23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
UUMMUKIYEIYÖ 20 MART 1986 Sorgulama'da bir havacı albay ve komiser vardı. Önce 'eski dosyaları' anımsatıp sonra Rıfat Ilgaz'a sordular: 5 12 Eylul'den 7 ay sonra Cide'dekı evinde gözaltma atınan Rıfat Ilgaz, Kastamonu 'ya götürülerek cezaevine konuiur. Geceyarısı çığlıklaria uyamr ve gozleri bağlı olarak bir sorgu odasına atınır. tyi gjyinmiş bir sivü, makinenin başında oturuyordu. En azdan bir başkomiser yaşındaydı. Başıyla, boş sandalyeyi gösterdi. Yanda kapıya yakın bir yerde bir astsubay oturuyordu. Gerilerde de Emniyet Müdürü olduğunu sonradan öğrendiğim biri... tlk kez suçlanacaktım. Böylece, suçumun ne olduğunu çıkarmaya çalışacakum, ilk soruda. Albay makinenin başında oturandan önce konuşmaya basladı. Anlat, Cide'ye niçin geldin?' KirkYüÖnce Kırk YılSonra RIFAT ILCAZ anlalıyor miyim?" diyorum, 12 Eylul'den önce aklımın ennediği olaylar geçti, Cide'mizde. ImamHatip okulunun kapısında bir dinamit paüamıştı, kim patlattı? Sonra, evimin tam karşısındaki yarım kalrruş yapıya bir. pankart asılmıştı..." Taradılar nu? Anlat Moskova'ya gittigini "AnlatJ" dedi, "Moskova'ja gittiğini, TKP'den oiduğunn!" "Istrjıbul'da Birinci Şube'deki dosyalarda benim hakkımda yeterince bilgi var... Nerelere gittiğim... Neler yazdığım... Hangi kitaptan tutuklandığun... Bunlann hesabını verdik... Çok aflar çıktı aynca 'suçlarımın' üstünden!" Yani, eskileri geçelim, yeni ne yapmışım ki Cide halkının önünden, asılmaya götürulür gibi geçirdiniz, demek istiyordum. Albay, acele bir işi varmış gibi çıktı dışarı, komutan, demek soruşturmada buJunmayacaktı. Bir süre bekledik. Sorulan düzenleyecek olan yetkili kişi, önce makineyi ileri geri çekişürdi. En rahat duruma getirdikten sonra: Lokmasınj yutmadan sordu: "Ne yazıyordu pankartu?" SorumJular bu gerçeği ona duyurmamış olabilirdi: Sorguma ara verip de koğuşa döndüğümde öğren"Rıfat Ilgaz'ı bu apartmandan atmazsanız... 31 ağustos gecesi bütün katlar taranacak diye yazılmış." miştim bu gerceği. Yasamıru tiyatro çauşmalanmız Amerika'da çıkarıp okumak zorundaydı. Bir ara Moskova'ya gittiğime takıldı. TKP'den sözetti. Yazılanlara kaşlan çatık şöyle bir göz gezdirdi. Pek beğenmişe benzemiyordu. Bu yanıtlar bir sanığa ancak ödül ya da armağan kazandınrdı. Cezayı gerektiren hiçbir açıklama yoktu. Ne var ki, yol arkadasım Ramazan Tuğtepe, Kalaşnikoflan Cide'de nereye sakladığiru söylemişti de, yüzlerini güldürmüştü! Hemen o gun apar topar Cide'ye bir jiple göturmuşlerdi bizim Tuğtepe'yi! lenmiş içeri, "Hüseyin kimse çılcsın dışanya göreBizimkilerden biri çıkmış "Benim Hüseyin" diye yürümüş kapıya... Tophaneli vermiş marizi, yer misin, yemez misin? Ağzı burnu hasat dönmüş yerine. Hemserilerinden biri sonnuş, "Ula, sen Höseyin misun?" Kurnaz kurnaz gülmüş bizimki. "Aldattim oni daa...." Gerisüıi ben tamamlamjştım. "Söyle bakahm" dedim "adı Hüseyin değilmiş, neymiş?" "Gerçek adı mı?" diye sordu gülerek, "Ramazanmış, Ramazan Tuğtepe..." Kim bilir belki yatırsalardı falakaya, bir sandık tabanca da biz bulup çıkarmaya çaUşırdık.... San Avni'nin bir buçuk milyon mermisine çok yazık oldu. Değer bilmezlerin elinde bekledi aylarca.'... Ertesi gün koğuşta Yılmazer'le kardeş kardeş otunıyorduk. Kapının önü birden karmakarışık oldu. Emirler, komutlar, dışardan jiplerin motorsesleri.... ytaı." Gel Rıfat Bey!.. Gözlerimizin bagını takıp da dikilecek yer bulana kadar doluştular koğuşa... En başta daGarnizon Komutanı... O kalabalık içinde arayıp bulmuştu... "Gel Rıfat Bey!" dedi. "Doktoriar seni moayene edecek!" Bu ses Cide'deki komutanın sesi değildi. Kendi eliyle gözümüzdeki bağı sıyırdı. "Soyun?" dedi, doktorlardan biri. Paltomu, ceketimi çıkardım. Gömleğimi sıyırdım. Boynundaki kulakhkla dinlemeye başladı sırtınu. Tam kırk beş yıldır tanırdım bu aleti. Ne sflyleyeceğini önceden bilenlerin rahatlığıyla ordan oraya gezdirip duruyordu. Cide'ye niçin geldin? "Anlat!" dedi, "Cide'ye niçin geldin? Cide'de otnnnanın nedeni?" Suçum buydu demek! SaJtanatla buraJara getirilmemin nedeni, yorgunluklar, açhkiar, uykusuziuklar... Cide'ye gelmek, Cide'ye yerleşmek istemekti demek... ömrilmün son yıllarını burda geçirmek... Üç beş şiir, birkaç roman yazabilmek... Mizah ürünleri... öyküler, oyunlar... Köşe yazılan... Anılar... Goklerinde hiç payun yok mu? Sigorta emeklisi olduğum gün coculduğurnun geçtiği Cide'ye yerleşmeyi düşündüm. Bir kanş toprağım, dikili bir çöpüm mü vardı Karadeniz'in çok ellenmemiş olan bu kıyısında? Şu uzanıp giden kumsalda her gün renkten renge giren denizinde, güneş alçaldıkça renkten renge giren gökierinde hiç mi payım yoktu? Tam on iki yü benimle birlikte boy atan yol boyu uzayıp giden ıhlamurlar, denizin serpintileriyle beslenen talimler, (defne) mayıs der demez dirilen alev sansı barok çiçekleri hepimizin değil miydi? Uzunkum Oteli'ne yerleştiğinı günün gecesinde Balık Kayası'nın doğusunda görduğüm çakıp sönen o deniz fenerinde hiç mi göz payım yoktu? CtDELl OLMAK SL'Ç MU? Rıfat Ilgaz'a sorguda "Siçin Cide'ye geldiği" soruldu. Ilgaz bu soruyu "Her emeklinin isteği, emeklilitini kendi memleketin de gecirmek değil midir? Cstelik burası bu ulkenin en guzel köşesi olursa" diye yamüadı, ancak sorgucular bu yamttan pek memnun kalmadılar. nedeniyle yakından izlediğim Ramazan'ın böyle bir eylemin içinde olduğuna en çok şaşan ben olmuştum. Nasıl olurdu bu? Hastasın. yatman gerekir "Hastasın! ' dedi, "yatman gerekir!" Ne demeliydim, "Sen sağol" demem mi gerekirdi? "Seni devtet hastanesinde yatınnm ama..." Koşullan ağırdı her halde... "Ben sigortalıyım!" dedim, kısaca. "Sigortaiıysan..." dedi, komutan, "Seni Balbdag'a yatınnz!" Her halde cezaevinden iyiydi orası. Kastamonu'ya gelir giderken görürdüm, tepede çamlann arasmda bir sanatoryumdu. "Peki!" dedi, komutan "Ballıdağ olsun!" Arkasındaki assubay'a döndil: "Yapsınlar kâğıtlannı" dedi, "Sen götüreceksin! Başhekim Yakup Bey'e benden selam söylersin!" Yakiasık kırk kilometrelik bir yoldu. Arabamız kapının önünde onarım görüyordu. Beni mavi bereliler jipin yanına bırakmışlardı. Arabarun alündan da bir mavi bereü cıkmıstı. Yüzü gözü yağ içindeydi. Onu görünce Azem geldi akIıma: "Bak kardeş!" dedim, "Bir arkadaş bakıyordu bizlere koğuşta. Adı Azem... Ona benim selamlarımı, sevgilerimi söyleyiver." "Olur, amca" dedi, "söylerim." "Çok teşekkür ettiğimi de söyle. Samsun'a gidince göreceğim onu." Elleri yağlıydı. Uzatmak istedi, vazgeçti. "Ben... Ben Azem..." dedi, "Koguş nöbelcisi.... Gtçmhş olsuul" Azem'in yaglı elini sıktım: "Haydi'hoşça kal! Sağ olasın!" mıza kadar inen çamlan, camlıklan anlatıyorum. En Lokmasım yuttuktan sonra soruyor: güzeJ kayınlann, gürgenlerin, ormanlanmızda yetiş"Taradılar mı?" tiğini... Kıyılanmızdaki çakıllan, kumlan, bunların "Evünin balkonunda ışıklan açarak bekledim onnasıl yağma edildiğini, şunun bunun çıkarı için kam ları, sözlerinde durmadılar... Yanımda oğlum da varyon kamyon nasıl satıldığını anlatıyorum. Başkomi dı... Beni özleyeceği tutmuş, kalkıp gelmiş tstanbul'ser, şakır şakır kendinden geçmiş yaayor. Yemek za lardan!" manının geldiğini geçtiğini anımsatıyorlar da, bıraSoruşturma görevini sürdüren memur, peynir ekkıp gitmiyor bu önemli sorguyu... Bulbüller gibi şa meğini yemiş, oldukça da güçlenmiş görünüyordu. kıyan bir suçlu bulmuş kapnr mı!.. Bir sayfa, üç say Bununla birlikte sorusu çok içtenlikle sorulmuştu: fa, beş savfa... "Kac çocuğan var?" Cideli olmak yetmiyor mu? "Uçü kız olmak üzere dört... Torunum da beş taBu gençleri neden topladın başına ne... Ikisi erkek..." Şu karşımda oturan sorumiu kişi buralara niçin gelBir ihbarda mı bulunuyordum acaba? Ben soylediğimi soruyordu, altı yıl sonra bana. Cide'de doğ"Bu gençleri neden topladın başına..." diye soruyeyim de o nasıl değerlendirirse değerlendirsin. Germak, Cideli olmajc yetmiyor muydu buralara gelip yor! yerleşmek için? "Ben toplamadım, onlar geldi..." diyorum, "Bi çeği de saklayamam ya. Nüfus kayıtlan dururken. "Ne iş yapıyor?" "Cide'ye niçin geldim. Her emeklinin isteği, emek ze şiir oku, dediler, bizi sahneye çıkar dediler, bize "On beş yıldır hava yollarında, eğer oğlumu soruliliğini kendi memleketinde gecirmek değil midir? Üs sarı yazmamızı tanıt dediler, folklorumuzu, türküleyorsanız... Kızlanmsa... Biri matematik öğretmenlitelik bu doğduğum, yeryüzünün en gıizel köşesi olur rimizi, oyunlarımızı..." ğinden emekli, öbürü... psikolog... En sonuncusu orsa?.." "Hep gençler... Hep gençler..." "Bu maksatlj gelmediğin anlaşılıyor!.." "Yoook!.. Hep gençler değil... Yaşlılar da... Ha taokulda okuyor hentlz..." Acep neden gelmiş olabilirim? Ah bunun gerçek ya' cılann hocaların okuyamadığı padişah fermanlannı, Bir iki sayfa da onların özel yaşamlan lutmuşru. nıtını bulsarn da söylesem. Üç yıl sonra yazacağım tapu kayıtlannı, tapu senetlerini okudum onlara, bil Oğlumun Amerika'daki öğrenimini anlatırken, arameden tekrarladıkları kelimelerin anlamını açıkla bk duran kapıdan albay girrnişti içeri. Gazeteci olaşiirden şu dizeleri anımsasam da okusam. dım... Elyazması, taşbasması kitapları..." "Ben yedi denizin selintisi... rak Moskova'ya giden Rıfat Ilgaz'ın oğlu Amerika'Karayellerin kıyılara altıgı... Sağ yanındaki masaya getirdiği peynir ekmeği ağ da nası! olcuyabilirdi? Isiak kumların ustünde unutulmuş..." zına atabilmek için elini çekiyor yazı makinesinden... Albay ünlü bir pilottu. Amerika'dan aldığı belgeCide'mizin güzelliğinı anlatıyorum ona. Kıyılan Bu aradan yararlanarak; "Bir soru da ben sorabiü'r lerle öğündüğünü duymuştum. Oğlum okul parasını 528 66 29526 10 00/412 'KaJaşnikoflar Cide'de' dedim Üç beş ay sonra Cide'de karşıiaştığımda "Ne yapayun hocam?" demişti. "Halkevi başkanı oluşum bir çoklannı kızdırmıs olmalı. Evet demek zorunda kaldım. Bütün silahlan gömdüm, dedim. Kaç tane Kalaşnikof var dediler, 1213 dedim. Nerde dediler. Götürün Cide'ye göstereyim! Atladık bir arabaya, doğru Cide. Göziinıi sevdigimin Cide'si... Ahmet Arif'in dediği gibi 'Bahar gelmiş daglanna memlekeUmin...' Silahlan buiamayınca biraz öfkelendiler, ama ne yapayım? Karadenizliysek, Kalasoikof da yapamazdılc ya..." "Peki sonra ne oldu? "Sonrası Mamak'a kadar gittik. Polisleri kandırmak kolay oldu da sıkıyonetim hâkimini kandırmak zor. 'Sen kim, Kalaşnikof kim' Beraat, deyip kovda Mamak'tan. Yedigimiz dayak kâr kaldı yanımıza." Aldattim oni daa * Ramazana bir Karadeniz fıkrası anlatmıştım ben de. tki Karadenizli Geyildi kahvesinde buluşmuşiar, Tophane'de. Tüm masadakiler Karadenizli... Kahvenin kapısından Tophane kabadayılanndan biri ses SÜRECEK GALERİLER OÜKELSAN^TLAR OALERİSI CEVDET PASA CM) 376 B£MK 165 7* 96 RAZAN SİMUTUlfaM Kemal Zeren (19011977) taia Sw«W 730 M«t 19M Husrt* Strtck Cad No « y i fejrtcv» 6lS2a6 BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU Resin Sergisi 22 Mart 12 Nisan fiMcrl paar fmfri MMMM ansı tvkbt. Nazdr. Akpınar Gulcr Haşımoğiu Mureccel Kuçukaksoy Mahmurc Ozçelık Makine Mühendisleri Odası: Kazanlarmızı testten geçirin tstanbul Haber Servisi Apanman ve her tiirlü binadaki kalorifer kazanlarının belirli araiıklarla hidroiik testten geçirilmesi gerektiği bildirildi. Ataköy'deki Emlak Kredi Bankası blokiannda meydaııa gelen ve beş kisinin ölünıiiyle sonuçlanan kalorifer kazanı patiamasıyla ilgüi olarak Makine Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi Yönetim Kumlu dün yaalı bir açıklama yaptı. Ülkemizde insan sağlığı ve yaşamının üzerinde çok durulmadığırun bir kez daha yaşandığı belirtilen açıklamada, son bir yılda birkaç kez Istanbul ve dışında olmak üzere ölümle sonuçlanan çeşitli kazan patlamalannın meydana geldiğine dikkat çekilerek, "Basınçlı kaplar ile kakünna ve iletme makinelerinin bakım ve isletmesİM yönelik Işçi Saglıgıtş Giivenligi Tözıi|ö'ne göre beili periyotlarda hidroiik tes(e tabi tutulmm» gerekmektedir. Tüm basınçlı kaplann ve kaldırma makinelerinin gerek tş Gıivenliği Tiızüğü'nde belirtilen periyotlarda, geretse Büyük Şehir Bdediyesi Ulimatnamesinde belirtilen koşullarda deney, bakım, işletme ile ilgili her turiiı çalışmalan yerd yonetimleıle ortaklaşa yörötmey« hazırız" denildi. Kama RMia SM|W 18 Mart 18 mttn Nısanusı Rume* Cad Sılanıar Han 53 '2 (Mu)o « r s sı) Tel 147 68 89 URART BALKAN NACI İSLİMYELİ MSMMir Jtobi X 146 n »ı CENGİZ ALPAGUT 15 fttat 4 MSM MEHMET GÜLERYÜZ 17 Mart/17 Nİsan 1986 "*BDi PÇKÇl CADDESl *&• ' Saiıh Acar Avnı Arbaş Caırit Atmaca Cihat Burak Ah Demtr Gürdal Duyar Leyh Gamsa NecdetKalay •f İ* Hu/usı Mercan tesvıkıu j sanat galerisi»| RASIN 122 Mart GÜTOI Sözen SeHm Turan Burhan Uygur Adnan Vannca Husrev Gerede Caa 126 Tesvıkıve MeyflamIST Tel 14! 21 11 "Atötye Gamsız Çalışmalan" Mr Arbas Avon Ajkar Nevın C^ka^ Guler Dılef Leyla Oamw OKa> Gunday r Safıye Alkan Hey hel| Vurtbay Akın <^\\*e Ali Arsianraş Muıst Ayt>ev Zchra Coşkun Ozaen Evren 9 Vetda Onger Guls^ren Sev Imış Htmmet Tuicei Ferhunde 'J^ur Cavu Urun Guon Yavuztekın Havva Vılmaz BM)W 5c* lAnjdofo Sınus: ' 'ST M5 73 53 Tekı'n Artemel Rcsim Sergisi 22 Mart • 10 Nlsan Snofilu^^t»! / T«Mo« »«9033 Cemil Eren Rctla Sergisi 19 IUrt19 NhM Oya Bilgiçoğlu... Üniversite öğrencisi... Annesinin "Aman kızım, okula gidip gelirken otobüsten başka vesaite binme" uyarısıylaçıkıyorevden... Yazın kızgın Akdeniz kumsallarında tatil yapmayı düşlüyor... Ve o bir Limon okuru... GA1HİVEPA dörtboyUs B«fiO*TCAO ?9«, atgale Rurnek Cad Banara Ast Kat 2 O ustu 0SMAN6EV Teî 146 48 59 İstanbıd Tabip Odası ödüUeri verildi Istanbul Haber Servisi İstanbul Tabip Odası tarafından 14 Mart Tıp Bayramı ve Sağlık Haftası nedeniyle düzenlenen "Türk Basınında Sağlık Haberleri" konulu yanşmada derece alan gazetecilere ÖdüUeri dün törenle verildi. tstanbul Tabip Odası Başkanı Tank Özerengin, törende yaptığı konuşmada, basının sağlık haberine önem vermekJe, toplumun sağlığına çok büyük katkıda bulunduğunu söyledi. Yanşmada Milliyet gazetesinden Metin özyıldınm, "AIDS'li Türk Yurt Dışına Kaçtı" haberiyle birinci, Bulvar gazetesinden Asuman Aydın, "Diplomalı Sahtekârlar" haberiyle ikinci, Hürriyet gazetesinden Meltem Pusat da "Otomobil Farıyla Ameliyat" haberiyle üçüncü olmuştu. Törende Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi eski Başkanı Erdal Atabek de hazır bulundu. Öte yandan, yine Istanbul Tabip Odası toplann saionunda bu akşam saat 17.00'de "Tıbbiyeli Gençliğin Sorunlan ve Çözüm önerileri" konulu bir panel düzenlenecek. Ali Avni Çelebi Resim sancrtında 65 yıl 1 Mart23 Mort 1986 Ga'en Pazarfesı dışıncta hefgun 10 3019 30 arası açıktır AudıoVîsual tanıtım pfograTiı hefgun saat 17 3O'ck3aır KuyuluDostan So< 44^2 Nışantaşı fel 147 08 99 1^7 97 56 I f M SüNHT G/UEHISI Guzel Sanaflar Atölyes Caddebostan Her yaş için resim, heykel, seramik dekorasyon Kjyraar sinMktedir. Bağdat Cad 256 Tel 356 87 98 METE ARAZ Resim Sergisi 18 Mart 4 Nisan 1986 AkDank Sanat Galerısı Bahanye Kadıköy CUMALI SANAT GALERISI Kayıhan Keskinok Resim Sergisi 22 Mart 10 Nisan rv* ( M M İ 1114 an» a«*to Slkapk Sak. H«: 45/4 mttnfV Tll: 148 31 «5 Ramis Aydın Ali Candaş ORHAN TAMER İbrahim Çiftçiöğlu " S M On Yıl" Resıııı Sergisi BNifliSanat Odağı 22 Mart2* IHsa« Resim Sergisi 14 Mart 3 Nisan Muhurda' Cac Sular ıcaresı fan irde BİLİM SANATEVİ GALERI AA HER GUN BU KOSEDE ENKA PAZARLAMA İHRACAT İTHALAT A.Ş. ENKA BİLGİŞAYAR PA2ARLAMA ve DESTEK GRUBUnun ENKA BİLGİ İŞLEM MERKE2İ ıle birlikte duzenledığı Bılgısayar Eğıtım Semınerien Programı Konu Tarih DOS IŞLETIM SISTEMI 1 Nisan Saiı 4 Nisan Cdma 7 Nısan Pazartesı 10 Nısan Perşembe 15 Nısan Salı 18 Nısan Cuma Reklam Grafiğini bilen, süratli, dikkatli, çizgiJeri gelişmiş BILSAK'TA BUGÜN Konferans: 18.00 Dov, Zafer TOPRAK TÜRKİVE'DE FEMİ.NİZMJN OOÛLŞL" Lokanla: 20.00 Turk Muzıği Dortlusu BtLSAK KÜLTÜR GEZİLERİ Kultur dunvamızın önde gelen mımar, sanat larıhçısı, ara^tırmacı, sosyolog ve arkeoioglannın rehberliğinde şehır içi gezıler suruyor. BİLSAK 143 28 79143 28 99 SıraseKiler. Soğancı Sok 7 Son Katılma Tarıhı 25 Mart Salı saat 17 00 LOTUS 123 Yükün omuzlarımda beni biraz < ciddiye a l GRAFİKERLERE ihti\acjmız var. Lütfen sevcrek urcttiğiniz birkaç i^inizlc birlikte görüşmeye gelin. Rande\oı için: 146 14 66 10 Mart Persembe Saat 19.00 OPERATÖR DOKTOR Son Katılma Tanhı 3 Nısan Perşembe saal 17 00 COBOL PROGRAMLAMA DIL1 1 Mayıs Perşembe 5 Mayıs Pazartesı 9 Mayıs Cuma 13 Mayıs Salı 16 Mayıs Cuma Son Katılma Tarını 24 Nısan Perşembe saat 17 00 Semınerlerımız tum ozel ve kamu kurııluşlanna açıktır Başvuru arın 146 04 10 (20 hat| nolu teiefondan BETUL ••ONATa ieya SEMA OZSOYa yapılması gerekmekledır Semınerler ENKA BINASI Balmumcu. Enka Konferans Salc^unda 14 0016 30 saatlerı arasında yapılacaktır CÖZLM REKLAMCILIK LIMfTED SIRKETI KÂZIM SARI Genel Cerrahi Uzmanı Mua : Bu\ukdere Cad. 57/5 Ferıde Api. Mecıdı>ekoy 1STANBLL. Mua : 166 96 66 166 4? 48 Hst.: 148 41 50 Bekâr bir gazeteci, Arnav uikoy, Bebek veya Ortaköyde kirahk ev arıyor. Tel: 526 10 00 / 403 KİRAUK EV ARAiMYOR TOPKAPI CDflîMÛ fVMulfcitech AsHTOMATfc HASTANESİ Tel 524 1 194hat 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear