02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 MART 1987 . EKONOMİ CUMHURÎYET/9 TÜRKtYE'den Reklamda basının payı geriliyor T7< konomi Servisi Manajans / Thompson'm yayımladığı H/ "1986 Reklam Harcamalan" adlı araştırmaya göre, 19S6'da toplam reklam harcamalan, 198S'e göre yüzde 58 artarak 76.2 miiyar liradan 120.6 milyar liraya yükseldi. Araştırmada yer alan verilere göre reklam harcamalan pastasından TV'nin aldığı pay büyürken, basın ve radyonun payı 1985'e göre azaldı. TV'nin pastadan aldığı pay, yüzde 52.4'ten yüzde 58.6'ya yükselerek 1986'da 70.7 milyar liraya ulaşırken, basının payı yüzde 37.5ten yüzde 33.2'ye düşerek 40 milyar lirada kaldı. Pazara yabancı ortaklı ikifirma giriyor Maya tekeli kırılıyor lannı tamamlayan Garipoğlu'nun günlük kapasitesi de 25 ton dolaymda. Firmanın lisansörlüğünü yapan bir İspanyol fırma, aynı zamanda ortağı oldu. Yeni firmalann katılmasıyla, Türkiye maya üretim kapasitesi 100 bin tona yaklaşıyor. Pakmaya'nın lzmit ve İzmir'deki fabrikalanyla, Mayadağ'ın tstanbul Kâğıthane'deki fabrikasının toplam kapasitesi 70 bin ton dolaymda bulunuyor. Garipoğlu'nun 10 bin, Marmara Maya'mn da 15 bin tonluk kapasiteleri eklenince, tüm talebin iki katına yakın bir Uretim kapasitesi meydana gelecek. Yalruzca kuru olarak yapılabilen ihracat potansiyeli ise, İran da katıldığında, ancak 45 bin ton dolayına ulaşabiliyor. Marmara Maya Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Ayvazoglu'nun bu üçüncü maya fabrikası girişimi oluyor. İlk olarak yine fınnalarla ortaklaşa Kartal'da bir fabrika kuran A)'vazoğlu, burada işi yürütemeyince, Izmir'de Maysan adlı bir yenisini kurdu. Ancak, bu fabrika da kötü duruma düşünce, Taciroğlu firmasına satmak zorunda kaldı. Taciroğlu firması da fabrikayı Pak Holding'e sattı. Bunun üzerine, Pak Holding, Izmir'de Pakmaya Fabrikası kurarak, Maysan'ın makinelerini buraya taşıdı. Böylece, yine piyasamn tek hakimi oldu. netim Kurulu üyesi Mustafa Özaydın. "Fınncı arkadaşlar, yıllardır maya tekelinden bezmişti. Daha önceki giin yeni bir zam yapıldı. Günlük 40 ton üretim kapasitesiyle tekeli kıracağız" dedi. Bandırma'da aldıklan bir fabrika binasına, Hollanda ve F. Almanya'dan getirdikleri makineleri monte etmekte olduklarını ifade eden Özaydın. "Makineieri aldıgımız Hollandalı fîrma yüzde 15 ortağımız olacak" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "İstanbul'un günlük maya luketimi 32 lon dolaymda. Günlük üretimimizin 32 tonunu İstanbul'a. kalan bölümünu de Kocaeli, Bıırsa. Balıkesir ve Trakya'nın bir bölümüne dagıtacagız. Yaz aylanna dogru tamamlandıgında toplam yatınmımız S.S milyar lira olacak. tlk olarak İstanbul piyasasıru ele gecirmeye kararlıyız. Bizim mayamız, mevcut ntayadan çok daha ucuz olacak." Halen Türkiye'deki 19 bin fınna 110 kamyon ile maya dağııımı yapan Pakmaya'nın sahibı Pak Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Engin Pak ise, tekel olmadıklannı söylüyor. Mayadağ Maya Fabrikasf nın da ortağı olan Engin Pak, "Şu anda Türkiye1 nin tüm maya ihtiyacını biz karşılıyonız, ama tekel değiliz. Çünkü, her lüriu maya ithalatı serbest. A ocak, fiyatlanmız uygun olduğu için kimse ilhal edemiyor" dedi. Marma.a Maya'nın "İstanbul piyasasını ele gecirecegiz" iddiasını ilettiğimiz Pak, "Güçlü olan kazanır. Hiç kimse herhangi bir piyasayı kaybetmek istemez. Yeni rırmalann kunılmalan piyasayı harekellendirecektir. Nerede hareket, orada bereket" dedi. Fırıncıların çok zam yaptıklanna ilişkin yakınmalarını ilettiğimiz Engin Pak. bu konuda da şöyle konuştu: "Son zammımızda artan eiektrik fiyatlan ve toplusozleşmenin etkisi var. Zaten her zamda fınnalar avaga kalkarlar." Piyasaya bir firma da Adana'dan giriyor. Hemen tüm kuruluş çalışma ISCEVIN EVREMNDEN ŞÜKRAN KETENCİ OSMAN ŞENKUL taıtafan •* M*fca/l»nıltt*Un gftre toplamreklamharcamalan ins \**m TL) i w \t*m nj 8863 8835 577.3 **»(*) 78.6 53.4 1 99 0. 215.2 T b BMfcan Akfcak tjcanattakan MMP1yM|« «wKra«t«kan "..'.. 314.3 477.4 1584 1356 12 1 .1 990i Bandırma'da kuruimakta olan Marmara Maya'mn Yönetim Kurulu üyesi Mustafa özaydın, "Tekeli Türkiye ekmeklik maya piyasası, yabancı ortaklı iki yeni firmanın kakıracağız" derken, piyasamn tek hâkimi Pak Holding tıhmıyla hareketleniyor. Pak Hol Yönetim Kurulu Başkanı Engin Pak, "Nerede hareket, ding'in sahıp olduğu Pakmaya ve ororada bereket" şeklinde konuştu. tak olduğu Mayadağ firmalannın 19 bin fırtnm oluşturduğu 50 milyar liralık pazarda yılda "tek hakimi" olduğu yaklasık 50 mil50 bin tondan fazla maya tüketiliyor. yarlık piyasada, fırıncıların kurduğu Marmara Maya, Hollandah ortakla, Gaıipoğlu Grubu'nun Adana'da kurduğu Garipoğlu Maya da İspanyol orıakla yaz aylanna kadar üretime geçiyor. İstanbul Fırıncılar Derneği Başkanı ve Marmafa Maya Yönetim Kurulu üyesı Mustafa Ozaydın, "Peşpeşe gelen zamlanyla fınncılan inletcn tekeli kıracağız" derken, Pak Holding Yönelim Kurulu Başkanı Engin Pak, Maya ithalatı serbesl. O nedenle tekel savılmayu" şeklinde konuştu. Hemen tüm Türkiye'de üretilen ekmekleri ve dolayısıyla tüketicileri yakından ilgilendiren 50 milyar liralık maya pazarında "tek hakimiyei" kırılıyor. Izmir ve Izmit'teki Pakmaya fabrikalan ve İstanbul'daki ortaklığı Mayadağ firmasıyla tüm pazara Pak Holding hakim bulunuyor. Piyasaya Hollandalı ortakla girecek olan Marmara Maya Sanayii'ni İstanbul Fırıncılar Derneği'ne üye 23 fırıncı kurdu. Aynı zamanda derneğin başkanı olan Marmara Maya Yö Türkİş'te Eylem Bunalımı 16 mart pazartesi günü Türkİş Başkaniar Kurulu yeniden toplanacak. Bir önceki toplantısında benimsediği söylenen iki saatlik genel grev ya da başka eylem türlerini karara bağlayacak. Türkİş'te geçmişi 1984 sonlanna kadar uzanan, dozu, boyutlan giderek büyüyen bir eylem bunalımı yaşanıyor. Son başkanlar kurulu toplantısı ile bu bunalım iyice kamuoyuna yansıyacak biçimde patlak verdi. işçi haklannda her cephede sendikalar eliyte bağrtlanan her yeni toplusözleşmede, uygulamalannda, yeni yasa değişikliklerinde süregiden ağır kayıplar. tabanda tepkiyi arttırıyor. Sendikacı giderek zorlanıyor, işlevsiz durumda, açmazda, sıkıştıkça sıkışıyor. Kuyruğu sıkışmış, canı yanan kedinin bılinçsizce tırmalaması gibi. Eh bir şeyler yapmaya niyetli olmayan sendikacı, en uç, akla gelmeyecek eylem türlerini önerme noktasında. Konuşmalardan, önerilerden, hangi sendikacının gerçekten bir şeyler yapmaya, 1980'li yılların ardı arkası, soou gelmeyen işçi hak kayıplanrvdakı gelismeleri durdurmaya niyetli ve kararlı olduğunu anlamaya olanak yok. ileri önerilerin sahibi gibi gorünenlerden, yapılabilecek somut en küçük ışte, yasal direnmede, hak aramada, dayanışmada dahi kaçanlan birlikte izliyoruz. Gerçek olan şu ki, sürekli işçi hak kayıpları, tabandaki tepki, sendikacılan hep bir ağızdan eytemlerden söz etme noktasına getirdi. Türkİş Genel Kurulu'nda, "198Tnin işçi hak kayıplan karşısında eylem yılı olması karsn" oybiriiği ile kabul edildi. Genel kurulun üstünden 25 ay geçti. Oldukça suskun kalınmasının eylem karannın uygulanması girişiminin gecikmesınin nedenini sendikalar genel kuruldaki bölünme ye bağlıyortar. Neredeyşe üç grubun eşite yakın oy bölünmesi önemli değil. Tarafların güvensizliğı, genel kurul sonrası birbirterine yaklaşımları, çok daha boyutlu yeni sorunları getirdi. Yönetim, yönetim dışında kalanların hiçbir biçimde iddia ettiği gibi, geniş açılı sendikaların sorunlarını kucaklayacak bir yönetim olabileceği izlenimini vermedi. 5 kişiden 3'ünün degişmesine rağmen, neredeyşe eskiyi aratacak bir dağınıklık, kopukluk içinde. Peş peşe önemli pek çok işçi sorunu gündeme geliyor, bırakınız etkili tavır koymayı, Turkiş'in doğru dürüst bir görüşü dahi olmuyor. Gelişmelere sanki seyirci. Sanki sorumluluğu yokmuş gibi, ilgisiz görünümde. Doğmuş olan çok ciddi yönetim bosluğu, iki kanat muhalefetten gelen elestirileri, tepkiyi, ister ıstemez haklı kılıyor Bu arada, muhalefetin de bazen akıl almaz çeüşkilere düştuklerine tanık oluyoruz. örneğin, en hızlı eylemlerın savunucusu Mustafa özbek önderliğindeki sağ kanadın ANAP iktidarı ile kucak kucağa olduğunun pek çok örneği var. Somut hiçbir yasal eylemde, dayanışmada yotdarken, Türkiş'in gücünü, boyunu aşan en sivri ve yasadışı eyiemleri önermeleri. dupeduz oyun izlenimini veriyor. Bizim aklımızın almadığı, ilkelerini savunma adına genel kurulda geniş cepheyi olusturamayan ve doğal genel kurul delege çoğunluğuna rağmen, seçimleri kaybeden demokratik muhalefetin, sağ kanatla işbirliği toplantısı yapmaya kalkışması. Bir diğer çelişki de en soldan siyasetler, şu günlerde hararetle Türkİş içinde bütünleşmeyı tartışılamaz bir dogru gibi savunuriarken, sendikaların uyelik aidatlannı Türkiş'e yatırmaktan kaçınmaları. Kendi iç çelişkileri olarak ise, aralanndaki diyatogsuzluk, dayanışma eksikligi sürüp gidiyor. Sonuç olarak, muhalefetin gerçekten Türkİş yönetimini haklı ve güçlü olarak görev yapmaya çağıramadığı, Türkİş yönetiminin de adeta bu dağınıklığı fırsat bilerek en doğal görevini dahi yerine getirmediği bir 25 ay daha yitirilip gitti. Yönetim, lütfedip başkanlar kurulunu toplayinca, çaresizlik, belki de kimsenin başından düşünmediği gelismeleri getirdi. Başkanlar kurulunda söz alan her başkan, konumuna göre diğerlerini çok ağır dille eleştirdi. Değişik eylem önerileri getirdi. Çok sert tartışmalar ve yönetimin ağır eleştirisi oldu. Akşam saatlenne doğru, ağırlıklı seçimlerde bugünkü yönetimi desteklemiş, ancak demokrat olduklarını söyleyen istanbul grubundan sendıkacılar, mazeret bildirerek toplantıdan ayrıldılar. Oestek verdikleri yönetimin uygulamasından hoşnut değillerdi. Yine de elestirilere ortak olmak istemiyorlardı. Sağ muhalefet, pervasız genel grev önerisinde bulununca, sol muhalefei iki saatlik genel grev önerisiyle geldi. Sıkışan yönetim de 16 martta herkesin katılımı ile ikinci bir başkanlar kurulunda ayrıntıları belirlemek üzere öneriyi benimsedi. Ancak toplantı sonrası, erken kaçmış olanlann da benimsememesinden cesaret alan yönetim, başkanlar kurulunda adeta 2 saatlik genel grev yapılması benimsenmemış gibi bir tavır içine girdi. Böylece Türkİş Başkanlar Kurulu, 16 martta, eylem bunalımına düşmüş olarak yeniden toplanacak. Arada, bir olumlu gelişme, demokratik muhalefetin kendi arasmda diyaloğa karar vermiş olması. Aralarında görüş alışverişi yapmaya ve 16 mart başkanlar kurulu toplantısına ılkeli gelmeye çalışacaklar. Türkİş yönetimi de sıkışıklıktan, kabul etmiş, benimsemiş göründüğü iki saatlik işi bırakma eryleminden dönebilmek için muhalefetin de reddedemeyeceği, geçeriiliği olabllecek eylem önerilerini bulma çabası hazırlığı içinde. 16 mart toplantısında ne çıkar? O kadar çok ve çelişkili, olumlu, olumsuz olasılık var ki, her ön yorum yanılgı olabilir. Bizce Türklş'teki eylem kararı bunalımından asıl siyasi iktidar ve işverenlerin gülüp geçme yerine, korkup önemli dersler almalan gerek. önemli olan DISK yargılanırken, Türkİş'te, yasalar ve siyasi iktidarlar, işverenlerce destek verilen, en onlardan yana bilinen sendikacıların dahi kuyruğu sıkışmış, canı yanmış, tırmalayan kedi konumuna düşmüş olmalarıdır. İşçi haklannda hiç dcymadan "daha daha" kayıplar isteyenler hiç umulmadık biçimde çıkabilecek sosyal patlamalara hazırlıklı olmalıdırlar. Türkİş'te herkes bir şeyler yapmak zorunluluğunu icten olmasa da kabul etmiş ve tartışmaz noktada ise, nasılsa bir gün ortak şeyler yapmanın yolu, işçinin hak kayıplarına "dur" demenin yolu belki de sendikacılara rağmen bile bulunur. 1.063 122.6 Stkttrien fftra TV raktan harcaulan 1WS | « T Tl) 1IM ( m TL) .7.179 12.723 "'.'..'.'.. 1588 3515 2.231 4.098 fâ7.:::::::::gk=$l ktu, (H) 77.2 96J 83.6 Serpa'nın bankerlik belgesi iptal T? konomi Servisi Serpa A.Ş. 'nin bankerlik belgesi iptal Mİt edildi. (B) grubu borsa bankerlerinden biri olan SerpaSermaye ve Menkul Değerler A.Ş. 'nin bankerlik belgesi, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı tarafından iptal edildi. Eski ortaklanndan birinin Hazine bonoları alımsatımında usulsüz iflem yaptığı savıyla bir süre önce hakkında dava açılan sirketin, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı denetçilerinin de yaptıkları kovuşturmanın olumsuz sonuçlanması üzerine, bankerlik belgesinin iptaline karar verildi. Halen sirketin yüzde 24'üne hissedar olan Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Atasavun, bundan böyle sermaye yapısı daha güçlii yeni bir şirket kurmak için harekete geçtiğini söyledi. lş Bankası'nın sermayesi 250 milyara çıkıyor A nkara (ajx.) lş Bankası'nın sermayesi 30 TM. milyar liradan 250 milyar liraya çıkanlacak. lş Bankası Genel Müdürlüğü'nden dün yapılan açıklamaya göre banka sermayesi, 24.5 milyan bedelsiz, 195.5 milyarı da nakit karşılığı otmak üzere toplam 220 milyar lira arttınlacak. Söz konusu artışla ilgili olarak her biri 40 bin lira değerinde toplam 5 milyon 500 bin adet isme yazılı 'C tertibi pay senedi çıkanlacak. lş Bankası 'ndan yapılan açıklamada, yeni çıkanlacak 'C tertibi pay senetlerine, birinci ve ikinci temettü payı toplamı olarak ödenmiş bölümlerin yüzde 25'ine kadar kâr payı dağıtılabileceği belirtildi. Açıklamaya göre, 'A' ya da 'B' tertibi pay senetlerinden her 8 adedinin ibrazı karşıhğmda senet sahiplerine, birer adet 'C tertibi pay senedi bedelsiz olarak verilecek. Pamukbank sernıayesini 30 milyara çıkanyor Ekonomi Servisi Pamukbank'ın ödenmiş sermayesi 12 milyar liradan 30 milyar liraya yükseltiliyor. Gene! Müdür Dogan Çınar, 18 milyarhk sermaye arttırımının 9 milyarının yatırıldığını, geri kalan 9 milyarının da mart sonuna kadar yatırılacağını belirtti. Pamukbank'ın 1986 faaliyetlerinden 12.9 milyar lira kâr ettiği açıklandı. Doğan Çınar. Pamukbank'ın kârının yüzde 2040 oranında büyük çaplı bir artış gösterdiğini belirtti. Çınar, Pamukbank'ın 1986 kârının ağırlıklı olarak F. Almanya'daki işçi havalelerinin "on line" sistemi aracılığıyla Türkiye'ye aynı gün aktarılması, dış ülkelerden Türkiye'ye tur düzenleyenlere verilen bankacılık hizmetleri ve devlet tahvilihazine bonosu getirilerinden oluştuğunu söyledi. PAMUKBANK GE\EL MÜDURU DOGAN ÇINAR Banhalar kâr etmek zorunda Ekonomi Servisi Pamukbank Genel Müdüru Dogan Çınar, "Bankacılık sektörü kâr etmek zorundadır. Çünkü Türkiye'de yaratılan imaj böyle. Onun için herkes kâr gelirecek farklı bir şevler buluyor" dedi. Doğan Çınar. Pamukbank genel kurulunun ardından düzenlediği basınla sohbet yemeğinde, şirket kurtarma konusunda, devietin de bankalara yük getirmeden, bir fon oluşturulması yolunda öneride bulunurken, banka bilançolarının gerçekıen şeffaflaşabilmesi için, başta Icra İflas Yasası olmak üzere Türkiye'de ekonomik hayatın olmadığı dönemlerden kalma birçok yasanın değiştirilmesi gerektiğine işaret etti. Pamukbank Genel Müdürü Doğan Çınar. "Bankalar arıık hep kâr etmek zorundadır" yolundaki görüşünü şu cümlelerle açıkladı: "Eskiden banka bilançolan o kadar yakmdan izlenmezdi. Ama son yıllarda ekonomiye ilginin artmasına paralel olarak, banka bilançolan da kamuoyu larafından yakından izlenir oldu. Bugün Türkiye'de bilançosunu zararla kapatan banka yok. Yani banka zarar cttiği zaman dahi DOĞAN Bugün Türkiye'de bilançosunu zararla kapatan banka yok. Yani banka zarar ettiği zaman dahi diğer geiirler kalemlerinde gördüğümüz büyük rakamlarla bilançosunu kâria kapatmış gösterebiliyor. diğer geiirler kalemlerinde gördügümüz büyük rakamlarla bilançosunu kârla kapatmış gösterebiliyor. Bankalar bir itimal müessesesidirler. Böyle olunca da, maalesef birtakım oranlar, figürler önemli rol oynuyor. Bunların basında da kâr geliyor. Mecburuz artık kâr etmeye. Onun için her banka farklı bir şeyler buluyor." Çukurova Grubu'nun bankalarından Pamukbank'ın Genel Müdürü Doğan Çınar, Türkiye'de eskimiş bazı yasalar değişmediği sürece banka bilançolarının sağlıklı olmalarının ve tam gerçeği yansıtmalarının beklen Maliye vakıflan eliyor A nkara (Cumhuriyet Bürosu) Maliye ve Gümrük f \ Bakanlığı, vakıflarda elemeye gidiyor. Vergi muafiyetinden yararlanacak vakıflarda aranan mal varlığı koşulu 30 milyondan 200 milyon liraya çıkanldı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısmda yer alan Maliye ve Gümrük Bakanlığı tebliği ile vakıflann vergi muafiyetinden yararlanabilmelerine ilişkin koşullar yeniden düzenlendi, Vakıflann vergi muafiyetinden yararlanabilmeleri için mal varlıklarımn hisse senedi hariç 200 milyon lira, bağışlar dışındaki yıllık gelirlerinin de en az 20 milyon lira olması hükmü getiriidi. Eskiden bu sınır 3 milyon lira düzeyindeydi Vakfın brüt gelirlerinin yüzde 15'ini mal varlığını arttıracak yatınmjara aktarması koşulu da kondu. Bu koşullara 31 Aralık 1987 tarihine kadar uyum göstermeyen vakıflar, Maliye Bakanlığı tarafından saptanarak durumları Bakanlar Kurulu'na iletilecek, söz konusu vakıflann vergi muafıyetinin kaldınlması istenecek. memesi gerektiğini söyledi. Çınar, bankaların ticari bilançolannda kâr gösterirken, mali bilançolannda zarar gösterdiklerini, ayrıca yabancı denetleme kuruluşlanna bilançolarını denetlettiren bankaların bile "dahilde yayımladıklan bilançolanyla, dışanya gösterdikleri bilançolann farklı" olduğunu vurguladı. Türkiye'de daha ekonominin olmadığı dönemlerin, 192830'ların yasalarıyla, 1980'lerin Türkiyesini yargılamanın mümkün olmadığına işaret eden Doğan Çınar, bankaların alacaklarını tahsil etmelerini engelleyen en önemli etkenlerden birinin 1920'lerden kalma lcra İflas Yasası olduğunu dile getirdi ve bu yasanın derhal değiştirilmesini istedi. Doğan Çınar bu konuda söyle konuştu: "Babalanmızın zamanında iflas. bir kişi için ölümdu. şimdi kurtuluş oluyor. Geçenlerde bir firma iflas etti. (Ellialtı'ları kasıederek). Adamın 1.5 milyar lira borcu, buna karşılık 7 milyar lira mal varlığı var. Yani mal varlığı borcunu rahat rahat karşılıyor. Ama bu adama 'Neden iflas ettin?' dediginizde, 'Avukatım öyle akıl verdi' diyor." EKONOMİ DERGİLERİ ARASEVDA HAZIRLAYAN AYŞE BUĞRA OcakŞubat dergilerinde üç konu öne çıkıynr Lastik bayileri fabrika kuruyor nkara (Cumhuriyet Bürosu) Umum Lastikçiler Demeği Başkanı Rasim Cem, lastik fıyatlarına her ay zam yapıldığını ve bu zamdan dolayı da oto lastik bayilerinin işlerinin tamamen durduğunu öne sürdü. Cem, lastik bayilerinin bir araya gelerek, fıyat artışlarına "dur demek" amacıyla Ankara'da bir oto lastik fabrikası kuracaklanm bildirdi. Cem, "Lastik zammmda 4 kuruluşun anlaşarak her ay zam yapmalanna bir anlam veremediklerini" ifade ederek, "Petrole zam yapılmıyor ki, lastiğe zam yapılsm" dedi. Lastik fıyatlarına devamlı olarak zam yapılmasmdan "bıktıklannı" ifade eden Cem, Ankara'da kuracaklan oto lastiği fabrikası için, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 'na başvurduklannı bildirdi. Cem, fabrika için 10 milyar liralık yatırım yapacaklannı ve fabrikaya tüm bayilerin ortak edileceğini söyledi. Büyüme, yatırımlar, finans sorımları BAŞLARKEN A ylık ekonomi dergilerinin ocak ve şubat saL yılannda genellikle Türk ekonomisinin 1986 yılındaki performansının değerlendirilmesine ve 1987 yılıyla ilgili beklentilere yer verilmiş. 1986'da gerçekleşen hızlı büyüme, olumlu bir unsur olarak bütün yorumcular tarafından kabul ediliyor. Ama bu hızlı büyümenin sürekliliğini engelleyebilecek unsurlar ve hızlı büyümeden kaynaklanabilecek sorunlar da analizlerde önemli bir yer tutuyor. Bu bağlamda, özellikle sanayi yatırımlarının düzeyi ve sanayinin finansman sorunları gibi konular gündeme geliyor. Hızlı büyümenin enflasyon ve dış ödemeler dengesi üzerinde yapabileceği olumsuz etkiler de tanışılıyor. anayi sektörüyle ilgili endişelerden söz etmeden ~ ^ ı . ^ ^ " r r önce, iyimser bir ses duymak I ihtiyacında olanlara Ertuğrul İSoysal'ın Ekonomide DiyaI log'un ocak sayısındaki "SaInayi Döküliiyor mu?" başI hklı yazısım önerelim. Ertuğ, rul Sosyal, sanayicinin geneli likle halinden şikâyet ettiğiIni, buna rağmen cirolar ve kârların durmadan arttığını öne sürüyor. İstanbul Ticaret Odası'nın İngilizce olarak yayımladığı ICOC'da. Haluk Cillov da sanayi sektörü yatırımlarında önemli bir gelişme olduğunu, bu gelişmenin hem kamu kesimini hem de özel kesimi kapsadığını ve gerçekleşen hızlı büyümede önemli bir etken olduğunu söylüyor. Aynı biçimde, Banka ve Ekonomik Yorumlar'ın şubat sayısındaki, Öztin Akgüç, Demir Demirgil ve Güngör Uras'ın katıldıklan ve Erdoğan AJkinin yönettiği açıkoturumda, Erdoğan Alkin, sanayi yatırımlarının düşük düzeyi konusundaki görüşlere karşı çıkıyor. Alkin, hem yatınm malları ithalatındaki patlamamn, hem de inşaat ruhsatı ve teşvik başvurularındaki artışın yatırımlarda bir canlanmaya işaret ettiğini savunuyor. Buna karşılık Güngör Uras, enerji ve şehir hizmetleri alanlannın dışında, yüksek istihdam yaratabilecek ciddi sanayi yatırımlanna rastlanmadığını söylüyor. Uras'a göre, sanayi yatırımlarının çoğu. talep değişikliklerine ayak uydurabilmek için girişilmiş makine yenilenmeleri. Birçok konuda olduğu gibi, bu tartışmada da veri eksikliğinin sağlam değerlendirmeleri engellediğini görüyoruz. anayi sektöründe önemli sorunlar olduğunu vurj gulayanlar, özellikle finansman konusunun üzerinde duruyorlar. Banka ve Ekonomik Yonımlar'ın ocak sayısında bu konuda bir acıkoturum buluyoruz. Finansman sorunlanyla ilgili olarak V . ' ' *• .. genellikle bankalara, mevdu*••''••.'.. '" • at faizleriyle kredi faizleri arasındaki büyük farklara değinen suçlamalar yöneltildiğini biliyoruz. Banka ve Ekonomik Yorumlar'daki açıkoturumun özelliği, tartışmacılann, özellikle Kemal Kurdaş'ın finansman sorunlarının devlet politikasından kaynaklanan yönüne dikkat çekmeleri. Üzerinde durulan, kamu kesiminin durmadan artan iç borçları yüzünden Hazine'nin fon talebi konusunda özel sektörle rekabet ederek özel kesimi güç durumda bırakması. Bununla ilgili olarak, kamu finansman açığının faizleri düşürme politikasıyla çeliştiği de vurgulanıyor. Mevduat faizlerindeki düşüşün, yalnızca bankaları zora sokmakla kalacağı, kredi faizlerini fazla elkilemeyeceği öne sürülüyor. Bununla birlikle, düşen mevduat faizlerinin, daha yüksek faiz geliri arayijlarıyla, sermaye piyasasında bir canlanmaya yol açacağı yadsınmıyor. Para ve Sermaye Piyasası'nın >ubat sayısmda da Güngör Uras'ın bu konuları işieyen bir yorumunu ve Öztin Akm h e m p°Utik hem de ekonomik geUsmeUrin etkisiylt ekonomi, Türkiye'deki bütün tartısmalarm merkezine yerleşti. Günlük dile ekonomi kavramlan, günlük davranıslara ekonomiye öıgü bir akılahk anlaytsı hâkim ohnaya başladt, Bu ortamda, kuüamlan kavramlara ısık tutabiUcek; Türk ekonomisinin geçirdlği yapual değişiklifi, konjonktürel dalgalanmalan, uygulanan polüikalann çeşitü kesimler üzerindeki etkilerini, basarı ve başarmzhklannı açıklayabiUcek yayınlara bir talep ohtstu. Bir yandan günlük gazeteierde ekonomi konulanna ayrtlan yer hızia genişler ve bu konudaki gazete yazttarvun düzeyi hızla yükseUrken, bir yandan da yayımlanan ekonomi d e n s o n r a DUNY4'dan Macarisîan'da ilk iflas davası n udapeşte (a.a.) Doğu Bloku ülkeleri arasmda D ekonomisini en fazia liberalleştirmesiyle ünlü Macaristan 'da, mali güçlük çeken fırmalann kapatılmasmı kolaylaştıran yeni bir yasanın ilk uygulamalan görülmeye başlandı. Geçen yıl eylül ayında çıkarılan yasa hükümlerine göre, bir devlet bankası, ilk kez bir devlet şirketinin iflasına karar verilmesi için harekete geçti. Macar haber ajansı MTİ, Macar Kredi Bankası'nın devlet inşaat şirketi Veszprem County aleyhinde iflas davası açtığmı bildirdi. Ajans, Veszprem şirketinin geçen yıl 300 milyon forint (6 milyon dolar) zarar ettiğini, daha önce aldığı kredileri ödeyecek ve işletmede gelişme sağlayacak bir durumda bulunmadığını kaydetti. MTİ ajansı, şirket hakkında iflas kararı alınmasmın çalışanlarını uzun süreli işsiz bırakmayacağını, şirkette çalışan 2 bin dolaymda işçinin aynı bölgede faaliyet gösteren diğer inşaat şirketlerine yerleştirileceklerini bildirdi. dergilerinin sayısmda önemli bir artıs oldu. Bu dergtietin arasmda hedeflenen okuyucu kittea, dolayısıyla biçim ve içerik açısmdan önemli farklar var. Ama çoğunda Türkiye'nin en ünlü iktisatçtlanntn yazılan yer atıyor. Türk ekonomisindeki gelismeleri yakmdan izlemek isteyenlerin, bunların hepsinde yararlanabüecekleri bilgiler bulmaları mümkün. Ama söz konusu dergilerin hepstnl izlemek olanaksız değilse bile çok güç. Ekonomi tarnsmalannm hangi konularda odaklastığınu ekonominin güncel sorunlarına getirilen yonımlan ve bu yorumlarda gözlenüenen yaklasım farklannı yansıtmayı amaçlayan bir derlemeyi bu açıdan yararlı bulacağmızı umuyoruz. DÖVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 İsveç Kronu 1 İsviçre Frangı 100 italyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinarı 1 Sterlin 1 S.Arabistan Riyali S r> s pıyasada Dolar: 787 Mark: 42S et e t ' Döviz Alış 775.65 531.40 59.39 417.00 20.15 110.97 125.53 369.36 119.93 497.37 58.72 504.98 2796.61 1239.86 206.84 Döviz Satış 779.53 534.06 59.69 419.09 20.25 111.52 126.16 371.21 120.53 499.86 59.01 507.50 2810.59 1246.08 207.87 Efektif Alış Efektif Satış Borçluların durumu kötüye gidiyor Vj> konomi Servisi Dünyanın MZı önde gelen bankaları, ABD Maliye Bakanı James Baker'm 1985 yılında "Baker Planı" kapsamına alınmasmı önerdiği 15 gelişmekte olan ülkenin durumlarımn daha kötüye gittiğini belirlediler. Söz konusu bankaların oluşturduğu Institute Of International Finance (Uluslararası Finans Enstitüsü) tarafından yayımlanan bir raporda, Baker Planı içine alman 15 ülkenin, Baker Plan önermifti 1985 yılmdaki 437 milyar dolarhk toplam borçlarının 1986 sonunda 462 milyar dolara yükseldiğine dikkat çekildi. Arjantin, Bolivya, Brezilya, Şili, Kolombiya, Ekvador, Fildişi Sahilleri, Meksika, Nijerya, Peru, Filipinler, Uruguay, Venezuella ve Yugoslavya'dan oluşan 15 ülkenin 1987'de de durumlarım düzeltemeyeceklerinin belirtildiği raporda, buna neden olarak petrol, kahve gibi hammadde fıyatlanndaki düşüşlergösterildi. güç'ün aynı konuda bir değerlendirmesini buluyoruz. Devietin ekonomideki rolü, başka konularla ilgili olarak da gündeme geliyor. Bugün devietin ekonomide oynadığı rolün ekonomik liberalizmle ne derece bağdaştığı sorusunun giderek daha sık sorulduğunu fark ediyoruz. Örneğin, Banka ve Ekonomik Yonımlar'ın ocak sayısındaki açıkoturumda, Kemal Kurdaş, 1981 yılında kurumlar vergisinde gerçekleştirilen artışın sanayinin, özellikle orta ve küçük işletmelerin üzerine büyük bir yük yüklediğini vurguluyor. Bu bağlamda, bir yandan sanayiye yüksek vergilerle yüklenilirken, bir yandan da çeşitli teşvik politikalarıyla belirli kesimlere çıkar sağlanmasının liberalizmle bağdaşmadığını öne sürüyor. S ' • \ . . * *•<••*» İSO dergisinin ocak sayısmda Feyyaz Berker teşvik yerine eşil kolaylık fıkri çerçevesinde, teşviklerin genel* Cem Alpar nitelikte olmaları gerektiği görüşünü geliştihrken, Dış Ticarette Durum 'un ocak sayısmda Cem Alpar kotalann kaldırılmış olmasma rağmen, yüksek gümrük nedeniyle korumaalığın devam ettiğini savunuyor. Bununla ilgili olarak, ihracatın teşviki konusunda da bazı görüş ayrılıklarına rastlıyoruz. Örneğin, Yüksek Ticaretliler Dünyası'nın şubat sayısında Tamer İşgüden, ihracatı destekleme önlemlerinin liberal ekonomi modeliyle çeliştiğini savunuyor. İstanbul Sanayi Odası Dergisı'nin ocak sayısında da Feyyaz Berker, "teşvik yerine esil kolaylık" fikri çerçevesinde, teşviklerin genel nitelikte olmaları gerektiği görüşünü geliştiriyor. Genellikle ihracatın canlandınlması için ihracatçının değil üreticinin teşvikini savunan bu görüşler, doğal olarak, bazı kesimlerde tepkiyie karşılanıyor. Örneğin, Dış Ticarette Durum'un ocak sayısmda Mustafa Süzer'in neden ihracatçının üreticiden bağımsız olarak teşvik edilmesi gerekliğini savunan bir yazısı var. tthalat politikasıyla ilgili olarak gene gündeme FAlmanya'da işsizlik % 10 i y konomi Servisi ABD'den sonra F.Almanya'nın işsizlik Mj oranı da şubat ayında değişmedi. Ocak aymdaki yüzde 10'luk işsizlik oranı geçen ay da değişmezken, bu rakam FAlmanya'da son beş yılda kaydedilen en düşük oran olarak kaldı. En son 1982 yılında yüzde 10'luk işsizlik rakamına ulaşılan FAlmanya'da 1986 şubatmdaki rakam da yüzde 10.4 olmuştu. FAlmanya'da geçen ay işsiz saytsı 2 milyon 488 bin olarak belirlendi. "uygulanan ekonomi politikası ne kadar liberal?" sorusu geliyor. Bu konuda, Dış Ticarette Dunım'un ocak sayısmda Cem Aipar'ın, kotalann kaldınlmış olmasına rağmen yüksek gümrük vergileri nedeniyle, Türk ekonomisinde korumacılığın devam ettiğini göstermeye yönelik bir yazısına rastlıyoruz. thalat ve ihracat politika**•« sıyla ilgili söz konusu tartışmalar, hem hızlı büyüme*°f u m ' a r nin dış ödemeler dengesi uze " ~ ~ rinde olumsuz bir etki yapması olasılığına, hem de 1986'da gözlemlenen önemli ihracat düşüşleri ve ithalat ... artışlarına bağlı olarak sürJ& dürülüyor. Gülten Kazgan, """ fr/%' İstanbul Sanayi Odası DerjA't' gisi'nin ocak sayısındaki yazısında, 1987 yılı için dış dengeyi çok nazik bir duruma getiren unsurlar üzerinde özellikle duruyor. Bu unsurlar arasmda uluslararası ekonomideki gelişmelerin büyük yer tutması nedeniyle de "dünya ekonomisi nereye gidiyor?" sorusu Türkiye için büyük önem taşıyan bir soru olarak ortaya çıkıyor. Doğal olarak, hem petrol faturasının toplam ithalat içindeki yeri, hem de OPEC üyesi Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracatın önemi dolayısıyla, OPEC içindeki gelişmeler Türkiye açısından özellikle ilginç. Yüksek Ticarttliler Dıinyası'nın şubat saynsıyla Dış Ticarette Durum'un ocak sayısmda bu gelişmelerle ilgili iki yazı var. Türkiye'nin dış ekonomik ilişkileri konusunda AET üyeliğiyle ilgili sorunlar da ağırlık taşıyor. Türk işçilerinin AET içinde serbest dolaşımı, üzerinde önemle durulan sorunlardan biri. Dış Ticarette Durum'un ocak sayısmda Melih Berberoğlugil'in, Kapital'in şubat sayısmda da Ercan Karakaş'ın bu konuyia ilgili araştırmalan var. Kısaca özetlersek, Türk ekonomisinin 1986'daki performansının ve 1987'yle ilgili beklemilerin değerlendirilmesinde önemle üzerinde durulan konular, sanayi yatırımlarının durumu, sanayinin finansman sorunları ve dış ticaret dengesi. Bu bağlamda, mevduat faizlerinin belirlenmesi ve ihracat teşvikleri alanlanndaki son politika değişiklikleri iktisat politikası tamşmalarında ön plana çıkıyor. Enflasyon gene, hemen hemen bütün değerlendirmelerde Türk ekonomisinin temel sorunlanndan biri olarak görülüyor. 775.65 787.28 520.77 539.37 59.39 60.28 417.00 423.26 19.75 20.45 110.97 112.63 125.53 127.41 369.36 374.90 119.93 121.73 497.37 504.83 57.55 59.60 494.88 512.55 2740.68 2838.56 1239.66 1258.46 202.70 209.84 İ ÇAPRAZKUR 1 ABD DOLARI 1.86 B Alman Markı 6.179 Fransız Frangı 2.0999 Hollanda Florini 1.5595 İsviçre Frangı 1320.93 italyan Lireti 153.60 Japon Yeni 3.75 S.Arabistan Riyali 1 Sterlin 1 5985 ABD Dolan AUIN GÜMÜŞ ALIŞ Cumhuriyet Reşat 24 ayar külçe 22 ayar bilezik 900 ayar gümüş 70.500 95.000 10.460 9.430 157 SATIŞ 71.500 100.000 10.490 10.300 158 İJJ ZV T.C. Z.RAÜT BANKASI SJJ 12 MART 1987 TARİHİNDEKİ DÖVİZ KURLARI C0 DÖVİZİN CİNSİ 1 ABODOUM 1 AVUSTRALYA D0UBI 1 AVUSTURYA SİÜIİ 1 BATI ALMAN MARKI 1 KLÇfcA FRANGI 1 DANİMARKA KRONU 1 FRANSIZ FRANGI 1 HOLLANDA FLORİNİ 1 İSVEÇ KRONU 1 İSVİÇRE FRANGI 1 N İTALYAN ÜRETİ 1 N JAPON YENİ 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1STERÜN 1 & ARABİSTAN RİYALİ DÖVİZ ALÇTL SATIŞ TL 775.65 779.53 531.40 534.06 59.39 59.69 417.419.09 20.15 20.25 110.97 111.52 125.53 L126.16 369.36 371.21 119.93 120.53 497.37 499.86 58.72 59.01 504.98 507.50 582.84 585.75 2796.61 2810.59 111.16 [11172 1239.88 124608 206.84 207.87 EFEKTİF ALISTL 775.65 520.77 59.39 417.19.75 110.97 125.53 369.36 119.93 497.37 57.55 494.88 571.18 2740.68 108.94 1239.88 202.70 SAnşn. 787.28 539.37 60.28 423.26 20.45 112.63 127.41 374.90 121.73 504.83 59.60 512.55 591.58 2838.56 112.83 1258.48 209.94 • Dr. Ayşe Bugra Bogadçi Ünlversitesi tktisat Bölıimu ögretim üyesi T.C. ZtRAAT BANKASI "GİİCÜBC erifflınez"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear