23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ortaklığın banka borçlarının °?o 50 ya da fazlasını içeriyorsa teklife katılmayan alacakh öbür bankaların alacakları 5 yıl süreyle faizsiz ertelenmiş sayılacaktır. Protokolü ortaklık genel kurulunda kabul etmeyen ortaklann yargı denetimine başvurabilmeleri mümkun olmayacaktır. Siyasi kurul onaylamadığı takdirde ortaklık genel kurul kararı hükümsuz kalacaktır. Bankaların sermayeye iştirakleri alacak miktarlan ile sınırlı değildir. Sermaye oranı taraflar arasında serbestçe kararlaştınlacaktır. Yeni oluşumda bankaların ya da beraberinde getirdikleri nakti sermaye koyan kişilerin sermaye payı oranı •'o 51 ve yukansında olacaktır. Anonim ortaklığın vergi ve sigorta borçları 5 yıl süreyle ertelenebilecektir. Ertelemedeki (tecildeki) faiz oranı yasal faiz oranının yarısı kadar olacaktır. Tasarıda gösterilen halka açılmak koşullanna uyulursa Bakanlar Kurulu bu ortakhkların kurum kazançlarını vergiden istisna edebilecektir. Siyasi kurulun onayı ile bankalara ya da nakti sermaye getiren kişilere 5 yıl süreyle kâr garantisi verilebilecek ve bunlar tüm ortaklara kâr dağmlmadan önce ödenecektir. TASARININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Bilindiği gibi, kamu alacakları dışındaki, alacaklıhkborçluluk ilişkileri ozel hukuk kurallarına tabidir. Özel hukukta genel ilke irade ya da akit serbestliğidir. Bu ilkenin özel hukuk sahasında egemen olmasından ötürüdür ki yapılan düzenlemelerde hükumler emredici nitelikte olmazlar. Meğer ki, kamu duzeni ya da genet ahlak ve adapla ilgili bulunsun. • Tasanyla çözümlenmek istenen husus özel hukuk sahasını ilgilendirdiği halde, neden bir siyasi kurulun oluşturulduğunu anlayabilmek güçtür. Çözüm nihai olarak sayın başbakanın "evet" ya da "hayır"ına bağlandığına göre amaçlanan, başbakanın istediği doğrultuda konuyu haîletmek olmalıdır. • Tasan yasalaşırsa uygulamada bir iküemin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bir yandan bu kanuna göre işlem yapılacak, öte yandan da Bankalar Kanunu'nda yer alan sınırlamalar' içinde kalmak şartıyla alacaklıborçlu özgür iradelerine göre işlem yapabileceklerdir. Eğer, bu yasadan sonra özel hukuk hükümleri içerisinde özgür iradeye göre işlem yapılamayacaksa başbakanın "evet" veya "hayır"ı irade serbestisi yerine kaim olmayacak mıdır? • Anayasa Mahkememizin çeşitli kararlannda açıklandığı üzere, kamu yararı olmadığı sürece yasama uz\ru dahi sübjektif haklan ihlal edemez, aksine subjektif haklan korumak durumundadır. Hal bu iken, tasarıda genel kurul karanna katılmayan ortakların yargı denetiminden alıkonulması nasıl açıklanabilir? • Sermaye arttınmına katılmayan bankalar alacaklarının 5 yıl süreyle faizsiz ertelenmesi akit serbestliği ilkesinin ihlali değil midir? • Siyasi kurulun onayı olmadığı halde, genel kurul kararının ve pkotokolün kendiliğinden kalkması irade serbestliğine ters düşmüyor mu? • Alacakh bankanın sermaye payı sermayeye dönüştürdüğü alacakla sınırlı tutulmadiğına ve ayrıca kâr garantisi temin edileceğine göre bu yöntem azınlık haklarının yok edilmesi, bir başka deyişle buyuk balığın kuçük balığı yemesi anlamını taşımaz mı? • Tasarı, içeriden öğrenme ticaretine elverişli gorünmektedir. Kısaca, içeriden öğrenme ticareti literatürde verilen şu örnekten anlaşılabilir: Petrol arayan bir Amerikan şirketinin hisse senetleri düşük bedelle işlem gormektedir. Bu donemde şirket bol rezervli bir kuyu bulur. Konu, kamuya hemen du>oırulmaz. İçeriden bu bilgiye sahip olanlar düşuk bedelli hisse senetlerini toplarlar ve konuyu duyurma ondan sonra yapılır. Tabii, hisse senetlerinin değeri hemen 56 katına çıkar. Işte, bir yandan, siyasi otoriteye bağhlık, öte yandan azmhğın hiçbir hakka sahip olmaması şirketin kurtarılacağının içeriden öğrenilmesi suretiyle yeni kazançlar doğurabilecektir. Ne yazık ki, ta&arıda bu tur ticareti önleyecek hiçbir düzenleme yoktur. Yoksa amaç bu sistemin işlemesi midir? • Vergi ve sigorta borçlarının 5 yıl süreyle tecil edüebilmesi, genel tecil süresi 2 yıl olduğuna göre, yükümlüier arasında eşitsizlik yaratmıyor mu? • Vergi ve sigorta borçlarının 5 yıl süreyle tecil edilebilmesi.genel tescil süresi 2 yıl olduğuna göre^ükümlüler arasında eşitsizlik yaratmıyor mu? • Söz konusu tasarıda halka açılan ve zor durumda bulunmayan kurumların vergileri % 25'e kadar indirilirken, kurtarılan kurumların vergisinin sıfırlanması adaletsizlik değil midir? Dürüst mükellefleri cezalandırmak olmuyor mu? Ayrıca, kamu gelirlerinden yoksunluk, kurtarılan kurumlara fon aktanlması anlamına gelmiyor mu? Amacımız, soruları çoğaltmaktan çok, başbakanın "evet" ya da "hayır"ımn bazı kurumlara ihsan'lar dağıtmak olduğunu belirlemekten ibarettir. 12 MART 1987 Siyasi Otorite ve Şirket Kurtarılması Tasanyla çözümlenmek istenen husus özel hukuk sahasını ilgilendirdiği halde, neden bir siyasi kurulun oluşturulduğunu anlayabilmek güçtür. Çözüm nihai olarak Sayın Başbakan'ın "evet" ya da "hayır"ına bağlandığına göre amaçlanan, Başbakan'ın istediği doğrultuda konuyu haîletmek olmalıdır. PENCERE Yanlışlari •••• Birinci yanlış: Çeyrek yüzyıl önce de Doğu sorunu vardı; ama, daha değ'ışik nitelikteydi. O yıllarda çözümler önerilmişti: Köklü bir toprak reformuyla ağa, şeyh, aşiret reisi gibi asalakları tasfiye ederek çağdışı ilişkılere son vermek; Köy Enstitülerinden esinlenen hıztı bir öğretim seferberliğine başlamak; Anadolu'daki doğubatı dengesizliğini gidermek amacıyta, devletçi ve öncelikli ekonomik planlama uygulamasına girişmek; doğudan batıya göç zaten başladığı için yerleşim birimleri düzenlemesini ele almak... Bu çözüm yollarını "komünistlik" saymak birinci yanlıştı. ikinci yanlış: * İktidardaki tutucu ve gerici koalisyonun hesabı başkaydu Ağa, şeyh, aşiret reisi; partinin güvenilir adamı, seçmen tabanının devlet katında komisyoncusuydu. Doğu ne kadar geri kalırsa, tutucu iktidarın o kadar işine geliyordu. Dışa bağımlı azgelişmiş kapitalizm için Anadolu'daki doğubatı uçurumu doğaldı ve bu düzeni değiştirmek kimsenin işine gelmiyordu. Bu düzenin hiç değışmeden yürüyeceğini sanmak, ikinci büyük yanlıştı. Üçüncü yanlış: 'iranlrakTürkıye' sınır bölgelerinde Kürt devleti kurmak girişimleri her zaman gündemdeydi; ama, Anadolu'nun doğusuna dönük demokratik halk ve aydın eğilimlerini ayrılıkçı akımla eşanlamlı göstermek, CIA ile gerici ve tutucu koalisyonun ortak taktiğiydi. Türkiye'ye yönelik bütün düşmanlıkları komünistlikle özdeşlestirmek ve tekleştirmek, ulusal bilincin körleşmesi demektir; Güneydoğu sorununda üçüncü büyük yanlıştır. * Dördüncü yanlış: Dünyanın çoğu devletinde azınlıklar yaşar. Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya, Yunanistan, Irak, İran, vb. ülkelerde Türkler vardır. Türkiye'de de Ermeni, Rum, Yahudi, Kürt vb. topluluklann bulunması doğaldır. Bolgemizde siyasal harrta yeniden çizilecekse, en büyük payın Türkiye'ye düşmesi gerekir. Ancak bizim ne başka topraklarda gözümüz var, ne de toprağımızdan bir kanşını feda edebiliriz. Yurdumuzu hiçbir güç bölemez. Ne var ki Türkiye'de Kürt bulunmadığını söylemek dördüncü yanlıştır. • Beşinci yanlış: Türk Silahlı Kuvvetleri, ulusal bağımsızlığımızın ve bölünmezliğimizin askeri gücüdür Karada, havada, denizde 800 bin kişilik ordumuz var. Bu büyük orduyu TRT yayınlarında "bölucü eşkıya" ile karşı karşıya koymak, yanlış düşünceler doğurmaktadır. "Eşkıya" ile uğraşmak, jandarma birliklerınin görevidir. Televizyondaki ve bazı gazetelerdeki hesapsız yayınlar, olayın dengelerini yanlış kurmakta, ayrılıkçı güçlerin işine yarayacak izlenimler yaratmaktadır. • Altıncı yanlış: 1960'larda kurulan "özel Harp Da/resı"nin yetkilileri, kimi zaman sorumsuz görevlilerin elinde iç siyaset amacıyla kullanılmış; Atatürkçü kişilere ve ilerici aydınlara bu şemsiye altında işkenceler yapılmıştı. Özel savaşın işlevi şimdi Güneydoğu'da belirginleşiyor; ama "Köy Koruculan" adı altında yapılan girişimlerin altıncı yanlışı oluşturduğu ortaya çıkıyor. * Yedinci yanlış: Türkiye'yi Ortadoğu savaşının içine çekmek isteyengüçler var. Bu tuzağa düşmemek için ilk koşul serinkanlılıktır; ne olursa olsun serinkanlılık ve sabır... Önümüzdeki yıllarda devreye girecek olan GAP (Güney Anadolu Projesi) "işbitirici iktidaf'm çıkarlanna göre tezgâhlanır da, sosyal adalet temeline oturan bir toplumsal planlamaya bağtanamazsa, tarihımizin en büyük yanlışı yapılacaktır. VURAL ARIKAN Milleîvekili, Eski Maliye Bakanı Gunlerdir karauoyunu kurtarılmak istenilen şirketlerle ilgili yasa tasarısı ilgilendiriyor. Kimilerine göre, 1983 seçimlerinden once şirketlerin kurtarılmasına ısrarla karşı olan Özal'daki bu değişiklik, Özal'ın uyguladığı ekonomik poiitikadaki başarısızlığın simgesidir. Kimilerine göre de, Özal'ın davranışı, Başak Grubu'nun kurtarılması, o dönem Maliye Bakanı Kafaoğlu"nun siyasi sorumluluğunu ortaya koyduğu için, gelecek günlerde benzer tartışmanın siyasal gündemde yer almamasvnı sağlamakla ilgilidir. Kanımızca olay, 24 Ocak 1980 tarihinde uygulanmaya başlanılan ekonomik önlemlerin, gecikmiş de olsa, zorunlu bir sonucu olarak görülmelidir. 24 Ocak 1980 tarihinde getirilen onlemlerden ikisi ekonomik sonuçları bakımından çok onemlidir. Biri, 50 yıl süreyle uygulanan düşuk faiz poliükasından yuksek faiz politikasına geçiş, öbürü sabit kur yerine, günlük kur uygulamasna başlanmasıdır. Faiz politikasındaki ani değişiklik işlettnelerin finans yükünu arttırdığı gibi, sanayi yapısının oluşum tarzı da bu yukıi çoğaltmıştır. Bilindiği üzere. 19501960, 19651978 dönemlerinde özel sektör yatırımlannda kısa vadeli kaynakların kullanımı ağırhklı bir yer alır. Faiz hadlerinin düşük seyrettiği dönemlerde sınai işletmeler kısa vadeli kaynak kullanımının yükünü taşıyabilmişlerdir. Ani değjşim hallerinde ise, çaresiz kalmışlardır. Günlük kur politikasına geçişin de işletmeler üzerinde etkileri olmuştur. Kur garantisinin kaldırılması, dövize bağlı yatırım borçlannı geometrik diziyle arttırmış; dövize bağlı girdiler finansman yükünü surekli bir biçimde çoğaltmıştır. Örneğin sadece 1984 yılında gunluk kur politikasının getirdiği yük, bir önceki yıla nazaran "1* 100 % 250 arasında artmıştır. Stok devir hızının duşük olduğu işletmelerde bu yük daha da fazladır. Ekonomik sistem değişikliğinden kaynaklanan zor duruma düşüşleri giderebilmek amacı ile bir düzenleme yapılması, gecikmiş de olsa yerindeük açısından tartışılmamabdır. Ne var ki, zor durumlar, sadece ekonomik değişikliklerden ileri gelmemektedir. Yanlış teknoloji seçiminin, yönetim bozukluklarının da işletmeleri zor duruma düşürduğu gönilmektedir. O halde, tümünun aynı kefeye konulmaması üzerinde ciddı ve gerçekçi bir biçimde durulmak gerekir. TASARININ GETİRDİKLERİ Tasarının ana hedefi, finansman güçlüğü içinde bulunan anonim ortakhkların bankalara vaki borçlanrun sermayeye donüştürülmesidir. Amacın gerçekleştirilebilmesi için, öngörülen yöntemler şunlardır: Teklif alacakh bankalardan gelecektir. Teklifte sermayeye dönüştürülecek alacaklar gösterilecek, sermayeye katılmayacak alacaklann ertelenmesi koşulları da yer alacaktır. Ortaklık yönetimince teklif benimsendiği takdirde duzenlenecek protokol ortaklık genel kurulunda görüşülüp kabul edilecektir. Genel kurul kabulünden sonra protokol, başbakan yardımcısı ve maliye bakanının oluşturduğu siyasi kurulda incelenecek ve başbakanın onayı ile yürürlüğe girecektir. Tasarıda aynca, getirilen yöntemin doğurduğu sonuçlara da yer verilmiştir. Teklifte bulunan banka ya da bankaların alacak miktarlan EVET/HAyiR OKTAY AKBAL Kadınlara Bir Gün Yeter mi? 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ytlü. Karlı, fırtınalı bir gün... Birçok yerde bu konuda toplantılar düzenlenmişti. Bunların pek çoğu yapılamadı. TV'de tanınmış tanınmamış kadınlanmıza bu günle ilgili sorular sordular. Ünlu bir sanatçımız şöyle bir söz söyledı: "Uygar ülkelerde kaaın sorunları çözümlenmiştir." Oysa en ıleri Batı toplumlarında bıle kadın sorunları gerçek bir çözüme ulaştırılamamıştır. Türkiye'de kadınların uzun yıllar önce yasalarla elde ettiği haklar bile Batı ülkelerinin kadınlarına son yıllarda tanınmıştır. O kadar ki, Fransız sosyalist iktidarı Kadın Haklan Bakanlığı'nı kurmak gerekliliğini duymuştur. Bir başka kadın sanatçımız ise, 'Kadın erkek yok, insan var' dedi. Bu, her zaman kolaylıkla söylenilen, gerçeklere hiç uymayan bir sözdür. Kadınerkek ayrımı olmamahdır elbet, insarf dır söz konusu olan, bunu herkes biliyor. Ama uygar ülke kadınları bile hâlâ birtakım haklar elde etmeye çalışıyor; kazandıklan haklan genişletmek, yaygınlaştırmak, bunlara yenilerıni eklemek uğraşı veriyorlar. Geri kalmış ülkelerin kadınları, hele kırsal kesimin kadınları ise elde ettikleri haklan bile kullanmaktan yoksun durumdaaır. Türkiye'mizde kadınerKek eşitliği hukuk alanında var, ama gerçek yaşamda bu haklar uygulanıyor mu? İş yaşamında, aile yaşamında, toplumsal yaşamda Türk kadını erkek kadar özgür mü, haklarına kavuşmuş mu? Okuma yazma oranlarını karşılaştırmak, öğrenim görebilen kadınlarta erkeklerin sayılarını yan yana getirmek bile yeter gerçekleri göstermeye... Gözlegörünen odur ki, Türkiye'de oteun, geri kalmış tüm ülkelerde olsun en çok ezilen, haklarını bir türlü elde edemeyen, yasalar ona bu haklan tanısa bile kullanamayan kadınlar milyonlarcadır. 8 Mart, Birleşmiş Milletler Örgütü'nün benimsediği bırgündür. Dünyanın her yanında 8 Mart günü önemle kutlanmaktadır. Ama bu konuya bir tek gün ayırmak yeter mi? Bir tek gün, kadınların haklarını, sorumluluklannı, görevterini, toplumun onlara verdiğı ya da vermediği değeri, yeri tartışmak, söyleşmek için yeterli mi? Fransa'da bile kadın haklan diye bir bakanlık gerekli görülmüş. Oysa ülkemizde kadın sorunları ile ilgili hiçbir resmi kuruluş yok! Birtakım kadın derneklerinin adını duyduğumuz, bu bayanların resimlerini gördüğümüz oluyor, ama bu tür çalışmalar daha çok bir özenti, bir gösterişten öteye geçmiyor. 12 Eylül'den sonra siyasal partitere bağlı kadın kolları da ortadan kaldırılmıştır. Şimdiki partiler arasında bir SHP'de kadın sorunlarına önem verildiğini görmekteyiz. Tüm il ve ilçelerde oluşturulan Kadın Sorunları Komîsyonları'nda görev alan bilinçli kadınlarımız yararlı çalışmalar yapıyorlar. Nitekim 8 Mart Dünya Kadınlar Günu'nü de ilk kez geniş ve anlamlı biçimde kutlayan, SHP istanbul Kadın Sorunları Komisyonu olmuştur. SHPii kadınların verdiği bu güzel örnek bugün bütün yurtta yaygınlaşmış durumdad.r. Kadınlar siyasa alanında güçlü ve etkili olamazlarsa, erkekler kadar ülke yönetırninde sorumluluk yüklenmezlerse toplum yaşamında sağlam bir denge kuruiamaz. Bunu en iyi anlayan Atatürk oldu. 'Bir ulusun yarısı köle olarak kalamaz" diyerek Türk kadınına yasal haklan verdi. ingiltere'de 1918'de, Almanya'da 1919'da, Amenka'da 1920'de kadınlara tanınan seçme ve seçilme hakkı Türkiye'de de 1930'da yasallaştı. Oysa Fransa gıbi bir uygar ülke, kadınlarma bu hakkı ancak 1947'de vermiştir. Ne var ki, Türk kadını yasal haklarını bile gereği gibi kullanamamaktadır. Bu haklara yenilerini eklemek ise bugünkü siyasal ortamda olanaksız görünüyor. Bilinçlenme süreci yeni aşamalara ulaştıkça kadınlarımız elde ettikleri haklan çok daha başarıyla kullanacaklar ve bunlara yenilerini ekleyeceklerdır. Kadınerkek eşitliği, 'insan' olmak, 'yurttaş' olmak saygınlığı ancak o zaman yerli yerine oturacaktır. O gün gelince elbette bir kadınlar günü olmayacak, çünkü buna gerek kalmayacak! Nasıl bir 'erkekler günü' yoksa, bir 'kadınlar günü' de anlamsız hale gelecek!.. KARTAL OTEL SICAK YUVANIZ '\A K.APALI \İZME HAM Zl DİSKO (CRF.TSİZ ÜFTLER ve TELFSKİ Ç\Y ve IHLAMCRIM'Z 5 DOĞ.M HAYAK PİSTİ KARTALKfiYA ALMANCA BILEN BAYAN BÜRO ELEMANI Incoming departmanında görevlendirümek üzere bayan büro elemanlan anyoruz. daktilo ve telex kullanabüen bayan adayların telefonla randevu alarak müracaatlan rica olunur. Ikinci li san ve Alman Lisesi, Avusturya Lisesi veya İstanbul Erkek Lisesi mezunları tercih sebebi olup, müracaatlar kesinlîkle gizli tutulacaktır. Bir klşl tam panslyon Pazar Perşembe Perşembe Pazar Pazar Pazar Cuma Pazar (4 gece 5 gün) 10O.OOO TL (3 gece 4 gün) 1O5.OOO TL (7 gece 8 gün) 2O5.0OO TL (2 gece 3 aün) 80.000 TL Rez Beşıktaş 161 10 74 1 58 49 27 161 82 26 Kadıkoy 336 16 60 Telex. 26105 Orortr Beşıktaş Barbaros bulvarı No 35 örtur Tüm servlslerimiz, ulaşım, otobüs dahll akaamadan sürmektedlr. Yolumuz açıktır. ELITUR ELİTUR TURİZM ORGANİZASYON A.Ş. Cumhuriyet cad. 259/1 Harbiyeİst. Tel: 148 59 05 140 10 33 130 26 41 £\ Yöneten: Gcncsy GÜRSOY. Katılanlar: Noywı ADORAN, Dr. Setim BADUR, tbrahim EREN, NUttfer GÖLE, Çetiıı ÖZEK. Bugün saat 19.00'da "KENTERLER TİYATROSU"nda AffiS ve CINŞELLKTE TERÖR BÎLSA^PANEÜ . INGILIZCE'YI İNGİLTERE'DE Yaz Lisan Okulunda Öğrenin.. Aynntılı Bilgi v« Renkti Broşür için TEK SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAClTIM MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 125 W.LIK YOL AYDINLATMA ARMATÜRÜ SATINALINACAKTIR 1. 10000 adet 125 W.lık cıva buharh yol aydınlatma arınatüru kapah zarfla teklif alma usuluyle satmahnacaktır. 2. Bu ihaleye ait şartnameler Meşrutiyet Caddesi Asmalımescit Sokak No: 63 Tepebaşı/ İstanbul adresindekirauessesemizinMakine tkmal ve Satınalma Grup Müdürlüğu'naen 30.000. TL bedel karşıhğında temin edilebilir. 3. Geçici teminat tutan 4.500.000. TL.dır. 4. Teklif mektuplan en geç 25.3.1987 gunü saat 10.00'a kadar müessesemizin muhaberat servisine elden verilecek ve aynı gun saat 10.30'da alenen açılacaktır. 5. Müessesemiz 28S6 sayılı yasaya tabi değildir. Basın: 13776 14 Mart Sağlık Haftası GENÇLİK ÎNTİHARLARI 12 mart perşembe saat 15.00 Atatürk Kültür Merkezi Fuar Salonu LÜTFENBİZİARAYIHIZ. AVOTUR TURİZM ve SEYAHAT ACENTEŞI Tel 571 52 44 571 53 57 561 11 87 Tlx: 23443 cvsl Tlfax 5710910 Bakırkov Prof. Dr. Aysd EKŞt, Prof. Dr. Birsen GÖKÇE, Doç. Dr. Hundullah AYDIN, Sosyolog Nazmiye YÜKSEL İSTANBUL TABtP ODASI tSTANBUL DtŞ HEKİMLERİ ODASI İstanbul Saüş Merkezi Türkiye'nin gerçek anlamda ilk evrensel ansıklopedisi olan AnaBritannica görülmemiş bir ilgiyle karşılandı, yılın yayuıcılık olayını yaratarak 180.000 seçkin okura ulaştı. Ana Yayıncüık, AnaBritannica okurlannın eksik fasikül, cilt kapağı gibi taleplerini daha iyi karşılayabilmek için AnaBritannica Satış Merkezi'ni Gayrettepe'de açtı. AnaBritannica Satış Merkezi Pazartesi Cumartesi arasında hergün 09.00 19.00 arasında hizmete açıktır. AnaBritannica TEŞEKKÜR Iki yıldır çekiyordum. Geldim. Kestiler, biçtiler, diküler. Oldu dediler. Gerçekten, ne çabuk, ne kolay, ne güzel oldu! Doç. Dr. HÜYLA AYDIN Opr. Dr. İSMAİL KURAN'a Opr. Dr. SALAHATTİN TULUNAY'a Hemşire NESLİ ACAR'a ve Şişli Çocuk Hastanesi Plastık Cerrahi bölümunün tüm çalışanlarına içten teşekkurlerimi sunuyorum. hanımefendiye ANABRİTANNİCA . SATIŞ MERKEZİ Büyükdere Cad. No: 84/A, TMT Han Ga'yrettepe / İSTANBUL Tel : 176 11 58 SABAHATTİN GÖKKAVA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear