25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 MART 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 YAY1N DÜN^ASENDA İNCELEME ARAŞTTRMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK laşanmış ayrıntılarla Filistîn direnişi Edward W. Said, ABD'nin onde gelen bir edebiyat eleştirmeni; ünlu Columbia Üniversitesi'nde Ingilizce ve karşılaştırmalı edebiyat profesorüdur. 1935 Kudüs doğumlu, Hıristiyan bir Filistinli olan Edward Said, aynı zamanda vatansız bırakılan halkının davasına bağlı seçkin bir aydın; sürgundeki Filistin parlamentosu niteliğindeki Filistin Ulusal Konseyi'nin bir uyesidir. Said'e dunya çapında ün getiren, ilk kez 1979 yılında yayımlanan Orientalism adh temel eseridir. Bu eserinde, son ikı yuzyılda Batılı yazarlann Doğu hakkında yazdıklannı irdeler. "Oryantalizm"in, Batıblan (ve onlar kadar Doğululann kendilerini de) Doğu'nun ve özellikle Miısluman Doğu'nun apayrı, esrarengiz, hiç değişmeyen ve hep geri bir dünya olduğuna inandırarak, Batı'nın Doğu uzerinde hegemonya kurmasının bir aracı olduğunu göstermeye çalışır. Filistin'in Sorunu, Çev: Alev Alatlı, Pınar, 1986, 336 s. Edward W. Said. Ğzellikle Amerikan kamuoyuna sesleniyor oluşu, Edward Said'in kitabının Filistin meselesi üzerine yazılmış en önemli birkaç eserden biri olma niteliğine kuşkusuz gölge düşürmüyor.. Bizim gibi hemen hemen topyekun Filistinlilehn haklı davasının yanında yer alan bır kamuoyu için de, edinümesı gereken pek çok bilgiyi ve kavrayışı kapsıyor. sıyan yüzüyle oryantalizmi irdeliyordu. Oryantalizm ve Haberlerin Agında tslam ıle bırlikte bir dizi oluşturan Filistin'in Sorunu (The Question of Palestine, 1980) da geçtiğimiz haftalarda yayımlandı. Son iki kitabı, Said'in zorlu Ingilizcesiyle başarılı bir mücadele vererek, güvenilir bır metınle dilimize kazandıran Alev Alatlı'yı kutlamak gerekiyor. Filistin Kurtuluş Orgutü Turkiye Temsılcisi Ebu Firas'ın Türkçe çeviriyi sunuş yazısında belirttiği gibi, Edvvard Saidbu kitabında "Filistin problemine ilişkin temel tarihı ve siyasi olguları objektif bir bıçımde sergiler. Konuya yaklaşımı bir araştırmacı ve tanhçi yaklaşımıdiT. Bu yaklaşımda bir önyargı söz konusu ise, bu da halkının davasının haklılığı hususundakı önyargısıdır." Filistin Sonınu'nun seslendiği esas kitle, "Israil lehınde, Filistinlılerin aleyhinde olmayı meşru ve makbul" gören, Amerikan kamuoyudur. Filistin sorunu, dünyanın hiçbir yerinde ABD'de olduğu kadar çarpıtılmış değildir. Said'in sözleriyle ABD'de "Israil ve Israil davası neredeyse tumuyle kutsaldır... İletişim endüstrisi, aydın çevreler ve üniversite muhiti İsrail ve... davasına topyekun taparlar.. Israil ve Siyonizmin Filistinli Araplara yaptıklannın, dünyanın başka yerlerınde görülen ırk aynmı uygulamalarından pek farklı olmadığını" söyleyebilenler bir avuçtan öteye gitmez. Said, bu durumun açıklanışını, ABD'de Siyonistkrin liberaüeTİe kurduğu ittifakta buluyor: "Sovyetler Birliği'nde veya Şili'de veya Afrika'daki insan hakları davalarırun savunmasına bigâne kalan bir liberal bulamazsıruz. Ama iş İsraiPdeki benzer meselelere gelince, bir sessizliktir çöker." Durumun nedenleri arasında özellikle son 3040 yılda Amerikan Yahudilerinin ABD kultür ve basın hayatındaki olağanüstu etkinliklerini de dikkate almak gerekir. "Yaşanmış ayrıntılar" Filistin'in Sorunu, tarihin gundemine girdıği 1880'lerden itibaren Filistin meselesinin son yuzyıldaki seyrini inceleyen bir tarih ya da uluslararası politika çalışması değil. Vatansız bırakılmış bir halkın geri donüş mucadelesi içinde (uğradığı tum yenilgilere rağmen)"kendine ait bır siyasal kimlik ve irade" oluşturmasını; "dikkate değer bir ulusal direniş" ortaya koymasını "yaşanmış ayrıntılanyla" anlatan bır kitap. Bu kitapta Said'in uzerinde durduğu, ama dikkatlerden ço Oryantalizm Edebiyat alanındaki kitaplarından birinin konusu olan Joseph Conrad (ve daha başkaları) gibi, ana dili olmadığı halde Ingılizceyi olağanüstu bir ustalıkla kullanan Said'in, şimdiden klasik sıfatını kazandığı söylenebilecek temel eseri bundan dört yıl önce, ne yazık ki, eseri tanınmaz hale getiren bir çeviriyle dilimize aktarıldı. (Pınar Yayınevı şimdi Orientalisra'in yeni bir çevirisinı yayımlamak uzere.) Said'in Turçe'deki ikinci kitabı yine Pınar Yayınları arasında kasım 1984'te çıkan Haberlerin Agında Islam (Covering Islam) oldu. Bu kıtapta Said, Islam dunyasına ilişkin haberlerin kimi Batıh kitle iletişim organları tarafından nasıl çarpıtılarak yansıtıldığını; haberleşmeye yanMichel Foucaul! / CtNSELL/ĞtN TARİHÎ, 1. Cilt, Çev. Hülya Tufan, AFA. 1986, 163 s. Unlu Fransız düşunürü Foucault'nun (19261984) temel eserlerinden olan Cinselligin Tarihi'nin ilk cildi dilimize çevrildi. Bu kıtabın Foucault'nun eserleri içindeki yeri üzerine bir tanıtıcı yazıyı ileride yayımlayacağız. Hüseyin Pazarcı / DOĞU ECE ADALARININ ASKERDEN ARINDIRILMIŞ STATÜSÜ, A.Ü.S.B.F. Yayını, 1986, 98 s. Dr. Huseyin Pazarcı'nın bu incelemesi, Turkiye ile Yunanistan arasındaki uyuşmazlıklardan biri olan, Doğu Ege adalannın Yunanistan tarafından askerleştirilmesi ve silahlandırılması konusundaki temel verileri ortaya koymayı ve sorunun hukuksal bir yorumunu yapmayı amaçlıyor. Ahmet Mumcu/OSMANLI HUKUKUNDA ZULÜM KAVRAMI, 2. Basım Birey ve Toplum, Ağustos 1985, 72 s. Prof. Dr. Ahmet Mumcu'nun Osmanlı belgelerine dayanarak yaptığı bir airaşürmaya dayanan bu çok Uginç denemesi ikinci kez basıldı. Mumcu ulaştığı sonucu şöyle ifade ediyor: "Zulum suçlannın yaygınlığı Osmanlı devletinin iktisadi ve sosyal yapısı uzerinde çok ağır etküer yapmıştır. Troilo 18. yüzyıl Alman gezginı "Eger gozlerimle görmeseydim Türklerin kendi öz vatanlanndaki koyleri nasü tahrip ettiklerine asla inanmazdım" demektedir. Zulüm yuzunden memleketin gerçekten yoksullaştp haraplaştığı anlaşılmaktadır." ğu kez kaçan "aynntılar"dan biri, kimliğini koruma ve vatanına dönüş mucadelesi içinde "Bugunün Füistinlisinin... siyasi demokrası yolunda herhangi bir başka Arap'tan daha iyi eğitilmiş", daha buyuk deneyim kazanmış olması. Said, bu konudaki gözlemlerine şunu da ekliyor: Bulunduğu bolgede "ulusal yaşamında direkt demokratik kaUlım sağlamaya devam etmesi bizden daha muhtemel olan başka bir topluluk yoktur" (s.315). Gozlerden genellikle kaçan başka bır "ayrıntı" da Ortadoğu'da "Birden fazla etnik gruptan oluşan bir nufusun getirdiği sorunları ele alan ilk topluluğun" Filistinliler oluşudur. Filistin Direnme Hareketi "Filistin'de Araplar ve Yahudiler için ortak bir laikdemokratik devlet fıkrini" geliştirmiştir. Said'e göre, "Bu fikirle alay etmek her ne kadar neredeyse adet haline gelmişse de, bıiyük önemini küçumsemenin ciddi bir yolu yoktur... Filistin fikri, çok toplumlu Ortadoğu için yegane mümkun ve kabul edilebilir bir geleceği... laik, insan haklarını temel alan bir devlet duşüncesini ortaya" çıkarmıştır. "Getto devleti... cemaatlerin.. birbirine uyum sağlayacağı bir laik, demokratik çoğulculukla aşılacaktır' (s. 299) özellikle Amerikan kamuoyuna sesleniyor oluşu, Said'in kitabının Filistin meselesi uzerine yazılmış en önemli birkaç eserden biri olma niteliğine kuşkusuz gölge duşürmuyor. Bizim gibi hemen hemen topyekun Filistinlilerin haklı davasının yanında yer alan bir kamuoyu için de edinilmesi gereken pekçok bilgiyi ve kavrayışı kapsıyor. Cengiz Çandar'ın 1976'da yayımlanan Direnen Filistin ve I984'te çıkan Tarihle Randevu adh kıtaplarıyla birlikte Edward Said'in bu kitabı, Filistin sorununu çeşitli boyutlarıyla görebilmesi için Turk okura yeterli bır çerçeve sağlıyor PÎKNİK PtYALE M4DR4. UMUT UMUTT ÇIZGILIK KÂMİL MAS.4R.4CI Kısa... Kısa... Bulgaristaıtda NORA ŞENt Bernard Lory, "BulgaristanL da Osmanlı Mırasımn Akıbeti: 18781900 Arası Bulgar Şehirleri" adh kitabıyla sevimli bir girişimde bulunuyor. Bulgar kimliğini oluşturan unsurlar arasında neyin Bulgar, neyin Osmanlı kahntısı, katkısı olduğunu araştıran bir yaklaşım. Psikanalitik tedavilerde olduğu gibi, hangi kişilik çizgisinin hangi ebeveyınden miras kalmış olduğunu, neyin borç haznesine kaydedilip kişiye yüklennüş olduğunu soruşturan bir tavır. Loo'. Bulgar yaşama, düşunme, davranma, oturma kalkma, yemek yeme ve pişirme tarzlarında; Bulgar mimarisinde, orf ve âdetlerinde, Osmanh Mirası Neyi Turk, neyi Bulgar mulkiyetine kaydetmesi gerektiğini sorgularken, Lory araştırma alanı olarak şehri seçiyor. Ve şehir böyle bir antropolojik tarih yaklaşımına son derece elverişli bir birim. Gündelik yaşam biçimlerınce şekillenmiş bu alan, özel ve ailevi hayat şartları kadar, siyasi ve iktisadi organizasyonu da yansıtan bir mekân. Sokak; kaldırım taşlannın niteliğinden, kadınların cemaatlere göre örtuklük derecesine, dinlere gore izin verilen esvap renklerine kadar pek birşey ihmal edilmeden, her şey gözden geçiriliyor. öğreniyoruz kı 1878'den sonra, o zamana kadar Müsluman Türklerden başkasına yasak olan yeşil renk, Bulgar esvaplarında da gozükmeye başlayacak; Bulgarlar pembe, mor gibi, Turklere özgu diye bilinen renkleri kullanacaklardır. Yine öğreniyoruz ki, Bulgar eviyle Türk evı arasındaki benzerlikler sadece mimari özelliklerden kaynaklanmıyor. Yazar, donemin seyyahlannın kaleminden, harem mevcut olmasa bile, Bulgar evinde de, kadınların erkek misafıre pek az gözuktüklerini aktarıyor. Ev içi mobilyalarımn da her iki cernaatte birbırine çok yakın türden olduğunu belirtirken, iskemle. yatak gibi ev eşyasının ilk defa 1878'den sonra Rus etkisiyie Bulgar evlerine gireceğıni anlatıyor. LORY'NtN YAKLAŞIMI A A YŞ E E ÎT Ğ Ç A K N ĞL R B e r n a r d L o r y / "Le Sort de l'Heritage Ottoman en Bulgarie, L'Exemple des Villes Bulgares 18781900, Isis Yayınevi, Istanbul, 1985, 235 s. den neyi dışlayıp, neyi kendilerınin diye benimsediklerini görmek %ok ilginç tabii. Bunu yapabilmek için Lorjr, OsmanlıRus Savaşı'nın sonu olup; Bulgar bağımsızlığını başlatan 1878 yılını dönüm noktası olarak kabul ediyor. Ve giyim kuşam, evde kullanılan eşyalar vs. gibi her konuda 1878 evveliyle sonrasını mukayese ediyor, söz konusu alışkanlıklardan, örf ve âdetten hangisinın 'Osmanlı'ya ait' diye terk edilmiş olduğunu açıklıyor. Ve gosteriyor ki bu uzun yan yanalıktan sonra (cemaatsel bir beraberlikten bahsetmek mümkun değil) hangisinın Türk hangısinin Bulgar yaşama, duşünme biçimi olduğunu ayırt etmek her zaman mümkun değil. Türkiye'de oldu TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKA\ TOMAMCA'NM KULÜBESÎ İ8S2'P£ 8UGUKI, UNLU R.OMAU, "TOM 4MCANİAJ KUUİgSSl* YAVlkALAklDt. AMESiKAU YAZAR HAH&IET 8E£Ct£R STVM/E (HeftiYrr giçne sroo) TARAFINDAH PtT, KOLBCiLlĞe KASÇI BıR IÇER.IGİ OlMASl K1<YL£ ÇOK GENİŞ OKUe. ICİTLESlNıhJ ILGISINİ ÇEX£ CEK VE BIR YIL İÇİNDE SOOOOO 7MJE SArtiACAtTre SAHlBl TARAFINPAN SAT7LAN SAPlK. 2ENCİ KÖLB MAU, ELEfr/eAsteA/ceece EPESI oeĞeeı TAeTlŞiLASlLlR.;ANCAK, P20PAGANPA ÇOK ĞSIEMU gULUMACAKTIR.&rAP KCLEOUK YAPAKJIAR/N ŞIDDE7Zİ EL£$Tİ&£lNE UĞBAYItiCA, YAZAg BU ££2. PE "TOM AMCA'NIN KULÛSeSI <ÇıU AtJAH T»e"ADLI YAPlTINl YAYMLArARAK OLAYlN GERÇEJcU61N1 8ELGELERLE AULATACAKn. Bernard Lory, sevimli bir girişimde bulunuyor. Bulgar kimliğini oluşturan unsurlar arasında neyin Bulgar, neyin Osmanlı kahntısı, katkısı olduğunu araştıran bir yaklaşım. Bulgar yaşama, duşünme, davranma, oturma kalkma, yemek yeme ve pişirme tarzlarında Osmanlı mirasının cesametini değerlendirmeye çaiışıyor. 5 3 kadınerkek ilişkilerinde, Osmanb mirasının cesametini değerlendirmeye çaiışıyor. Osmanlı etkisinin saklanabileceği her turlü karışıklığı açıp, geleneklerın sahıplerini Turk, Bulgar, Batıh vs. diye ayınyor. Bunu kimseye hesap sormak için yapmıyor. "OSMANLI'DAN ARINMA" Ondokuzuncu yuzyılın sonuna doğru Bulgaristan, Osmanlı tmparatorluğu'ndan ayrılıp, özerkleştikçe "Gsmanlı'dan arınma" ("desottomanisation"gayri Osmanlılaşma) faaliyetlerine girişiyor. Bulgarlar, topraklan üzerindeki beş asırhk Turk varlığına işaret eden izleri silme>e; bunu hatırlatan kalıntıları yok etmeye başhyorlar. Müsluman Osmanlı'dan kendilerini ayırdığını, farkhlaştırdığını duşundukkri nitelikleri on plana çıkarıyorlar. Bütun bu kultürel sermayeğu gibi Batılılaşma akımı Bulgarıstan'da da mevcut. Ancak bu sıralarda Bulgarlar Batılılaşma özlemleriyle Osmanlı'dan arınma iradelerini yer yer karıştıracaklar, eş tutacaklar, birini ötekinin yerine ifade edeceklerdir. Kendi kulturlerinin de bir katmanı olan, kendilerindeki şarklılığı geleneksel yaşam tarzlanndan Avnıpa'nın bir parçası olma, Batıh bir devlet olma projesine ters duşen bazılarını, Osmanh.'Türk diye dışlayacaklardır. Modern Bulgar mantalitesinin menfı bir çizgi olarak yaşadığı şarklılığın adı "Orientalchtina". Orientalchtina Turklere >fabancı bır kavTam değil. Bizim "'alaturka" kuçümsemesine çok yakınmış gibi geldi bana! Şu farkla ki, Bulgarlar bu niteliğin varhğından bir başka milleti sorumlu tutmuşlar. 50 YIL ÖNCE Cumhurivet Konsey Almanyayı haksız buldıı LOyDRA 19 (Hususi) Lokarno mısakmı imza eden devletler mümessilleri dun gece biri uç, diğerı dorı saat suren iki ıçümadan sonra Fransız ve Ingilız noktaı nazarlarını yakınlaştıran bır anlaşma husule getırmışlerdir. Aynı murahhaslar bugun de öğleden sonra toplanarak dUn gece halledilemeyen noktaları göruşmüşler ve bu suretle aralarında tam bır anlaşma temin etmişlerdır. Bugunku toplantıdan sonra, Fransız Haricıye Sazın Flandın gazetecılere şunları soylemiştır: "Prensıb ıtibarile bırleştik. Her cildi bir ola> olan 20 Mart 1936 Müzakere edılen buıun meseleler hakkı/ıda aramızda tam bır anlaşma vardır. Arıık bu ış bizden, yanı diplomatlardan çıkmış, hukukçuların eline geçmiştir. Şimdı söz onlanndır." M. Flandinin de teyid ettıği anlaşmanın mahiyeti hakkmda henuz malumat alınamamıştır. Anlaşma metnı derhal Fransız 19361986 ve Ingıliz hukümetlerinin tasvibine arzolunacaktır. Ingıliz kabınesı bu gece toplanarak hem bu metni tetkik edecek, hem de Ederin vereceği şifahi izahatı dınleyecektir. Fransız Harıciye Sazırı Flandin de Fransiz kabinesme izahat vermek uzere bu akşam Parıse harekeı etmişıir. Görulebileceği gıbı Lory'nin yaklaşımı Fransız "Annales" ekolunün etkisiyie yaygınlaşan bir tarih anlayışından ilhamlanıyor. Duşunce modellerinın evrimini, gündelik yaşam tarzlannın, gündelik hayatta kullanılan eşyanın değişimini izleyen bir yaklaşım. Bu yaklaşım, bu çalışmada BATIDA SIYASAL hayli empresyonist bir netice verDUŞUNCELER TARİHİ, 2. miş. Metni iyi bir vulgarizasyon Cilt, Derleven Mete Tunçav, eseri olarak, bir devrin tadını, atTeori, Ocak 1986, 510 s. mosferinı de geri veren, tasvıre Mete Tunçay'ın Batı sıyasal dayalı bir kitap olarak okumak düşuncesı tarihinden seçilmiş yamümkun. Hatta o zaman, keşke zıları kapsayan ve ilk basımı biraz daha da empresyonist olsa 1969 yılında yapılan derlemesive o, sistematik olarak yaptığı, nin bu cildınde Ronesans, Re1878 evvelı ve sonrası mukayesesi formasyon, Aydınlanma, Amehafifleseydi denebıliyor. Ancak rikan \e Fransız devrimleri duLory metninde son derece ilginç şunürlerınden vazüar yer alıyor. sorular soruyor; bir millete ozgu ortak sembollerin oluşması, milh kişilik duygusunun ortaya CUMHURÎYET KÎ1AP KULÜBÜ^NDEN HABERLER çıkması gibi sorunları irdeliyor. Çalışmasını oturttuğu tasviri dulemeyenler kulübun aylık bulten DMkarştlığı TL.'sını gönderme zeyde bunlara cevap getirmek ise Uyefik lerinden yararlanamıyorlar. Yurtleri gerekiyor. ÜYELİK mümkun değil. Kavramsal altvadtşı uyelerimiz için de aynı du OD£.\ TİLERI: Yeni uye: 4.000 pıyı zorlayan, soyutlamaya gideyvnilemeleri zenleme geçerli. Ancak bilindi TL. (KDV dahıl), Yenileme: bilen, tanhi daha eskı\e de dabaşladı ği gibi yurt dışındaki kitap okur 2.000 TL. (KDV dahıl), Yurt dı yanarak, daha genişçe sorgulaCumhuriyet Kitap Kulubü'nde lan yeni üye olurken 25 DM, şı yeni uye: 25 DM, Yun dtşı ye >an, felsefeye kayabılen bır yaklaşımı da gerektiren konular üyelik yenilemeleri başladı. Ku üyeliğini yenilemek için ise 20 nileme: 20 DM. lup uyeliğinde 1 yıhnı dolduran bunlar. Lorv'nin kitabı her ne AYI>" E> ÇOK SATAN ÇOCUK KITAPLARI kitap okurlan, mart 1986'dan itikadar böyle bir amaç taşımıvorbaren üyeliklerini 2.000 TL. sa da uyandırdığı ilgiyi. durttu19.02.198619.03.1986 (KDV dahil) ödeyerek yenileyeğu merakı yer yer cevapsız bıraRYATI SIRA: KOO: KİTA8IN ADİ/YAZARI: biliyorlar. Üyelik yenttemelerinkan, ama tadı damakta kalan, bu 1 104 903 Dizi: Klasik Cocuk Kitapları/20 cilt 21 500 de getirilen yeni duzenleme ile konuda daha fazla okuma ısteği 002 248 B«ı Yurdu Bize Verenler/Azız Nesın 3642 üyelikte 1 yıhnı dulduranlann uyandıran bir metin. Anadolu 021 231 Bacaksu Tatil Köyunde/Rıfat llgaz 3 500üyelik yenileme işlemini yapnrAraştırmalan Fransız Enstitusu 4 022 031 Troya MasallanfAzra Erbat 200ması gerekiyor. Bu nedenle ku(İstanbul) ve Turk Araşürmala021 245 Gümşığı Hosçakal/Ülku Tamer 4005 lüp uyelerine gonderilen aylık rını Gelıştirme Demeği'nin (Pa6 044 058 Anaokullan ve Anasınıllan İçin Modern katalog kuşaklarmın uzerinde Matematik/Munır Muhtaroğlu 1 000 ris) katkısıyla Isis Yayınevi (isyenüemelere ilişkin rakamlar butanbul) tarafından Fransızca ba022 162 Muzik Satan Çocuklar/ Yalvaç Ural 7 400 lunacak. H ve 12 rakamlan üye8 021 903 Can/Çocuk Dizisi (79 yaş) 11 ooc sılan bu çalışmanın en yakın zalik yenileme zamamnı belirleyemanda Turkçeye kazandınlması9 022 198 Dede Korkut Masalları/Atilla Özkınmlı 200cek. Bilindiği gibi üyeliğini yeni10 332 001 Flüt Metodu/$.İ. Sarıçiftçi 500nı dıleyelim. CUNEYT ARCAYÜREK acıklıyor 9 CÜNÇYT ARCAYÜREK Açıklıyor dızisinin 9. kılabı T2EYÜİIO0GRU KOSAR ADIM 12 EYLÜLE DOĞRU KOŞAR ADIM 1 bulun kitapçılarda KDV dahil 2200 lıra BIU I VAIINbVI. MevumeıLad 46 1 ANkM** Tell '1 lf. 65 '1 M :: 12MAKTA BEŞKA1A BÜTÜN KİTAPÇILARDA TEKİN YAYINEVİ Ankara Cad. NO: 51 Sirkeci/iST. CELIL GURKAN S. •f Tel: 527 69 69 2. ISTICVAP DAVETİYESİ İSTANBUL ÜÇÜNCÜ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINDAN KADIKÖY 2. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİNDEN 985 501 Da\acı Emıne Kadıoğlu tarafından davalı Ahmeı Kadıoğlu aleyhıne a^ılan bo>anma davasında: Da\acı Emıne kadıoğlu tarafından \erılen 24.6 1985 tarıhlı dava dılekvesınde davalı ıle 12 vıldır e\lı olduklarını davalının ıçkı içtığını kendısıne lurlu ışkencelerde bulundugunu aralarında şıddetlı geçımsızbk oluuğunu anık lahammul edemıyecejını boşanmalarına karar verılmesım ısıemışur Ajağıda adı \e adresı vazılı davalının adresı meçhul olduğundan H L \1K njnun 213 ve 3 7 ~ madde hukumlerıne gore duruşma gunu oıan 9 4 1986 gunu *aaı 10'da mahkemede hazır bulunmanız bulur.madığınız takdırde >argılamamn vokluğunuzda devam edeceğı ve hukuın verıleceğı davalı adına dava dılekçe^ı ve davetıve verıne kaım olmak uzere ılar. olunur Daval, Anmeı Kadıoğlu •\dieb Tarlaba^. Hamalba^ı Cad No. 72 Ken; Restoran avnı ver Snas Oıe.ınde kalır (Basın: 3286) 1983 1215 Kaplan Madenı E^\a Sana\n lbrahım Kaplan \e OrıaUan namına \\ Semıh Vecdı Tokıaş tarafından davalı Nıhai Salimgı! ale>hıne 646.000 Uranm faızı, vekalet ucretı \e mahkeme masrafları ıle bırlikte tahsıh ıçın tarafınıza 3.8 1984 tarıhlı Yeni İstanbul Gazetesı ıle teblığ olunan dava dılekvesı ozetı ıle 12.10.1984 tarihlı delıl lıstesındeşazılı 18 3 1983 tarıhlı 002 numaralı 646.000 lıralık makbuz muhıe\ı>au ıle dava dılekçesınde >azılı hususlar hakkında ıstıoabır.ız \apılacağından bahısle adınıza 1 ıstıc\ap daveuvesı Mıllı Gazeıenır. 31 1 19h6 tanhlı nushası ıle tebiıf edıidığı halde duruşrr.a\a gelrr.edığınızden. bu kerre uuruşmanın bırakıldığı 22 4 1986s=aı 15 (XI de mahkemede hazır bulunmamz gelmedığınız \e\a gelıp de ıtwsaplan kacındığınız takdırde \ukanda \&ı\\\ buıun vakalan asnen ıkrar \e kabul etmış sa\ılacağınıza daır ışbu 2 ıstıcvap da^etıvesı uralımza tebhg olunur ( B a s m ? ; l 6 )
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear