28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/6 DİZİRÖPORTAJ 17 EKİM 1989 'Bırak doktoru, aspirin bile yok' însanlar BAŞLANGIÇ Bölgede birgöç zinciri sürüp gidiyor. Köydekiler Viranşehir'e, ilçedekiler Urfa'ya, Urfadukiler Adana, Ankara, Izmirya da tstanbul'a göçüyorlar. Yeni mesleklerya seyyar satıcılık, ya at arabacılığı. 3 Caddeler, motorlu araçlardan çok insanlar için yapılmış gibiydi. Yol ortalanndaki şalvarlı ve beyaz örtülü kalababk, kıyılanndan, köşelerinden geçmeye çalışan, bir tekerleği kaldınma cıkmış araçlara şöyle bir gözucuyla balup, kimbilir kaç saat önce tutturduklan muhabbeti sürdürüyorlardı. Viranşehir'in ana caddesine bakmak bile bölge hakkında gerekli ekonomik bilgiyle donanmak için yeterliydi. tnsanlann giyirnlerinden yoksulluk, boş boş durmalarından da işsizlik okunuyordu. Işte, kimilerine göre "GAPIa çag atlayacak insanlar" bunlardı. Yüzlerinde yorgunluk ve bezginlik vardı. Girdiği yanşta istediği başanyı sağlayamamış bir sporcu anlatıraıyla bakıyorlardı çevrelerine. Mutlaka da yeni bir şeyler olsun istiyorlardı. Hiç değilse bir umutlan... kızamık oluyor. Geçen yıl, istatistiklere ulaşan verilere göre binlerce tifo ve dizanteri hastalıklarına rastlanmış. Japonlar ile ortak hazırlanan son master plana göre sağlık sektörünün altyapısı şöyle oluşmaktadır "1987 sonu itibanyla bölgede 250 dispanser, 1502 sağlık birimi ve 340 tıp doktonı mevcuttur. Tesis sayisı yeterli gibi gözükmekle birlikte, doktor ve sağlık personeli sayısı, gerekli araçgerec yetersizdir. Özellikle Adıyaman ve Şanlıurfa illerinde doktor sıkıntısj çtkilmektedir. 1987 yılı itibanyla bölgedeki hastaneleria sayısı 47'din bunlardan 36'sı devlet hastanesi, ll'i ise diger hastanelerdir. Adıyaman ve Mardin'de yalnızca d o l e t hastaneleri vardır. Tiirkiye'de, her 10 bin niifusa düşen hastane yatak sayısı 1986'da 23.7,1987de 24.1'dir. Bölge için bu rakam, 198Tde Adıyaman'da 7.2, Diyarbakır'da 24.8, Gazianlepte 13.7, Mardin'de 5.8, Sürt'te 6.4 ve Şanlıurfa'da 7.6'dır. Bölgedeki bu döşiik diizeye rağmen, hastane yataklannın kullanılma oranı da düşüktür. Bunun nedeni personel yetersiztiği, yetersiz bbbi donatım ve bölgedeki sağlık tesislerinde sunulan tedavi hizmetlerinin çoğundan aüfusun yeterli derecede haberii olmayışıdır. Birçok Idşi, daha iyi hizmet bulma umuduyla bölge dışındaki tesisleri kullanmayı terdn etmektedir." Master plana göre, özellikle kırsal bölgelerde bulaşıcı hastalıkların varlığı, sağlık koşullanndan ve özellikle içme suyunun olmayışıııdan kaynaklanmaktadır. Bunun yanı sıra, kırsal alanda suların klorlanmayışı, evlerde tuvaletin ya hiç olmaması ya da sağlık koşullarına uygun bulunmaması da, bulaşıcı hastalıkların yayılmasında başlıca etkenlerdir. Salgın hastalıkların pençesinde kıvranan Güneydoğu'da GAP'la birlikte büyük bir sağlık personeli gereksinimi doğacak Aspirin bile yok Salgın hastalıklarm böylesine yaygın olduğu bölgede, çok sayıda sağlık personeli ve araç gerece gereksinim vardır. Bir de GAP'ın getireceği nüfus artışı düşünülürse, bugünkü gereksinimi bile karşılamayan sağlık sektörü, bu bölge için ayrı bir yatırım konusudur. Master plan, bölgedeki sağlık koşullanrun 2005 yılında, Türkiye ortalamasına çıkanlmasını hedeflemiştir. Bölgenin, Türkiye"nin yetersiz olan ortalamasına çıkabilmesi için bile binlerce hastane yatağına, doktor, ebe ve hemşireye gereksinim vardır. Bölgede güvenlik için karakol yapılan sağlık ocaklarım, Viranşehir'in 5 yıldır doktorsuz olan Demirci köyünü düşününce insan, şu andaki yapılanmayla, böyle bir sorunun nasıl çözümleneceğini gerçekten merak ediyor. Hele Demirci köyünden Mehmet Erdem'in söyleyiş biçimi insanın gözünün önüne gelince... "Bir aspirin bile yok. O neyse de sağlık ocağında beş yıldır doktor da yok..." Saatlerce bir kahvede oturulsa da, Viranşehir'in ana caddesindeki görüntü değişmiyor. İnsanlar yine yolun ortasındaki "derin muhabbef'lerini sürdürüyo/lar. Gazetecilerin geçtiğini gören bir köylü arabanın önüne atılıyor neredeyse: "Abi. bunu da yaz, refonn bölgesinde hâlâ topraklanmızın tapulannı vermediler. Yıllardır oyalıyorlar bizi. Bıktık her gece elimizdeki toprağın geri alınacağı korkusuyla yatıp, o korkuyla kalkmaktan..." Bir burukluk basıyor insanın içini... Su toprakla, toprak insanla, insan doktorla daha buluşmamış bu bölgede... Geçinme savaşı GAP'la getaı umrt Viranşehir'in insanları yörede çok uzun süren bir urtutulmuşluğun GAP projesi ile değişıp değişmeyeceğini düşünüyorlar. (Fotoğraf: Ifker Maga) yük oranda gecekondulaşmanın olduğunu anlatıyor; "Işte" diyor, "bn yiizden de gecekondulaşmayı önlemede etkili olamadık". Gömlekçi Aslan Boluğur'un dükkânının hemen ötesındeki Çarşı kahvesi tıklım tıklım. Kalabalığın çoğunu köyden gelenler oluşturuyor. Bırazdan kalkıp, köye gidecek son arabalara binecekler. Arap Atilla, Viranşehir'e on beş kilometre uzaklıktaki Demirci köyunün muhtarı. Üç yüz ailelik Cemaldinli aşiretinin de önde geleni. önceden çoğu köylü, k?rşısında hiçbir şey söylemeden oturan yabancıya "Ka, dedin de aklıma geidi. bizim kooperatif..." diye söze başlardı. Kurak geçen bir mevsimin ardından, artık bu bölgede köylüler konuşmaya "Ka, dedin de, bu yıl kuraklık..." diyerek başlıyorlar. Demirci köyü muhtarı Atilla da kuraklıktan canı yananlardan. Sadece kendinin değil, tüm köy halkının ürünü "heder olmuş". Köydeki topraklannın çok taşlı olduğunu, bir karış tarla açmak için, yüzJerce taş topladıklarını, bu tarlaya da ancak arpa, buğday ve biraz da mercimek ekebildiklerini anlatıyor Muhtar At'Ua. Bölgedeki her köy gibi, Demirci'nin de sıkıntısı toprak. Sadece taşlı olmasından kaynaklanmıyor, esas yokluğundan sorun oluyor toprak. Köydeki kırk evden ancak yüzde onunun toprağı var. Yani dördünün. Dığer otuz altı ev, Viranşehir'in Demirci köyünde topraksız olarak yaşıyor. Nasıl mı?... Elbette, yüz binlerce Güneydoğululu gibi... Çobanlık, insaat işçiliği, pamuk toplayıcıhğı yaparak. GAP bölgesindeki en büyük sorun "buluşma" olsa gerek. Su var, ama bir türlü toprakla buluşamıyor. Bunun için barajlar yapılıyor, dağlar delinip tüneller açılıyor. Su, toprakla buluşsun diye... Toprak var, ama o da insanla buluşamıyor. Reformlar yapılıyor, fazla olanın elinden parayla alınıp hiç olmayanlara verilmeye çalışılıyor. Sonra verilenler de alınıp, tekrar eski sahiplerine geri veriliyor. Toprakla insanı buluşturmak, sonuç olarak ele yüze bulaştırıhyor. Mehmet Erdem de, toprakla zor buluşanlardan. O da Demirci köyünden ve Muhtar Atilla'yla aynı aşiretten. Yirmi dönüm tarlası var Erdem'in, dokuz da çocuğu. Adam başına iki dönüm bile düşmüyor. Zaten taşıyla toprağıyia tarlanın verdiği ne ki? Hem öyle bir tarla ki Erdem'in anlattığına göre, yağmur çok yağsa, tarla göl oluyor, çünkü drenajı yok. Eğer hiç yağmazsa, bu yıl olduğu gibi, bu kez de kuraklık oluyor. Ama iki durumda da sonuç aynı: Ekin yetişmiyor. Bu kez açlık korkusu başlıyor. Erdem bu yıl, kuraklıktan kaynaklanan korkuyu yaşıyor. Muhtar Atilla GAP'tan umutlu. Şöyle bir gözlerini kapatıp düşünüyor ve bir çırpıda, suların gürül gürül aktığı bir Demirci düşlüyor olmalı, hemen yeni durumuna göre planını, programuu yapıp ürün desenini bile belirtiyor: "Su akü mıydı, kıraç yerierde pirinç, diiz arazide pamuk yetiştiririz." Sonra açıyor gözlerini. Yaşamın gerçeğini görmüş olacak ki, başlıyor gülmeye: "Ama, daha köylerimizin çogunda içme suyu bile yok..." Köylüsü Mehmet Erdem, durumdan pek umutlu değil. "GAP biraz zor gelir" diyor, "Araa gdmesini beltleriz, arz ederiz efendim". O da Muhtar Atilla'nın kaldığı yerden, su sıkıntrsından başlayıp sağlık sorunlarına değin uzamyor: "Sadece su olsa, yineiyi. Bizim köyiin on bir mezrası var. Çogunun yoluna eşekle bile giremezsin. Bu mezralardan sadece birinde okul var. Okul çagı gelip de, okula gideraeyen çocuk sayısı beş yiizden fazla. Köyümüzde bir sağlık ocagı var, sağlık ocağında biı aspirin bile yok. Haydi o neyse de, sağlık ocağınuzda beş yıldır doktor da yok..." GAP bölgesinde bulaşıcı hastalığa yakalanan insanlann yüzde 23'ü paratifo, yüzde 16'sı dizanteri, yüzde 16'sı sıtma, 15'i tifo, yine 15'i difteri, 12'si çocuk felci, ll'i boğmaca, yine ll'i lçlerine katılıp, insanlarla tanıştıkça, dışlanna yansıyan kınk çizgilerin doğru olduğu çıkıyor ortaya. Çogu çevre köylerden gelmiş, topraksız ya da az toprakb köylüler. Kurakhk öyle bir vurmuş ki, ne yapacaklarını şaşırmışlar. "Acaba nasıl geçinirinT sorusunun yanıtını aramak için gelmışler iiçe merkezine. Zaten bir göç zinciri, birbirini kovalıyor bölgede. Köydekiler Viranşehir'e göçüyor. Ilçe merkezindekiler Urfa'ya. Urfa'dakiler de Adana, Ankara, lzmir ya da tstanbul'a. Ya seyyar satıcılık ya at arabacıuğı. Seyyar satıcı olanlar, parası neye yeterse onu satıyor, arabacı olanlar da ne bulurlarsa onu taşryor. Bu arada, parasızlıktan at alamayan arabacüar da var. Onlar da kendilerini koşuyor arabaya. Satıcı ya da arabacı olamayanlar ise "Acaba ne olsam" diye çarşı kahvelerindeki, inanılmayacak kadar alçak "kürsü"lere oturup düşünüyor. teriler selam bile vermiyor. Bir tek fotoğraf çektirmek için oturuyor dikiş makinesinin başına. Günlerdir ilk kez elini sürüyor makinenin demirine ve çahşıyormuş gibi yapıyor. Terzi oimasına karşın bir üretici gibi, o da kuraklıktan yakınıyor. Yağmur yağsaymış, biraz iş olurmuş. Ama bu yıl "Allah onu da vermemiş". Gömlekç; Boluğur, GAP gelince işlerin duzeleceğine inanıyor. Ama kafasında küçük bir kuşku var: A n a GAP ne zaman ve nasıl gelir, onu bilemiyorum? Seçimi yitiren Viranşehir'in DYP'U eski belediye başkanı Muharrem Şınanlıoflu, GAP'ın Güneydoğu'ya "hayat vereeegine" inaruyor. Ancak finansman sıkıntısından işlerin yavaşladığını anlatıyor. Eski belediye başkanına göre, su gelince nüfus yoğunluğu artacak, bölge nüfusunda patlama olacak. Yatınmlar bölgeye kayacak. Sanayi gelişecek. lşsizlik önlenecek. Ancak şu anda insanlar eğitim olarak Çarşı kahvesinin heroen yanında, gömlek böyle bir olaya hazırlıkl) değil. Bölge halkını çi Aslan Boluğur'un dükkânı var. O da bir yeni koşullara göre eğitmek gerekir. sandalye atmış dükkânının önüne, kahvedekiler gibi oturuyor. "İşler nasıl" diye sorma Tıklım tıkhm kahve ya gerek yok. Günlerdir siftah yapmamış. Şıhaniıoğlu, her gün ilçeye, köylerden beş Çünkü kimsede gömlek alacak para yok. Kış ile on arasında ailenin göç ettiğini, zaten kolık gömleklerin fiyatı, onon iki bin arasında. nut sıkıntısı oian ilçede "başlannı sokacak bir Yazlıklar biraz daha ucuz. Ama yine de müş yer" bulamadıklannı, bu ytlzden de ilçede bü SdRECEK • PANEL DUYURUSU Laiklik ve Atatürk İlkeleri Konuşmacılar: BİLSAK'TA BUGÜN 17 Ekim Salı: Hay\'ansevenler ve Sevmeyenler için Her Alanda Danışma Günü: 10.3018.00 Inci ATLI, Avukat. 10.3011.30 Doç. Dr. Tahsin YEŞİLDERE, Veteriner. 11.3018.00 KadirÖZCAN Veteriner. 15.0016.30 Dr. öget ÖKTEM, Psikolog. Düzenleyen: Hayvanlann Yaşam Haklanru Koruma Derneğı. 19.00 Günlerin Götürdüğii: Perestroyka'nın Yeni Aşamalan: Macaristan ve Doğu Almanya II. Zihni ANADOL, Adnan BOSTANCIOGLU 10.00 CAFEFOYER Yerli basınçay, kahve, hafıf içkiler. 18.0001.00 arası CAFEBAR 19.0001.00 arası RESTAURANT Yeni bir mönü Yeni fîyatlar Farkh bir müzik Yeni bir anlayış. BİLSAK, Sıraselviler, Soğancı Sşk. No. 7 CİHANGİR 143 28 79 143 28 99 1. BEŞİKTA$ KİTAP GÜNLERİ Bugün 17 Ekim Salı 15.0018.30 Prof. Dr. EMRE KONGAR Prof. Dr. TOKTAMIŞ ATEŞ Av. Dr. TENNUR KOYUNCUOĞLU Gazeted yazar ALİ SİRMEN Yöneten: Prof. Dr. AYDIN AYBAY Tarib: 4 Kasım 1989, Saat 14.00 Yer: MÜLKtYELÎLER BİRÜĞİ, KURUÇEŞME TARIK ZAFER TUNAYA KİTAPLARINI İMZALIYOR CUMHURİYET KİTAP KL'LÜBÜ • BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ Beşiklaş Vapur hkelesı Üst geçit altı 1. BEŞİKTAS KİTAP GÜNLERİ Yarın 18 Ekim Çarşamba 15.0018.30 TURSEM'IN LONDRA/OKFORD^CAMBRIDGE.BOURNEMOUTH, BRIGHTON, H A S T I N G S / ^ E T E R V E CHESTER'DE SEÇKİN DİLOKUUUA^NDA > A Z r < l ^ VA DA BÜTÜN YIL İN&İÜZCE1 ÖuRENİN E L E M AN A R I Y 0R MUŞTERİ TEMSİLCİSİ 12 HAFTA KUR5, AİLE YANINDA KONAKLAhAA YEMEKVE KİTAPLAR.DAHİL: AYDA173İTAK5İTLE îu'i'iye rt duiya capında wmen AG1 yayınmtmf rrtiamianıtım Sdyta**;',, ^kpıfe. öuaymde çaeWece* asçan ftse meftjnu « (pıcmen reW#r DUYGU ASENA KİTAPLARINI İMZALIYOR CUMHURİYET KİTAP KULUBÜ • BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ Beşikıaş Vgpur Iskelesi Üst geçil altı RANOCVU AUNMASI BEKUHIR TEL 145 13 15 tursem İHGİÜZLİSANOKULURI DANIŞMA MERKEZİ KtRALIK ODA ARANIYOR Genç doktor Avrupa yakasında eşyaJı kiralık oda anyor. Tel.: S82 70 04 Cumhuriyet Cad. 173/4B Elmadağ 80230 İstanbul. Hilton Oteli Karşısı Tel 14839 77148 7943148 2849 Fax.: 132 97 29. Tlx.: 27498 tusm tr. ROCK...MI? ı WR 21.0001.00 ML "EV ZEN 17 E k İ m S a h Nüfüs kâğıdımı, okul pasomu, sigorta kartımı kaybettim, geçersizdir. BAYKUŞ TÜLİNARKAN Pasomu kaybettim. HükümsuzdUr. GÜLA Y DEMİR SOFTROCK 19 Ekim Perşembe 20.30 Istiklal Cad.Balyoz Solc 251 Gamsız Apt. (Dostlar Tiy bir üjt tokağı) ITALYAN KULTÜR MERKEZİ İtalyanca dil kursbrı 23 Ekim 1989 pazartesi günü başlayacaktır. Kayıtlar: Meşrutiyet Caddesi N. 161 Tepebaşı Saat: 10.0012.30 ve 17.0019.00 arası tatil günleri hariç İSTANBUL Psikanaliz ve psikoterapide yoğunlaşmış genç doktor, tedavisini ustleneceği psikiyatri hastaları arıyor. Not: Seans ücreti öğrenci ve emekçiler için % 50 indirimlidir. Dr. Mustafa Kemal Özdemir Tel.: 582 70 04 (9.0018.00) HASTA ARANIYOR ŞAYHJ GÜNLER Muzaffer Buyrukçu 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 3941 Cağaioğlulstanbul Ödemeli gönderilmez. Pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. & SERDAR SEVİNGÜL &„ bar papıllon Etiler, Nispetiye Cad. Akatlar girişi. Tel.: 157 37 68 CANDAK A YŞE ARICA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear