26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 HABERLER 22 HAZİRAN 1989 Batıya sitem, Doğuya tepki ANKARA (Comhuriyel Biirosu) Türkiye, Bulgaristan'a uluslararası düzeyde baskı uygulanması için üst düzeyde girişimlerini sürdürüyor. Başbakan Tnrgut Özal, Ankara'daki yabancı misyon şeflerini dün Başbakanlık binasına davet ederek, uluslararası camianın Bulgaristan'daki Türk azınlığının çilesini kavrayamadığını ve insan haklan sorununa gereken ilgiyi gösteremediğiııi soyledi. Başbakanlıktaki toplantıya Sovyetler Birliği, .Çekoslovakya ve Demokratik Almanya'nın temsilci bile göndermemesi Ankara tarafından tepkiyle karşılandı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi tnal Batu, "Bu davranışlann uluslararası teamullere ve nezaket kurallanna u>gun olduğunu söylemek zordur" dedi. Öte yandan Sovyetler Birliği'nin Ankara Büyukelçisi Albert Sergeyeviç Çermişcv dün Dışişleri Bakanı Mesut Yılrnaz tarafmdan bakanhğa davet edildi. Yapılan görüşmenin Bulgaristan'la ilgili olduğu ancak büyükelçinin Başbakanlıkta düzenlenen toplantıya katılmaması ile bağlantılı olmadığı belirtildi. Çernişev daha sonra Moskova'ya uçtu. Çernişev'in, Bulgaristan Devlet Başkanı Jivkov'un Moskova'yı ziyaret edecegi bildirilen bir sırada ülkesıne gitmesi dikkat çekti. ' Başbakan Özal, dün beraberinde Dışişleri Bakanı Mesut Yılraaz olduğu haJde Ankara'daki yabancı misyon şefleriyle bir toplantı yapxı. Basına kapalı olarak yapılan ancak raetni dağıtılan konuşmasında özal, Türkiye'nin komşulanyla iyi ilişkiler sürdürmeye gayret ettiğini, ancak 1984 yılından bu yana Bulgar hükümetinin gerçeklere ve mantığa aykırı olarak Türk azınlığı olmadığını ispata kalktığını ve Türk azınlığı yok etmeye yönelik çağdışı bir politika izlediğini belirtti. özal şöyle dedi: "20. yüzyılın son çeyreğinde, özellikle AGtK sürecinin güçlendiği Avrupa'da, bu görev ve sorumluluk butun ulkelere dıişerdi. Üzülerek kaydetmek mecburiyetindevim ki uluslararası camia, geride kalraış olduğuna inanmak istediğim bu donemde Bulgaristan1 daki Müslüman Türk azınlığının çilesini kavrayamamış. günümüzün bu en önemli ve acil insan haklan sorununa gereken ilgiyi gösterememiştir. Bu dunımu Bulgar hukümeti çok yanlış değerlendirmişür. Sorumsuz ve keyfî davrenıslannın ölçüsii kalmamışbr. Yüzlerce ölu ve binlerce yaralı, onbinlerce evinden ve yurdundan sökülmüş insanın trajedisi bazı temel gerçeklerin anlaşılmasını mümkiin kılarsa, bunca beşeri ıstırap bir anlam kazanraıs olacaknın davet edilmelerine rağmen Başbakan Özal'ın toplantısma katılmadıklarını soyledi. Macaristan ile RDtnanya'nın büyükelçi, Polonya'nın ise raaslahatguzar düzeyinde katıldıklannı belirtti. Batu, diğer misyonların hepsinin bir temsilci gönderdikleri toplantıya, Sovyetler Birliği, Çekoslovakya ve D. Almanya'nın katılmaması hakkında şöyle konuştu: "Bir diplomatın basta gelen görevlerinden biri ve belki de en önemlisi, bulundugu ülkeyle kendi başkenti arasında lemas >e müzakere kanallannı açık tulmaktır. Bu iiç sayın büyükelçi bugün kendilerine bir diplomatik girişim yapılmak üzere Başbakanlıktan yapılan davete icabet etmemekle bu ilkeye riayet etmemiş oldular. Bu davranışlannın uluslararası teamullere ve nezaket kurallanna uygun olduğunu söylemek de zordur." Batu bir soru üzerine Başbakan Özal'ın davetinin şahsi olmadığını belirterek, "şahsi mazereti olan biri lemsilcisini gönderebilirdi" diye konuştu. Afganistan temsilcisinin toplantıya niçin davet edilmediğine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Batu, "Biz Necibullah rejimiyle sadece bazı protokoler Uiskiler içindeyiz. Siyasi nitelikli girisimler vapmıyoruz o ulkeyle" dedi. Bulgaristan'ın niçin çağnlmadığma ilişkin bir soruya ise Batu, "Bulgaristan'ı şikâyet için yapacağımız bir toplantıya Bulgaristan'ı çagırmamızı mı bekliyordunuz?" diye yamtladı. Bulgaristan aleyhinde uluslararası düzeyde gösterilen resmi tepkiler hakkında bir soruyu da yanıtlayan Batu, bu konuda şunları söyledi: "Bazı tepküer bizi memnun ediyor. Batıh müttefik ülkelerden ABD, Ingiltere, Federal Almanya ve Kanada'nın şimdiye kadar gostermiş oldukları tepkileri burada memnunlukla kaydetmek isterim. Paris'tekj İnsani Boyut Konferansında da şimdiye kadar 17 iilke Bulgaristan'ı kınamıştır. Buna mukabil bize cografi bakımından da yakın olan bazı müttefik ulkelerin şimdiye kadar sürdürdükleri suskunluğu yadırgıyonız. Dost ve kardeş Müslüman ülkelerden de Pakistan, Birieşik Arap Emirlikleri, Katar ve KKTC'nin Bulgaristan'a gösterdikleri resmi tepkiyi burada memnunlukla ve tesekkürle ifade ediyorum. Avustralyai nın da bir resmi tepkide bulunduğunu bugün öğrendik." Batu, Bulgaristan Başbakanı Atanassov'un Bulgar basını aracılığı ile yaptığı görüşme çağrısı hakkında Ankara'ya hiçbir resmi bilgi gelmediğini söyleyerek, "Alanassov'un çağnsına resmi bir slatü atfedebilmemiz için gerekli koşullar oluşmamışttr. Buna mukabil Türkiye Başbakanımn kapsamlı bir goç anlaşması için Bulgaristan'a yaptığı çağn resmi nota ile Bulgaristan makamlanna bildirilmiş bulunmaktadır. Bulgarlar bize bu notamızı inceleyeceklerini fakat kısa zamanda kendilerinden cevap beklememizi bildirmiş bulunuyorlar" diye konuştu. Başbakan Özal'ın Türkiye, Bulgaristan ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin katılınuyla üçlü görüşme önerisinde bulunduğunu anımsatan Batu, "Mülteciler Yüksek Komiseriiginin Cenevre'de Bulgar makamlan nezdinde böyle bir görüşme sürecinin baslatılması için ilk temaslan başlatmış olduğunu da tespit etmiş bulunuyoruz" dedi. Batu bu temaslardan henüz bir sonuç alınamadığım ekledi. Libya ve Avusturya'nın Türkiye ile Bulgaristan arasında arabuluculuk edeceklerine ilişkin basında çıkan haberlere de açıklık getiren Batu Libya Dışişleri Bakanlığı tslami Konular Daıresi Başkanı Büyükelçi Shanshan'ın önceki gün Ankara'ya gelerek Dışişleri Bakanhğı'nda temaslarda bulunduğunu bildirdi. Batu, büyükelçi Shanshan'ın Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Vekili Büyükelçi Tugay Özçeri ile yaptığı görüşmede Bulgaristan'daki Türk azınlığı konusunda bilgi aldığını kaydederek, "Kendisinin gelişi şu aşamada Libya'nın bu k«nuya ilgi duyduğunu gösteriyor. Ancak en azından bu aşamada bir Libya arabuluculuğundan bahsetmenin doğnı olmayacağı kanaatindeyiz. Avusturya'dan da resmi bir arabuluculuk başvurusu gdmiş değildir" dedi. nezdinde, Türkiye ile görüşmeyi kabul etmesi için bir girişimde bulunmasını istediği belirtiliyor. Çernişev, Esenboğa Havaalanı'nda bir gazetecinin, "Moskovai ya gidişinin özel bir nedeni olup olmadığı" yolundaki sorusuna karşılık, "tki üç günlük bir iş gezisi için Moskova'ya gittiğini" söyledi. Çernişev, "Moskova'ya gidtşi ile Jivkov'un Sovyetler Birliği ziyareti arasında bir bağlantı olup olmadığı" sorusunu da "Yonım yok, benim işim Şevanlnadze'yle" diye yamtladı. YılmazÇernişev göriişmesi Dışişleri Bakanı Mesut Yümaz, Sovyetler Birliği'nin Ankara Büyükelçisi Albert Sergeyeviç Çernişev'i dün saat 14.15'te bakanlığa davet etti. Dışişleri Bakanlığı çevrelerinden sağlanan bilgiye göre, Yılmaz, Çernişev ile Bulgaristan konusunu gönıştü. Bu görüşmenin, Çernişev'in Başbakan Özal1 ın toplantısına katılmaması ve bir temsilci göndermemesi ile ilgili olmadığı belirtildi. Çernişev Dışişleri Bakanı Yılmaz ile baş başa yaptığı görüşmeden sonra doğru havaalanına giderek Moskova'ya hareket etti. Çernişev'in, Bulgaristan Devlet Başkaru Todor Jivkov1 un, Moskova'yı ziyaret etmesi beklendiği bir dönemde ülkesine dönraesi dikkat çekti. Yılmaz Çernişey görüşmesinden herhangi bir bilgi sızmazken, Ankara'nın Sovyetler Birliği'nden, Bulgaristan Lütem bilgi verdi Görevi sona ererek Ankara'ya dönen Türkiye'nin Sofya Buyükdçisi Ömcr Lütem, TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerine "Bulgaristan sortımı" hakkında bilgi verdi. Basına kapalı tutulan toplantıda büyükelçi Lütem'in, "Bulgar yetkililerinin, Türkiye ile uzun vadeli bir göç anlaşmasına yanaşmayacağı" izleniminde olduğunu belirttiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, ömer Lütem, Bulgaristan'ın, "Ülke ekonomisinde stkıno yaratabikcegi" düşüncesiyle hareket ederek, suurdışı edilmesi planlanan Türk sayısında indirime gidebileceğini belirtti. ömer Lütem, sınırdışı edilecek Türk sayısında henüz kesin bir bilgi alınamadığını da kaydetti. Batu daha sonra, AT ülkelerinin toplu olarak AGİK mekanizması çerçevesinde hareket etmelerinin düşünüldüğünü söyleyerek şöyle devam etti: "Hepiaizin hangisi olduğunu tahmin edeceginiz bir AT üyesinin (Yunanistan'ı kastediyor) muhalefeti yüzüoden bu gerçekleşemedi maalesef. Ancak geri kalan 11 üyenin bize taahhudü vardır. Bize ferdi olarak AGİK mekanizmasını harekete geçireceklerini ifade ettiler. Bu taahhüdün yerine gelmesini bekliyonız." Haber Merkezi Bulgaristanın sınırdışı ettiği Türklerin sayısı 50 bini bulurken, Bulgaristan topraklarında sınırdışı edilmeyi bekleyen 10 binlerce kişinin toplama kamplarında bekletildiği bildiriliyor. Bu arada, Içişlerı Bakanlığı 16 ili "geçici iskân bolgesi" ilan etti. İstanbul Taksim Alam'nda cumartesi günu yapılacak, "Bulgaristan'ı Telin Mitingi" ile ilgili hazırlıklar sürüyor. Bulgaristan'ın Türk çocuklanna yaptığı iğnenin terkibinin araştınldığı, henüz bir sonuç alınamadığı belirtildi. Gelenlerden alınan kan örnekleri, tahlil için Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'ne gönderildi. Çorum'da da dün Bulgaristan, bir yürüyüşle kınandı. Edirne'de bulunan arkadaşımız tdris Akyüz'ün haberine göre girişler dün yeniden hızlandı. BugUne kadar ilk kez 19 vagonla gelen Bulgar treni 890 soydaşımızı getirdi. Aynca dün sabaha karşı gelen trenle de 200 kişi geldi. Kapıkule'den karayoluyla da öğle saatlerine kadar 895 kişi giriş yaptı. Cumhuriyet Kırklareli muhabiri Narif Karaçam da Dereköy'den 2 haziran gününden bu yana gelenlerin sayısımn 11 bin 500"e ulaştığını bildirdi. Bu kapıdan dün 1280 soydaşımız giriş yaptı. Aydost'tan Dereköy gümrük kapısına kadar olan 200 kilometrelik yolu 5 günde aldığını söyleyen Mehmet Emin isimli soydaşımız yaklaşık 100 bine yakın Türkün, Bulgaristan yollannda orman içi kamplarda bulunduğunu belirtti ve Miçurin kazası Türklerinin kamp işkencesine karşı gösteri yaptiklannı söyledi. Mehmet Emin, Bulgar ekonomisinin çöktüğünü, lçişleri Bakanlığı'ndan bir polkovnikin (generalin) Türklere, Türkîye aleyhine konuşmalar yaptığını, hasat mevsimi dolayısıyla tanm kesiminde çalışan Türklerin yerlerini doldumncaya kadar pasaport verme işlemini durdurduklarını söylediğini açıkladı. Mehmet Emin, Varna ve Burgaz'da Türkiye'ye gönderilmeyen Türklerin buralara Ruslann bir tümen dolaymda zırhlı asker yığdığını belirterek, kendisinin de bu Rus askerlerini Varna ve Burgaz'da gördüğünü söyledi. Soydaşlarımız son günlerde Bulgaristan'da göçe zorlanan Türklerin boşalttıklan işlere Çinli isçilerin yerleştirüeceğinin ısrarla söylendiğini, bu amaçla Bulgaristan ile Çin arasında 2 milyonluk bir işçi anlaşmasının yapıldığının kendilerine anlatıldığını belirttiler. Soydaşlarımız Bulgaristan'daki Vietnarnlı isçilerin Çinlileri sevmedikleri için kendi ülkelerine dönmeye haarlandıklannı kaydettiler. Göçmenler batıiUerine karton şapkaların dizaynmı Mengü Ertel'in yaptığı belirtih'rkeıı, Türkçe ve lnğilizce hazırlanan sloganlardan bazıları şöyle: "Ey insanlık, haydi göster gicünü (Mankind.. Show yo»r intergrity", " H a y ı r . . Hayır.. Hayır.. Bu insanlık değil... (No.. no.. no.. This can not be humanity), "Bugün Hilal, Yann Haç", Dilim, dinim, adım, insanlığımdır", "Ltanç ülkesi Bulgaristan", "Türkoğlu Türkof değildir", "Sabnmız taşmak üzeredir", "Zulmün zinciri kınlır, Bolgardan besap sorulur" IDP Genel Başkanı Aykut Edipali, küçük partilerin komitede temsil edilmemesini kınadı. Türkiye Odalar Birliği, cumartesi günü yapıİacak~~mitinge, Türkiye'deki tüm oda ve borsaların katılmasını istedi. TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Coşkun, 283 oda ve borsarun başkanlarına gönderdiği genelgede, birliğin başlattığı yardım kampanyasına tam destek vereceklerine inandığını söyledi. Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Recep Bilginer imzasıyla yapılan açıklamada, üyelere Taksim mitingine katılma çağrısında bulunuldu. Türkiye lthalal ve thracatçılaı Derneği (TİDER) üyelerine, "Zorunlu olmadıkça Bulgaristan'la ticari ilişkiye girmeme çağnsı" yaptı. ANAP Grup Başkanvekili Raşit Daldal, ANAP milletvekiUerinin Bulgaristan'dan gelenlere 14,5 milyon lira yardımda bulunacağını açıkladı. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. C«m'i Demiroğlu, yönetim kurulu adına yaptığı açıklamada, "Bu baskı, işkence ve tehcir olayını durdurmak herkesin görevidir" dedi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit, Bulgaristan'dan sınırdışı edilen Bulgar Türklerinin geçici olarak yerleştirildikleri kamplarda incelemelerde bulunmak uzere yann Trakya'ya gidecekler. Akbulut'tan TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut da yabancı parlamentoların başkanlanna birer mektup göndererek, Bulgaristan'ın giriştiği kitlesel asimilasyon karşısında bu Ulkelerin açık tutum almalannı ve bu trajediye son verilmesine yönelik çabalara katkıda bulunmalanru istedi. DtSK Genel Başkanı, tstanbul Milletvekili Abdullah Başhırk ile DtSK Genel Sekreteri, Bursa Milletvekili Fehmi Işıklar, Balkan ülkeleri sendikalanna birer mektup göndererek, hükümetlerinin Bulgaristan hükümetine uyarıda bulunmasını istediler. Baştürk ve Işıklar dün parlamentoda düzenledikleri basın toplantısında, gönderdikleri mektubu basına açıkladılar. Baştürk, mektuplann Hür Dünya tşçi Sendikaları Konfederasyonu (ICFTU), Avnıpa tşçi Sendikaları Konfederasyonu, Dünya tş Konfederasyonu ile Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Arnavutluk ve Yugoslavya işçi sendikaları konfederasyonlanna gönderdiklerini bildirdi. Baştürk'ün açıklamasına göre mektupta Bulgaristan'da son günlerde Türklere yönelik çağın en büyük zorunlu göç olaylarından birisinin yaşandığy, göç uygulamasında ailelerin parçalandığı, mal ve mülklerinin ellerinden alındığı, insan haklannın çiğnendiği kaydedıldı. Göç anlaşmasının benimsenmesi gereği üzerinde durarak şu görüşlere yer verildi: "Bu konuda hükümetiniz nezdinde girişimlerde buiunarak Bulgaristan hükümetine uvarıda bulunmamzı bekliyoruz. Bu konuda göstereceğiniz duyarlılık ve çaba, halkımız, işçi sınıfımız ve Bulgaristan'da yaşayan Torkler tarafından takdirle karşılanacaktır." Mektuba ekli olan beş sayfalık Fransızca metnin DtSK yöneticilerinin istemi üzerine Dışişleri Bakanlığı'nca haarlandığı da bir soru üzerine belirtildi. ta." 1 Özal, Bulgaristan'a bu konuda verilecek mesajın hiçbir yanlış anlama ve yoruma yol açmaması geTektiğirıi de ifade ederken "Bulgaristan'da görev yapan bazı iilke lemsilcilerinin bunca olay ve gelişmeden sonra olan bilenin oe anlama geldigini tespit edebilmek için hâlS bazı işaretlere ihtiyaç tJuyduklannı oğrenmek. bazı sozde insan haklan şampiyonlan tarafmdan dahi art niyetli hesaplarda ve çift standartlı davranışlarda izan ve manük hudutlannın ne ölçüde zorianabtldiğini acı bir şekilde gösterebilmektedir" diye konuştu. Başbakan, olayların bu jnoktaya gelmesinden ve bu trajediden "sorumluluklannı yerine getirmesini bilmeyen zihniyetin snçlu olduğunu" belirterek, "medeni insanlıgı" yardım elini uzat•maya çağırdı. Yaşamın hızla sürduğü çadır kentlerde soydaşlarımız yemek kuyaığunda. (Fotoğraf: Fuat Kozluklu) KONUK YAZAR H. FAHİR A L A Ç A M Emekli Büyükelçi Bulgaristan'ın 9 haziranda başlattığı tehcir (deportation) hareketiyle Bulgaristan Türklerinin yaşamında yeni ve dramatik bir dönem açılmıştır. On binlerce Türk, ellerine bir miktar para ve yanlaruıa bazı taşınır eşyalan verilerek, fakat evini, toprağını, davarını, varsa servetini ve nihayet oğlunu, kızını, babasıru, anasıru ya da akrabalarını bırakmaya zorlanarak Türkiye'ye hudut dışı edilmektedir. Bu yazının kaleme almdığı tarihte bu suretle Türkiye'ye gönderilenlerin adedi 40 bini bulmuştur. Bulgaristan Türklerinin geçmişi 1878 Berlin Konferansı'na kadar dayanır. Bulgaristan'a muhtariyet veren Berlin Antlaşması'nda "Türk, ..." gibi etnik grupların hak ve çıkarlannın korunacağı belirtilmiş ve 5'inci maddesi ile de Bulgaristan'daki azınlıkların hak ve hürriyetlerine ilişkin ilkeler söz konusu edilmiştir. Berlin Antlaşması'nı, Bulgaristan'ın bağımsızlığını elde etmesini takiben imzalanan 1909 tarihli îstanbul Protokolü, Balkan Harbi'ni sonuçlandıran 29 Eylül 1913 tarihli tstaribul Barış Antlaşması, Birinci Dınya Savaşı'm Bulgaristan açısından sona erdiren 27 Kasım 19)9 tarihli Neuilly Barış Antlaşması, 18 Ekim 1925 tarihli Türkiye Bulgaristan Dostluk Antlaşması, 2'nc' Dünya Savaşı'ru noktalayan 10 Şubat 1947 tarihli Paris Barış Antlaşması, Türkiye ile Bulgaristan arasında 22 Mart 1968 tarihinde imzalanan Göç Anlaşması, 1 Ağustos 1975 tarihli Helsinki Sonuç Belgesi ve nihayet 3 Arahk 1975 tarihli Türkiye Bulgaristan Müşterek Deklarasyonu izlemiştir. Birleşmiş Milletler Yasası, tnsan Hakları Evrensel Demeci ve diğer uluslararası sozleşmeler bu haklan teyit etıniş Bulgaristan'ın niyeti ne? sonra da 7080 bin kadar Türk, keza Türkiye'ye göç etmiştir. Böylece 1923'ten bu yana Türkiye'ye zorla veya kendi nzası ile gelen Bulgaristan Türklerinin adedi yarım milyonu esasen gecrniştir. 1984'ten sonra Türklerin Bul garistan'daki yaşam şartları eskisine nazaran fevkalâde güçleşmiştir. O tarihlere kadar "Türk azınlığı" olarak kabul edilen toplumun kimliği 1984'lerden itibaren inkâr edilmeye başlanmıştır. Verilen emirlerle Türk isimlerinin Bulgar isimleri ile değiştirilmesi mecburi tutulmuş, sünnet dahil dini gereklerin yerine getirilmesi men edilmiş, mezar taşlarına ay ve yıldız konulması yasaklanmış, bunlara uymayanlara ölüme kadar giden türlü işkenceler yapılmıstır. Nihayet günümüzde de zoraki sürgün, diğer bir deyimle tehcir (deportation), yoluna müracaat edilmiştir. Ne gariptir ki bu tehcirin yönü, kimliklerinin reddedildiği kişilerin, yani Türklerin yaşadığı Türkiye olmuştur. Biz şimdiye kadar, Bulgaristan Türkleri ile ilgili olarak muhataplarımıza, bu toplumun tslamlaştırümış Slavlar olmadıklannı, yapılan hareketlerin insan haklan ile bağdaştırılmasııun mümkün bulunmadığını ve bunun Bulgaristan'ın ikili ve çok taraflı yüklenimlerine aykırı düştüğünü ispatlamaya çaiışır ve karşımızdakileri davamıza yardımcı olmaya çağırırdık. Bulgar hükümeti, son davranışı ile bu ispatlamayı bizim adımıza ve artık reddedilcmeyecek bir şekilde yapmıştır. Dolayısıyle bizim gayretimiz, bundan böyle Bulgar hükümetlerinin bu insanlık dışı davranışına dünya kamuoyunun ilgisini çekerek bu tür tutumlann kınanmasım sağlamaya ve tekrarlanmasını önlemeye yönelik olmalıdır. balinanın eriştiği mazhariyete Bulgaristan Türklerinin nispeten hızla üredikleri için mi naü olamadıkları, insan haklan uygulamasının sadece bazı grup insanlar için mi zorunlu bir nitelik taşıdığı, bunun insan hakları evrensel kurallarının bazı grup insanlara uygulanmamasına göz yumulabileceği anlamına mı geldiği ve insanlar arasında aynm yapılırken, Hıristiyan olmanın bir avantaj mı teşkil ettiği hususlarında açık cevaplar istemeliyiz. Diğer bir deyimle Batı'yı, devlet ile, basını ile, sendikası ile, üniversitesi ile ve tüm kamuoyu ile reaksiyon göstermeye mecbur etmeliyiz. Artık Batı'nın sadece bekçisi değil ve fakat hürmet edilen ve eşit bir partöneri olmak istediğimizi, bize bu şekilde muamele edilmesini beklediğimizi ve bu tutumumuzda kararh olduğumuzu anlatmalıyız ve hissettirmeliyiz. Bu münasebetle akla iki soru gelmektedir: İlki, Bulgaristan'ın bu tehcire ne zaman son vereceği, diğeri de Türkiye'nin zoraki sınır dışı etme hareketini durdurabilmek için neler yapabileceğidir. Şimdi objektif bir değerlendirmeden geçirerek bu sorulann cevaplarını vermeye çalışalım. Türk azınlığın tüm Bulgaristan nüfusu içindeki oranı yüzde 10'un üstündedir (Yüzde 10 ila yüzde 15 arası). Ancak bu yüzde 10 nüfus tanmdaki işgücünün yüzde 7O8O'ini oluşturmaktadır. Bu gerçeğin bir sonucu olarak Bulgaristan bir ikilem içindedir. Bir yandan yüzde 10'u aşan bir azıııİık kütlesini güvenliği açısından tehlikeli görmekte, ancak tarımını ve dolayısiyle ekonomisini ayakta tutabilmek için esasta zararlı gördüğü bu toplumdan vazgeçememektedir. îşte, ikilem buradadır ve onun içindir ki Bulgaristan, Türk azınlığın] eritmekten, diğer bir deyimle, "assimiler" etmekten başka soruna bir çıkış yolu bulamamıştır. tsim değiştinne, kimliklerini, benliklerini ve dinlerini unutturmaya yönelik tedbirler hep bu ikilemin sonucudur. Ancak Bulgar yetkilileri, bu politikanın uygulanması sırasında, basını okumuşlann ve eşrafın çektiği azınlığın büyük çoğunluğunun direnci ile karşılaşmışlar ve bu direnci yıkarak büyük kitleyi arzulanna uygun olarak yönlendirebilmek için okumuşları ve eşrafı uzaklaştırma kararı almışlardır. Kanımca, bu karar yüzündendir ki son tehcir hareketine Bulgarlar başlamak zorunluluğunu hissetmişlerdir. Bu senaryo doğru ise ki zorla hudut dışı edilenlerin büyük kısmımn varlıldı kişiler olması bunu teyit eder görünmektedirBulgar hükümetinin zoraki sımr dışı uygulamasını bir süre sonra başladığı gibi durdurması gerekecektir. Türkiye neler yapabilir? Türkiye ilk önce, inandırıcı olmalıdır. İnsanın pazarlık konusu teşkil edemeyeceğinı bütün dünyaya ispatlamalıdır. Bunun için de evvela çuvaldızı kendisine batırmah, daha sonra da müttefiklerinden, Batı'dan, Doğu'dan, tslam âleminden ve tüm dostlanndan iğneyi kendilerine batırmalannı istemelidir. Diğer bir deyimle, ilk önce Türkiye, icabında kendi çıkarlarını feda ederek, Bulgaristan'ı gerçekten sıluştıracak tedbirlere yönelmeli, ondan sonra da dostlanndan benzer tedbirler almalarını talep etmelidir. Ulaştırma alanı bu yoUardan biri gibi görünmektedir. Hududun kapanması veya Bulgar TIR'lanmn Türkiye üzerinden transidinin yasaklanması Bulgaristan'ı çok güç duruma düşürecektir. Bu tedbirden muhakkak Türkiye de zarar görecektir. Ancak yapılacak bir fedakârlıkla, Türkiye'nin Avnıpa ile TIR ilişkisi Yunanistan üzerinden, o da olmazsa RoRo ile Venedik ve Trieste yolu ile sürdürülebilir. İtalya'nın bu yoldaki ilave transit talebimızi anlayışla karşılaması beklenir. Üzerinde düşünmemiz gereken diğer bir husus, Bulgaristan'dan şu veya bu şekilde gelen veya gönderilen soydaşlarımıza Türk vatandaşlığının verilip verilmemesidir. Önümüzde bir misal vardır: Istanbul'dan kendi arzulan ile Yunanistan'a giden Türk vatandaşı Rumlar. Bunlar, Yunanistan'da bir Yunan vatandaşımn yararlandığı bütün imkânlardan ve kolaylıklardan istifade etmekte, ancak kendilerine Yunan vatandaşlığı verilmemektedir. Söz konusu kişilerin bütün işleri (doğum, ölüm, evlenme, kimlik kartı, pasaport vb.) Yunanistan'daki konsolosluklanmız tarafından yürütülmektedir. Yunan tarafırun bu karannın nedenini anlamak güç değildir. Bulgaristan Türkleri açısından ise biz aynen Yunanistan'ın konumundayız. Bu bakımdan, acele ve hissi güdulerle hareket etmeyerek, Bulgaristan'dan gelen soydaşlarımıza vatandaşlık verip vermemenin yarar ve mahzurlarının değişik yönlerden aynntıh bir incelemeye tabi tutulması faydalı olabilir. AGlK'e çagrı Özal, insani boyut mekanizmasının, 35 AGİK ülkesıne yetkiler tanıdığını da anımsatarak, "Bu haklar ve mekanizmalar yararlanılmak ve işletilmek üzere oluşturulmuştur. Bulgaristan ise AGİK sorumluluklannı yerine getirmemektedir. Bunları en kaba şekil,de ihlal etmektedir. AGİK ulkeleri bu dunıra karşısında bareketsiz kalmamalı, insani boyut mekanizmasının kendilerine tanıdığı imkânları gecikmeden kullanmalıdır" dedi. Özal, Müslüman Türk azınlığına yapılan baskıları İslam dünyasının kınadığını, son olarak Riyad'daki İslam Dışişleri Bakanlan Toplantısı'nda bunun yaşandığını da ifade ederek Bulgaristan'ın yabancı heyetlere ve uluslararası basına açılmasının talep edildiğini anımsattı. Başbakan, "Türk azınlığı en güç günlerini yaşamaktadır. Yardım ve desteğimizi beklemektedir" diyerek Bulgaristan hukumetinin soruna dışarıdan bir sorumlu aradığını ve Varşova Paktı'nın da adını anarak "saçma sapan iddialar" öne surdüğünu, bunlann "söcde diplomatik nezaket ile sessiz sedasız dinlenmesi" 'halinde daha yanlış sonuçların Bulgar hukumeti tarafından çıka"rılabileceğini kaydetti. Özal, BM Mülteciler Yüksek Komiseri'nin de hazır bulunaca"ğı bir toplantıyla bu konudaki müzakere sürecinin de açılmasını istediğini bildirerek, buna Bulgar tarafından henüz yanıt gelmediğil Ö ni vurguladı. Özal, tehcir edilen Türklerin Bulgar hükümeti tarafından "seyahat hakkındao yararlanan imtiyazlı kişiler" diye gösterilmek istendiğini de kaydederek Bulgaristan'ın bu iddia ile göç anlaşmasına yanaşmadığını söyledi ve büyükelçileri bu konuda hukumetleri nezdinde harekete geçmeye çağırdı. ' Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi tnal Batu dün öğleden sonra düzenlediği basın toplantısında, Sovyetler Birliği, Çekoslovakya ve Demokratik Almanya Gerçekten Batı'dan, Doğu'dan ve tslam âleminden bu zoraki sürgün hareketine ilk başta hiçbir ses çıkmamış, daha sonraları ise çıtir. Bulgaristan Türklerinin dramı kan ses maalesef mırıldanma sei değildir. Sorun, Bulgaristan' viyesini aşamamışnr. Mensubu bağımsızlığını kazanması ile olduğumuz Islam âleminin, bir iki başlamış, Türkiye Cumhuriyeti' devlet dışındaki reaksiyonu ibret nin kurulmasını takiben, bazen vericidir. Aym ibret verici tablo, suyun altında, bazen de 1950'li yine bir iki devlet dışında, insan yılların başlarında ve günümüzde haklarımn şampiyonluğunu şimolduğu gibi suyun üstünde surüp diye kadar tekeline almış olduğu gitmektedir. Bunun sonucu ola izlenimini veren Batı dünyası için rak, Türkiye'ye yönelik göç hare de geçerlidir. Bulgaristan'dan zorketi de devam edegelmektedir. la sınır dışı edilen on binlerce 195051 yıllarında 200 bin, Turkun bu kış donma tehlikesi ge1968'de 50 bin civarında Bulga çirmiş olan iki balina kadar dahi ristan Turkü Türkiye'ye gönderil Batı kamuoyunu meşgul edememiş veya gelmişlerdir. 1950'den mesinin nedenlerini müellifleriönce îakriben 200 bin, 1968'den mizden sormalıyız. Onlardan, iki lçişleri Bakanlığı'nın, 67 il valiliğine bannma olanakları açısından kapasitelerini bildirmeleri için gönderdiği genelgenin ardından gelen bilgileri değerlendiren, koordinasyon kurulu, 16 ili geçici iskân bölgesi ilan etti. Bulgaristan'dan gelen Türklerin barınmaları için seçilen 16 il şunlar: tstanbul, Izmir, Tekirdag, Sakana, Bursa, Babkesir. ÇanakLale, Eskişehir, Kütahya, Kocaeli, Manisa, Denizli, Aydın, BileHaber Servisi Bulgaristan cik, Afyon ve Uşak. Dışişleri Bakanı Petir Mladenov, Bulgar BTA diplomatik muhabi Bursa'da öldii rine bir açıklama yaparak, "BulBu arada Bursa'ya gelenlerden gar hükümeti ve Bulgar toplumu. Kırcaali Koşukavak köyünden yeni pasaport yasasından yararla Süleyman Yılmaz'ın (60) kaldınlnarak, degişik kişisel duşunceler dığı Bursa Devlet Hastanesi'nde nedeniyle Türkiye'ye giden yurt ölduğü bildirildi. taşlanmızın yazgısından dolayı büyük bir endişe duymaktadırlar" Miting hazırlıklan dedi. Ajans Sofya Pres'in teleksiyBulgaristan'daki Türklere yöle Türk basınına geçilen haberde Mladenov, Bulgaristan'ın bu so nelik insanlık dışı baskıları kınarunlar konusundaki ilkesel konu mak amacıyla cumartesi günü munun Devlet Başkanı Jivkov ve Taksim alanında yapılacak BulgaBaşbakan Atanassov tarafından ristan'ı Telin Mitingi için siyasi sergilendiği kaydedilerek, şöyle de partilerin temsilcileri, dün tstanbuPda İl Özel Idaresi'nde bir aranildi: ya geldiler. MÇP dışındaki "Ne var ki, son zamanda Türki partilerin lstanbul'daki il başkanye tarafından kirli politik ve pro lanrun katıldığı toplantısından paganda amaçlanyla bu insanla sonra ANAP Genel Başkan Yarnn yazgılannı kötüye kullandığı dımcısı Halil Özsoy, SHP MYK açık seçik görülmüştür. Yurttaşla üyesi Ali Dincer ve DYP Grup nmıza Türk topraklarında neler Başkanvekili Vefa Tanır'dan oluyapıldığı konusunda, aynca onla şan komite, miting hazırlıklan konn Türkiye'nin değişik bölgeleri nusunda basına bilgi verdi. Basın ne ve Türkiye dışına yerteştirilmesi toplantısına geldiği görülen MÇP planlan konusunda gelen haber il Başkanı Erol Akın'ın söz alaler bizi özellikle rahatsız etmekte rak, böyle bir konunun Türkiye'dir." de üç paninin tekeline alınmak Mladenov, kimi kaynaklarca id istendiğini söyleyerek, kendileridia edilen, Bulgaristan'dan Tür nin toplantıya fıgüran olarak çağkiye'ye gidenlerin "Kürt halkının rıldıklarını ileri sürdü. topraklanna" ve "Türk işgali al "Törkiye'de ne kadar Bulgar oltındaki Kıbns'm kuzey kesimioe" duğunu bilmeden miting yapmayerleştirilecekleri yolundaki plan ya kalkıyorsunuz. Bizim görüşların dünya kamuoyuna karşı lerimizi almıyorsunuz" diyen Türkiye'nin bir provokasyonu ol Akm'ın sözleri, komite üyeleri taduğunu ileri sürdü. Batı'daki ba rafından tepkiyle karşılandı. Ali zı resmi çevrelerin "yolculuk eden Dinçer, böyle ulusal bir meselede Bulgar vatandaşlarT'ndan söz birliği bozduğunu söyleyerek, ederken "kovma" ve "zori* sınır parlamentoda bulunan partilerin dışı etme" gibi deyimleri kullan temsilcilerinin yaru sıra diğer parmasının "yalan ve kasıtlı iddia" tilerin yöneticileriyle de görüşmeolduğunu öne süren Bulgar ba ler yapıldığını bildirdi. ANAP'lı kan, "Biz bu insanlan kovmuyo Halil Özsoy, "Bu miting, hiçbir nız, tam tersine, biz onlara eğer siyasi partinin değil, bir kitlenin orada kalırlarsa. kendilerini neler değil, tüm Türk milletinin bekiediğini ve yazgılannın ne ola mitingidir" dedi. Özsoy, tstancağını dürüstlükle söylüyonız" bul'dan sonra Ankara'da da bir dedi. miting düzenlenebileceğini bildirdi. DYP'li Vefa Tanır, tehcir, zu"Birieşik Avnıpa Evi"nin hırla lüm ve işkence karşısında tek ses, kurulmasından yana olduğunu tek yumruk halinde ve ortak tabelirten Mladenov, açıklamasının vır içinde bulunulduğunu söyledi sonunda şunları söyledi: ve " P a n k a r t Türk bayrağı "Bulgar halkı, diğer halklann olacaklır" dedi. ulusal özlemlerine daima saygıyla davranmıştır, onlann sesine kuMiting günu anakent belediyelak vermiştir. Aynca onlann iyi ni sinin bütün olanakları seferber yetli dikklerini göz önunde bulun edeceği ve bu arada Taksim'e bedurmuştur. Bulgar halkının kalı lirli noktalardan otobüs ' feri koa tarihsel belleği vardır." nulacağı bildirildi. Afış, kokart ve Mladenov: Türkiye'ye gidenler için endişe duyuyoruz 16 il, geçici iskân bölgesı ilan edildi Siyah eelenk Merkezi Ankara'da bulunan 20 dernek, Bulgaristan'ın son günlerde gerçekleştirdiği sınır dışı uygulamasını protesto amacıyla bu ülkenin başkentteki büyükelçiliğine siyah çelenk bıraktılar. 20 dernek adına Kadın Dernekleri Federasyonu'nca yapılan açıklamada, Bulgaristan'ın tutumunu değiştirebilmek amacıyla, BM Genel Sekreterliği'ne, İnsan Hakları Federasyonu'na, Avrupa Konseyi'ne ve Avrupa Parlamentosu'na telgraf ve mektup ile başvuruda bulunulduğu da bildirildi. SHP Edirne Milletvekili Fual Erçetin, Bulgaristan tarafından zorunlu göçe tabi tutulanlardan 014 yaş arasındakilere yapılan aşı konusunda, Dunya Sağlık Örgütü ve benzeri uluslararası kumluşlar nezdinde girisimler yapılıp yapılmadığını sordu. Sağhk Bakanı Halil Şıvgın tarafından cevaplandırılması istemiyle TBMM Başkanlığı'na biı soru onergesi veren Erçetin, söz konusu aşı hakkında köklü biı araştırma yapılıp yapılmadığınır açtklanmasım fstedi. Erçetin şöylt dedi: "Yapılan aşı nedeniyle kamuoyunda çeşilli olumsuz yorumlaı yapılmaktadır. En fazla da kısır laştıncı aşı olduğu y önunde büyük bir endişe vardır. Soykınm sayılacak bu işlem hakkında nı düşiinüyorsunuz."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear