28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 HAVA DURUMU Rİeteoroto)! Genel MutturluOu'nden ahıan bilgiye göre. bütun Mlgetennaz parçrt. « * buMkj. Mamara'nndoOusu, Kua*wlçEge, Akdenc, Iç Anadofcı. feft ve O m Karadenc He Dafcı «• KuasoJoOM AmMı'nun ba«o yafr mıriH. yw y « S 4 m k w g H gOrOMÜu »fenak yafrş» tmacak H M SttMOJĞI y\ırdun tafisytHt leanMnde b k s aıabok. Dıjer ytriente deOışmeyecek. RUZGAR: Vurdun tak k m r t m n k tasm M N « r t n l e güwy va dogu yinhrim orta kuvvMfc, yurfun bat teamHrin* kımglica «stcek. DertzleAdana Adapaan Mıyaman Afyon Agn Ankara Antakya Antalyı Artvm Y Y Y Y B Y Y Y B Y MP W Oıyartakıt 10° 5°Edime 18° 7°Erancan 10° 4°Ernırum 8° 3" Eskıîehır 11° 4°&aaanlep 19° 12° uresun 18° 10° Guırajştane B 10° 2°Hakk4n B 16° 10° Ispartı Y 16° 4°lfarasa 7° 2°KMaraş 10° 2°Mersın 8°3°Mugla 12° 3°Muş 17° 4°Nifrte 12° S°Ordu 10° HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE'DE BUGÜN B Y Y Y B Y Y B 0°RBB 0°Samsun Y <°S«rt 8 5°Smop Y 9°S«as Y B O B 2°Traba>n 2°Tiınc«J Y 3°Uşak Y B 3°Van Y 3°V*»sal PZonguBak Y 14° 8° 18° 8° 19° 11° 15° 7° 9° 2° 10° 4° 12° 6° 13° 6° 12° 6° 15° 8° 9° 6° 8° 2° 9° 5° 13° 6° 12° 3° 12° #> 8° 0° 9° 2° 9° 5° 13 MART 1989 J Lenıngrad ^tv OÜNYA'DA BUGÛN Amstemam Annnan ttna Bagıjat Barcelora Basel Betgrat Bertn Bonn Bruksel Y 9° Y 20= Y 17° A 18° A 17° Y 15° B 10° Y 11° Y 10° Y 9° Y 9° Y 14° Cenevre B 21° Cezayır A 27° A 26° Dubayi Frantcfurt Y 11° &me Y 20» S 3° Heisnıo Y 20° Kahıre Kopenhag Y 8» Y 10° Kâh Y 20° Lefkoşa Y 6° Y 12° A 18° A 15° B 12° Y 3° Y 13° B 11° Oslo Y 6° Y 13° Pans Y 1f> Pıag A 22° Ftyad A 17° Roma B 8° So«va Y 19° Şam A 23° A 26° Tunus Y 8° Varşora A 16° Venedifc Y12° Vıyana MasfcngtonB 13° Zurih Y 14° Lmngrad Londra Madnd Mılaoo Montteal Mostova Müntı Moskova MEHMED KEMAL POUT1KA VE OTESI B 13° Baktesır Y 12° Brteok Y 10° BmgAI S B 9° n f f o seHgi 22.5, BabKaradenz. Marmara. Ege ve 8*» AMerurt» 3* m . Ege | 2 Y 11» GMo ıteizlenınBfc yrtta « paynal» « , vtBatAtaMapMam)a4em.dolayındatı*jnacak\taG6lü'nfeha ? * Y 12° Bat Kmdeniz. Uaraara. Ege ve Batı AMe va. parçak bututkı gececek Nfegar güney ve dogu vânhnJen orta kuvv** • " • B 12° mrte 79 laıvvrtnıje saatte «27. Bat Kan esecek Gâi rnmedM dalgat oiacak. Dalg> yukseUOi 115 m Y 11° deriz. Uarnsn. Ege ve Bat A M c n e « 3 W 5 Jı 10 km (Maymda buknacak. Y 14° Denizt denz rmi hda csecek DENİZ Mufcdıl. yer yer kaba ve çok taba dalgalı otacak Tahmını dalga »«kvagmunu İS.Sİ. * ac« B butulu K kanı S ss* V: acık •"" ' "" «"""^gSÎ* 10° 13° fbMNil Y 9° 3°İzmir 8 15° 4°Kars B 3° Kastamonu Y 12° 2°Ka»ser Y 9° 5°Kırtün* B 8° 6°Konya Y 12° 2°K0Btıya Y 12° 6°Maölya Y 13° Her Dönemin Adı Var... Halk Partisi'nin 1950'deki yenilgisini jandarma dayağı ile yol parasına bağlayanlar vardır, pek haksız sayılmazlar Jandarma niye dayak atar, yol parası niye alınır? Genç okurlarımız arasında bunu bilmeyenler vardır, açıklamak istiyoruz. Yol parasından başlayalım. Köylerde yaşayan yurttaşlarımtzdan (kentlerdeki değil) belli miktarda yol parası alınırdı. Bu, yolunu yapıyorum, parasını ver demekti. Yükümlünün yol parasını ödeme gücü yoksa, gelir yolda çalışırdı. Borçlandığı parayı çalışarak öderdi. Eğer çalışmaya gitmez kaytarırsa jandarma gelir, köteği basar, tutuklanırdı. Yol parası olarak ne kadar borcu varsa o kadar gün yatardı. imparatorlukta ve cumhuriyetin başlarında jandarma dendi mi köylünün ödü kopardı. Türkiye Gençler Dernegi'nin kurulduğu günlerde, gençler olarak Ankara'nın Bayındır Köyü'nde köylülere yardıma gitmiştik. Karşılığında bir şey beklemeksizin harman yerinde yardımcı oluyorduk. Azığımızı da kendimiz götürüyor, köylüden yiyecek istemiyorduk. Birkaç gün sonra köyün muhtarı ve ileri gelenleri rahmetli Ceyhun Atuf Kansu ile beni bir duldaya çağırdıiar. "Yardımlannıza çok teşekkür ederiz" dediler. "Ancak şöyle bir çevrenize bakın, dağ, taş jandarma. Siz solcuymussunuz. Size bir şey demiyoriar, ama jandarmalar bize çıkışıyorlar. buniarı kovun diyorlar Ayrıca jandarmalara tavuk ve yumurta yetiştiremiyoruz. Köyde neredeyse tavuk ve yumurta kalmadı." Biz köylülerin derdini anlamıştık, köylüler de bizim. Ancak ara yerde jandarma vardı. Eski günlere taş çıkartacak yeni bir baskı dönemine daha girdik. KOItür evleri, dernekler, sergiler, türlü kültürel toplantılar yasaklanıyor, kimi yerler mühürleniyor. Biraz direnir gibi olanlar hemen gözaltına alınıyor. Ellişer, yüzer kişinin birden gözaltına alırtdığı oluyor. Baskı buyrukları yukarıdan çokça gelmeye başladı. Bu baskılar dışanya da yansıyor Bakın dışarıda 'Türkiye'de işkence var, oraya gitmeyin!..' diye pankartlar asıyor, gideceklere engel oluyorlarmış. Yüzlerce insanın gözaltına alındığı, kitapların imha edildiği, düşüncelerinden ötürü insanların tutuklandığı bir ülkeyi AT'ye alırlar mı? Adama baskı yüzünden kaç kişi yatıyor diye sorarlar. Böyle sorduklannda ne yanıt verecegiz? Onlar şakacıktan mı yatıyor diyeceğiz? İşkencenin, hapiste yatmanın şakası olur mu? Siyasal iktidar pabucun pahalı olduğunu gördükçe yeniden 12 Eyiül yöntemlerine başvurmaktadır. Bir yandan dışarıda itibar artıyor derlerken, bir yandan da itibarı kırıcı ne varsa deneniyor. Yeniden 12 Eylül günlerine döndük. Özellikle Doğu Anadolu'da gözaltılarda işkencenin yeniden arttığı bildiriliyor. İşkence konusunda hekimlere de iş düşüyor. Kimi hekimler işkence görenler için sağlam raporu veriyorlarmış. Meslek örgütleri bunu kınıyor. Her hekim okulu bitirdiğinde Hipokrat Yemini eder. Hekimler bu yemine bağlı kalmazlarsa herkes kınar. İşkence kimi çevrelerde bir sorgulama yöntemi oluyor. Kimi içeri alsalar ellerinde coplar, sopalar pat küt başlıyor. Bu daha başlangıçtaki hoşgeldin karşılaması... Ardından karanlık odalar ve öteki işkenceler geliyor. Kimi külâhlı, kimi silahlı olan bu kişilere ne denebilir? Öyle oluyor ki işkence gören sanıkların avukatlan, sorumlulara, "Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na mı başvuralım?" diye yakınıyorlar. Kişinin kendi ülkesinde, kendi yasaları ile hakkını arayamaması karşısında ne yapılabilir? İnsanlarımız, bir yazann dediği gibi sıkıştıklarında ya dışarı basvuruyorlar ya içeri... Dışarıda insan haklarını koruyan devtetter var, ıçeride de askerler... Ancak 12 Eylül'den sonradır ki içeri başvurunun da yararı kalmadı... Her dönern bir şeyi ile anılacak, bu dönem, işkencesiyle... »Sam Ortaçağ Karanlığına Karşı. (Baştarofi 1. Sayfada) Bununla birlikte, ülkemizdeki gerici hareketleri ve son gelişmeleri hafife alıyoruz gibi bir yanlış anlamaya yol açmak istemeyiz. Bugün gelinen noktada; cumhuriyet rejimiyte demokrasiden yana herkes gerekli duyarlığı ve özeni göstermelidir. Laikliği savunmak, ama nasıl? Attı kalın kalın çizilmesi zorunlu olan soru günümüzde budur. Çünkü bu sorunun öteden beri doğru dürüst düşünülmediğine inanıyoruz. Bugüne değin genellikle basmakalıp yanıtlaria yetinildiği kanısındayız. Oysa, bu konuda geniş ufuklu ve çok boyutlu düşünmekten başka çaremiz yoktur. Ne zaman "kara çarşaf" sokaklara dökülse, ancak o zaman çoğumuzun aklına geliyor laiklik. Gözlerimizin önünden, ister istemez, ortaçağ düzeninin geçerii olduğu bazı islam ve Arap ülkelerinin insan manzaraları geçiyor; irkiliyoruz haklı olarak. Ve bağınp çağırmaya başlryoruz, "Laiktik 61den gkfiyor" diye... Bugün de herkes öfkeli bir tedirginliği yaşamakta. Ne yapmalı? Kimsenin gozünün yaşına bakmamak... Ceza Yasası'nın o bilinen maddelerini bilmem kaçıncı kez sonuna kadar işletmek... Mapushaneleri ağzına dek doldurmak... Bunlar mt çare? Hiç kuşkusuz yasalar göstermelik değildir; bir yerde uygulanmak için vardırlar. Tıpkı anayasa mahkemelerinin, yasaların anayasalara uygunluğunu denetlemek için var oldukları gibi... Ancak şöyle bir düşünelim: Ortalıkta bugün hiç kara çarşaf, çember sakal, türban gözükmese, laiklik güvence altına alınmış sayıtabilir mi? Hayır. İşin püf noktasının bu olduğuna inanıyoruz. Eğer ülkemizde, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da yalnız görüntülerle uğrasıp laikliği derinlemesine ele almazsak, bu konuda gıttikçe daha çok düş kınklığına uğramaya mahkum olacağız. Genis ufuklu düşünmez ve "esfe'"ile "yww"nin kavgasını demokratik bir çerçevede, zamana yayarak çözme becerisini gösteremezsek, günün birinde olmadık bir "hesaplaşma" kaçınılmaz hale gelebilir. Ancak hastalıklı kafaların düşleyebileceği böyle bir hesaplaşmayta karşılaşmamak için, gözümüzü gerçeklerden ayırmayalım. Sadece görüntüierle uğraşmak bir yana bırakılmalıdır. Kafaların "içi" nasıl "adam" edilir? Gerçek sorun, bu sorunun karşılığında yatıyor. Eğitim ve öğretim sistemi A'dan Z'ye adam edilmelidir. Ezberfemeyi değil düşunmeyi, kabullenmeyi değil sorgu/amayı bilen kuşaklar yetiştirilmelidir. Medrese kafalan yerine, kuşku duyabilen, aklın dogmaya üstünlüğünden yana, bilime açık aydınlık kafalar ne kadar çok yetiştirilebilirse, o kadar doğru iş yapılmış olur. Çünkü bu kafalarda ne "tek yol devrim", ne de " tek yol İslam" sloganları iz bırakabilir. Totalrter ideolojilerin en büyük korkusu, "düşünen insan"öır. Bağımsız düşünebilen, tabuları olmayan insanın, birtakım dogmaların tutsağı haline gelmesi zordur. Onun içindir ki kara çarşafa, çember sakala, türbana karşı tepki duyanların, aynı hassasiyeti başka konularda da göstermeleri gerekir: Din dersinin zorunlu olmasına karşı çıkmak... Felsefe derslerinin göstermelik hale getirilmesine hayır diyebilmek... Kitap imhasına karşı sesini yükseltmek... Eğitim sisteminde bilimselliğe ve akılcilığa aykırı gelişmelere karşı çıkmak... Ve laikliği savunmakla demokrasiyi savunmanın iç içeliğini hiçbir zaman gözden kaçırmamak... Bu gibi konularda da duyatiık gösterilebitdiği ölçüde, ülkemizi ortaçağ karanlığına çekmeyi düşleyenlerte daha kolay mücadele edilebilecektir. Bazı sorunlar var ki, buniarı yalnız elde sopa, yalnızca yasaklarla çözemeyeceğimizi artık bunca deneyimden sonra anlamalıyız. Yoksa daha çok zorlanırız ve düş kırıklıklarına uğramaya devam ederiz. '\akından izlîyoruz' (Boftarafi 1. Sayfada) may Başkanı Orgeneral Necîp Torumtay, Cumhuriyet'e değerlendirdi. Orgeneral Torumtay, türban eylemlerinin, "Artık siyasi bir konu haline geldiğini" belirterek olayların ardında bir siyasi örgütün olabileceği konusunda kuşku taşıdıklannı, ancak kesin bir görüşe sahip olmadıklarını da söyledi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Torumtay'a yönelttiğinıiz sorular ve yanıtlan şöyle: Türban ile ilgili eylemler son günlerde giltikçe artıyor. Sayın Cumhurbaşkanı ile hafta içerisinde olağan göruşmenizi yaplınız. Bugün de (dun) ikili bir görüşme yapnğınız istihbaralını aidık. Bu konudaki görüşleriniz nedir? TORUMTAY Bu hassas konuda, ki siyasi bir konu oldu, göruşümü müsaadenizle açıklamayayim.. Olaylar gittikçe artmaya başladı. Silahlı Knvvetler'in bu konudaki hassasiyetini biliyoruz. O nedenle göruşlerinizi almak istedik. TORUMTAY Bu hassas konuya tahmin edersiniz Silahlı Kuvvetleri kanştırmak istemiyorum, ama daha evvel de açıklama yaptığım gibi gayet tabii biz de durumu yakından izliyoruz. Bu siyasi konuda şimdilik ben bir açıklama yapmayı uygun görmüyorum. Bu durum özd bir önlem gerektiriyor mu? TORUMTAY Bizim için mi? 1980 öncesinde de olaylar böyle gelişraişli. Bir Konya miüngi olmuştu. TORUMTAY Yok, şimdilik öyle bir durum yok. Konu bu a> yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ele alınacak raı? Ya da bu olaylar nedeniyle Milli Güvenlik Kurulu toplanusımn erkeae almması söz konusu mu? TORUMTAY Zannetmiyorum. Toplantı tarihinin de değişeceğini zannetmiyorum. Tabii bunun kararını Sayın Cumhurbaşkanı verirler. Bu konuda ben bir şey söylcyecek durumda değilim. Gündem konusuna gelince de o, tabii Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nde Sayın Cumhurbaşkanı'nın tasvibinden geçtikten sonra kararlaştırılıyor. O konuda da bir şey söyleyecek durumda değilim, ancak şunu söyleyeyim; Silahlı Kuvvetleri bu konuya kanştırmaya ben, özellikle bu safhada yarar görmüyorum. Köşk'e dayanılarak verilen baberlerde olaylann arkasında bir örgüt bağlantısı olduğu dile getirildi. Bu konuda sizin gönişüniiz nedir? TORUMTAY Kesin bir görüşum yok benim de bu konuda. Ama tabii, böyle bir ihtimal olabilir. Yani bir örgüt baglanbsı olabilir diyorsunuz? TORUMTAY Evet. Ama kesin bir şey söyleyemem ben bu konuda. f Köşk'te trafik bakanlık çevreleri görüşmenin, Cumhurbaşkam Evren'in jstanbul gezisi nedeniyle erkene alındığmı belirttiler. (Baştarafı 1. Sayfada) me cuma giinü gerçekleşti. Bu görüşmenin üzerinden iki gün geçmeden Evren ve Torumtay dün sabah saat 11.00'de Çankaya Köşkü'nde tekrar bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklar, görüşmenin içeriği konusunda şu değerlendirmeyi yaptılar: "Sayın Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı aslında gelecek hafta perşembe günu olağan görüşmelerini yapacaklardı. Ancak Sayın Cumhurbaşkanı gelecek hafta tstanbul'da bazı incelemelerde bulunacak. Bu nedenle gelecek haftanın göriişmesi bugün (dün) yapıldı." Cumhurbaşkanı Evren'in İstanbul gezisinin çarşamba ya da perşembe günü başlaması bekleniyor. Evren M kaygısı n Evrenözal'ın bugünkü görüşmesinde, cumhurbaşkanının son gelişmeler karşısında kaygılannı açık bir dille başbakana aktaracağı, bu arada alınması gereken tedbirlerin ne olabileceği üzerinde görüş alış verişinde bulunması bekleniyor. Köşk'ün, istihbari bazı bilgileri son derece dikkatle gözden geçirdikten sonra özellikle lran'dan kaynaklandığına dair bazı bilgileri de göz önünde tutarak başbakanla hükümetin alabileceği tavrın ne olabileceği uzerinde görüşmeler yapacağı da öne sürülüyor. Bu arada silahlı kuvvetlerin bu konudaki duyarlılığının da Torumtay'la Evren'in yaptığı görüşmelerden sonra bir kez daha başbakana bugünkü görüşme sırasında duyurulması da kuvvetli bir ihtimal olarak belirtiliyor. EvrenÖzal görüşmesi Başbakan ile Cumhurbaşkanı1 nın her hafta perşembe günleri gerçekleştirilen olağan görüşmesi de öne alındı. Evren ve Özal'ın haftalık olağan görüşmesi bugün saat 16.00'da gerçekleşecek. Baş İnönü: Laiklik denilince SHP hatırlanıyor Haber Merkezi SHP Genel Başkanı Erdal loönü, "SHP, Türkiye'nin bütünlügü, laikliği söz konusu olduğunda hatırlanıyor" dedi. İnönü, Adana'da gazetelerdeki türban haberlerine değinirken, şunları söyledi: "SHP nerede diyorlar? SHP, Türkiye'nin bütünlüğü, laikliği söz konusu olduğunda hatırlanıyor. Biz buniarı. bu ilkeleri savunurken, en başta halkımızı savunuyoruz. Cumhuriyetin temel ilkelerini konımak istiyoruz, konıyacağız da." Beyazıftan bir görünüm Gösterici: Yine türban yürüyüşti (Baştarafı 1. Sayfada) Vblumuzdan çekilin" derken, polislerin de "Size dokunmuyoruz zaten, bize anlaytş gösterin ve dağılın" diye uyarıda bulundukları duyuldu. Güvenlik güçlerinin müdalesi üzerine dağılan gruptan bir bölümü bulvar üzerindeki üst geçitten geçerek Sakarya Caddesi'nde gösterilerini sürdürdüler. Sakarya Caddesi girişinde de göstericilerin önünü kesen güvenlik guçleri, bazı göstericileri gözaltına alırken, birçoğunun da kimliklerini kontrol ederek dağıttı. Polisin göstericüere karşı "nazjk" bir tutum içinde olduğu da dikkat çekti. Emniyet yetkilileri, bu olaylarda toplam 10 kadar göstericinin gözaltına alındığmı açıkladılar. öte yandan, cuma günü Hacıbayram Camisi'nde gösteri yapan türban yasağı aleyhtarlarından 18'inin ise halen Ankara Emniyeti'nde gözaltında tutulduğu bildirildi. Bu kişilerle iigili soruşturmanın DGM Savcıhğı'nca sürdürüldüğü de ifade edildi. soruşturuyoruz" karşılığını verdi. Seıppozyumun öğleden sonraki bölümünde Kocatepe Camisi'nin avlusunda yaklaşık 2 bine yakın kişi toplandı. Saat 16.00 sıralarında dışardaki kalabalığa anons yapılarak "sempozyumun bittiği" duyuruldu. Ancak kalabalık beklemeyi sürdurdü. Saat 16.30'da cami irnamının "tçerde mevlut var, sempozyum bilti, dışandan gürültünüz geliyor. Lütfen sessiz olunuz" şeklindcki uyarısı duyuldu. Bekleyen kalabalığı harekete geçiren, cami avlusundaki yaklaşık 60 kadar türbanlı kız oldu. Türbanlılann sıraya girerek camiyi terk etmeye başlamalan üzerine, erkekler de kol kola girerek onları izlemeye başladı. Mithatpaşa Caddesi boyunca Sıhhiye'ye yönelen kalabalığın slogan atmadığı gözlendi. Yarısı sivil olan 50 kadar polis, Meşrutiyet Caddesi "ne gelindiğinde ilk önce erkekleri, türbanlılardan ayırdı ve yolun iki yaruna dağıttı. Yüksel Caddesi'nin köşesine gelindiğinde durdurulan grup, dağılmak istemeyince polisle tartıştılar. Türbanlılar, "Biz loplu yürümüyoruz" derken, polisler "toplu > üruyorsunuz" karşılığını verdiler. Bu arada bir emniyet yetkilisi "Telefon edin, arazöz gelsin, panzerde çağırın" emrini verdi. Bunun üzerine türbanlı grubun önunde elinde çocuğuyla yürüyen sakallı bir erkek, "Bacılar dağılın, evlere gidin. Bu kadan bize yeter" dedi. Gazetecilerin sorulan üzerine lskitler Süphan Sokakta atölyesi olduğunu söyleyen çember sakallı, "Bağırma filan yok. Örgüt filan da yok" diye konuştu. Bu arada evlerinden yürüyüşü izleyen bazı vatandaşlarır "Gericiler" diye laf attıklan duyuldu. Bunun üzerine gruptan bazıları "siyonisller" diye bağırdı lar. Ulus'ta Atatürk heykelinin önünde polis, türbanlı gruptan "Ne yapacaklarına karar vermelerini" istedi. Buna karşılık türbanlılar, Hacıbayram CamisTne kadar yürüyeceklerini ve b u r i : da akşam namazı kılacaklannı söylediler. Nitekim, hiçbir müdaheleye uğramadan camiye gelen grup, akşam namazı için camiye girerken, polis ekipleri de olay yerinden ayrıldı. 1.5 saat süren yürüyüşü Ankaralılar saşkınlıkla izlerken, trafik de zaman zaman durdu. FUAT KOZLUKLU Beyazıt Meydanı'nda Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Anayasa Mahkemesi'ne gönderüecek protesto bildirilerinin imza kampanyası sırasında, polis "yumuşak", göstericiler "kararlı". tşte alanda bir polisle göstericinin teybe alınmış "dostluğu." Gösterici: Durulacak gün değildir bugün... Polis: Bakın nanoş olaylar oluyor. Bu tür olaylar olmasın yani, tamam mı? Çıktınız camiden, gösterinizi yaptınız, göriindünuz, yeter artık.„ Tamam mı? Hadi dağılın artık... Halkevleri Ankara Şube BaşkaGösterici: Kardeşim bizim ülkenı Muzaffer İlhan Erdost, "türmizde türbanı yasaklıyorlar. Bu ban olaylarT'ru değerlendirirken, nasıl ülke yahu... Allah'ın dini ne dinsel gericiliğin türban nedeniyoiacak? le sokağa yansımasında ve bir güç Polis: Anlıyorum, dağılın ama gösterisine dönüştürülmesinde 12 lütfen... Eylül yönetiminin izlediği ve geGöstericiler: (Hep bir ağızdan) liştirdiği politikamn payının büAllah... Alllaaahh... Bismillah... yük olduğunu söyledi. Polis: Arkadaşlar... Bakın son "Biz, din ve inanç özgürluğüııdefa ikaz ediyoruz. Eğer burdan den yanayız. Din ve inancın, başdağıimazsanız biz zoria dağıtacaka dinde ve inancta olanlar uzeğız sizi... Bizim görevimiz bu... rinde baskı oluşturmasına ise karGösterici: Ama bizim size en sıyız. Bu anlamda laikligin, yaufak bir hareketimiz yok ki... şarasal onemini bir kez daha Polis: Kardeşim olmasın diyorvurguluyoruz" diyen Erdost, lar. Yasak bu... Devletin koyduğu "163. madde ile 41 ve 142. madkanuna aykın bu hareket... deler aynı terazide tartışılamaz ve Gosterid: Alllaaahh... ya Allla,biri ötekinin prangası yapüamaz. ahhh... Ne amaçla olursa olsun 'kara' ve Göstericiler: Başörtü açılmaz, 'kml' karşüaşbnnası, egemen gericiliğin baş safsatasıdır, >eni mü başörtüye kalkan eller kırılacaktır... dahalelere davetiye Polis: Yahu yapmayın kardeniteliğindedir" diye konuştu. şim, yapmayın. Hepimiz Müslümanız... DYP Genel Başkan YardımcıGösterici: Bak efendi polis karsı Esat Kıratlıoğlu, UBA'ya yapdeşim. Ben 11 yıl Almanya'da kaltığı açıklamada, "Türban takmadım... Oralarda da böyle gösterinın gericilik olmadığını. ancak ler oluyor, polis bir şey demiyor. türban olayının terör havası estirilmesine, geleceğe dönük bir kış Çünkü bizim sizle bir işimiz yok. Kötü bir şey de yapmıyonız. Inankırtma aracı olarak kullanılmasıcımıza yapılan saldırıyı kınıyoruz. na karşı olduklannı" açıkladı. Yürüyüş değil bu, sadece tepki... Eski HP Başkanlarından NecPolis: Anlıyorum. Ama ben ne det Calp, türbanı istismar edenlerin bir süre sonra çok acı sonuç yapayım güzel amcacım... Gösterici: Allahu ekber... Allalarla karşılaşabileceklerini söyledi. Calp, oy kaygısıyla gerekli ted hu ekber... Polis: Dağılın gidin, yeter artık , birleri almayanların da meydana gelecek karışıklık sırasında ezile bee... Gösterici: Allahu ekber... bileceğini öne sürdü. Dağılın, artık yeter Allahu Ekber Ağar; Gözaltı yok Emniyet Mudürü Mehmet Ağar. öğleden sonraki türbanlı bayanların yüruyuşu sırasında kimsenin gözaltına alınmadığını bildirdi. Ağar, türbanlıların polisin dağılma çağnsına buyük ölçüde uyduklarını, yurüyen grubun ise, slogan atmadan ve kaldırımın bir tarafında trafıği engellemeden yürüdükleri için yasal olarak hiçbir şey yapmalarına gerek kalmadığını söyledi. Çeşitli gruplarla, İslami örgütlerin öncülük ettiği gösterilerin ve imza kampanyasının bugün de süreceği oğrenıldi. DGM Savcısı Demiral ile görüşme Kocatepe Camisi'nden çıkan gurubun Ziya Gökaip Bulvan üzerindeki gösterisi sırasında, Cumhuriyet muhabiri de DGM Savcısı Nusret Demiral ile görüşüyordu. Bulvar uzerinde bulunan Cumhuriyet Ankara Bürosu'nun penceresinden gösterileri gören Cumhuriyet muhabirinin "Şn anda Kızılay'da olay var sayın savcT sözlerine Demiral, gayet sakin bir biçimde, "Biliyoruz, gösterileri izliyornz. Videoy^a kaydediyoruz" diye karşılık verdi. Savcı Demiral, başkentte meydana gelen bu olaylara ilişkin TürkCeza Yasası'nın "laikliğe aykın davranışlan" yaptırıma bağlayan 163. maddesi uyarınca soruşturma başlattıklannı da söyledi. Demiral, bir soru üzerine, bu olaylann arkasında halen yurtdışında üstlenen ve calışmalannı buradan yürüten illegal örgütlerin bulunduğunu da ifade ederek, soruşturmalanmn bu yönde de derinleştirildiğini açıkladı. Demiral, bu illegal örgütlerin hangileri olduğuna ilişkin soruya ise, "Bir siirii örgüt var bu şekilde. Biz İstanburdaki olaylar Türban yasasının iptal edilmesini protesto için cumartesi günü başlatılan imza kampanyasına dün de lstanbul Üniversnesi önünde devam edildi. Türbanlı öğrenci ve kadınlar, dün sabah saatlerinden itibaren İstanbul Üniversitesi'nin ana kapısı önüne gelerek kampanya için imza atmaya başladılar. Kadınların uzun bir kuyruk oluşturduklan göruldü. Bu arada, öğleye doğru, Beyazıt Camii ci\arında toplanan bir grup erkek, "Allahuekher", "Evren istifa", "EvrenRüşdü el ele", "Yahudi Basın, "Müslıimana sözümüz yok", "Siyonistler, masonlar kahrolsun", "Basın kimden yanasın", "Başörtüsü açılmaz", "Başörtüye uzanan eller kınlsın" diye slogan atmaya başladılar. Kalabalığın slogan atması sürerken, bir otobüsle Beyazıt Meydanı'na gelen Çevik Kuvvet Şube Müdurü Necmettin Yıldınm ve görevliler, topluluğun yanına gelerek, "dağılmazlarsa zor kullanacaklarım" söylediler. Bunun üzerine topluluk, "Allahuekber, Allahuekber" diye tekbir getirmeye başladı. Grubun dağılmayacağını anlayan çevik kuvvet yetkilileri, "dağıtın" emrini verdi. Ellerinde coplar bulunan görevlilerle dinci grup arasında bir koşuşturma başladı. Bazı kişilerin, polise "kufür" ettikleri ve kaçmaya çalıştıklan gözlendi. Dağılmak istemeyen 67 kişi gözaltına alındı, ancak çevredeki insanlann "Kardeşimizi bırakın, ona işkence yapmayın" diye bağırmaları üzerine, gözaltına alınanlar serbest bırakıldı. Beyazıt Meydanı'ndaki olaylar sürerken, bu kez "dağılma" sırasında Vezneciler yönune kaçan bir grupla, sivil polisler arasında kavga çıktı. Bir sivil polis, başından yaralandı. Sivil polislere saldıran 3 kişi gözaltına alınarak Beyazıt polis karakoluna goturuldu. Polis gülerek geldi; kibarca "Dağılın" dedi. Sakallı adam, 11 yıl F Almanya'da bulunduğunu, orada da bu tur gösteriler olduğunu ancak, polısın kanşmadığını anlattı. Sonra da "Merak etme, kötü bir nıyetmiz yok. Sen de biz de, Müslümamz" diye konuştu (1) Bu da bir başka gösterici Beyazıt'ta diğer çember sakaHı ve pardesululer gibi öfkeyle bağınyor, arada bir de polisi iknaya çalışıyor (2). Bu adam üç gundür Beyazıt'ta hep &n saflarda. Yumruğu havada, Islam'a aykın bulduğu her şeye "Kahrolsun" diyor (3). İslamcı gazetelerin "Ne ellerinde bomba vardı, nc de ağıziannda duzen aleyhine tek sözcük" dediği göstericiler dun de "EvrenRuşdu el ele" diye bağınyordu: (4). (Fotoğraflar: Uğur Saner) Hacıbayram'a doğru Türbanlı 60 bayan, daha sonra Abdi İpekci Parkı'na geldikten sonra yürüyüşlerine devam ettiler. Sıhhiye Köpnisü altına gelen grubun yanındaki erkekler polis tarafından dağıtıldı. Ancak bunlardan bazılan ara sokaklardan geri dönerek, yürüyüşlere katıldılar. Polis zaman zaman gelen telsiz uyanlarıyla türbanlı grubun dışına çekiidi. Sivil bir polis mıidurü, "Tamam sizi serbesl bırakıyoruz. tstediğiniz yere gidin" dedi. Bunun üzerine yuruyüşçuler, Ulus istikametine doğru yürüyüşlerine devam ettiler. Grup, DTCF'nin önünden geçerek Zübeyde Hanım Kız Olgunlaşma Lisesi'ne geldiğinde bir panzerin onlerine geçtiği görüldu. Yürüyüşlerine devam etmekte bir süre kararsız kalan türbanlılara müdahale etmeyen polis panzeri, türbanlılar yurümeye başlayınca olay yerinden uzaklaştı. Türbanlılara erkeklerin katılmaması için polis çevrelerinde bir çember oluştururken, Tekel Başmüdürluğü oııune gelindiğinde bir araçtan ineıı îıc turbanlının da \ uruyüşe katıldığı göruldü. TAHRAN (AA) Türkiye' nuculan olsalardı, Türkiye'de kadeki türban gösterileri ve konuy dınlann başörtüsü konusunda enla ilgili gelişmeler îran basın ve gellenmelerini protesto ederlerdi, yayın organlannda geniş şekilde Filistin halkına vapılan haksızlıkyer alırken, İranlı üniversite öğ lara, Halepçe'nin kimyasal silahrencileri, Türkiye'deki kız öğren larla bombalanması ve diğer incilere, Anayasa Mahkemesi kara sanhk dışı hareketlere karşı çıkarrına direnmeleri çağnsmda bulun lardı." du. Bu arada Tahran'da bugün, Bu arada IRNA Ajansı'na gö• Anayasa Mahkemesi'nin türbanla re İranlı üniversite öğrencileri de ilgili iptal kararına karşılık bir Anayasa Mahkemesi kararına protesto yürüyüşü yapılacağı bil çattılar. Ajans, Tahran Üniversidirildi. tesi İslami Öğrenciler Dernegi'nin Iran basınında yer alan haber önceki gün bir bıldırı yayımlayalere göre Meclis Başkanı Rafsan rak Türkiye'deki üniversite ogrencani, onceki gun Tahran'da dev cisi kızlara, Anayasa Mahkemesi rim muhafızlarına hitaben yaptı kararına direnmeleri çağrısında ğı konuşmada, İran'ın düşmanla bulunduğunu kaydetti. rının Humeyni ve islam devrimiİranlı öğrencilerin bildirisinde, ne, düşunce özgürlüğunü bahane Türk öğrencilerin geçen yıl olduederek alçakça saldırdıklannı söy ğu gibi başörtüsü yasağına karşı ledi ve şöyle konuştu: direnmeleri durumunda "gayri İs"Eğer onlar özgürlüğiin savu lami karann" ortadan kaldırıla bileceği belirtildi. ANAP'ta sarsıntı ANKARA (Cumhuriyet Bıirosu) Anayasa Mahkemesi'nin türbanı iptal karannın ardından başlayan ve boyutlan genişleyerek süren gösteriler, hükümet ve ANAP'ın bir kanadında geniş bir tedirginlik yarattı. Türban konusunda giderek "taraf" halini alan ANAP ve hukümet içinde, sorunun çözümü konusunda farklı görüşler ortaya çıktı. Başbakan Turgut Özal'ın Anayasa Mahk,emesi kararını yorumlarken, konuya Mecliste çözüm bulunacağını söylemesi, ANAP'ın muhafazakâr kanadını harekete geçirdi. 12 Eylül öncesinin MSP'li Konya Belediye Başkanı Mehmel Keçeciler, "Özerk kuruluşlarda. anayasada söz bizim elimizde değil. Onun için bu secimlerden yarasızberesiz çıkarsak o zaman iş değişir anayasa da tabii" diyerek tepkisini gösterdi. Devlet Bakanı Yusuf Özal ile Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzej türban yasağının referanduma götürülmesi gerektiği görüşünü savundular. Buna karşılık, ANAP'ın liberal kanadı seçim oncesi yaşanan kontrol dışı gelişmelerden rahatsızlık duymaya başladı. Bu rahatsızlık hükümete de yansıdı. Bayıııdırlık ve İskan Bakanı Safa Giray, "Cumhurbaşkanı Kenan E\ren'in son olaylardan duyduğu kaygıya katıldığım" söyledi. Giray, Cumhuriyet muhabirin sorularını yanıtlarken, "Artık türban konusu birtakım politik amaçlarla kanşıyor havasını alıyonım. O iyi bir şey değil tabii. Türban iıniversiledeki mesele olmanın ötesine Yürüyüş İRNA Ajansı, dünkü Haberinde İranlı kızlann bugun Türkiye'deki türban yasağına karşılık bir protesto yürüyüşleri yapacağını bildirdi. ÎRNA'nın haberine göre "Müslüman Öğrenciler Derneği" tarafından düzenlenecek yürüyüş, bugün oğle namazından sonra Tahran Üniversitesi'nden başlayarak tran Meclisi'ne kadar sürecek. Müslüman Öğrenciler Derneği, aynca yayımladığı bir bildiride, "Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in, yükseköğrenim kurumlannda İslami giyimin yasaklanmasını isteyen başvurusunu desteklemesi, Batının Islama her yönden saldınsının devamıdır" iddiasına yer verdi. gitti" dedi. Olayın arkasında başka amaçlı odaklann bulunduğu yorumlanna da değinen Giray "Zaten daha evvel MSP'nin de öyle birtakım şeyleri vardı. (olaylar) İnsana acaba mı dedirtiyor" diye konuştu. Giray türban yasağının referanduma götürülmesi önerisini şöyle değerlendirdi: "Böyle bir referandum bir bakıma milleti ikiye bölmek gibi olur." Giray sözlerini, "Seçim öncesindeki bu gibi olaylann bizim partimize yaramaz tabii" diyerek tamamladı. 000788 Nolu subay kimlik kartımı kaybettim. Hükurasüzdür. ALPTEKtN DERtNKÖK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear