02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 HAZÎRAN 1989 PAZAR KONUĞU CUMHURÎYET/15 Futbol Federasyonu Başkanı Şenes Erzik: Futbolun sorunlarını cesaret çozer PAZAR KONUĞU Şenes Erzik, kısa bir süreden beri futbolumuzun en yetkili kişisi. Futbol Federasyonu Yasası'nın geçen yıl bu aylarda TBMM'den geçmesi ve mahkemelik oîan ilk genel kurulla başlayan tartışmalar geçen aylarda bir sonuca bağlandı. Futbolun başına kim geçecek sorularının yanıtı, Konut'tan çıkan "Şenes Erzik" adıyla geldi. Herkes yürütmeye bu kadar yakın bir futbol örgütlenmesinin politikanın dışında olup olamayacağı sorularını sorarken, 5 Haziran kararları geldi. Spor damşmanımız Abdülkadir Yücelman, özeUikle çok tartışılan 5 Haziran kararlarını, bu kararların içeriğini, futbola neler getirebileceğini, futbolun en yetkili ağzı, çiçeği burnunda Federasyon Başkanı Erzik'le konuştu. Ali Uras'ı bilıyorsunuz. Otayı da. Ali Uras'm telefonlanna bile çıkmaz oldu. Yani bir anlamda istifaya zorladı. Bir gün bbyle bir şey de sizin başınıza geleb lir. Gelmeyeceğini veya geleceğini kimse iddia edemez. • • • • Peki, Başbakan iki kez sizin tetefonlarınıza çıkmazsa istifa eder misiniz? tık masa başında da kazanmaya başladı. Bu da çok önemli bir değişikliktir. FIFA olsun UEFA olsun artık bizi çok iyi tanıyorlar. Geçen yıl Gençlerbirliğinin KKTC'de maç yapmasını FIFA'da savunmuştuk. Bu da bizim futboldaki diplomatik başarımızdır. Bu diplomatik başanyı sürdüreceğiz. FIFA'da ve UEFA1 da hakkımızı sonuna kadar savunacağız ve alacağiz. Masa başında kaybetmezsek sahada da kazanacağız demektir. Sorunuza ben başka bir biçimde cevap vereceğim. Ben çok çok onemli bir konu olmadıkça Başbakanımızı rahatsız etmek istemem. O kadar büyük sorunları var ki. Bir de futbolu her dakika önune getirmek istemem. Ama Başbakanımız ararsa onunla ilgili her türlü şeye de hazır olmayı prensip olarak kafama koymuş bir insamm. Yani bu duruma gelmeyiz gibi bir düşünce taşıyorum. • • • • / i n c a A ' Galatasaray'ın UEFA'daki savunma gününde sizin hviçre'ye gitmediğinizi söyleyenler ve suçlayanlar oldu. Gerçekten o konuda biraz uzak mı kaldınız? Bana bu konuda söz hakkı verdiğiniz için teşekkür ederim. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Benim yoğurt yiyişim de başkadır. Ben çok iş yapıp az göstermeye çalışan ve reklamı sevmeyen birisiyim. Beni yakından tanıyanlar bilir. Bunları kendimi savunmak için de söylemiyorum. Üstelik "Ben" lafından hiç hoşlanmıyorum. Ama sırası gelmişken soyleyeyim "Biz de yaptık." Ancak bazı konular vardır ki fazla açıklık istemez. Bu bir sorumluluk meselesidir. Doğrusu bazı yaptığım işleri, kimse alınmasın, ortaya koyamam. Basınımızda "Şunu yaptını. şununla göriiştüm, şunu şunu ikna ettim" hiç diyemem. O günlerde beni Almanya'dan aradınız telefonla, bazı işlerin gizlilik içinde olması gerektiğini söyledim, hatta size bazı şeyleri yazmamanız kaydıyla anlattım. "Beni bagışlayın, benim anlayışım bu" dedim. Dediğim gibi bu bir sorumluluk meselesidir. Eğer UEFA'da benim yerime birkaç kişi hazırlanmış olsa>dı, çıkıp ortaya kahrarnan kesilir, veryansın ederdi. Ama sonunda zararı goren Türkiye olurdu. SÖYLEŞİ ABDÜLKADİR YÜCELMAN I Saym Erzik Türkiye'de şu andafutbolu yöneten bir kişi olarak 5 haziranda aldığınız kararların Türkfutbolu açısından bir değerlendirmesini yapar mısmız? Hemen söyleyeyim. Aldığıraız kararlar gerçekten cesur. Biz bu cesareti göstermek zorundaydık. Türkiye'deki futbolun giderek daha fazla karambole girmesini ne biz isteriz, ne sizler. Kimse istemez. Onun için futbolumuzu birkaç egoist düşüncenin esiri olmaktan kurtaracak tedbirleri almak, bu cesareti göstermek zorundaydık. Gösterdik. Aldığımız bütün kararları oybirliği ile verdik. Çok tartıştık, çok düşündük, ama sonunda sağlıklı bir çözüm bulduk. Kesinlıkle söyluyorum yapmadım. Hiçbir şekilde "Bu kararlan aldık, ne dersiniz?" diye sormadık. Sorulmasını istediği inancını da tasımıyonız. | Çok güveniyor demek ki size ve arkadaşlarınıza? Valla öyle. Çünkü bakın Tunus dönüşü bir gazeteci kendisine "Bu kararlar için ne düşünüyorsunuz" dediginde şu cevabı vermiş: "Biz futbola bir federasyon başkanı ve heyeti tayin ettik. Bu onlann meselesidir. Ben kanşmam" § • • • • Ben bu söylediklerinizden sizin tamamen özerk bir şekilde çahştığımzı anlıyorum. BASAR1MIZ SURECEK 5 haziran kararları Türk futbolunu rupa'nm neresine götürebilir? Av Aldığımız ve alacağımız kararlarla futbolumuzu Avrupa'nın üst sıralarına götürmeyi amaçladık. Bunu başaracağız. 1989 yılında Galatasaray'ımız Avrupa'da büytık ün yaptı. Milli Takımımız başarılı scnuçlar elde etti. Avrupa gol kralı çıkaran Türkiye 1990 ve sonrasında da bu çıkışını sürdürecektir. • • • • 18 takımlı lig sağlıklı bir karar mıdır? Çtinkü Saym Başkan, ben bile Türkiye'deki futbolun son Aynı lafı yönetim kurulumuzun toplantısı sırasındurumunu değerlendirirken itiraj"edeyim kisizin 18 da bir arkadaşınuz söyledi. Biz eğer özerk olmasaytakımlı bir lig karan verebileceğinizi beklemiyordum. dık politik baskılar altında herhalde bu kararlan alaÇiinkü siz Başbakanın federasyon başkanıydınız. mazdık. Başbakan ise politikanın tam doruğundaki kişi. Sizler karar verdiniz, ama acaba Saym Başbakanın başt • İ B ^ var ki bundan sonra olmayacak diağnmadı mı dersiniz? ye de bir şey söylemezsiniz... Sayın Başbakanımızdan bana herhangi bir söz gelBiz olmayacak inancını taşıyoruz. Bu kadar büraedi. Bu da Sayın Başbakanımızın futbol konusuyük ve cesaretli kararlar alırken herhangi bir baskı nu tamamen bize bıraküğımn bir işaretidir. 18 taile karşılaşmadığımıza göre bundan sonra da oknakımlı lig için karanmızı verirken sizin de söylediğiyacağını sanıyorum. niz gibi çok cesur davrandık. Ama inanıyoruz ki Türkiye'de futbolu 16 takımlı bir lig kurtanr. Onun için bu yıl ligi 18 takımla oynatacağız. Gelecek yıl • • H i Saym Erzik benim hâlâ kuşkulanm var. Sizin ise hiç yok gibi. ise ligdeki takım sayısını 16'ya indireceğiz. Ş E N E S E R Z İ K 1942 yılında Giresun'da doğan Şenes Erzik "Baba Gündüz"ün "Ayakkabısını alan gelsin" şeklinde verdiği ilan üzerine 17 yaşında Galatasaray'dan lisans çıkarıp futbolcu oldu. Ancak öğrenimi futbolun ustünde tuttuğu için meşin topu bir yana bıraktu Orta, yüksek ve lisansüstü öğrenimini Robert Kolej'de yaptı. Futbolla ilişkisini yöneücilik düzeyinde sürdüren Erzik Fenerbahçe Yönetim Kurulunda görev aldı. Futbol federasyonlarında çeşitli dönemlerde dış ilişkiler koordinatörluğunde bulundu. Halen UEFA (Avrupa Futbol Birliği) Gençler Komitesi Üyesi de olan Şenes Erzik, Başbakan Turgut özal'ın ataması ile 1989'da Futbol Federasyonu Başkanlığı'na getirildi. Siz Avrupa Futbol Birliği UEFA'da yıtlardır çalıştyorsunuz. Son yıllardaki bu gelişmeyi çok yakmdan gözleyen biri olarak, bize bu gelişmeden söz eder misiniz? Avrupa'nın Türkiye'ye bakış açısı değişti mı? 10 yıl önce ilk Avrupa temasım Zürih'te 4.5 günlük FIFA Genel Kurulu'nda oldu. O zamanlar Necdet Çobanlı Ağabeyimiz beni delegelere tanıştınyor, bir tamştırdığını 10 dakika sonra bir daha tanıştırıyordu. Dedim ki "Necdet Ağabey beni bu adamla zaten tanıştırmıştın". "Olsun olsun. bunlann kafasında yer etmek için bir daha, bir daha tanışmalısın" demişti. Avrupalının sizi unutmaması için bir şeye bağlı olması gerekiyor. Yani ya performansınızla ya ülkeler arasındaki bir futbol olayı nedeniyle. Hatta kötü bir olayda da kötü olarak hatırladıkça bu sizin için her zaman kötü bir puan oluyor. O gunlerde Türkiye'nin futbolda öyle çok iyi bir etkinliği yoktu. Performansı da iyi değildi. Bilhassa televizyon olayı Türkiye açısından buyuk reklam oldu. Türkiye'deki olayları daha net biçimde görmeye başladı Avrupa. Derken Fenerbahçe'nin Fransa şampiyonu Bordeaux'u elemesi patladı. Tam bir performans ola • • • • Peki, o halde şu kadarını da mı söyleyemezsiniz: Gerek Beşiktaş'm Apoel olayında, gerekse Galatasaray'ın Neuchatel meselesinde sizin çalışmanız bugünkü federasyon başkanlığınız için iki büyük kulüpten büyük destek sağlamıştır diyebılir miyiz? Yüzde yüz diyebiliriz. ^ • • B H On/ann da sizi desteklemesi için mutlaka kamuoyunun bilmedıği birçok olayı bilmeleh gerekiyor demek ki. Saym Erzik özerk futbol federas • • • • Sayın Erzik, federasyon başkanlığınızın açıklanmasmdan önce sizinle çeşitli nedenlerle karşılaştık, konuştuk, sohbet ettik. Size "galiba Başbakan sizi istiyormuş" dediğimde, "Henuz bana intikal etmiş bir şey yok. Ama söylentileri ben de duyuyorum" demiştiniz Hatta "•Bir şey olursa önce size haber veririm" de demiştiniz. Ama beni bile atlattmız. ustelik söz verdiğiniz halde. Atlatmak diye bir şey olamaz. Bu hele size karşı mümkün değil. Ama »on güne kadar hiçbir şey belli değildı. Ben prensip olarak "Kendi kendine gelin guvey" olan bir tip değilim. Böyle olmaktan her zaman kaçınmışımdır. Onun için konuta çıkıncaya kadar "belki" lafını bile kullanmamaya dikkat ettim. ^ • • H Peki, Basbakanla ilk göruşmenizin ve sizin başkan oluşunuzun hikâyesi nasıl? Federasyon başkanı olmadan bir hafta önce Başbakanunız beni çağırdı dedi ki "Sizin isminizi aldık. hakkınızda bilgi topladık. Bu görevi size vermek istiyorum" deyince olay başladı. Işte o anda siz de duydunuz zaten. • • B H Biz daha çok önceden duyduk da ancak siz dedikodu bunlar deyince ustünde durmadık. Peki Başbakan acaba nasıl bir bilgi toplamış sizin için, herhangi bir şey söyledi mi? O konuda fazla bir şey söylemedi. Ama ismim ortalıkta epey dolaştı. Galiba kimseden herhangi bir eleştiri gelmemiş olacak ki Başbakan sonunda beni mle konuşmaya karar verdi. İ H H H Yani Başbakan sizin için bir kamuoyu yoklaması yaptırdu Onun gibi bir şey. Dalgalanmaya bıraktı. Laf Çıkıp çıkmayacağına baktı. ^ H H ^ I İsminizi ilk kez Başbakana söyleyen acaba kim oldu? Yani sizi Başbakana lanse eden, Ahmet Özal mı acaba? Valla ben Ahmet Özal'ı tanımam. Bir iki kere bu olaydan sonra gördüm. Uzun boylu oturup da şöyle bir kendisiyle konuşmuş değilim. Dolayısıyle Ahmet Beyi tanıyorum da onun vasıtasıyla federasyon başkanı oldum dcnemez. Ça$da$ futbol İçin ^derasyonu Başkanı Senea c ; =.:.• ese de karşı çıksa da herkesin "cesur kararlar olarak tanımladığı 5 haziran karartannı 'lutbolu Avrupalılaştırmak için alınması zorunlu kararlar" olarak tammlıyor. Kuliıptenn aityapı tesislerimn kâriı, Şu anda beni rahatsız edecek hiçbir şey yok. Zaten ben çok fazla hislerimi belli ederim. Politikayı da bilmem. İnarun o kadar rahatım ki. Beni rahatsız edecek bir tek şey var, aldığımız kararların yanlış olduğunu görmek durumuna düşmek. Ama şu anda yüzde yuz doğnı yaptığımıza inamyorum, Türk futbolunun geleceği için. kendini yenileyebilen kurumlar haline gelebilmesi için atılması gereken şirketleşme adırrunın bizzat futbolun merkezi örgütterinin öncülüğüne bağlı olduğunu savunuyor. Kuluplerin ı şirketleşmesi uzun süre alır, öyleyse bu adımı biz atalım" diyor (Fotoğraf: Mustafa Ersoy) yı. Dünyamn en buyük spor olaylarında Türkiye1 nin takımı yok, ama basın mensubu çok, yönetici çok, federasyon olarak her an orada. Butün bunlar Avrupahlann dikkatini çekmeye başladı. Ben UEFA'da koltuğumda otururken Fenerbahçe'nin Bordeaux'u yenmesi ile daha başka bir hava ile oturuyorum. Gelen giden Fransız başkana takılıyor, "Ne o Türkler sizi edip gecmiş." Galatasaray'ın Köln'deki maçından sonra Cenevre*ye geçiyorum. Otele giriyorum. İtalyan Pierro, Yunan Anderas, Daniraarkalı, Alman, Malta başkanı hepsi oradalar Tebrik eden edene. Ben fırsatı kaçınr mıyım, "Eindhoven'ı da şampiyon olduğu yıl tek yenen takım Galatasanty'dı." Havamdan geçilmiyor. Milli Takım, Demokratik Almanya'yı yendikten sonra da UEFA toplantısına katıldım. Herkes aynı şeyi *ugüne kadar politik bir baskı görmedik. Buna kendi içimizden bile şaşanlar oldu. Ama gerçekten kendimizi özerk bir kurul olarak tanımlıyoruz, kendimizi tarafsız olarak görüyoruz. Zaten bir baskı görseydik bu kararları böyle cesaretle alamazdık. yonunun başkanı olarak size bir soru sormak ıstıyorum. Bu soruya vereceğiniz yanlt sizin özerk olup olmadığınız konusunda da bize birazfîkir verecek. Türkiye'de sizce şike var mı? Valla bu konuda bir şey konuşamam. Federasyon Başkanı olarak "yoktur" diyorum. Daha doğrusu "yoktur" demem lazım. Ya Şenes Erzik olarak, yani bir vatanolarak... Şenes Erzik olarak da konuşamam. Federasyonunuzun aldığı karara göre bu sezon bırinci ligde lakımlar 3 'er yabancı oynatabilecekler. Bu liberal futbol anlayışınızm sonucu mu? Evet. Aslında futbolun her kademesinde liberalliği getirmek istiyoruz. Sorduğunuz soru 3 yabancı uzerine. Biz üç yabancıyı serbest bırakırken, uçünün de aynı anda oynamasına izin verdik. Şaşırdı millet. Nedeni gayet açık. Bir yabancı getiriyorsunuz, yedekte bekleüyorsunuz. Bu döviz israfıdır. Madem izin verdin. o halde oynasın. B, KARARLARI BİRLİKTE ALDIK \Bu kadar önemli kararları nasıl hazırladınız? Bir beyin takımı mı hazırladı bütün bunları? Denizlispor'un davası bitti. Yürütmeyi durdurma karan istiyordu, alamadı. Aynı şekilde Adanaspor da Samsunspor'la ilgili dava açmak istedi, reddedildi. Artık bundan sonra mahkeme kapılarına gitmek de yok. Futbolun içinde olanlar eğer menfaatlerini düşünüyorlarsa, gelecekte kendi mahkemelerine kendilerinin hâkim olması lazım. Kendi mahkemeleri ise tahkim kuruludur. Çünkü bildiğiniz gibi biziın gevici bir görevimiz var. Biz genel kurulu en iyi şekilde oluşturacağız ve seçime gidip "Buyrun kendi aranızdan gelen arkadaşlan seçin" diyeceğiz. ORTAK ŞIRKETLER KURULSUN ILideral anlayışı her kademeye getirmek Biraz daha açar mısmız? Şu anda hedeflerimizin arasında statlann da federasyonumuza devri meselesi var. Statlann işletilmesi de bizde olmah ki profesyonel futbolun tam anlamı ile sahibi olalım. Gençlik ve Spor Genel Müdurlüğü ile bir protokol yapıp onümüzdeki günlerde statlann işletilmesini ele alacağız. Hatta kulupler, federasyon ve Gençlik \e Spor Genel Müdürlüğu ile bir tuzel kişiliğe sahip kuruluş kurup, hep birlikte işleımeliyiz. Bu temel unsurları birlikte kazanmalıyız. Dolayısıyla herkes kendi kârını kontrol etmek durumunda kalacak ve stat kapılarında da bugünku sıkıntıda 11 bin kişi bedava olarak stada giremeyecektir. Yani siaıları kulüpler kiralayacak, oyle Benim söylediğime yakın. Belki bir kulüp tek başına bir stadı kiralayamaz. Bugünku ekonomik yapısı buna elverişli olmayabilir Onun için bizim düşunduğumüz; kuluplerin birlikte statlan kiralaması. Bir şirket kurulursa, o şirket stadı kiralar. Ve o şirket. kulüpler, federasyon \e genel müdürlükten oluşursa iş kökünden halledilir. Böyle bir şirket kurulursa yüzde 50"si genel müdürlüğun, yüzde 4O'ı kuluplerin, yuzde 10'u da federasyonun olur. Hem devlet kazanır, hem kulüpler. Çünku ben yalmz maç hasılatlarından soz etmiyorum. Statlann altında neden bir hamburgerci, niçin bir lokanta, niçin 23 kahve olmasın! İnönü Stadı'nm altı bomboş. Halk sokakla toz toprak içindeki pis gıda maddeleri yiyor. Bütun bunları kurulacak şirket organize eder. Hedef bu. Kuluplerin menfaati, federasyonun menfaati ve devlelin menfaati var işin sonunda. Hem kazan, hem devlete vergi ver. İ H H H Yani kendiıı pişır, kendin ye gibi bir şey. O zaman serbest gıriş kartlan yunetıneliği falan kalkacak. Evet, hepsi değişecek. Avrupa'da kulupler şirket halinde ve hepsinin mali durumu da guçlü. Başka başka yerlere yatırımlar da vapıyorlar. Ama bizdeki kulüpler çok za\ıf. Onun içtn kuluplerin şirketleşmeiinı beklemek çok /aıııan ister. Biz de kulupleri şırketleştireceğimiz yerdc, şırkctc orlak ediyoruz. Dolayısıyla da şırkeıleşmış oluyorlar. I B I B H ^ '' sonra... Hayır, normal koşullarda belki öyle Ama biz hiçbir zaman 4 yıl burada oturacağız iddiasında değiliz. Türkiye'de federasyonun yeniden yapılaşmasını düzenleyeceğiz. • • • H Yani bu 2 yıl sürerse, 2 yıl sonra görevi bırakacak mısmız? Evet, tabii. Ama 4 sene olmasının bir nedeni var. Hiç olmazsa "azami 4" diyelim ki çalışmaya zaman olsun. 2 sene dersek bu görevi kimse kabul etmez. Hiçbir. şey yapamazsınız. • Ü B H Ancak şu var. SHP tahkim kurulunun anayasaya aykırı olduğu gerekçesi ile mahkemeye başvuracak. Bu konuda Sayın tnönü ile bir görüşmeniz olabilir mi? Neden olmasın. Bizim tek amacvmız futbolun, futbol unsurları tarafından yönetilmesidir. Bir kanun çıkmışsa bu en iyi şekilde cıkmalıdır. Turk futboluna iyi hizmet verecek revizyonlar yapılmalıdır. Meclisi oluşturan sayın milletvekilleri sanmıyorum futbolun lehine alınmış bazı hamleleri önlesinler. Tam tersine "Bu adamlar goreve geldi, fahri olarak hizmet ediyoriar, gece gü'ndüz çalışıyorlar, bunlara destek olalım" derler. Ben bu inancı taşıyorum. • • ! • Ama unutmayın ki milletvekillerimiz biraz da kulu'pçüdürler. Tamam da yani genel düzenlemelerden söz ediyorum. Biz işin politik yanından uzak durmaya çalışıyoruz. Elbetteki herkes bir yerin tenısilcisi. Onlann hakkını korumak durumunda. Ama biz tarafsızız. Futbolun gerekleri neyse onu yerine getirmek istiyoruz. I Başbakanımızın daha önce, özeUikle federasyon başkanı olmasını ısteyerek getirdiği Prof. v H B H H Peki, ama Başbakan ile bir tanışıklığımz olHep birlikte hanrladık. Hatta herkese sorduk. Kumadtğına göre elbet birisi sizin isminizi vermiş ollüplere sorduk, futbolla ilgilenen herkese sorduk. malı. İşte o kim acaba? Sayın Başbakamn yakın çevresi olabiür. İ H H H i Olabiür, ama siz kimdir bilmiyorsunuz, Turgay olur mu?(Aksoybı) Olabiür. Turgay da olabiür başkası da. B, • • • • Turgay'ı çok eskiden mi tanıyorsunuz? Turgay'ı (Aksoylu) 1988'deki futbol genel kurulu sırasında tanıdım. Daha once sadece merhabamız vardı. POLITIK BASKI YOK Bu sorularla sizi sıkmıyorum inşallah. Ama bir şeyı daha merak ediyorum. Siz futbol federasyonu başkanı olduktan sonra Basbakanla kaç kez görüştünüz? Valla çok sayılmaz, 5 veya 6 defa. ••^H Başbakan alman kararlardan sonra sizi aradı mı? Yani bu kararlar için bir şey söyledi mi? Büyuk gururla söyluyorum. Kendi adıma, arkadaşlarım adıııa. İlk gün Sayın Başbakanımızın futbol konusundaki bana gösterdikleri teveccuhü, yani "Eti senin kemiği benim" dediği, aynen geçerlidir. Kendisinden hiçbir şekilde en ufak bir mesaj bile almadım. Demek ki bizlere, yönetim kurulumuza bir güven besliyoT. Hangi şekilde karar alırsak alalım bizim aldığımu kararlara guven duyuyor. Bunu büyük bir gururla söyluyorum. M H H H En azından bir telefon konuşması da mı yapınadmız? en vatandaş Şenes Erzik olarak da Federasyon Başkanı olarak da şike vardır ya da yoktur diyemem. Dememem gerekir. Bu konuda konuşabilecek olan tahkim kurulumuz var artık. Tek mahkeme kapısı odur bundan böyle ve kanaatine dayanarak da bu konuda karar verebilecek. İmcce usulu ile bu kadar kısa zamanda tam 66 günde hazırladık. Sonunda toplantıya girdik, yarım saatte karar verdik. Fikir hazırdı, yani tık tık çıkıverdi sonunda. I Kulüpler de istemişler 18'lik ligi? Evet, düşme hattmda olanların dışındaki hepsi 18 takımlı lig istediler. Doğruyu düşünen, Tiirk futbolunun geleceğini düşünen herkes 18 takımlı lige evet dedi. ç yabancı futbolcunun takımda aynı anda oynaması konusundaki tutumumuz açık: Madem ki üç yabancıyı bırden transfer edebiliyorsunuz, neden birini yedekte bekletesiniz? Ona o kadar döviz ödeyip de kenarda bekletmenin yaran yok tersine, bu, döviz kaybıdır bize göre. söylüyor, "Sizin takıma bir şahsiyet gelmiş. Rahat oynuyor, hiicum yapıyor, gol atmaya çalışıyor" diyorlar. Ben 10 yılda bu değişikliği en yakından goren kişi olarak öylesine mutluyum \e gururluyum ki. u MASADA DA KAZANIYORUZ ~~ BİZİM GÖREVİMİZ GEÇİCİ IBBKllmbolumuzun artık mahkeme kapılarında uoıaşınayacağma ve kurulan tahkim kurulu ile bu sorunun çözuleceğine inanıyor musunuz? • • • • 2 yıl önce Beşiklaş'm bir Apoel olayı vardı. bun Neuchatel ınaçı ve UEFA'ya lepkıler ve sonunda UEFA'nın Galatasaray lehine karar vermesi de galiba son yıllardaki bu değişıkliğin bir başka gorüntiisü? Evet. Türkiye her iki olayda da hakhydı. Bu haklı davasım da en iyi şekilde Avrupalıya anlattı ve kazandı. Masa başında kazandı. Belki son yıllara kadar masa başında hiçbir maçı alamayan Türkiye ar
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear