Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
25 KASIM 1986 * • • * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 SPORTOTO TAHMİNÎ Beşiktaş Gençlerbirliği Antalyaspor Eskişehirspor Boluspor Bursaspor Kocaelispor TYabzonspor tki takım d» hsftayi beraberUkle kapadı. Maçsn taanbul'da otaasnm Bepkuç'a acı<nca|ı av*majı unutmamak gerek. Bu anda 10 beraberlik ik dikkaıieri çekea Aakan ekibini de y»ban» »tmayın. önct 1 m n O. Lipn dibine ycrleşec Anuüyaspor'un i$i zor. Haftayı 3 goUü Kocaeli gmlibiyeti Ue geçirco KırmuaSiyahlılar için bu maçta en kfltO ihümal beraberlikür. Totoculara bu maçta 02 oynamalannı Oocriru. i Bolujpor'da Burstsporda hafuyı puan\ su kapatti. OzeUiktt kcndi sah&sı&da puan vtrcn Bursa bu maçtan pıurü* aynlmayı amaçbyor. Ibtocular icin ilti ihtimalli biı maç. Boluspor daha avantajb... Girtikçc daha çok forma giren Tarbzonspor'un Kocatii ^^pliMTf'nr^fln puan çıkarabilmesi sürpriz degil. BordoMavüi ekibin ligin alt sıralanndan kurtulma çabuındaki Kocaelinden en az bir puan alması norraal sonuç. Son haftalano formda ekitri Zonguldakspor kmdısi pbi diri bir efcip olan Denizli Onflnde çetin bir sınav vcrecek. Beraberliğii] dnce dO|ünülc«J) bir Bi(. tkinci ıhıiroi) Zcnguldakspor'un galibiyeti. Totoculaı için kolay bir maç. Galip gclmeyi unutan Dtyarbakırspoı önünde kendi sahası vt styircisi ânOnde Rizeye banko 1 diyoruz. Surpru oynamak isteyenlere ise beraberük ikinci ihtimaldır. Sanyer tsıanbulda iyi oynuvor. Malatyaspor bu hafta y«ıilm«ıne rajmen forro grafiginde yukstlmc olan bır ekip. Ayrıca deplasmândakı maçına Sanyerden fazia scyird il« çıkacak. önct beraberlik sonra 1... Haftanın en a » maçı lzmir'de. Iki efcipte formda. tki ekipte kolay galip getebüiyor. Tococulara uç ihtimalli oynanması gereken bir maç diyonız. ÇünkU Galattsaray deplumanda daha iyi oynuyor. Ltdolik mocadeiea yaptn Kahramanmara$ deplasmanda ktkme dü$memek için mücadde eden Elazıgspor ıle deptasmanda oynayacak. EUzıgspor içio en iyi ihtimal beraberlik. lkinci Lig A Grubu'nda eşit puanla Uderlik mücidelesi yapaa iki ekibin maçı gerçekten çok ıot Maç oncesı hiçbir takımı favori göslermek nıUmkıln degil. Totoculara Oç ihtıraalli oynamalanru öneririz. Gözıepe bu maçı Karşıyaka için oynayıcak Geçen ba'u kendi sahasında Kjrşıyaka'yı yenen Adanaspor bderlikıe iddiab oldutunu karuttamak için bu maçtan puan almak isteyecek. Totocuiara beraberlik için ikaz ediyoruz. Denk iki lakımın mOcadeleande daha çok gol aıabüen lzmirspor'a ve kendi lahasında oynamarun verdigi avantajı kullanmak isteyecek olan lnegöl'e öoce beraberlik vtriyoruz. tkinci Uıtimal lnegöl'un gaübiyeti. Feaerbthçe'nin deplasrnanda kazanmast gOç oluyor. Bu nedenle önce beraberliSia sonra AnktragOctt gaUtnyeunin dasünülmesi gerekiyor. Ancak Fcnerbabçe'nin en lot maçlardan da puanla çıkujıru unutmayın. 3 ihtimalli bir maç. CÖNEYT ARCAYÜREK yazıyor 10 02 10 0 H 171 Zonguldak Denizlispor Rizespor 0.1 1 1 Diyarbakır Sanyer Malatyaspor i ^^^^ ^^^J ^^^A • V I ^ • 1 01 Altay Galatasaray 01.2 Etazığspor KMaraşspor AdDemirspor Kayserispor Göztepe Adanaspor Inegölspor 20 J m m 102 10 01 • • • ^ tynirspor Ankargücü Fenerbahçe 102 Ke/j SirKonya 012. [Q ÜlküMani. Vestel 01, QXa>mait T5KÇWW/L 7SK. i 2.ÜGICGRUBU TAKIMLAR Sakarya Konyaspor Kuşadası Bakırköy Kırklareli K.Gümriik S.Filament Çorlu Babaeski T.l.Y. Erkut Anadolu Karabük Edirne Beykoz Düzce Çanakkale Vefa Simtel Silivri O 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 G B; M1 A Y P 10 2 2 291422 8 5 1 14 6 21 9 2 3 18 7 20 9 1 4 17 14 19 5 6 3 1711 16 5 6 3 13 1016 7 2 5 1311 16 3 9 2 5 6 15 4 5 5 15 15 13 4 5 5 1014 13 3 6 5 1213 12 4 4 6 1821 12 4 3 7 14 15 11 3 5 6 13 17 11 4 3 7 1015 11 3 3 8 9 18 9 2 4 8 7 16 8 3 1 10 1223 7 SPORLOTO 16. Ommaw 1». <«nrı«tcrtojan Atongdu 19 Y n H H . S IOr»tNrS 20.1ı lamntor lerle sergiledi. "Özal kızıyor di(Baştarafı 1. Sayfada) dan Batı ömeklerinde NA TO ül yorlar. Kızdığımı göstermemeye (Baştarafı 1. Sayfada) kelerinde görülen kişisel özgür hangi anlama geliyorsa bu söz kimse yahş edemez. Bizim sakalüklerin savunulmasım istetni cükler özen yapanm" dedi. lımızı kesenlere, biz kollannı keO hoşgörülü insan göruntüsUserek karşılık veriyoruz. ANAP yor, "Daha ne istiyorsunuz?" sorusunun altında bu anlayış nün, her eleştiriye açık olduğu dimdjk ayaktadır. ANAP'a el nu yıllardır kamuoyuna yuttur uzatanların ellerinin kırılacagını yatıyor. Sosyal bünyeyi oluşturan ke maya çalışanlarm yamlgısını biz hepiniz gördünüz." simlerse, ezilen işçinin sesini da zat kendisi ortaya koydu. AslmANAP Genel Başkanı Başbaha gür duyurabilmesini, önüne da eleştiriye açık olmayan yüre kan özal'ın, ANAP'a transfer atılan maaşla memurun bir hır ğindeki kaynaşmalan dış dünya edilen belediye başkanları ile il ka bir yorgan anlayışından kur ya karşı örtbas edebilme sanatını genel meclisi ve belediye meclisi tulmasını, küçük çiftçinin köylü çok iyi kullandığmı söylüyordu. üyelerini tek tek tebrik etmesinnün derdini anlatacak kurumla Güler geçermiş yazılanlara, akıllıden sonra, bir ara Silifke ekibi olmak gerekmiş... Ve bu yoldan "Silifke'nin Yoğurdu" eşliğinde ra sahip olmasını isüyorlar. insanları yöre oyunlannı sergiledi. Daha özal bütün bunlara 'hayv' di çıkarak "bütün yor, her kesim ne verirsem o ka sevdiğini" açıklıyordu. sonra kürsüye gelen Özal, Silifdanyla yetinmeli, kişiler, kurum Yok, doğru değil, "Kendine ke ekibinin toplantıya özel olalar ANAP iktidannın kaptlann karşı, düsünce üslubuna, ^ttygu rak getirildiğini bildirdi ve Silifda yalvar yakar olarak sorunla lamalanna karşı olan hiç kimseyi ke Belediye Başkanlığı seçimlesevmiyor ÖzaL." Böyle olduğu ri sırasında bazı gazetecilerin, rına çare aramalı. Anayasada değişiklik özlemle nun kanıtları da hemen her gün "kapı kapı dolaşıp SHP'ye oy rinin kaynağında yatan ana un sahnede. özal'ın ekonomiden topladıklan" iddiasını yineledi. surlann hiçbirini Ozal'ın kabul demokrasiye dek her alandaki Yeni katıhmlarla yerel yöneetmeyeceği, bu anlayışıyla bu ka düşüncelerine karşı olanlara as tiralerin büyük çoğunluğunun lı astarı olmayan yakıştırmalar ANAP'ın eline geçtiğini kaydefa yapısıyla gün gibi ortada. Halkoyuna saygılı olan insanın hal yapması da bu yüzden. den Özal, toplantıda özellikle koylamasıyla güçlenen partilere Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın DYP'den ANAP'a geçenlerin karşı bu denli sert olmasmın, romanlarmdaki evler arası söy büyük alkış topladığına dikkat gerçekleri gözJer önüne seren ba leşilere eşdeğer benzetmelerle çekti ve şunları söyledi: sma karşı bir insanın bu kadar süslü konuşmasında, yüceliğini, "Bu, basının da gayretiyie tepki duymasının nedenleri ol büyüklüğünü kabul etmeyenlere karşımıza bir rakip çıkarma memalı. ANAP örgiitü daha bilinç karşı kullandığı "çatlasalar da selesidir. Sakın DYP'yi rakip li. Hiç değilse DYP"den ANAP'a patlamasalar da" gibi yakıştır olarak görmeyin. Bakın, bunu geçen belediye başkanlanm da malara ne demeli? Birparti lide da bir misalle aniatacağım. Bu ha içten alkışlıyor, kutluyor. ör rinin sözleri midir bunlar, halkın meralekette, seneler evvelsi AP güt, başında dolaşan tehlikenin içinden çıkan, halkı siyasal açıiçinden bir kopma oldu. Demokhangipartiden geleceğini kavra dan eğitmeye çalışan bir devlet ratik Parti kuruldu. Bugün gibi mış. Özal, ANAP'a sindiği görü adamma yaraşır bir üslup muy haürhyonım. 1973 seçimlerinlen bu korkudan örgiitü soyutla du bu konuşma biçimi? den sonra koalisyon meselesi yabilmek için DYP"nin hiçbir zff İçini yakan 28 eylül sonuçla gündeme geldi. Gittim, Sayın man "rakip parti" olamayacağı rını bir başka değerlendirmeye Ferruh Bozbeyli'yi ziyaret ettim. nı vurgulamak zorunda kalıyor. bağladı ÖzaL "Thşla yenmeye O zaman partinin genel başkaUyuşturucu bir şırınga, ama ge alışmısız, sayı ik yenince biraz nı, bir türlü AP ile koalisyona çici. üzüldüm" diyordu, yoksa bası yanaşmıyorlardı. Israr ettim. So28 eylülden sonra ANAP'm nın yazdığı gibi şok geçirmemiş nunda 'Biz Demirel ile koalisyon büyük tırmamşa geçtiğini söyle ti. Yarım yamalak da olsa de yapmayız' dediler. Aynen böyyen özal, muhalefet kabul etmez mokrasi işte bu, ilk önce tuşla le. tutumunu, basına karşı çıkan galip getirir, sonra sayı hesabıy Böylece DYP'nin bir insana sözleriyle özdeşleştirdi, "Ne ya la kazandırır ve bir gün gelir ki, karşı kurulduğunu müşahade etZlhrsa yazılsın vatandasın bir ku tuşla mağlup.. Bu yolla, bu de tim. Doğru, yanlış. Ama bu şelağından girip ötekinden çıktı ğişmez yazgıya adım adım yürü kîlde parti kurulmaz, bu şekilde ğını" söyleyerek içini yakan ya yen özal ise, örgüte moral veri parti > ürümez. Çünkü mesele bir yınlardan ne ölçüde yara aldığı yor, "Değü gelecek seçimin, 2000 kimseyi siyaset sahnesinden kalnı kabullenmiş oldu. Eğer bası yılının partisi" olduklarını söy dırmak değildir. Netkede görnın yazdıklan bir değer taşımı leyebiliyordu. yorsa, özal iki gündür hangi "Tarihten ders almak için tanedenlerle durmadan gazetecile rihi iyi bilmek lazım" diyen NOTLARİ re yükleniyordu? Değeri olma özal'ın doğruyu ifade eden enyan bir kavrama karşı saldırıya der ifadelerinden biriydi bu cüm (Baştarafı 1. Sayfada) geçmenin altında yatan gerçek le. Ama tarihten ders alabilmek çi eğilimdeki milletvekiUeri, küçük neydi? tktidarının ilk günlerin için Pekos BU ya da Red Kit ro kongre ve Danışma5 toplantısı öncesi Ankara'ya gelen il, ilçe ve belede basından gördüğü yakınlığı manlarından çok, yakın tarihi diye başkanlarına çıkıp konuşmalaartık unutmuş, ne yapıyorsa incelemek gerekirdi. rını, sonınlan ortaya dökmelerini doğru, ne diyorsa doğru olduğu tki gün tam bir "show" izle öneriyorlardı. Yaklaşık bir haftadır nun kabul edilmesini isteyen bir dik. özal'ın bunalan gönlünü bu yönde yüriitülen yoğun kulis soMenderes tablosu çiziyordu. yumuşatmak için bu tür toplan nucu ANAP teşkilatı, üzerine örtülen sessizlik perdesini sıyınp atıyorMenderes deyaptığı hizmetleri tıları hemen her ay yapmalarım du. MilletvekiUeri, artık teşkilatını ANAPyöneticilerine salık veribir türlü beğenmeyen, alkışlamaharekete geçiriyor ve Başbakan Turyan basına şimşekler yağdınrdı. riz. Bir öteki yararı da şu bu top gut Özal'ın üzerine sürmeyi başarıOysa iktidara gelmesini sağlayan lantılann: Saatler boyu partiye yorlardı. unsurların başında basın vardı, gelenleri takdim ederek, Özal'ın Bu nedenle gerek ANAP'ın önceincilerini dinleterek örgütün ger ki gün toplanan küçük kongresinde, dört yıl içinde geçmişi unutup gitmiş, gazetecilerle uğraşmayı çekleri konuşmasma fırsat ver gerekse de dün toplanan Danışma5 memek, önlemek. beceri sanmıştı. toplanüsında alışıLmadak bir hava yaözal da basın açısından sosözal'ın "Daha ne istiyorsu şanıyordu. Başbakan özal, kürsüyal, yasal haklar açısından aynı nuz?" dediği saatlerde, geçmiş deyken laflar aulıyor, konu$ması keyolun yolcusu. O da köpru yap teki hizmetlerini övüp bugün siliyor, kursuye çıkan bazı il başkanları doğrudan bakanlan, genel mermakla, yol onarmakla ileriye dö sandalye peşinde koştuğunu söy kez yöneticilerini eleştiriyorlardı. nük özlemleri olan bir toplumu lediği, uzun yıllar hizmet sundu Anlaşılıyordu ki, Bakanlar Kurulu ve susturacağını sanıyor. Gün gel ğu "ağabeyi'" Demirel, mahkeme ANAP yönetiminde ara seçim sondi baktı kı, yollar yapmakla top huzuruna çıkmaya hazırlanıyor rası yapılan düzenlemeler, milletvelum yetinmiyor, insanca yaşam du. Ara seçimindeki konuşmala killerini ve teşkilatı tatmin etmemişti. özlemi çeken sosyal bünyede ra rı nedeniyle hakkında 40 dava Küçük kongrede Milli Eğitim hatsızlıklar alabildiğine gün ışı açılan Demirel, özal'ın değerlenGençlik ve Spor Bakanı Metin Emiğına çıkıyor. Eleştiriye açık ol dirmelerini bir cümleyle yamtlı roglu, eleştirilerden aslan payını alımayan yüreği, bunları yansıtan yordu: yordu. tçel İl Başkanı Atilla Erden, bakanm yakın akrabası, Mersin'in basına karşı olanca ağırlığıyla "Özal'ın söylediği gibi Türki sayıb işadamlanndan Mahir Şahin'in saldırıya geçmesini emrediyor. ye'de demokrasi öylesine var ki, teşkilat işlerine kanşmasını sert bir Böyle de yapıyor. halka sorunlanm anlattığım için biçimde eleştiriyor, bakarun Mersin'Bir başka değerlendirmesiyle 14.00'te mahkemeye çıkıyo den elini çekmesini istiyordu. Yurtilk kez doğa yapısmı kalm çizgi rum..." dışına yapılan oğretmen atamalan da Özal: Daha ne istiyorsunuz dük, DP ilk seçimde kaybetti. eridi. Bugün de bakıyorum DYP aynı şekilde bir kimseyi sahneye çıkartmak için kurulmuştur. Yol bu değildir. Partiler böyle maksatlar için kurulmaz. Partiler memlekete hizmet için kurulur. Memleketin işâni görmek, vatandasın derdi için kurulur. Gayeniz bir kimseye tekrar sandalye vermekse, işte o vakit size kimse itibar etmez. Onun için biz hiçbir şekilde bizim basınımınn yapttğı gibi, ne kadar gayret etseler, çırpınsalar DYP'yi karşımızda rakip olarak bir türlü tutturamazlar." Siyasette bırçok retormlar yaptıklannı, iktidara geldiklerinde Türkiye'nin her yerinde sıkıyönetim olmasma karşın, bugün 45 Ude sıkıyönetim kaldığını anlatan Özal, şöyle konuştu: "Dış dünya ile ilişkimiz en asgari düzeyde idi. Üç sene geçti, 45 vilayet dışında hiçbir yerde sıkıyönetim kaimamıştır. Türkiye huzur içindedir Türkive'de demokrasi yok diyen, insan haklan yok diyen, bütün yabancı basının ve yabancılara bu konuları iddia eden kimsenin sesleri kesilmiştir. kimse Türkiye'de de demokrasi yok iddiasını söyleyemez. Huzur var, güven var, demokratik rejim yerine sımsıkı, sapasağlam oturrauş ve Türkiye1 de kalkınma var." Özal, kalkınma hızının son istatistikler uyarınca 7.9 olduğunu ve bunun Türkiye'nin son 10 yılhk en büyük kalkınma hızını oluşturduğunu kaydederek, "Demek ki, kalkınma var, huzur var, ondan sonra demokrasi var. Her şey yerinde, daba ne istiyorsunuz?" dedi. ANAP'ın Uçe ve belediye başkanlarının da katıldığı Danışma5 toplantısmın öğleden sonraki bölümünde söz alan konuşmaalar, bakanlara ve milletvekillerine sert eleştiriler yönelttiler. GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) ortaya çıktı. ANAP'ın küçük kurultayı, bu gerçeği bir kez daha kanıtlamış oldu. "Oevtef parfıs/" derken, cumhuriyetin kuruluşuna egemen olan siyasal düşüncelerin ANAP'ta yaşatıldığını anlatmak istemiyoruz. Durum bunun tam tersidir. Cumhuriyet kurucularının halkçı, devrimci, devletçi, laik ve Kurtuluş Savaşı'na ruh ve anlam veren anlamıyla "milliyetçi" ilkeleri ile bugünkü "devlet partıs/"nin umudunu dış kredilere bağlamış, dışarda borca, içerde yasaklara dayalı ideolojisi arasında en küçük bir benzerlik bile yoktur. Bugünkü "devlet partisi" hukuksal çerçevesini 82 Anayasası'nda, ekonomik modelini de IMF reçetelerinde bulmaktadır. Böylesine bir yasakçı düzen, eşiği önünde beklediğimiz hiçbir AET ülkesinde yoktur. Amaç, Batılı olmak, Batı ile bütünleşmek ise, bu "devlet partisi" ile böyle bir bütünleşme sağlanamaz. Batı demokrasilerinde sosyal demokrat partiler ile işçi sendikaları iç içedirler. İşçi sendikaları ile sosyal demokrat partiler arasında bu tür ilişkiler olmazsa, bu partilere "sosyal demokrat' denemez. Bu özellik, Batı demokrasisinin "olmayınca olmaz" koşullarmdan biridir. Batı ülkelerinde muhafazakâr ve liberal partiler, sermaye sınıflarının partileridirter. Htçbiri bizim "devletpartisi" q\b\ yasakçılık yapmaz. Çünkü bu kurulu düzen partileri yasaklann ülkede sorunlar yaratacağını bilecek kadar uygar ve çağdaştııiar. Bu yüzden, bir Türk sosyal demokratı ile AET ülkelerinin birindeki herhangi bir liberal arasındaki "asgari müşterekler", bizdeki sosyal demokratlar ile sözde liberailer arasındaki ortak anlaşma konularından çok daha fazladır. işin özüne inerseniz, bizde, işçi sendikaları ile sosyal demokrat partiler arasında örgütsel ilişki yasak olduğu için ne "sosyal demokratım" diyenler Batılı anlamda sosyal demokrat; ne "liberalim, muhafazakânm" diyenler de liberaldirler. Sosyalist olmayan sol ile liberal olmayan sağ arasındaki Türkiye'de sosyal demokratlar, hiç olmazsa, Batılı anlamda bir demokrasiyi savunup, işçi sendikaları ile ilişki kurmak istiyorlar. Ve bu uğurda savaşım veriyortar. "Muhafazakânm, miiliyetçiyim" diyenler ise, yasak üzerine yasak koyarak ülkeyi yönetmeye kalkıyorlar. "Geçici çelişkiler" ile "temel çelişkileri" birbirine karıştırmamak gerekir. ANAP, bugün 12 Eylül yönetiminin bir uzantısıdır. 6 Kasım seçimlerinden önce, 12 Eylül yönetimi ile ANAP arasında var gibi görünen çelişki, yüzeyseldi. Bu yüzeysel çelişki, kısa sürede giderilerek, "devlet partisi" işlevi ANAP tarafından omuzlandı. Bugün DYP ile ANAP arasında uzlaşmaz gibi görünen çelişki de geçici ve yüzeyseldir. Aynı hamurdan yoğrulan bu iki parti, günün birinde, koşullar gerektiğinde, bir noktada buluşacaklardır. "7eme/ çelişki", siyasetin ve ekonominin militarizasyonu olgusuna karşı çıkanlar ile bu modele sivil elbise giydirmek isteyenler arasındadır. Temel ve uzlaşmaz çelişkiyi, Batılı anlamda çogulcu ve özgürlükçü demokrasi isteyenler ile yasakçı düzenlerden yana olanlar arasında aramak gerekir. Hiç başka yerlerde değil, hiç başka oluşumlarda değil, hiç aynı siyasal mirasın bugün birbirlerine çatışır gibi görünen mirasçıları arasında değil! 6 Kasım seçimlerinde ANAP'a "sivil seçenektir" diye oy veren sosyal demokrat ve Marksistlerin miyoplukları da işte tam bu noktadan kaynaklanmış değil miydi? "kör döyüşü"r\e yıllardır "demokrasi" adını veriyoruz. sıydı. Teşkilatın büyük çoğunlugu bakanı haksız buluyordu. Salon, üzerinde "Yort içinde istikrann, yurtdışında itibann sembolü Sayın Başbakanımız hoşgeldiniz" pankartı ve büyük boy özal resmi Ue süslenmişti. Toplantının başlayacağı saat yaklaştıkça kalabalık ayrılan sıralara sığmaz oluyordu. Bu yüzden üzerlerinde kenetlenmiş eller bulunan iki büyük boy bez pankartın kaldınlıp, kürsünün arkasındaki bölümün de konuklara açılması formülü düşünülüyordu. ANAP'ın degişmez anonsçusu Erkal Zenger, bez pankartın yukarı kaldınltnasıru isteyince, pankartın altında oturan delegelerden tepki geliyordu: "Bir bez, ANAP'bdan üstün olamaz." Özal beklenirken, salon tçel Milletvekili ve Genel Sekreter Yardımcısı Rüştü Yüceten'in getimiği Silifke ekibinin oyunlanyla şenleniyordu. Başbakan özal'ın da söylediği gibi Silifke ekibi özel olarak geürilmişti.. "Anlamayanlan bir şey anlatrnak için.." Özal, salona girdığinde yine delegelerin ayakta alkışları ile karşılanıyordu. Bu kez Silifke ekibi, özal'm etrafında bir çember oluşturuyor, davul zurna eşliğinde oyununu sürdürüyordu: "SBifke'nin yogurdu, ah seni kimler dogurdu." Günlerdir büyük sürpriz olarak açıklanan ve isimleri bir sır gibi saklanan katılmalara sıra geliyordu. ANAP Teşkilaı Başkanı Mehmet Keçeciler, "ANAP çelik tabanlıdır, gövdesi granittir, başı elmastır" anonsundan sonra 169 kişinin adını tek tek okuyarak, salonda dizilmelerini istiyordu. ANAP yöneticilerinin yeni katılmalar diyerek sır gibi sakladıklanmn içerisinde, çok az sayıda yeni katılma olduğu, çoğunluğunu ise üç yıldan bu yana zaten, ANAP'a girmiş bulunan belediye başkanlannın oluşturduğu göriilüyordu. Keçeciler, DYP'den ANAP'a geçenleri anons ederken duraklıyor, üzerine basa basa "Bu arkadaşımu DYP'den partunize kaülmtştır" vurgulamasını yapıyor, salon alkıştan kırılıyordu. ANAP'lılar, DYP'den katılmaları bir başka coşku, bir başka sevinç ile karşılıyorlardı. En çok alkışı ise ANAP'a yeni katılan DYP'nin Ağn Ü Başkanı Kemal Yıldınm alıyordu. özal, ANAP'a katılanlan tek tek kutlayıp partililerine moral vermek istiyordu adeta. Sanki Danışma5 toplantısı "anlamayanlara bir şey anlatmak için" toplanıyordu. "İşte göriiyorsunuz. Tabanınuz sapasağlam. Lstelik DYP'den bize kayma var. DYP bizim rakibimiz olamaz." Zenger, Silifke ekibini yeniden oynamaya çağırıp, 169 isim dinlemekten yorgun düşmüş topluluğu canlandırmaya çahşıyordu. ANAP'ın anonsçusu Zenger, bu arada aşka gelip Silifke'nin meşhur türküsünün sözlerini de değiştiriveriyordu: "Silifke'nin yogurdu Özal seni kim dogurdu,/Seni doğuran ana. Akılla mı yogurdu." Katılmalann arkasından ANAP Başkanlık Divanı ile bakanlann uzun uzun takdira edilmesi delegeler arasında, "Bizi konuşturmamak için vakil öldunıyorlar" söylentilerine yol açarken, Başbakan Turgut Özal saat tam 11.45'de kürsüye geliyordu. Özal, konuşması süresince DYP'nin rakip olmadığını vurgulayarak, teşkilat üzerindeki "DYP korkusu"nu silmeye çalışıyor, birlik, beraberlik çağnsını yineliyordu. Teşkilat ile belediyelerin arasını açmak isteyenler olduğuna dikkat çeken Özal, bu arada lstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın da gönlünü almayı başanyordu. Özal, İstanbul'da belediye yatınmlanndan övgüyle sözederken, Dalan'ın dudaklarından başlayan şülümseme tüm yüzüne yayılıyor, "Işle Başbakan beni hâlâ lutuyor" dercesine hemen arkasında oturan Devlet Bakanı Hasan CeW Güzd ile sohbete koyuluyordu. Evren: Laikliğe dikkat (Baştarafı 1. Sayfada) öğretmeni ve il temsilcisi ögretmenleri kabul eden Cumhurbaşkanı Kenan Evren, "Laiklik konusunda dauna duyarü olma>a mecburuz" dedi. Temsilci öğretmenler arasında hazır bulunan Başbakan Turgut Özalın annesi emekli öğretmen Hafize Özal, "Okulda kafayı ortmek degil, açmak kölü" diye konuştu. Öğretmenler Günü nedeniyle dün 67 ilden gelen öğretmenler, KKTC'den gelen oğretmen temsilcileri ile birlikte Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhğı'nca "Yılın Öğretmeni" seçilen Abdullah Şeref Canpolat, Bakan Melin Emiroğlu, TBMM Başkan Vekili Halim Aras, Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Başbakan Turgut Özal tarafından kabul edildiler. Öğretmenler arasında, Başbakan Özal'ın annesi Hafize özal da hazır bulundu. Çankaya Köşkü'nde oğretmen temsilcilerini kabul eden Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Türkiye'nin sosyal, kültürel yapısının çağdaş ölçüler doğrultusunda gelişmesinde, birlik ve bütünlüğün sağlam temellere dayandırılmasında eğiıim, öğretimin rolüne dikkat çekerek, bu konuda öğretmenlere göres düştüğünü dile getirdi. Bizi yanlış tanıyan ya da hiç tarumayan milletlere Türk milletini tanıtmanın gereğine de işaret eden Cumhurbaşkanı Evren, şöyle konuştu: "Bunu yapmadıgimız sürece bizi içimizden yaralayan muamelelelere maruz kalmaktan kunulamayız. Bundan kurtulmanın yolu da ilimden, irfandan, milli egitimden geçer. İşte bunu başaracak olan sizlersiniz. Stzter yeni nesillerin yetiştiricisi ve geleceğin mimarlansınız. Sizlerin Fıkri hür, irfanı hur, vicdanı hür nesiller yetiştirmek başla gelen ülkünüz olmalıdır. Vicdanı bür nesiller yetiştirmek de laiklikür. Laiklik konusunda daima duyarh olmaya mecburuz." Başbakan Turgut Özal, beraberinde Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel ve Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu olduğu halde öğretmenlere tanınan yeni o!»nakları açıkladı. Özal, "Önümüzdeki seneden itibaren eğitim Uzminatı JOO'e çıkıyor, katsayı ile çarpımı şeklinde. PlanBütçe Komisyonu'nda daha evvel 210260 lira alarek teklif edilen ek ders ücretini de tek rakam halinde 500 lira olarak teklif ediyonız" dedi. Özal, "bonlann yeterli olmadığını" bildiklerini de ifade ederek, 1987 senesinden itibaren faturalı vergi iadesi ile birlikte yüksekokul mezunu, göreve yeni başlayan bir ilkokul öğretmeninin 106 bin lira dolayında bir para alacağını söyledi. Hafize Özal, ynlın Öğıetmen Abdullah Şeref Canpolat ile yan yana oturdu. Canpolat ile daha önce aynı okulda görev yaptıklannı anlatan Hafize Özal, "Kaç çocugun v»r?" diye sordu. "Tek" yanıtını alan Hafize özal, yıhn öğretmenine tekrar "Niye, olmadı mı? Yoksa istemediniz mi?" diye sordu. Yılın öğretmeni Canpolat, "İstemedik" deyince, Hafize özal bir süre de gazetecilerle sohbet etti. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu da, yılın öğretmeni ve il temsilcisi öğretmenlere şilt verilmesine ilişkin törende, "Kalkınma yolundaki ülkemizde öğretmenlerimizin çözüm bekleyen ekonomik ve sosyal problemlerinin oldugn muhakkaktır" diye konuştu. İSTANBUL'DAKİ KUTLAMALAR 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle lstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende bir konuşma yapan Vali Ayaz, öğretraenlerin maddi ve manevi sıkıntılannın giderilmesi getektiğini söyleyerek, "Ekonomik seviyemiz nedeniyle ögretmenlerimize istedigimiz şeyleri sağlayamıyonız. Ancak şartlan zorlayarak onlann refaha kavuşmalannı, kendilerini işlerine vermelerini sağlamalıyız" dedi. 2.UGIBGRUBU Karşıyaka Adanaspor tzmirspor PTT Y.Salihli Göaepe Petrolorıs lnegöl Sökespor Orduspor Aydmspor Y.Afyon Muğla Altınordu Mersin l.Y. Bandırma Kırşehir K.Doğsan 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 14 9 6 7 7 6 6 3 5 6 5 5 5 4 3 2 2 2 1 4 8 3 3 4 3 9 5 3 4 4 4 4 5 5 5 5 6 1 23 7 22 15 7 20 4 1915 17 4 22 20 17 4 18 17 16 5 24 17 15 2 1611 15 4 1412 15 5 1011 15 5 15 14 14 5 1211 14 5 1219 14 6 12 16 12 6 17 16 11 7 7 14 9 7 1120 9 7 6 19 9 7 11 18 8 M»!»r»w»eı 23. Kırkltrtti S S. FfefMM S. \ksaklı demokrasi olmaz (Baştarafı 1. Sayfada) gütü tarafından 21 eylülde Şentepe Televizyon Caddesi'nde, 23 eylülde ise Demeıevler 2. Cadde'de bulunan kahvehanelerde düzenlenen toplantılarda yapuğı konusmalar nedeniyle yargılanmasını bazı DYP'liler, yurttaşlar ve çok sayıda gazeteci izledi. Sorgusu yapılan Süleyman Demirel, anayasa ve yasalarda siyasi yasaklılık dive bir tabirin bulunmadığını belirterek, şunları söyledi: "Y'asaklar, bildiğiniz gibi, tadadi ve tandididir. Cenel olarak nalk arasında siyasi yasaklı tabiri kullanılıyor. Fakat bu yasaktama hali, anayasamn geçki 4. maddesiyle getirilmiş bir haldir. Burada benim durumumda olan vatandaşların siyasi parti kuramayacağı. uye olamayacağı, bağlantı kuramayacagı. seçilemeyecegi soz konusudur. Ben, Türkiye Cumhuriyeti topraklan dahilinde her yerdt konuşma hakkına sahibim. Bu haklan bana Türkiye Cumhuriyeli Anayasası verir. Anayasamn 13. maddesinin ikinci bendine göre, bu haklann kısıtlanmasına da sırurlama getirilmiştir. 1982 Anayasası'nın gecici 4. msıddesi bu anayasaya ve İnsan Haklan Beyannamesi'ne aykırı olmaklu beraber. bunun gelirdigi tahdiller 13. tnaddeye aykırı düşer. Bunu bir kenara bırakırsak, benim yaptığım ne parti kurmaktır, ne de bir partinin üyesi olmaklır, ne seçilmektir, ne de bir parti ile baglanlı kurmaktır. Ben anayasamn bana verdiği haklara dayanarak, Ankara'da iki yerde konuşma yaptım. Bu haklann kultamlmasının suç sayılabileceğini hiç diişünmedim. Esasen, bir kanunun verdiği haklar bir diğer kanunla geri alınabiliyorsa veya bu haklar bir başka kanun ile suç haline getirilebiliyorsa. o zaman hukuk devleti temelinden sarsılmış clur. Anayasamn getirdiği haklar, hiçbir kanunla ortadan kaldırılamaz ve bunlar suç sayılamaz." Kendisinin konuşarak vatandaşlara düşüncelerini aktardığını kaydeden Demirel, daha sonra şu görüşleri savundu: "Bu benim aımasal hakktmdır. Ne dediğime gelince hakkı, hukuku, adaleti, eşitliği gerçek demokrasiyi savundum. Türk vatandaşının kendi hakkına sahip çıkması gerektiğini söyledim. Meşru yollardan gidilerek ve mutlaka meşru zeminlerde kalınarak bunun yapılmasını söyledim. Gerçek demokrasiyi arayışımızın nedeni, Türkiye'de bugünkü rejimin gerçek demokrasi temeline uygun olmamasındandır. Yasaklaria dolu bir rejimi demokrasi saymak mümkün değildir. Türk valandaşı, eğer kendi kaderine sahip çıkarsa, hem gerçek demokrasiyi kurmak, hem işletmek mümkündür. Kanaatlerim buydu. vatandaşıma bunlan söyledim. Neden sö>1ediniz denilebilir. Bu benim hakkımdı. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin 10 sene Başbakanlıgını yaptım. Bir köşede olurup memleketim sıkıntılar içindeyken, neme lazım diyemezdim. Düşüncelerimi söylemek benim için bir vicdan borcuydu ve onu >aptım. Bunlann doğru olduğuna inanarak yaptım. Yapılması lazım geldiğine inandıgım için yaptım." Konuşmalarında memleketin iyi idare edilmediğini de söylediğini anlatan Demirel, şöyle devam etti: "Ben kanunlan ihlal maksadıyla ortaya çıkmış, bunlan soylemiş degilim. Hakkım olduğu için ortaya çıkıp söyledim, esasen bunlan benden başka biri çıkıp söylese, huzurunuza gelmeyecekti. Bunlan benim söylemem, beni sizin huzunınuza getiriyor. Söylediklerim evrensel şeylerdir. Hukuk kilaplannda. anayâsalarda mevcut olan şeylerdir. Demokratik dünyada mevcut olan şeylerdir. İnsan Haklan Beyannamesi'nde mevcut olan şeylerdir." Duruşnıada daha sonra kararını açıklav'an Yargıç ürtıan Bilgin, Süleyman Demirerin ihlal ettiği öne sürtilen hükümlerde yeterince açıklık bulunmadığını belirterek. bir parti ile bağlantı kurmak, partiyi desteklemek sözcükleri ile neyin kastedildiğinın ortaya konulmadığıru kaydetti. Süleyman Demirel hakkındaki suçlamalann, geçmiş kişiliğine ve tamamen varsayımlara da>Tandığmı da kaydeden yargıç, "Süleyman Demirel'e siyaset yasağı konulurken, rey venne hakkına yasak konulmarruştır. Kişinin rev verirken fîkrini beyan elmesi de tabiidir. Rey vermemek kanuna göre cezalandınlmaktadır. Bu nedenlerle Süleyman Demirel'e isnat edilen suçun unsurianrun oluşmadığı kanaatine vanlmıştır. Suç, bu sebeple sübuta ermemiştir. Bu nedenle de Demirerin her iki davadan da beraatine karar verilmiştir" dedi. Yargıcın bu karan üzerine Demirel yargıca dönerek, "Teşekkür ederim" derken, duruşma salonundaki yur'taşlar, "Yaşasın adalet" diye bağırdılar. 24 S«umS 25 26 V t t ı SımW 27 DÇIUınriS f 28 Sıbtfayor Emiroğlu'nun başını ağntacak bir eleştiri olarak dile getirüiyordu. Emiroğhı, sinirlenip söz alıyor, kürsüdeki bakanm, "Yalan, öyle bir şey y o k " sözlerine, " S e n yalan söylüyorsun" karşılıgı veriliyordu. Teşkilat kızgındı, mületvekilleri ise tedirgin ve sıkıntılı.. 29 T.I T Erkrt S. Batarkıiy S 30. 31 t*ın»»poı Barkoı 32. 33. 34 B«kj»w T r«zonj»cx 35. 36. Basın bizi 2.UG/A Takımlar Adana D.S. Kayseri K.Maraş Çarşamba Siirt YSE G.Antep tskenderun Kınkkale Şekerspor Erzincan Bayburt A.Sebat Van Erzurum Osmaniye Reyhanlı Elazığ GRUBU 0 13 13 13 13 13 14 13 13 13 13 13 14 14 13 13 13 13 G 7 8 7 T 6 4 5 5 5 3 5 4 3 3 3 2 2 B 5 3 4 2 3 1 4 4 3 7 2 4 5 4 3 5 1 M A Y P 1 35 13 19 2 23 6 19 2 2011 18 4 18 13 16 4 14 12 15 3 15 14 15 4 17 14 14 4 13 12 14 5 1410 13 3 1011 13 6 18 20 12 6 9 18 12 6 13 19 11 6 1213 10 7 12 19 9 6 9 24 9 101033 5 (Baştarafı Spor'da) futbolcusu Arif ise basında çıkan bu tip haberlere tamamen karşı olduğunu söyledi. Arif, Beşiktaş maçı öncesi komik foıoğraflar çektiren arkadaşlarına bozuk atuglm belirtti. Arif. "Aslmda derby maçlann diğer maçlardan bir f?rkı yok. Ama basın bu maçlann havasım verdiği haberletle degiştiri>or. Ben her zaman bu gibi haberlere karşı çıklım. Bu cedenle arkadaşlar benimle küstu. Düşünun bir kerf Beşiktaş maçı öncesi uçağa binmiş fotograflar çektirildi. Ya bu maçı kaybetseydik bu fotoğrafı çektiren İlyas'ın Yusuf un hali ne olurdu? Herkes dalga geçerdi. "Hani ne oldu? Bizi bombalayacaktınız?" diye. Ve aynca bu foloğraflar yenilgi halinde arkadaşlanrruz için çirkin bir anı olarak kalırdı. Maç öncesi kendimizi bu gibi otaylarda kullandırmamız gerekir" diyordu. Özal, gerek küçük kongre, gerekse Danışma5 toplantısıyla örgütün ve grubunun ara seçim sonrası daha da artan sıkıntılarını yumuşatma, gergin sinirleri yaüştırma amaondaydı. tlk kez alışılmışın dışına çıkarak, genel ekonomik ve siyasi değerlendirmeler ile yetinmiyor, teşkilata önem verilmesini istiyordu. Sürekli birlik ve beraberlik çağrısı yapan Özal, bakanlann ve genel merkez yöneticüerinin teşkilattan gelecek telefonlara mutlaka cevap vermelerini istiyor, kendisinin de her hafta isteyen il yöneticileri ile görüşeceğini açıklıyordu. Artık ANAP'ta teşkilatlar "baştacı" ediliyordu. ANAP'ın MKYK üyeleri, bakanlan. milletvekiUeri, il başkanlannın yanısıra, ilçe ve belediye başkanlarının da katıldığı Danışma5 toplantısı bu hava içerisinde başlıyordu. Teşkilatlar, bir önceki gün konuşup içlerini dökmenin rahatlığı içerisinde, biraz da yorgun sabahın erken saatlerinden itibaren Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'nu dolduruyorlardı. Üçlü, beşli kulislerde konuşulan Milli Eğitim Bakanı Metin Emiroğlu'nun küçük kongredeki tartışma Inönü: Özal yasakçı (Baştarafı 1. Sayfada)Ğatmaeaymış. kandırmacaymış. Durum ciddileşince, bütün bunlan unutlu. Baklayı ağzından çıkardı. Özal, Başbakan kaldıkça demokratik hfik ve özgürlüklerde hiçbir ilerlemeye, herhangi bir düzelmeye izin vermeyecek. Bu açıklamasım hiç unutmayacağız. Vaundaşlar da herhalde unutmayacaklardır." "Cumhurbaşkanrnın siyasi yasaklaria ilgili tavn karşısında Başbakan'ın direnişini nastl yorumladıgı" sorusuna, SHP Genel Başkanı şu karşılığı verdi: "Sayın Özal'ın sözleri çok ögretici, aydınlatıcı, ışık lutucudur. Bize yapılan eleştirileri de farkında olmadan cevaplanuştır. Ancak, bu konu şaka degil. Ciddiyeti üzerinde durmak gerekir. Bazı arkadaşlanmız haklı olarak, 'Bu kadar yasaklar varken, niçin sadece geçici 4'ü gündeme getirdiniz?' diye bizi eleştiriyorlar. Bu konu, Türkiye içinde ve dışında geniş ilgi toplamaktadır. Bir kamuoyu oluşmustur ve süratle çozülebilecek bir iştir. Aynca demokrasinin yerleşmesi için böyle kişisel yasaklann bulunmasını lemelli bir engel göriiyonız. Bunlan diişünerek önce bu maddeyi geürdik. Başbakan daha önceki tavnnı bir larafa bırakü. Daha önce 'Kişilere karşı bir meselemiz yok, ama anayasa değişikliği isteniyorsa önce 175. maddeyi ele almak gerekir' diyordu. Şimdi hepsi Terör şantajı (Baştarafı 1. Sayfada) liği" sözlerine sert bir yanıt verildi. DSP'nin lstanbul milletvekili adayı, sanayici Murtaza Çelikel, "Başbakan tutunacak çalı bulamaz hale geldi, şimdi de terör şantajı yapıyor" dedi. Çelikel, siyasi yasaklar konusunda Özal'ın sözlerini eleştirirken şunları söyledi: "DSP milletvekiUeri anayasamn tadili ile ilgili aynntılı bir tasarıyı Meclise sunmuş bulunuyorlar. Anayasamn, SHP'nin istediği gibi sadece geçici 4. maddesinin değişmesini DSP yeterli görmenıcktedir. DSP, toplumun gelişmesi ve demokratikleşmesinin önüne barajlar kuran tüm anayasa maddelerinin değişmesinden yanadır. Bu barajların kalkmasını istemek, anarşiyi özlemek değildir. Aslında Sayın Başbakan tutunacak çalı bulamaz hale gelmiştir." GÖRÜŞ HENCALULUÇ (Baştarafı Spor'da) bir sorumluluk taşımayacaktır. Derwallin dış itiban milli takım önünde pek çok koridoru açacak, Turk lutbolunu üç yıldır tanıyan dünya çapındaki bu futbol adamı, Atkinson'un sorulanna er doğru yanıtları •/erecektir. Bunun uyuşup, uyuşmama neresinde?.. Milli takımı biri Alman, öteki Ingilız ekollü iki başlı bir hilkat garibesi gibi gösterme çabaları da, gene suyu bulandırma gayretkeşliğinden başka bir şey değildir. • • • Erdenay Oflas, milli takım konusunda bugüne dek hiçbir Türk federasyonunun olmadığı kadar doğru yoldadır. Büyük düşünmesi doğrudur. Milli takım patronluğunu bir kariyer haline getirme plam doğrudur. Atkinson seçimı doğrudur. Olmazsa Hidelgo, deyişi dt> doğrudur. Candan Tarhan'ı bir kez daha kurtlara yedirmeden aramayı sürdurmesi gerektiği için, "Hidelgo olmazsa, Candan" deyişi yanlıştır. "Hidelgo olmazsa, bir başka dünya büyüğü mutlak getirilmelidir. ni bir tarafa bıraktı. Açıkça soylüyor, kişisel yasaklann kaldınlmasına karsı, sendikalann rahal çalışmasını öneren degişikjige karşı, derneklerin demokratik hak ve özgüriükler doğrultusunda fikirierini söykmesinc karşı. Başbakanın karşı çıkma gerckçesi aynca öğretici. Bu şekilde davraoırsanız 12 Eylül öncesi kargaşa ortamını yaraürsınu diyor. Yani Sayın Özal'ın demokrasi anlayişı bugünkü seklin hiç değiştirilmeden sürdüriilmesinj öngöriiyor. Demokrasinin tam manasryla işledigini sanıyor. Ne kadar ayn dünyalarda yaşadıgımız böylelikie meydana çıkıyor. 'Alternatifimiz yoktur' diyen Sayın Bsşbakan'a karşı, bugünkü çagdaş uygar dünyada yaşayan Batılı ulkelerde gördügümüz demokratik hak ve özgürlüklere sahip insanlann allernatif olduğu meydana çıkıyor. Özal'ın altematifi çagdaş, demokratik, çogulcu demokraside yaşama islegidir." EKG'LERSTETESKOPLAR KALlTELİ, HESAPLI 345 82 46 Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. TÜLÂ Y tŞBİLtR Inönü, "Başbakan'ın bu tavnyla Cumhurbaşkam'yla ters düşüp düşmedigi" sorusuna, "S»yın Cumhurbaşkanı konuşmalannda geçici 4'le ilgili öoergenin, Meclisin meselesi oldugunu, kişisel yasaklara karşı herhangi bir tavn olmadığını ifade etmiş oldu. Bu tutumuyla Sayın Özal, Sayın Cumhurbaşkanı'nın demokrasi anlayışına uymayan bir tavn oldugunu ortaya koymuş oldu" yanıtını verdi.