28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 ARALIK 1989 EKONOMt CUMHURİYET/B Naci Ekşi Etibank'ta • ANKARA (AA) Etibank Genel Müdttrlüğü Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Vecdi Dunıca görevinden alındı. Bakırköy eski Belediye Baskaru Dr. Kemal Naci Ekşi ile Etibank Genel Müdür Yardımcısı Yurdakul Yiğitgüden, yönetim kurulu üyeliklerine getirildi. Resmi Gazete'nin dunktt sayısında yayımlanan ataraa kararlanna göre Bayındırlık ve tskan Bakanlığı'nda açık bulunan bakanlık müşavirliğine Yapı Işleri Genel MüdürlüŞü Mimar Turgut Yılmaz, Iller Bankası Genel Müdür Yardımcılığına Iller Bankası Sekizinci Bölge Müdürü Dursun Ali Codur, Devlet Demir Yolları Yönetim Kurulu Üyeliğine aynı yer Genel Mudür Yardımcısı Nurhan ö ç atandılar. Beyaz eşya yerînde saydı Buzdolabındaki satış gerilemesini çamaşır makinesi vefırın karşıladı Cebinde peşin parası olan müşteri, Doğubank Işhanı'na yönelirken, yerli malların yüzde 95'i taksitli satışlar • sayesinde pazarlanabildi. 1988'de inişe geçen beyaz eşya piyasasında bu yıhn ilk 6 ayında önemli bir gerileme oldu. Ancak sonradan talepte bir kıpırdama gerçekleşti. MERAL TAMER EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY Beyaz eşyada yurtiçi satışlar 1 |ılk 11 . ) ,adet olarak) 1 1M Budobbı ÇamaştrM*. 621164 416417 376125 675 896 374 610 343 970 •81 112 Fmn 93 Beyaz eşyada son 13 yıl (yurtıcı satışlar12 aylık bin adet) 1 1 Devlet tahvilleri • ANKARA (AA) Devlet iç borçlanma senetlerinden 1 yıl vadeli devlet tahvilinin yıllık ortalaraa faizi, dün yapılan ihalede yüzde 50.77'ye geriledi. 1 yıl vadeli tahvil faizi en son 22 kasımda yapılan ihalede yüzde 51.93 olarak belirlenmişti. Yilın adamı Ozal • Ekonomi Servisi Aylık ekonomi dergisi KAPİTAL'in geleneksel olarak düzenlediği "Ekonomide Yıhn Adamı ve Olayı" anketi sonuçlandı. 48 kişiden oluşan jürinin büyük bölümü "bütün muhalefete rağmen cumhurbaşkam seçilmesi", "Türk ekonomisinin içinde bulunduğu kötü konumdaki payı", "ısrarla uyguladığı yanlış ekonomi politikalan" ve "yüksek ennasyon" gibi • nedenlerden dolayı yüın adamı olarak Cumhurbaşkam Turgut özal'ı secti. Iş dünyasmın genel kanısını belirlemek amacıyla geleneksel olarak yapılan ankette, yıhn olayı olarak "enflasyon" belirlendi. Beyaz eşyada yurt içi saüşlan bu yıl yeH» aktant rinde saydı. Buzdolabı satışlannda gözle174 138 456 I 1979 nen yüzde 8.1'lik gerilemeyi, çamaşır raa238 173 768 I 1976 kinesindeki yüzde 11.2 ve fınnda yüzde 185 313 661 9.3'lük artışlar telafı etti. I 1979 tlk 11 ayın kesinleşen rakamlanna göre 199 533 189 1 1960 1988'in ilk 11 ayında Türkiye'de satılan 675 188 234 572 1961 bin 896 adet buzdolabına karşılık, bu yı199 225 469 1982 hn eş döneminde 621 bin 164 adet buzdo434 212 195 1983 labı satıldı. Doyum oranının çok daha düF • 212 404 225 şük olduğu çamaşır makinesinde, otomaj 1984 tik çamaşır makinelefine olan talebin de 235 266 463 İ 1985 katkısıyla 1988'in ilk 11 ayında 374 bin 610 290 316 635 1986 adet olan satış rakamı, bu yüın eşdönemin399 360 1987 811 de 416 bin 417'ye yükseldi. Fınnda da du385 432 735 1988 şük doyum oranına oaralel olarak satışlar 376 bin 125'e yükseldi. I450) (400) (660) I 1989 ' * Tahmır Ancak beyaz eşya üreticileri, pazar paylannı taksitli satışlar sayesinde koruyabildiler. Arçelik ve Profilo tarafından paylaşılan yerli pazarda taksitli satışlann payı, toplam satışlann yüzde 95'i seviyesine yük KDV'siz. ve dola>ısıyla yerlisine oranla da duğurnuz Atılım Pazarlama Genel Mudüseldi. Buna karşıhk cebinde peşin parası ha ucuz olan yabancj markalara yöneldiği ru Cengiz Solakoglu 1988'de inişe geçen beolan müşterinin büyük çoğunluğunun Do belirlendi. yaz eşya piyasasında bu yıhn ilk 6 ayında ğubank Işhanı'na kayarak faturasız, Konuyla ilgili olarak gönişlerine başvur önemli bir gerileme olduğunu, ancak hü ,*•*» 1 ¥% I kumetin ikinci altı ayda talep kısıcı politikalardan vazgeçmesi sonucu beyaz eşyaya olan talepte de bir kıpırdanma görüldüğünü ve bu sayede ilk yandtki gerilemenin dengelenebildiğini, kötüye gidişin engellendiğini söyledi. Solakoglu, beyaz eşya piyasasmdaki gerilemeyi durduran nedenler olarak memur maaşlarına yapılan zamlan ve yuksek faiz politikasının terk edttmesini gösterdi. KlT'lerde surekli zam politikasından vazgeçilmesini de maliyeüer üzerinde olumlu bir etken olarak niteleyen Solakoglu, "Sanayinin girdilerini temin ettigi KtTlerde 1990'da da hızlı fiyat artışı olmazsa gelecek için ümitlijiz. Oniimiizdeki yıun daba iyi bir yıl olacağını zannediyoruz" şeklinde konuştu. Nitekim beyaz eşya sektörünce 1990 yılına dönuk olarak yapılan tahminlerde 12 aylık satışlar itibanyla 1988'de 735 bin adet olan beyaz eşya yurtiçi satışlarının bu yıl 660 bine geriledikten sonra 1990'da 680 bin adete >ükselmcsi bekleniyor. Çamaşır makinesi ve fırın için de 1990 yılına dönuk olarak küçuk miktarlarda artışlar öngörülüyor. Solakoglu Türkiye'nin nüfusu dikkate alındığında beyaz eşya satış rakamlannın son derecede düşük olduğunun altını çiz.di ve aynı nüfusa sahip olduğumuz tngiltere, Almanya gibi ülkelerde yılda 2.5 milyon adet buzdolabı satılırken bizde üsteİik genç nüfusa rağmen yılda ancak 650 700 bin buzdolabının satılabilmiş olmasını "düşündüriicu" olarak niteledi. Beyaz eşya satışlannın bir ülkede zenginlik, refah göstergesi olduğunu da hatırlatan Solakoglu, "19841987 yülan arasında önemli ilerleme gosteren be>az eşya satışlannda bugun gozlenen durgunluk Turk ekonomisinin de göstergesidir" dedi. 1989tla Babayı Kurtardık mı/ "Aldattın Benı Zalinf Önceki gün bizim gazetenin manşetinde yer alan, iç içe geçmiş iki haberi okuyup da hafif arabesk bir yazı yazmamak kolay değildi doğrusu Haberin biri hükümetin, belki de gelmiş geçmiş cumhuriyet hükümetlerinin, en ateşli, en ITaşin, en antifon, en antimafya bakanıyla ilgilıydi. ismi lazım değil, Sayın Bakan, enflasyonun "şahsi meselesi" olduğunu söylemiş ve "1989 yılında iftinar edeceğimiz bir ekonomik performansa ulaşıldı" demiş. Bunu okuyunca sevdiğim bir hikâye getdi aklıma. Doğum kliniğinde, ilk gece nöbetinin sabahında acemı doktor, profesörüne yana yakıla anlatıyor: "Efendim zor bir doğum geldi, bebeği kurtaramadım, anne de maalesef öldü, bu acı habere dayanamayan babayı da kaybettik" diyor Acemi doktorun ikinci nöbetinde neler olacağını merakla bekleyen profesör sabahı zor ediyor. Profesörünü bu kez güter yüzle karşılayan acemi doktor müjdeyı veriyor: "Bu kez babayı kurtardık hocam." Sayın Bakanın iftihara değer bulduğu başarı olsa olsa bu hikâyedeki gibi "babayı kurtarmak" olabilir. Şimdi bütün dünyada kullanılan ölçüleri kullanarak Türkiye ekonomisinin 1989 performansına bir bakalım ve acaba "baba kurtuldu mu" sorusuna cevap arayalım. Daha önce de defalarca yazdık, bir ülkenin ekonomik performansı öncelikle üç ölçüte, üç göstergeye bakılarak ölçülür: GSMH büyume hızı, yani milli gelirdeki gerçek artış, enflasyon ve işsizlik oranı. Bu üç ölçüte göre Türkiye'nin 1989 performansı ne olmuş? 1988 yılında yüzde 3.4 gerçekleşen GSMH büyume hızı bu yıl, DİE'nin son tahmınine göre yüzde 1, DPT'nin son tahminine göre yüzde 2 dolayında kalacak. Hangi tahmini alırsanız alın, ekonomideki başarının en önemli ölçütü olan GSMH büyüme hızında 1980'den beri en kötü yıl 1989. Yüzde 2 dolayında bir büyume hızı Türkiye'deki nüfus artışını bile karşılamıyor, demek ki ekonomik performansın rftihar vesilesi olduğu yılda Türkiye1 de kişi başına milli gelirde artış değil, azalış var. Gerçekten iftihar edilecek bir sonuç. İşsizlik oranı konusunda güvenilir rakamlar yok elimizde. "Çağ atlayan" ülkemizde hâlâ işsizlik sigortası olmadığı için sağlıklı işsizlik istatistiklen de yok, ama GSMH büyüme hızının yüzde 1 ya da yüzde 2'lerde kaldığı, pek çok sektörde ciddi bir durgunluğun yaşandığı bir yılda, işsizlik oranının artmaması otanaksız. Gelelim Sayın Bakanın "şahsi meselesi" olan enflasyona. "Şahsi mesele" deyince ne anlamak gerekiyor doğrusu tam bilemiyorum, ama herhalde bu pek haşin bakanımız bir yerde karşılaşırsa şu sefil 'enflasyon canavarı'yla hemen kılıcını çekip intikamını alacak, hal mafyasına benzetecek enflasyonu. Enflasyonu Sayın Bakanın "şahsi meselesi" olmaktan çıkartıp ekonominin pek ciddi bır sorunu olarak ete alırsak ve rakamlara bakarsak ne görüyoruz? 1988 yılında yüzde 70 dolayında gerçekleşen enflasyon 1989 yılında da yüzde 70 dolayında gerçekleşecek. Yanı enflasyon cephesindeki "büyük başarı", enflasyonun geçen yılki düzeyinde tutulabilmiş olması. İşte "babanın kurtarıldığı" nokta da bu herhalde. Hemen belırteyim ki "babanın kurtarılması" da pek kolay olmadı 1989 yılında. Özellıkle yıhn ilk yarısında ekonomideki durgunluğun sürmesi, "reel devalüasyon" ve "reel mevduat faizi'ne tapanların putlarının kırılması, para sahiplerinin durumu kavrayamayarak enflasyon vergisi ödemesı sayesinde geçen yılki düzeyinde tutulabildı enflasyon. Enflasyon cephesınde belki biraz daha iyi bir sonuç alınmasını ise tanmsal üretımdekı gerileme ve tanmsal ürünlerdeki yüksek fiyat artışları engelledi. Durum böyleyken Sayın Bakan çıksaydı da "1989 yılı ekonomimiz açısından parlak bir yıl olmadı, kuraklık da bunu etkiledi, artîa aldığımız önlemler sayesinde durumun daha da kötüye grtmesini önledik" deseydi ne olurdu? Şanına yakışmazdı herhalde. Gelelim ikinci habere. İkinci haberin kahramanı, Sayın Bakar^ ın da bir zamanlar görev aldığı bankanın ana kuruluşu olan Citıcorp'un Başkan Yardtmcıst George Ctark. Sayın Bakanın "şahsi meselesi" olan enflasyon, Sayın Özal'ı yakından tanıyan Mr. Clark'ı çileden çıkartmış anlaşılan. Şöyle demiş, Şebnem Atiyas'ın sorularını yanıtlarken: "Beş yıl önceydi, enflasyonun sorun olacağını fark edince kalktım taa Davos'a uçtum, bana 'hıç endişelenme, kontrolum altında' dedi. Yanı bizi gerçekten hayal kırıklığına uğrattı. Özal'ın her şeyi kontrol altında tuttuğunu sanıyorduk, ama bu, enflasyon konusunda hiç de öyle olmadı." Mr. Clark, Türkiye için en büyük tehlike olarak "özal'ın sahneden çekilmesf ni görüyor, ama âdeta aldatılmanın burukluguyla, yukandaki sözler gibi sözleri de söylüyor. Ö halde biz 1989da hıç olmazsa "babayı kurtardık" diye sevinelim ve hep beraber Amerikalı bankacıya katılahm: "Aldattın bizi zalim..." BANKALARIN GÖZDESIMENKUL KIYMETLER Bir yatıran 4 aldı Bir yüda % 410 getiri sağlayan Türk sermaye piyasasını 1989'un yıldızı olarak niteleyen Atilla Uras, "Bu alan 1990'm da gözdesi olacak" dedi. Dünyanın en büyük Japon bankası Daiichi Kangyo, Amerikan Manufacturers Hanover'in % 4.9 hissesini satın alarak ABD mali piyasalarındaki en büyük Japon yatırımım gerçekleştirdi. yıldızı da yine sermaye piyasası olacaktır" dedi. Uras özetle şöyle konuştu: • New York bankalan Latin Amerika ülkelerine verdikleri borçlann etkilerini hafifletmek için bu yıl yine büyük rezervler ayırdılar. Mani Hani de bu amaçla 930 milyon dolar ayırdığı için 1989'u 475 milyon dolar zararla kapattı. Oysa geçen yıl karşılık ayırmamış ve 950 milyon dolar kâr etmişti. Bu yıl Mani Hani gibi Chase Manhattan da karşıhk ayırarak borç kuvertürünü yüzde 45'e yükseltti. Ama en büyuk atılımı 2 milyar dolar karşıhk ayırıp bir yüı aşkın vadeli tüm borçlaruu silen Morgan Guaranty yaptı. ' • Mani Hani bu yıl 500600 milyon dolarlık hisse senedi çıkararak borçlandı ve sermayesini arttırdı. Aynca orta boy işletmelere fınansman sağlayan yan kuruluşu CIT'in yüzde 60 hissesini 1.3 milyar dolara dev Japon bankası Dai ichi Kangyo1 Yuhalanmaya misilleme: Çelebi: TürkIş sarı sendika Ekonomi Servisi Devlet Bakanı Işm Çelebi, Türklş kongresinde yuhalanmasuıın kırgınlığını üzerinden atamadı. Çelebi, Genç tşadamları Derneği'nin aralık toplantısında, Türklş'i san sendikacılıkla suçlayarak "Törkls yönctimine saygı duymDyorum" dedi. Devlet Bakanı Işıa Çelebi, serbest pazarlık sisteminin 1LO ve uluslararası normlara uygun hale getirilmesi gerektiğini belirterek, "Türklş kongresinde bnnu söyledim. Sendika agalan bana karşı çıktı. Çönkü o zaman sendika agalıgı kalkacak" diye konuştu. Çelebi, Türkiye'nin sendika ağalığı ile hiçbir yere varamayacağıru vurgulayarak, şunları söyledi: "Türkiye san sendikacılıgı aşaeaktır. Sendika agalıgı son bulmak zorunda. Türktş yonetimine bunun için saygı duymuyorum. San sendika oldugu için inanmıyonım. 12 Ejlül'de vonetime gelecekler, o zamandan beri işbaşında kalacaklar ve işci haklannı savtınacaklar. Böyle şey olmaz. Ben bnna inanmıyorum." Türkiye'nin 1990'h yülarda "Ne vapılmalı?" sorusunu sorması gerektiğini belirten Çelebi, "Gündeme dinamik bir sanayi, verimlilik, ttretkenlik getirilmelidir" dedi. Devlet Bakanı lşın Çelebi, yeni yılda uygulanacak kararlan şöyle anlattı: "Türkiye kalkınma Bankası'nın sermayesi butçeden aktanlacak 500 milyar liralık kaynakla beraber 1 trilyon liraya çıkanlacak. Turizme selektif tesvik sistemi getirilecek." ya satarak para sağladı. Mani Hani'nin yuzde 4.9 hissesi de aynı Japon bankasma 150 milyon dolara satıldı. Bankaya Japonlann nüfuz etmesi, ekonomik olmaktan çok siyasal etkileri de agır basan bir olay olacak. • Avrupa'ya gelınce... ABD bankalannın Avrupa'dan çekildiği bir dönemde Mani Hani faaliyetlerini eksiksiz sürdürdü. Türkiye şubemiz Avrupa'da en kârlı üçüncü, dünyada ise beşinci şube oldu. Gdçen yıl kurduğumuz borsa aracı kurumuyla birlikte bu yıl Türkiye bölümü toplam 20"müyfer lira vergi sonrası kâr elde etti. Elde ettiğimiz bütün kân sermayemize ekledik. 75 şirketle çalıştığımız halde 1989'u sıfır kredi riskiyle kapattık. • Bankacılık sektörü Türkiye'de genel olarak kötü bir yıl geçirdi. Bankalar dört kanaldan gelir sağlarlar. Bunlardan ilki net faizdir, ki bankalar bu yıl bu kalemden zarar etmişlerdir. Ücret ve komisyon olarak niteleyebilecegımiz dış işlemler kalemi de bu yıl kırmızı alarm vermiştir. Üçüncü kalem olan kambiyo kârlan bir anlamda dış işlemlere bağhdır ve dolayısıyla orada da parlak bır dönem yaşanmamıştır. Bu yıl bankalarin kâr sağlayabildikleri başhca alan (4. kalem) sermaye piyasası olmuştur. Hisse senedinin ortalama yıllık getirisi yüzde 410'u buunaktadır. Vadeli mevduatın >11zde 60'ın altına indiği, döviz getirilerinin yuzde 30'larda dolaştığı bir dönemde bu konuya agırlık veren bankalar enteresan kârlar elde etmişlerdir. Turizmde 'ba&ıs' sistemi • ANKARA (ANKA) Turizm Seyahat Acenteleri, Kaynak Kullamm Destekleme Fonu'ndan bağış alacaklar. Bir milyar lira sermayeye sahip Turizm ve Seyahat Acenteleri, yurtdışında yapacaklan tamtun ve pazarlama harcamalannın yüzde 25'lik kısmmı, Kaynak Kullamm ve Destekleme Fonu'ndan "bağış" şeklinde geri alacaklar. Japonyadan tarım kredisi • ANKARA (UBA) Türkiye ile Japonya arasında 35 milyar yen (yaklaşık 250 milyon dolar) tutarında tanmsal krediye ilişkin mutabakat zaptı imzalandı. Japonya'nın Türkiye'ye actığı bu kredi ile 3. tanmsal kredi projesi fınanse edilecek. Japon hükümeti yıllık 2.9 faiz ve ilk 7 yıh ödemesiz olmak üzere 25 yıl vade ile kredi kullandıracak. Ekonomi Servisi Amerika'da para merkezi bankalan diye bilinen 45 New York bankasından biri olan Manufacturers Hanover'in Türkiye bölümü Genel Mudürü Atilla Uras'ın düzenlediği basın yemeğinde bankacılık sektöründe geniş bir ufuk turuna çıktık. Uras'tan önce dünyanın en büyük bankası olan Japon Dai khi Kangyo'nun kısaca Mani Hani de denen Manufacturers Hanover'in yüzde 4.9 hissesini, aynca bankanın yan kuruluşu olan CFTin yüzde 60 hissesini satın aldığmı ve dolayısıyla Japonlarm ABD mali piyasasında bugüne kadarki en büyük yatuımlarını gerçekleştirmiş olduklannı öğrendik. Atilla Uras daha sonra Türkiye'deki mali sektörle ilgili görüşlerini anlatırken de "1989'un yıldızı hiç kuşkusaz sermaye piyasasadır. Menkul kıymetlere yatan paranın ortalama getirisi bir jılda yüzde 410 gibi çok çarpıcı bir oran olmuştur. 1990'ın Doğu Blokıı'ııda ekoııoıııi lokomotif Ekonomi Servisi Doğu Avrupa'da yaşanan siyasi gelişmelerin yanıfıda ekonomik politikalardaki değişiklikler ve yeni ekonomik gelişmeler de hız kazanıyor. Doğu Avrupa'nın son günlerde sahne olduğu son ekonomik gelişmeler şöyle: P o l « a y a : Dayanışma Sendikası ağırlıkh hükümet, ulke ekonomisini piyasa mekanizmasına göre çalıştırmayı amaçlayan radikal ekonomik paketin kabul edilmesi konusunda ilk 'zaferini' kazandı. Polonya Parlamentosu, ekonomik pakette yer alan tarım politikasına ilişkin maddeleri 284'e 1 gibi ezici bir çoğunlukla kabul etti. Tanm paketinde çiftçiler için vergi kolayhklan ve tarım ürünleri için asgari fıyat belirlenmesi gibi maddeler içeriyor. Polonya'da Dayanışma ağırlıklı hükümetin parlamentoya sunduğu radikal paket, subvansiyonları kısmayı, bütçe açığını kapatmayı, enflasyonu düşürmeyi ve ekonomideki merkezi yapııun payıru azaltmayı hedefliyor. Bu arada yeni paketin, Uluslararası Paduğu VEB ile lokomotif uretimi konusunda anlaşma imzalandığı, AEG, Volkswagen, Bertelsmann ve Veba gibi devlerin de yatınm ve ticaret konulannda göruşme aşamasında olduğu belirtildi. YagoNİa>>»: Başbakan Ante Markoviç*in köklu ekonomik reformlarını içeren program, ülkenin en büyük cumhuriyetinı oluşturan Sırbistan Cumhuriyeti tarafmdan reddedildi. Reform programının yürürP o l o a y a : Dayamşma, radikal ekonomi paketinîn kabulü luğe girmesi için ulkeyi oluşturan 6 cumkonusunda iîk zaferini kazandı. huriyetin tümu tarafından onaylanması geD. Almanya: F. Alman şirketleri Bonn'dan daha hızlı ilişki rekiyor. kuruyorlar. Maearistan: Yeni yılda yürürlüğe girecek olan yeni ekonomik kemer sıkma Macaristan: Kemer sıkma programı parlamentoda programı, parlamentoda onaylandı. 1990 onaylandı. butçesi üzerindeki tartışmalar ise sürüyor. IMF, yeni yılda açılabilecek kredilere önları üzerinde anlaşmaya vanldsğını, ancak bankalannın ve sanayinin Bonn'dan daha koşul olarak Macaristan'ın bu yıl 800 miltaraflann bir süre 'düşunmeyi' istediğini hızh bir şekilde D. Alman ile ilişkiye geç yon dolara ulaşacağı tahmin edilen bütçe belirttiler. Kredi anlaşmasırun 1990'a sar tiği belirtildi. Gazete, Dresdnerbank ve açığırun 156 milyon dolar dolayına indirÛkabileceği ve bunun da Polonya'ya yapıla Commerzbank gibi bankalarin, D. Alman mesini istiyor. cak Batılı yardımlann gecikmesine yol aça ya'da büro açmak için izin aldıklannı WestB u l g a r i s t a n : AT ile Bulgaristan aracağı belirtiliyor. deutsche Landesbank'ın da bu türden plan sında geçen yüın sonunda askıya alman ti1 Deaıekratik Alauınya: Avrupa lan olduğunu vurguladı. Bu arada AEG caret anlaşması müzakerelerinin 1990 ocak Topluluğu (AT) bu ülkeye kapılanm ara nin de 2. Dünya Savaşı öncesi ilişkisi ol ayında yeniden baslayacağı bildirildi. ra Fonu (IMF) önerüeri doğrultusunda hazırlandığımn bdirtiunesine rağmen Polonya ile IMF arasında imzalanması beklenen kredi anlaşması üzerinde pürüzler çıktı. Polonyalı yetkililer, 725 ınilyon dolarhk kredi karşılığında alınacak ekonomik önlemleri içeren niyet mektubunun ana hatladı. AT Komisyonu, Sovyetler Birliği ile benzer bir anlaşmayı imzaladıktan sonra Demokratik Ahnanya'ya 10 yıllık ticaret ve ekonomik işbirliği konusunda geniş çaplı bir anlaşma önerisi yapmayı kararlaşürdı. Bu arada The Wall Streel Journal Gazetesi'nde yer alan bir haberde F. Alman w Imren Aykut Ttirkİş'te * • ANKARA (Cumhuriyet Börosa) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Imren Aykut, dün TürkIş'in yeni yöneticilerini kutladı. Aykut, sosyal diyaloğun sağlanması için 1990 yüı içerisinde çalışma meclisinin toplantıya çağrılacağını açıkladı. Ekonomi Servisi Deniz Ticaret Bakanlığı'mn kurulraası istendi. 1. Ulasal Denizcilik Kongresi'nde konuşan eski Başbakanlardan Bülend Ulusu, Deniz Ticaret BakanlığVnın kurulması gerektiğini belirtirken, Erdal Inönıi üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'de "yetkililerin sırtuu denize çevirdiğini" söyledi. Eğitimden balıkçıhğa, gemi inşaa sanayiinden yat turizmine, Umanlara değin denizcilik sektörünün tüm sonmlanmn gündeme getirildiği 1. Ulusal Denizcilik Kongresi dün Hilton Oteli'nde yapıldı. Deniz Ticaret Odası (DTO) tarafından düzenlenen kongrenin açılış konuşmasını yapan DTO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Kaptanoglu, denizyolu taşımacılığırun önemine değinerek, denize kıyısı olmayan Ulkelerin bile denizciliğe daha çok ver verdiğini belirtti. Devlet Bakanı Işm Çelebi, "Sektördeki oozuklnklan dü Deniz e bakanlık zeltmek zoruodayız" dedi. Altmcı 5 Yıllık Plan'da dış ticaret hacminin 50 milyar dolara, 2000'h yıllarda 80 milyar dolara ulaştınlmasının hedeflendiğini belirten Çelebi, bu nedenden dolayı denizciliğe verilmesi gereken önemden söz etti. lşın Çelebi, çıkarılan teşviklerde eksik yönlerin olduğunu kabul ederek bunlann düzeltilmeye hazır olduklannı söyledi. SHP Genel Başkanı Erdal Inönü de yaptığı konuşmada Türkiye'nin 3 tarafının denizlerle çevrili olduğunu ancak yetkililerin sırtını denize çevirdiklerini belirtti. tnönü, "Filomuz yaşianmaktadır, verilen leşvikler yelersizdir, sektörde finans zorlufu vardır " dedi. Eski Başbakanlardan Bülend Ulusu, Deniz Ticaret Bakanlığı'mn kurulması gerekliliğine değindiği konuşmasında, yabancı ülkeler denizciliğinin Türk denizciliğini gittikçe daha da aştığını söyledi. 9 IBM PS/2 Doğru Çözümler + Anahtar Teslimi Projeler + Eğitim Hizmetleri + "HotLine" Acil Servis + Etkin Bakım Onanm + Satış Sonrası Destek + Deneyimli ve Profesyonel Kadro + Uluslararası Destek PORTAŞ uiı PORTAŞ DIŞ PAZARLAMA ORGANİZASYON \^E TANITIM A.Ş. Merkez: Rumeli Cad. Villa İşham A Blok Kat 3 Nişantaşı, İstanbulTel: (1) 130 15 07 (7 hat )Teleks: 26204 prts tr Faks: (1) 130 15 14 Adana: Gazi Paşa Bulvan, Yurdaer Apt. No.37/7 Daire 21 Tel:(71) 17 21 58 59 Faks: (71) 14 65 40 Antalya: Ulusoy Bulvan, Hayfabarut Apt. No.57/3 Şarampol Tel: (31) 11 07 37 38 Eğitim: Kasap Sokak, Topel Apt No.l4/A Esentepe, İstanbul Tel: (1) 174 76 85 (3 hat) S«rvis: Talatpaşa Cad No 106 Gultepe, istanbul Tet (1) 179 62 17 (3 hat) Faks: (1) 179 62 20
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear