14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 19 ŞUBAT 1986 Ozetle TELEVİZYON 07.00 Açılış ve Program 07.01 Sabahın Getirdikleri 09.00 Kapanış 17.00 Açılış 17.05 Açık Öğretim Doç. Dr. Mehmel Şahin " lş tdaresine Ciriş", Doç. Dr. Cengız Erdamar "Genel Mufıasebe". Doç. Dr. Enver Özkalp "Davmnış Bılımlerıne Giriş" ve Yrd. Doç. Dr Zulal Balpınar ile Michael Srr.ıth "tngıiızce" denienni venyorlar. Langlois'nın kurduğu Fransız Izmir'in yeni umudu Sînematek'i 50. yıhnı kutiuyor Kültür, Sanat ve İzmir'de doğan Langlois'nin kurduğu Fransız Sinemateki, yıl boyu sürecek şenliklerle 50. yüdönümünü kutiuyor. Langlois için Amerikalı eleştirmen Richard Roud şöyle diyor: "Sinema tarihi o olmadan da yazılabilirdi, ama o olmasaydı sinema tarihini görmek mümkün olmazdı." Kültür Servisi Fransız Sinemateki elli yaşında. Mitterrand hükümetinden epey cömert bir destek alan Fransız Sinemateki, ellinci yıhnı bütün bir yıl sürece şenliklerle kutiuyor. Bugün sinematekin başında Yunan asılh yönetmen Costa Gavras var. Arna Fransız Sinemateki'nin yaratıcısı Henri Langlois'nin savaş sonrası yıllarda fılm arşivleme konusunda hayli yol aldığı günlerde Costa Gavras Paris'te genç bir öğrenciydi henüz. Gerçekten de, Langlois adı Fransız Sinematek'iyle özdeşleşmiş bir simge nerdeyse. Jean Cocteau'nun deyişiyle "hazinelerimizi bekleyen bu koca ejder"in yaşamı, Fransız Sinemateki'nin tarihi aslında. 1977'de 62 yaşındayken ölen Langlois bugün bir efsane artık. Üstelik tzmir kentinden başlayan bir efsane. Çünku Henri Langlois, babasırun bir haber ajansının başında bulunduğu lzmir'de doğmuş. Babası 1914'te askere alınarak Izmir'den aynlmış, ama annesiyle Langlois savaş yıllanm Türkiye'de geçirmişler. Savaştan sonra, bir Fransız harp gemisiyle Marsüya'ya gelmiş Langlois. Sinema tutkusunun ilk belirtileri, Paris'teki lise yıllarmda dersleri asıp sinemaya gidişiyle görülüyor Langlois'da. Sonuçta diploma sahibi olamıyor, ama hiç dert edinmiyor bunu; bir bakıma sinemanın öncüleri arasında yer alan Thomas Edison da diplomasızlardan değil mi? StNEMATEK'tSStMGESI 1977'de 62 yaşında ölen Henri Langlois, bugün Fransız Sinematek 'iyle özdeşleşmiş bir simge artık. Sinematek onun kırk ytlük mücadelesiyle, tükenmeyen sinema tutkusuyla ayakta kalmıs. nın dört bir yanından sinema tutkunlan, bin bir aruyla dolu bu müzeve «ezmeye eeldiler İzmir'de dünyaya gelen HenSinema Müzesi'nde nerdeyse ri Langlois, yıllar sonra Türk Sibütün bir sinema tarihini izle nematekinin kuruluşu sırasında yeniden ülkemize geldi ve Türk mek mümkündu. Melies'in 1900'lerin başlanndaki filmlerin Sinematekinin çalışmalanna de kullandığı gereçler, "Metro önemli destek ve katkılarda bupolis" filmindeki robot, "Dr. lundu. Son olarak, Amerikalı CaUgari'nin Kulübesi'nin deko eleştirmen Richard Roud, Langru, Italyan yeni gerçekçi filmle lois'yla ilgili bir kitap kaleme aldı. Henri Langlois'yı en iyi tarindeki sahnelerin büyütülmüş resimleri, Rudolph Valenüno' nımlayan sözlerden birinin, 'Sinema Tutkusu" adlı bu kitapta nun "Şeyh" filminde giydiği kaftan, Ayzenştayn'ın çizimleri, yer aldığı su göturmez: "Sinema James Dean'in deri ceketi, Ma tarihi Langlois olmadan da yazılabilirdi, ama Langlois olmarilyn Monroe, Greata Garbo ve saydı sinema tarihini görmek Mariene Dietrich'in filmlerde mümkün olmazdı." giydikleri gece giysileri. Dünyagerçekleştirme olanağı buldu. lki yıllık bir çalışmadan sonra, 1972'de Palais de Chaillot'da bir Sinema Müzesi açtı. "BekçVnin galası Eğitim Vakfı 1835 Haberler 18.45 Mutlu Maymunlar 19.13 Üniversite Gençliği3 19.43 Uykudan Önce 20.00 Haberler 20.30 Hava Dunımu 20.45 Kara EjderII Nadya'yı çıngenelere bırakan grup, Moskova'ya gelmce Çor'm askerleri tarafmdan tutuklanır. Ama yolda kaçmayı başartıiar. Pvart onîan bir arkadaşınm evine gölurOr. Kif başlamak uzeredir Mııya'nın yarüımıyia kışlık gıyeceklerım hazırlarlar. Bölgede Talarlar köylerı yakıp yıkmaktadır, Çar'ın askerleri de peşlermdedır, bu yuzden emniyeıte olabilmek için Volkof adında bir Kazağm kalesıne sığmırlar, ama onlart kötu bir sürprtz bekiemekıedır. Geçen yüzyıl ortalannda, levanten egemenliği altındaki tzmir'in kültür yaşamı çok zengindi. Bugün bir sanat kuraklığı yaşayan kent, kurulan "Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı" ve düzenlenmesi tasarlanan "Uluslararası İzmir Kültür ve Sanat Festivali'yle eskiye dönme çabası içinde. ÜNER BİRKAN İZMİR Bir kentin külture, sanata yakmiığıru neyle ölçersiniz? O kentte yaşayanlann kültür ve sanat etkinliklerine, kurumlanna gösterdiği ilgiyle değil mi? Bu ölçüye vurulduğunda, lzmir kentinin "yakınlık ve ilgi nottT'nun hangi düzeylerde beürlenebileceğini söyleyebüir misiniz? Bu kentte, otuz yıla yakın geçmişi olan bir Devlet Konservatuvan'nın, on yılı askuı süredir etkinliklerini aralıksız sürdüren bir Devlet Senfonisi Orkestrası'nın, bir Devlet Opera ve Balesi'nin, Güzel Sanatlar Fakültesi'ne bağlı müzik, tiyatro bölümlerinin, bir Devlet Resim ve Heykel Galerisi'nin, yepyeni bir arkeoloji müzesinin bulunduğunu, sokaktaki adam değil, ama az çok eğitim görmuş Izmirlilerden kaçta kacı bilir, doğru değerlendirir dersinız? Sözgelimi Adnan Saygun'un, Gülşen Tarn'nun, Turgut Pura'mn... adlannı hangileri iyi bilmektedir?Oysa, geçen yüzyılın ortalarında, levanten egemenliği altındaki tzmir kültür yaşamı hiç de öyle değümiş. Bakınız, "Kırk Yıl" adını taşıyan amlannda Unlü romancımız Halit Ziya Uşaklıgil neler yazıyor: "Rıhbmda mutlaka bir Italyan operası, yahul bir Fransız operet knmpanyası, vakit vakit ber ikJ dilde dram ve komedi gruplan bulunardu ve biz üçbeş dost bunlann gedikli müşterileri idik. Bu sırada bende meydana gelen musiki merakı beni daha çok opendaria operetlere sürüklerdi; muhakkak haftada nç beş geceyi bnralarda geprmek için Yoknsbaşı'ndan nhtıraa kadar yüriiyordum." Kuruluş hazırlıkları hemen hemen tamamlanan "tzmir Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı" İzmir'in bugünkü sanat kuraklığını giderme amacını önde tutuyor 5 Aralık 1985 günü törenle imzalanan vakıf senedinin S. maddesinde, vakfın kuruluş amacı böylece beürtiliyor: "Kültür ve sanatın aıaştırılmasına, incelenmesine, oluştumhnasına, öğrenilmesine, oğretilmesine, korunmasına, kitlelere yaygınlaşunlmasına yönelik her türlü girişimde bulunmak." Kuruculan arasında tzmir Valiliği ile Büyükşehir Belediye Başkanhğı'nın da yer aldığı vakıf, en başu "tzmir Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali'nin gerçekleştirilmesi ve düzenli olarak yürütülmesi" amaanı önde tutuyor. tstanbul'daki Uluslararası Festival'e bir ölçüde benzer bir "tzmir Festivali"ni en kısa zamanda İzmir'de ve yakın çevresinde düzenleme konusunda, Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı ile işbirliği kurma ve geliştirme çalışmalanna öncelik veriyor. 5 aralık günü yapılan imza töreninde, Sayın Nejat Eczacıbaşı, Sayın Aydın Gön ve Sayın Mükerrem Berk'in de hazır bulunmuş olmalan, bu çalışmayı çok ciddi ölçttler içinde tuttuklarının belirtisidir. Sanırım, pek yakınlarda, tzmir'in en eski çağlardaki ve geçen yüzy.lki sanat, kültür canlthğına benzer bir mutlu kıpırdanmaya tanık olabileceğiz. Vakjf kunjculannın, 8 şubat akşamı yeni Arkeoloji Müzesi'nin Hazine Dairesi'nde büyük bir özveriyle düzenledikleri arp resitaJinde bu çaJgının önde gelen temsilcilerinden Sevün Berk'i dinlemek, benim için çok tatlı bir sürpriz oldu. Arpın, bu narin, sevimli, duygu yüklü calgının yarattığı olağanüstü etki açısından olduğu kadar, değişik bir atmosferde duzenlenen bir resitale susamışhğuı giderilmesi bakınundan da ilginç, hoş bir sürpriz. Vakıf kuruculanrun, konserlere, resitallere uygun, alışılmadık ortamlan böylece bulup çıkarmakta da öncü olacaklannı umuyor, onlan gönülden kutluyorum. Alı Özgentürk'ün son filmi "Bekçi"nin galası, 24 şubat pazartesi günu saat 21.00'de Har. biye'deki Konak Sineması'nda yapılacak. Müjdat Gezen, Guler Ökten, Halil Ergün, Macit Koper, Orhan Çağman ve Insan Yüce'nin başlıca rollerini paylaştıklarıjüm, Orhan Kemal'in ünlü romanmdan Işıl Özgenlürk tarafmdan senaryolaştu Faruk Cimok sergisi Faruk Cimok son resimlerini 5 marta kadar Ankara'daki Siyah Beyaz Galeri'de sergiliyor. 1956 Reyhanh doğumlu olan sanatçt 1979'da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Devrim Erbil Atölyesi'ni bitirdL Çimok, çocukluğuyla gençliğini geçirdiği Hatay ili yöresini ve insanlannı resitnliyor,. resimlerinde Anadolu insanma ağırlık tanıyor. 21.45 Saray ve Tarih5 Daha önce belgesel tamtımı yaptlan saraylanmızın yam sıra, bunlara bağlı köşkler, Malta, Çadır, Aynalı Kavak, Kuçuksu tanıtılıyor. Tanhı olayiar arastnda ise; Sultan 2. Abdulhamıı'tn son günleri ve Olumu yer alıyor. Şan resitali Ayşe llknur Kafkasyatı, 21 şubat cuma günü 18.30'da Avusturya Kültür Oflsi'nde piyanist Alp Ulusoy eştiğinde bir şan resitali verecek. Kafkasyah bu resîtalin, de, Mozart, Brahms, Schubert, . Schumann, Richard Strauss, Gri\ eg, Puccini, Lincke ve Lehar'm' s yapıtlannı seslendirecek. 22.35 Uzay5 Senatur olmak tçın çaliftnalanna başlayan Norman Granı Ptnny'e birhkıe çalifmayı teldıfeder. Penny Finertyİe bırlikte hızlı bir kampanyaya girişir. Alman bilginlerın eşlermi de yanlarına getırtmeye çaltşan Stanley Dteier'ın, Lıesi'la evlendtğıne daır htçbir kayıt bulamaz, dolayısıyia Lıesl'a getırıemeyeceğını soyler, bu durum karşısmda Dıeıer Almanya'ya dönmek ıstemektedir. Dtğer taraftan Amenka'da Almanlara karş: lepkıler başgosterir. 23.25 Haberler 23.30 Kapanış Yeni bir çocuk oyunu ,7 İZLEYİCİ GÖZÜYLE Makasa dikkat! 8 Şubat 1986 cumarlesı gecesi leleviıyonda gusterilen "tstasyon" adlı fllmde, ıkı kahramamn söyleşttklen uzuncu bir sahne kesildi. Hem de nıçin? O sahnenın fon mUziğinde Livaneli uslamn "Efkıya Dünyaya Hükumdar Olmaz" ezgısi çalınmakta diye.. Çağdaş ozanlarımızdan. çağdaş turkuierden bu denlı korkmak mye? Ayıp oluyor beyier. çok ayıp oluyor. Makası tartarken bıraz daha denge laıfen.. Memet Saltoğlu/KangalSIVAS RADYO T R T I 05.00 Açılış, program ve kısa haberler. 05.05 Ezgı kervanı 0SJ0 Solıstlerden birer şarkı. 06.00 koye haberler. 06,10 Gunaydın. 07J0 Haberler 07.40 Gunun içinden. 09.40 Arkas yarın. 10.00 Kısa haberler. 10.05 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Okul radyosu. 11.45 Hafıf muzık. 12.00 KIM haberler. 12.05 Reklamlar 12.10 Turkçe sözlü hafıf muzik. 12J0 Türk halk müziği özel progjamı. 12.55 Reklamlar ve radyo programlan. 1100 Haberler. 13.15 Müzik. 13J0 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Türkuler. 15.00 Kısa haberler 15.05 Ögleden sonra. 16.00 Kısa haberler 16.05 Okul radyosu. 16.45 Hafif muzık 17.00 Kısa haberler. 17.05 Köyumüz köylümuz. 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar. 1S.00 Çocuk bahçesı. 18.15 Haftanın çocuk sarkısı. 18.20 Hkaz fash. 18J0 Hafıf müzik ve reklamlar. 1».OO Haberler ve olaylann içinden. 20.0» Yurttan sesler. 2t3O Yeni bestelerımız. 21.00 Kısa haberler. 21.02 Radyo lıyatrosu. 22.00 Turküler geçidi 22J0 Küçüıc konser. 22.40 Şarkılar. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenın içinden. 00.55 Günıln haberlerınden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0505.00 Gece yayını. T R T I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07J0 Haberler. 07.40 TOrküJer ve oyun havaları. 08.00 lki solislten şarkılar 08.30 Sabah konseri. 09.00 Turküler. 09.15 Çocuk bahçesı. 09.30 Çeşitli muzik. 10.00 Sarkılar. 10.20 Turküler geçidi. 10.40 Tarıhimizden ponreler. 11.00 Kadınlar toptuluğu. 11J0 Hafıf müzik. 11.45 Turküler. 12.00 Sarkılar. 12J0 Çeşitli sololar. 12.45 Türkçe sözlu hafıf müzik. 13.00 Haberler. 13.15 Hafıf muzık. 13J0 Kuçılk koro. 14.00 Bir album. 14J0 Yabancı dil dersi 1530 Oda müzigi. 16.00 Bilerek dınleyelim. 16.20 Arkası yann. 16.40 Turküler geçidi 17.00 Uşsak faslı. 17J0 Kuçük konser. 18.00 TUrkuler ve oyun havaları 18J0 Bilım ve teknolojıde yeni ufuklar. 1830 Çocuklar şarkı söylüyor. 19.00 Haberler ve olayların İçinden. 20.00 Beraber ve solo sarkılar. 20J0 Yabancı dil dersı 21.30 Yurtlan sesier 22.00 Çeşiıli muzik. 22J0 Bir roman / bir yazardan hikâyeler. 22.45 Turküler. 23.00 Haberler. 23.15 Beraber ve solo sarkılar. 23.40 Hafıf muzik. 23.55 Çarsamba konseri 00.55 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Hafıf müzik. 07.30 Sabah konseri. 08.00 Sabah ıçın muzik. 09.00 Haberler. 09.12 Müziklı dakikalar. 10.00 Tempo. 11.00 Ögleye doğnı. 12.00 Haberler. 12.12 Gunun konseri. U.OO Beraber ve solo sarkılar 13.30 Turk halk muzığı toplu programı. 14.00 Konser saatı. 15J0 Caz muzığı. 15.55 Haftanın çocuk şarkısı 16.00 Turk halk muzığı toplu programı 16J0 Ikı sohstten sarkılar. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler ıçin. 18.00 Stüdyo FM. 19.00 Haberler 19.12 Muzik dunyasından 20.00 Her hafta sızlerle. 20JO Caz dünyasından. 21.00 Muzik bilmecesı. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getırdiklen. 23.00 Bir konser. 0030 Gece ve muzik. 01.00 Program ve kapanış. Ankara Çağdaş Çocuk Tiyatrosu, "Ormanların Barış Ateşi" • adlı çocuk oyununu Eti Sanat Merkezi'nde sergüemeye başladu Uluslararası Barış Yılı dolayısıy . la hazırlandığı bildirilen oyunu > Adem Atar yazdı, Ali Artaş yö . netti Müziğini Gokmen Yanık 'ın gerçekleştirdiği oyunda Figen Özdereli, Gokmen Yanık, Gülçin Günçiçek, Suri Kaynar, Ramazan Ulusal, Tuncay Özkan, Yalçın Kutluata ve Yaprak Oktay rol aüyorlar. Oyunda birbirlerine üstünlüklerini kanıtlamaya çalışan bozayılarla karaayıların barış ateşi sayesinde barışmaları anlatıhyor. B a n y o küvetindeki arşiv Bir süre bir basımevinde çalışan Langlois, çok geçmeden bir film dergisi yayıncısını, eski fihnlerin korunması gereküğine inandınyor. Yayıncı, Langlois ve arkadaşı poster çizimcisi Georges Franju'ya buldukları eski filmleri satın almaJan için arka çıkıyor. Alınan filmler evdeki banyo küvetinde saklanıyor. Film koleksiyonunun genişlemesiyle birlikte, film gösterimleri yapılan bir dernek kuruyorlar. 1936'da Fransız Sinemateki'nin tüzüğü imzalanmıştır artık. Savaştan sonra Henri Langlois, elindeki filmlerin listesini Hollywood stüdyolanna bildirdi. Ayrıca Avrupa, Doğu, Sovyetler Birliği ve Güney Amerika'daki şirketlerle dostça ilişkiler kurdu. Hiçbir aymm yapmadan film toplamıştı Langlois. Lumiere Kardeşler'in ilk öncü denemelerinden Üçüncu Dünya Ülkeleri'nin deneysel çalışmalanna ve geçmişin ve o günlerin gişe rekoru kıran fıhnlerine kadar. Nitekim, Fransız sinemasının yeni eleştirmen kuşağı ve Yeni Dalga akımımn genç yönetmenleri Jean Luc Godard, François Truffaut, Claude Chabrol bu görkemli hazineden yararlanarak filizleneceklerdi. Fransız Sinemateki 1968'de ağır bir bunaiım geçirdi. Langlois'nin sinematek karargâhı ve sinema salonu Palais de Chaillot'daydı. Bina devlet malıydı ve devlet Langlois'nin tasarılarına buyük ölçüde parasal katkıda bulunuyordu. Langlois'nin, sinemateki bir "diktatör" gibi keyfince yönettiği yolundaki dedidokular, 1968 şubatında De GauUe'ün Kültür Bakanı ve ünlü yazar Andre Malraux'nun Langlois'yı Fransız Sinematekinin başından uzaklaştırmasına yol açtı. Haber, Fransa'nın kültür yaşamında bomba etkisi yaptı. Gerek sağdaki, gerek soldaki gazeteler Kültür Bakamnı bu kararından ötürü topa tuttular. Ülkenin bütün saygın sinema sanatçıları ve yazarları protesto bildirileri yayımladılar. Palais de Chaillot'nun önünde toplanan göstericiler, binayı koruyan polisle şiddetli çatışmalara girdiler. Hatta bu çatışmalar, bir bakıma 1968 Mayısındaki öğrenci ayaklanmasına öncülük bile etti. Ardından, aralannda Chaplin'in de bulunduğu yabancı yönetmenler, oyuncular ve yapımcılar, Langlois'ya verdikleri fibnleri geri alacaklanru bildirdiler Mal raux'ya. Kültür Bakanı, bütün bu baskılara dayanamadı ve Langlois'ya görevini geri verdi. Ne var ki, de Gaulle hükümetinin Langlois karşısındaki bu kuçültücü yenilgisinin olumsuz bir sonucu da oldu. Hükümetin Sinemateke yardırrunda epeyce bir kesinti yapılınca, Langlois kurumu ayakta tutabilmek için dışanya iş yapmak zorunda kaldı. Makaleler yazdı, konferanslar verdi ve film şenlikleri ve kulüpleri için programlar duzenledi. ABD'den Amerikan Sinematekini kurması için bir öneri aldı, öneriyi görüşmek için New York'a gitti, ama bir sonuç çıkmadı. Buna karşıiık, ne zamandır kafasında olan bir amacını Çatı Müzik Stüdyvsu Amatör müzik gruplannın çalışmalanna yönelik bir müzik stüdyosu Bahariye'de açıldu Güven Erkin Erkal, Metin Gören, 'Tuncay Gündüz ve Giiner Hasanoğlu isbirliğiyle kurulan "Çatı Müzik Stüdyosu" genç gruplara çalısma ve konser verme olanaklan sunmayı amaçlıyor. Halen içlerinde "Deşarj", "Meridian' 8763", "Riff", "Dizel", "The, Seasons " gibi yeni yeni tamnmaya başlayan grupların da bulunduğu 15 kadar topluluğun çauş • tığı "Çatı Muzik Stüdyosu "nun adresi şöyle: Bahariye Caddesi, Iğri Çavuş Sokak Na 26 Bahariye. "Yüzyüze"de çağımızın insanı yurgdanıyor Olcay Poyraz ve Dinçer Sümer'in oynadıkları, yine Sümer'in sahneye koyduğu oyun Sovyet yazarı Aleksandr Gelman'ın. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Son yıllarda yazdığı iki kişilik oyunlannda geniş kitlelerin sorunlannı iki kişi arasında paylaştıran Aleksander Gelman, bunlardan "Yuzy üze"de çağımızın insanını yargılıyor. Gelman bu yargılamayı, Yeni SahneMe oynanmaya başlanan "Yiizyüze^ 'de 20 yıllık evlilikten sonra aralarında çıkan tartışmayla görünuşte birbirlerini yargılayan Nataşa ve Andrey'e yaptınyor. Genellikle kalabalık kadrolu, çoksesli sahne yapıtlannın yazarı olan Gelman, 1981 ve 1982 yıllarmda art arda yazdığı iki kişilik oyunları "Yüzyüze" ve "Bankta tki Kişi"de çağımızın beraberinde getirdiği sorunları yoğun bir dramatik gerilim içinde iki kahramanıyla yansıtıyor. Gelman'ın iki bölümlük "Yüzyiize" adlı oyununu düimize Belgi Paksoy çevırdi. Dinçer Sttmer ve Olcay Poyraz'ın rol aldığı, Dinçer Sümer'in yönettiği oyunun dekorunu Settel Çetiner, kostümlerini Se\gi Türkay, ışık düzenini ise Hikmet Peker hazırladı. Oyunun yönetmeni ve Münip Özben resim sergisi .; • BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ SSCB Komünist Partisi merkez komitesinin eski sıyasi biirosu. 2/ tmkân.... Ateş. 3/lnce pide halinde ekmek... Kayak. 4/ Pamuk, >1in gibi şeyleri eğirmekte kullanılan araç... Bir gıda maddesi. 5/ Şenliklerde caddelerde kurulan süslü kemer... Bira ve şarap taşımakta kullanılan kuçük fıçı. 6/ lyiden iyiye anlamında bir sözcük. 7/ Bilimsel araştınnalarda kullanılan bir deney hayvanı. 8/ Çinkonun simgesi... Kuzusesi.... Ceylan. 9/ Tektanrıcılık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çoktanrıcılık. 2/ Normal... Lirik Japon dramı. 3/ Yanardağın püskürttüğü erimiş madde... Uygun. tıpatıp gelen. 4/ Ayak direme... Molibdenin simgesi. 5/ Üstü kapalı bir biçinıde söylenen iğneliyici soz... Yosma. 6/ Berkelyumun simgesi... Tiyatroda sahne. 7/ EMvan edebiyatında dört djzeden oluyan bir koşuk. 8/ Bir çeşit füze... Alma, kabul etme. 9/ Dinlenme salonu. HESAPLAŞMA ÖYKÜSÜ Olcay Poyraz ve Dinçer Sümer, ilginç bir hesaplasma öyküsii olan yüze"de, 20 yılhk evli bir kankocayı canlandırıyorlar. oyuncusu olan Dinçer Sümer 20 yılhk evlilikten sonra çıkan bir tartışmanın işlendiği "Yiizyüze" yi şöyle anlattı: "Andrey ve Nataşa 20 yılhk evlilikten sonra çıkan bir tartışmayla, eyliliklerinin ve birbirlerinin eleştirisini bir gecede yaparlar. tlginç ve çatışmalı bir biçimde gelişen tartışmayla, yanlişlarla ve kırgınlıklarla geçen 20 yılın dökümü gerçekleştirilir. Çatışma Uerledikçe ikisi de geçmişe kendi vicdanları ve görüş açıları doğnıltusunda yeniden dönerler. tkisinin de hakh ve haksu olduklan yonler vardır. Ama zamanında değerlendirUmeyen bir çok küçük olay bu büyük patlamaya neden olan bir birikimı yaratmıştır. Çiftin birbirini yargılayıp kendi kendileriyle yüzleşme sırasında yargüanan, aslında çağımızın insam. Bu yargılama, izleyen 'Yüz insanı da kendisiyle yüzleşmeye itiyor!' Yönetmen Dinçer Sümer, "Yüzyüze"nin çok sağlam ve ustalıkh bir oyun olduğunu, metni sahneye koyarken yazarla çok iyi anlaştığım belirtirken oyuncu Dinçer Sümer de, "Andrey rolünün 25 yıllık tiyatro yaşamıoda sevgiyle ve sevinçle oynadığı rollerden biri olduğunu" söylüyor. Ekspresyonist ressamlardan Münip özben, 17. kişisel sergisini Ankara'daki Yaranm Sanat Calerisfnde açıyor. Sanatçmm yağ . hboya yapıtlannın yer aldığı sergi, 19 şubat 19 mart arasında \ gezilebilecek. Sanatçı sergi boyunca birer gun arayla retros pektif slayt gösterileri sunulacak. Attüa „ : M anizade Salieri rolünde • : çok beğenildi 1 Aysu Koçak'uı "Çevremi Saran Nesneler" Seıgisî İlk kişisel sergisini 1984 'te açan sanatçı, kocası ressam Kasım Koçak'la Maltepe Ressamları diye anılan gruptan. Istanbul Maltepe'de ilk atölyeyi açan sanatçı karıkocanın izinde giderek aynı semtte atölye açan pek çok genç ressam var şimdi. ANKARA, (Cumhuriyet Biırosu) Ressam Aysu Koçak Ankara'da Turkuvaz Sanat Galerisi'nde açtığı "Çevremi Saran Nesneler" adlı sergisinde yer alan resimlerinde "Nesnelerin görüntüleri ardındaki gizemli drvinimleri yansıtmayı amaçladığım" söylüyor. Natürmort çalışan Koçak resimlerinde esin kaynağının ağaçlar, çiçekler, meyveler olduğunu belirterek "Kimi de çevremi saran nesneler. Bunların birçoğu canlı mı canlı... Hani eve ilk geldiklerinde sahne ortasındaymış gibi ışıklar altında duran, ama sonra sessizce kenara çekilip bakmadan da görülen, dokunmadan da ellenen, bilmeden de sevilen eşyaaklar. Onlar da benim için en az öbürleri kadar canh" diyor. İki yıldır natürmort çalıştığını söyleyen Aysu Koçak, resmini yaptığı nesnelerin kendisi için ölü ohnaktan pktığını belirtiyor. Koçak nesnelerin resmini yapmaktan zamanla büyuk bir tat almaya başladığını vurgulayarak şöyle konuşuyor: "Benim için natürmort yalnızca ölü doga değil. Nesnelerin benim için taşıdiklan anlam görii1955'de Sıvas'U doğan Ajsu Koçak, 1972'de girdiği Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Neşet Günal ve Özdemir AlUn ile çahştı. Devrim Erbil atölyesinden mezun olan sanatçı katıldığı bir çok karma sergiden başka ilk kişisel sergisini 1984'de tstanbul'da EDPA Sanat Galerisi'nde açtı. Ankara'daki sergisi ikinci kişisel sergisi olan Koçakın bir özelliği de, lstanbul'da Maltepe Ressamları diye tanınan gruptan olması. Yaşamlarım Maltepe'de açtıkları atölyelerde yalnızca resim yaparak sürdüren bu genç ressamlardan biri olan Koçak, kendisi gibi ressam olan eşi Kasım Koçak'la Maitepe'deki ilk resim atölyesini açmış. Koçaklar Maltepe Ressamları'nın ortaya çıkışuıı ve özelliklerini şöyle anlatıyorlar: "Biz atölyemizi açtıkUn sonra yanımızda çalışan ögrenciier de okuUannı bitirip Maltepe'ye yeriestiler. BunJan başka ressamlar da iztedL Öyle bir noktaya gelindi ki, genç ressamlar "Maltepe'da atölye açarsak resim yapmayı sürdürebiliriz" görüşünü benimsediler. Bugün 20 kadar genç ressam burada yaşamını resim yaparak kazanıyor. Akademik eğitim gören ya da gönneyen bu genç ressamlann arasındaki ortak yön aynj anlayışı benimsemiş olmalan degil, resim disiplini açısından ortak bir yöntem izleraeleri. Maltepe'de toplanmanın yaran ressamların karşıiıklı olarak birbirlerini etkiiemeleri, bu dostluk ortamı içinde yalnızca resim yaparak geçinebilmenin mümkün olması." HAVA DURUMU UUH InUMl İDM* Parçalı Bulutlu Cok buluOu YıCmurkj ir r r ir w TT V MNU MIHn BDmM TUKM MMU •tUMMOl BİMK UMSH M*U MU • n Pvcau txılutlu Yajmürn, S«H Pırcau bulutlu YaOmuflu Sıslı Y^iTkjrlu Pvçaü buhiOo Cok bulutlu Sıslı Cok bulutlu r r •ir rr •r M W ir AMSTEftDAU ÂTİNA BAĞOAT BCLGRAD BERLİN BONN BHÛKSEL CENEVRE CİDOC : ParçaJı bukıllu : Co« bulutlu : Acık . VaOmufiıj ; Ka' yaOıSlı : Kar yajışU : kt bulutlu : Kı yaO<s»ı : A2 bulutlu 5° 13° • 18° 1° S° 5° 3° 4° 22° FMNKFURT GİRM£ : *x yajışlı : A2 buluCu 5° 19° KAHlftE KÖLN UONDRA MADRİO UOSKOVA UUNİH WEW YOHK OSLO PARİS RİYAO ROIM SOFYA $AM TBLAVtV TOKVO TRABLUSGARP: : Seiı 18° r r r r r ir 4* •1* w ir ir r r : Çok buludu 2° : Cok bukıtlu 0° : Yijmurk, 9° : Kar yauısıı 12° . Kar ya0,şlı 5° : Kar yatışlı 1° : COK buluOu 2° • Parcu bulutlu 2° : Acık 17° : Cok bulutlu 12° . Solı 2° : Açık 16° : Apk 19° : Pvçali bulutlu 10° Ai OüluHu 14° ZÛRİH : K» »afjıs, 6° ÖLü DEĞİL Aysu Koçak, genellikle natürmort çabşıyor, ama resmini yaptığı nesnelerin ölü olmaktan çıktığını belirtiyor. lenin ardındaki devinimleri. Eski bir koltuk beni etkiliyor. Bu koltuğun resmini yaparken yalnızca görüntüsünu yansıtmaya değil, çoktan yok olup giden sahibinin )aşantısından iJer vermeye çaljşıyorum. Benim için bir elma gün ortasının sıcağını, bir armut sonbahann büznünıi taşıyor. Resmini yaptıgun bir manolyanın benim gözümdeki anlamı saflıgnı, temizUgin simgesi oiması. Yaptıgım resimlerde nesnelerin gorunlulerinin ardındaki bu gizemli devinimleri yansıtabilmek, sandıktan çıkan bir örtunün resmini yaparken resme bakacak olana sandıgın kokusunu duyurmak istiyornm." f V f •taorotoi/ Oml UvdürtüQund»n thntn bllçlr* g6n, yunjun çun»y » bttı kttlmltri parçak çok bulutlu, Ounf Eg* Um Batı Âkıfniı r»Ö'5" *ı6*' r v f v pvçMh u bulutlu g»ç»cak. N n m n N* )furtun lc knlmltrtndt ns gârtitoca*. HMfA SICAKUĞI: Ârtmty aMm Mfeca*. RÛZOİR Günty n btı y6nlfd*n MH. a n « ı n ora kumtfr. bmtı bö)g»lwlml2d* kumrtlc» H K M D«fl«2İ*nte. ktbl* ra krOottan 35, tmmmn aman 6, uttlm 1021. w ı w z*mmn 28 dmnlz mttı hızit I M M t OEN/Z: Htrmmntn doğusu II* Bttı Ktrtdtntı y»4<*h alğtr cHnlıHtimıı pwç*h u buhıtlu gmç*C0k Dtnlz mutmdll 2Mm»n zaman kMba dalgtlı olup gorut uzakhiı 10 km . r*İ'f *nında 35 koı. dolmyındM o/acak. Vtn Go/u'n<J» h m ı/slı gfctk. Ruzgâr gunty ra totı y6nHtx3*n hmtlf. ırt ıır» ort* k u n a ı n • « • € • * . Go/ kOçük dtlçatı olup gSruş uıakhçı 25 km. dotmyındt oltctk. Kültür Servisi Fransa'nm Metz kentinde sahnelenen RimskyKorsakov'un "Mozart ve Salieri" adlı operasında Salieri. rolüne çıkan tstanbul Devlet . Operası sanatçılanndan, bas At. tila Manizade, Fransa'nın unlü • "Le Monde" gazetesinin yazarı " • Jacques Lonchamfın "Amade • us'u Düzeltmek İçin" başlıkh ya • zısında övüldıi. Lonchamt'ın 15 şubat cumartesi günkü gazetede yayımlanan yazısı şöyle: '. "Tam 200 yıl önce, 1786 yıiının şubat ayında Schönbrunn Şatosu'nda Mozart'ın "Tiyatro'" müdürü" ve Salieri'nin "ÖnceMüzik, Sonra Sözler" adlı operalan, yani Alman ve İtalyan, müzigi arasında garip bir savaş. sahneleniyordu. Her zamanki kurnazlığıyla," Metz Tiyatrosu Müdürü Andre' Batisse, bu yıldönümünden ya' rarlanarak Forman'ın filmiyle ölümsüzleştirilen bu iki bestecinin yapıtlarını bir araya getiren bir gösteri sundu... Geceyi bütünlemek için, Rimsky. Korsakov'un Puşkin'den uyarladığı 'Mozart ve Salieri" operasın i dan da bölümler sunulması gerekmekteydi. (Mozart'ın Salieri tarafından öldüruldüğü tezini ilk kez Puşkin ortaya atmıştı, ama "Amadeus"dakinden farklı nedenlerle). RimskyKorsakov'un yapıtın : da hava değişiyor ve Çaykovski • ye çok yakın, ateşli bir romantik . havaya giriliyor. Ne yazık ki, Attila Manizade'nin (Salieri) ve ' Martyn Hill'in (Mozart) harika bir biçimde ve Rusça söyledikleri metin Fransız dinleyicisini biraz ' şaşırtıyor ve Lyon Operası'nın bazı güç metinler için yaptığı gibi çeviri gerektiriyordu. Bu eğitici, çok alkışlanan gösteri baş ka kentlerin sahnelerinde oynan < mayı hak ediyor"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear