22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 MART 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAÎL GÜLGEÇ YAY1N DÜNYASENDA İNCELEME ARAŞ1TRMA YÖNETEN ŞAHtN ALPAY HAYVANLAR Çağdaş tarîh nasıl yazılır? Ufuk Güldemir, Çevik Kuvvetin Gölgesinde, Tekin Yayınevi, Eylül 1986, 221 s. HALUK GERGER Ufuk Güldemir'in kitabı savıca ve oldukça karmaşık sorunlara yanıtlar getiren örnek bir çalışma ve dolayısıyla da incelenmesi kolay değil. Herhangi bir universitede, örneğin "Dış Politikada Basın ve Gazeteci" konulu bir derste, rahatça inceleme konusu yapılabilecek boylesi bir yapıta, haksızlıkta bulunma riskini alarak, bu kısa yazıda ancak özet biçimde akademik / büimsel sonuçlan ve Türkiye açısından da "siyasal dersler"i bağlamında değinebiJeceğim. Güldemir kitabında, öncelikIe, çağdaş tarih yazımı, güncel dış politika incelemeJeri ve gazetecinin işlevleri konularında çok zorlu sorunların çözüm anahtarlarını ortaya koymuş. Bununla birlikte gazetecilik ile bilim arasına, haklı olarak, kesin çizgiler koymuş olduğu için de, yaptığı işin "akademik / bilimsel" sonuçlarına önem vermemiş. Oysa, örneğin atıflar ve dipnotlar gibi kimi biçimsel gereklere de ozen göstermiş olsaydı, universitelerimizdeki "Siyasi Tarih" ve "Uluslararası İlişkiler" kürsülerinde üretilen çoğu "bilimsel yapıf'ın "yüksek nitelikleri"nin de daha kolay gozler onüne serilmesine yardımcı olabilirdi, Saghklı perspektif Bana göre, Güldemir'in kitabı, kimi biçimsel unsurlar dışında, çağdaş tarih yazımının seçkin bir örneği ve doiayısıyla da bilim dünyasındaki "çağdaş tarihin yazılıp yaalamayacağı" tartışmasına da açıkhk getiren bir çalışma. Çağdaş tarihin bilimsel normlara uygun olarak yazılamayacağını öne surenler, genellikle, belgesel ve birinci el kaynakların yeterince elde edilememesi sorununu vurgularlar. "Devlet sırlan" ile ilgili olduğu için de, dış politika alanının bu bağlamda daha da sorunlu olduğu kuşkusuzdur. îşte Guldemir, sığ bir arşiv tarayıcılığının sınırlarının nasıl aşılarak, ustelik dış politika alanında, çağdaş tarih yazılabileceğini göstermiş, bunu yaparken de belgelerden ve birinci el kaynaklardan yararlanabilmiştir. Bu noktada, Guldemir'in çalışmasındaki bir başka olumluluk ortaya çıkmaktadır. İçinde yaşadığımız, etkilerini uzerimizde hissedip kişisel algılamalarımızla biçimlendirdiğimiz güncel olaylar karşısında kaçınılmaz olan "öznellik" ve onun getirdiği keyfilik, çağdaş tarih yazımının önündeki bir başka engeldir. Bu sakıncayı ortadan kaldırabilecek olan dışımızdaki "bilgi birikimi" de, yeterli sürenin henüz geçmemiş olması nedeniyle oluşmadığından, bu kez de "sağlıklı perspektif" eksikliği karşımızaçıkar. Güldemir, nesnelliği (tabii tarafsızhğı değil), incelediği konunun tum boyutlannı ve taraflarının görüşlerini vererek sağlamış, "sağlıklı perspektif'i ise, konusunun karmaşık özünu yetkira biçimde kavrayarak elde etmiş. Bu dulimi, araştırmayı, nesnel incelemeyi boğan, gerçeği kalın sis perdeleri içine gömen baskıcı "güvenlik kültii"nün kabui edilebilir tek ve kutsal "doğru"su, "resmi tarih ve söylem" olmak tadır. Çağdışı resmi tarihin beyinlere akıtıldığı bir ülkede, Ufuk Güldemir, egemen söylemin dışına çıkarak, gerçeğin peşinde koşma sürecinin, ancak yurek ile beynin birlikteliği gerçekleştirilince anlamlı olabileceğini ve sonuca götürülebüeceğini kanıtlıyor. Dış politika ve gazeteci Bu noktada bir konuya daha değinmek gerekiyor: Birçok ülkede ve bu arada Türkiye'de gazeteciler genellikle adliye (polis) lir. Ufuk Güldemir tüm bu sakıncaları aşa*ak, gerçek gazetecinin işlevleri konusunda da yapıtında eşsiz dersler vermektedir. Kuşkusuz, Guldemir'in yapıtının gerçek değeri, akademik / bilimsel ve gazeteciükle ilgili katkılanmn yanı sıra, Körfez bölgesi, Amerikan dış politikası, çağdaş strateji, uluslararası politikanın dinamikleri gibi konularda sağladığı bilgi ve perspektiflerle birlikte incelendiğinde ortaya çıkartılabilir. Bu yönüne sadece değinerek, kitabın Türkiye açısından önemini de kısaca vurgulamak istiyorum. Güldemir'in kitabı, Türkiye'de demokrasi ile bağımsızlık bağlantısını derinliğine ortaya koyarak hem büyük bir işlev görüyor hem de bana göre, genel olarak demokrasi dış politika ilişkisini somutlaşürarak evrensel bir değer kazanıyor. "Suskun Türkiye'nin, kaçınılmaz olarak, dış maceralara surükleneceğini, Güldemir sosyal bilimlerde eşine az rastlanır bir biçimde ve yetkinlikle kesin olarak kanıtlıyor. Şayet bağımsızlık, kabaca, bir ülkenin dış politikasında davranışlarını kendi iradesiyle oluşturup, adımlannı istediği yönde atabilmesi ise. Demokrasi ve bagımsızlık Güldemir demokratik olmayan bir ülkenin bağımsız da olamayacağını gosteriyor. Ülke gereksinimleri ve çıkarları doğrultusunda bir politikanın, yani ulusai dış politikanın, bilinçli ve gerçekçi bir dış ilişkiler ağının demokratik ve sivü olmayan bir yapı içinde gerçekleşemeyeceğini de görmek isteyen gozler önüne seriyor Güldemir bulgularla, belgelerle, kanıtlarla ve yetkinlikle. Güldemir'in kitabı güncel bir sorunla ilgili ve söz konusu sorun ortada olduğu surece de tabii önemini muhafaza edecek. Buna karşılık, akademik / bilimsel ve demokratik / bağımsızhkçı nitelikleri, incelediği sorunun "yaşam sürecini" aşıyor, asıl önemi ve 'klasik' değeri de burada yatıyor. Güldemir'in kitabını okuyunca, dış politika alanına emek vermiş bir araştırmacı olarak kıvandım. Daha daönemlisi, bir yurttaş olarak, onun deyişiyie "iyi kalpli yöneticilerimiz"e karşm, Güldemir gibi yetkin ve demokrat uzmanlarımızın varlığı nedeniyle coşkulu bir umuda kapıldım. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK Güldemir'in kitabı, bilim dünyasındaki Ufuk Güldemir "çağdaş tarihin yazılıp ÇEVİK KUVVErlN yazılamayacağı" tartışmasına da açıkhk GÖLGESİNDE getiren bir çalışma... Güldemir, sığ bir arşiv tarayıcılığının sınırlarının nasıl aşılarak, üstelik dış politika alanında, çağdaş tarih yazılabileceğini göstermiş. Kitabı okuyunca, dış politika alanına emek vermiş bir araştırmacı olarak kıvandım. rumda da, bana göre, sadece çağdaş tarih yazmamış, bir kaynak yapıt ortaya çıkarmıştır. Devlet giivenliği kiiltü Guldemir, dış politika ve savunma gibi hassas konuların incelenmesinin getirdiği sorunları da çözerken, bu alanlarda araştırma yapanlara eşsiz yöntem dersleri vermektedir. Merkezi otoritenin bulunmadığı anarşik uluslararası sistem içinde yer alan ve şiddetle iç içe yaşayan devletler, büyük ölçüde sistemin bu yapısal güvensizlik ortamı ve silah teknofojisindeki gelişmeler nedeniyle, salt "güvenlik yapıları"na dönüşraüşlerdir. Giderek bir "devlet güvenliği küJtü" ortaya çıkaran bu durum, yaşamın her alanını denetim aitına alan bir ideolojik / kültürel çerceve oluşturmaktadır. Böylece de, bimuhabirliğinden yetişirler. Polisle ilgili olaylarda ise, bilgiler resmi otorifelerden elde edilebilir. Sanıklann görüşü olabileceğj akla gelmediği gibi onlara ulaşmak da çoğu zaman mümkün olmaz. Otoriteye, yetkiliye olan bu pratik bağımlılık, gazetecide, giderek, bir alışkanlığa ve kişiliğin bir parçası olma özelliğine dönüşebilir. Dış politika alanında ise, haber kaynağı hemen her zaman resmi merciler olduğu için, sorun, muhabir açısından daha da ağırdır. Bir yandan kaynağmı yitirmeme arzusu gazetecinin eleştirel tavnnı törpüleme zorunluluğunu ortaya çıkarırken, öte yandan da güç ve otoriteye yetişme döneminden başlayan bağımlılık, muhabiri resmi kaynaklannın uzantısı, hatta temsilcisi olmak gibi bir psikolojik duruma surükleyebi P İ K N İ K PtYALE MADRA k f °m BIR SAVAŞÇID\Q. \ J ÇOOK UZMCTAKI BIÇ CANLl Ğ UEMEU UİSEEÜEE O . fflZLJ GAZETECİ SECDET ŞEN MlP£MP£ YAH6/N VâR.. UERâLDE dİ TâtiESi İYİ OEÜR . ÂMA 0UNL&&N Uiç&İRİ MİP£ İLfcl PİİL KiO ZAfiMU ŞÜ <?ÜRüPTâN , iyfGELİR.. PUR BAB& . O KULAK i ŞU P06UM KOHJROL TEHTÜRPİYOT. KISAKI& François Georgeon / TÜRK M/LL/YETÇ/L/Ğ/N/N KÖKENLERİ, Çev. Alev Er, Yurt Yaymlan, Ocak 1987, 167 s. Çağdaş Türkiye'nin düşunsel temelleri gecen yüzyıhn sonlarında gelişen ulusçu akım tarafından atıldı. Niyazi Berkes'in deyişiyle, Ziya Gökalp'in yanında "unutulan adam" olarak kalan Yusuf Akçura (18761935), ulusçu akımın en önde gelen siParaJan.Gerek nümusmatikle ilgilenenler gerekse tarih meraklıları için zengin biJgiJer içeren bir araştırma. Cemal Mıhçıoğlu / BtR YÖNETtM DENEYt, A. Ü. Basın Yayın Yüksekokulu Yayım, Ankara 1986, 215 s. Prof. Dr. Cemal Mıhçıoğlu, 19651968 yılları arasında Genel Müdürlüğünü yaptığı TODAİE'de gerçekleştirilen "İdari Danışma Merkezi" ve "Kırtasiyecilikle Savaş" girişimleri ile ilgili çalışmalannı bir kitapta topladı. Kitaba yazdığı önsözde Prof. Mıhçıoğlu şöyle diyor: "Kitapta yazılanlann, "bürokrasiye karşı savaş" konusuna.. ağırbklı bir yer veren Anavatan Partisi iktidannın bu konularla ilgilenen sorumluları.. için yararlı olabileceğini umuyoruz." JeanDaniel Reynaud / tŞ UYUŞMAZLIKLARI SOSYOLOJİSt, Çev. Ali Güzel Ali R. Okur, Marmara Ü. Yayım, İstanbul 1986, 148 s. Özgün adı Sociologie des conflits du travail olan ve Paris'te 1982 yılında yayımlanan, yayınevinin izniyle Türkçe'ye çevrilen bu kitapta grevler, grev ve endüstri ilişkileri, bireysel çıkarlar ve toplu eylem ilişkisi, iş uyuşmazlıkları ve politik eylem ele alınan başLca konular arasında. yıl sonra yeniden yayımlandı. Bülent Demirbaş'ın yayıına hazırladığı kitapta, hiç yanından ayırmadığı ajısı nedeniyle "Ayıcı Arif" olarak da anılan Miralay Arif Bey üzerine yaalmış yazılara da yer veriliyor. Bu kitapla ilgili bir değerlendirme yazısını ileride yayımlayacağız. rejim sorunları neoMarksist yaklaşımla ele alan incelemelerden oluşuyor. Farklı çevirmenler tarafından Türkçeye aktanlan incelemelerin yazarları arasında James Petras, Eric J. Hobsbavvn ve Göran Therborn gibi tanınmış isimler de yer almakta. Sevgi ÖzenHaldun ÖzenAli Püsküllüoğlu/A TA TÜRK 'ÜN DİL KURUMU VE SONRASI, Bilgi Yayınevi, Eylul 1986, 291 s. 12 Eylül sonrasında Turk Dil Kurumu'nun başına gelenlere duyulan yoğun tepkiler bu kitapta bir araya getiriliyor. TDK üzerine bilgi ve belgelerden sonra, 1985 Dil Bayramı, Sözcük Yasağı ve Yeni TDK'nin İşleri hakkında yazılanlar ile TDK konulu konuşmaların metinleri toplu olarak sunuluyor. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI I Dıımın ıc Rnswun DcitMen Düma Sorunları Dizisi 3 Uluslararasîlasma Sovyetler ivrııpu Solıı malarından biriydi. Fransız araştırmacı Fra'nçois Georgeon'un Akçura'nm biyografisini kapsayan ve çağdaş Türkiye'nin kuruluşuna yaptığı fikri katkıyı değerlendiren önemli çalışması dilimize kazandınldi. Georgeon'un 1979 yılında Paris Üniversitesi'ne sunduğu doktora tezinin yeniden düzenlenmiş biçimi olan ve duşünce tarihimize çok değerli bir katkı olan bu yapıt uzerine bir yazıyı önümüzdeki haftalarda yayımlayacağız. Kemal Anadol / 12 EYLÜL GÜNLERİ, Yalçın Yaymlan, Şubat 1987, 245 s. CHP eski Zonguldak milletvekili, Avukat Kemal Anadol, iiyasal anılannı 12 Eylül Günleri ıdını verdiği bir kitapta topladı. Dtuz iki CHP milletvekilinin 9 Eylül 1980'de CHP yönetimi ve irgütüne açık mektubu ile başayan kitap, Kemal Anadol'un, 2 Mart ile noktalanan dönem e 12 Eylül'e ilişkin gözlem ve ınılarıni içeriyor. ^üneyt Ölçer / OSMANLİ 4ADENİ PARALARI, stanbul 1986, 143 s. Osmanlı paralan üzerine 966'dan bu yana yayımladığı ^itü çahşmalanyla tanınan Cüsyt Ölçer'in son çalışması, Sulın Murat V ve Sultan Abdulhalit II Dönemi Osmanlı Madeni B.J. Odeh / LÜBNAN'DA İÇ SA VAŞ, Çev. Yavuz Alogan, Belge Yaymlan, Aralık 1986, 351 s. ULUSLARARASÎLASMA Beige Yayınları'nın "Ülke ve AVRUPA SOLU SOVYETLER Bölgeler" dizisinin son kitabı, DOSYASI, Haz. Ragıp Zarakol, halen ABD'de çalışmakta olan Alan Yayınalık, 1987, 204 s. Filistin kökenli araştırmacı B.J. Odeh'nin Lebanon: Dynamics Alan Yayıncılık'ın "Dünün ve of Coaflict (1985) adh çalışmaBugünün Defterleri/Dünya Sosı. Lübnan'ın sosyal ve ekonorunlan Dizisi" başlığı altında jamik yapısını ayrıntılı olarak inyımlamakta olduğu kitap dizisinde yeni kitap, uluslararası iş celeyen çalışmada, bu ülkede son on yıl içinde meydana gelen sibölümu, Batı Avrupa solunun dudumu, detant sonrası Sovyet yasal gelişmelerin bir çözümleler Birliği ve Latin Amerika'da mesi yapıhyor. AĞAÇ YAŞKEN EĞtLÎR KEMAL GÖKHAN CUMHURİYET KİTAP KULÜBİP!VDEN HABERLER AYBV EN ÇOK SATAN KİTAPLABI DENEMEtNCELEMEBELGEAMSÖZLÜK 14.2.198711.3.1987 Sifi 1 2 3 TARİHTE BUGÜN MÛMTAZ ARIKAN 12 Mart 3 MUSSOLİN/'YE ILHAM I/ERDJ\Z &L y 1750 1000 880 1050 3000 3000 1800 2500 2730 2520 4 021 270 027.034 027.059 152 350 IM Oytoy» V M H / İ H M Satçnk Taak Sestytt Uyawak/Hasaı C M M I 117053 Mn 7 8 9 10 6 5 200 003 027 061 117 201 004 073 152 368 KaMay Mayıra Tarikrtar failfcç* SfaMUU P Ü U I . TMdye OuriM T«tw)ll/Y*çM Svmaye MrikM/HMa UnartM» DMMknri İB63'TE 8UGÜN, ÜfJLÜ /TALYAN AStCEK,OZAA/ I/E YAZARl SABKIBIS O'AAJNUVZtO(DANNONTS/YÖ) PO6OU. İUC ŞİİRİNI 16 YAÇtNDA YAZACAKOLAN D'AfJSJUNZ/O, ROMA'DA EDEBİYAröe&eukjii 6ÖRECEKTI&. GENÇLİIC Y/LLARINDA ZEMGtM frAlYAN SOSyETESİUİ TAMlYACAK VE 6ÖSTERİŞLİ 8lH YAŞANTIYA BA?UYACA/c77g, ASKER OlARAK I.DÜNYA SAVAŞl'NDA ÇAgPffMASf V£ DAHA SOV&4 PA FfUM£ KEUTİNİ etE GeÇİR.M£SİYL£ İTALYA'OA KAH£AAAAA11AŞACAK,MU£SOLİUI 'M/V HAY/SANUĞINl AC4ZAA14CAKT/R. P'ANMUHZ/O, FİKİR.LEZİ VE EYLEMLERIYLE ÇAISPIK ÜUCÜYE ÇFAŞİZME) /U44M ASAyA/AKUĞf EDECEk:. • Soida, Fıume. günlerinde,ça/t?ır/kt*ı göru/uyor. Ikinci istanbul Şenliği Mehmeı Arif / ANADOLU İNKILABI, Yayma Haz. Bülent Demirbaş, Arba Yaymlan, /stanbul 1987, 158 s. Atatürk'ün en yakmlanndan biri olan, ancak İzmir Suikastı ile ilgili bulunarak idam edilen Miralay Mehmet Arif Bey'in ilk kez 1925 yılında basılan AnadoItı İniulabı: Mücahedatı Milliyet Hatıratı başlıklı anılan, altmış Konya Temsilciliği açılıyor C umhurıyet Kitap Kulubü'nun 2. İstanbul Kitap Şenliği 312 nisan tarihleri arasında Mecidiyeköy FM Kültür Merkezi'nde yapıhyor. Şenlik çahşmalan son aşamasına geimif bulunuyor. 2. Kitap Şenliği'nde 200'u askın yayınevmin binlerce kitabı sergiienip, indinmii olarak satılacak. Şenliğin Cumhuriyet Kitap Kulubu bötumündekı imza günlenne ülkemizm önde gelen tum yazarları katılıyor. C umhuriyet Kitap Kulubü'nun Konya Temsilciliği önümüzdeki gunlerde açılıyor. Kitap okurlarmm görerek, inceleyerek kitap edinebilmesmi sağlayan temsitciliklerin yaygmiasması uyeler tarafından olumlu karşılanıyor. Konya Temsilciliğinin adresı şöyle: ÎNTERKON tLKE KİTAP VE VtDEO KULÜBÜ (Müzeyyen Karaçifçi) Zafer Meydanı, Ergun Pasajı, 8/1, KONYA. 50 YIL ONCE Cumhuriyet Ankara Halkevinin ikinci resim ve heykel sergUi 12 Mart 1937 yerinde olur geçen sergiden daha ileri, daha şuurlu daha düzgün bir sanat görmekte ittifak ettiklehni kaydedebiliriz. 19371987 toplantısım ve intthabım yapacaktır. Talı komitelerin dün hazırlanan raporuna göre, jüriye 20 maket içinden yedi maket tavsiye edilmektedir. Şimdi juri bu yedi maketten birinci, ikinci ve üçüncü olmak üzere üç maket seçecektir. Halkevlerinin yıldönümü Ankara Halkevinde Ar şubesindeki ressam ve heykeltraş üyeleri ve yetiştirilmekte olan amatörler de bir resim sergisile kutlulamışlardı. Sergiyi büyüklerden, münevverlerden, gençlerden ve halktan bir çok kimseler tekrar tekrar dolaşmak ve onların noktai nazarlarım öğrenmek fırsatma kavuştuk. Sergiyi gezmelerine şahıı olduğumuz birçok ziyaretçilerin birçok yerine bütün de kullansak gene Yolcu salonu için karar veriliyvr Galatada yapılacak yeni yolcu salonu için jiiri bugu'n son
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear