26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
// HAZİRAN 1989 ANKARA Cumhuriyet Ankara Bürosu Sigara adaletin pençesinde TBMM Adalet Komisyonu'nda geçtiğimiz hafta sigara reklamlarının ve kapalı yerlerde sigara içiimesinin yasaklanması görüşüldü. İlginç olan, toplantının "dumanaltı"nda qerçekteşmesiydi. Özellikle komisyonun ANAP'lı başkanı Alpaslan Pehlivanlı, "Bizim komisyonda bugünleri de mi görecektik" diye sıkıntısından sigara üstune sigara tuttürüyordu. Pehlivanlı ve dığer komısyon uyelerınin bu vaziyetıni gören Sağlık TBMM KOMISYÖN GUL GEÇ CUMHURİYET/11 1 HAVASI Bakanı Şıvgın dayanamadr "Sigaraya karşı mücadele çok zor bir mücadeledir. Kısa sürede sonuç almak güçtür. Bakın burada bile sigara içiliyor." Yasa önerilerinin sahipleri, SHP'li Cüneyt Canver ile ANAP'lı Bülent Akarcalı ve Reşft Ülker, kendilerinin hiç sigara içmediklerini 'söyleyerek bakana mücadeleye hazır olduklarını bildirdiler. Pehlivanlı, bu tablo karşısında kendini savundu: 'Bekara karı boşamak kolay. Bir de bizi düşünün." ANAP'lı ve "Karadenlzli" bir milletvekili, "hızlı okuma kurslarına" devam edıyor. Kursta, öğrencilere birer metin verilerek dakikada ortalama 200 kelime okumaları isteniyor. Geçtiğimiz günlerde bu milletvekili, dakikada 500 kelime okuyarak "rekor" kırdı. Ancak ikinci bir testten geçirilen milletvekillerinın, hızlı okuma rekoru kırarken aklında hıç kelime tutamadığı görüldü. "Hızlı okuyunca anlamaklığım kıtlaştı" diyen milletvekili, konuya şöyle açıklık getırdı: "Gündüz hızlı okuduğum fçin hatırfayamadığım kelimeler gece yatakta aklıma gellyor. Ne de olsa serde lazlık var. Zaten bizim lazlara perşembe günü fıkra anlatmazlar. Ertesi gün cuma namazında espriyi anlar da gülüp namazı bozar diye. Biz genç olduğumuzdan bir gün geçmesine gerek kalmıyor. Jetonumuz akşamdan düşüyor." Meraklısına not 1: Bu milletvekili son örguffesıhlennden sonra küsunce, Özal'dan "ıhtar" almışb. Bu "ıhtar"ı da "hızlı" okuyup okumadığı merak ediliyor.. Çünkü bildiği yolda halen gıdiyor. Milletvekilıne not 2: Bilinen hikâye Woody Allen'a da "Savaş ve Banş" romanını "hızlı" okuduktan sonra "ne anladığını" sormuşJar. Yanıtmı da "Vallahi olay Rusya'da geçiyor" diye almışlar. Hızlı okuma HAFTANIN ROTARI VATANDASLAILISKI Demirel: "Temel prensiplenmde hiçbir değişıklik yok. ." Öyleyse sende gene ış yok!.. •¥• Gazetede başlık: "Gazetecinin tanıklığı". Biz Turkıye'den bir haber sandık, ama İngıltere'den imiş... Bizde gazeteci hep sanıktır da!.. Devlet Bakanı İlhan Aşkın: "Ortadirek fazla açılıp parasını çar çur eimesin." Parayı buldu da!. Sinasi Nahit Berker Hem veda hem kutlama Gezgözarpacık: Hedef 1992 (Fotoğraf: AA) PİPLfltoASİ Memura yüksek zam bekJeniyor TUTANAKLARDAN BU PLAN BASKA PLAN Neymiş neymiş? "Enflasyonu durduracak, cepleri dolduracak" 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın TBMM Bütçe Plan Komisyonu'ndaki görüşmelen sessız sedasız geçiyor. SHP'Iİ Beyazıt bazen, "Kardeşim hafriyat, çekici, dolgu ve petrol depolama ile mi Güneydoğu'yu kalkındıracaksınız. Yatınmlar arasında hep bunlar var..." dese de göruşmeler kendi bildiği gibı gıdiyor. Nitekim planın 205. sayfasında "Türk Kültürü AT'ye karsı korunacaktır.." görüşü, muhalefetten "niye Rusya'ya, Çin'e değil de AT'ye?" eleştırel sorusunu alınca, Başkan Işın Çelebi, "Vallahi doğru söylüyorsunuz" dıyerek, görüşmelerin "usuleten ve suhuleten" geçmesinin devamını sağladı. Hele, DYP'lı Aykon Doğan ile ANAP'lı Okan Çağlar'ın "nazikane" tartışmaları gelmış geçmiş tüm meclislere örnek nitelığindeydi doğrusu. Doğan, başka iktidarların bu planı uygulamayacağını anlatıyordu ki Çağlar, "Başka Iktldar olacağından o kadar emin misiniz?" diye itiraz etti. Doğan ıtırazı kabul ettı. "Hayır o manada söylememıştı." "Ama Çağlar 1992'den sonra da iktidar olacaklanndan emın miydi?"... Bunu da Çağlar kabul etti. "Hayır hiç öyle bir düşüncesi yoktu..." Tartışma böyle sürüp giderken Beyazıt patladı: " Bırakın kardeşim birbirinize gelecek Ikramını..." Daha sonra da planı benzetti Bu plan, geçenlerde yayımlanan İsmail Gülgeç'in karikatürundeki gibi 15 metre kare ev. Ama bir salonu, mutfağı, iki tuvaleti, iki banyosu, birçok da odası var... ö z a l ' r son anketlerde oyu yüzde 15'e düştü, ama performansım hiç düşürmüyor. Meydanlara çıkmasa da salon ve "salomanje"lerde vatandaşla ılişkilerini sürdürüyor. özellikle de iyi karşılanacağı yerlere gitmeyi ihmal etmiyor. Bu yerlerden sonuncusu ise toplu iş sözleşmesi ımza töreni için gittiği Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü oldu. İşçilerin yarısının alkışlanyla karşılandı. "Hazır dinleyici bulmuşken konuşmayı da ihmal etmedi. "banttan" veriyoruz: (Başlıklar bize aittir.) TOPLU TÜFEKLI KALKINMA: "Beyşehir'in Üzümlü ve Kuğulu köylerinde av tüfeği yapıyorlar. Bana av tüfeği hediye ettiler. Kooperatif kurmuşlar. 1983 te 2 bin tüfek üretlrken, 1988'de 17 bin 500 av tüfeği üretlr hale gelmişler. Demek ki memleketin kalkınması en ufak köye tesir etmiş." PERESTROYKA: "Perestroykanın manası Top, tiifek tasarruf. yeniden yapılanma. Sovyetler Biriiği işin içinden çıkamayınca değişim işıne girmeye mecbur kalmış. Türkiye bu yeniden yapılanmayı, 1980'den beri yapıyor. Başka ülkelerden önce başladık Sovyetler bizden sonra başladı " TASARRUF ALLAHIN EMRİ: "Size bu kadar para verdik, şimdi enflasyon azar diyecekler. Enflasyonun önlenmesi için tasarruf şarttır. Zaten tasarruf dinimizin emridir. Siz de tasarruf yapın, yeni iş imkânları açılsın ki kimse Türkiye'nin önünde duramasın." PAZARLIK UZMANI: Pazariık benim işim. Ben çok toplu sözleşme yönettim. Ama bu sizin sendikacılar çok çetin çıktı. Bıraz daha ısrar etseler, zammı bir iki puan daha yükseltecektım. Bakın grevle bir şey kazanılmıyor. Eğer grev yapsaydımz, bu hakları alamazdınız." Yazın gelmesıyle beraber büyükelçilerin Ankara'ya "vedalan" sürüyor Robert StrauzsHupe'un Türkiye'ye "bye bye" demesinin ardından Ankara'da "vedalı" günler başladı. Ayrılacak büyükelçiler verdikleri davetlerde kutlamalar da yaparak "bir taşla iki kuş vuruyorlar".. Fransa Buyükelçıliğı, Bastille'in alınışının 200. yıldönümünü bir tiyatro oyunu, havai fişek gösterileri, konser ve dansla kutladı. Danimarka Büyükelçisi Hans Hemik Bruun ve Meksıka Büyükelçisi Robert CaselilasLeal de yakında başkente veda ediyorlar. Bruun 2, Leal 3 yıldır Ankara havası soluyorlardı. Bu arada Suudi Arabistan Savunma Ataşesi'nın amiralliğe terfiirfi kutlamak için bir parti verilirken, konuklar arasındaki Mısır Askeri Ataşesi Muhammed El Gohery için de kadeh kaldırıldı. Çünkü o da terfi edip ülkesine dönuyordu. Başkent yaz diplomasisinde bir değişıklik yoktu. Biraz veda töreni, biraz kabul resmi... GUNCEL BİR TARTIŞMA SHP'lı Kamer Genç, Meclıste en sık kürsüye gelen milletvekıllerınden biri. Genç, bölgesi olan Tunceli'nin sorunlarından, adalet, ışkence, vergi hatta süne zararlısının ürünler üzerindekı etkilerine kadar her konuda görüşlerini kürsüden dile getiriyor. Genç, geçenlerde yıne kürsüdeydi. ANAP milletvekilleriyle karşılıklı atıştığı bölümü tutanaklardan aynen veriyoruz: "Kamer Genç (SHP): Vatandaşlar yüzde 21 oyla sizden yetki kullanma hakkını almıştır. Yani sizin elinizden hükümet etme fonksiyonunu almıştır. Cllkü Güney (ANAP): O takdir senın değil Kamer Genç: O halde bu hükümet fonksiyonunu artık terk etmeniz lazımdır. Sayın Demirel diyor ki "biz sinei millete döneceğiz" biz de döneceğiz. Ama gerektiği zaman döneceğiz. Ulkü Güney: Bızde sınei milletten geldik. Kamer Genç: Biz bekliyoruz ki evvela siz bu olgunluğu gösterin. Metin Gürdere (ANAP): Tabii önce siz buyrun. Kamer Genç: Yani memfeketi bir buhrana götürmeden. Metin Gurdere: Evvela siz buyrun. Kamer Genç: Ben her zaman razıyım. Sayın Demirel 1. gün istifa etsin 2. gün ben ederim söz (güluşmeler). Ama ben bu Meclisten istifa ettlğim zaman siz de bu Mecliste görev yapamazsınız (gulüşmeler) O bakımdan tenkitlerimi cankulağıyla dinleyin lütfen ve sizi yüzde 21 seviyesine indiren keyfi, haksız, anayasaya göre yersiz ve tutarsız tasarruflarda bulunmaktan kendinizi alıkoyun. " Bir istifa edersem. •• Demokrasi nedir, nerede biter? ASTROLJOJİ İLK MÛLTECİLER Başbakaıf ın oğlu kapıcıya karşı Başbakan Turgut özal'ın çeşit çeşit oğulları var; öz oğulları, manevi oğulları... Bulgaristan'dan kaçıp bir yıl Sovyet Büyükelçiliği'ne sığınıp sonunda da Türkiye'ye gelen Mustafa Süleymanoğlu da "manevi" oğulların ikincisi... "İkinci Süleymanoğlu"na Çankaya Ziraat Mühendisleri Sitesi'nde dayalı döşeli bir apartman katı tahsis edilmiş, Başbakanlık Toplu Konut ve Kamu İdaresi Ortaklığı'nda da iş bulunmuştu. Geçenlerde Bulgaristan'daki eşi ve 2 çocu^u da Türkiye'ye gelen ikinci "manevi evlat" mutlu görünüyor... Ama apartman yöneticısi hele Süleymanoğlu ile süreklı "muhatap" olan kapıcı Kâzım'ın pek "mutlu" olduğu söylenemez. Kapıcı Kâzım yakıt parasını istemek içın her kapısını çaldığında Süleymanoğlu "Ben Başbakan ın oğluyum, yakıt parası filan vermem" diyordu. Ancak Süleymanoğlu kadar inatçı olan kapıcı Kâzım "Ben Başbakan'ın oğluyum filan anlamam, yakıt parasını vermek zorundasın gardaş" diye söke söke paraları alıyordu. Şimdilerde yakıt paralarının bankaya yatırılması zorunluluğu getirildi de iki taraf da rahat nefesaldı "iktidarlar seçimle geldi, ama daha seçimle gideni olmadı" veciz sözünü, "öz sıyası yaşamından" çıkaran DYP lideri Demirel "sinei üniversite"ye döndü. Demirel Istanbul'dakı üniversıtelerden sonra SBF'yi, geçen gün de Gazi Üniversitesi'ni ziyaret ederek öğrencilerin "sağlı" "sollu" sorulannı yanıtladı. SBF den "yuh" ve "alkış ' seslerine kulak alışkanlığı edinen DYP liderıne öğrencilerin yönelttikleri soruları ve aldıkları yanıtları demokrasiye "kültürel bir hlzmet" olarak veriyoruz: Halkın sadece seçmesini değil, konuşmasını da istiyorsunuz. Ama konuşan gençlık gözaltına alınıyor. Hatta geçenlerde gezi düzenlemek isteyenler halen içerde... Demirel: Türkiye henüz bütünüyle konuşan Türkiye olmadı. Biz konuşan Türkiye'yi kendimiz için istemedik. Üniversiteler yüksekokullaştınldı. Ancak tartışırken bir takım ideolojilere alet olmayın. Slogancı gençlik yerine oturmuş gençliği tercih ederim. özgüriük, birinin elini uzattığı zaman diğerinin burnuna değdiğinde biter. Mason musunuz? Lütfen 'evet' ya da 'hayır' diye yanıtlayın... (soran öğrenciye 'yuh' sesleri) Demirel: Ben herkese nüfus cüzdanı sureti dağıtacak değilim. 25 yıldır tartışılıyor. Ben 30 yaşımda genel müdür, 40 yaşımda başbakan oldum. Torpille değil.. 'Yangını söndüreceğiz' diye ıktıdara geldiniz. Türkiye'nin üzerine benzin bidonu döktünüz. Demirel: Ecevit hükümettinden enkaz devraldık. 24 ocak kararlan ülkeyi düzlüğe çıkaran kararlardır. Neden karşı çıkılıyor anlamadım.. Ecevit 'bu kararlar ancak askeri yönetimlerde uygulanabilir' demişti. Doğru çıktı... Demirel: 9 ay sonra ihtilal istenmez... O zaman Özal'ın ekonomık politikasını niye eleştiriyorsunuz? Demirel: Durun daha eleştirmedim. O gün müsteşariar vardı. Bugün de var. Benim maiyetimde memurdu. İyi yapınca onun, kötü yapınca benim mi oluyor? Neden olsun? 141, 142 ve 163. maddeleri riiye kaldırmadınız? Demirel: Bunlar eyleme yönelik suçlardır. Bunları kaldırdık diyelim, ne olacak? Vatanın bölünmezliğine karşı olanlarla savaşmayacak mıyız? Onlar uşaklar sayın Başbakanım.. (bazı öğrencilerden 'yuh' sesleri) Demirel: Benim attıma kimse sandalye vermiyor. Sizden başbakanlık istemeye gelmedim. Ama bana 'Başbakan' diyen arkadaşınızı da susturmam... Kunıltaydan çıkan yemek MÛNÛ İnönü'ye göre SHP bir mutfak, parti yöneticilerı aşçı, son tüzük değişiklikleri de yemek. İnönü, MYK üyeleri ile yemek yerken, partinin çalışmalannı ve son kurultayı ilginç bir biçimde yorumladı: "Herkes partideki tartışmalara bakıp olumsuz şeyler söylüyor. Ama tartışmalarm ardından başarılı bir sonuç alınıyor. Mutfakta aşçının çalışmasını görenler de bir şeye benzetemezler 'ne acayip işler yapıyor1 diye eleştirirler. Parti çalışmaları da böyle. Bir iş yapılırken, herkes eleştiriyor. Yanlış yapıldığını söylüyor. Kurultay sırasında da böyle oldu. Ama sonunda iyi yemek çıktığı görüldü." SHP kurultayından çıkan yemek iyi mı, kötü mü tartışılıyor. Ancak İr nü'nün övdüğü bu yemeği yemek istemeyenler var. Hatta yemeğin "tabldot" olduğunu düşünenler, "kendin pişir kendin ye"yi düşünmeye başladılar bile. Salı günü Erdal İnönü 63 yaşını doldururken, SODEP de 6 yaşına girdi. Akşam yerilen yemekte, bir gazeteci İnönü'ye sordu: Sizin de SODEP'ln de yaşgünü belli, peki ya SHP'nln ki? İnönü yanıtladı: Bu sorunun yanıtı çok karışık. SHP'nin yaşgünu olarak HP'nin kuruluşunu mu, SODEP'inkini mi, yoksa birleşme tarihini mi kabul edelim, bilmiyoruz. Ama, bu konuyu kesin olarak bir sonuca bağlarız. Gazeteci, bunun üzerine herhalde "yükselen burcunu" saptamak inönü'ye doğum günü olacak ki, doğum saatini sordu. Konuşma daha sonra şöyle gelişti: İnönü Valla saat kaçta doğduğumu bilmiyorum. Evinizde saat kaçta dogduğunuz hiç konuşulmadı mı? İnönü Bizim evde diğer konulardan böyle şeyleri konuşmaya fırsat bulunmazdı ki. Ama ümit ederim, bir gün tarihçiler doğum saatimi araştırıp, bu konuya ışık tutacaklardır. inönü, biraz durduktan sonra "doğum saatini bilmemekten rahatstz olmuş olacak", sözlerini şöyle sürdürdü: Dur bir bakayım. Bu akşam eve gidince, bir de ben araştırayım. Bu durum İnönü'nün "yükselen burcunu" öğrenmeye "fevkalade ıhtıyacı" olduğu şeklınde yorumlandı Bilindiği gıbı yükselen burç ınsanın geleceğini yakından etkiliyor. İnönü'nün yükselen burcu TURYAPTUDEM İŞ<Bİ%LİQİ<y£JL GELİR DÜZEYİ YÜKSEK KAZANÇLI BİR İŞİ ÖĞRENME İMKANI Türkiye'de duş kabini Duşakabin'dir... Işie Size Çifte Mutluluk: Duşakabın buhan ıçende tutar, suyu dışan sızdırmaz. böylece siz sıcacık yıkanırken, banyonuz kupkuru, tertemız kalır Işle Size Ayncahk: Duşakabın ın ıthal sentetik panelleri koruyucu film ile kaplıdır Kınlmaz ve asla sararmaz Duşakabin'ın özgün sürgü dızaynı kırtutmaz tuy gıbıdir. gıder gelir rahatça. yıllarca . İşıe Size Rahatbk: Duşakabın her banyoya uyar. kolay takıiır. Dekoratiftır Banyonuza bamoaska bir hava verir. tşte Size Kalıte: Duşakabın Türkıyede ılk ve tek T.S.E.K Belgeli duşkabinidir. Beş >ıl garanülıdır. Duşakabin'i seçın. banyonuzu Duşakabınin üstünlıiğünden mahrum etmeyın nn I j \ DUSAKABİN SSIlM» u * 1 Bu semtnerde mesleğın gerektır&gı hukukı malı leknık reklarr. ve pazarfama konulatı ıncelenecektır Boylesı bir bılgt bınk.m ve lecruBe akıar><mnt unıversıte ozel ve kamu sektorunun protesyonellen yonlendırecektır Akademi ve İş Dünyasının Bu Seminere Katılın Mesleğin Seçkinlerinin Profesyoneli Olun : Yonlendiriciliğinde: • Istersentz kendı buronuzu açm • Dılersenn TUHYAP lem&los' olun T Arzu ederssnz utkeom muteatıhıtUk banka stgona oetroi şırketien gıbı seçk i kurutuşlannda protesyonel Emlak Pazarlama Uzmanı olarak çalışın Seminer başUngıç tarlhi: 86 Rasiran 1989 k.ıy.1 H.MI INTERMART A.Ş. M n AuiunCM 3>»llt»0$lıı *oi 3'J3 01I20«>A«A Ia |71 13S33S135711 172423fa< |711 17?423 Ilı 62 927Btı tı l l n a r ı W ( I I H 0'Ukl»CaO BameKt S<» Sonuy Is M«r»H İU7 8029OM«cıoıwl«lyllSI*liaUL T« 1111660950 l?<44 01 02 f J> II «60950 I n 2813» Koca II Dvufc*» ku İ M n a n lauauiuı naam IrtKlrm Inc U3A « Dusır Kmsttf »4 M ı l h n r M 6nth IMı Alıunfi ütmiarı ıic gnlılmklı«r TURYAP ,,ıd Nu ıt< Z1NORI IhUVU I ."J .JH.BV l.l IIKI/M.llls III W M II.IIIM MIKkt/l
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear