01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 ŞUBAT 1986 HABERLER CUMHURÎYET/11 Çırak öğrenci çahştırana Emiroğlü, sanayide eğitimi Cumhuriyet'e anlattı Rumlara uyarı 'ORTAKLJK KONSEYİ'NE OLUR'DAN SONRA vergi muafiyeu çilmez olduğunu gördüm. Bu mesele ihmal edilmez. Bu konuya biz eğilmek zorundayız. Nüfusumuzun büyük bir kesimi örgün eğitim sistemi dışında kalıyor. Sadece ilkokul tahsilini, belki de mecbur olduğu için kazanıyor. Tahsil düzeyini yükseltmek ve herşeyden önemlisi bunlan bir meslek sahıbi yapmak zorundadır devlet. Koluna bir altın bilezik takmak zorundadır. Bunu nasıl yapacak? Bunu yapacak sistem nedır? Bugün Türkiye'de bunu yapacak sistem, çıraklık eğitimi, yaygın eğitim ya da halk eğitimi sistemidir. Bugün bu eğitim şeklinin etkili olmadığını göriiyoruz. Halbuki, esasta vatandaş oraya geldiği zaman, belli bir yaştaki insan sosyal güvenliğinin ne olacagını bilmelidir. O kurslan bitirdiği zaman unvanının ne olacagını bilmelidir. Bir de bizim halkımız unvamna düşkündür. Kendisine belli bir sosyal statü ister. Vatandaş burayı bitirdiği zaman sosyal statüsünün ne olacagını bilmelidir. Diplomasının ne olacagını bilmelidir. Yani sosyal güvenlik, sosyal statü, unvan ve diploma belli olmalıdır. Bunun altyapısı Türkiye'de nasıl saglanacak? EMİROGLU Bunun altyapısı Türkiye'de var. Var da bunun orgarıizasyonu, sistemi kurulmamış. Mesele âstemdir. Çok söylüyonım bu sözcüğü; sistem, sistem, sistem. Sporda bunu kuracağız, göreceksiniz. Çok güzel bir yasa tasansı çıkıyor ortaya. Mesela, bütün faktörlerini aldık sporun. Eğitimden, orta kademeden, üst kademeden, akademik eğitim ve spor sağlığı dahi bu yasa tasarısında var. Spor eğitimini bir sisteme bağladık. Sporcu eğitimini bir sisteme bağladık. Kulüplerin durumunu bir sisteme bağladık. Spor olayınm teşviğini bir sisteme bağladık. Spor organizasyonunun örgütlenmesini ilçelere kadar indiriyonız. Fabrikada staj yapan öğrencinin sigortalanacağını, işletmenin de destekleneceğini belirten Emiroğlü, "Yaygın halk eğitimi sistemi sonucunda diploma, sosyal güvenlik ve sosyal statü belirlenecektir. Böylece eğitime olan ilgi de artacaktır" dedi. ÜMtT ASLANBAY ANKARA Bakanhğa geldiginden beri hep "sistem"den söz açtığını bildiren 5 aylık Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroflu, Bakanhğını Cumhuriyet'e anlattı. Türkiye'de eğitimde esas sorunun "Okullasmada" olduğunu ve bunun da köylerden çok şehirlcrde yaşandığmı vurgulayan Emiroğlü, "Milli Eğitim'de çok şey olacak. Yeni bir sislem gelecek: Sanayide egitim. Bunu yerinde incelemek üzere Almanya'ya gidecegim" dedi. Metin Emiroğlü, milli eğitim sorunlarından zorlanmadığını öne sürerek, Türkiye'de çağdaş eğitimin hiç olmazsa elit eğitimi yapılan fen liseleri gibi okullarda kurulması gerektiğini bildirdi. Bakan Emiroğlü, Cumhuriyet'in sorularına şu yanıtlan verdi: Sanayide eğitim projesi izerinde çalışıyorsunuz. Bu ko•nda yasa tasansı haztriıklan hangi aşamada? EMİROĞLU Sanayide eğitim projesi üzerinde halen çalışryoruz. Spor Kanunu'ndan sonra bunu da Mecüse sevkedeceğiz. Sistemleri değiştireceğiz, köklü değişiklikler yapacağız. Fabrikasında çırak ögrenci çahstırana birtakım vergi muafiyetleri getirilmesi gibi mi? EMİROGLU Evet, bu da var. Fabrikada öğrenci, stajını yapacak. Devlet ona sosyal sigorta tedbiri getirecek. Fabrika yeri temin edecek, belki hocasım verecek. Fon kurulursa, devlet bu fona katkılarda bulunacak. Biz de işletmeleri destekleyeceğiz. Bütün bunlan ileride yapacağız. Siz Bakanhk kolloguna oturdugunuz zaman nasü bir işkyiş bekliyordunuz, nasıl bir Bakaahk buldunıu? EMİROGLU Milli Eğitim'de geçirdiğim beş ayda oldukca net tablolar yakaladım. Meselâ, teknik eğitim ihtiyacımn vazge Denktaş: Süper güçlere başvuru çözüm değil tZZET R1ZA YALIN AET Dışişleri Bakanları 'nın Türkiye ile Ortaklık Konseyi toplantısının gerçekleşmesine karar vermesi, siyasi açıdan "kapıyı aralama" olarak yorumlanıyor. Denktaş BM Genel Sekreteri'nin gaişimleri engeUenmemeti AET kapıyı açü, aıııa eşikten taşı kaldırmadı başJı en somut gelişme de budur. Çnnkü, söz konusu 'olur', 12 Eylul müdahalesinden bu yana dondurulmuş olan AnkaraBrüksd ilişkilerinin artık normalleşme yoluna girdiğini çok açık bir biçrmde ifade etmektedir. Yani, attı yıldır kapalı olan kapı açılmıştır. AET bakanlannın Luksemburg karannda, Ortaklık Konseyi'nin, Türkiye'nin istedigi gibi, gündemsiz ve 'esas olarak siyasi nitelikte' degil de daha teknik bir düzeyde ve bütün konular teker teker ete alınarak gerçekleşmesinin vurgulanması ise Ankara'nın dezavantajıdır. Bu dezavantajlar şu noktalarda yofunlaşmaktadın Ortaklık Konseyi'nin hazırlık müzake HADt ULUENGİN LÜKSEMBURG Lüksemburg'da önceki gün toplanan AET dışişleri bakanlannın Türkiye ile Ortaklık Konseyi'nin gerçekleşmesine karar vermeleri "siyasi açıdan kapıyı aralama" olarak yorumlanırken, söz konusu konsey "içeriğinin" Ankara'nın taleplerinden değişik olacağının anlaşılması, "eşikten taşın kaldmlmadığı" sözleriyle değerlendiriliyor. Gözlemciler, önceki günkü Lüksemburg kararını şu değişik cepheleriyle yorumluyorlar: "Ortaklık Konseyi'ne olur' un verilmesi Türkiye için siyasi açıdan bir başandır ve belli KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, Rum tarafmın Ocak Belgesi'nde kabul ettikleri istekleri kabul ederek, ortak bir anlaşma yönüne gidilebileceğini söyledi. LEFKOŞE KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, "Rnmlann 1985 Ocak Belgesi hazırtanırken kabul ettikleri Ukeleri ycniden kabul ederek ortak bir anlaşma yönüne gidilebileceğini ümit etmek istedigini, Nisan Belgesi diye adlandırümak istenen kâğıttaki yaklaşımlan kabul etmek bir yana boyle bir şeyi tanımadtklannı" açıkladı. Ocak Belgesinde Türk askerinin kademeli çekilme programının geçici hükümet kurulduktan sonra uygulanmasının; programın ise, geçici hükümetin kurulmasından önce hazırlanmasının öngöruldüğünü anımsatan Denktaş, "Bunu başka türlü yorumlamak mümkün değildir. Geçici bükiımet kurulmadan her iki halk ile her iki federe devlete hâkim, müşterek bir hükümet kunılmuş olamaz" dedi. Geçerli, dolayısıyla Kıbrıs Türklerinin de sadakat duyacakları müsterek bir hükümet oluşturmadan, güvence konuları tümüyle halledilip anayasanın uygulanabileceği bir durum başlamadan Türk askerinin adadan çıkmasırun Türk halkını Rum tarafına teslim etmek demek olacağını ifade eden KKTC Cumhurbaşkam, Türkiye'nin Kıbns'a yönelik yeni bir askeri hazırlığı olduğu iddiasının tamamen yalan, Rumların kendi hazırlıklannı örtbas etmek için tevessül ettikleri bir uydurma olduğunu belirtti. "Genel sekreterin halen yüriittüğü danışmalann tümüyle araştıncı nitelikte alt düzeyde ve teknik olarak yapıldığının doğru; bütün bu araştırmaların Nisan Belgesi diye bir belge cerçevesinde yapıldığımn ise tamamen uydurma olduğunu" vurgulayan Denktaş, "Rum tarafından uluslararası kuruluşlar, başka hükümetler ve süper güçlere başvurarak, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin girişimlerini engelleme egzersizinden vazgeçmelerini" istedi. "Ercan Havaalanı'nın onanlmak için kapatılacağını, bunun yerine Geçitkale'deki yeni alanın KKTCce aynı şekilde kullanılacağını ifade eden KKTC Cumhurbaşkam "Gime 1 de bir deniz üssü değil, bir liman yapılmakta olduğunu, dünyayı yanıltmak için girişilen bu tür propagandaların geçerliliğini yitirdiğini" söyledi. öte yandan bu ay başında emekliye aynlan Brian Urquhart'm yerineBMGenei Sekrete rı'run özel siyasal işler yardımcıIığına atanan lngiliz Diplomat Marrac Goulding' in 2 martta Kıbns'a geleceği açıklandı. BM'nin Lefkoşe'deki sözcüsü, Genel Sekreterin yeni yardımcısına daire müdürü Gustav Heisel'in eşlik edeceğini söyledi. AEVye Ankaru'dan olunılu tepki ANKARA. (Cumnuriyet Burosu) leceğini belirten Dışişleri sözcüsü bu koAnkara, TürkiyeAET toplantısının genuda bir tarih saptanmadıgırü söyledi. Iscikmesi konusunda, "olumsuz bir rail sulannda el konulan ve kaptanı öldeterleadirtBeve*' gitmedi. Dışişleri Badürülen Türk gemisi Laros l'in durumukanhğı sözcüsü Yalım Eralp, "Bizim isnun Israil makamlarca incelendiğini, tediğimiz, ilişkikrin nonnalJeştiriimesi Türkiye'nin bu konuda tazminat istemiyolunda toplaotısın yapılmasıydı. Topni sakb tuttuğunu bildirdi. İantınm 6 ay içinde yapüacak olması erFKÖ Başkanı Yasar Arafat'ın Türkiyei teleme olarak nitdenemez" dedi. Bu arayi ziyaret ısteğini Cumhurbaşkam Kenan da NATO çerçevesi içinde, "Harp duruEvren'e ilettiğini ve Ortadoğu sorunlannm baünde" ABD Hava Kuvvetieri yarunnı görüşeccğini dile getiren Dışişleri Sözda Deniz ve Kara Kuvvetleri'nin de Türcllsü, ABD'nin NATO savunma prograkiyeJ>>e gelmelerıni ve kalacaklan yerlcri mı çerçevesinde Incirlik üssü'ndeki uçak belirîeyecek "aalaşmalann" yapılacağı sayısını arttırma istekleri ile ilgili olarak bildırıldi. da şu bilgiyi verdi: Eralp, Hollandalı Dönem Başkanının, "İBCİriikte anlaşma geregi 36 »det F4 AET Ortaklık Konseyi'nin eylül ayı başuçagı vardır. Bunlar devre dısı bırakddılarında toplanacağmı açıkladıgını belirlar ve yerlerine F161ar getirildl. Ancak terek, bu konudaki değer!endirme>i şoyher uçağın uçuş sureieri farklıdır, yapılan le yaptı: farklıdır. Bu nedenle ABD'nin farkh olaa "Ortaklık KoBseyi'nin top!?nması koF161ann 48'e çikanlması yolunda bir isnusanda bir göruş birliği oluşmuştur. tegi oldu. Bu istek de incelenmektedlr." Toplantıoın sonbaNATO savunma barda yapüması yc Dışişleri Bakanlığı sözcüsü programlan çerçevelanda da bir eğilim Eralp, "Bizim istediğimiz, sinde ABD uçaklan vardır. Ascak hangi ilişkilerin normalleştirilmesi yanında, Kara ve sevivede yapılaca|ı yolunda toplantının yapılmasıydı. Deniz Kuvvetleri'nin belirginlesmemistir. de kriz ya da savaş Bakanlar Konseyi de Toplantmın 6ay içinde yaptlacak halinde Türkiye'ye loplanabüir. lngilte olması, erteleme olarak geiebilmeleri için gere, trianda ve Dani nitelenemez" dedi. rekli anlaşmalann narka da toplantıya ^ " ^ • ^ " ~ " ~ " ~ ~ ~ da yapılacağı belirkatılacaklar, dolayısıyla bunlann yapılan tildi. ABD'nin bugüne kadar yalmzca •yum antlaşnıaian imzalanıntş dunımdaTürkiye ile Hava Kuvvetieri için böyle bir dır ve 1 martUn ittbareo yürurlüğe gireanlaşma yaptığı, Türkiye dışındaki bazı ccktir. ülkeİerle de benzer uygulamalara gittiği Bh, toplantmın yapliacak olmastnı Oişvurgulandı. Anlaşmslann, "Harp 7* < » * kilerin normallcşlirilmesi açıstndan, bu kriz aonda Türklye'ye scfecck ABD bâryolda atümış önemli bir adım olarak göUklerima, kaiacaklan yerleri ya da ftmal riiyoruz. Toplantı taribi 10 martta belirKrvis gibi s o n u ü a m u çözttmi lcln anlenecek." lasmalann yapddıti" öne sürüldü. Eralp, toplantı Urihi konusunda, "geç AErYLE TAMAMLAYICI ya da erken" gibi değerlendirmenin yaPROTOKOL pılmadığını vurgularken, "Biz toplantı Türkiye ve AET arasında 1973 yılında ' çagrısı vaparken, nc bir tarih se de bir imzalanan tamamlayıcı protokol yürurgondem istedik. Gündemin ve içeriginin lüğe girdi. Dışişlerinden konuya ilişkin doyunıcu olması bizi sevindirir. Bizim isolarak yapılan açıklamada bu gelişme, trdtgiıniz uJşküerin Donnaileşürüroesi yo"ilişkilerin aormaUestirUmesi sürecinde lunda, toplantının yapılmasıydr dedi. atıimıs olumlu bir adım" biçiminde niteYunanistan'ın toplantmın ertelenmesi lendi. Yürurlüğe giren protokollc, 47 milkonusunda bazı girişimlerde bulunduğu, yon hesap birimlik yardırrun da serbest gundemde, özellikle serbest dolaşımı içebırakılması bekleniyor. ren ekonomik konulann görüşülmesini islngiitere, Danimarka ve trlanda'nm tediği yolundaki haberlere de, "Bizde o AET'ye kaulmaları üzerine Türkiye ve bilgiler yok. Aacak gündemin doyunıcu topluluk arasında 30 Haziran 1973 tarihii olması bizi rahatsız etmez, bütün mesele tamamlayıcı bir protokol imzalanmıştı. doontusffişkilerincanlaDdırümasMİır. tÛs Türkiye'nin genişleyen topluluğu entegkiler nonnalleştikce Türkiye ile ilgili korasyonunu amaçlayan bu tamamlayıcı nuiarda günderne gdecektir" karşüığını protokol topluluk tarafından yürürlüğe verdi. konulmamıştı. Yalım Eralp, "Toplanünın 6 ay soara AET ve Türkiye arasındaki ilişkilerin yapdacak olraasını siz nasıl degerlendirinormallestirilmesi yolunda kaydedilen geyorsunuz?" sorusuna ise, "Bu 6 ay içinüşmelere paralel olarak, topluluk protode zaman kazanüacak, dosyalar hazırtakol ü yürürluğe koymayı kararlaştırdı. nacak. Bu nedenle erteleme olarak Protokolün onay belgelerinin teatisi işleniteteBemez" yanıtmı verdi. mi dün Brüksel'de gerçekleşti. Bu çerçeABD KARA BtRLİKLERt DE vede, lngiitere, Irlanda ve Danimarka'mn GELECEK ikinci katma protokole katkılan olan 47 Libya'dan 650 Türk işcisinin oradaki milyon hesap birimlik yardımın da serkoşullar nedeniyle Türkiyc'ye geri getiribest bırakılması bekleniyor. Yılmaz ve KalemlTnin Almanya'daki temasları sürüyor Haber Merkezi Devlet Bakanı Mesut V'ılmaz ile ÇaJışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Katemli Federal Almanya'da temaslarını sürdürüyorlar. Alman Hıristiyan Demokrat Parti (CDU)nun davetlisi olarak Almanya'da bulunan Mesut Yılmaz, dün bu partinin yöneticileriyle görüşürken, akşam da Konrad Adenaur Vakfı tarafından onuruna verilen bir yemeğe katıldı. Tılmaz, bugün de Stuttgart'a geçerek eyalet başbakanı Lother Spaht ile bir görüşme yaptıktan sonra Berlin'e geçecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli de davetlisi olarak Almanya'da bulunduğu Federal Alman Sosyal Düzen Bakanı Norbert Blum'la dün yaptıklan görüşmede, Sosyal Güvenlik Anlaşması ek sözieşmesinin Alman meclislerinden bir an önce geçmesi, yeni vergi reformu ve "Dazlaklar"Ia etkin fliücadele gibi konular üzerinde durulduğunu açıkladı. rderini AET Yünitme Organı Briiksel Komisyonu yapacak ve dosyayı o hazıriayacakür. Yani, pratikte Akdeniz Masası Sorumlusu ve 'Türkiye'ye karşı alerjisi' ile tanınan eski Fransa Dışişleri Bakanı Claude Cheyssonun 'söz hakkı' artınlmıştır. Cheysson'un dosyalan hazırianırken Türkiye'ye karşı yumuşak davranmayacagı aşiklrdır. Böylelikle, bir anlamda, 'Ankara, Cheysson'un ocağına düşmüştür! Eylülde yapılrnası öngörülen Ortaklık Konseyi'nde, her iki tarafı UgUendiren bütün sonınlar görüşülecektir. Bunlann arasında, çeşitli yardımlar, dondurulmuş durumdaki 600 milyon dolariık 4. mali protokol, uyum anlaşmalan, Türkiye'nin gümrük duvarlannı indirmesi ve nihayet serbest dolasım konusu olacaktır. Serbest dolaşımın Ortaklık Konseyi'nin gandemine gelmesi, ikili bir açıdan da degerlendirilebilir. Ankara'nın genel yaklaşımı, serbest dolaşımdan tavize karşılık AET'ye tam üyelik başvurusuna yeşil ışık yakılması biçiminde sekillenmektedir. Yani, Türkiye'nin elinde bir kupa kozu mevcuttur. Buna karşıhk, AET'nin Ortaklık Konseyi'nde Türkiye'ye önerecegi serbest dolaşıma karşılık 600 milyon dolariık 4. mali protokolün serbest bırakılması olabilir. Bu, Türkiye'nin elindeki güçlu kozun boş bir kâgıda dönüşmesi anlamına gelir. Buna karşılık, serbest dolaşımın Türkiye ile Federal Almanya arasında degil de Ankara Brüksd ikilisinde pazariık konusu edümesi belki Türkiye'ye göreceli ama yine de ilk şıktan daha az bir avantaj saglayabilir." Öte yandan, önceki günkü Lüksemburg toplantısında Türkiye'ye ilişkin kararın "henüz resmileşmemesi" ve Ortaklık Konseyi'nin de eylül ayına bağlanması çeşitli AET gözlemcileri tarafından Yunanistan'ın "pek büyük bir başansı" olarak değerlendirilmiyor. Gözlemciler, Yunanistan'ın zaman kazanmak istediğinin doğru olduğunu, ancak eylul ayı isteğinin yalnız Atina'dan gelmediğini yineliyorlar. Fransa'nın genel seçimlerden dolayı zaten buna taraftar olduğu, diğer ülkelerin de, Ortaklık Konseyi'nin "içeriginin tam hazırtanması bakımından" sonbaharı yeğlediği kaydediliyor. Yine aynı gözlemciler, Hollanda'nın "işi biraz aceleye getirme" isteğinin başından beri farkedildiğinin ve bunun da diğer üye Ulkeler tarafından pek kabul edilmediğinin üstünü çiziyorlar. Bu yüzden, Ortaklık Konseyi'nin eylül ayında gerçekleşmesi "yalnız Yunanistan'ın iradesine bağlı bir gelişme degil." Diğer taraftan, bütün gözlemciler, artık Atina'nın hiçbir şekilde Ortaklık Konseyinin toplanmasını engelleyemeyeceği konusunda birleşiyor ve Yunanh Bakan Pangalos1 un açıklamalarının kendi kamuoyuna yönelik olduğunu vurguluyorlar. PAPULİAS'IN MEKTUBU ö t e yandan, Yunanistan Dışışleri Bakanı Karolos PapoHas'm İ4 şubat tarihTndeT8rkiye Dışişleri Bakanı Vahit Halefoglu'na yolladığı mektubun tam iceriği de öğrenildi. "Mektup diplomasisi" olarak adlandınlan ve Türkiye'nin Ortaklık Konseyi talebini önce on bir başkente, sonra da Atina'ya ilettiği mektuba bir cevap niteliğindeki bu metinde Yunanistan Dışişleri Bakanı, Türk meslektaşına özetle şunları yazıyor: "Ortaklık Konseyi'nin toplanmasına ilişkin mektubu önce yalnız on bir başkente göndenniş olmanıza dair bana verdiginiz açıklamalar tatmin edici degil. Siz de biliyorsunuz ki, AET'nin 3. ülkelere ilişkin bütün kararları oybirligi ile alınır. Bana gönderdiginiz mektubun diger başkentlere göndenniş oldugunuz mektubun içeriginden değişik bir mahiyet taşıması bayretimi mucip oldu. Ama en çok hayret ettiğim nokta, Yunanistan'ın 'unutulmuş' olmasıdır. Nihayet, onemle vurgulamak isterim ki, Türkiye ile AET arasındaki ilişkilerin degerlendirilmesindeki engeller, somut ve malum nedenlerden kaynaklanmaktadır. Siz ise, mektubunuzda bu konuda bana bir yorum yapmamaktasınu. ınanıyonım ki, ilişkilerin normalleşmesj için şu anda mevcut bir kaç engelin hiç degilse ustesinden gelinmelidir. Saygılanmla." Bilindiği gibi, Vahit Halefoğlu'nun Ortaklık Konseyi talebini içeren mektubu Yunanistan'a göndermemesi, AET bünyesinde tepkiye yol açmış, bunun üzerine de, Türk bakan ayrı bir mektubu 1 şubat tarihinde Atina'ya yollamıştı. VEFAT VE BAŞSAĞUĞI Şirketimiz kurucularından, değerli insan ALİREFİK BEZMEN'i kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diler, sonsuz acılarını paylaşırız. Ipek Yolu"na sansür ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Televizyonda yayımlanan "İpek Yolu" belgeselinin Türkiye'de çekilen ve bu hafta ekranlara gelecek olan bölümleri TRT denetünine takıldı. Suriye sınırından Türkiye'ye girişte, Türk askerlerinin görüntüsü ile birlikte sunucunun "tşte burası Türkiye. Ne kadar gergin ve sıkı. Kaygı gödeniyor" sözleri makas yedi. Böylece Türkiye sınınndan girer girmez TRT denetimine takılan İpek Yolu, Türkiye'de Erzurum'da "Koç Doğüşleri" ile başlayacak. Japonlann Doğu Anadolu'daki yaşanu anlatırken burada yaşayanlardan "Kürtler" yerine belgeselin metnini "Dogu Anadolu Türkmenleri" diye değiştirmelerine karşın Japon ekibinin "Kürtlerin yerel giysüeri'ni tanıttıklan bölümler de yayından çıkanldı. Adım vermek istemeyen bir TRT yetkilisi, bu bölümlerin televizyonda verilmesinin mümkün olmadığını belirterek şöyle konuştu: "Aslında Japon ekibi belgesel boyunca Türk keümesini kullanmaktan ve TUrk devletini tanıtmaktan hep kaçındı. tlk önce Osmanlı mimarianndan Ahmet Ağa'nın Hindistan'da yapüfı Taç Mahal'i İranlı ve Mısıriı mimarlann yaptığını soylediler. Biz bunu degiştirip doğrusunu yayımladık. Sonra da Türkiye'ye geldiklerinde daha sınırdan girer girmez 'rap rap' yürüyen askerlerimizi görüntüleyip, 'Işte burası Türkiye. Ne kadar gergin ve sıkı. Kaygı gözleniyor' diyorlardı. Böyle bir şeyi Sovyetler Birliğindeki çekimlerde bile yapmamışlardı. Daha sonra da Dogu Anadolu'yu tanıürken vurguladılar. Kürtlerie ilgili yerierde KUrt' kelimesini 'Doğu Anadolu Türkmenleri' diye degiştirdik. Ama Kürtlerin giysisi diye tanıülan şeyleri kesmek zorunda kaldık. Bu yalnızca sakıncaiı degil kıyafet devrimine de aykınydı." İpek Yolu ekibi, Erzurum'daki bir koç döğüşünden sonra buradan Konya'ya geçecek. Japon fılm ekibi, Türklerin geleneksel sporu ciriti tanıtırken Mevlana'nın insanlık sevgısinden bol bol söz edecek. Mevlana'nın görüşlerinin çağında orijinal, bugünse hâlâ geçerli olması anlatılırken, Mevlana Türbesi'nin kapısında asılı levhadaki, "Kim olursan ol yine gel" sözleri de okunacak. Konya'da bir sema ayini de izlenecek. VEFAT VE BAŞSAĞUĞI Kıymetli insan SAJNİVA BİLGİSAY4R SİSTEMLERİ A.Ş. ALt REFİK BEZMEN'in vefatını derin bir teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz. E/K AJANS
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear