü giysiler, pahalı takılar almaktadır. Çaresizlik içinde kalan işsiz, yoksul köylü ve kentli, yurtlannda yaşama umudunu kesince ekmek parası kazanmak için yabana ülkelere gitmektedir. Bu işçiler çok kötü koşullar altında bayağı işlerde çalışmak zonında kalır, gurbetçilikten de kurtulamaz. Üretim gücünu yitiren yoksul halk tüketim gücünu de yitirdiğinden ülke piyasası durgunlaşır. Gelir düzeyi durmadan artan bir avuç işadamının yaptığı alışverişlerle de ülke piyasasında bir bolluk görülemez. Sömürgecilere karşı bağımsızlık savaşı kazanan az gelişmiş ülkeler sosyal ve ekonomik devrimlerini gerçekleştiremediklerinden milli gelirin en büyük payının ayncalıkiı küçük katmanlann kesesine dolmasını önleyememişlerdir tşte az gelişmişliğin belli başlı göstergelerinden bazılan bunlardır. Ülkemizin az çok ya da çağ atladı yorumunu okuyuculara bırakarak konumuza dönelim. çoğunu kendi işliklerinde yaptı. Yapamadıklarını da satın aldı, mezun ettiği öğretmenlere verdi. Öğretmenler bu zanaatlan köyleıde kurslar açarak köylüye öğretecekti. Köylerde binlerce nitelikli usta yetişecekti. Köy evleri daha sağlıklı bir düzene girecekti. Enstitülü öğretmenler köylüye modern tarımı öğretecekti. Enstitülerde yetiştirilen köy sağlık memurlan köylerde salgın hastalıklann önlenmesinde devlete yardım edecekti. Köy Enstitülü öğretmenler 1945'te çıkarılan "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu"nun (ÇTK) uygulanmasmda köylüye yardımcı olacaktı. Köyde işsizlik önlenme yoluna girecekti, köylü köyüne güvenle yerleşecekti... Ne oldu sonra? Bu düzen altüst oldu. Köy Enstitüleri kapatıldı. ÇTK işlemez duruma getirildi. 22 HAZİRAN 1989 Tonguç'a Karşı Ayclııtlık Düşıııanları Bilmeyen ne bilsin bizi / Bilenlere selam olsun" demiş Koca Yunus. Köylüyü, Tonguç'u ve onun yapıtı olan Köy Enstitülerini bilenlere selam olsun. Yoksul köylü çocuklarını örümcekli kafaların elinden alıp onları çağdaşlaştırmaya kalkan Tonguç Baba, senin tinsel (manevi) varlığın karşısmda saygıyla eğilirim. Yarınki ölüm yıldönümünde ve her zaman ananlann çok olsun. BEKİR SEMERCİ Emekli öğretmen 19371940 yıllannda deneme durumunda olan Köy öğretmen Okullan, 1940'ta Köy Eustitüleri olarak kuruldu. Kuruluş ve işleyiş işlevleri 29 yıl önce 23 haziranda yitirdiğimiz Tonguç'un düşünü idi. Amacı 40.000 köyü iş eğitiıniyle kalkındırmaktı. Kendinden beklenilen işlevleri köylere tam aktarma fırsatı bulamadan, köylünün kalkınmasım istemeyen guçler tarafından iftira ve karalama kampanyasıyla kapatıldı. Hangj güçlerdi bunlar? Birincisi 1946 seçimleriyle iktidara gelen CHP iktidarı. Bu iktidar Köy Enslitülerinin öğretim programından iş eğitimi, iş eğitimi tarihi derslerini kaldırdı. Zırai işleime ekonomisi ve kooperatif derslerini ruhsuz bir girdi çıktı hesabına dönüşturdü. lşlik ve yapı çalışmalarıru savsakladı. Ikincisi de "milliyetçi ruhla Köy Enstitülerini ıslah edeceğiz" diyen 1950'li yıllann DP iktidarı. 19441946'da kendi okulunu imece ile yapan köylüleri "Bizi iktidara getirirseniz okullannızı devlet eliyle biz yapacağız" propagandasıyla durdurmuş, 1950'de iktidar olunca köy okulu yapımında başarı gösterememiş, 1954 yılında da Köy Enstitülerini kapatmıştı. sını isteyenler olduğu gibi "Köy Enstitüleri az gelişmiş ülkelerin okullarıdır. Biz çağ atladık. Onlann kurulmalarına gerek kalmadı" diyenlerirniz de var. Bu bakundan az gelişmişliğin dunyaca bilinen genel göstergelerinden levhalar sunınakta yarar görraekteyiz: Az gelişmiş ülkelerde yeraltı, yerüstü kaynaklar yerli işbirlikçilerin ortaklığıyla yabancı şirketlerin elindedir, kârlarının büyük payını dış ülkelere aktanr. Maden, besin ve sanayi hammaddeleri yabancı armatör ve komisyoncular aracılığıyla dış ülkelere satılır, karşılığında tüketim ve yatırım malları alınır. Dışalıın açık verir, ülke nakit darlığı çeker. Yatırım yapan yabancı ülkelerin sosyal, ekonomik ve siyasi etkenleri az gelişmiş ülkelerin ana yapısını etkiler. Az gelişmiş ülkelerde ticaretle uğraşanlar öbür sektörlerde çalışanlara oranla üretimin düşüklüğune karşın milli gelirin büyük payına sahiptir. Büyük sayıda insan köy ve kabile düzeni içinde yaşar. Iktidarlar yarı teokratik ve dikta rejimleriyle ülkeyi yönetmeye kalkar. Ülkenin yerli girişimcileri yabana girişimciler karşısında edilgin kahr. Ülkede yönetimi etkileyen yabancı sosyal kistler hücrelenir. Yaşamdan kopuk eğitirn düzeni işsiz tüketici yığınlar oluşturur. Köylerde yaşayan milyonlarca işsiz, mevsim işçiliği gibi kısa süreli işlerde çalıştıktan sonra işsiz kalır. Ülkede öğrenim gören kız sayısı, köylerde ise ytiksek öğrenim görenler çok azdır. PENCERE Kaç gündür tedirgindim; bilincimin altında bir soru pusu kurmustu: Ne zaman duracak? Günlük yaşamın akıntısında sürüklenirken, bir dostla konuşurken, bir kitap okurken, bir bardak su içerken, bir ağaca bakarken, telefon çalarken, yazı yazarken soru yüzeye çıkıveriyordu. O anda benliğim düşüncemin kaydığı yere yöneliyordu: Ne zaman duracak? Cumartesi günü Zihni Anadol telefon etmiş, Dinamo'nun hastaneye kaldırıldığını söylemışti. Durumu ağırdı. Yapılacak birşey yok muydu? Vardı. Açtım kitaplarını, şiirlerini okumaya başladım: Penceren duvarlara açıldığı gün Beni de çağır arkadaşım Dinleyelim yüz bırinci senfonisini Duvarsız ufuklann, duvarsız göğün Duvardan öyle bıkmıştm, öyle bıkmtşım Açıklıklara, genışliklere öyle acıkmışım Bir ömür acıyla yuğrulmuş yüreği duracak mıydı Hasan İzzettin Dinamo'nun? Durdu. • Kimi zaman bir insanın çevresinde her şey duvarlaşır. Cllkemizde yalnız cezaevinin duvarları yok; toplumun duvartarı da var, hapishane duvarlarından daha katı. Hasan İzzettin Dinamo bütün ömrünce anlayışsız duvarlarla kuşatıldı; ama, o bunu da şiire dönüşturdü: Bir Eyüp sabrıyla bekledim Gübreliğınde günlerimin İnsanlar olmadı farkında En küçük hünerimin Sonunda yıktı sağır duvarları; kişiliğini duyurdu; kimliğinin damgasını zamana vurdu; aştı zındanı, gardiyanı, işkenceyi, ölümü.. Ve sonra öldü. • Son ne zaman görmüştüm onu? Bir tasarım vardı: Her çarşamba akşam üstü gazetedeki odamda birlikte çay içmek. ilk kez Zihni Anadol ile geldiler. Duru bakışları. uçuk saçları, dingin yüzüyle bir eski çağ bilgesine benzıyordu. Çay, ıhlamur, kahve? Ihlamur. Yağmurlu, fırtınalı bir gündü. Kıyamet kopuyordu. Giderken koluna girdiler. Çarşamba günleri tasarımı tutmadı, yaşam herkesi bir yerlere savuruyordu. Son görüşümdü. "Ben Öldükten Sonra" adlı şiırinde Hasan İzzettin Dinamo ne dıyordu: Ben öldükten sonra Çok sevdiğim yurdum, Türkiye'm, insanlarım Çarpacaklar rasladıkları yüreklere Sağhğımda taşıdığım zincırin Paslı halkaları gibi * Dinamo ölünce insan nasıl duygulara kapılır? Acı, öfke, tepki, hüzün bırbirine karışır. O hep bizden alacakiı yaşadı; biz ona hep borçluyduk. Şiir kitaplan, anılar. romanlar kitaplıklanmızdadır. Dinamo'nun yaşadığı hayat onun övüncüdür, bizim ayıbımız. Daha ilk gençliğinde ülkemizdeki gerilığin katı duvarlarına çarptı Dinamo. Söyledik diye vakıtsiz insancıl gençlik türküleri Mapusane hazırmış bize Seksen yaşında gözlerini kapayan Dinamo acılı yaşamında gerçekten yalnız mıydı? Hayır. 1909'da doğmuştu Hasan İzzettin, 1989da değişmiş ne var? "Vakitsiz insancıl gençlik türküleri" söyleyenler bugün de zındanlarda değil mi? Dinamo'ya değil... Kendimize ağlayalım. Bir Yürek Durdu '46 ruhu" dedikleri Topraksız, mesleksiz köylü ekmek derdine düştü. Yabancı ülkelere gitmek zorunda bırakıldı. (Anlaşmalı ve nitelikli işçiler bunun dışında). Bunlann birçoğu size iş bulacağız diyen kentli komisyoncularca aldatıldı. Dış ülkelere kaçak giden köylüler havaalanlarından, otobüs terminallerinden geri çevrildiler. Çevrilmeyenlerin büyük bir kısmı da vardıkları ülkelerde deney ilaçları yutan yaratıklar yerine kullanıldılar. Radyasyonlu atom santrallannın temizlik işlerinde çalıştınldılar. Kanser ol121 dular . Bir lokma ekmek için sigortasızlığa, sövgüye, dayağa, kovulmaya ve ölüme bile katlandı3 lar< >. "Köy okullanru (1945'lerde) devlet eliyle biz yapacağız" deyip kendi okullarını yapan köy imecelerini çalışmaktan alıkoyan "1946 ruhu"nun bugünkü temsilcileri "kendi okulunu kendin yap" deyiverdiler. Oysa Tonguç'un 1945'te yaptığı on yıllık eğitim planına göre 1955'e değin Türkiye'de okulsuz, öğretmensiz tek köy kalmayacaktı... Bilmeyen ne bilsin bizi / Bilenlere selam olsun" demiş Koca Yunus. Köylüyü, Tonguç'u ve onun yapıtı olan Köy Enstitülerini bilenlere selam olsun. Yoksul köylu çocuklarını örümcekli kafalann elinden alıp onları çağdaşlaştırmaya kalkan Tonguç Baba, senin tinsel (manevi) varlığın karşısında saygıyla eğilirim. Yarınki ölüm yıldönümünde ve her zaman ananlann çok olsun. (1) Yves Lakoste: Az Gelişmiş Ülkeler; çev. Dr. Yaşar Gürbüz. Retnzi Kitabevi. (2) Günter \Vallraf: En Alttakiler; çev. O. Akkan. Milliyet Yayınlan. (3) Muammer Ege: Beyaz Zenciler; Yeni Dünya Yayınları, tstanbul. Bu mu çağ atlayış?! Aradan bunca yıllar geçmesine karşın Köy Enstitülerinin kuruluş günleri her yıl binlerce aydın tarafmdan kutlanmaktadır. Aydınlanmızırı bu soylu davranışlarından mutluluk duyuyor, "kara bahtlı" "kem talihli" ve gurbetçi, okuraasız, zanaatsız, topraksız köylülerin çocuklarını okutan Köy Enstitüleri davasını savunanları saygıyla selamlıyoruz. Yurdumuzda Köy Enstitulerinin yeniden açılma K. Enstitulerinin işlevleri Tonguç'un Köy Enstitulerinin işlevleri nelerdi? Köy Enstitüleri köylerde kuruldu, köy çocuklarını okuttu. Bu çocuklar kendi okullarıru yaptılar, giysilerini diktiler, on binlerce dönüm toprağı ekip ürünüyle beslendiler, devlete yük olmadılar. öğDinsel eğitimle nyutma retmenlik mesleği yanında duvarcılık, sıvacılık, teHalkın barınma, beslenme ve sağlık düzeni ye sisatçılık, demircilik, marangozluk, arabacılık, ditersizdir. Halk en çok tahılla beslenir, doğurgan kiş, dokuma... zanaatlarıru öğrendiler. Köy Enslık çoktur. Halk verem, bağırsak parazitleri, san titüleri bu zanaatlarda kullanılan takımların bir OKX4YAKBAL EVET/HAYIR 30'lu Yıllann Bir Çocuğu... Bir de baktım bizim pencerede bir Fenerbahçe bayrağı! Kim taktı diye düşündüm. Evde benden başka kimse yok. Bu SarıLacivert bayrak bir sabah gazetesinin okurlarına armağanı... Sabahın erken saatleriydi. Uyku sersemi kalkmış çayımı içiyordum. Gazeteler yedi buçukta gelir. Açtım, içinde SarıLacivertli plastik bayrak. Benden başka kimse bu bayrağı pencereye yapıştıramazdı ki! insan kimi zaman çocukluğuna dönüyor. Yaş, hangi çizgiye varırsa varsın! İlkokuldayken babam Fenerbahçe renklerini taşıyan bir forma bir de futbol topu almıştı. 30'lu yıllar! Fenerbahçe yine şampiyondu. Zaten Fenerbahçe'den başka Galatasaray, Beşiktaş vardı ön sıralarda adı geçen. Vefa. İstanbulspor, Beykoz, Anadolu, Süleymaniye, Hilal vb'ler de 30'ların takımlarıydı. Ama en başta Fenerbahçe ve Galatasaray gelirdi. Beşiktaş, Vefa, İstanbulspor daha sonra... Sanki çocukluğuma dönmüşüm! Babama 'Ben Fenerliyim, nasıl olur da Galatasaray üsesi'ne giderim' diye tutturduğum o 1935 günleri! Kumkapı'daki Fransız okulu kapanmıştı. Çaresiz yabancı dilde öğretim yapan bir okula gitmeliydim. Yakın akrabadan emekli vali Tahsin Bey Galatasaray'da tarih öğretmeniydi. Beni de bu seçkin okula yazdırmak istiyordu. Ama ben sırtımda SarıLacivertli formam, elimde SarıLacivert renkte topumla direniyordum, gitmem de gitmem diye!.. İşte o çocuk, çıkıp geimiş 30'lu yıllardan 89'a, almış o SarıLacivertli bayrağı, çalışma odasının balkon kapısının camına takmış... Sonra çekip gitmiş. Yoldan arabalar geçiyordu 'en büyük Fener başka büyük yok' diye. Bayraklar dalgalanıyor, klaksonlar ortalığı inletiyor. Kocaman SarıLacivert bayraklar pencerelerde dalgalanıyor. 30'ların tutkulu çocuğu nerden çıkmıssa çıkmış ortaya, benim pencereme de takmış o bayrağı! Yoldan geçenler görüyorlardı mıydı bilmem! Ust katın pencereleri aşağıdan zor görünür. Ama görmüşler işte! Başlarını havaya kaldırıp bağırıyorlar nerde bir bayrak görseler! O çocuğu düşündüm, gazetenin armağanı olan Fenerbahçe bayrağını cama yapıştıran o çocuğu!.. Ben olabilir miydim? Bir an içinde yarım yüzyıl öncesinden çıkıp gelebilir mrydi o çocuk? Kişinin içinde sürgit yaşar mı eski zamanların insanları? Bir insan hangi yaşta olursa olsun çocukluğunun, gençliğinin bir parçasını koruyabilir mi yıllann karmaşasında? Bayrak cama yapışmış duruyor. Gelip geçen gençler coşku içinde penceremdeki küçük bayrağı selamlıyorlardır! İki gün önce Burhaniye caddelerinden de gectiler kamyonlar, minibüslerle. Çılgınca bir coşku, bir sevinç! İçimdeki çocuk, Şehzadebaşı Caddesi'nde koşuşuyor. O bayrak taşımaz, ama seyreder olup bitenleri. Bir kez Beyazıt'ta Atatürk'ü görmüştü. Bir başka gün de Şehzadebaşı'nda. (Arktuıl9.Sayfada) OKURLARDAN Emekli Sandığı TC Emekli Sandığı Genel Müdurlüğü 'nden borç para istendiğinde gönderilen miktar memur maasmın yansı kadardır. Devlet memuru için sosyal yardım kuruluşu olan bu kurutnun maaşımın yansı kadar para yardımı yapması sosyal yardım anlayışıyla çeliskilidir. yapüırken birtakım nicel değerler değişirken TC Emekli Sandığı'ntn verdiği değerde ya da miktarda değismc neden göz öniine alınıp değerlendtrilmez? OYAK gibi bir sosyal kuruluş üyelerine yardımı yaparken yukanda belirttiğim görüşleri göz öniine alarak yeniden gözden geçirirken neden TC Emekli Sandığı, bu durumu görüşmez ya da gözden geçirmez. Aynca yaptığı yardımı da faizle geri aldığı halde. BtROL GÜNEY Yayaiarzor durumda Her gün, ay gibi bir kısa sürede her türlü mala zam geUrken, enflasyon ve devalüasyon ile paranm değeri düserken, ücretlere zam durumda bırakmaktadır. Bu anarşinin önlenebilmesi, trafiğin düzene girebilmesi için polis ve belediyeye ait trafik görevlüerinin devamu ve HasekVden baslayıp dikkatli olarak görev yapmalan Sümbülefendi'ye kadar uzanan gerekmektedir. Yıllardır Kocamustafapasa caddesi dar yapılan geçici denetimler bir toplu tastma yoludur. Araç sorunu çözememiştir. Caddeye ve yaya trafiği çok yoğundur. çıkıntı yapan, plana aykırı Bu caddenin iki tarafma, yapılann önlerinde de kavşaklara, alanlara, duraklara DURULMAZ işaretleri park eden ya dc geçici olarak konulmahdır. Devamlı bir duran araçlar trafiğin akışım, trafik ekibi çalıstınlarak otobüslerin geçişlerini düzenin sağlanmasım, halkın engetteyip gecikmelere yol huzuru için bekliyoruz. açmaktadırlar. Yaya 20/6/1989 kaldmmlanna saygısızca park eden araçlar da yayalan zor SAMİ UTKU tstanbul Ingılızcenızı ciddi bir şekilde ve en uygun koşullarda LONDRA'da gehştırmek ıstıyorsanız; Uçak ile gıdişdönüş ve havalımanında karşılanma (transferler hariç) "İngıhz Kültür"ce tanınmış ve ARELSFELCO üyesi "The ENGLISH CENTER, College of English'de tam gün (full time) İngilizce kursları Aile yanında konaklama, kahvaltı ve akşam yemeğı içinde olmak üzere, 3 haftalık süre için; Daha uzun sureler ıçın ındırım uygulanır Ust duzey yönetıcılen ıçın Executıve ' kurslar mevcuttur BILGI VE BROŞÜR İÇİN YETKILI BURO VE ACENTALARIMIZ HIZMETINIZDEDIR TURIZM ve TOURISM SEYAHAT A Ş Kurukopru Inönü Cad No 44 Kemeraltı Cad. 16/5 Karoköy Gazıosmanpaso Blv. 10/1 A TeU 23629/116473 ADANA Tel:1431616/1455361 İSTANBUL .Tel: 194100/194228 İZMİR Setustü Palanduz İşhonı No7 rftit TURIZM Tel:l 523610 Kobatas/İSTANBUL çrnuj Uray Cad. 91 Sok. No: 15 Koronf.l Sok. No: 47/4 Tel: 1163311643 MERSİN Tel: 1258502 ANKARA TURIZM ve SEYAHAT Altıparmak Cd. Petelc Işh. 4/20 Tel: 205998369737 BURSA LETS GO TO ENGLAND Sadece £ 495 Sterling LONDON TOUftiST BOARO ANO CONVfNTION BUflEAU MEMBER fS] BODRUM TURIZM &L TICARET ve SANAYII A Ş Boğaz Sok. 22/3 Gazıosmanposo Tel: 1672616 (4 Hot) ANKARA TURIZM SEYAHAT INTERNATİONAL HOUSE ENGLISH COLLEGE SYDNEY A U S T R A L I Avusmüya'run en büyük dü okuhmda öıei tNGtLtZCE Programlan: MgKarden H B TURIZM VE SEYAHAT Uzun Sok. ipek Apt. No: 1/1 Tel: 1347915684 TRABZON Itnodağ Cad. No: 12/3 Elmadağ Tel. 13248281324630 İSTANBUL 30 Ağustos Cad No: 57 S Ü M T A Ş INTERNATIONAL Tel: 12H01 (4 Hot) ANTALYA EMPLOYMENT AGENCY Cumhurıyet Cad. 111/3 Elmodağ Istıklâl Cad İpek Han 358/11 Tel: 14885201478735İSTANBUL Tel 151 26 15 Tunel/İSTANBUL Merkez Culture Lınk International 24 York St LONDON W1H 1FE Tel 9 9 44 1 4868841 Tlx 892679 Fax 9352186 • Temel Dil Eğiumi • Uluslararası İş ve Ticaret • Akademık Çalışmalar • Bilgisayar/Fen Bilimleri • Otel ve Restaurant • Turizm • Sinema ve Tiyarro EĞİTİM BOYUNCA YASAL ÇALIŞMA OLANAĞI Culture Link International ANKARA Burosu Tel: (4) 167 71 31 (3 Hat) Tlx 46 104 Cınnah Cad No 15/3 Kavaklıdere (06680) ANKARA edr Limited Şlrketi RumeliCad. SüleymanNazifSk. 56/4 Osmanbey 131 17 27 Şirketin muhasebe bölümüne seri daktilo bilir, lise mezunu bayan eleman. 156 27 39 155 38 06 709806 No'lu askeri kimlik kartımı kaybettim, hukümsüzdur AYNUR Y1LDIRAN B.Ü. öğrenci kimliğimi, I.E.T.T pasomu kaybettim. Hukümsüzdur. İPEK ŞENDİL SIGIL ILACI I.L 33 Eczanelere dağıtıldı Beyoğlu Askerlik Şubesi'nden aldığım 531146A NoJu kimliğimi kaybettim. Hukümsüzdur. HERMİNEIŞIK PARLIAMENT 1979 YILI ICRA PL 467 TEDBİR UYARINCA SIGARA SAGLIÛA 2ARARLIDIR.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear