25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
J OCAK 1987 KÜLTÜRYAŞAM CVMHVRİYET/5 MUZIK FÎLİZ ALİ HAYVANLAR Görkemli birgalayla başlayan "Goya" operası eleştiri bombardımanı Her şey tamam da, besteci yok Gian Carlo Menotti'nin "Goya" operasının Washingîon'daki dünya prömiyerinde, Kennedy Sanat Merkezi'nin kırmızı halılarla döşenmiş salonlarını dünyanın binbir köşesinden gelmiş yiiksek sosyete üyeleri doldurdu. Ancak New York Times'tan Donald Henaban şöyle diyordu: 'Her şey tamam da, asıl önemli olan bir şey eksik. lyi bir besteci ve librettist." Yılbaşı dolayısıyla konsersiz geçen bu haftanın muzik yazısını iilke dışından haberlere ayırmayı duşündük ve bir yabancı müzik eleştirmenine de yer verelim dedik bu sütunlarda. 1986 yılının kasım ayının 15'inde Gian Carlo Menotti'nin "Goya" operasının dünya prömiyeri yapıldı Washington'da. Galayı Ispanya Kraliçesi Sofia onurlandırdı. Washington'daki Kennedy Sanat Merkezi'nin kırmızı halılarla döşenmiş salonlarını dünyanın binbir köşesinden kopup gelmiş yuksek sosyete üyeleri doldurdu. "New York Times" gazetesine özel haberler geçen Barbare Gamarekian, gala ile ilgili yazısında, yerleri süpüren çincilla kürk mantolardan, pırlanta, safir, zümrütle silme kaplı kolyelerden, erkeklerin göğüslerini boydan boya dolduran madalya ve nişanlardan gözlerinin kamaştığını anlatıyor. Galada perde aralannda şampanya su gibi akmış, Dışişleri Bakanı George P. Shultz, Savunma Bakanı Casper W. Weinberger, senatörler ve diğer ileri gelenler başkanlık locasını kraliçe Sofia ile paylaşmışlar. Goya partileri "Goya" olayı gala ile sona ermemiş, ABD başkentinde birbiri ardına Goya partileri verilmiş, resepsiyonlar hafta boyu sürmüş, Ulusal Galeri'de "Goya Sergisi" açılmış. Italyan Büyükelçisi, Menotti'nin onuruna bir öğle yemeği vermiş, buna nazire olarak aynı akşam sanatçılar Ispanyol Büyükelçiliğinde Kraliçe Sofia tarafından ağırlanmışlar. Menotti ailesinin iki düzine üyesi bu şenliklere katılmak için taa Italya'dan kalkıp Amerika'ya gelmiş. "Goya" operasının böyle görkemli bir biçünde yaratılıp tanıtılmasına cüzdanı ile yardımcı olan Gordon ve Ann Getty (milyarder Paul Getty'nin sülalesi olacak) "Hem Menotti'ye hem de Placido Domingo'ya inanıyoruz, ne yaparlarsa destek olmaya hazırız," demişler. "New York Times" gazetesinin müzik yazarı Donal Henahan ise Washington'da yeri göğü inleten bu olayı, sütunlarında kıtır kıtır yemiş. Diyor ki: "tspanyol ressamı Goya'nın sanatını ve yaşamıliçe, aynca politik, diplomatik, kttltürel ve sosyal çevrelerin kreması gelmiş. Goya sergileri ile şenlenmiş Washington. B o ş ve ba>ağı Her şey tamam da asıl önemli olan bir şey eksik. İyi bir besteci ve librettist. Bay Menotti her zamanki gibi iki işi de üstlenmeye kalkmış, ama bu sefer hiç mi hiç becerememiş. Koskoca bir tuvale yapılmış aptalca ve bayağı bir resme benzemiş Goya operası. Sorun, Bay Menotti'nin miiziginin Puccini stilinde olması ya da Goya'nın kişiliğinin uydurmalıDonal Henahan Menottı'yi i>ice aşağıladıktan sonra biraz da Domingo'ya bulaşıyor: "Domingo tartışılmaz giiçteki sesine rağmen, hiçbir zaman zarif bir aktör olamadı. Rejisoriuğu de ustlenen Menotti, Domingo'nun bu eksiğini kapatraaya. ortmeye yeltenmemiş bile." Aylar önceden reklamı yapılan, milyonlarca dolar harcanan, dünyanın en gözde sanatçılannı bir araya getiren ve bir zamanlar "Konsolos" ve "Medyum" operalarıyla Amerikan'ın goz bebeği olan İtalyan asıllı opera bestecisi Gian Carlo Menotti'nin son başeseri diye lanse edilen "Goya" operası, böylece Amerika'nın en güçlü müzik kritiği tarafından ölüme mahkum ediliyor. Avangardın popüleri Basın, özellikle eleştirmenlik kurumu çok etkili ABD'de Avantgarde besteci Philip Glass'ın arası hep iyi olmuş basınla her nasılsa. Philip Glass 1960'ların sonunda Hint Müziği çalışmalarıyla, sürekli yinelenen ritmik motiflerin kendi içlerinde geçirdikleri gözle görülmez, kulakla belli belirsiz duyulur değişimlerin müziğini yaparak adını duyurmuştu modern müzik çevrelerinde. 1970 ve 80'li yülarda "Philip Glass Ensemble" adıyla kurduğu toplulukla "minimalist" müziğin öncülüğünü yaptı. Derken, 1976'da "Einstein Plajda" adlı operası ile basının ve müzik çevrelerinin ilgisini çekti. Hemen ardından, Gandi'nin yaşamından kesitler içeren "Satyagraha" operası ile Amerika dışına taştı. Çağdaş dans, tiyatro ve popüler müzikle yakından ilgilenen Philip Glass, kısa zamanda avantgarde muziğin en sevilen bestecisi oldu. Paul Simon, David Byrne, Laurie Anderson ve Linda Ronstadt gibi pop dünyasının aristokratları ile yaptığı işbirliği sonucu piyasaya çıkardığı "Songs From Liquid Days" albümü 100 binin üzerinde sattı. Philip Glass, çağdaş besteciler tarafından dudak bükülerek küçümsenen, fakat basın ve popüler sanat çevreleri tarafından yuceltilen bir yıldız oldu çıktı. Dünyanın ilk avantgarde yıldızı... Bu olanlara kendi de şaşmıyor değil: "Yıllarca taksi şoförliiğıi yaptım geçinmek için, şimdi müzikten kazandıklarımla geçinebiliyonım. VVarren Beatty ya da Farrah Favvcett değilim, avantgarde'ın popüleriyim ben" diyor. KIM KIME DUM DUMA BEHİÇ AK l cynmıycr, (dıuor,Jans Topla beraber fop çıbı z<p/ayarak kh J 5f)HRSlNP/l P İ K N İ K PİYALE MADH4 HIZLI GAZETECt SECDET ŞEV CANAN 5OMAV rto *>. uı sonra bir taksiya atloy/p o paçavranın şarkı hov*cjrchğı gazinoya g i t t / Placido Domingo • Büyük ses, kötü oyuncu. nı operalaştıran Gian Carlo Menotti'ye her türlü kolaylık ve olanak sağlanmış görünüşe göre. Operanın sahnelenmesi için bir milyon dolar harcanmış, IspanyoUarın medarı iftihan tenor Placido Domingo, Goya olmuş; tanınmış tspanyol şef Rafael Friihbeck de Burgos orkestranın başına getirilmiş. Galaya bir krağından kaynaklanmıyor. Modası geçmiş müzik yazmak suç degil, hatta tarihi gerçeklere sadık kalmayan opera yazmak da ilk kez Menotti'ye nasip olmadı. Tamam da bu kadar boş ve bayağı bir opera yazmak da kolay olmasa gerek. Puccini bile en bayağı librettolara giizel müzikler yazmayı becermişti." SON, 0U ClNAYETTEN 10 SÜM OTEiEEFENPi, SU P£ 0UNÜ 3İITÜH ISTAN&UL YÜZUMUZt İUKURSIM * P/V£ OLSAM 80YLE PURUMPA NJE GBLİS " . ÖİR Suna Koıut, Strauss söyleyecek ÜSTÜN DURUEL "Sanat hayatımda 'Gece Kraliçesi "nin önemli bir yeri vardır; en çok oynadığım rollerden biridir Gece Kraliçesi." Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın yeni yılda vereceği ilk konsere solist olarak katılacak olan unlu soprano Suna Korat'la sohbetimiz, sanatçının bu cümlesiyle başladı. Kendisinden, biraz daha gerilere dönmesini istediğimde, müziğe başlayışını bir çırpıda özetleyiverdi: "Konservatuvara girişim çok enteresandır. Org çalmayı, organist olmayı arzuluyordum. Ama gerçekleşmedi. Kendimi bir anda piyanonun başında, piyano öğrencisi olarak buldum. Çok küçüktüm, ama iyi hatırhyorum, piyano çalmayı hiç istememiştim. Piyano hocam her zaman büyuk bir saygıyla andığım, değerli muzik adamı Ulvi Cemal Erkin'di. Kendisinden çok şey öğrendim. Ona çok şey borçlu olduğumu biliyorum. Ulvi Cemal Bey'in sayesinde kısa zamanda piyanoyu sevdim. Böylece konservatuvarın yüksek bölumüne kadar geldim. Bir şanssızlık piyanoya devam etmemi engelledi, mafsal rahatsızlığından piyanoyu bırakmak zorunda kaldım. Bitiremedim." Sahneye " L u c i a " ile çıktı Suna Korat doğum yeri olan İstanbul'a döner, evlenir; Muhsin Ertugrul'un aracılığıyla konservatuvar hocalarından Prof. Savaroch'la tanışır. Ardından Aydın Gün dinlersesini. Kendisini operaya almak istediklerini söylerler. Ankara yolu yeniden görünmuştür. yapım, sahneye çıkıp şarkı söylemeye uygun değildi. Ama çalışmalar surdu ve 16 gün gibi kısa bir surede 'Lucia'yla sahneye çıktım." Opera diinyasında Bir anda kendini opera dünSenfoni'sinde soyler. Ve sonra 1962... Suna Korat için önemli bir yıldır 1962. Gece Kraliçesi " H a n n o v e r ' d e n Hamburg'a geçmiştim kı, orada bir ilan gördüm. Mozart'ın "Sihirli Flüt' operasındaki 'Gece Kraliçesi'ni oynayacak bir sanatçı aranıyor, bunun için sınav açıldığı duyuruluyordu. Çok heyecanlanmıştım. Yarışmaya katılmaya karar verdim. Sonradan opera alanında un yapan birçok sanatçının katıldığı yarışmada birinci oldum. Bu benim için çok onemliydi. Bir yerde kariyerimin başlangıcı oldu diyebilirim. Hemen Hamburg'da, ardından çeşitli ulkelerde \e sahnelerde Gece Kraliçesi'ni oynadım. En çok oynadığım rollerden biridir b u . " Kişisel çabalarıyla ismini yurt dışında da duyurmaya başlayan Korat 1964'te Gorlinsky ile tanışır. Mario del Monaco, Tito Gobbi gibi unlülerin emprezaryoluğunu yurüten Gorlinsky, sanatçımızın da menajerliğini ustlenir. Devlet Sanatçısı "1964'te Milano La Scala Operasına kabul edildim. La Scala sanatçılanyla birlikte oynadım. turnelere çıktım. ABD'de yapılan ve üç ay süren Verdi Festivali'nde sö\ledim. Paris Operası'nda sahneye çıktım. Ardından Almanya"da BASF firmasıyla bir plak yaptım. Bu ilk plağım Belcanto türundeydi. İkinci plağım Hollanda AVRO Televizyonunca dolduruldu. Burada 'Ave Maria'yı soyledim." Turkiye'ye dondukten sonra birçok operada başrol oynavan, sayısız konser ve resital veren K o r a t ' a , 1981'de "Devlet Sanatçısı" unvanı \erilir. Çalışmalannı o tarihten bu yana aralıksız surduren, guçlu sesi ve mükemmel tekniğiyle muzikseverlerin gönlünde ayrı bir yeri olan sanatçıyı bu kez İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde dinleyeceğiz. İonescu Galati yönetimindeki İDSO, 910 ocak gunleri vereceği "Yeni Yıl Konserleri"nde Johann ve Josef Strauss'un sevilen parçalarının yanı sıra unlu sopranomuza eşlik edecek. Olanaklar eKerdiğince her konserine yeni bir repertuvarla çıkmaya ozen gosterdiğini belirten Suna Korat, Turk dinleyicisini bilinçli, çok ilgili bulduğunu söyluyor ve "Halk beni daima sevdi" diyor. Y&81N0AN 7EZİ Ç İ Z G İ L İ K KÂMİL M.4SARACI Suna Korat Unlii sopranomuz Suna Korat, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın yeni yılda vereceği ilk konsere solist olarak katılacak. Korat, yeni yıl konserlerinin ilkinde, şef İonescu Galati yönetimindeki ÎDSO eşliğinde, Johann ve Josef Strauss'un sevilen yapıtlarını seslendirecek. yasının içinde bulan Suna Korat, Callas'ın da hocası olan Madam Hidalgo ile çalışır bir süre. Sonra " L u c i a " y ı Sofya'da da oynar. Ardından, daha önce kendisini Ankara'da dinleyip sesini beğenen Dr. Helmut Thierfelder'den aldığı çağrı üzerine Hannover'e gider. Beethoven'ın 9. VızDE Şrl'K BüNAUMl «REME7SİHİZ/»£©• 1 AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA\ Adım He« üöarnizderı bağiıyız. JTT 7 Ocak Bo ku'çok oyu Id daha p " A n k a r a ' y a gittik, beni hemen solist kadrosuna aldılar, çalışmalar başladı. Butun bunlar benim için kolay olmadı tabii. İstemeyerek bile olsa başladığım ve sonradan çok sevdiğim piyanodan ayrı düşmek beni yıpratmıştı. Aynca, sahne bana göre değildi. Yaradılışım, içe dönuk TRT 3 T E MÜZİK PROGRAMLARI TARİHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKA\ Rekor, altı programla Sezeıı Cumhur Onal'm 1987 yıhnın ilk yaym döneminde TBT l ü ' d e yayımlanacak müzik programlarının buyük bir çoğunluğu eski yaym dönemindekı gibi devam edecek. Leyl» Uzman'un hazırladığı "Danya Raıtyolanııdan, Mnzik FestİTallerindcn" pazar 23.00'de, UstöB Dtıruel'in hazırladığı "Bir Konser' çarşamba 23.00'de, 'Müzik Panonması" pazar 16.00'da, S«vim C«n«i'in hazırladığı "Mözik Dünyasından" çarşamba 19.15'te yayımlanacak. Nuriurn Oteayto'nun hazırladığı "Ayıo Bestecisi" programı perşcmbe 19.15'te, Evin llyaaotfn'nun hazırladığı "Müzikte Etkllesim" cuma 19.15'te, Orhan Tannkutu'nun hazıriadığı "Opera Sanatı" perşembe 23.00'te, Gaye Akçıl'm hazırladığı "Müzik ve Yorumcular" sah 19.15'te, Fuiz Ali'nin hazırladığı "Besteciler ve Stffier" pazartesi 19.15'te dinlenebilecek. Dış yapımcılann hazırladıkları hafif muzik programlan arasında 6 programla Sezen Cunrhur Önal rekor kırıyor. Içerik ve müzik bakımtridan birbirinden ayırt edilemeyen bu programlan haftanın her günü dinleyebilirsiniz. Kürştt Başar'ın "Caz Duygusu" adlı yeni programını çarşamba 16.30'da, Erol Pekcan'ın "Caz Müriği"ni pazanesı 16.30'da, Teoman Baber'in "Caz ve Pop Dünyasından" programını pazar 15.00'te, tzzetÖz'iın "Tefeskop"unu pazar 18.00"de, Atitla Dorsay'ın "Geçmişteıı Günümüze"sini perşembe 17.15'te, Serdar Vedig'in "Müzik Rüzgân"nı çarşamba 20.30*da, Ali Kocatepe'nin "Sabak İçis MüM zik ini perşembe 08.00'de, Enginv\.rmaıı'ın "Metronoın'unu pazartesi 10.00'da dinleyebiİirsiniz. Aykut Sporel, Sezen Cumhur'un rekoruna 5 programla yaklaşıyor. Pazartesi, sah, çarşamba, perşembe ve cuma giinlerinin hepsinde Aykut Sporei iie karşılaşabilirsiniz. 1973'PA BUeÜfJ, GÜMEY ÇİAJ PBHıZJ'hlDE BULUHAKl ODIISIPİ BOfZHEO AOAsruOAKİ BKUMEİ(BROKIİ)SÜLrAMUSI 8AĞIMSIZL.IĞMI KAZANDl. 1SO6'PA B'R AfJTLAŞMAYLA lUGtLİZ YÖNETİMİME BlK/M/f OLAN BÜUUEI '\r.M/ 1923 'DA BÜU1UAM PErKOLLS OUEMl Ç ÛÜAirAM/AJ SM ZBNGIU AMA £H KÛÇUK ÜLX£LE/?fHO£N BİR.I PURU . MUMPAJÜ 8/ZüUEJ, ST6S KİU)ljlEmE&US£UK BİH TDPRAK ÜZS&İNDEDIG. MÜPUSU 200 8IMIN ALTtNDAPtE... BUNUN DA %7O'İ MALAY, f.23'Û ÇıNLlDİR. KÜÇÜK. ORAMLARDA, DAYAIc, fCSLABır VE DuS(JN S'Bl YERLI KA8/L£ HALKI rAŞAAslAZTnD/e, ÇOĞUMLUK, SULTAM GİBl MtjSLUMAHP/£. /SLÂM DtU/H/Al 8URADAKJ <5£ÇM/Ç// İG. YUZYILA KADAR UZ4NMAKTAO1R.. BR.UME.rDB, PETKDLDEH &AÇKA, DOĞALGA2. Ç.I, BALIKÇIUK YAPlLMAKLTA w£ tcAUUfS£TİLMEXT£Dıl*. Sağda, t>afkenf Bruneı Touun'dakj Sulktın Camı/ göru 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Yuııanisluıula içtitnai Atına 6 (Hususi) Dunkii Vekıller meclısi îçtimai sigorta kanunıınu tasdık etmiştir. Hukuıneı bunun için 600 milyon drahmi tahsis edecektir. 7 Ocak 1987 19371987 bııgun kuvveden fiile çıkmış bulunmaktadır. İsıınye Dok şırkeıinin müracaatlerini nazarı dikkaıe alan İkıisaı Vekaleti. baş ınuşavır l'an Der Porteni şırketin hesabiannı ve vazıyetini tetkike ınemur etmiştir Başvekil Metaksas hukümetçe ııtihaz olunan bu karar hakkmda gazetelere uzun uzadıya beyanatta bulunarak ıçtimaı yardımlar için Yunanisıanda tatbik edılecek olan bu kanunun fevkalade ehemmtyeili olduğunu soylemiştir. İstinyt' Dok Şirketi de ahnıyor Islınye doklarının son zamankırdaki vazıyeıınden dok şırketi ııntıvazıle vesaiıinın satın alınması ihtimalinden evvelce bahsetımşiık. Bu ıhitmal ve
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear