Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 NİSAN 1989 CUMHURİYET/13 31 mart günü Sultanahmet'te toplanan "askerler" ve onlara katılan "ulema" Şeyhülislam'a taleplerini ilettiler Ayasofya meydanında şeriat çağrısı 2 31 Marı avaUanmasmda ısyancı askerlere katılan ulemanın hoşnutsuzluk nedenlennden bırı modernızasyon surecınde yönetıcı sınıf ıçmdekı ımtıyazh konumlarına son venlmesıydı. 19. yuzyılın sonlarına doğru ulemanın kenara ıtılışı buyuk ölçude gerçekleşmıştı Abdulhamıd'ın halktslamına dayanan polıtıkası da bu donuşumu tamamlayan etken oldu. Abdülhamıd, Islamcı pohtıkayı, gıttıkçe kuçulen ve Muslumanların yaşadığı bır ulkeye dönüşen Osmanlı Imparatorluğu'ndakı halkları bır arada tutacak bır araç olarak kullanıyordu Buna karşı ust duzey ulema, Meşrutıyet rejımınde eskı konumuna döneceğı umuduyla Jön Turk hareketını destekledı O A Mart günü Ayasofya meydanında toplanan üç bin kadar asker mebuslarm gözü önünde iki cinayet işledi: Lazkiye mebusu Emir Mehmed Aslan Bey, Hüseyin Cahid'e benzetilerek ö ldürüldü. Adliye Nazın Nazım Paşa da Meclis (13 Nisan 1909) reisi Ahmet Rıza'ya benzetilerek Hatledildi. 31 Mart'ı iyice çığırından çıkaran bu nokta oldu. GÜL ÇAĞALIGÜVEN Artık muhalefet ayaklanmaya sahip çıkamazdı 80.YIUNDA 31 MART . / \ h m e t Refik o günleri şöyle anlatıyordu: "İstanbuFda Şurayı Ummet, Tanin idarehaneleri yağma ecfıliyordu. Divanyolu'ndan geçen hocalarm, askerlerin esafîli nasın elinde parçalanmış buruşmuş Tanin gazeteleri görülüyor, asi bir asker büyük bir matbaa makinesini yüklenmiş gidiyordu. Artık hiçbir nizamdan, hiçbir kanundan korku kalmamıştı" rın taleplerini şöyle sıralayacaktı: 1. Sadnâzam Huseyın Hılmı ve Harbıye Nazın Rıza paşalarla Mecüsı Mebusan Reısı Ahmet Rıza Bey'ın aallerı 2 Mebuslardan Tanin'ın başyazan Huseyın Cahıd, Şârayı Ummet'ın sahıbı Bahaeddm Şakır ve Meclis Ikıncı Reısı Talat beylerın uzaklaştırılması 3. Şerıatın butun yönlerıyle uygulanması. 4. Açığa çıkartılan alaylı subaylann görevlerme dönmesı, mekteplı zabitlerin de gorevden alınmalan. 5. Ayaklanmadan dolayı bır neferın kılına zarar gelmemesı. Yapılan tum olağanustu çağrılara karşın mebuslarm çoğunun gelmedığı Meclısı Mebusan'da bır turlu göruşmeye başlanamıyordu Sonunda 40 cıvarındakı mebusun bulunduğu Meclıs'te reıslık görevını ustlenmış olan tsmaıl Kemal Bey, hukumete guvensızlık oyu verdırdı. Ancak yeter sayı oluşmadığından geçersızdı Zaten o sırada Saray'da bulunan Huseyın Hılmı Paşa, Abdulhamıd'e ıstıfasını vermış, sadaretten çekılmıştı bıle. I Tlı mebuslar çeşıtlı yollarla Selanık'e, hatta Avrupa'ya kaçmış ya da kentte saklanmışlardı Kısacası I.T tstanbul'dan sılınmıştı Sosyal tartk uzmanı Hürriyetin ilanı Ulema son derece hoşnut olduğu Meşrutıyet'ın ılanının ılk bır ayı ıçınde bırbınnı ızleyen kutlamalara ve sevınç gosterılerıne Hınstıyan ve Musevı dın adamlarıyla kol kola'katıldı, devrı ıstıbdadda şehıt olan gayn mıjsUmlenn ruhuna mevlıt bıle okudu. Derken, zamanla hurrıyet nutuklarında buyuk bır şevkle dıle getınlen "Osmanlılık" ıdealırun boş bır kavram, hürriyetin ıse devrımı gerçekleştıren Batılılaşma yanksı asker ve sıvıl burokrasının tekelınde bır olanak olduğu anlaşıldı. oyuncularından biri Derviş Vahdeti'ydi. Vahdeti'nin çıkardığı Volkan Gazetesi alt düzey ulema ve alaylı zabitlerin desteğini alıyordu. Volkan'ın çevresindeki muhalefet genişleyince Vahdeti önderliğinde "İttihadı Muhammedi Cemiyeti" kuruldu. Derviş Vahdeti 31 Mart sonrası asıldı. 31 Mart başrol ayaklanmasımn Hasan Feh«i ItthatTerakkı'ye karşı yazılar ya zan gazetecı 6 Nısan 1909'da köpru üzennde vurularak ölduruldü Ertesı gunü kaldırılan cenazesı göstenye dönüşüyor ve 31 Mart ayaklanmasımn ılk ışaretlermı venyordu îki cinayet Oğleden sonra Ayasofya Meydam'nda toplanmış üç bını aşkın asker, mebuslann gözu onunde ıkı cinayet ışledı Olan bıtenı anlamak ıçın Meclıs'e gelen Lazkiye (Sunye) Mebusu Emir Mehmed Arslan Bey, bıraz önce Beyoğlu'nda Suriyeli Madam Mutran'ın evınde yanından ayrıldığı Husevın Cahıd Bey'e benzetilerek öldurüldu Ayaklanmarun ılk gunu bu kez Meclis Reısı Ahmet Rıza Bey'e benzetilerek Adliye Nazın Nazım Paşa da katledıldı Bu cınayetler askerı de urkuttu* Bır an önce affedılmek, ayaklanmanın sorumluluğundan kunulmak ıstıyorlardı Meclis ışlemez halde olduğuna göre ne yapacaklardı0 tşte 31 Mart'ın iyice çığnndan çıkması ve gerıcı bır Meşrutıyet mücadelesinde Jön Türklerden yardımlarını esırgemeyen ulema, şımdı kazanılan hurrıyet dönemınde bır kez daha kenara ıtılıyordu Islam dınını, Osmanlı lmparatorluğu'nu kemıren doymak bılmez bır kurt olarak gören Ittıhat ve Terakkı, yenı baştan bıçımlendıreceklerı de\let örgütlenmesınde ulemaya rol vermeyı asla duşünmüyordu. Tersıne, bu sınıf ıçın yenı kısıtlamalar, görulmedık yukumlülükler getırıyordu Medreselen asker kaçaklanran yuvalan olarak değerlendıren tttıhat ve Terakkı, yuzyıllardır askerlıkten muaf tutulan medrese öğrencılennden başarısız olanlannın kı, çoğu böyleydı askere alınacağını açıkladı. Aynca gene aynı şekilde yılzyülardır bu görevden muaf tutulan lstanbulluları da askere alacaklaıdı. Nazım Paşa Adliye Nazırıydı 31 Mart'ta ısyancı askerler tarafından Meclısı Mebusan Reısı Ahmet Rıza Bey'e benzetilerek öldürüldü Ulema tepkisi Ozetle, ulemanın hoşnutsuzluğu, yenı rejımde de penfenzasyon surearun ışlemesıydı. Ulemaya göre tttıhat ve Terakkı'nın denetleme ıktidannın gayn meşruluğu yalnız laık polıtıkalarından değıl, despotça uygulamalarından da kaynaklanıyordu Böylece ulema, tttıhat ve Terakkı'nın iktıdanna karşıt olan lıberallerce kurulan Ahrar'a katıldı Bu ıttıfakın en kesın kanıtlarına Derviş Vahdeti'nin çıkardığı, aynı zamanda 31 Emir Arslan Bey 31 Mart'takı bır başka yanlıslık kurbanı Hüseyin Cahıd Bey sanılarak ısyancılar •arafından öldüruldu Hasan Fehnl'nin cenazesi 31 Mart'ın Ahrar cı Meclis Başkanı Ismaıl KemaJ The Memoırs of Ismaıl Kemal adlı yapıtında Hasan Fehmı Bey ın cenazesını şöyle anlatır Ittıhat ve Terakkı gözdağı vermek ıçın ılk olarak muhalefet gazetelennden bınnın yazarlarından Hasan Fehmı'yı katlett Jön Türklenn sözde özgurlük reıımının bu kurbanının cenazesı halkın hoşnutsuzluğunu ortaya koyduğu buyük bır muhalefet göstensı oldu Halk, bu cınayete olduğu kadar, polıs ve dığer yetkılılenn cınayetın karşısındakı pasıf tavırlanna da kızgınlığını dıle getırdı 0 gün sankı tüm Istanbul, yasa dışı yollarla Vahdeti, geleneksel kesım ıcındekı daha önce ışaret ettığımız bölumlenme doğrultusundaalt duzey ulema ve alaylı zabıtlerle erlenn desteğını aldı Volkan'ın tırajını o gün ıçın yuksek bır rakam olan 8 bınlere dek ulaştırdı Aynı gazetede Saıdı Kurdı'nın çoğunlukla şeriata üışkın makalelen yayımlandı Sonradan Nurculuk tarıkattnı kuracak olan Kürdı, o sıralarda Kurt ulusal gıysılen ıçınde ve silahlı olarak Meşrutıyet söylevlerı vermekle meşguldu özgürlüğün sesını boğmaya çalışanları protesto etmek ıçın cenaze törenıne katılmıştı Cenaze alayı tam Ayasofya Camıı'nden çıkmak uzereyken son derece vahım sonuçlara yol açabılecek bır olay meydana geldı Caddede ılerleyen sadrıazamın arabası cenazenın geçmesını bekleyeceğı yerde alayın yolunu kesmeye çalıştı Bunu kasıtlı bır hakaret olarak değerlendıren halk, kızgınlıktan delıye dönüp 'Sadrazama ölüm' çığlıklarıyla ayağa kalktı Eğer halk ıle sadrıazamın arasına gırmeseydım, Huseyın Hılmı Paşa, bu kızgın kalabalıktan saö, çıkamazdı Sonundaarabasınıbaşkayöneçevırmeyı başardık se ogrencısınin eylemkrini çağnştırdı. Duşuncelenmı Salih Zeki Bej'e (kocası) soytediğlmde gulumseyerek: 'Ittıhatçıların Selanık'ten getırdığı ılerıcı avcı taburları var trtıcadan korkmamız gerekmez' dedi. Oysa 31 Mart ayaklanmasımn liderleri olan onbaşı ve çatuşlar bu avcı taburlanndan çıkacaktı." 31 Mart tanhh muhalıf gazetelenn hemen hepsınde böyle bır olayın patlak vereceğını sezdıren ıpuçlan görulur Mızan Gazetesı'nde Murat Bey, "Ulemanın Suskunlugu" başlıklı makalesınde şenatın yukledığı yuce gorevı yerıne getırmedıklerı ıçın dın adamlannı eleştırmekteydı Mevlanzade Rifat da Serbestıde Ittıhat ve Terakkı'ye ağır dılle saldırıyor, onun koparılıp atılması gereken bır "habis" olduğunu yazı\ordu Asİlerİn talebi Askerlenn ayaklanıp Ayasofya Meydam'nda toplanmaları ve ulemanın da öğleyın onlara katılmalanndan sonra, Abdülhamıd asılerle goruşup onlara nasıhat vermesı için Şeyhulıslamı gonderdı Ayasofya Meydanı'ndan donuşunde Mehmed Zıyaeddın Efendi, asıle ımza toplamak; bu bıldınyı Meclıs'e sunmak gıbı, ancak parlamenter yaşamda söz konusu olabılecek eylemlerı gerçekleştırmelerı, geleneksel tabaka ıçmdekı bölumlenmeyı açıkça ortaya koyuyor tşte 31 Mart, bu parlamenter göruşlu geleneksel kesunın önderliğinde haarlandı ve başlatüdı 31 Man'a doğru, Ittıhat ve Teraklu'nın perde ardındakı "yetkili ve sonımsuz" guç rolune duyulan tepkı buyumuş, muhalefet gazetelenndekı hucumlar artmış ve şıddetlenmıştı Lapalıçarşı'da ortaya Muhalefetın en guçlu sımalarından bırı, 31 Mart ayaklannıasında başrol oyuncularından masa koyan hoca kılıklı olan Derviş Vahdeti'ydi Meşrutıyet'in ılanıniki kişi kanunlann dan sonra îstanbul'a geldığınde ılk önce ITye şeriata uygun olmasını gırmeye çalışan Vahdeti, bunun reddedılmesı üzerıne Ahrar Fırkası'nın yanında muhalefet isteyen bir bildiriye imza saflarına katılmıştı Volkan gıbı Fransızca bır toplamaya başladılar. ad seçtığı gazetesını 11 aralıkta Meclıs'm açılmasına bır hafta kala yayımlamaya başlamıştı Mart'a çok yakın bır tarıhte kurulan dıncı ör Vahdeti, Volkan'dakı yazılarında, ademi nıergut tttıhadı Muhammedi Cemıyeti'run söz keziyetçi ve ozel teşebbusçu (P Sabahaddınculuğunu de ustlenen Volkan Gazetesı'nde ın goruşlen), Islamiyctci, Meşrutijetçi, ınsaniyetçi ve medeniyetçi, Ingilizci ve Osmanlıcı rastlanır. bır çızgı ızledı K Çarşı Vakası ve 31 Mart'ın önderlığını üstlenecektı Gıttıkçe kızışan bu sıyasal ortamda muhalefet gazetelennden Serbesti'nın yazan Hasan Febmi Bej'ın 23 mart gecesı Galata Koprusu'nde kımlığı behrsız kışılerce öldürulmesı gergınlığı doruğuna ulaştırdı Hasan Fehmı Bey'ın cenazesı muhalefetın tum ağırlığıyla kendını ortaya koyduğu bır "31 Mart Provası" oldu Cenazede kımler yoktu kı Ahrar yanlıları, I.M.C , Eltslam cemıyetıne mensup ulema, medrese öğrencılerı ve askerler, DarüifuVolkan çevresi nunlu gençler ve tabıı muhalıf basın. Bu grupMeclıs'm açılmasından kısa bır sure sonra lar cenazenın ardından, Meclısi Mebusan \e Kâmıl Paşa'nın IT tarafından parlamenter sıs hukumet merkezı olan Bâbı Alı'nın önünde temle bağdaşmayacak bıçımde duşurulmesı protesto gostenlerı yaptılar nın, tepkılen yoğunlaştırdığını gormüştuk Bu Avcı taburları yuzden muhalefet ve basın, ITnın kurduğu Huseyın Hılrru Paşa kabınesıne veryansın edıHalıde Edıp'ın anılarında bu cenazeye ilışyor, bu kabıneyı gayn meşru kabul edıyordu kın bolum şoyledır "Evimin köşesinden, usBu sırada Volkan'ın çevresınde toplanan tunde Arapca olarak 'Allah ıçın bır şehıt yeter' muhalefet oylesıne yaygınlaştı kı, Vahdeti'nin ayeti yazılmış bir İran şalına sardıkları tabuonderlığıyle "Ittıhadı Muhammedi Cemiyeti" tu gordum. Peşinden gıden beynz sanklı kakuruldu. 21 mart gunu Ayasofya Camıı'nde labalık çok genış bir papatya urlasını andırıHazretı Muhammed adına okutulan mevlıt yordu. Meşum sessızlik bana eski gunlerde Faten sonra açılan Ittıhadı Muhammedi Cemi tih'te yenilıge karşı beyaz sanklanyla ayaklayeti, geleneksel kesımı peşınden surukleyecek nıp reformları yerle bır eden binlerce medre A.yaklanma öncesi muhalif gazetelerin hepsinde böyle bir olayın patlak vereceğini sezdiren ipuçları görunür. Mizan Gazetesi'nde Murat Bey "Ulemanın suskunlugu" başlıklı makalesinde şeriatın yüklediği yüce görevleri yerine getirmedikleri için din adamlannı eleştirmekteydi. ayaklanmaya donuşmesı bu noktada oldu Artık demokratık kıhktan çıkan ayaklanmaya muhalefet sahıp çıkamazdı Gerıye tek otorıte kalmıştı Saray Padişaha bağlılık Zaten Abdülhamıd. Başmabeyıncısı Ali Cevat Bey ile gonderdığı ıradeı senıyede askere "goz kırpmıştı." Bu ıradeı senıye, hukumetın ıstıfasının kabul edıldığını, yenı kabınemn kurulmak uzere olduğunu. o gun "toplantı" halınde olan a*kerlerle yanlannda bulunanlann padışahça affedıldığını bıldınyor ve "kıyamet gunune dek bâki ve âli olan şeriatın bundan bojle de her tarafça butunuyle bir kat daha ozenle uygulanacağını \enıden duvuruyordu." Akşama doğru borazan seslerı arasında sağa sola ateş ederek yola çıkan asker, Yıldız Sarayı'na gıdıp padişaha bağlıhklarını bıldırdı Bundan sonrakı 10 gunu Ahmet Refik'ın kalemınden okuyalırn (11 Nisan İnkılabı): "1 Nisan sabahı, yine tufenk sadalan ile ınfilak etmiştı. Bır gun evvelki cina\etlerin devam etmeyeceginden emin olma>an halk kuşkulu, meraklı adımlarla ıleriedıgı esnada yanı başında butun hayvanrvetını ortaya koyan bir neferin hiçbir tarafa bakmadan havaya ateş ettiginı goruyordu. Bazan bu nefer kafllelen arasına kanşan hocalar, onundekı neferın kurşunlanyla telef olunuyor ve bu cahil asıkr arasında pantolonu duşmuş, fessız, pejmurde kıyafet çocuklar, ası neferlerin boyunlanna astıkları tufenk dipçıklennden tutmuşlar, bir şevkı tıfılâne ile ılerlnorlardı. Şehrin ucra koşelerınde. mekteplı zabitan aleyhıne uygulanan cınayetler birbinnı izlıyordu. Cahıl bir nefer, sokakta tesaduf ettığı mektepli bir bınbaşm kurşunla telef edivor. birkaç nefer genç bır zabiti zevcesinın gozu onunde parcalıyordu. Butun bu ıhlilâl medeniyete, duşunsel gelışmeve, ozgurluk duşuncesine karşı yapılıyordu. Görulduğu gıbı, geleneksel katmanlann bır kesııru Kör Alı örneğındekı gıbı eskı tıp ayaklanma geleneğını surdururken, Batıhlaşan devletle ıç ıçe olan kesımı (alaylı subaylar, alt duzey ulema) ıse hoşnutsuzluğunu yenı demokratık yontemler aracılığıyla dıle getırmekteydı Herhangı bır şekilde devletle ılışkısı doğrultusunda Batılı ıletışım kanallarına aşına olan bu ıkıncı kesım, dernekler kuruyor, gazetelere şıkâyet mektupları gondenyor, hatta gazete çıkanyordu Ortaya çıktığı donemde "Kor Ali" olayıyla bır tutulan ve "Çarşı Vakası" adıyla tanınan bır olay, bu farklılığı belırgın bır bıçımde orta>a koyacaktır "Şubat ayııun ortasında Kapalıçarşı açılır açılmaz hoca kılığında bir iki kişı, orta yere bir masa koyarak basına otunıriar. İstıbdadın fenalıgından, humyetın fa\dasından bahseden >e Meşrutiyet devrinde çıkanlacak kanuniarla tuzuklerin şeriata u>gun olmasını isteyen bir bildırı hazırlarlar. Gelene geçene bu kâğıtları ımza eltırmege başlarlar. Ne olduğunu soranlara: 'Şenat ıstıyoruz' derler. Dinı buton Muslutnanlar, bu kâgıdın altına imzalannı atmayı buyuk bir sevap bilirler. Halk birikir, şeriat isteyen kâgıdın altı imza ıle dolar. İşi nihayel zabıta haber alır, cemaati dagıtır. 'Cemıyetı tlmıyeı Islamıye', çarşı içindeki 'şenat ıstenzcılen' savunmayı ustlenir. Bu cemiyetin fikirierinı yayımlayan Bejanul Hak Gazetesı'nde verilcn bılgıye gore kanunlanmınn İslam fıkıhından alınacagına dair Kanunu Esasiye'ye bir fıkra eklenecegı haben herkes!e buyuk bir sevioç yaratmış. Bunun uzerine uç kişi bir teşekkurname duzenlemeyı ve yaklaşık iki yuz kişiye ıraza ettırdikten sonra Meclisi Mebusan'a sunmayı duşunmuşler. Bu girişime halk alkışlarla ıştirak etmiş. Fakat ufak çapta olması duşunulen girişim, iki gun içinde birdenbıre genışle>erek 'Şenat ısterız' suretinde birbirlerinden haberdar olmaksmn ayrı ayn yazılar duzenlenerek imza ettirılmeye başlamış." Huseyın Cahıd'ın (Yalçın), oldukça "tarafgir" bır dılle aktardığı bu olayda, "hoca kılıklı" olarak tanıtılan geleneksel tabakalara mensup kışılenn bıldın hazırlayıp halktan Hanun uyan, Hüseyin Cahid parçalandı!f Laiklik ve ulema Kuruluşundan 17 yuzyıla kadar Osmanlı tmparatorluğu'nda ulema, asken \e sıvıl burokrası ıçınde en ımtıyazh ve seçkın gruptu Yalnız yonetsel guce sahıp değıl, toplumsal ve malı ışlerde de soz sahıbı ıdı Ulema eğıtımcı, dın ve yargı gorevlısı olarak yaşamın her alanına yayılmıştı Kul statusunde olmadıklarından servetlerını çocuklarına aktarabılmışler, malı açıdan gaçlu bır vakıf sıstemı oluşturabılmışlerdı. 18. yuzyılda bu ımtıyazlı grupta yozlaşmalar başladı. Çocuklan daha beşıkten başlayarak rutbe almayaıcezatlar (dıplomalar) parayla alınıp satılmaya, medreseler asker kaçaklarının yuvalandığı yerler olmaya başladı Gerçek ulema denılebılecek ulemai tarık, yanı ıyı eğıtım gormuş dın alımlenyle ust duzey ulema arasında bır daha asla kapanmayacak uçurum açıldı Oysa Batılılaşma, Batılı zıhnıyetı benımseyen devlet adamlanna, mahkemelere, oğrenım kurumlarına ıhtıyaç duyuyordu Bu gelışmelerde ulemanın yerı yoktu Llema son darbeyı vakıflarn, ^.vlet denetımıne gırmesıyle yedı Halide Edip 31 Mart sabahı yaşadmı dehşet dolu saatleri anlatıyor Yaşlı hizmetkârımız Hüseyin Ağa, îttihatçüardan nefret ediyordu. O gun yatak odamın kapısını vurup neşeyle şoyle seslendiğıni hatırhyorum: "Uyanın Hanımım, ordu ayaklandı. MületvekUleri kan ırmaklarında boğuldu. Ayasofya'da Ahmet Rıza ile Hüseyin Cahid parça parça edıldı..." Halıde Edıp, 31 Mart sabahı tanık olduğu olaylan Memoırs of Halide Edip adlı yapıtında şoyle anlatır "31 Mart sabahı uzaklardan gelen silah sesleriyle uyandıgımda kendı kendime 'Mart'ın on beşinden sakın" dedim. Hava gunluk guneşlik olduğu halde, çevrede sıkıntılı bır atmosfer hâkimdi. Her zaman acelecı ınsanlann gidip geldigi sokaklarda arasıra askerlerin mahmuz şakırtılarıyla bozulan derin bir sessızlik hukum sunıyordu. Bu silah seslerinın anlamını bize yaşlı hizmetkârımız Hüseyin Aga açıkladı. Çocuktuk yıllanmızdan beri yanımızda olan Huseyin'e okuma yazma ogretmişlim. Bu yelersız egitim, onda siyasele karşı bir lulku varatmış, gazetelerden kabıne degışiklıklen ve partı çekışmelerıni benden de çuk ızleıneye !> ışlamışlı. Itlihatçılardan ve yenılikten nefret ediyordu. INefreti ilerici duşunrelenmuden olunı bızım parvalanmamıza bile sevinecegi kadar buyuktu. Fakat, benimkinın iki katı olan jaşına karşın ogrencim olan yaşlı emektanmızın siyasal goruşlerıni hıçbinmiz ciddiye almıyorduk. O unutulmaz gunde yatak odamın kapısını vurup neşeyle şoyle seslendiğıni çok ıyı hatırlıyorum: 'Uyamn hanımım! Ordu ayaklandı. millelvekilleri kan ırmaklannda boguldu. Ayasofya'da Ahmed Rıza ile Hüseyin Cahid parça parça edildi' Sınırsız bir heyecan ictnde kapının arkasından bana irtica'ın lideri olan Dervış Vahdeti'nden bahsetme)« başladı. Vahdeti, İltinatçıların ve reform yanlısı mekleplılerle genç zabitlerin topunun katlini isteyen murteci ve fanalık bır hocaydı. Salih Zekı Bey, ne olup bıltıginı gormek ve olayların ne boyullara \ardıgını ogrenmek ıçın acele vıklı. Tanıdıgım bır genç /.abıl, adımın bu adamların kara lıstesinde olduğunu, emın bir >crc taklanmam gereklıgıne ılışkın hab«r gonderdi." Korku kalmamıştı İstanbul'da Şurayı L'mmet. Tanin idarehaneleri yağma ediliyordu. Divanyolu'ndan geçen hocalarm, askerlerin, esafili nâsın elinde parçalanmış, buruşmuş Tanin gazeteleri goruluyor. ası bır asker bu>uk bir matbaa makinesi vuklennıiş gidiyordu. Artık hiçbir nizamdan, hiçbir kanundan korku kalmamıştı. Neferler, gazelelere ılaveler neşrettiriyor, lesaduf ettıgı zabıle şıddetlı bir tokat indirerek cebinden re\ol>erini gasb editordu. Otede bir nefer zabıtlere pantolonunu çozduruyor, ahalinin boyun baglarını koparıyor, kahvehaneden resimlen çıkanyor. gramofondan hurrıyel plaklarını kınyordu. Beride şenat isteyen diger nefer mey hanelerde. umumhanelerde >ılahını bırakıyor, vahşi cınayetler ışlı>ordu. Sokaklarda mekteplı zabıt namına hiçbir ferde tesaduf edilmiyordu. Benden bır nefer tesseltur hakkında iblar nameler ne^rediyor; oteden bır ça\uş bıçare bır kadının saçlannı ke>erek vahşeller ıcra edıyordu." Istanbul bu sahnclerı va^arken, Selanık'te Harekct Ordusıı ha/ırlanı\ordu Adı kara lıstedeydi Halıde Edıp ın ad 31 Mart gerıcılerının kara lıstesındeydı Halıde Edıp gp^c j r zabıtın uyarısıyla saklanarak kurtulmayı basardı SÎJRECEK