Catalog

12 MART 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 ABD'de kokain kaçakçtlığı 1 y ABD'nin New York . kentinde bulunan Kennedy Havaalanı'nda çalışan 30'dan fazla kişi kokain kaçakçılığına karıştıklan gerekçesiyle tutuklandı. Havaalam güvenlik yetkilileri, tutuklananlardan büyük bir bölümünun Pan Amerikan Havayolları şirketinde havaalam personeli olarak çalıştığtnı belirterek, kaçakçılann son 6 yılda 1.500 milyon dolarlık kokain kaçakçılığı yapnklannı bildirdi. \Jew York (anka) ASALA'dan itiraflar la^ctuı^i" 1 PF * « , . . • ASALA'mrnuhdlSfrmksiyormnc*yaymlman"ErmmlHtBr Kıroduf Hvnkfti"dtrjtibdnbtfbft Ermeni teröristler kendi geçmişlerini yargüadı POLTIİKADA SORU1NLAR ERGUNBALd ASALA içindeki muhalif grubun yayımladığı "1975'ten 1983"e Ermeni Silahlı Eylemlerinin Eleştirisi" başjıklı kitapçıkta, örgüiün "ulusal kurtuluş mücadelesi ile en küçük ilgisi olmayan, başka ülkelerin ve gizli servislerin adına çeşitli suikast, bombalama ve cinayetler işlediği" belirtiliyor. Kitapçıkta, ASALA 'nın 500 bin dolara bombalama siparişleri kabul ettiği, Paris'te Ermeni hedeflerinin Agopyan tarafından bombalandığı, Türk ordusunun Irak'taki operasyonda Ermenileri hedef almadığı yazıh. dtğioi de belirtiyor. Paris'te yayımlanan Hay Baykar dergisi ile Londra'da yayımlanan KaytzerHayastan dergilerinde tanıtımı yapıjan kitapçık, halen Ermeni militan çevrelerindeki temel sorun olan örgütsüzlük ve strateji eksikliği konusunda çeşitli görüşler öne sürüyor. "Yenilgi sonrası devrimci tutum", "Yenilgi ardından", "Yenildik, ama daha bitmedi" ve benzeri başhklara sık rastlanan bu iki dergide, özel olarak Agop Agopyan'ın hedef alındığı dikkat çekiyor. ASALA'nın şimdiye kadar yayımladığı bildirilerin gerçekle en küçük ilgisi olmadığmı yazan mitilanlar, "ASALA, iddia edildiği gibi ne 8082 döneminde Beynıt'ta falanjistlere karşı, ne de 82'de güney Lübnan'da İsrail işgaline karşı mücadele etmişür. Etmesine de madden olanak yoktur, çünkü ASALA, o zamaniar, Agopyan (takma adı Miicahit) dahil Lübnan'da toplam 11 (onbir) militanlı bir gnıpçuktu" itirafının yanı sıra, ASALAnın 1983 mayıshaziran ayında Türk birüklerinin Irak Kürdistanı'nda gerçekleştirdiği operasyonda, "23 şelıit verdigi yolundaid iddianın da, önce Agopyan tarafından ortaya aüldıgı, daba sonra da gerici Türk basını tarafından benimsendigi, ancak ASALA'nın 23 degil, bir tek militanının bile Irak KürdisUnı'na gitmedigi" belirtiliyor. Kitapçıkta aynntılı olarak aktanlan bir başka olay ise, 8 Aralık 1982 tarihinde Atina'daki Kuveyt Hava Yollan şubesinin bombalanma girişimi. Belgede, Karnik Vahradyan üe Vabe Hüdaverdijan adlı iki ASALA militanının, Agopyan'dan aldıkları emir üzerine ve Libya'nın 500 bin dolar karşılığında sipariş ettiği bombalama eylemine hazırlanırken, Kamik'in elindeki bombanın "bir hata sonucu" patladığı, Karnik'in öldüğü, arkadası Vahe'nin ise 14 yıl hapis cezasına çarptınidığı bildiriliyor. Kitapçığın bir başka bölümünde ise, 198385 yıllan arasında "örgütü dagılan ve militan yitiren Agopyan'ın, Paris'te 4 Ermeni hedefine bomba koyduğu, bunu Ermeni cemaati içinde Türk düşmanlıgını körükJemek amacıyla gerçekieştirdiği" yazılı. Söz konusu görüşler, Paris Emniyet Müdürlüğü'nün raporlannda açıkça, Hay Baykar dergisinde ve Ara Toranyan'ın ' basın demeçlerinde ise üstü örtülü bir şekilde daha önce de belirtilmişti. Washington, İstanbul ve Kar Ocak ayında Kanuni Sultan Süleyman Sergisi'nin açılması nedeni ile Washington'daydık. Turkiye'de televizyonda gösterilen yaşamı felç eden kışı ABO başkentinde yaşadık. Otelde bir sabah uyandığımızda dışarısının bembeyaz olduğunu gördük. Kar, deyim yerindeyse, yağmur gibi yağıyordu. Gökten sanki beyaz renkli bir su akıyordu. Türkiye'den gelen diğer gazeteci arkadaşlarla birlikte o gün yapacağımız bir dizi ziyaret, konuşacağımız bazı yetkililer vardı. Başlangıçta, hiçbirimiz kaygılanmadık. Kbskoca Amerika, dünyanın en güçlü süper devleti. ihtiraslarının sınırı yeryüzünü aşmış, uzaya uzanmış. Yıldız Savaşları projesi ile uzaya egemen olma hesapları içinde. Ansızın bastıran karla mı başa çıkamayacaktı? Bir koJayını bulur, sorunu çözümlerdi. Hemen dev kar temizleme makineleri gelir, ortalığı temizler, ondan sonra tuz mu, kömür tozu mu, ne gerekirs© sokaklara dökülürdü. Tabii bu arada zincir takmış kamu taşıtları derhal devreye sokularak ulaşım sıkıntısı tehlikesi bertaraf edilirdi. Ancak bu düşündüklerimizin hiçbiri gerçekleşmedi. Zincir takmış kamu taşıtlannı ortada görebilene aşkolsun. Onun yerine sokaklar patinaj yapan, saplandığı kardan umutsuz çabalaria kurtulmaya çalışan zincirsiz özel arabalarla dolu idi. Bir süre sonra, bunlann önemli bölümü oldukları yerde terk edildi. Kar temizleme makineleri ise bir türlü sahneye çıkmadılar. (Bunların mevcut olmadığını daha sonra öğrenecektik). Ve öğleye doğru, dünyanın en güçlü süper devletinin başkenti kara tam anlamıyia teslim oldu. Otomobiller yollarda terk edildi. Tüm resmi daireler, okullar tatil edildi. Dükkânlar, mağazalar, süpermarketler kapandı. İnsanlar panik içinde evlerine kaçıştılar. Kamu taşıtları ortaya çıkmak bir yana, ortadan tümüyle kayboldular. VVashington, 12 inch'lik (30 cm.) kar karşısında teslim bayrağını çekmişti. Otelde, gazeteci arkadaşlarla şakalaşırken, "Galiba, bizim yetkililere biraz haksızlık ediyorvz. Ne İstanbul ne de Ankara hiçbir zaman kara bu kadar çabuk ve kolay testim olmamışlardır" dedik. Dedik de sonra da düşündük. Acaba bu gözlemimiz doğru muydu? İlk bakışta, yüzeysel bir gözlem olarak doğru olabilirdi. Nitekim istanbul'da bir haftadır yaşadığımız korkunç kışta belediyBnin nasıl canla başla çahştığını basın da kabul etmektedir. VVashington'a o gün 3035 cm. kalınlıkta kar yağmıştı. İstanbul'da kar kalınlığı ise 1 metreyi buldu. Buna rağmen İstanbul, kara karşı VVashington'dan daha fazla direndi ve teslim bayrağını çekmedi. Ancak bu olgu, Türkiye'deki yetkilileri sorumluluktan kurtarmaya yeterli mi idi? İstanbul'un 1 haftadır direndiği kara, VVashington yanm günde teslim olmuştu, ama VVashington'un metrosu vardı. Yukarıda durmuş olan yaşam yerin altında tüm canlılığı ile devam ediyordu. Amerikalılar hesap etmişler: "Bu şiddette bir kar Washlngton'a 78 yılda bir yağar. Onun için, kar temizleme makineleri sştın ahp, sonra çürumeye terk etmekte bir anlam yok. 78 yılda bir iki gün tatil yaparız, olur biter" demişler. Sonuç olarak, VVashington'un kara teslim olması, altyapı yetersizliğinden ve çaresizlikten değil, bilinçli alınmış bir karardan kaynaklanıyordu. İstanbullulann 1 haftadır belediyenin tüm çabalarına rağmen çektiği sıkıntının kaynağı ise altyapı yetersizliği, yanlış politikalar ve pfansızlıktır. Soruna bu açıdan bakıldığında, ülkemizdeki yetkililere yöneltilen elestiriler haksız değildi. Belediye ise, bir haftadır sergitediği iyi niyetli çalışmalanna rağmen, sorumluluktan kurtulamazdı. Kurtulamazdı, çünkü bir kar yağışı ile tüm zavallılığı ve çaresizliği ortaya çıkan İstanbul'da Belediye Başkam Sayın Bedrettin Dalan metronun adını bile ağzına almazken, aylardır 3. Boğaz Köprüsü'nden dem vurup duruyordu. istanbul trafiğini rahatlatmak için Tarlabaşı'ndaki binaların yıkılması gibi, geçici, yüzeysel önlemlerden medet umuluyordu. Sayın Dalan'ın Haliç'in kurtarılması projesinde gösterdiği karariılık ve dinamizmi, metro konusunda sergilediği kesinlikle söylenemezdi. VVashington'un kara teslim oluşunu seyrederken yaptığımız gözlem, ilk bakışta belki doğru idi, ama sorunun temeline inmeyen, yüzeysel bir değerlendirme idi. Sorunun temeli altyapı idi ve bu gerçeğin üzerine gitmeyen yetkililere yöneltilecek elestiriler hiçbir zaman haksız olmazdı. RAGIP DURAN LONDRA 1983 temmuzunda meydana gelen Orly katliamının ardından Agop Agopyan'ın önderliğindeki ASALA örgütünden "kör terorizm" ve "taktik aalaşmazlıklar" nedeniyle ayrılıp ASALADevTİmd Harekei adlj grubu kuran militanlar, "1975'ten 1983'e EnnenJ Sitohlı EytemJeriniıı EJeştiris" ba^lıkli 126 sayfalık Ennenice broşürde, 8 yıllık Ermeni teröril konusunda yeni ve ilginç bilgiler yayımladı. Halen Paris'te tutuklu olan Amerikan yurttaşı Monte Melkonyan ile Isviçre'de tutuklu olan Aleks Yenikomşuyan ikilisinin önderliğindeki ASALADevrünci Hareket adlı örgüt, Fransa'da Ara Toranyan grubu, Ingiltere^ de de KaytzerHayastan çevresi tarafından aktif olarak destekleniyor. 126 sayfalık kitapçık, bir sunuş ve iki bolümden olusuyor. Kitapçıguı sunuş bölümünde, söz konusu çalışmanın "halen Ermenj militan gençügi içinde egemeo olan yalun tarih konnsundald karmaşıklıguı gkferilmesi" amacıyla gerçekleştirildiği belirtiliyor. îlk bölümde, 197583 yıllan arasmda Türkiye, Avnıpa ve ABD ile Aquino Nobel adayı slo (anka) Norveç'ıe ekim ayında sahibini bulacak 1987 Nobel Barış ödülü için 84 adayın önerildiği bildirildi. Adaylar arasmda Filipinler Devlet Başkam Corazon Aguino, Lübnan'da kaçırılan Ingiliz Terry Wahe, tspanya kralı Juan Carlos gibi unlu isimlerin yanında, Dunya Sağlık Örgütü ve Çek tnsan Hakları kuruluşu Charta 77 gibi kuruluşların da bulunduğu belirtildi. 56 kişi ve 28 kuruluş için öneri yapıldığtnı bildiren ödül komitesi yetkilileri, adaylar arasmda Norveçli misyoner Olay Hodne'nin de bulunduğunu kaydettiler. O Ortadojhj'da Ermeni müitanlarca gerçekleştirilen tüm silahlı eylemlerin dökümü yapılıyor. Kitapçığı kaleme aianJann o zamanlar ASALA'run önde gelen üyeleri olduğu hesaba katıldığmda, verilen bilgilerin aynntısı ve doğrulugu, simdiye kadar yayımlanan polis raporlanna da genellikle uygunluk gösterdiği için, kitapçığm son derece önemli bir belge olduğu belirtiliyor. Bu bölümde, saat ve dakikalara vanncaya kadar aynntılann yanı sıra, bazı özel isimler, listeler ve grafiklerle birlikte anlatılan eylemlerin neden ve gerekçeleri, aynca başansızlığa uğrayan eylemlerin sommlulan da kaydediliyor. Kitapçığın ikinci bölümü ise, gerek ASALA'nın, gerekse Taşnak, Hınçak ve Ramgavar partilerinin söz konusu 8 yılbk dönemde izledikleri siyasi ve askeri stratejileri teorik olarak irdeliyor. Bu bölümün son kısmında ise, ASALADevrimd Hareket örgütü için strateji önerileri yer alıyor. Bu önerilerin en önemlisi, Ermeni miicadelesiııin genel kunnayının, öncüsünün hem örgiitsel hem de teorik aianda kurulması koausunu iceriyor. ASALADevrimci Hareketi'nin MarksizmLeninizm'i rehber olarak benimse Reagan için yeni bir yenilgi fjf/'ashington (a.a.) W ABD Temsilciler Meclisi, Nikaragua 'daki hükümet karşıtı Contralar için öngorülen 40 milyon dolarlık hibenin, Başkan Reagan'm, daha önce aynı gerillalara verilen paraların hesabını vermeden gönderilmesini reddetti. Meclis, Reagan'm, Iran'a satılan silahların gelirlerinin Contralar'a ulaşmasım da açıklamasını istedi.l98'e karşı 227 oyla alınan karar, Reagan için bir yenilgi olarak kabul edildi. Temsilciler Meclisi'nin Başkanı Demokrat Jim Wright, oylamanın, Reagan'a Contralar'a yardım programımn yolunda olntadığı konusunda "bir mesaj" ileteceğini belirtti. Hizbullah teröristtir Dış Haberler Servisi Lübnan'da son zamanlarda Suriye ile İran arasındakı etkinlik savaşı, Libya'mn da işe karışması ile daha da kanşık bir niteliğe bürundu. Libya lideri albay Muammer Kaddafi, İran yanlısı Hizbullah orgütunu teroristlikle suçladı. AP ajansının Lübnan Komunist Panisi'nin orgam AnNida gazetesine dayanarak verdiği habere gore Kaddafi, "Hizbullah, Filistin lopraklannda ş«hil olmak için çağnda bulunursa oou dcstekleriz. Ama hedef Lübnan olursa, o zaman bu terortırmdir" dedi. AnNida gazetesi, Kaddafi'nin bu açıklamayı Trablus'ta yedi Arap gazeteci ile dazenlediği toplaniıda yaptığını bildirdi. Tahran >anlısı Hizbullah örgutu Lübnan'da iran Îslam Cumhuriyeti turunde bir îslam cumhuriyetinin kurulmasını istiyor. Kaddafi, Hizbullah'ın Lübnan'da .bir îslam cumhuriyeti kurulması isteğinın, "Lübnan'ın yarısının malnolması" anlamına geldiğinı soyledi. Bilındığı gibi Lübnan'ın nu Kaddafi, Hizbullah ve îran'a karşı Suriye'nin yanında yer aldı: Brezifya Libya lideri, Hizbullah'ın Lübnan'da İran modeli îslam Cumhuriyeti kurma isteği için "Bu, Lübnan'ın yarısının mahvolması anlamına gelir" dedi. Grevci işçîlere ordu müdahalesi fusunun yarısına yakın bölumü Hıristiyanlardan olusuyor. Kaddafi konuşmasını şoyle surdurdu: "Hizbullah, Lübnan'da kime karsı cihat ilan edivor? Hizbullah jandasr olma\an, şeytanın partisinden midir? Bu, lerorizm ve deliliktir." Kaddafi, Suriye için de "Lübnan'da en giiçliı taraf" dedi. Gözlemciler, Kaddafi'nin bu sozlefinin Iran'ın iddiası ile çelişkili olduğuna dikkat çekiyorlar. Iran Dışişleri Bakanı Ali Ekber »lajeti, yakıniarda yaptığı bir açıklamada "Lübnan'da en fazla etkinliği olan ülkenin, İran olduğunu" öne sürmüştü. Gozlemciler, Suriye birliklerinin Batı Beyrut'a girmesinden bu yana Lübnan'da Suriye ile İran arasındaki etkinlik mucadelesinin giderek kızıştığına dikkati çekiyorlar. Suriye birliklerine karşı İran >anlısı Hizbullah'ın direnmesi, Şam ile Tahran arasındaki ilişkileri gerginleştıriyor. Bekaa ile Beyrut'ta 1000 dolavında Iranlı pevrim Muhafızının bulunması da Iran'ın Lübnan'da iddialı olduğunun di|er bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Boylece ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Körfez savaşında Irak'a karşı işbırliği içinde olan Suriye ile Iran, Lübnan'da birbirine rakip durumdalar. Körfez savaşında Iran'ı destekleyen Suriye, Lubnan'da ise Tahran'ın giderek artan etkinliğini sınırlamaya çalışıyor. Suriye Iran gerginliği, özellikle iki hafta kadar once Batı Beyrut'ta 23 Hizbullah uyesinin Suriye askerleri tarafından öldurulmesinden sonra hızla artmıştı. tranlı yetkililer bu olayı kınarken, Kum kentinde düzenlenen bir gosteride de Suriyeli askerlerin davranısı protesto edilmişti. SAO PALLO (AP) Brezilya'da ordu ve polis birlikleri, petrol işçilerinin genel grevini önlemek amacıyla ülkedeki 10 petrol tafinerisine tank \e zırhlı araçlarla baskın düzeniedi. Rafineri işçileri, daha yuksek ücreı istemiyle ulke çapında genel grev düzenleyeceklerini açıklamış/ardı. Brezilya Savıınma Bakanı General Leonidas Pires Goncalves onceki gun yaptığı açıklamada, "Ordu birliklerinin. devlet mülkünü korumak \e greve katılmak isteme)enlerin çalışma haklartnı garantilemek amacıyla rafinerileri işgal ettiklerini" soyledi. 10 rafinerinin sahibi olan ve işleten devlete ait Petrobras petrol şirketinin basın sözcüsü de, "Şirketin, ordudan üretimi güvence allına almasını ve rafinerileri şiddet olavlarına karşı korumasını istediğini" açıkladı. Rafinerileri işgal hareketine kaç kişilik ordu ve polis birliğinin katıldığı açıklanmadı. Ancak başkent Sao Paulo'nun kuzeyindeki ülkenin en buyuk petrol rafinerisi olan Paulinia'nın 5 kamyon dolusu asker ve 21 tank tarafından işgai edildiği haber verildi. Abu Nidal için suç duyurusu JTJ oma (a.a.) Filistinli £\. terörist Abu Nidal hakkmda 1985 aralığında meydana gelen Roma Havaalam baskınıyla ilgıli olarak suç duyurusunda bulunuldu. Saldtnyla ilgıli soruşturmayı tamantlayan yargıç Rosarıo Priore, Abu Nidal ile iki teröristi katliam yapmakla suçladı. Priore, saldırının Suriye'de planlandığmı kaydettiği soruşturma raporunda, Abu Nidal grubunun bir İsrail yolcu 'uçağını kaçırıp havaya uçurmayı planladığını belirtti. Suriye birUklairün Batı Btyrut'a girmesi üe IranSuriye ttişkUerigerginleşmeyt başlarken, Albay Kaddafl'nin son çıkışı sürtüşmeye yeni boyut kazandırdı. MOSKOVA'DAN MADRID'E GUVENCE: fepanya'ya yönelik füzemiz yok MADRİD (a.a.) Sovyetler Birliği'nin İspanya'ya yöneiik fuzesi olmadığı, gelecekte de olmayacaği bildirildi. İspanya Parlamentosu'nun daveti üzerine bir heyetle birlikte Madrid'e gelen Sovyet Komunist Partisi Merkez Komitesi Sekreteri Alexandre Yakovlev. parlamentoda yaptığı konuşmada, ülkesindeki yenileşme hareketini ve silahsızlanma alanındaki girişimlerini anlattı. Felipe Gonzales başkanlığındaki sosyalist hükumetin îspanya'yı 1984 yılında "nükleer silabtan anndınlmış bölge" iian etmesini "tarihi bir karar" olarak niteleyen Yakovlev, Sovyetler Birliği'nin bu tür girişimleri deşteklediğini belirtti. İspanya'da bulunan ve ABD ile İspanyol ordusu tarafından ortaklaşa kullanılan uslerin sayısının azaltıiması konusunda yorumda bulunmayan Yakovlev, "Bunun İspan>a'nın kendi sorunu olduğunu" soyledi. Boris Pasterııak aklandı, Soljenitsin aklanamadı Kültür Servisi 1974 yılında Sovyet yurttaşhğından çıkanlarak ulke dıştna sürgüne gönderilen Aleksandr Soljenilsin'in "Kanser Koğuşu" adlı romanının Sovyetler Birliği'nde yayımlanacağı yolundaki haberler, Sovyet Dışijleri Bakanlığı sözcusü Gennadi I. Gerasimov tarafından yalanlandı. Gerasimov, Danimarka'da yayımlanan "Information" (Haber) gazetesinin verdiği haberin doğru olmadığını açıkladı. Danimarka gazetesi "Information", Nobel Edebiyat Ödulü sahibi Soljenitsin'in 1966'da yazdığı "Kanser Koğuşu" adlı romanının yakında Sovyetler Birliği'nde yayımlanacağını bildirmişti. Gazete, haberi verirken, Sovyet edebiyat dergisi "Novi Mir"in (Yeni Dünya) editörü Sergey Zalyigin'i kaynak göstermiş, Zalyigin'in "Kanser Koğuşu" adlı romanın yakında dergide yayımlanacağını doğruladığını belirtmişti. Gazete, Soljenitsin'in "Gulag Takımadalan" adlı romanının da yakında Sovyetler Birliği'nde yayımlanmasının beklendiğini açıklamıştı. Öte yandan, Yunanlı yazar ve gazeteci T. Takis Michas da, UPI Ajansı'na verdiği haberde, iki romanın Sovyetler Birliği'nde yayımlanmasının söz konusu olduğunu bildirmişti. Sovyet Dışişleri Bakanlığı sozcüsü Gerasimov, haberi yalanlarken, "Novi Mir"in editörü Zalyigin'in sekreteri de, Zalyigin'in yurtdışında bulunduğunu ve dergide başka hiç kimsenin bu konuda demeç vermeye yetkili olmadığını soyledi. Öte yandan, son olarak ABD'de Vermont Cavendish'te oturan Soljenitsin'le doğnıdan bir bağlantı kurulamadı. 68 yaşında olan Soljenitsin, 1970 yılında Nobel Edebiyat Ödüiü'ne değer görülmüş, ancak Sovyet yetkilileri, ödülü almak uzere Stockholm'e giderse kendisini yurttaşlıktan çıkaracakları tehdidinde bulununca, ödülü geri çevirmek zorunda kalmıştı. Sovyet Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yalanladı Dobutrex 250 mg enjektabl flakon piyasaya sunulmuştur fthıstafa Hevsat jföc Sanayü A. $. kardiyoselektif etkili inotropik ajan DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİTNDEN VEFAT Merhume Şair Nigar Harumın ve merhum thsan Salih Beyin oğlu, merhum Münir ve Feridun Nigar'ın kardeşi, merhume Hatice Nigar'ın sevgili eşi Darüşşafaka'nın çok değerü bağışcısı Dobırtamine HCI (Lilly) SALJH KERAMET NİGAR 7 Mart 1987 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı 12 Mart 1987 perşembe günü (bugün) Bebek Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Aşiyan aile kabristarunda ebedi istirahate tevdi edilecektir. Kederli ailesine, yakınlarma ve tüm DARÜŞŞAFAKA TOPLULUĞU'na başsa|hğı dileriz. Tanrı rahmet eylesin. DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ