16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 2 ŞUBAT1986 (Baştarafı 1. Sayfada) ve çizimleri" hazırlanmış iyi bir senaryo olarak da niteleyen Ak(Baştarafı 1. Sayfada) bulut, "bu çizimlerin aşın sol İstanbul'da geçen salı günü verilen yemeğe de Yargıtay, görüşün işine yarayacak dereceDanıştay ve Sayıştay Başkanları ile İstanbul'da görevii yarde desteklenmiş hayali düşüncegtç ve savcılar katıldı. nin ürünii olduğunu" one sürdü. Prof. Dr. Faruk Erem'in bu yemekler konusundaki görüşSedat Caner'in yaptığı işkenleri şöyle: ce itiraflarının "yalan" olduğu Başbakanın yargıçlan yemeğe davet etmesi düşündünu belirten Akbulut, "İnsan tarucü bir otaydır. Bu, hem çağnlan hem de çağıran açtsınbiatına ve bitimsel gerçeklere ters dan üzerinde durulacak bir konudur. diişen, mantık ölçulerinin kabulKuşkusuz bu tür oiaylarda davetin iyi niyetli olduğu farz lenemeyecegi bu yönlemlerin olunur. Fakat konu yalnızca duygusal değildir. Kolaylıkla devlet görevlileri tarafından soçu ne olursa olsun kişilere uyguyargı bağımsızlığını zedeleyecek niteliğe dönüşebilir. Yürütlanamavacağ] muhakkaknr" demeyi dahi yargılayan gücün, etkiden ya da böyle görünen di. durumlardan uzak kalması zorunludur. Sedat Caner'in işkence itirafBu konuda bir Örnek vermek istiyorum: lannı ve daha sonra basında yer Bir ara ingiltere'de, Türkiye Büyükelçisi vereceği davete alan işkence savlannı, "ideoloçağrılıları gosteren listeyi incelemiş. yargıçlann bulunmadıjik ve politik çıkar saglamayı ğını görmüştü. amaçlayan maksatlı çevrelerin" Olayın nedeni ingiliz protokoluna soruldu. Gelen cevap işi olarak niteleyen Akbulut, çok ilginçti: şunlan söyledi: "ingittere'de yargıçiar yalnızca KraJiçenin davettne katria" insan hak ve hürriyetlerine bilirter. isterseniz çağırtn, fakat gelmeyeceklerdir"... "Türkiye gibi binbir sorunu olan bir ülkede Başbakan'ın yar aylun bir davranışa devletimiz asla musaraaha etmemiş ve etgı organı başkan ve üyelerine yemek vermesınden başka meyecektir. Munferit kötü mueleştirilecek konu kalmadı mı?" diye düşünenleriniz olabiamele olaylannda da devletimiz lir. Gerçekten konu bir yönü ile biçimsel gibi görünür. bu karartığını göstermiştir. YaDevlet protokolunda yargı orgcnlarının yeri, YuK Başkalan ve dözmece senaryo ve araçnı'ndan sonraki sıradadır. Bu da bir biçimsel konudur. lar, Türk sorgu sisteminde buBiçimin özü, özün de biçimi etkilediği durumlar olabilir. lunmamaktadır. Bu gibi davraYargı bağımsızlığı biçim ve özün birtikte düşünülmesi genışlarda bulunanlar idari ve cereken başlıca konulardan biridir. "Türk ulusu adına" karar zai takibata tabi tutularak cezaverme yetkisi ile donatılmış olan yargı erkinin her bakımlandınlmışlardır.'' dan titizlikle ele alınması gerekir. Çünkü yargıya saygısızİşkence iddiaları ve söylentilık, doğrudan ulusa saygısızlık demektir. lerinin asıl amaanın "devleti felç Yargı bağımsızlığı konusunda biçim ve öze bu bilinç ile etme teorisi"nin bir parçası olbakmak gerekir. duğunu kaydeden Akbulut, idAnayasa: dialann yargı ve yürütmenin işi Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin ni zorlaştırdığını, tüm kurum ve kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talikuruluşları baskı altına alarak mat veremez, genekje gönderemez, tavsiye ve telkinde budevleti gerek içte gerekse dış kalunamaz,.. diyor. muoyu önünde kuçük düşürerek Yüksek yargı organı başkan ve üyelerinin Başbakan ve yıprattığını söyledi. 1970'li yılbakanlar ile bir araya geldikleri bir yemeğe, sözgelişi, Emlardan bu yana polisi hedef alan niyet Genel Müdürü ile Ankara Emniyet Müdürü niçin çağbenzer kampanyaların açıldığını nlmaktadır? Siyasal niteliklı suçlarda soruşturma polis işda söyleyen Akbulut, şöyle lemleri ile başlamakta, kesin hüküm yüksek yargı organı konuştu: kararı ile sonuclanmaktadır. Bu bakımdan Emniyet Genel "TKP'nin önderliğinde bir Müdürü ile yargı organı başkan ve üyelerini Başbakan'ın çok Ulegal örgütlerin birleşmeyemeğinde yan yana getirmek yanlış bir davranış olmuyor siyle meydana getirilmeye çalışımu? lan 'sol birlik' adlı birleşik sol Kaldı ki, şu sıralarda bir eski Bakan, sayın Başbakan'ca cephenin son toplantısında devbaşlatıian bir soruşturma sonucu Yüce Divan'da yargılanletimiz aleyhine alınan karar ismaktadır. Bu yemekte böyle konular hiç konuşulmamış da tikametinde hareket edildigi göolabilir. Yargı organı başkan ve üyeleri, Başbakan ya da bariilmektedir. Mevcut yönetime kanlarca böyle konular açılsa bile, bu konuları konuşmayave demokratik rejime karşı tam cak ve hemen gereken yanıtı verecek meslek onuruna ve bir muhalefetin meydana getirildeneyimıne sahip kişilerdir. mesi için biitun aşın sol güçlerin Anayasa, Başbakan ve de bakanlann ya da herhangi bir ve bazı kurumlann birleşmesi geidari görev sahibinın yargıçlara, "tavsiye ve telkinde" bulurek tiği tavsiye edilerek, ortak namayacağını belirtmektedir. Bu gibi yemeklerde belli mücadele yapılması teklif edilolmaz Başbakan, bakanlar ya da herhangi bir idari görev mektedir. Ülkemizin ekonomik sahibi, yargıçlara "tavsiye ve telkin" sayılabilecek konuşmave sosyal sahada mevcut meselar yapabilir. lelerini istismar ederek toplumun "Dilin kemiği oimadığı" için böyle bir olasılığı akla getirlahrik edilmesine çalışümaktamek yersiz bir kuşku sayılmaz. dır." Siyasal niteliklı davaların çoğaldığı, basın özgürlüğünü İŞKENCE ÇİZtMLERİ kısıtlayıcı yasaların hazırlanmakta olduğu günlerde bu tür AMERİKAN NBC "kural dışı" yemekler daha da dikkati çeker. TELEVİZYONUNDA Sayın Başbakan ile bazı gazeteciler arasındaki hukuk daSedat Caner'in işkence metotvalan da İstanbul mahkemelerinde görülmektedir. Hükümelarının da gosterildiği itiraflarıtin eylem ve işlemleri nedeniyle açılan bir sürü dava da idari nın yayımlanmasından 10 gün yargı mahkemelerindedir. "Görülmekte olan dava/ar"hakkınönce Amerika'da NBC televizda TBMM'de görüşme yapmak bile anayasaca yasaklanyonunun aksarn programında mıştır. Bu bakımdan da Başbakan'ın bu yemekleri verirken "işkence" adlı bir dizinin yayıson derece dikkatli olması gerekir. na konduğunu da anlatan Akbulut, "Bu yayında Türkiye'de olİşin doğrusu, yüksek yargı organı başkan ve üyelerine, duğunu belirten bir kişinin işsayın Cumhurbaşkanı'nın yılda bir kez yemek vermesi ve keace gördüğünu söyleyerek bu yemeğin de bir devlet geleneği oluşturmasıdır. dergideki resünlerin aynısuu ekBu yapılmaz ve Başbakan şu ya da bu nedenle böyle yeranda çizimle izah etmesi, falamekler verirse, yerli ya da yersiz, haklı ya da haksız kuşkuka, diger işkence metotları haklar doğar. Birçok insan, Başbakan'ın yargı organı temsilcikında bilgi vermesi dikkati çeken lerine bu gibi yemeklerde anayasanın yasakladığı türden bir husus olarak değerlendiril"tavsiye ve telkin"de bulunduğu kuşkusuna kapılır. miştir. Yine dergideki haberin Bundan da yargı erki zarar görür. yayunlanmasuun ertesi günü Bab Hukuk devleti yargı bağımsızlığına dayanır. Bağımsızlık Avnıpa ülkelerinde 'birleşik sol' konusunda biçim ve öz iç ıçedir. Ozle biçim, biçimie de öz cephenin 1 Şubat 1986 tarihinbirbirlerinden ayrıimaz. Bu bağımsızlığın biçimine de özüden itibaren kamuoyunu oluşne de saygılı davranmak zorundayız. tnnnak maksadıyla yüriiyüş, miBu saygıyı gösterecek olanların başında yine Başbakan ting, salon toplanolan ve sergigelmektedir. ler açmak suretiyle toplu gösteSaygıyla anımsatırız! riier ve imza kampanyalarına başlamalan ve 31 Ocak 1986 günü Adana Cezaevi'de S'i adi olmak üzere 145 kişinin açlık grevine başlayarak, eylemleri ile bu konuda destek sağlar şekilde bir tavır içerisine girmeleri herhalBüyük bir sigorta şirketi lstanbul ve Anadoln'da Ticari, de bir tesadüf değildir. Bütün Sınai ve sosyal çevresi, istihsal gücü olan veya istihsal gücü bunlar göstermektedir ki meskazanabilmek için eğitilmeye istekli ve yetenekli dinamik şanetsiz iddialarla ortaya konulan hıslara acentelik verecektir. senaryo basit bir organizasyon llgüenenlerin fotoğrafh özgeçmişlerini belirteh bir mektupla değildir. Bir merkezden idare P.K. 391 Karaköy/tstanbul adresine başvurmaları rica edilen sistemli çalışma geniş bir olunur. organizasyondur. tşkence iddiNot: Başvurular gizli tutulacak ve mutlaka cevaplandınaları ve söylentilerinin asü amalacaktır. cı devleti felç etme teorisinin bir Basın: parçası olarak yargı ve yürütme UĞUR MLMCU GOZL™ Tek merkezden yönetîlen sistemli bir propaganda' yapılan kazılar sonucunda ceset bulunmadığını da kaydeden Akbulut, işkence ile öldüğü öne sürülen Şükrii Bağ'ın öğrenim özgürlüğünü engellemekten dolayı 22 Aralık 1979 tarihinde gözaltına alındığını, 10 Ocak 1979 tarihinde ise serbest bırakıldığıru söyledi. SORULAR VE YAN1TLARI içişleri Bakanı Yüdınm Akbulut, basın toplannsı metnini okumayı bitirdikten sonra her gazetecinin tüm sonılannı bir defada yöneltmesini istedi. Akbulut'a yöneltilen soru ve yanıtlan şöyle: Eski Mattye ve Gümhik Bakanı Vural Ankan da gnmrak olaylannın soruştunılması sırasında işkence yapıldığını söylemişti. Sizce Ankan da, yıkıcı ve bölucü örgütlerin senaryosuna mı uydu? AKBULUT Biz prensip olarak işkence iddialarının belli mihraklarca yapıldığını kabul ve iddia ediyoruz. Bu hususta Türkiye'de oynanan bir oyun vardır diyoruz. Sadece iddia etmiyoruz, kabul de ediyoruz. Bu Türkiye'nin bir gerçeğidir. Fakat her kaidenin istisnaları vardır. Sayın Vural Ankan bilerek kampanyanın, bir teşkilatın arzulannı yerine geıirmiş değildir. Onun iddialarını, o hadisedeki hassasiyetine hamlediyoruz. Kaldı ki, o olayda sözu edilen kişilerin çoğu geçen günlerde mahkum oldular. Polis işkence yapmıyorsa, işkence iddialan karşısında neden morali bozulup gorevini yapamaz hale gelsin? AKBULUT Sanıklar poliste, mahkemede, hatta sorgu hâkimliğinde, savcılıkta söylediklerini mahkeme huzurunda inkâr ederler. Bu da terör suçları sarukları için bir örgüt talimatıdır. Inkânnın gerekçesini kötü muameleye dayandinr. Bunun aksi olduğunu savunmak Türkiye'deki bazı gerçekleri gönnek istememek anlamına gelir. Görmek istemeyenlerin menfaatleri de elbette ki vardır. Sedat Caner'in işkence iddialan daha çok hükümetinizden önceki dönemi örneklemesine karşın, bu iddialan sahiplenme geregi neden duydunuz? AKBULUT Biz defalarca yapılan kötü muameleleri tasvip etmediğimizi, bu hareketlerde bulunanlann tüm camiaya zararlı olduklannı söyledik. Kötü muameleden mahkum olmuş polis memuru kalkıyor, ben şunu yaptım demiyor, bütün polis teşkilatını zan altında bırakabilecek hayali iddialarda bulunuyor. Kötü muamele yapmaktan mahkum olduğu Cennet Değirmenci'nin ölmümü olayında bu açıklığı gösteremiyor. Biz olayları müdafaa etmiyoruz. Biz tüm güvenlik güçlerimize yöneltilmiş bu hareketin müdafaasım yapıyoru^. işkence konusunda sizin de açıklamalanmz iddiadan öteye gitmiyor. tşkence iddialan yalan ise, yalan beyanda bulunmak suç olduğuna göre, bu konuda yargı yoluna gidecek misiniz? AKBULUT Benimki iddia değildir. Binlerce kişinin sorgulandığı bir dönemin acısı hâlâ içimizde. Rejimimizın yıkılması için çahşanlar, Türkiye'den hâlâ elini çekmedi. Düşünün ki, bazı kişüer üç beş kemiği bir kafatasını alıp, bir yere gömseler ve kazılan yerlerden bu kemikler çıksa, Türkiye Cumhuriyeti devletinin hali ne olur? Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda sanığın yalan söyleme hakkı vardır. Sanığın sözlerinden ötürü cezalandınlması hükmü kanunlanmızda yoktur. Onun için samklann, yüzde 99'u ben işkence gördüm der." Türkiye'nin İçişleri Bakanı olarak, işkence gördükleri iddiastnda olanlara bir çağn yaparak, 'bir komisyon kunıyoruz hepsini teker teker inceleyecegiz' ya da 'TBMM'de bir komisyon kunıp inceleyecegiz' diyebilir misiniz? AKBULUT Türkiye'de örgütsel suçlardan yargılanıp da işkence görmedim diyene rastlamak mümkün değildir. Bu sorgulamalardan da bildiğim kadanyla Türkiye'de halisane insanların uğradıkları haksızlıkları ortaya koyma gibi bir düşünce maalesef yoktur. Türkiye'de bağımsız yargı organlan vardır. Bunlar görevlerini ifa etmektedirler. Böyle kişilerin başvuracakları yer Cumhuriyet Savcıhklarıdır. Biz de, bize geien iddialan değerlendirip mahkemelere sevkederiz. Kişiler gider mahkemelerde hakkını arar. Yani bizim şimdi esas merciyi bırakıp da idarede bir organ kurmamız doğru olur mu? ABD'nin en büyük televizyon kuruluşlanndan NBC'de Sedat Caner'in açıklamalanna kısa bir süre önce işkence ile ilgili bir program yapıldığını söylüyorsunuz. Yurt dışındaki yıkıcı ve bölucü minrakların NBC'de Türkiye ile ilgili böyle bir program yaptırmak için nasıl bir çaba sarfettiklerini ispatlayabilir misiniz? AKBULUT Biz, NBC'de bir program yapıldığını haber aldık ve onu söyledik. Dış dünyada hatta dost, müttefık ülkelerde Türkiye aleyhine faaliyet gösteren o kadar örgüt var ki ve bu örgütlerin beyanlarma maalesef dış ülkelerde de o kadar itibar edilmekte ve yer verilmekte ki, burada hunharca adam öldürüp, yurt dışına kacanlar, siyasi mülteci olarak kabul edilmektedirler. Böyle bir dünyada hiç yadırgamıyoruz ki, bu televizyonda bu programın yer almasında hiç bir beis eörmüyorum. Yani NBC'nin kandınldıgını mı söylüyorsunuz? AKBULUT Hayır efendim. Ben bu noktada NBC için programı izlemediğim için konuşamıyorum. Ama önümüze dokümanlar geurse, diğer ülkelerde olduğu gibi belki onlann da aym gaflete düştüğünü söylemekte hiçbir beis görmüyorum. Türk basımmn işkence konusundaki duyariılığı kendisine gelen ve dogruluğuna inandıgı belge ve bilgileri > ayımlamaktır. Siz Türk basınının bu duyarlılıgını olumsuz bir tavır olarak mı görüyorsunuz? AKBULUT Basının olumsuz davrandığını söylemiyorum. Bizım kastımız basın marifetiyle uğramış olduğumuz bir haksızüğın giderilmesini temin etmektir. Biz basını hareketlerinden dolayı 'olumsuz davranryor' şeklinde mütalaa etmedik. Bakanüğımızın görüşunü ortaya koyalım. Görüşümüzü paylasanlar olursa, onlar marifetiyle konu Türk kamuoyuna yansısın, bir yer alsm istedik. Basının sözünü ettiginiz mihraklaıia işbirtiği icinde oldugnnu ya da oyuna geldiğini mi söylemek istiyorsunuz. Kamtlannız var mı? AKBULUT Bunun cevabını verdim. Cslubunuzdan bu soruyn tekrar sorma hakkını kendimde gördüm. AKBULUT Basının alet olduftu şeklinde bir iddiamız vok. Akbulut, daha sonra soruıarı yanıtlarken Sedat Caner'in itiraflanndan dolayı yargılanması konusunu "savcdıklann düşüneceklerini ve kendilerinin de düşünmek için zamanları olduğunu" söyledi. Akbulut, polislere, vatandaşlara iyi davranmalan ve "az da olsa kötü muamelede bulunmamaları" için çağrı yaptı. Caner'in itiraflarının yer aldığı Nokta Dergisinin polisler tarafından "kendilerini ilgilendiren yayın olduğu için meraklarından okumak için" satın alınmış olabileceğini ifade eden Akbulut, mezar kazmak için dolaşan SHP milletvekilleri ile gazetecilerin, güvenliklerinin sağlanması ve olayı gözlemek için polis tarafından takip edildiğini belirtti. Bakan Akbulut'un sorulan yanıtlaması yaklaşık 1.5 saat sürdü. POLJTİKA VE OTESI MEHMED KEMAL Yaşamanın Tadı... Hastalık, yaşlanmayla birlikte geliyor. Birkaç dost var, yatağa düştü. Arada bir uğruyor, hal hatır soruyorum. Gözlerinin içi gülüyor, hoşlandıkları belli. Bir ikisi de kimseyi görmek istemiyor. Ahmet Haşim, "İnsanı ölmekten alıkoyan tıbba lanet ediyorum" der. Öyle anlar olur ki, tıp insanı iyi edecek, şifa verecek yerde ölümden alıkoyar. Bir dost iyice topalladığı, yürüyemez olduğu için Çamlıca'nın doruklannda çakılı. Bir yazar arkadaş da, o bitiren hastalığın pençesinde, her gün bir parça küçülüyormuş. Eşi, çocukları, "Aman gelmeyin" diyorlar. "Kimseyi görmek istemiyor". Gene Ahmet Haşim'den bir alıntı yapmak istiyorum, şair ölümüne yakın çok çekti. Sağlıkla hastalık arasındaki onulmaz çelişkiyi çok iyi bilir: "Ne yazık ki vücudun çöküşü, zekânın olgunluk çağına rastlıyor. Anlamsız çocukluk, tatsız gençlik, yaşın olgunluğuna yönelmekten başka nedir? Zekâ, nar, ayva, portakal gibi geç renk ve koku veren bir sonbahar ürünüdür. En az kırk yıl güneşte pişmedikçe bu soylu meyve ballanmıyor." Hastalık bir anlamda da sinirterin ölçeğidir. Şinirler dayanmadı mı hastalar huysuz, aksi, mız mız olurlar. İlacı içmezler, yemeği yemezler, uykuyu uyumazlar. Yatmaları gerekirken doğrulurlar, doğrulmaları gerektiğinde yatmaya davranırlar. "Tanrı yataklara düşürerek terbiye etmesin!" yakanşı bunun için söylemiştir. Pir Sultan Abdal'ın 'gei' redifli bir koşması vardır, uzaklarda, gelmesini beklediği birine acılar içinde kıvranarak seslenir. 'Suna başın için ağlatma bizi' der. Bugün sevda candan aralandı gel!.. Dertlenir, sızlanır, bir değıl, beş değil, on değil derdim diye ağlaşır: Düğumfer baş verdi sıralandı gel!.. Halk âşıkları biraz da hak âşığı sayılmaz mı? ölümün yaklaşması, yaşamla teğet geçmesı karşısında seslenir: Yüklendi barhanem kiralandı gel!.. Bıçaklar altına yatınlıp, şifanın ancak neşterde olduğu anlaşılınca, kişi neşterlidir yaralanm sağ olmaz demeye başlar: Göğerdi çevresi karalandı gel!.. Artık gidiyordur, bir yani yaşam, bir yani ölüm ince, uzun bir yoldadır. Bir yandan dalga geçer, bir yandan bilmediği bir yöne doğru yüzünü çevirmiştir, canı hay haydadır, son sözler: Toprağım üstüme kürelendi gel!.. Kişi, sıkıntılı günlerinde dertlerini sıralarken, bir aynlık, bir yoksulluk, bir ölüm der. Gerçekten de bu üç dert, şairleri, yazarları, sanatçıları çok uğraştırmıştır. Aynlığın içinde özlem de vardır. Yoksulluğun içinde ise ışsizlik, açlık birlikte yatar. ölüm gelince, ölüm toptancıdır, hepsıne bir toplam çizgisi çeker. Aslı Han'ı ararken ünlü Kerem Erzurum'da hastalanır. Hastalık öylesini içine işler ki, öleceğini sanır. Tutar, hemen ölüme yakarmaya başlar: Gelme ecel gelme üç gün ara ver Al benim sevdamı götür yare ver Ecel söz dinler mi? Ecelin din krtaplanndaki adı Azrail'dir. Ölümü yakınlannda gören inanç sahipleri hemen Azrail'in önünde eğilirler, ona yalvarmaya başlartar. Ama vakit erişmiş, zaman tamamlanmıştır. Yalvarmak yakarmak beyhude olur. Omuzlara çökmüş, kolların dermanını almıştır. Ne denli, gelme ecel, gelme! desın dursun, gelmiş, kapıya dayanmıştır. Görevi ne ise onu yapacaktır. Doktor, ilaç, tıbbın bütün becerileri boşunadır. Ancak olümü uzatır, acıyı çoğaltır. En iyisi vakti gelince gitmek olur. Ölümün sözünü gerçekçi olarak ettik ama asıl olan yaşamdır. Yaşamı kişi ne denli uzatabilirse, dirlik içinde öyiesi mutludur. Mutluluk her zaman yaşamdan geçer. Akbulut, basın toplannstnda. nin işini zorlaştırmak, tüm kunım ve kunıluşlan baskı altına almak, devleti gerek iç ve gerekse dış kamuoyu önünde küçük düşürerek yıpratmaktır" dedi. Güvenlik kuvvetlerine yönelik işkence iddialan karşısında bütün anayasal kuruluşlar ile birlikte siyasi partileri ve basını hassas hareket etmeye çağıran Bakan, doktorlarla birlikte işkence yapıldığı iddiasıru öne sürmenin güvenlik teşkilatını olduğu kadar tıp camıasını da töhmet altına sokmak anlamına geldiğini belirtti. Akbulut, işkence iddialannın her türlü mesnetten yoksun ve asılsız olduğunu da belirtti. SEDAT CANER SAKINCALI PERSONEL Akbulut, Cennet Degirmenci'nin ölümüne neden olmaktan hakkında başlatıian işlemin sürdüğü sırada, yasadışı THKP/C DevYol örgütü ile ilişkileri belirlenen ve DevYol örgütü miHtanlarının ifadelerinde örgüte yardımcı olduğu saptanan Sedat Caner'in görevlendırüen bir ekip tarafından Ankara'da yakalanarak gözetim altına almdığını da kaydetti. Akbulut, Sedat Caner'in 11 Şubat 1983 tarihinde görevden uzaklaştırıldığını, ancak DevYol ile bağlantısı tespit edilmekle birlikte mahkumiyet için yeterli delil elde edilemediğinden serbest bırakıldığım söyledi. Sedat Caner'in disiplin tüzüğüne göre ihraç edilmediğini de ifade eden Akbulut, fakat daha sonra Caner'in takibe almarak 5 Nisan 1983 tarihinde 'sakıncalı personel' kapsamına alındığını bildirdi. Akbulut, Sedat Caner'in ölüme sebebiyet vermekten ötürii Sıkıyönetim Mahkemesi'nde mahkumiyet kararı verilmesinden önce İçişleri Bakanhğı'nuı 25 Kasım 1983 tarihindeki onayı ile 30 Kasım 1983'te görevine son verildiğini açıkladı. Basın organlannda yer alan ve işkence sonucu öldürüldükleri öne surülen kişilerin gömülü olduklannın söylendiği yerlerde Gürkan: işkence var (Baştarafı 1. Sayfada) yönetmek için hukümet olraaya talip değiliz, bu halkla birlikte ülkeyi yönetmeye talibiz. Geliniz bu ülkeyi birlikte yönetelim" diyerek konuşmasını tamamladı. Erdal Inönü ise yaptığı kısa konuşmada "Özal ülkeyi ne hale getirdigini çok iyi biliyor. Sizi ne kadar dert ve sıkıntı içine soktugunu da biliyor. Bunun için 84. madde gibi birtakım gerekkz konularla milleti avutmaya çalışıyor. Ara seçimi erteliyor. Seçim zamanı yaklaşügında seçimi kazanmak için göstermelik zamlar yapacak. Halkın bir daha onun bu avutmacalanna kaaacagını sanmıyorum" dedi. Bunun üzerine kalabalıktan bu kez "Genel af istiyoruz" sloganlan yükseldi. Otobüse bindiklerinde Gurkan1 ın yaruna gelen genç bir öğretmen "İşkence olaytonnı açıga çıkann, besap sorun. Bingöllü Sıddık Bilgin ile ben aynı okulda beraberdim. Onu öldürenlerden besap sorun" dedi. Gürkan da "Merak etmeyin hepsinin peşindeyiz" yanıtmı verdi. Tavşançalı kasabasmdan geçilirken 300 kadar yurttaş tarafından yolu kesilen SHP'liler kasabada bir tur atmak zorunda kaldılar. Konvoyun önu Acıkuyu köylülerince yeniden kesildi. Köylüler "Sonuna kadar sizi destekliyonız" diye bağırdılar. Konvoy daha sonra Cihanbeyli ilçesine girdi. Cihanbeyli'de belediye balkonundan kalabalık ve canlı bir gruba hitap eden SHP Genel Başkanı şöyle dedi: "İzlenen ekonomik politika sonucu köylü yoksul ve perişan hale gelmiştir. Bunun sonucu esnaf da aynı dunıma düşmüştür. Dalga dalga bu yoksulluk ve sıkıntı artmakta ve yaydmaktadır. Sizin emeğinize sahip çıkmamz, yüksek taban fiyat istemeniz en doğal hakkınızdır, ama bunun tüm millet tarafından savunulmasını istiyorsanu siz de başka insanlann sonınlanna sahip çıkmalısını? Aranızda kendisi ya da yakınlan işkence görmeyenler olabilir. Ancak siz işkenceye, kötü muameleye tavır koyamazsanız, işkence gorenlere sahip çıkmazsanız, hiçbir hakkınızı alamazsınu. Bugün Türkiye'de bilemedigimiz eller, bilemediğimiz yerlerde işkence yapıyorlar. Biz bu hükümete diyoruz ki, Türkiye'de işkence yapıbyor. Ama bu işkence bugün başlamadı, dün de vardı. Sizi suçlamıyoruz, gelin bunu önleyelim, el birliği ile halkı işkenceden koruyalım. Eger insanlara ekmek veremiyorsanu hiç degilse onlan işkenceden koruyun. Bunu yapmak için para. pul, döviz, uzun vadeli plan ve büyük deha gerekmiyor. Bunun için insana saygı ve sevgi yeter. Bundan kaçıyorlarsa bu hükümetten hiçbir iyi şey beklenemez. Biz işkenceyi tüm güvenlik güçleri yapıyor demiyoruz, ama işkence yapılmaktadır. TBMM'nin her şeyin üstünde görevidir bu. Bir komisyon kunılsun Meclis bünyesinde. Nereden şikâyet varsa oraya gidip izlensin. TBMM el koysun diyoruz. ANAP'a sesleniyonım. ÂNAP bu önerünize bayır derse Meclis araştırmasından kaçınırsa burada açıklıyorum, bundan sonra işkencelerden ANAP'ı sonımlu tutanz. Yapılan ve yapdacak ber türlü işkenceden Özal'ı, İçişleri Bakanını, hükümeti ve ANAP'ı sonımlu tutanz. Burada açıklıyorum işkenceye göz yuman, işkence emri veren ve yapanlardan mutlaka hesap sorulacak, yargı önune çıkanlacak." Konya SHP il başkanımn konuşmasından sonra kürsüye çağnlan Erdal lnönü, halktan aldıklan guçle, engelleri aşmanın yollannı bulduklarını, SHP'nin iktidar yürüyüşünün başladığını, bu durumun iktidan korkuya düsürduğünu söyledi. GÜRKAN'IN KONUŞMASI Inönü'den sonra kürsüye gelen SHP Genel Başkanı Gürkan, Türkiye'de 3.5 milyonu aşkın işsiz olduğunu, liseyi bitiren her on kişiden ancak birinin üniversiteye girdiğini, üniversitelerde bilim yapılmadığını belirterek şöyle dedi: "Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı devletin televizyonunda istediği kadar konuşuyor. Bize, bakınız vitrinler dolu, bilmem ne kokusu, Amerikan sigarası var diyor. Ama bir kez olsun 3.5 milyon işsizin acılannı paylaştığını, çalısanlann sonınlanna değindiğini, üniversiteye giremeyenlerin, üniversiteye girenlerin sorunlannı dile getirdigini duydunuz mu? TÜSİAD'a göre 1977'de ücretliler gelirin yüzde 52'sini alırken, 1984'te bu pay yan yanya azaldı. Bu çok ağır bir tablodur. 1979'da 6 kilo pancarla bir litre motorin alan çiftçi, bugün aynı motorini 14 pancarla almaktadir. Buğday için de öyledir. 1979'da bir kilo tanm ilacı 4 kilo buğday ya da 14 kilo pancarla aünırken, bugün aynı tanm ilacı 18 kilo buğday ya da 86 kilo pancarta almmaktadır. Öyle bir Türkiye yaraüldı kı bugün hangi gazeteyi açarsanız açın, kimin nerede hangi alçakça yöntemle işkenceye uğradığım yazıyor. SHP Genel Başkanı olarak şeref sözü veriyorum. SHP iktidan işkenceyi önleyecek ve bunlann hesabım soracaktırî' Bu konuşmalardan sonra Gürkan ve tnönü Ankara'ya döndü. Gürkan, Ankara'ya dönerken TBMM'nin açılışında güvenlik soruşturmalarına ilişkin olarak gensoru önergesi vereceklerini söyledi (Baştarafı 14. Sayfada) yicüerin bir süre "DİSK'e özgürlük" şeklinde slogan atmasma yol açtı. Avukat Ercüment Tahiroğlu ise konuşmasını, "özel emeklilik" konusuna ayırdı. Konuyu uluslararası ve ulusal mevzuat açısından aynntılı olarak irdeleyen Tahiroğlu, "Öıal iktidan, özel emeklilik sigortasını geliştirerek, sosyal güvenlik hizmetlerini kısarak bir anlamda zorunlu sigortalılık sistemini ortadan kaidırmaya çalışarak sosyal güvenlik sistemimizi altüst etmeye çaüşmaktadır" dedi. Toplantıda son olarak konuşan gazeteciyazar tlhan Selçuk, demokrasi ve bağımsızhktan yana güçleri, çok zor görevlerin beldediğini vurgulayarak anayasa ve yasa değişiklikleri, af, işkence konularına değindi. Türkiye'de olağanüstü koşullann sürdüğünü ifade eden Selçuk, "Bugün Türkiye'de işkenceyi örgütlü ve düzenli hak getiren birtakım gizli kuvvetler var. tşkencecilerle işbüiiği içindeler" şeklinde konuştu. ANAP'ın ne ekonomik ne de siyasal anlamda liberal olmadığını savunan tlhan Selçuk, "ANAP, faşist diyemeyecegim, ama faşizan bir partidir" şeklinde konuştu. Selçuk, "Bugün ANAP'ın temsil ettiği güç, ülkemizi kuzeye karşı saldın rampası, İslam dünyasına karşı atlama tahtası olarak kullanmak istiyor" dedi. Ekonomi'de SİGORTA ACENTELİKLERİ VERİLECEKTİR VE İŞKENCECİ İTİRAFLARINA DEVAM EDİYOR Sedat Caner'in yeni itirafları tüm ayrıntılarıyla... • "Altıncı ayda gözleri yara olmuştu.Kimse Hamit Kapan'ın yüzüne bakamıyordu." • "Adamın karısını da getirmişlerdi. Üzerinden bir alay, adam geçirttiririz deyince adam çözülmüştü." • "İşkencede her tecrübelinin yanına bir tecrübesiz verilir." MÇP iiderleri mahkemelik oldu Eski MİT ajanı Mahir Kaynak, çalışma ilkelerini anlatıyor İstanbul tehlikede: İstatistikler ve uzmanlar, yaklaşmakta olan birdepremi haber veriyor. Şehrin cürük semtleri Türkiye'nin en yalancı gazetecisi Ünlü şarkıa Cat Stevens, Nokta'ya anlattı "Müslümanlığım ve yeni hayatım" Huttulık ficıher Denıısı (Baştarafı 1. Sayfada) eden Eldem, af tasansının bu yasama yılı içerisinde TBMM'ye sunulacağı umudunda olduğunu kaydetti. Af konusunda üç ayn alternatif üzerinde çalışmaların sürdürülduğünü bilirten Eldem, şöyle konuştu: "Bildiginiz gibi uzun bir süredir Bakanlığımız af üzerindeki çalışmalarını sürdürmektedir. Affın biçimi ile ilgili halen üç alternatif üzerinde çalışıyoruz. Bu alternatiflerden biri de İnfaz Yasası'nda degişiklik yoluna gidilerek, bir af getirilmesidir. Çeşit Eldem SHP'nin af li alternatifler araştınyonız. Çalışmaların bu yasama yılı içerisinde sonuçlanacagı umudundayım. Çalışmalar sonuçlandıktan sonra affı yasa tasansı haüne getirerek TBMM'ye sunacagız. Umuyomm ki, bu yasama yılı içinde af tasansı Meclis'e sunulur." Eldem, "SHP'nin af önerisini incelediniz mi? SHP'nin af önerisi için ne düşunuyorsunuz?" sorusuna, "SHP'nin af önerisim Bakanlığımız incdemeye almıştır. Bu inceleme sonucunda görüşümüz ortaya çıkacaktır" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear