24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 HAZİRAN 1989 ^ KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR tSMAÎL GÜLGEÇ CUMHURİYET/5 17. ULUSLARARASIİSTANBUL Cazsevere kırımzı halı Caz kemancılarının hiç kocamayan kurnaz tilkisi Stephane Grapelli, cazın gelmiş geçmiş en parlak ' 'primadonna 'larından Sarah Vaughan, ünlü piyanist Ahmad Jamal ve Spyro Gyra topluluğu bu yıl şenliğin yıldızları arasında. SADETTtN DAVRAN Istanbul Festivali'nin cazseverlere uyguladığı " k ı m u a halı" protokolü sürüyor. Bu yıl caz bölümü Stephane GrapeDi ıle başlıyor. Yıl boyunca gerçekten gelip gelmeyeceğı konusulan Grapelli, gelıyor. Gitara Marc Fosset, gitarcı Martin Taylor ve basçı Jack Sewing eşlığınde çalacak Ek konsen bıle konuldu. ömründe ilk kez keman dinleyenden Yebudi Menuhin'e, cazdan nefret edenden Duke Eltngton'a, Grapellı'nın çekım alanına ginneyen kalmamıstır. Artık 80 yaşını geçse de hâlâ yakışıklı alrunın gerısindekı beyni ve parmaklarından çıkan ateş sönmüyor. Bir " s w i * g " misyoneri. Fransa'mn en önemli kültür objelerinden. Caz kemancılarının hiç kocamayan kurnaz tilkısı. 17. lstanbul Festivali'nin yuzük taşı. Peki, Sarah Vaughan 17. lstanbul Festivali'nin nesi? Açıkçası artık lstanbul Festivali'nin caz bölümüne laf yetiştirmek gittikçe güçleşiyor. Ama şurası kesin; Sarah Vaughan yalıuz bu yılki festıvalin değıl, caz denilen mikrokozmosun eteklennde yıldızlar uçuşan, gelmiş geçmiş en parlak "primadonna"lanndan. Sarah Vaughan, eğer caz piyanist liğinden caz şarkıcılığına hiç geçmemiş olsa idı, pek çok caz şarkısı hiç söylenmemış de olsa olurdu. Söyledikleri ve söyledıklerim nasü söylediğı bir yana, iki şarkı arasında konuşurken bile çok etkileyıci olan Sarah Vaughan'a da bır üçltt eşlik edıyor. Pıyanoda Georgc Gaffney, başka Andy Simpldııs, davulda Harold Jones. Cazın son 40 yılına sesıni vermiş, kendisine eşlik etmış bu müziğin en büytik ustalanna unutulmaz anılar bırakmış, ardında çalan sadece bir pıyano, koca bir Big Band, alçakgönüllü bir üçlü ya da bır fılarmoni olsun; hep kendisı, ne söyierse söylesin sadece bu müziğin sesı olmuştur. Ve 11.7.1989 aksamı. tstanbul Festrvalı'nden eski ve yeni Ahmad Jamal hayranlan için tek gala. Geçen yılın sonlannda Philip Morris Inc.'in beklenmedik cesa FESTIVALİ'NEDOĞRÜ NAS/l OLUNUR ANlAM/opüM KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK hauatm D&amlı ıhna smıf lnr Vaiandas ohrak gorolvyordum XAp//vZARSV A*/A ZAMAA/6*. ŞHH Bu yıl festıvalin caz bölümünde ünlü kemancı Stephane Grapelli (sol üstte), şartacı Sarah Vaughan (sağ ustte), Charies Lloyd (sol altta) ve piyanist Ahmad Jamal da yer alıyor metteki caz turunda yer alan Ahmad Jamal'in tstanbul'da verdiği ıkı konsercıkte de pıyano taburesine oturmasıyla kalkması bır olmuştu. Organizasyon gereği de olsa aşın kısa tutulmuş bu iki konser bile Jamal'in dillere destan durup kalkmalan, dınleyici dikkatini sürekli ayakta tutan tuzaklan ıle AKM Büyuk Salonu'nu dolduranlann aklıru başından almasına yetmışti Dururau izleyen festival yönetımi Ahmad Jamal'i "madem oyle, tşte boyle" dercesine programına almakta gecikmedi Ne kadar entnkalı çalarsa çalsın bir sayısal saat kadar kesin, parlak ve hazırlıkh olan Jamal, Açıkhava'da hayranlan ile bu kez kuşkusuz nonnal süreli bir konserde yeniden buluşacak. Jamal'e basta yıne James Commack, davulda ıse bu kez Billy Kilson eşlik edecek. Bu yıl Charies LJoyd da geliyor. Saksofonlardaki ustalığı, akademik yanı ve araştırıcıüğının yam sıra özellikle 1960'ların ortalarında kurduğu Cedl Mc Bce'li, Keith Jarrelt'lı, Jack De Johnette'lı dörtlülerle de bilinen Lloyd, kısa sayılmayacak bır aradan sonra yeniden muzığe döndu. Dönüşünde de her zamankı gıbi çok özel müzisyenlerle olan bırliktelikleri sürüyor Michel Pelrucciani, Gary Peacock, Bobb> Mc Ferrin ve şimdi de lstanbul'a da bırlikte geleceği çok özel üçlü: Piyanoda Bobo Stenson, basta Palle Danielsson. davulda Jon Christensen. Özellikle Gaıbarek hayranlan ıçın büyuk konfor. Lloyd'la bırlikte son on yılın en ileri uçlannda adı çok sık duyulan bu üç müzisyenin gelışi, festıvalin caz bölumünün en ilginç yanlanndan birı. George Duke ve Stanley Oarke ya da Stanley Clarke ve George Duke. !kı olağanüstü enstrümantalıst ve iki çok önemli caz kışiliğı daha. Stanley Clarke 1970'lerin başında Chick Corea ile bir araya gelmiş, erken hak ettiği Unüne kavuşmuştu. Return to Forever Topluluğu'nun yaşamı kısa, ama etkısi kalıcı olmuştu. Bir akustık ve elektronik basçı olan Clarke, o yülardan bu yana "fnsioo" akımının önlerindekı yerini koruyor. Bestecı ve duzenleyici olarak da günumüz muziğıne katkılan olan George Duke ve Clarke'ın birlikteliği 1980'lerin başına dayamr. 1970'lerde kendı türünü kendi temsil eden Frank Zappa ile arahklı olarak çalışan Duke, Zappa'dan herkes gibı açık biçimde etkilenmişti Tuşlulardakı ustalığının yanı sıra günumuzün hemen bütün türlenne egemenliğı ile de birbirinden çok değışık profilde müzisyenin çok sayıda albumunde yer almıştır tkiliye Istanbul'da davulcu Ray Griffin eşlik edecek. Festıvalin heyecanla beklenen bir başka konuğıı da elbette Spyro Gyra. Başlangıçta hiç ıddıa taşımayan, ama yıllar geçtikçe çıktıkları ABD taşrasına hiç sığmayacak bir un kazanan topluluk, 70'lenn her türlü kategorizasyon gavretine başanyla göğüs gerdı, ama yine de muzıklennı değılse de adlarını kurumsallaşmaktan kurtaramadı. Amerikan anakarasmın kuzeyinde ve güneyinde raünk adına ne malzeme bulurlarsa kendilerine özgü reçetelerle pişırerek yola çıkan Spyro Gyra'nm kadrosu son 15 yılda kurucuları saksofoncu Jay Beckstein ve bırkaç yıl sonra katılan Thomas Schnmann ve Dave Samuels dışmda oldukça değişiklığe uğradıysa da sonraki yıllarda tumuyle kendi bestelennden oluşan albümleri ile de büyuk başan kazanan topluluğun fokurdayan nıhu hep aynı kalmıştır. Ve festıvalde ılk kez bizden bir topluluk. Akademik yanları ağırlıkta olan kemana Saim Akçıl, piyanist Erol Erdiuç, basçı Yaz Baltacıgil ve cazsev erlerin yakmdan tanıdığı daiulcu Selim Selçuk festivale İstanbul Klasik Caz Dörtlüsn adıyla katılıvorlar. Repertuarlannda Ellingtoo, Joplin. Kosma gjbi bestecilenn "Autnmn Lea v e s " , "Satin D o l l " , " R a g Times" gıbi bestelerinın >anı sıra ünlu Brezilyalı piyanist şarkıa, bestecı Tania Maria'nın "Samba Carioca"sı da var. HIZLI GAZETECİ NECDET CAZ SEVEKPtk B&i 0B CATı f YAMtiCİ KALMAMAK IÇIN SİNSMA M , KLASİK ROMAMLARI ve FSLSEfS OKUCVrf &£H AİPIN MM ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD JM DAns Evleri ve yaşantısıyla lstanbul Mımar Sınan Ûnıversıtesı Mımarlık Fakültest öğretım üyelennden Prof S Muhlıs Türkmen'in Istanbul'u konu alan desenlen ve resımlen Destek Reasürans Sanat Galensı'nde sergılenıyor Türkmen, 17 hazırana kadar sürecek sergısınde, 1930'lardan beri süren Istanbulluluk konusunu, ınsanları ve yaşantısıyta ön plana getiriyor. Hareket Köşkü'nde açılan sergide 120 afışyer alıyor 30 yılın Hyf sergi afisleri NURIIYEM ÇİĞDEM ÖZÜER Mımar Sinan Universıtesi Resim ve Heykel Müzesi ve Grafıkerler Meslek Kuruluşu'nun ortaklaşa hazırladıkları "1yi Sergi Afisleri" sergısı Dolmabahçe Sarayı Hareket Koşku'nde devam ediyor. Sergide Yurdaer Altıntaş, Bıilent Erkmen, Sadık KaramusUfa ve Yosaf Taktak'ın 750 afış arasından seçüği " i y i " 120 afış yer alıyor Haziran ayının 13'ünde sona erecek sergi "Uk"lerin sergisı Sergıde 19601989 yıllan arasında Türk sanatçılann Türkiye'de açtıkları sergilerin afisleri ilk defa bir araya getırilıyor. Sergiyle bırlikte Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi'nde "afiş trşivi"nın kurulması "ilk"ler arasında. Dünyada 1890'larda A n Nouveau akımının ortaya çıkmasıyla yaygınlaşan afiş sanatı Cumhuriyet'in ilk yıllarmda ülkemizde tanınmaya başladı. Turkıye'deki ilk afış sergısi ıse ülkemizde afış sanatının öncusu sayılan fhap Hulusi tarafından açıldı. Ancak afiş, Nuri ryem için Hareket Köşkü'nde yer alan sergide Yurdaer Altıntaş'ın, Nuri lyem'ın 50 yıl sergısı ıçın yaptığı afîşe de yer venlıyor smlar ama ressamlann iyi afış ya513 ® 1989 Unıted Feature Syndıcate Inc pabfleceklerine inanmıyonım. Bazı afişlerde sanatçının bir eserinin TARİHTE BUGÜN MİMTAZ ARIKAN 11 Haziran roproduksiyonunu basıp albna da sanatçının ve galerinin adım ekleyip bitiriy orlar. Bu lur afişlerin 19K>'DA 8UGÜN, UHLU OKyANUS8/t./vrc{ VE SaACn KÂÇİafiş sanatıyla yakından uzaklan Fi J*cquESYves COUSTEAU(taısro) üoĞMaçrz/. uzuu ilişkisi yok." FGANSiZ OeNtZ KUWErL£GıNbE SüSAYUK YA Y/USt/e FGANSiZ OeNtZKUWErL£GıNbE SüSAYUK Afişlerin seçimınde nelere dıkPAN COUSTTEAU, SUALrr A&ÇÇrtKAnAUtefA/A O kat edıldığıni sorduğurauzda Yudaer Altıntaş ıkı ozellik sıralıyor: APCI "Birbirine çok benzeyen afisleri dedik. Bir de gerceği yanşıtmayan OAKf OKyAAJUSBıLiM MüZESı YÖVEafişlere yer vennedik. Örnegin, TtcıttGiAt£ GErre/cAf/şrr SUALT/ soyut çalışan bir ressamın sergitf£ FlLMClUĞl sinin afişi surrealisi bir ressamı UZMAN OLAAJ çağnştınyorsa o afişi sergilemek , DENlZl£/ep£Kı CANULA/Ç istemedik." YAP77Ğ/ SEt&ESEL SM£MA Grafıkerlığın ekonomik yonden BÜYUK SEĞEA/I 7Z>PLA"tatmin edki" olması, grafik eğitiminın yaygınlaşması, bilınçle çalışan ajansların sayısınm her geKARIKATURUNDEN çen gun artması ve grafik yayın TURK VE DUNYA larının dağıtımının kolaylaştınlması Türkiye'de grafik sanatının Nezih Danyal vaygınlasmasında buyuk rol oynuyor. Gelişen grafik sanatımızın, dunya grafiğı ıçındeki yeri nedir sorusunu yonelttığimizde Yurdaer Altıntaş'dan aldığımız yanıt "sert"ti: "Toplumumumuz her • kesimde bır şeyleri bir şeylerle karşılaştırmak gıbi bır eğılim var. Bu hatavı ben de yapı>orum. Kendi çahşmalanmı hep en iyilerle kıyaslıyorum. Ancak boyle bir genellemeye gitmek bana çok doğru gelmıyor. Grafik Turkıye'de henüz çok yenı. Almanya'da 300 grafıker varsa bunların 30'u çok iyi grafıker. Türkiye'de de 30 grafiker ıçınden uç ıyı grafik'er çıkar." Resim ve Heykel Müzesi ile Grafıkerler Meslek Kuruluşu'nun ortaklaşa düzenlediği sergide, 196089 yılları arasında Türk sanatçüarın Türkıye'de açtıkları sergilerin afisleri ilk kez bir araya getirildi. KAPTAN COUSTEAU Türkiye'de 1960'h yıllarda gelişen sanayi ve tanıtım etkınliklerimn önem kazanmasıyla canlandı MSÜ Resim ve Heykel Muzesı arşıvini yöneten Yusuf Taktak sergiyle, özellikle 1980 sonrasında her geçen gün çoğalan galenler ve sergılerle bırlikte sayısı artan afışlere eleştırel bır bakış getırmek ve afîşe belgesellik kazandırmak ıstedıklerını söylüyor. "Sıradan afişlerin sayısı her geçen gün artıyor. Ben afişlerde uç özellik görüvorum. Galericilerin bazırladığı kendi isimlerini on plana çıkaran afişler, sanatçılann yaptığı, kendilerini on plana çıkaran afisleri de sıkça görebiliyoruz. Bir de son zamanlarda >a>gınlaşan grafikerierin yapügı, bence afiş sanatını en iyi yansıtan afişler var." Afiş ve grafik sanatçısı Yurdaer Altıntaş da grafikerierin çalışmalarınm afış sanatına dinamıklık getirdıği göruşünde. "Alınma
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear