16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURtYET/10 •••• HABERLERİN DEVAMI 2 ŞUBAT1986 Panelde yumiışak tartışma (Baştarafı 1. Sayfada) satını bulabildiler. Panelin yapılacağı sahneye önce Amerikalı bakan geldi ve oturdu. Daha sonra Papandreu önde, Thorn ile özal birkaç adım arkada ama birlikte sahneye girerek kendilerine aynlan yerlere oturdular. Ancak oturmadan önce konuşmacılar yeniden birbirlerinin elini sıktılar. Böyleçe Özal ve Papandreu, bir kez daha el sıkışmış oldu. Herkes yerini aldıktan sonra, sempozyumu düzenleyen vakfın yöneticisi Prof. Klaus Schwab, konuşmaalann arkasına geçerek, TV kameralarına güler yüzle görüntü venneleri için kendilerini bir kez uyardı ve toplu halde fotoğraf çektirildi. Kalabalık salonun ön sıralannın genellikle Türkler ve Yunanlılar tarafından doldurulduğu gözlendi. Başbakan'ın eşi Semra Özal, tartışmayı en ön sıradan izledi. Yönetici Thorn, panelde ilk konuşma sırasını Arnerikan Ticaret Bakanı Baldridge'e verdi. Amerikalı Bakan konuşmasında 1986'mn çok kritik bir yıl olduğunu, bunun nedenlerinin başında, bütün dünyada yükselen fiyat artışlannı ve düşmekte olan büyüme hızlannı saydı. Tartışmada ikinci söz sırasını Yunan Başbakanı Papandreu aldı. Hazırladığı kâğıdı okumadan irticalen yaptığı konuşmada Papandreu, "Insanlık şu anda tarihindeki en büyük teknolojik devrünj vaşamaktadır. Bu büyük teknolojik devrim sürekli şoklar ve dönüşümlerle birbirini iztemektedir" doğrultusunda bir giriş yaptı. Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun "ortak bir sanayi politikas oJmadıgındatr" yakınan Papandreu, "Sanayileşmede Amerika yine lokomolif olacak ve böyle giderse Amerika ile Avrupa arasındald fark da giderek artacak" biçiminde konuştu. Panelde son konuşmayı yapan Başbakan Türgut özal düşüncelerini önünde daha önceden hazırlanmış kâğıdı okuyarak aktardı. Azgelişmiş ülkelerin ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya bulunduklannı söyleyen Özal, "1986 yılı dünya ekonomileri için çok güç bir yıl olacakür" dedi. Özal daha sonra hemen hemen her uluslararası toplantıda ve Türkiye'de kullandığı yönteme basvurarak, Türkiye'deki son 6/7 yılın ekonomik gelişmelerini özetledi. 24 Ocak kararlarından önce Türkiye'deki ekonomik durumu anlatan başbakan, daha sonra 24 Ocak kararlannın ana ilkelerini açıklayarak, kendisinin ikidara gelmesinden sonra alınan ekonomik kararlan anlattı. SORULAR, YANITLAR Panele katılan tartışmacılar, kendi görüşlerini aktardıktan sonra, birbirlerine karşılıklı soru yönelttileT. Soru ve yanıtlar aynen şöyle: Baldridge'den özal'a Stz Türkiye'de hangi sektörlere yatınm yapümasını istiyorsunuz. Ve Türkiye'de ekonominin gelişmesi için hangi alanlara öncelik tanıyorsnnuz? ÖZAL Türkiye her türlü yatınm için açıktır. Türkiye'de kaliteli işgücü vardır. Aynı sekilde teknoloji gelişmiş değildir. Dolayısıyla yatırımlar konusunda herhangi bir alan tercihi yapmak istemiyorum. Ancak, ben sizin dikkatinizi bir başka noktaya çekmek istiyorum. Siz biraz önce dünya ticaretinin daraldığını söylediniz. Ve bunda da sanıyonım korumacılık politikaları önemli rol oynuyor. Biz Amerika ile daha fazla ticaret yapmak istiyoruz. Bunun yollannın açılmasını istiyoruz. özal'dan Baldridge'e Biz ihracab arttuinak istiyoruz fakat Amerika ve Avrupa'nın korumacılık duvanyla karşılaşıyoruz. Amerikan Maliye Bakanı Baker, kısa bir siire önce, uluslararası fonıma bir öneri getirdi. Siz de Ticaret Bakanı olarak yeni bir öneri getirerek, konımacılıgı bütüniiyle ortadan kaldırmayı diişünraez misiniz? Örnegin tekstilde. BALDRtDGE Amerikanın dış ticaret açığı her geçen gün artıyor. Bu da Amerika'da pek fazla bir korumacıhk olmadığını gösterir. Aslında şu anda bu yönden tartışılan iki konu var. Biri tekstil, diğeri çelik. Ama bunlarda bir korumacıhk olduğunu ben zannetmiyorum. Özal'dan Papandreu'ya Siz konuşmanızda biraz önce, Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun ortak bir sanayi politikası olması gerektigini söylediniz. Avrupa1 nın ortak bir para politikası var ama bu konuda çok şikâyetler var. Sonucunu da bep biriikte biliyoruz. Avrupa'nın ortak tanm politikası ise et, süt tahıl gibi ürünlerde söbvansiyona dayanıyor. Bu da haksız rekabete yol açıyor. Şimdi. Avrupa'nın ortak sanayi politikası olması gerekirken, acaba ortak tanm politikası gibi, haksız rekabete dayanan politikalar olmasını mı öneriyorsunuz? (Salonda gülüşrneler ve alkış.) PAPANDREU Hakhsınız. Avrupa'da ortak sanayi politikası, eğer tanm politikası gibi olursa özellikle Akdeniz ülkeleri bundan büyük zarar görür. Avrupa büyüme k istiyorsa önce manevi anlamda düşüncesini, teorisini geliştirmek zorundadır. Hangi projelerin hangi ülkeler tarafından yürütüleceğine karar vermek zorundadır. Bu da üç dört ülkenin öncülüğüne bırakılarak olmaz. Her AET üyesi, belli bir sanayi dalında ihtisaslaşmalı ve öncülük etmeli. Papandreu'dan Özal'a Bir yandan ekonomik biiyümenizi bir yandan da sizin ekonomik başannızı vurgulayacak bir soru sormak istiyorum. Dünyada iki gnıp iilke var. Bunlardan bir grupta teknoloji yüksektir. Bunlar işgücüne yüksek ücret veriyorlar. tkinci grup ise teknoloji düşiik olduğu için diişiik ücret veriyor. Kore, Tayvan, Brezih'a ve aralannda Türkiye'nin de bulunduğu ülkeler grubunda ucretler düşük. Çiinkü bu ulkelerde disiplini hayli yüksek görünen bir atmosfer var. Türkiye acaba, calışanlara yüksek ücret vererek yüksek teknolojiye ve ülkenin modernleşmesine ne zaman geçecek? ÖZAL Türkiye şu anda, yapısal bir değişimden geçiyor. Bu yapısal değişikliği gerçekleştirirken de düşük faizden vazgeçerek, yüksek faiz politikasma dönmüştür. Yüksek faiz politikasıyla eskiden üst gelir grubuna yapılmakta olan devlet desteğini ortadan kaldırmıştır. Eskiden ücretlerin yüksek olduğu zannedilen bir dönemde, tam tersine düşük faiz yoluyla üst gelir gruplanna gelir transfer edilmekte ve üst gelir gruplan desteklenmekteydi. Bunun sonuçları sanayide verimsiz üretim yapılan ortaya çıktı. Faizler yükselince sanayi verimli olmak zorunda kaldı. Bu verimlilik ülkeyi yapısal değişikliğe götürdü. Eskiden demir ithal ederdik. Şimdi demiri hem ithal ediyoruz hem de ihraç ediyoruz. PANELİN SONU Bu karşılıklı sorulardan sonra, toplantıyı yöneten Thorn, konuşmacılara çok kısa olmak üzere birer konuşma hakkı daha tanıdı. Panelin son konuşmasını yapan Turgut Özal, şunlan söyledi: "Dünya kaynaklan, çok kötü olarak kullanüıyor. Ekonomik sorunu çözmekiçin bence en iyi araç serbest pazar ekonomisidir. Ben halkımdan serbestleşme, serbest pazar ekonomisi ve bu yolla sağlanacak istikrar için seçimle yetki alarak geliyorum. Ben halka seçimde kan, ter ve çaba önerdim. Buna rağmen seçimi kazandım. Halka bunlan açıkça söylemeden seçime giderseniz ve daha sonra söylemediklerinizi uygularsanız. büyük sosyal çalkantılaıia karşılaşırsınız. Böyle bir durumda da hem ülke hem de lider kaybeder." Özal'ın bu konuşmasıyla bir saat süren panel sona erdi. DAVOStan YALÇ1H DOĞAN (Baştarafı 1. Sayfada) müştüm. Fakat hazırladığm sorulan sormadım. O anda konuşmalar ortaya çıkmca, hemen orada o anda düşündüğüm soruları sordum. Yumuşak olmaya karşılıklı çok dikkat ettik. Ben de Sayın Papandreu da yumuşak olmaya dikkat ettik. Zaten yumuşaklık işin aslıdır." Gerçekte, heyecan dozu yüksek olan panelde, Başbakamn da belirttiği gibi, pek tartışma çıkmadı. Panel öncesi herkesi saran heyecan ekonomik konulann tartışılmasmdan çok önce geldi. Ama panel başladıktan sonra heyecan yerini dikkate bıraktı. AETKomisyon Başkanı Gaşton Thorn 'un toplantıya katılanları tek tek tanıtırken söylediği sözler, herkesin ilgisini çekti. AET Komisyon Başkanı örneğin Arnerikan Ticaret Bakamnı tanıtırken, ondan "Başkan'ın kovboyu " olarak söz etti. Bu nitelemesini de Ticaret Bakanının yıllar önce huysuz atlar üstünde rodeo yapmasma bağladı. Herkes tam bu espriye gülerken, Thorn ciddileşti ve Yunan Başbakamnın tanıtmasına geçerek, "Papandreu'yu tanıtmaya pek gerek yok"diye sö'zünü sürdürdü. Papandreu'nun Amerika'daki Harward Üniversitesi'nden nasıl ekonomi doktorası aldığını vurguladı, sonra da, "Yaşamı hep başanlarla geçti ve I981'de geldiği büyük ailenin çocuğu olduğunu göstererek, başbakanhk koltuğuna oturdu" diye noktaladı. Turgut özal'ı tanıtırken ise, iki önemli noktanın altını çizdi. önce, "Türk halkınm ekonomik güçlükleri aşmasına katkıda bulunan ve bu yolu gösteren politikacı, Türkiye'yimodemleştirmeye çalışan başbakan"olarak nitelendirdiği Özal'a dönerek, sözünü şöyle bitirdi "Sayın başbakandan şimdi herkes daha çok demokrasi bekliyor." Aslında üç ünlü politikacınm bu biçimde tanımlanmalan, kimlerden ne beklendiğini ortaya koymaya yeterli oldu. Tartışma boyunca da konuşmalar, söylenen sözlehn arkasında ve arasında belki de bu imajla sürdü. Amerikalı Ticaret Bakanı gerek sonılannda gerekse konuşmasında, ' 'Başkan 'm ko vboyu'' olması yanı sıra, "Başkan'ın böyle bir buluşma için figüranı" olduğunu göstermek istercesine hiçbir iddialı yorumda bulunmadı. Papandreu, genel olarak dünyaya dıştan bakmayı seven bir politikacı görünümü verdi; böylelikle de Yunanistan 'm şu anda içinde bulunduğu ekonomik sıkmtılardan uzak kalmayı denedi. Gerek yaptığı konuşmada, gerekse yönelttiği sorularda şu stralarda kafasını en çok meşgul eden konunun, teknolojik değişim olduğunu vurguladı. Çünkü kendi ülkesinin bu değişiklikten en çok zarar gören ülkeler arasında bulunduğunu dolaylı olarak anlatmaya çalışlı. Papandreu, şu anda taşıdığı ve inandığı, ideoloji ile ülkesindeki gerçekler arasında sıkışmış durumda. özellikle AET'ye üye olduktan sonra gelişmiş A vrupa üikelerinin modern teknolojileri altında Yunanistan 'ın kendine bir yol aramakta olduğu, ama bu arayışın büyük bir baskı altında sürmekie bulunduğunu aktarmaya çalışlı. Özal'a gelince, her zamanki gibi oldukça sakin göründü. Konuşmasında yine her zamanki gibi Türkiye'nin son 56 yılını özetledi. Bu açıdan yeni bir mesaj vermedi. Ancak karşılıklı sorulardan sonra panelin en son konuşmasında, "Seçimde halka kan, ter ve çaba önerdim, bunlan halka anlatarak halktan seçimlerde yetki aldım" diyerek, Papandreu 'ya çok dikkatli de olsa sanırım politik bir mesaj verdi. Papandreu ile özal, birbirlerine çok yumuşak ve tartışmanm getirdiği hava içinde neredeyse zorunluluk kazanan "küçük imalarda buhtnmayı" denediler. Özal, "Seçimlerde söylenmeyen şeyler daha sonra uygulamaya (Baştarafı 1. Sayfada) konulursa, bundan ülke de kayPapandreu önce birlikbeder, lider de" derken, Pa te büfeye gittiler. Papandreu pandreu 'ya sanırız bundan bir özal'a "Ne şarabı içersiniz" sokaç ay önce aldığı ekonomik karusunu sorunca, özal, "Ben içrarlan ve bu kararların Yunanis ki içmiyorum" dedi ve bir portan 'da yarattığı sosyal çalkantı takal suyu aldı. Ondan sonra, ları anımsatmak istedi. Çünkü her iki başbakan arasında tam "sosyalist Papandreu"seçimler olarak şu konuşmalar geçti: sırasında halkı, kemerleri sıkmaPapandreu Balkan yanmaya zorlayacak iktisat politikala dasındaki bütün gelişmelerden rından söz etmemişti. Tersine, tüm dünyamn mutlu olması gekemer sıkmadan refah vaat et rekir. mişti. Ama iktidarı süresince buÖzal Bu bölgede her zaman nu gerçekleştiremedi. Bir anlamproblemler olmuştur. Ama her da, IMF politikalarını andıran zaman da umutlar vardır. istikrar önlemlerine geçmek zoBu sırada servise doğnı ilerlerunda kaldı. Hatla mantık biraz yen iki başbakana mezeler ikram zorlamrsa, kendi ideolojik inanedildi. Papandreu, Özal'a "Siz çıyla çok fazla uyuşmayan ekohangi peynirden istiyorsunuz?" nomik kararlara yöneldi. tşte dedi. Özal ise, gravyer peynirli Özal, bu fırsatı kaçırmadı. bir kanape alarak, "Bizim ortak bir peynirimiz vardır. Adına da Ama ondan önce, Papandresiz 'Feta' diyorsunuz" dedi. Ve u'nun özal'a yumuşak iması belki de özal'ın en duyarlı nok "Kendi ülkemde siyasete attldıktasına isabet etti. Papandreu, özal'a yönelttiği soruda Türkiye'deki düşük ücretlerden söz ederken, Türkiye 'yi Brezilya, Kore ve Tayvan'la aynı kaba soktu. Nedir bu üç ülkenin özelliği? Üçünde de demokrasinin gerilerde kalmış olması. Türkiye'deki gelişmeyi özetlerken, bu ülkeleri sayması, herkesin dikkatini bir anda ondan sonra söyleyeceği cümleye toplamasına neden oldu. Çünkü Papandreu, bu ülkelerle karşılaştırdıktan sonra, çok ince bir biçimde Türkiye için, "disiplini yüksek bir atmosfere sahip bir ülke" deyimini kullandı. Yani Türkiye'nin kısa süre önce askeri yönetimden geçtiğini ve şu anda uygulanmakta olan demokrasi açısından "hâlâ disipünlerin var olduğunu" ima etti. Papandreu, özal'a, "yumuşak imasını" Türkiye'deki demokrasi açısından yaparken, özal, Papandreu'ya aynı niteiikteki imayı Yunanistan 'da uygulanan ekonomik politikanın başansıziığı açısından denedi. Ama bütün bunlarson derece dikkatli, son derece yumuşak bir üslupta ve sanki "bu sözler hiç söylenmemiş gibi" yapıldı. Bu kadar yumuşaklığm ve ihtiyatın altında elbette bu sabah gerçekleşmesi beklenen "başbaşa şa kahvaltı" yatıyor. Bugünkü buluşma günlerdir yürütülmekte olan uluslararası kulisin adım adım getirdiği bir nokta. Davos'a destek Halefoğlu Atina'ya da 6 k' göndereü ANKARA (a.a.) Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Karolos Papoluias'a, Türkiye'nin AET ile ilişkilerini konusunda bir mektup gönderdi. Halefoğlu mektubunda, Türkiye'nin, Yunanistan'ın TürkiyeAET ilişkilerinin iyileştirilmesi yolundaki genel eğüime katılmasından memnunluk duyacağını belirtti. Dışişleri sözcüsü Yalım Eralp, konuyla ilgili olarak şunlan söyledi: "Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu, Yunan Dışişleri Bakanına bir mektup yazarak, AET ülkeleri dışişleri bakanlanna gönderdigi mektuplara atıfla kendisine daha önce yazmamış olmasının sebeplerini izah etmistir. Halefoğlu, Türkiye'nin AET ile bir bütün olarak ilişkilerini getiştinneyi amaçladıgmı da vurgulamış ve Yunanistan'ın bu konudaki genel egilime kaülmasından memnun olacağımm ifade etmistir." Hipodromdan 1. ayakta Dakunanlandoğan mücadelesi LEVENT DURMUŞ 1. AYAK: tzmir'de ilk koştugu yanşta başanlı olan Dalaman ve bu yarışa uzun süredir muntazam idmanlar ve üç adet 800 m. turvakarla katılacak olan Tandoğan arasındaki milcadele yarışın birincisıni belirleyecektir. özlem 5 ve Çetinol yarışın sürpriz atlarıdır. 2. AYAK: Hünkâr. Gürpınar, Çıg, Gülhan idman durumlarına göre bu yarışın en şanslı isimleridir. Bu dört atın mücadelesi birinciyi belirleyecektir. 3. AYAK: lstikrarlı yanşlar çıkaran Menzil ve uzun mesafe tempo yarışında güzel bir yarış çıkaraca&ına inandigım Zülfıkar arasındaki mücadele birinciyi bclirleyecekür. Hayri hafta içindeki güzel galobuyla yarışın sürpriz atıdır. 4. AYAK: Las Vegas güzel idmanlarla bu yanşa hazırlandı, günun banko atıdır. Sky Bus ve lltiyah yarışın sürpriz allarıdır. 5. AYAK: tzmir'in ilk açık yarışını uzak ara kazanan tnfisah aynı güzellikteki formuyla yanşın en şansh atı olmakla beraber günün banko atıdır. C. Colario ve Orak diğer şansh isimler olup Tünkut yanşın sürpriz atıdır. Tüten'in sabah idmanlan iyi olmadığı için şans vermiyorum. 6. AYAK: Şahcihan ağır kilosuna ragmen idman durumuna göre en şanslı isimdir Idmanlarında hafta içinde iyi görünen Timurbey ve geçen hafta antrenorü tarafından eğeri alınmadığı için koşturulmayan çok iyi dunımdaki Satvethan diğer şanslı isimlerdir. Yarışın sürpriz an Feride olur. Kahvaltı randevusu tan sonra Türkiye'yi gezerken çok çeşitli peynirierimizin olduğunu gördüm" şeklinde konuştu. Buna karşılık Papandreu, "Bizde de çok peynirler vardır, ama bunu dünya çapında pazarlayamadığımız için bunun ticari bir degeri yok" karşıhğım verdi. Daha sonra şu diyalog geçti: ÖZAL Bu, dünya çapında bir iş. PAPANDREU Şarap için de aynı şey geçerli. Sizde şaraplar nasıl? ÖZAL Anadolu, şaraplan ile meşhurdur. PAPANDREU Dün sizin davetinize icabet edemememde bir maksadım yoktu. Mazeretimi bildirdimdi. ÖZAL Evet biliyorum. Bu arada bir gazetecinin araya girerek, "TürkiyeYunanistan diyaloğu mu var?" sorusuna Papandreu, "TürkiyeYunanistan sorunlan Davos'ta görüşülmedi" cevabını verdi. Kalabalığı yararak konuşmalarına devam eden iki başbakan arasında daha sonra şu görüş alışverişi oldu: ÖZAL Siz hiç Türkiye'ye geküniz mi? PAPANDREU Hayır. Ben hiç Türkiye'de bulunmadım. ÖZAL Ben 1953 yılmda Amerika'dan gelirken, Yunanistan'a ugradım. Adım hatırlamıyorum, ama ya "Independence" ya da "Constitotion" gemisi ile Pire'ye yanaştık. Bir turist gibi Atina'yı iki gün dolaştım. PAPANDREU Ümit ederim o gün yine gelir. tkimiz de karşılıklı olarak birbirlerimizin ülkesini görürüz. Daha sonra, her iki başbakan birlikte çıkış kapısına doğru yürümeye başladılar. Bu arada Semra Özal, kokteyle geldi. Özal, "tşte eşim" diyerek Semra Özal'ı Papandreu ile tanıştırdı. Papandreu, "Hanımefendi sizinle tanışmaktan memnunum. Çünkü benim eşim sizinle görüşmüştü ve baaa bunu ayrıntüanyla anlatmışU" dedi. Semra Özal ise, "Evet esioizle New York'ta tanışmıştım" karşıbğmı verdi. Daha sonra Türk gazetecilerine kısa bir demeç veren Papandreu, "Peki bu şimdi bir TürkYunan diyaloğu mudur?" sorusuna "Hayır, TürkiyeYunanistan sorunlarını görüşmedik" cevabını verdi. Sorunun bu defa "Peki, bu bir TürkYunan diyaloğunun başlangıcı mıdır?" şeklinde tekrarlamasına ise, Papandreu, "Artık bunu siz yorumlayın" cevabını verdi. ANTRENÖR GÖZÜYLE EMtN TOLUNAY Birkaç gündür kesilen yagmur yüzünden güzelieşen pistte ve bahan andıran bir havada yapılaeak pazar yanşları programın zayıfığına rağraen Anakent Belediye Başkanlığı Koşusu ve Osman Kapani Koşusu ile oldukça renkli yanşlara sahne olacak. 1. Ayak: Dalaman bir koşu görmenin avantajı ile yansı kazanacakgüçte; rakibi Cenk, büyük klas, Tandoğan ayağı acımazsa yarışın en tehlikeli atı olur. 2. Ayak: Çığ bu sefer kapalı gözlük taktı. Oürpınar ise Perşembe'den daha fazla kcşacak. Hafıf Cülhan bu atlara rakip. 3. Ayak: Kumu sevmeyen Piove'nin dışında diğer safkanın şansları fazla farklı değil. Geçen koşusunda dereceli yanşta Gülümser'in birinciliğine hücum eden Menzi ve Süleyman Karagöz altında iyi koşan Yayca biraz daha şanslıdır. 4. Ayak: Geçen haftanın aprantı altında rekorla biten yanştaki birincısi tltiyah Las Vegas ile kapışacak. Mücadele kanımca çok çetin olur. 5. AyakMslanbul'da yanşlara hazırlanan Tüten ilk defa kumda sian alacak. Geçen koşunun uzak ara birincisi tnfisah ve 85 sezonunda lzmir'in başanlı adı Excalibur yanşın şanslı atlap. Orak ve Günkurt surprizde. 6. Ayak: Ağır kilosuna rağmen rakiplerinden klas bakımından fazla olan Şah Cihan kazanacak güçte. Feride ve Demet rakip. Timurbey sürpriz. Günün banko atları: Dalaman ve Şahcihan. TAHMİNCtLERÎMİZtN GÖRİ ŞLERİ Tıygun TÜRE Oemlr TÜMER Kamal AKYER Lavent DURMUŞ 01 623 623 63 36 Q2 G3 213 123 312 12 M26 15 »«1 1 G4 4 4 4 4 G5 24 2 2 2 G6 123 1 123 12 (KUM) 1400 M. (311) (201) (341) (004) (040) (KUM) 1600 M. (010) (243) (121) (430) (200) (343) (000) (KUM) 1400 M. 4 7 6 1 5 2 3 (000) (004) (233) (000) (000) (432) (000) Puanlı, günün programı 1. KOŞU: (SahraBH) B Gr. Araplar Saat: 12.30 1.100.000 TL. 1. 2. 3. 4. 5. Deryahan (Kg) Sırbalnr Serter Agahan (Kg) Unrrtu 60 61 57 55 52 Kadir (m) Akın (m) Nedim (m) H.Kaya (m) Canküiç (m) Türkiye'nin (Baştarafı 1. Sayfada) Hürmüz Bofazı'ndan geçiyordu. Ancak bu olgu, son yıllarda dramatik biçimde değişmiştir. Bu olguda, Ortadogu ülkelerini bir öhimcek ağı gibi sarmaya başlayan boru hatları, çok önemli rol oynamıştı. Nitekim 10 yıl önce Batı dünyasının petrolünün yüzde 41'i Hürmüz Boğazı'ndan geçerken, günümüzde sadece yüzde 15'i bu yoldan geçmektedir. Boylece Körfez'in, stratejik onemi azalmıs. petrol boru hatlarının geçtiği ülkelerin onemi ise artmışttr. OPEC'in istatistiklerine göre, 1975 yılında Hürmüz Boğazfndan günde 17.5 milyon varil petrol geçmekte idi. Günümüzde ise, bu miktar 6.5 milyon varfle düşmüştür. Bir Amerikalı uzmana göre, bu yılın sonlanna dogru. bu sayı 4.8 milyon varile düşecektir. TÜRKİYE Suudi Arabistan'la Irak boru hatlannın inşaasında önayak olmuşlardır.. Irak'tan başlayıp Türkiye üzerinden geçen boru hattı günde 1.5 milyon varil petrol nakledecek kapasitededir. Bu boru hattı, Türkiye'nin stratejik önemini arttınnıştır. Türkiye'den geçen boru hattı bir anlamda "NATO'nun iaşe hattıdır." Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nden HansHeino Kopietz şöyle diyor: "Bir DoğuBatı çatışmasında, Türkiye'den geçen boru hattı, Sovyeıler Birliği'nin esas hedef olabilir." Boru hatlan, stratejik önemlerinin yanı sıra, bölgede anlamlı bir siyasal güç de oluşturmaktadırlar. Örnegin, Ortadoğu'da yıllardır en radikal ülkelerden biri olan Irak, şimdi boru hatlannın geçtiği muhafazakâr komşuiarı Türkiye ve Suudi Arabistan'la iyi geçinmek zorundadır." EVET/HAYIR OKTAY AKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) dün doğmuşuz sanki Yeni okula başlamışız Yeni sevmişız Öyle çabuk geçiyor ki günler Hete sen de bir bak hayatına Yarın bitecek sanki her şey Yarın ölecek gibiyiz Daha doymamışız yaşamasına Günlerimiz dün bir bugün iki Sakın bir şey bırakma yarına Yarın yok ki" 28 Ocak 1981 günü dünyamızdan koptu gitti Özdemir Asaf... Bakın, beş yıl geçmiş bile! Oysa 'dün bir bugün iki' gibi! Özdemir'i, 1943 kışında tanıdığım andaki haliyle görüyorum. Yarın yok demiş, ama dün var, önceki gün var, yaşanmış bir zaman var. Onu kimse elimizden alamaz! Özdemir Asaf'la geçen günler, geceler, o 1940'larda 50lerde kaldı. Zordu onun yaşama temposuna ayak uydurmak! İster istemez aralar girdı, kopuşlar oldu. Son yıllarda pek az karşılaşıyorduk. Şnrleriyle yanımdaydı yine de... İlk günden beri Özdemir Asaf'ın şiırlerıni sevdim. Değişik bir ses, bir kişısellık buldum. Daha sonraki yıllarda yayımladığı kitapları ile bunu kanıtladı. Kendimi düşünürken şair dostlar giriverir araya. Ocak ayının bir başka yitiği de Ziya Osman Saba'dır. Bir çeşitermiş sayarım ben onu. Eşi benzeri bulunamayacak bir şair. İçtenliğin simgesi.. "Bütün saadetler mümkündür Şu kapının açılması İçeri girivermen Bahar, kuşlar, gündüz Ve bütün dünya Bir an içinde gürültüsüz" diyen iyimser bir dünya görüşü, bakışı, duyumsayışı... 194749 arasında iki yıl birlikte çalıştık. Öğle saatlerinde dolaşıp, şiirden, geçmişten konuştuk. Dızeleriyle kurduğum dostluk böylece daha da güçlendi. O da 29 Ocak 1957'de bizleri bırakıp gitti. "Eyüp'te olmak, orda Eyüpsultan'da" diye diye... "Anlıyorum birbirinden mukaddes Alıp verdiğim her nefes" diye diye... "Sizleri göreceğim geldi iyi insanlar • Hür gemiciler, deniz, yollar, şen şarkıcılar" diye diye... Ziya Osman Saba'nın şiırlerınde 'ölüm' teması baş yerdedir ama bu, ölüme özlem duymak değildir; yaşama bağlılığın belirtisidir. Doya doya yaşamak, mutlu olmak isteği... Ozdemır'den sonra beş yıl, Saba'dan sonra yirmi dokuz yıl daha çok yaşamak!.. Bu da benlm gerçegim! Köşe yazarlığımın otuzuncu yılında (gerçek yazarlığa başlayışım 1938'dedir ya!) geçmişe bir göz atmak gerekir miydi? Ziya, Özdemir, Behçet, Sait, Tütengıl daha nice sevgili insanı bir bir gözlerimın önünden geçirmek, kendimi o ınsanlarla birlikte bir yolda, bir kahvede. bir içkili lokantada, bir parkta, bir odada görmek hem kolay, hem güç... Kimi zaman acı veriyor iyice, kimi zaman da 'biz bunları yaşadık işte!' diye bir mutluluk... Ben geçmişi, yaşanmış bir zaman parçası sayarım. Yanlışlıklar yapmışızdır, yanılgılara düşmüşüzdür; daha başanlı işler yapabilecekken yapamamışızdır, yenilmişizdir, şunu bunu üzmüşüzdür, kırmışızdır; hepimiz yapmışızdır bunları geçmiş günlerimizde, yadsımak gereksiz... Yine de gelecek, geçmişten bize daha yakındır. Gelecek, bir sonraki an, yarın, yannlar, öbür günler.. Denecek ki, kim olacak o gelecek zamanlann içinde! Bilinmez! Ama yarınlarda olmak için yaşanacak. İnsanoğluna verilen en güzel armağan bu; yaşam... Yaşamın güzel yanlarından yararlanmayı bilmek. Kendimize, çevremize bir şeyler sunmak, katmak. Budur mutluluğun kaynağı. İyiden, güzelden yana çıkmak. Bu bilinçte sürdürmek yaşamı... "Söylemek bir başka şeyi saklamak Da değil midir?" diyor Özdemir Asaf. Otuz yıldır her gün, olmasa da haftada üç dört kez bir şeyler söyledim, söylemeye çahştım. Yazılanlar yok olmaz! istediğin kadar yadsımaya calış, alır karşına dikerler, sen şunu şunu yazdın diye! Konuşmaya benzemez yazılanlar.. Kalır beyaz kâğıtlar üstünde... Bu yüzden hiçbir şeyi saklamadan yazdığımızı sansak da, bir şeyleri de ister istemez kendimize saklamışızdır. Bu, elde olmadan olur. "Duyguluysan işin zor Yaşamda yeniksindir." Duyguyu, aklın egemenliği altında tutrnasını bilırsen yenılgiler biraz azalır. Özdemir Asaf da bütün sanatçılar gibi yenilgilerden güç kazanmasını bildi. Yine de sordu kendi kendine: "Ortamsız bir yaşamda Yaşamsız bir ortamda Harcandınız mı?" Otuz yıldan bu yana kimler geldi, kimler geçti? Siyasa sahnesinde kimler ne gibi roller üstlendi? Toplum ne kazandı, ne kaybetti? Bizler yaşamımızın en güzel yıllarını boyuna yazarak, bir şeylere karşı çıkarak, bir şeyleri korumaya. savunmaya çahşarak ne kazandık? Kim yapacak bunun hesabını? Hem neye yarar kazançlı sayılmak, ya da harcandığına inanmak? Giden gitmiştir. Geçen de geçmiş!.. Önemli olan yaşantımızın geri kalan bölümünü de belirli bir dürüstlük, insanca bir tutum içinde sürdürüp bitirmek... Özdemir'in yazdığı gibi: "Doğruların yönünde Doğruların önünde" aklanarak... 2. KOŞU: (Şarth) C Gr. Araplar Saat: 13.30 900.000 TL. (10) (80) (70) (60) (50) (90) (25) 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Alceylan 35 Cenk I Tandoğan I Özlem 6 Çetinol Dalaman Amaoe 61 58 55 56.5 55.5 54 50.5 Orhan (ra) Kadir Tank Akın Davut Tınay Özakdag 3. KOŞU:(EhramBH) B Gr. Araplar Saat: 14.05 1.100.000 TL. (70) (90) (80) (35) (20) (60) (İS) 1. 2. 3. 4. 5. 6. 1. Çıg(Kg) Hunkâr (Ku) Gürpınar I Karakus 16 Birtek I t.ıilhan I Çakıl 58 56 55 54 50.5 48 47 Tınay Akın Nedim M.Öcal (m) S.Karagöz Özakdag A.R.Vıldız TAHMÎN 1. KOŞU: F: Deryahan P: Sırbatur S: Serter 2. KOŞU: F: Dalaman P: Tandoğan 1 P: özlem S: Çetinol 1 3. KOŞU: F: Hünkâr P: Gürpınar I P: Gülhan 1 S: Çığ 4. KOŞU: F: Menzü P: Zülfıkar S: Hayri 1 5. KOŞU: F: Las Vegas P: Sky Bus S: lltiyah 6. KOŞU: F: İnfısah P: C.Colario P: Orak S: Tüten 7. KOŞU: F: Şahcihan P: Timurbey P: Satvethan S: Feride. 4. KOŞU: (HandikapŞarth) 3 Yş. Ingilizler Saat: 14.40 1.500.000 TL. (90) (80) (70) (40) (50) 1. 2. 3. 4. 5. Menzil Hayri 1 Yayça Piove Zülfikâr 58 57 55.5 50 48 Aykut A.Atçı (m) S.Karagöz Cankılıç Özakdag (KUM) 2000 (222) (134) (014) (344) (233) (KUM) 1600 M. 4 (301) 1 (242) 2 (041) 5 5. KOŞU: (Osman Kapani) 4 Yk. tngilizler Saat: 15.15 2.5OO.OOOTL. (80) (70) (60) (90) (40) 1. 2. 3 4. 5 lltiyah Sky Bus Fiery Star Lasvegas Gilşah 63 57 57 57 57 Kadir Akın Tınay S.Akdı (m) Cankılıç 3 (412) (KUM) 1400 M. (213) (011) (000) (İU) (001) (010) (020) (113) (KUM) 1800 M. (012) (323) (040) (020) (001) (044) (003) (140) (112) GA\YA\ G.l 1 2 3 4 5 6 7 6. KOŞU: (Bu.Şb.Bld.Bş.Açık) 3 Yk. İngilizler Saat: 15.50 5.000.000 TL. (25) (90) (30) (80) (55) (40) (70) (60) 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Coşkun İnfısah C.Colario Tüten Orak Akıncı E.tcalibur Günkut 61 61 61 61 61 60 60 59.5 Orhan , Davut Aykut Kadir K.Yıldız Akın S.Akdı A.Atçı G.2 G.3 G.4 ı [X 1 ı 2 ! • G.5 G.6 1 1 X 2 3 4 5 b 7 t 9 10 •X1 «|X X s 3 İX 7 3 4İ 7 5 L)Ç 11 8 9 10 11 «j 9 i ft j 9 i\ 4 S 6 7 8 9 10 y X X r t T J 3 4 8 9 n ıol 11 Pazaroyun Çözümleri Okuroyun 1. 42'nin en uygun "bölen"ini arayalım. ( = 7 ) 42 : 7 = 6 ab = 6 ab ba = 42 eşitliğini doğrulayan (a b) = 6 olmak koşuluyla, "ab" sayısı "8"lik Sayı Düzenine göre yazılabilir: "8"lik S.D."10"luk S.D. (71)8 (57).o (17)8 (I5)ıo (52)7 (42)8 2. Hiç bilinmez mi! "YSE", kaYSEri'dedir! 3. Atlaslarda maalesef yer almayan 3 ülke şunlardır: FtSTAN, ASİSTAN, TORNİSTAN. Mantık oyunu En önde, elbette, o sahneyi çeken kameramanı taşıyan araç gitmekteydi! ab ba 7. KOŞU: (Şarth) A Gr. Araplar Saat: 16.30 1.500.000 TL. (90) (80) (70) (20) (50) (30) (40) (60) 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Şahcihan Timurbey Satvethan Şabende Demet 4 Afethan Yifler(Kg) Feride 4 65 62 61 58.5 59.5 57.5 55 55.5 S.Akdı A.Atçı (m) Tmay (m) Z.Mutlu Cankılıç Kadir Özakdag Nedim tKİLİ BAHtSLER: (2 367) ÇtFTE BAHtSLER: (1/2 5/6) ALTILJ GANYAN: (234567) ÜÇLÜ GANYAN: (456) ÜÇLÜ BAHİS: (7'nci koşudadır.) At yarışları sonuçları Altüı Ganyan; 9/4 ve 8/4/2/6/8, üçlü Ganyan: 4/2/6, Üçlü Bahis: 8/4/S. cularla içerde oynayanlar arasında bağlantı kurulur. Fenerbahçe karşısmdaki Tofaş'ta böyle bir organizasyon göremedik. Yalnızca dış şutlarla maç kazanmanın zor olduğunu her halde kendileri de biliyorlar. Buna karşm ısrarla dış şutlarla sonuç aramalart doğal olarak olumlu olmadı. Türkiye'nin en iyi uzunlanndan Mehmeı, Remzi ve ABD'li oyun,cu Gıles içerden verimli olmadı. Türkiye'nin en iyi uzunlanndan Mehmet, Remzi ve ABD'li oyuncu Giles, içerden verimli olamadı. Daha doğrusu dış oyuncular yeterince içeriyepas veremediler. Ayrıca Mark gibi skorer oyuncudan da yararianılamadı. İlk yarıda 9 oyuncu deneyen Tofaş, biraz fazla oyuncu değiştirmedi mi? Sanırız, teknik yönetim iyi savunma arayışı içindeydi. Ama aradığını bir türlü bulamadı Sonuç olarak gerçekten güçlü olan Tofaş, playoff şansını iyice zora soklu. (Baştarafı 12. Sayfada) zora sokmuştu. Ancak geçen hafta maç yapmamalan kendilerine yaramış. Dun gerçekten iyi oynayarak Tofas'ı farklı yendiler. Bu arada başta Efe olmak üzere, AIiço ve diğer Tiirk oyuncular da görevlerini yaptılar. Fenerbahçe belki de ilk defa yaptığı iyi savunmayı atakla bütünleştirdi. İyi savunma yapuktan sonra kontratak denedi. Veyerleşik set duzeninde zaman zaman baskel altında oynamada olumluydu. Savunmada, çeşitli türde bölge savunmalarını yeğleyen Fenerbahçe, sezon başından beri ilk defa bu tip savunmada başanlıydı. EJe'nin faul yapmaması ve savunma nbaunttannı alır almaz kontratak denemesi de kolaylaşmış oldu. Buylelikle uzun süredir ilk defa 100 sayının uzerine çıkartılan skorla ve farklı bi F. Bahçe çimde Tofaş'ı yenmeyi başardılar. To/as'a gelınce, bu yıl gerçekten gü'çlü bir kadro oluşturmatanna karşin başanlı olamıyorlar. Aslında her yönüyle çok iyi bir kulüp... Tesis ve olanakları, birçok kulüp için özendirici nitelikte. Yıllardır altyapı uğraşlan ve genç ulusal takıma kadar yükselen oyunculan var. tdariyönetim de çok iyi Başanlı transferler yaptılarsa da, Derya'nm dışındaküerden randıman almıs değiller. Kendi sahalannda İTÜ'ye yenildikten sonra dün de çok dağınık oynadılar. Bölge savunmalanna karsı atak Hteratüründe organizasyon kavramı vardır. Bu dışarda ve içerde olmak üzere iki bölümde gerçekleştirilir. Dışarda oynayan oyuncuların pozisyonları ve çeşiıli bölge savunmalanna nasıl oynayacaklan belirlenirken, basket altında oynayan oyuncuların da 3 saniye koridoru içindeki düzen ve hareketleri belirlenir. Sonra dış oyun Seniha Esen'in eşi, Sevinç Konuk, Erkut Esen, Melih Esen'in babaları, Osman Konuk ve Nur Esen'in kayınbabalan, Işıl Konuk, Bahar Esen ve Esin Konuk'un dedeleri, Bekir Esen, ömer Esen, Osman Esen ve Mukaddes Kalınkol'un kardeşleri, Emekli Vali VEFAT ŞEVKET ESEN Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 3 şubat pazartesi günü Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedilecektir. AİLESt İKBAL YALÇEV ve USULET ÖZTUNÇ ŞİNASİ AKDEMtR Adana: 121986 Ortaokul lise öğrencilerine, özel MatematikFenlng. dersleri verilir. Tel: 160 09 48 Nişanlandık, mutluyuz. ZEKİ ORDUOĞLU evlendiler. Mutluluklar dileriz. 1 Şubat 1986 KONYA DOSTLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear