26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Satnbi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonım Şırketi adına Nâdtr Nıdi • Genel Yaym MOdllrü: Haun Cenul, Müessese Müdilrü: Emiıe Uşakkfil, Yazı Işlen Madılrü Okrf Göneuiı, # Haber Merkezi Müdılrü: Yıiçın Bftr, Sayfa Dtaero Yönetmem. Ali Ac«r, • Temsilciler ANKARA: Akacl TM. IZMİR: Hiknct Çrüakıj», ADANA: Cttal B İ lsıanbul Haberlcn: Eriua Akyrfdız, D15 Haberler: Eıgan Bala, Ekoaomi: Ctm&ı lUrhıa, KUltilr: Cedl Üsttr, Spor Danışnunı: Akdilludir YKttmu, Düzeltme: Rrflk Onrtn», Araıtınna: Şahia Alp», lşSendıka: Şükn ı Kctnd, Yun Haberlen: Necdct Dofu, Dizi Yazılar: Kmm Çmlışkan, # Koordınaıör Ahnet Konıbu, • Mali IŞİCT: Eral Erkut, 9 Muhasebe: Bâlnt V n n • BiitçePlanlama: Stvp Osmubcşeothı # Rddam: Ane Tonu, Ek Tfcyınlar: HU71 Akyo) • tdarc: HüMjia G«rtr, lsletroe: Öwtar ÇcHk, Bilgıtşlem: Nrii tnaL Baam w Hpwr CumhunyB Malbuolık w Gazeudik TA^. TOrt Oca»> Cad. 39/41 Câ*»k*u 34334 İJt PK: 246tjunbul. TO: 512 05 05 (2) hu). Ttta: 2224* Fu: (1) 326 «0 72 0 «ırofar Aıkan: Zıyl Gokalp Blv. Inkılap S. No: 19/4, Td: 133 II 4147, Tetac 42344 Ftac (4) 133 11 41/421 • İMfc H Ziy» Bh 1332 S2/3, Tfel: 13 12 30, Tdoı; 3Z339 Fte (31) 19 33 «0 : laflaa C»d. 119 S. No: 1 KU 1. Tfct 19 37 52 (4 bM), Tda: 62153. F u (71) 19 37 52 TAKVİM: 24 NİSAN 1989 lmsak: 4.30 Güneş: 6.06 öğle: 13.07 tkindi: 16.54 Aksam: 19.59 Yatsı: 21.28 Ermenilerin 'soykırurv' atağı Ermeni Taşnak örgütünün, ABD'deki temsilcisi "Ermeni Milli Komitesi", Cumhurbaşkam Evren 'e iletilmek üzere bir mektup kaleme aldı. Washington Büyükelçiliği'nin geri çevirdiği mektupta, "Ermeni anavatanı"na toplu yerleşme hakkı ve îazminat isteniyor. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON Sözde soykırımjn 75. yıldönümü kutlamalan çerçevesinde Cumhurbaşkam Kenan Evrnı'e göndeıilmek üzere bir mektup kaleme alan Ermeni Milli Komitesi, "Ermeni anavatanına" topluca yerleşme ve tazminat isteğinde bulundu. Ermeni Taşnak Partisi'nin Amerika'daki temsilcisi "Enneni Milli Komitesi'" bu mektubu önceki gece ve dün Washington Büyükelçiliği'nin önunde yaptıkları gösteriler sırasında Türk makamlanna vermek istedi, ancak mektup kabul edilmedi. Ermenilerin Türkçe "Malatya bizimdir", "Muş Ennenilerindir" diye bağırdjkları gösteriler sırasında bir telsiz memuru kançılaryadan aynlmakta iken Ermenilerin sözlü saldınsına uğradı. Polis bu olay sırasında bir kişiyi gozaltına aldı, ancak bildiri vermek üzere telsiz memuruna doğru yürüduğünün anlaşılması üzerine gösterici serbest bırakıldı. Bu tür gösterilerin önümüzdeki günlerde dozunu arttırarak sürmesi bekleniyor. Çünkü Ermeni örgütleri 1990'da sözde soykırımın 75. yıldönümünü kutlamaya hazırlanıyor. Bu çerçevede en büyük hedeflerinden birisi, soykırım karar tasarısını Amerikan Kongresi'nden geçirmek. Gerçi Ermeniler, özelükle Taşnak Partisi toprak taleplerini dile getirmek için bugüne kadar hiç utangaç davranmadı, ancak uzmanlar "Ekselanslan General Kenan Evren" diye başlayan son mektupta "ilginç bir neüik" hissetti. Bu ne ölçüde bir "siyaset planlama" kararı, lenüz bilinmiyor. Ancak bu eğilimin gözlem altında tutulacağı ortada. Mektupta, "Türkiye Cumhuriyeti'nden taleplerimiz" başlığı altında öncelikle sözde soykırımın kabul edilmesi isteniyor. Buna göre Türkiye'nin, 1915 ile 1923 arasında "Türkiye'deki Ermeni nüfusuıiD soykırıma uğrattığını" kabul eden bir açıklama yapması talep ediliyor. Bundan sonra da "Ermenilerin tarihi topraldanna dönme hakkını tamması ve toplu göç hakkını vennesi" isteniyor. Bir başka talep de tazminat hakkına ilişkin. Buna göre Türkiye'nin "eğer sağ kalmışlarsa soykınra kurbanlannın, değilse yakınlannın raal ve can kaybından kaynaklanan zararlannı tazmin etmesi" isteniyor. Ermeniler dün de Chevy Chase'deki Ermeni kilisesinde bir ayin yaptılar. Ancak 75. yıldönümü kutlamalanna ilişkin asıl faaliyetlerin bu yüın sonlarına doğru hızlanması ve 24 nisan tarihinin "Ermeni soykınmını auna gıinü" olarak 1990'da Amerika'da resmen kutlanması için Kongre'de yoğun bir atak başlatmalan bekleniyor. Nitekim Ermeni örgütleri bu yılın başlannda Tony Codho tarafından verilen soykınm karar tasansından kendilerini soyutlamış ve asıl güçlerini 75. yıldönümüne sakladıklannı açıklamışlardı. Arslan Kaynardağ: Felsefeci, şair, araştırmacı, yayıncı, kitapçı "İnsanlar yalnızca okullarda eğitilemez. Toplum, büyük bir okul olmalı. Herkes birbirine bildiklerini öğretmeli." "Bence, felsefe yapmanın en iyi, en doğal yollanndan biri şiir yazmak, şiir söylemektir. ALPAY KABACALI Salı a ilarda ki felsefeci PORTRE ARSLAN KAYNARDAĞ tlk Türk uydusu ANKARA (AA) Türkiye tarafından 1992 yılında uzaya gönderilmesi planlanan ilk Türk uydusu "Türksat" için İngiliz "British Aerospace" şirketinin de teklif vereceği bildirildi. "British Aerospace (Space Systems)' fırması, Fransız şirketi Matra Espance ve Federal Alman elektronik şirketi Ant ile birlikte Türkiye'ye haberleşme üyduları için ortak teklif sunacak. British Aerospace'in hazırladığı teklif uyarınca, Eurostar admdaki uydu, 2 bin 200 kilo agır/ığında olacak. Elif ve Belleten 1923'te babasımn bulunduğu Sana'da (Yemen) doğdu. Ortaöğrenimini Kastamonu Lisesi'nde (1941), yükseköğrenimini t.Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde (1948) tamamladı. Çeşitli işlerde çalıştı. 1957'de Elif Kitabevi'ni, 1962'de Elif Yayınları'ru kurdu. Çeşitli gazete ve dergilerde felsefe, tarih, edebiyat, folklor, bibliyografya, eğitim, sanat konulannda yaalan, eleştirileri, araştırmaları çıktı. 196065'te Kitap Belleten Dergisi'ni yayımladı (43 sayı). Şiirlerini Sevgiler de Gündemdedir adlı kitabında topladı. Ayrıca Türkiye'de Shakespeare, Shakespeare'de Türkiye (1958), 1001 Bilmece (1960), Eğitim ve Yayın (1985), Felsefecilerle Söylesiler (1986) başlıklı kitapları yayımlandı. dım: Bu sorunlar neden? Bu toplum neden böyle? Her zaman böyleydi de ben mi farkında değildim? İnsanlar neden bu denli bireyci? Bu kadar aşın çıkar hırsı nereden geliyor? Bunlann bir yanıtı, bir açıklaması olmalıydı. Karanmı vererek felsefe bölümiine girdim. Toplum, düşünce, sanat olaylannı anlamak, onlann dünden bugüne gelişmesini izlemek içuı bu bölümden daha iyi bir yer olamaz diye düşünüyordum." Hocaları Hilmi Ziya Ülken, Mustafa Şekip Tunç, Macit Gökberk, Vehbi Eralp, Takiyettin Mengüşoğlu, Z. Fahri Fındıkoğlu ve Nazi baskısından kaçıp Türkiye'ye sığınan üç Alman profesörü: Von Aster, Peters, W. Kranz. tmzalı ilk yazısı bu sıra çıkıyor Yığın Dergisi'nde. 1946 sonu ya da 1947'nin ilk aylan. Fakülteyi bitirince, iş bulma sorunu baş gösteriyor: "Çok istediğim balde öğretmen yapma'dılar. Bunun üzerine, ayrun gozetmeden her işi yaptım. Sokakta gazete satıcılıgı, tabelacıiık, işportacılık, çeviri bürosunda çalışma..." Şiir ve yazıları Akşam Gazetesi'nde, Melih Cevdet'in düzenlediği sanat sayfasında Ferhat SUacı imzasıyla yayımlaruyor. Askerlik dönüşünde, Sahaflar Çarşısı'mn tanınmış kitapçısı Nizamettin Aktuç'un yanında "çırak"lığa başlıyor. iki yıl çıraklıktan sonra, yeniden işsizlik... Ve çarşıdaki tanıdıklanndan sağladığ] kitaplarla kendi elindeki birkaç eski kitabı, duvar diplerinde satmaya girişiyor. Zorluklar içinde geçen uzun bir "direnme ve dayatma" süresinden sonra, çarşımn boşalan dükkânlanndan birine kiracı olarak girmeyi başanyor. Yıl 1957. ~ Arslan Kaynardağ, mesleğini "bir tür eğitim işi" olarak göruyor. "Babam Atatürk kuşağından bir askerdi" diye anlatıyor. "Birinci Diinya Savası gazisi bir subay olarak Yemen'de tngilizlere karsı savaşmış; kapitalizmin acımasızlığından önce sömürgeciliğin acımasızlıgını görmiiş. Bir kardeşimi Yemen'de İngiliz yanlısı Araplar şehit etmiş." Daha sonra siyasete kanşıyor babası. Gazeteleıde yazılar yazıyor. Hapislerde yatıyor. Kastamonu'ya sürgün ediliyor. Arslan Kaynardağ, ilk ve orta öğrenimini orada yapıyor. O yıllann, "dogası zengin, insanlan iyi, eski ve güzel bir Anadolu kenti" diye nitelediği Kastamonu'nun özel bir yeri var gönlUnde. Liseyi bitirince Istanbul'a geliyor: "Doktor olmayı duşündüm, mühendis olmayı istedim. mimar olmaya giriştim. Şanssızlıklar ve yoksullugum yüzünden hiçbiri olmadı." 1941'de Vakit Gazetesi'ne muhabir oluyor. Gazetenin sahibi Hakkı Tank Us, Basın Kurumu'nun kitaplığını düzenleme işini de veriyor ona. Olanak buldukça, Güzel Sanatlar Akademisi'nin akşam derslerine gidiyor, desen çalışıyor. Kastamonu'ya dönme zorunluluğu. Babasımn ölümü. Ailenin Istanbul'agöçuşü... Kapımıza dayanan îkinci Dünya Savaşı'nın getirdiği yoksulluk... " Annem, böyle bir ortamda bize bakmak için çırpınıyor, perişan oluyordu. Panunızın azlığı yiiziinden kirada oturacak ev bile bulamıyorduk. Esld tanıdıklannuz bize yabancı olmuşlardı. Lisedeyken göziimde o denli buyüttüğüm toplum, şimdi hep olumsuz, çirkin yönleriyle çıkıyordu karşıma. Yemek, okumak, sevmek, gezmek gibi en doğal, en basit şeyler sorun oluyordu. Sormaya başla Erzurum'da toplu konut ERZURUM (AA) tki ayrı konut projesinin uygulandığı Erzurum 'da, 1700 konutun daha yapımına başlandığı bildirildi. Dadaskent ve Yenişehir toplu konut alanlarında elverişsiz hava şartları nedeniyle inşaatına ara verilen 5 bin 500 konutun yapımına da yeniden başlandı. Erzurum'da 10 bin konut açığınm bulunduğunu belirten yetkililer, toplam 32 bin konutluk iki ayrı toplu konut projesinin 1992 yılında lamamlanmasıyla Erzurum'da konut sorununun tamamen çözüme kavuşacağını söylediler. 196065'lerin bolluk içinde yüzen Sahaflar Çarşası'nı özlemle anarım... Çarşının ortasına bir kamyon kitap boşaltılır... Sudan ucuz kitaplar... Seç seçebildiğin kadar... Nice kitaplar keşfeder, aradığıruz nice eski kitaba rastlarsınız. Bir koşulla: Yere eğilip, yığınları bir bir elden geçirmek zorundasınız. Bu "zahmet"e katlanmak istemezseniz, dükkânlara dalın. Kitaplar, raflara konularına göre dizilmiş. Aradığınızı birinde bulamazsanız ötekinde bulursunuz. Arslan Kaynardag'ı o bol kitaplı yıllarda tanıdım. Dükkânının raflannı bugüne kadar kimbilir kaç yüz kez taradım. Kimi yazarlara, aydjnlara ilk kez orada rastladım. Kaynardağ, yalnızca bir sahaf, bir kitapçı değil. Felsefe, tarih, edebiyat, folklor, bibliyografya, eğitim, sanat konulannda yazılar, eleştiriler kaleme alan, araştırmalar yapan bir aydm. Bir şair. Kitap çalışmalan Kaynardağ, kitap alıp satmakla yetinmiyor. "Mesleğinin ehli" olma, gerçek bir uzman olma çabasında: Dostoyevski'den çeviriler konusundaki ilk bibliyografya çalışması, "Türk Edebiyatçılar Yıllıgı'nda yayımlanıyor. Bu alandaki çalışmalarım sürdürüyor. "Shakespeare'le ilgili Türkçe kitaplar", "Nasreddin Hoca", "Atasözleri", eski ve yeni "alfabe" kitapları, Türkiye'de yayımlanan "cep kitaplan" koleksiyonlarını sergiliyor. Ayrıca "Eski mesleklere ilişkin kartpostaUar", "Kurtulus Savaşı ile ilgili halk resimleri", "Dünden bugüne kitap kapaklan" konulu sergiler açıyor. 1960'ta Kitap Belleten in yayımına girişiyor. Bibliyografya çalışmalanna katkıda bulunmak amacıyla çıkardığı bu dergiyi 1965'e kadar (43 sayı) yaşaüyor. 1962'de Elif Yaymlan adıyla kitap yayımına başlıyor. Felsefe, sanat, tiyatro, toplumbilim alanlannda 25 kadar kitap çıkanyor. Sahaflar Çarşısı'mn önemli bir özelliği var Kaynardağ'a göre: "tstanbul'dan çeşitli kültürler gelip geçmiş. Hepsi de bir miktar kitap bırakmış. Aynca, sadrazamlann, ünlü profesörlerin, büyükelçilerin, konsoloslann, çok eski ailelerin büyük küruphaneleri bu çarşıdan gelmiş geçmiş. Bunlann bir dökümü yapdsa ki, böyle bir döküm yapmayı diişünüyorum çok ilginç sonuçlar dde edilir. Kitap meraklılan bunlardan nasiplerini almış gitmişler. Buranın bir özelliği de kitapçılann bir arada bulunması. Hangi bilim adamı bir tez hazırlayacak oisa, buraya gelip de raflan kanştırmadan işin içinden çıkamayacağını bilir. Hiç ummadığı, düşünmediği kitaplan bulmnş, buradaki kitapçılann belleginden yararlanmıştır." Artık çarşıya eskisi gibi büyük kütüphaneler gelmediğini belirten Kaynardağ, bu çarşıda edindiği bilgilerin kimi zaman üniversitede elde ettiği bilgiler kadar değerli olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Ticareti bir amaç değil, bir araç olarak duşündüm. Nice zoıiuklarm üstesinden gelerek bunu başarabildiğimi sanıyorum. Yazı yazmaya, inceieme yapmaya, özellikle felsefeye son yıllarda daba çok zaman ayırabUdiğim için memnunum." Şimdi, bir yandan Sahaflar Çârşısı'nın geniş bir tarihini yaztnaya hazırlanıyor, bir yandan felsefe, Türk düşünce tarihi ve çağdaşlaşma konulannda incelemelerini sürdurüyor. Ayrıca, yayımlanmış yazılanm konularına göre ayırıp kitaplaştırma çabası içinde. Öğrencilik yıllanna kadar uzanan şairhğini de unutmayalım. Şiirlerini 1979'da Sevgiler de Gündemdedir adlı kitapta toplayan Kaynardağ, "Bence felsefe yapmanın en iyi, en doğal yollanndan biri şiir yazmak, şiir söylemektir" diyor. önem verdiği bir başka konu, eğitim. Mesleğini "Bir tür eğitim işi" olarak görüyor ve diyor ki: "Yeryıizunde canillikten, bilgisizlikten daha kötü bir şey yoktur. Bundan daha kötüsü ancak şu olabilir: Bilgin bir kimsenin cahil bir zorbaya dalkavukluk etmesi. Ne öğretilirse öğretilsin, her şeyden önce öğretilecek tek şey vardır: Insanı sevmek, insanı saymak. Bu sevgi ve saygının kanıtı, insanın insanı söraürmemesi. insan emeginin jüceltilmesi, insamn kurtanlmasıdır. Bu, aynı zamanda bir ahlak sorunudur. Bence insanlar yalnızca okullarda eğitilemez. Yalnızca okullarda öğrenim yapılmaz. Eğitim açısından, okul dışında da yapılacak çok şey olduğuna inanıyorum. Toplum, büyük bir okul gibi olmalı. Herkes birbirine bildiklerini öğretmeli." Çevre Koruma Bölgesi Başkanı Toskay 'Kaplumbağalar elimi öpsün Gelişmekte olan hiçbır ülkenin altyapı üzerine üstyapı oturtarak turizm pazanna giremeyeceğini söyleyen Prof. Pr. Tunca Toskay, kaplumbağaların da alınan önlemlerden sonra hallerinden memnun olmalan gerektiğini belirtti. BÜLENT ECEVİT Başbakanlık Özel Çevre Koruma Bölgesi Başkanı Prof. Dr. Tunca Toskay, Turizm Bakanı tlban Aküzüm ile gerçekleştirdikleri Antalya bölgesi incelemesi ardından yaptığı açıklamada, "Gelişmekte olan hiçbir ülke, altyapıyı yapıp üstune de üstyapı>ı oturtarak turizm pazanna ginnez" dedi. Toskay, kaplumbağalar için "Elimi öpmeieri içîn gerekir" diye espri yaptı. Tuncay Toskay soruJarımıza şu yanıtları verdi: Sayın Toskay, Antalya yöresini gezdiniz, betonlasma ve doğa koruması konusunda tavsiyeleriniz olacak mı? TOSKAY Iş işten geçtniş denilebilecek bir şey yok henüz, ama tedbir olarak bazı kurallar konması gerekir. Bazı yapılaşmalar görüyoruz. Çok kötü olarak bakmamak gerek, her yerde olur onlar. Ne gibi tedbir? TOSKAY Bölgenin tümünü almak lazım. Nerede, ne yapılırsa iyi olur, ne yapılırsa kötü olur? Turizme mi açılacak, sehirleşmeye mi açılacak? Yoksa bakir bir alan olarak hiç dokunulmadan mı bırakılması gerekiyor? Öyle bakmak lazım. Ne kadar bir yük yüklersek, o doğa parçasının guzelliğini bozmadan kullanabiliriz? Sonra da yapılaşmada, ister yerleşme için, ister turizm amaçlı olsun, bu konan kurallara göre hareket edilirse büyük bir problemi çözmüş oluruz. Bizim koruma bölgesinde yaptığımız şey şu: İlk önce başta belediyelerin imar planlarını gözden geçiriyoruz. Yapılabilecek düzeltmeler varsa onları düzeltiyoruz. Köy yerlerinde yerleşmenin nasıl olması gerektiği hakkında vatandaşı da sıkmadan riayet edildiği zaman güzel yerleşmelerin ortaya çıkmasına sebebiyet verecek kurallan ortaya koyduk. Şimdi yatırım talepleri var, sıra onlara gelecek, yavaş yavaş onları inceliyoruz. Yabancı turizmciler, Türk turizminin, altyapı tamambuımadan kitle turizmine girerek fırtınaya yakalandığını soylüyoriar... TOSKAY Bakm size bir şey söyleyeyim. Gelişmekte olan bir ülke, dört dörtlük altyapıyı yapıp, üstüne de üstyapıyı oturtarak turizm pazanna giremez. Dünyada böyle bir şey yok. Var diyenler örnek göstersinler. Ancak bunu Doğu Bloku ülkeleri yaptı. Onların da turizmi olmadı. Yani altyapısıyla üstyapısıyla yaptılar, o da güdümlü bir olay oldu, tutmadı. Ne Bulgaristan ne de Romanya başarılı olabildi. Kaplumbağalar konusunda bir gelişme var mı? TOSKAY Onlar hallerinden memnunlar. Sizi protesto etmek için kaplumbağalann sakal bıraktıklan sövleniyor? TOSKAY Olur mu öyle şey? Onların benim elimi öpmeieri gerekiyor. Denizdeki çiftleşme alanlarını bile koruma altına aldık. Hallerinden çok memnun olmalan gerekiyor. 1960Vann ünlü Profumo skandah, 26 yıl sonra beyazperdeye aktarıldı. ingiliz basını, filmin başansını, 1963'teki iki yüzlülük ortamının bugün de sürmesine bağlıyor. Kültur Servisi Bellekleri 1960'lann başlanna kadaı uzananlar, 1%3'te Ingiltere'de patlak veren Profumo skandalını hemen anımsayacaklar. Tabii Profumo skandah der deraez Christine Keeler ve Mandy RiceDavies adh kiralık kızları da... Zamanın Savaş Bakanı John Profumo'yu yerinden etmekle kalmayan, Başbakan Harold Macmillan'ın muhafazakâr hükümetinin çökmesine de katkıda bulunan skandala Yevgeni İvanov adlı bir Sovyet deniz ataşesinin de adı kanşmış, skandalla ılgılı haberler aylarca gazetelerin başsayfalarında boy göstermişti. Bir zamanlann ünlü Profumo skandalı şimdi beyazperdede. Şu sıralar Londra sinemalarında gösterime giren "Skandal", Michael CatonJones'un ilk uzun metrajlı filmi. "Skandal"da Profumo'yu Ian McKellen, Christine Keeler'ı Joanne VVhalleyKilmer, olayda önemli bir rol oynayan ve sonunda canına kıyan sosyete doktoru Stephen VVard'u da Jobn Hurt canlandırıyor. "Independent" gazetesinin sinema yazan Adam Mars Jones'un "duygusal birşantaj" diye nitelediği "Skandal" filmi gösterime girer girmez sinema salonlannı doldurmaya başladı. FUm, gişe başansını, genç sinemaseverlerin 196O'lı yıllara ilişkin nostaljisine mi borçlu, yoksa seyircinin cinselliğini gıdıİdayan bazı sahnelerine mi?.. Gerçi kısa da olsa bir toplu sevişme sahnesi ve erkek cinsel organlarınm buzdan bir heykelini gösteren sahne hiç de yabana atılır cinsten değil. Ama "Washington Posftan Jonathan C. Randal'a bakılırsa, İngiliz eleştirmenler filmin başansını, gizlilik, ikiyüzlülük ve sosyete üyelerinin yaşamı gibi konuların İngilizleri "büyülemesine" bağhyorlar. Fîlm yaratan olay 'SkandaV, Londra'da gişe rekorları kırıyor Kontenjanlar belli oldu Eğitimde 'açık' yıh Anadolu liselerine başvuranlardan yüzde 90'ı açıkta kalacak. ANKARA (ANKA) Anadolu, fen, meslek, Anadolu teknik liseleriyle kurumlara ait okullar ve özel okullann 19881989 öğretim yıh için ayırdıkları kontenjanlar belli oldu. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan edinilen bilgiye göre ortaöğretim kurumlarında 198990 öğretim yıh için belirlenen kontenjanlar şöyle: Anadolu liseleri (14 bin 810), fen liseleri (1920), meslek liseleri (135 bin 39), kurumlara ait okullar (5 bin 157), özel okullar (20 bin 18), Anadolu teknik liseleri (5 bin 24). 198990 öğretim yılında Anadolu liselerinde okumak için 131 bin, fen liseleri için 48 bin, kurumlara ait okullar için ise 57 bin öğrenci başvurdu. Başvunılar ile kontenjanlar kıyaslandığında Anadolu liselerine başvuranlardan yüzde 88.6'sına karşıhk gelen 116 bin 190 öğrencinin açıkta kalacağı belirlendi. Anadolu liselerine başvuranlardan ancak yüzde 11.3'ü kayıt yaptırabilecek. 48 bin başvurunun olduğu fen liselerinde ise başvuranların yüzde 4'ü bu okullarda okuyabilecek, başvuranlann yüzde 96'sına karşıhk gelen 46 bin öğrenci dışanda kalacak. Başvurular ve kontenjanların belli olmasmdan sonra gözler nisan ve mayıs sonu ile haziran başında yapılacak ortaöğretim sınavlanna çevrildi. öğrencilerin kısıtlı kontenjanlara girebilmek için ter dökecekleri sınavlann tarihleri şöyle: Devlet parasız yatılı (DPY) ve bursluk arasınıflar sınavı (29 nisan), DPY ve bursluk ortaokul sonu sınavı (3 nisan), kurumlara bağlı okullar sınavı (27 mayıs), Anadolu liseleri (28 mayıs), fen liseleri (3 haziran), özel ve Türk yabancı okullar (4 haziran), meslek liseleri (10 haziran), DPY ve bursluluk ilkokul sonu sınavı (II haziran). tuzaga" düştüğü ev. Tabii, VVard'un karşıcasusluk örgütüyle iliskileri ancak 1980'lerin ortalannda yayımlanabilen iki kitapla aydınlığa kavuşacak. Sıktığı her kurşun için bir yıl hapis yatan Edgecombe ise şimdi meseleye çok "kişisel" bir açıdan bakıyor: "Zenci bir sevgilisi olan bir piliçin aynı zamanda bir bakanla yattığını öğrenmek tngilizleri çıldırttı. Benim yerimde bir beyaz olsaydı olay kapanıp gidecekü!" Ama sonradan yapılan birçok yoruma bakılırsa, lngilizlerin kabullenemediği, Savaş Bakanı Profumo'nun Avam Kamarası'ndaki tutumu olmuş. Profumo, Avam Kamarası'ndaki suçlamaları yanıtlarken, Keeler'la olan "uygunsuz" ilişkisini yadsımakla kalmamış, kamuoyu önünde böyle bir "iftirada" bulunanlar hakkında tazminat davası açtıracağı tehdidinde de bulunmuş. Ancak fihn, Profumo'yla fazla ilgilenmiyor. "Skandal" filminin ilgi odağı, Profumo'nun bakanlıktan düşuşünden sonra "tepedekiler"in Doktor VVard'u "günah keçisi" yapmaya karar vermeleri, bunun sonucunda polisin tam 147 kişiyi sorguya çekerek VVard aleyhinde kanıt toplaması ve VVard hakkında Keeler ve RıceDavies'in "ahiakdışı kazanç"larını cebe indirmekten dava açılması. Nitekim, Profumo skandalını TV dizisi yapmak için yıllardır BBC'yi ve özel TV şirketlerini ikna edemeyen yazar ve yapımcılara bakılırsa, "tepedekiler" bugün bile konuyla ilgili "hassasjyef'lerini komyorlar. VVard'un güvenlik örgütüyle ilişkilerini enine boyıına inceleyen bir kitabın iki yazarından biri olan Phillip Knightley'e göre de, "tepedekiler" TV'yi bu konuya girmemeye "ikna etmek" için bugüne kadar ellerinden geleni yapmışlar. "SkandaC'ın beyazperdeye yansımasından sonra bazı gazetecilerin yaptı kları yorumlar da ilginç. Profumo skandalı sırasında "Daily Express"in dedikodu yazarlığını yapan Logan Gourley, "Asıl üzücü olan" diyor, "bu gibi konulardaki ikiyüzlülük ve bağnaziığın günümüzde azalmak şöyle dursun, daha da artmış olma ANTALYA (AA) önceki yılarda müşteri sıkıntısı çeken belediye '. belgeli pansiyonların, turistik belgeli otellerden müşteri kapmaya '. başladıklan bildirildi. Antalya Pansiyoncular Derneği Başkanı Kadir '• Tavan, belediye belgeli pansiyonların "sessiz bir propaganda" içinde olduklarını belirterek, "yörede tatil yapan yabancı turistler, ülkelerine döndüklerinde çoğunlukla ucuz pansiyonları tavsiye ediyorlar" dedi. Türkiye'ye yönelik yabancı turist akınından belediye belgeli pansiyonların kârlı çıknklarmı belirten Tavan, şeker bayramında Akdeniz bölgesinde tatil yapacak yerli turistlerin de daha çok pansiyonları tercih etmelerinin beklendiğini söyledi. Pansiyonlara >et rağbt arttı Muğla'da agaçlandırma MUĞLA (AA) Muğla Orman Bölge Müdürlüğü 'nce bu yıl 12 bin 600 hektar sahanın ağaçlandırılacağı ve 28 milyon adet ftdan dikileceği bildirildi. Muğla Orman Bölge Müdürlüğü'nden verilen bilgiye göre, 1989 'da Aydın ve Muğla'da toplam 12 bin 600 hektar alan ağaçlandmlacak. Yörenin esas ağaç türünün kızılçam ve karaçam olduğunu belirten yetkililer, bu ağaç türlerinin yangından korunması amacı ile yangın emniyet şeritleri açıldığını söylediler. Skandalın kahramanlanndan Christine Keeler'i Joanne VVhalley canlandırıyor. Filmin uzerinde yoğunlaştığı odak noktası, ne skandala adını veren Savaş Bakanı Profumo ne de o günlerin "efsane" kiralık kızı Christine Keeler. CatonJones'un "Skandal" filmi, güçlü dostları kendisine sırt çevirince intihan seçen sosyete doktoru Stepben VVard'un yazgısı uzerinde yoğunlaşıyor. Aşın dozda Nembutal alıp canına kıyan Ward'un Christine Keeler'la olan platonik ilişkisi! VVard'un, işçi sınıfı kökenli güzel Christine'i Mandy ile birlikte batak bir gece kulübünden kurtarıp sosyetedeki zengin arkadaşlarıyla tanıştırması! Ama böyle durumlarda hep bir "oyunbozan" çıkar! Christine Keeler, sosyetenin doruklannda gezinmek istiyor, ama Batı Hint Adalan'ndan Londra'ya düşmüş, marihuana düşkünü sevgililerinden de vazgeçemiyor bir türlü. Eh, bunlardan biri, Johnny Edgecombe da bir gün kıskançlık nöbetine tutulup Doktor VVard'un kapısına 7 kurşun sıkınca skandalın ilk kıvılcımı tutuşuveriyor. Edgecombe'un saldırdığı ev, Keeler'ın, ayru zamanda hem Bakan Profumo'yu hem de Sovyet deniz ataşesi ve casusu Yevgeni İvanov'u "kabul ettiği" ev. Doktor VVard'un ingiliz karşıcasusluk örgütüyle olan "esrarengiz" iliskileri sonucu tvanov'un o çok bilinen "tatlı Almanlartn GAP turu FRANKFURT (AA) Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) çalışmalannın son durumunu yerinde görerek bilgi almak üzere bir grup Alman gazetecinin yann Türkiye'ye gidecekleri bildirildi. Aralarmda Almanya'mn en saygın gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung ile Die Welt muhabirlerinin de yer aldığı 14 gazete, radyo ve TV muhabiri, Ankara'da çeşitli görüşmelerde bulunacaklar. Başbakan Turgut özal, Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Devlet Bakanlan Mehmet Yazar ve Kâmran Inan ile görüşecek olan gazeteciler, SHP Genel Başkanı Erdal Inönü ve DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'i de ziyaret edecekler. Bu yıl Türkiye'nin 108 bölgesinde kazı var Kazı sezonu açıhyor ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR Yaz aylannın gelmesiyle birlikte kazı sezonu da açıhyor. Bu yıl Türkiye'nin çeşitli yörelerinde yaklaşık 108 yerde kazı yapılacağı bildirildi. Yerli ve yabancı bilim kurumlan tarafından yapılan kazıların büyük bölumü, bu yıl da sürdürülecek. Kazıların 80 kadarı Türk, 28 kadan da yabancı bilim adamları tarafından gerçekleştiriliyor. Sürekü kazıların yanı sıra yüzey araştırmaları ve kurtarma kazıları da bu yıl planlanan çalışmalar arasında bulunuyor. Yuzey araştırmalarının 33'ü Türk, 28'i ise yabancı bilim adamlarınca yapılacak. En uzun süreli kazılardan biri olan İzmirBayraklı'daki eski tzmir yerleşim yerinde Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından sürdürülecek. Yine doksan yıldır kazılan antik Ephesos kenti bu yıl da Avusturya Arkeoloji Enstitusu'nden Çrof. Dr. Gernard Langmann başkanlığındaki bir ekip tarafından yürütukcek. Bilim adamları Ephesos kentinin büyük bölümünün hâlâ toprak altında bulunduğunu ve kazıların daha uzun süre devam edeceğini söylüyorlar. Yabancı bilim kurumlan tarafından gerçekleştirilen bir diğer kazı da Aydın'ın Karacasu ilçesinin civarındaki Aphrodisias antik kentinde yapılıyor. ABD Nevy York Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kenan Erim, bilimsel araştırmaiarı ile ödül aldığı antik kent kazısını sürdürecek. Ege'de Manisa'nın Salihli ilçesinde Sardis kazısı ABD Harvard Cornell Üniversitesi'nden Prof. Dr. C H. Greeımalt başkanlığındaki ekip tarafından gerçekleştirilecek. Türkiye'de sürdürulen en ilginç kazılardan birisi ve tek sualtı kazısı Antalya'nın Kaş ilçesinde gerçekleştiriliyor. ABD Sualtı Arkeoloji Enstitüsü'nden bir ekibin yuruteceği kazının başkanhğını ise Cemal Pulak yapıyor. Dünyanın en eski batığı uzerinde yapılan araştırmaların sonucunda, bulunan buluntular ve eserler Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'nde inceleniyor ve sergileniyor. Türk bilim kurumlannca yürütülen Izmır Bayraklı yerleşim yeri kazısımn yanı sıra Çanakkale'de Assos kenti kazısı Prof. Dr. Ümit Serdaroglu başkanlığında sürdürülecek. Van Dilkaya yöresindeki kazılara ise Doç Dr. Altan Çilingiroğlu başkanlık ediyor. Bir başka onemli kazıyı ise Kayseri Kültepe'de Prof. Dr. Tahsin Özgüç başkanlığındaki ekip yürütecek. İzmir'de Klazomenai antik kenti kazısı Prof. Dr. Güven Bakır tarafından bu yıl da sürdürülecek. Ege'deki yeni başlayan önemli bir kazı ise Prof. Dr. Tomris Bakır tarafından Manyas Kuş Gölü yakınındaki Daskyleion antik kentinde yurütülecek. Şanhurfa Harran'daki kazılar Dr. Nurettin Yardımcı başkanlığında sürdürülecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear