29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 HAZİRAN Ozetle 1986 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Whlesa'nın mesajı: İşçilerin durıımu kötü Polonyalı işçi lideri Lech Walesa, Uluslararası Çalışma Örgütüne (ILO) bir mesaj göndererek Polonyah işçilerin parasal ve sosyal dunımlannın giderek kötüleşmekte olduğundan yakındu Cenevre'de yühk çalışmalannı sürdüren Uluslararası Çalışma örgütü çevrelerinden öğrenüdiğine göre, mesajında yasa dışı iian edilen Dayanısma Sendikaa 'na üye yüzlerce işçinin sendikal faaliyetlerinden dolayı hapiste tutulduklanm kaydeden Walesa, Dayanısma Sendikası'nm elinden alınan haklannm tekrar sağlanmasım istedL (a.a.) Irkçı polis, kiliseyi bastı Soweto olaylarında ölenler için ayin yapılan kilisede 200 siyah tutuklandı. Afrika Ulusal Kongresi Başkanı Oliver Tambo, Batılı ülkeleri ırkçı rejimi desteklemekle suçladı. Dış Haberier Servisi Irkçı Güney Afrika yönetimi, önceki gün çıkan olaylarda 11 siyahın öldüğünü açıklarken, beyaz güvenlik güçlerinin Sovveto katliamının yıldönümünde Cape Towp yakınlânnda siyahlann gittiği bir kiliseyi basarak ayin yapan 200 kişiyi tutukladığı bildirildi. BBC radyosu, baskının gerekçesinin açıklanmadığını, kilisedekilerin baskın sırasında Sovveto olaylannda yaşamını yitirenler için dua etmekte olduklarını bildirdi. Irkçı yönetim, resmi açıklamaların dışında herhangi bir haber geçilmesini yasakladığından ülkedeki olaylar hakkında sağlıklı bilgi alınamıyor. BBC radyosu dün sabah İcilise baskını haberini verirken, "hükümetiıı sansüriine ragmen sızan haberiere Le Monde'dan göre" deyimini kullandı. Hükümetin, basm ve haberleşmeye koyduğu göriilmemiş sansürün, sermaye çevrelerini de tedirgin etmeye başladığı gözleniyor. AP'nin haberine göre, Johannesburg'da çıkan ve iş çevrelerinin görüşünü yansıtan "Business Da>" gazetesinin başyazısında "Devletin giicii, korkmamız gereken bir olgudur" dendi. THATCHER ATEŞ ALTINDA lngiltere Avam Kamarası, Güney Afrika'ya etkili ekonomik yapttnmlar uygulanmasını isteyen bir muhalefet önergesini büyük çoğunlukla reddetti. Margaret Thatcher'in karşı çıktığı yaptınm önerisi, Avam Kamarası'nda 206'ya karşı 331 oyla reddedüdi. lngiltere Basbakanı Margaret Thatcher'in ırkçı rejime karşı ekonomik yaptınm uygulamayı ısrarla reddetmesi, gerek içeride gerekse dışarıda sert eleştirilere neden oluyor. Muhalefetteki İşçi Partisi'nin Dışilişkiler Sözcüsü Denis Healey, önceki gün parlamentoda yaptığı konuşmada, "Başbakan, Güney Afrika'daki siyahlann ıstırabı karşısında bir kayıtsızlık ve umursamazlık örnegi veriyor" dedi. Güney Afrikaü siyah rahip Desmond Tlıtu ise Thatcher hükümetini "ırkçı rejimin yanında yer almakla" suçladı. AP Ajansı Güney Afrika'ya ekonomik yaptınm uygulamayı reddeden Ingiltere'nin bu ülkede 15 milyar dolarlık yatınmlan bulunduğuna dikkati çekiyor. Öte yandan Güney Afrika'da ırkçı yönetime karşı mücadele eden en büyük kuruluş "Afrika Ulusal Kongresi'nin" lideri Oliver Tambo, Paris'te toplanan "Güney Afrika'ya >»pünm" konulu BM konferansında başta ABD, lngiltere ve Fransa olmak üzere Batılı ülkeleri suçlayarak, bu ülkelerin "ülkesindeki kaostan sorumlu olduklarını" bildirdi. UNESCO merkezindeki konferansta en çok ilgi uyandıran kişi olarak tüm dikkatleri üzerine çeken Tambo konferansta yaptığı konuşmada AET Dışişleri Bakanlan'run yaptıklan toplantıda Güney Afrika'daki ırkçı yönetime yaptınm uygulanması için görüş birliği sağlayamamış olmalan karşısında düş kınklığına uğradığını söyledi. Oliver Tambo'dan önce söz alan "ön cephe iilkelerinin" temsilcileri ve özellikle kısa bir süre önce Güney Afrika'nm saldınsına uğrayan Zimbabwe'nin Dışişleri Bakanı, Pretoria'ya karşı zorunlu ve toplu yaptmm kararırun bir an önce alınması gerektiğini vurguladılar. Afrika Birliği örgütü Dönem Başkanı Senegal Cumhurbaşkanı Abdu Diuf, AETnin yaptınm karan alamamasını kuıarken, Sovyet Dışişleri Bakan Yardımcısı Adamisiv de ABD'nin Pretoria ile işbirliği içinde olduğunu söyledi ve bu ülkeye başta silah olmak üzere her alanda toplu ambargo uygulanması çağrısında bulundu. Güney Afrika'ya ekonomik yaptırımı reddeden Thatcher, ateş altında ERGUN BALQ POUnKADA SORUNLAR Güney Afrika'da Sınıf Savaşı Güneş Afrika'da ırkçı rejim için sonun başlangıcı gelmiştir. Aslında bu, geçen yıl kanlı olaylann başlaması ile gelmişti. Belki daha da önce Sovveto olayları ile başlamıştı bu süreç. Bir düşünün. On yıl önce 1976'da Soweto'da gösteri yapan siyah ögrencilere ateş açan beyaz potıs 13 yaşındaki bir çocuğu öldürüyor. Bunun üzerine ülke bir yıl boyunca bir uçtan bir uca gösterileıie çalkalanıyor. Gösterilerde 600'e yakın siyah ölüyor. Ve Sovveto olaylarından 10 yıl sonra, ırkçı rejim bu olaylann anılmasını önleyebilmek için ülke tarihinin en sert önlemlerini kapsayan, olağanüstü hal yasasını çıkarmak zorunda kalıyor. Ulkede bir gerilla savaşı yok. Geniş çaplı sabotaj eylemleri yok. Yabancı ülkelerden saldın yok. Istilaya uğrama tehlikesi yok. Ama hepsinden daha büyük bir tehlike var: Halkın öfkesi. Yığınların gazabı. Denebilir ki, "Silah beyazlarda olduğu sürece, yığınların gazabını bastırırlar. Siyahlar da ölmeye devam eder." Doğrudur. Ama daha ne kadar? Geçen hafta ilan edilen olağanüstü hal, ırkçı rejimin kuşkusuz son çıkışı değildir. Pretoria yönetimi bundan da sert daha birçok çıkış yapacaktır ve daha birçok siyah ölecektir. Ama her çıkıştan sonra beyaz azınlık, biraz daha güçten düşecek, halkın gazabı ise biraz daha büyüyecektir. Şimdiye dek öyte olmadı mı? Beyaz azınlık her zaman silahlı idi. Ama bu silah üstünlüğü, siyahlan sindirecegıne, öfkelerini büsbütün arttırmış, eylemler yoğunlaşmıştır. Sorun, ırkçı yönetimin gidip gitmeyecegi değil, sonun başlangıcının ne kadar süreceğidir. Beş yıl... On yıl, bilemediniz on beş yıl. Ama bu düzen yıkılacaktır. Çünkü yıkılma tohumlarını içinde taşımaktadır. Güney Afrika'da tanık olduğumuz olgu aslında ırk mücadelesi görüntüsü altında bir sınıf savaşıdır. Mülk sahipleri ile mülksüzlerin, tüm ekonomik ve sosyal ayrıcalıklara sahip olanlarla hiçbir şeyi olmayanların çekişmesidir. Mülk sahipleri beyazlar, mülksüzler de siyahlar olduğundan, aparthaid (ırk ayrımı) politikası, mülk sahiplerinin kendilerini mülksüz yığınlara karşı savunma aracıdır. Siyah insanın, beyazların oteline, lokantasına ya da otobüsüne girmesine izin verilmeyişinin nedeni, derisinin rengi değil, mülksüzler sınıfh na ait olmasıdır. izin verilse siyahlar da beyazların otellerine, lokantalarına girebilseler, otobüslerine binseler sorun biter mi? Nasıl biter ki? Ülkenin tüm ekilebilir, verimli topraklarına, madenlerine, yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip 5 milyonluk bir azınlığın, 24milyonluk çoğunluğu köle gibi çalıştırdığı bir düzende, siyahlar beyazların otellerine girseler ne yazar, girmeseler ne yazar. Güney Afrika'da temeldeki sorun, paylaşımdır. Aparthaid, aysbergin su üzerinde görünen bölümüdür. Beyaz azınlığın, ekonomik ayrıcalıklarını koruyabilmek için, mülksüzlerle, yani siyahlarla arasında ördüğü duvardır. Bu duvar yıkıldığı takdirde sıra asıl soruna, zenginliğin daha adil biçimde paylaşılmasına gelecektir. Bunu beyazlar da bilmektedir. Irkçı rejim, bu noktada çıkmaza girmektedir. Ekonomik ayrıcalıklarını, siyahlardan gaspettiği zenginliği korumakta kararlıdır. Ancak, bu ayrıcalıkları koruyabilmek için uyguladığı politika, zenginliği temellerinden sarsabilecek ortamın doğmasına yol açmaktadır. Beyaz azınlığın ekonomik gücünün iki kaynağı vardır: Siyahlann ucuz emeği ve yabancı sermaye. Oysa, siyahlar giderek radikalize olmakta, işçiler greve gitmekte, genç militan liderler yetişmektedir. Siyah işçinin ucuz emeğini sömürmek her geçen gün daha zorlaşmaktadır. Yabancı sermaye ise hızla yoğunlaşan şiddet olaylanndan ürkmüş olup Güney Afrika1 ya yatınm yapmaktan çekinmektedir. Yatınm yapmak bir yana, kaçmaya başlamıştır. Newsweek dergisi 19841985 yıllarmda 38 Amerikan şirketinin Güney Afrika'yı terkettiğini, bu yıl sonuna kadar.13 şirketin daha terketmesinin beklendiğini bildiriyor. Toplam 2500 işçi çalıştıran General Eectric ve USG Corps firmalan işlerini tasfiye etmişlerdir bıle. Yıl sonuna doğru IBMnin de ülkeyi terketmesi bekleniyor. Gerçi yabancı sermaye Güney Afrika'dan hâlâ büyük kazançlar sağlamaktadır. Örneğin lngiltere, geçen yıl Güney Afrika1 daki yatınmlarından ve bu ülke ile olan ekonomik ilişkilerinden5 milyar dolara yakın kâr sağlamıştır. Margaret Thatcher hükümeti bu nedenle ırkçı rejime ekonomik yaptınm uygulanmasına karşı çıkmaktadır. Ama bu gergin ortamda İngiliz sermayesinin de tedirginliğinin artması kaçınılmaz. Siyahlann ucuz emeği ve yabancı sermaye. Bu iki temel direk, Güney Afrika sermayesinin ayaklarının altından kaymaktadtr. Ülkede mücadele sertleşip, şiddet olayları yoğunlaştıkça kayma süreci de hızlanacaktır. Irkçı rejim için sonun başlangıcı geldi demekte haksız mıyız? Arafat gittı Gana'ya Fiüstin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat, temaslarda bulunmak üzere Batı Afrika ülkelerinden Gana'ya gitti. Akkra Havaalanı *nda Devlet Başkanı protokolüyle karşüanân Yaser Arafat Cana'ya yaptığı ziyaretin, Filistinlilerle Afrika halklan arasındaki dostluk ve dayamşmayı artırmaya yöneük olduğunu belirttu Yaser Arafat, havaalanında yaptığı açıklamada, Filistin halkının ABD tarafından desteklenen Israilin, siyah Afrika halklanna da yine ABD tarafından desteklenen ırkçı Güney Afrikanın uyguladığı "devlet terörü'"niin fiedefi haline geldiğini betirterek, "Bu durum, Filistin halkı ile ilerici Afrika halklan arasmdaki işbirliğini zorunlu kümaktadır" dedL (UBA) Beş kaynaşma odağı SOWETO Sotveıo, siyah halkın ırkçı rejime karşı mücadelesinin simgesi durumuna gelmiş olan bir kent. 10 yıl önce bu kentte, beyazlara karşı başlatüan ayaklanmada TOffe yakın siyah yaşamını yitirdi. Soweto olaylanndan sonra Steve Biko, Winnie Mandela gibi Hderler sahneye çtktı Siyah diCROSSROADS renişin simgesi olan Soweto'nun ntifusu " Bukentte, beyaz güvenlik güçieri ile si hükümete göre 800 bin. yah halkın çatısmasına ek olarak, son haf NEW BRİGHTON New Brighton'da yaşayan siyahlann çotalarda ırkçı rejimin kışkırtmalan ile siyahlar arasında da kanlı çatışmalar çıktu ğu, yakmlardaki Post Elizabeth'te otomoCape Town yakınlannda 100 bin kadarsi ttv sanayiınde çalışıyorlar. Ekonomik duryafutt yasadığı Crossroads'da bir takım si gunluk otomotiv sanayiini etkileyince, siyah gruplar, radikal diye adlandmlan mu yahlann çoğu işsiz kaldı. Işsizlik oranı hahalifleri kentıen çıkarmaya çalışıyor. Irk len % 60 dolayında. New Brighton'lu işçı rejim tarafından gizlice desteklenen ve çiler, siyah işçilerin en iyi örgütlenmiş ve silah sağlanan bu isbirlikçi siyah gnıplar militan işçileri arasında. Halk altı aydır bela, "rmtlkaRer" arasında çıkan çatışmalar yazlarm dükkânlanndan ahşveriş yapmıyor. Bölgede egemen olan Xhosa kabileda çok sayıda insan yaşamını yitirdi Dış Haberier Servisi Güney Afrika'da beyaz kentkrin yakınlanndaki siyah yerieşim bölgelerind* bin yıldan beri ırkçı rejimio anuuısız basksınıo yoi açügı buzunuzluk ve ayakJanma hızla bnytyor. Olaylann en yoğun olduğu siyah yeriesim merkezleri şunlar si ise, ırkçı rejimin en amansız düşmanı olarak tanımyor. KWAMASHU Durban yakınlanndaki bu kentte de beyazsiyah çatışmastnm yam sıra, siyahlann arasında da çatışmalar oluyor. Militan,styahlarla, ortayolcu olan Zulu'lann reisi Gatsha Buthelezi yantılan arasındaki çatışmalarda birçok siyah öldü. MAMELODt Bu kent de en iyi örgütlenmiş ve militan siyah yerieşim bölgeleri arasında yer alıyor. Halk, beyazlarla her türlü işbirliğine kesinlikle karşu Beyaz yönetim için çalışan tüm siyah polislerle belediye başkanlan, kentten kovuldular. Eski hükümet organlan lağvedüerek yerlerine yeni kurumlar kuruldu. Irkçı yönetim, bu kente sık sık askeri birtik göndererek, otoritesini tekrar kurmaya çalışıyor. Ancak şimdiye dek bunu başaramadı. Güney Afrika'da patlamayu haztr siyah kentler Bunalım Odaktan Pretona ı Kwamashu New Brighton Güney Afrika'nın nüfusu: Siyah: 23.9 milyon (% 73) Beyaz: 4.8 milyon (% 15) Melez: 3 milyon (% 9) Asyalı: (çoğu Hintli): 1 milyon Hükümet şekli: Parlamento var. Beyazlar, Asyalılar ve melezier oy kullanıyor. Siyahlar parlamentoda temsil edilmiyor. Irk ayırımı (aparthaid) uygulanıyor. ölenler: 1984'ten beri olaylarda büyük çoğunluğu siyah olmak üzere 1600'den fazla insan öldü. Kolombiya'da suikast girişimi Güney Amerika ülkelerinden Kolombiya 'da Içişleri Bakanı Jaime Castro'ya karşı bir suikast girişiminde bulunuldu. Başkent Bogoto'da otomobiliyle Bakanlar Kurulu toplantısına girerken silahlı saldınya uğrayan Castro, sağ kurtuldu, Buna karşın, olay sırasuıda yaralanan üç polisten biri tedavi altına ahndığı hastanede öldü. Saldınnın, yönetime karşı uzun süreden beri silahlı tnücadele veren "M19" gerüla örgütü tarafından düzenlmdiği sanılıyor. Abu Abbas, "Gerillaların amacı îsrail'e baskın yapmaktı" dedi. Sabotaj olasılığı AchiUe Lauro sanıklanyargı önünde CENOVA, (AP) Geçen yü Achille Lauro adlı Italyan yolcu gemisini kaçıran 4 Filistinlinin yargılanmasına Italya'nm Cenova kentinde dün başlandı. Filistinh' terörist Abu Abbas ise Amerikan NBC Televizyonuna verdiği demeçte, gemiyi kaçıran gerilların amacının "lsrail'in Aşut limanına saldın düzeniemek olduğunu" söyledi. Achille Lauro'nun kaçınlmasıyla ilgili olarak haklannda dava açılan 15 Filistinli sanıktan ll'i hâlâ kaçak olduğu için yalnızca yakalanabilmiş 4 sanık mahkemeye çıktılar. öteki sanıklann yargılanmalanna gıyaplarında devam edilecek. Çok büyük güwnlik önkmleri altında duruşma salonuna getirilen FilistinÛlerin sakin olduklan gözlemlendi. Savcı, iddianamesinde sanıklan Israil'de tutuklu bulunan 50 Fihstinliyi kurtarmak üzere Achille Lauro gemisindeki ABD ve lngiltere yurttaşı yolculan rehin SosyaUst Enternasyonal SosyaUst Enternasyonal'in 17. Kongresi 2023 haziran tarihleri arasında Peru 'nun başkenti Lima 'da toplanıyor. Gözlemciler, Sosyalist Enternasyonal'in ilk kez bir Üçüncü Dünya ve Latin Amerika ülkesinde toplandığına dikkat çekiyorlar. Aynı kaynaklar, kongrenin Üçüncü Dünya 'ya açılma konusunu geniş şekilde ele alacağmı belirtiyorlar. Organizatörler, 70 ülkenin temsilcilerinin katüacağı kongreye üç başbakanm beklendiğini açıkladılar. Bu politikacılar, ttalya Basbakanı Bettino Craxi, Fİnlandiya Basbakanı Kalevi Sorse ve Sorveç Basbakanı Gro Harlem Brundland. (a.a.) 1 5 sanıktan ancak yakalanabilen 4'ü mahkemeye çıkarılabildi. Öbürleri gıyaplarında yargılanıyorlar. Sanıklar kendilerinin "terörist" değil, "savaşçı" olduklarını vurguluyorlar. almayı planlamakla suçlad:. Sanık avukatlan ise daha once yaptıklan açıklamalarda müvekkillerinin "terörist" değil "savaşçı" olduklarını ve "ülkelerini işgalden kurtarmayı" amaçladıklarını belirtmişlerdi. Eylemi gerçekleştiren Filistin Kurtuluş Cephesi'nin lideri ve davanın kaçak saruklan arasında yer alan Abu Abbas (gerçek adı Muhammed Abbas) Amerikan NBC teleiizyonuna verdiği demeçte ltalyan savcının iddialarını reddetti. Abbas, "gerillalann amacı gemiyi ele geçirmek degildi. Kaçırma eylemi, Aşut limanındaki İsrail askeri hedeflerine saldırmak için hazırlanmıştı" dedi. NBC yetkilileri, Abu Abbas'la yapılan röportajm video bandının pazartesi günü ABD Adalet Bakanhğına verildiğini açıkladılar. Anımsanacağı üzere, geçen yıl 7 ekimde 4 Filistinli, yolcu gibi binmiş olduklan Achille Lauro gemisinde yönetimi ele almışlar ve yolculan rehin tutmuşlardı. Suriye, korsanlann gemiyi Laz kiye Limanı'na yanaştırmak önerileri reddedince duruınu çıkmazdan kurtarmak için sonradan teröristlerin lideri olduğu anlaşılan Abu Abbas helikopterle gemiye gelerek adamlannı teslim olmaya ikna etmişti. Ancak teröristlerin bir ABD'li yolcuyu öldürüp denize atmış olduklarının anlaşılması işleri kanştırdı. Teslim olmaları karşılığında serbest bırakılan 4 terörist Mısır'a, Abu Abbas ise Yugoslavya'ya gitti. Italyaniann gevşek tutumu özellikle ABD'nin büyük tepkisini çektiği gibi ltalyan hükümetinde de çatlamaya yol açtı. ABD savaş uçaklan ise dün mahkemeye çıkanlan 4 teröristi Kahire"den Tunus'a götüren Mısu uçağını havadan çevirerek bir ltalyan üssüne inmeye zorladılar. Italya daha sonra Abu Abbas ve eyleme karıştığı iddia edilen 10 Arapla ilgili olarak gıyaplarında tutuklama karan aldı. Kuveyt'te petrol borulamıda yangın KUVEYT, («.a.) Kuveyt'te Mina Ahmedi Rafinerisi'ne petrol taşıyan borularda önceki gun yangın çıktı. Olayın nedeni, yetkilüerce henuz resmen açıklanmadı. önceki gün geç saatlerde Anadolu Ajansı muhabirinin, bilgisine başvurduğu kaynaklar, sabotaj olasılığı üzerinde durulduğunu söylediler. Aynı saatlerde resmi kaynaklar olayın "kaıa" olduğu konusunda görilş bildirdiler. Kuveyt Petrol Bakanı Şeyh Ali Halifa, gazetecilerin "iki uçağın saldırdıgı" söylentısınden söz etmelerı üzerine, bu iddianın doğru olmadığını belirtti. Yangının önceki gun 15.45 sıralarında Ahmedi Rafinerisi'ne birkaç kilometre uzakhkta bulunan ve çe\ redeki kuyulardan petrol getiren borulann birleştiği bir kavşak noktasında başladığı öğrenildi. Manfold ada verilen bu boru kavşağında bir patlamanın ardından yangın başladı. Aynı saatlerde, biri yaklaşık 20 km. uzakhkta iki ayrı kavşakta daha yangın çıktı. Beogon doruk konusunda topu Gorbaçov'a attı Beyaz Saray'ın açıklamasında, "Doruk görüşmesi için biz hazınz, Sovyetler de istekliyse buluşma tarihini belirlesinler" dendi. WASHİNGTON. (a.a.) Beyaz Saray, Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un önceki gün Sovyet Komünist Partisi'nin Merkez Komitesi'nde yaptığı konuşmayı cevaplandırdı. Lideri Gorbaçov'un "ABDSSCB donığu konusunda Amerikan yönetiminin pek istekli görünmediği ve doruğun somut anlasmaya varmak için uygun bir atmosferde yapılabilecefi" yolundaki sözlerini eleştiren Beyaz Saray Sözcüsü Larry Speakes, iki liderin Cenevre'deki görüşmeleri sırasında ikinci doruğun bu yıl ABD'de yapılmasını kararlaştırdıklannı hatırlattı. "Görüşme içni biz hazınz ve umuyoruz ki Sovyetler de verdikleri sözii tutarlar. Ancak aylardao beri bekledigimiz halde Moskova'dan doruğun hanriıklanna başlamak için hiçbir isaret gelmiyor" şeklinde konuşan Beyaz Saray Sözcüsü Larry Speakes, Başkan Reagan'ın bu doruğun "Her iki tarafın da çıkarlan doğrultusunda" olacağına inandığını, ancak tarih bildirme işinin Sovyetler'e düştüğünü kaydetti. Başkan Reagan'ın mayıs ayı sonunda Gorbaçov'a bir mektup göndererek, iki ülke dışişleri bakanlanmn doruğu hazırhk görüşmelerini yapmak için biraraya gelmelerini önerdiğini haürlatan Larry Speakes, bu mektuba da henüz bir cevap alamadıklannı bildirdi. Açhk grevi yapan Türkler Eslerin Federal Abrumya'ya getiribneierindeki 3 yühk bekleme süresini protesto eden bir grup Türk Augsburg'da açhk grevine başladı. Açhk grevini sürdüren Türk gençleri adına konuşan Kadem Kadmğuı, Federal ALmanya'da süresiz oturma iznine sahip olan • yabanalartn esleruu yanlarma getirmelerinde bekleme süresinin kaldmbnasmı istedüderini söyledL Sadece Augsburg'da, eşlerini Almanya'ya getirebibnek için bekleyen 700 Türk genci buamduğunu kaydeden Kadıoğlu, eyaletteki uygulamanın değismemesi halinde açhk grevini sürdüreceklerini açıklaih. Sol hükümetin liberal ekonomi politikası NtLGÜN CERRAHOĞLU MADRİD İspanya bu seçimlere ekonomik göstergelerin son yıllarda olmadığı denli i>imser olduğu bir anda vanyor: Enflasyon duşüyor, ödemeler dengesi görulmedik fazlalar veriyor, borsa her zamankinden güçlü görunüyor ve yuzde 20'yi geçen işsizlikte bile yeni yeni belli bir düşuş kaydediliyor. Bu arada ülkede pek çok Batılı hükümeti imrendirecek bir sosyal banş hüküm sürüyor. Oysa sosyalistler 1982'de hükümeti merkezsağdaki "Demokratik Merkez Birliği" nden devraldıklarında İspanyol ekonomisi önemli bir kriz içindeydi. Kamu açığı ve ödemeler dengesi açığı tahminleri aşıyordu. Buyuk şirketlerden bazılan iflasın eşiğine gelmişlerdi ve ülkedeki mali kriz, Batı Avrupa ekonomileri içinde en hatırı sayılır bir krize dönuşmek üzereydi. Gerçekte süper Maliye ve Ekonomi Bakanı Miguel Boyer, işe taviz vermeyen bir kemerleri sıkma politikasıyla başladı. Boyerin kaygısı, AET'ye tam üyelik müzakerelerinin son aşamasına gelmiş olan İspanyol ekonomisi ile diğer Batı ekonomileri arasında bir uyum sağlamaktı. İspan İspanyol sosyalistleri eşitlik ile etkinlik arasında kesinlikle etkinliği yeğlediler Sosyalist yönetim, enkaz halinde devraldığı ekonomiyi önemli ölçüde düzeltti. "Yeniden yapılanma" önlemleri, ekonominin tıkamkhklarını açmakla birlikte işsizliği kamçıladı. "Sağa sapma" suçlamalarım Gonzalez, "Fareyi yakaladıktan sonra, kedi siyah ya da beyaz olmuş ne fark eder" sözleriyle yanıtlıyor. ya bu acımasız politikanın meyvelerini AET'ye girdiği bu yıl içinde toplamaya başladı. Sosyalistler hükümeti devraldıklarında yaklaşık yuzde 15 olan enflasyon bu yıl uygulanmaya başlanan KDVye rağmen hemen hemen yarıya, yuzde 8.8'e indi. Buyüme hızı ise 4 yılda, yılda yüzde 0.9'dan yıida >oızde 3'e (1986 için tahmin) çıktı. 1982 sonlarında GSMH'nin >1izde 2,4'üne eşit olan ödemeler dengesi açıSı ise Uçakla helikopter çarpışU: 23 ölü ABD'nin Arizona eyaletindeki "Büyük Kanyon" üzerinde turist gezdiren iki motorhı "Otter" tipi bir uçakla bir helikopter havada çarpıştu Bölgenin polis yetkiüsi, uçukta 16 yolcu ile 2 kişüik mürettebat, helikopterde de 4 yolcu ile bir pilot bulunduğunu büdirdi ve "kazadan sağ kurtulan olmadığını sanıyoruz" dedL Başbakan Gonzalez, uygulamaya koyduğu katı, ama akılcı eko nomik önlemlerle kitlelerin desteğini korumayı başardı. 1985'te GSMH'nin yüzde 1.6 boyutunda fazla vermeye başladı. Ancak sosyalistlerin basan hanesine yazılacak bütün bunlar için odenen fatura da oldukça ağır oldu. AET uyeliği için tekstil, demirçelik gibi kriz içindekı sektörlerde gerçekleştirilen "yeniden yapılanma" ya da "yapısal değişiklik" 3 milyon kişilik işsizler ordusu için bir çözum getirilmesini olanaksız hale getirdi. Dört yılda 800 bin kişiye iş yaratmayı vaat eden sosyalistlerin iktidarı sırasında 734.000 kişi daha işsiz kaldı. Böylece ispanya yüzde 22'ye varan işsizlik oranıyla OECD ülkeleri arasında işsizlikte başı çeken bir ülke haline geldi. Bu durum sendikalann bağnnda da gözardı edilmeyecek bazı yaralar açtı. Bu arada ücretlerin fiyatlardan daha az artması nedeniyle, ücretlilerin satın alma gücü 1984 yılında yuzde 4 oranında geriledi. İspanyol sosyalistleri işbaşında bulundukları 4 yıl boyunca etkinlik ve eşitlik ara&ında tercihlerini kesinlikle etkinlik lehine kullandılar. Ispanya'nın AET'ye tam üye olmak yolunda attığı adım da bu tercihi zorunlu hale getiriyordu. İspanya'nın yüzyıllık yalnızlığına son veren ve bu yıl 1 ocaktan itibaren yurürlüğe giren AET uyeliği yüksek koruma duvarları arkasında gelişmiş ekonomisinin bu duvarlan yıkmasını gerektiriyordu. Bu çerçevede kriz içindeki sektörlerde yapısal değişikliğe gidilirken, kaynaklar Mikroçip gibi yüksek tekno'oji isteyen yeni sanayiler için kullanıldı. Bu arada pek çoğu kapatılan ya da kapasitesi sınırlanan KİT'ler büyük bir darbe yedi. Boyle bir ekonomi politikasını bir sol hukümetten çok bir sağ hükümetin gerçekleştirebileceğini hatırlatan tenkitçi çevrelere Felipe Gonzalez ise kısaca bir Çin atasozüyle cevap veriyor: "Fare>i yakaladıktan sonra" diyor Gonzalez "kedi siyah ya da beyaz olmuş, ne fark eder?" Gerçekten de bu yuzyıllık Çin atasozü İspanyol sosyalistlerinin mantığını en öz bir biçimde ifade edivor. Sovyet Prezidyumu'nda değişiktikler 85 yaşındaki Prezidyum Başkan Yardımcısı Kuznetsov, sağlık nedeniyle emekliye ayrıldı. MOSKOVA, (a.a.) Sovyetler Birliği'nin parlamentosu niteliğindeki Yüksek Sovyet'in 1500 üyesi, lider MihaU Gorbaçov başkarüığında dün sabah yaz toplantısına başladı. Toplantı başladıktan sonra yapılan açıklamada, Yüksek Sovyet Başkan Yardımcısı Vassili Kuznetsov'un, "Sağlık nedenleriyle" emekliye sevkedildiği ve yerine Politbüro'nun yedek üyelerinden 15 yıllık Kültür Bakanı Piotr Demicev'in getirildiği bildirildi. Komünist Partisi'nin Moskova şefı iken, şubat ayında Politbüro üyeliğinden çıkanlan Viktor Grişin'in dün sabahki toplantıda Yüksek Sovyet Prezidyumu'ndaki görevinden de ahndığı belirtildi. Sovyetlerin "üç numaralı" adamı olarak bilinen Lev Zaykov'un ise "görev çokluğu" nedeniyle, Prezidyum uyeliği görevinden ahndığı haber veriliyor. Olimpik grevi sürüyor Yunanistan'da Olimpik Havayolları pilot ve uçuş mühendislerinin grevi devam ediyor. Uluslararası Nakliyat Işçileri Federasyonu, Olimpik şirketindeki grev yüzünden Lübnanh pilotlann kiralanmasını protesto etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear