22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 umhuriyet ^^^^^™^^^^™"" Sahıbı: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketi adına Nadir Nadi. # Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Muduru: tmine Uşaklıgil, Yazı lşlerı Muduru. Oka\ Gonensin. % Haber Merkezi Muduru: Yalçın Bayer, Sayfa Duzenı Yonetmeni. Ali Acar. TAKVtM 3 Eylul 1984 İmsak. 4.55 Guneş: 6.25 Temsikıler: ANKARA: Yalçın Doğan, İZMIR: Hikmet Çelinkaya, ADANA: Mehmel Mercan, • Senıs Şeflerı: btanbul Haberleri Reha Oz, Dış Haberler: brgun Balcı, Ekonomi Osman L'lagay, Kultur. A>dın Emeç, Magazın: Yalçın Pekşen. SpoV Danışmanı. Abdulkadir Nucelman. DuzeltmeRefik Durbaş, Araşlırma: Şahin Alpay, IşSendıka: Şukran Kelenci. lkindı: 16.48 Akşam: 19.41 Yatsı: 21.06 Burolar % \nkara: Zıya Gokalp Bulvan İnkılap Sokak Ncv. 19/4 TeT: 3311414''. • hmir: Haiıt Zi\a Bulvan No: 65/3, Tel 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No 134 Kaı 3, Tel 1455019731 • Bütan \e Yavan: Cumhuri>el Malbaaulık ve Gazeıecılık T.AŞ Turk Gvaeı Cad. 39 41, Cağaloğlu, Uı P k . 246lst. Tel: 5209703 Tele\ 22246 " öğle: 13.08 Alman Bakarîa göre "sıgrnma hakkı" normal AHMET TAN ANKARA Federal Almanya Ulaştırma Bakanı Weraer DoUinger'deTürkiye'deki bakan meslektaşlanndan pek farklı değil. O da ne sorarsanız sorun, "genel doğrulan" sıralamaya, lafların en köşesiz yerlerini bularak yuvarlamaya bayılıyor. "Hangi projeyi ele aldınız? Airbus dışında lokomotif satmayı da teklif ettiniz mi? Demiryolu inşa edecek misink?" Sorunuzu kestirme biçimde sormak için çırpınmanız nafile. Hangi yanıt hazırsa onu kabul etmek zorundasınız. Tıpkı misafirin umduğunu değil, bulduğunu yemesi gibi. Oysa ki misafır olan siz değilsiniz, Dollinger'in kendisi. Konuk bakanı Ankara Palas'da yakaladık. Bizim yetkililerin engellemeleri yüzünden kendisine ulaşmak kolay olmadı. Dr. Dollinger ellisinde falan. "Umur görmüş" bir hali var. Sempatik görünuyor. Neler konuştunuz? Teklif ettiginiz bir proje var mı? Ardarda şunları sıralıyor: llk önce Almanya'nın ulaştırma sorunlarını nasıl çözümlediğimi, nasıl gelişme gösterdiğimizi anlattım. Meslektaşım da Türkiye'deki durumu aktardı. Şunu tespit ettik. Türkiye ile Almanya'da demiryollannın geleceği bakımından beslenen düşünceler birbirine çok benziyor. Mevcut demiryolu şebekesini arttırmak, trenlerin hızlannı Dollinger, Türk şeftali suyunu övdü A G R I ı A ÇIK1ŞENGFJJJ \ARIS IUITKIV^ÇMEHMET Federal Almanya Ulaştırma Bakanı Dollinger, "Ben uçak satıcısı değilim" diyor, ama Ankara'da sık sık "Airbus" uçaklarının kulağını çınlatıyor. Alman Bakan, Türkiye'nin Köln Konsolosluğu'nu basan teröristlere sığmma hakkı tanınması konusunda, "Bu adamlar Köln'de mahkum edildi. Mahkumiyetleri bittikten sonra iltica etmelerinin kabul edilmesi mevzuata uygundur" diyor. yükseltmek, mesafeleri kısaltmak ve bu şekilde insan ve mal naklini çabuklaştırmak temel meseledir. İki ülkenin demiryolu idarelerinin de bu yolda çalışmalannın bulunduğu konuşmalar sırasında anlaşıldı. Havayı hareketlendirmek için "Airbus" konusu ile araya giriyoruz. Airbus konusunda bir telkinde bulundunuz mu? Yeni bir fiyat vermek gibi falan?" Dr. Dollinger'in yüzü birden değişiyor: Ben uçak satıcısı değilim. Airbus bir devlet kuruluşu değildir. Avrupa'daki sanayi ülkelerinin ortak bir işletmesidir. AirbusBoeing pazarlığı için ne düşunüyorsunuz? İki şirket arasındaki pazarUk kızışması çok yerindedir. Serbest rekabete dayalı bir dünyada yaşıyoruz. Bu rekabet sistemi her taraf için yararhdır. Konuk Ulaştırma Bakanı'nın ağzından "haber değeri" taşıyan bir bilgiye ulaşmak hayal gibi. "En iyisi Almanya'daki işçilerimizden soz etmek olacak" diye düşünüp yeni bir soru yöneltiyoruz: Anlaşıldıgı kadari ile Almanya ile Türkiye arasında demiryolu ulaşımını arttırmak istiyorsunuz. Aynca ısrarla Airbus uçaklan satmak istiyorsunuz. Bu gayretin arkasında Almanya'daki Türk işçüerini trenlere uçaklara doldurup Türkiye'ye gönderme düşiincesinden soz edilebilir mi? Alman Bakan aniden bir Alman gümrukçıisii kadar ciddileşiyor: "Ne ilgisi var? Bizim böyle bir niyetimiz yok 5. BODRUM KULTUR VE SANAT FESTIVAL1 Zeki Müren'in konser biletleri haraborsaya düştü TÜREY KÖSE YURDAGÜL ERKOCA BODRUM "Sanat Güneşi" Zeki Müren öncülüğunde, "Yâr saçların lüle liile" ve Yirminci >uz>ılın bakiresiyim" şarkıları eşliğinde anük tiyatroya yapılan "festival yüniyüşü" ile başlayan 5. Bodrum Kültür ve Sanat Festivali, iptal edilen galalar ve karaborsaya çıkan konser biletleriyle sürüyor. tlk gunden başlayarak çeşitli aksakhklara sahne olan festival önceki gün limandan antik tiyatroya yürüyüşle başlarken, bir yanıyla da sanat ve kültür yanını ortaya koyuyordu. Geçen yıl acılışa bir devenin üzerinde katılan Zeki Müren'in kırmızı ve beyaz karanfillerle süslenmiş bordo mustang arabayla öncülük ettiği yürüyüş kolu programa göre bando müziği ile antik tiyatroya gidecekti. Ancak, daha yürüyüş başlarken programda ilk değişiklik oldu ve bando müziği yerine Başbakan Özal'ın "teknik danışmanı" Erkal Zenger'in arabasından yukselen "Yâr saçların liile liile" ve "Yirminci yüzyılın ba Hoşgörünün sınıriarını zorlayan özgürlük Fransız kadın yönetmen Yannick Bellon, "La Triche" (Aldatmaca) adlı filminde, eşcinsellik temasım işlerken "yaşam kuralları"nın dışına çıkanların yalnızlığını vurguluyor. MEHMET BASUTÇU PARİS Fransız sinemasının ilginç özelliklerinden biri de, kadın yönetmenlerin seslerini, birçok ülkedeki meslektaşlanna oranla daha fazla duyurabiliyor olmalan. Agnes Varda'dan Marguerite Duras'ya kadar, kadın duyarlığını, değişik bakış açılarıyla beyazperdeye getiren başanlı sanatçüann sayısı kabankça. îlk hamlede altıyedi ad akla geliveriyor. Dünya çapındaki değerlendirmeler, kadın sesinin para sesi kadar etkin olmadığını gösterse de, sinema perdelerine yansıyan kadın sesleri, yer yer, tıpkı su sesi gibi, yaşam dolu bir serinliği ve berraklığı içermekte. ve giderek yapısal yansımalann peşini bırakmayan bir sanat çizgisi izliyor. Daha önce kadınerkek ilişkilerini, birbirinden ayrılan bir çiftin "La Femme de Jean" (Jean'ın Kansı) ya da ırzına geçüen bir genç kızm, "L'amour Yiole" (Iğfal edilen aşık)ruhsal tepkileri ve aranışlan eşliğinde irdeleyen yönetmen, bu kez, erkeklerarası eşcinsel sevgi temasına, özgün mü özgun, duru mu duru bir yaklaşım getirmiş: "La Triche" (Aldatmaca) neredeyse nesnel olarak niteleyebileceğimiz bir çözümlemeye gidiyor. Günümuz Fransa'sında yaşanan sözümona "çağdaş özgürlügün" sınırları, toplumu yönlendirenlerin yüzlerini orten çağcıl (modern) ve liberal maskeler altında sırıtan bağnaz ve tutucu öz, çıkar ilişkileri ya da aile ve toplum bağlarıyla kıskıvrak duğümlenen insanların evrensel dramı ve yerleşik yaşam kurallannın dışına taşma yürekliliğini gösterenlerin kaçımlmaz yalnızlığı başanyla işlenmiş. Liberal maske altındaki bagnazhk Yannick Bellon, bugüne dek gerçekleştirdiği altı fılmle, Fransız kadın yönetmenler arasında özgün bir yer edinmiş durumda. Meslek yaşamına montaj masasında başladıktan sonra, duygusallıkla duyarlı olmayı birbirine kanştırmayan, moda akımlann etkisine kapılmadan olaylann derinliğindeki toplumsal, ruhsal Kenteoylu aydınların ikiytizltiltigü "La Triche"in, polisiye bir öykü çevresinde gelişen gerilimli kış için 100 bin lira ahyor. 10 kişiye kadar olan turist grupları bir, 10 kişiden fazlası iki rehber almak zorunda. Sayı kalabalık olduğunda bu rakam yabancı dağcılar için gerçekten çok da fazla değil. Ama demokratik gelişmenin ilkel aşamalannda yalDağcüik amacıyla gelen turistAğn Dagı turizminde kilit rolnız belli bir miktann üzerinde lerden birini Dağcüik Federasyo lerin hemen tümü bu durumdan vergi ödeyenlere seçmeseçilme nu'nun rehberleri oynuyor. Da şikâyetçi. Yakınmalar iki ayrı hakkı vermek gibi bir uygulama ğın turizme açılmasından, bura düzeyde. llki, dağcılık olayının savunulamayacağına göre, kıt daki turistik hareketin bir ölçü esprisine aykın bİT "gözetim"e kaynaklarla Ağn'ya urmanış tade gelişmesine kadar bir dizi duyulan tepkiden kaynaklamlebinde bulunanlara imkân taadımda onların katkısı var, Şu yor. Ağn Dağı'nın bulunduğu nınmasında ne sakınca olabilir? anda da turist gruplarımn dağa yerin "hassaslığı"ndan ötürü geBöyle düşünen üçbeş kişilik çıkışı, yanlarına rehber almala rek görülen "rehbertt çıkış", yalgenç dağcüık meraklılan, Doğubeyazıt'ta oyalamp, bir üçbeş kişi daha gelse de birleşip bir rehber alsak, böylece tırmanış ucuza gelse diye bekleşiyorlar. tlk engel burada çıkıyor. Izin için ayn ayn başvurmuş yabancılarm birleşip tek grup haline gelmelerine rehberler karşı çıkıyor. Devletin Ağrı DağVna çıkış için öngördüğü prosedür nedeniyle rehberin üzerine büyük sorumluluk düşüyor. Güvenlik v.b. açısından. Aynca, rehber d< dağcı. Yani Ağn tırmanışı gib zevkli bir iş de olsa, bir buçuk iki aylık bir sürede beşon ke? yapıldığmda ruün hale gelen yorucu bir faaliyeti sürdürmek kolay değil. Ama Doğubeyazıt sokaklannda, "Benim için rehberli çıkışın degeri yok, ben her şeyden önce dagcıyım, kendi başıma YOL LW BAŞI Eli yaylasına genellikle öğleden sonra varan araçlardan înen dağcılar yürüyüşe geçi bir şey becermek istiyorum" diye kıvranan turiste, "tsters* yor. 3.200 metredeki ana kampa varana kadar ortalık kararacak. Güneş son selamlarım veriyor. kendi başına denesin, yakalayıp getiri\eririer" derunesi de hoş değil. Hele, " O zaman birkaç kişi daha bulalım ki, rehber ücretini Büyuk Ağn tırmanışı, 4.600 metre yukseklikle zir olduğu gibi, Dil Uretme Çıftliğinden Serdarbukün ödeyebilelim" önerisine karşı, ve arasındaki bolüm dışında, çok özel dağcılık hülak yaylasına geçilebiliyor, buradan Hacıosman yay"Olmaz, biz sizi ayn grup sayınerlen gerektirmıyor. Biraz kondisyon, biraz kamplasma, Mıhtepe'ye ve zirveye \anlabiliyor. kiresiyim" müziği başladı. Heryonız, her grup için 100 bin lira" çılık deneyi, bir de bunyenin yukseklikten etkilenkes oynamamak için kendini zor diye dikilinmesi, hiç hoş değil. memesi, 3200 metrelik ilk kampa, oradan da 4.100 .Bu yollar şu anda dağ turizmine açık değıl ve ya"Madem 100 bini ödemek istetutarak yürümeye çalışırken Musak metreye ulaşmak için yeterli. Tırmanış, baştan zır bölge kapsamında kalıyor. Halen çıkışlar Domiyorsunuz, sizi öbür gruba kado'nun flamalanm taşıyan manveye kadar, yorucu bir yürüyüş şekhnde geçiyor; ıpğubeyaztt yönünden yapilıyor. Çaıan ya da Çiftlik tanz, ama o zaman o gnıbun kenlerle, uluslararası Windsurf koylerinden başlayan yollar Eli yaylasınm az ustünde lerle tırmanma v.b. yok Okulu'nun yelkenlerini taşıyan ödediği 100 bin liraya ek olarak birleşiyor Eli'ye Doğubeyazıt'tan kamyon ya da 200 dolar verin" gibi "ara Ağn'ya çıkışın çeşitliyolları var. Iğdır'dan Araöğrenciler güzel bir görünüm kamyonetle gidilıyor, eşyalar buradan atlara (eşeklık'a, oradan Ahora (Gündoğan köyu) bölgesıne geoluşturuyordu. yollar" teklif edilmesi de öyle. çiş, bunlann ilk ikisinde başlangıç aşamasını oluş lere) yükleniyor, 3.200 metredeki ana kampa yürü Bu güçlükler, bazı yabancılaZeki Müren öncüluğündeki yüş turuyor. 2.150 metrede ikiye ayrılan yollardan biri 4 saat dolayında sürüyor. 3.200'den 4.100'deki "Biz sizi izinsiz çıkannz, 100 rı yürüyüşe katılanlar Muğla Valisi ikinci kampa da bu kadar surede yürunüyor. İki bin lira da istemeyiz, 4050 bine Kup Gölü yakınından zirveye uzanıyor, öbüru HayYücel Bölgen, Kaymakam Şükkampta da birer gün gecelemek normal. Zirveye çıdardağı yaylası denen mevki, 4.200 metredeki Mıholur" diye kendilerine yanaşanru İyitezer, Belediye Başkanı Cekış tepe'den de zirveye ulaştınyor. Yine Aralık tarafın için sabaha karşı harekete geçiliyor, günun sa kanmaya, sonunda suçlu lara vat Bılkıç ile antik tiyatroya girdan, Üretme Çiftliği ile Ahora arasından başlayan kin saatlerinde ulaşılan zirvede 15 dakika, yanm saat durumuna düşmeye itiyor. diklerinde burada kendilerini kalınıyor. Aynı gün 4.100'e, donulup 3.200'e iniliyor, patıka ile Haydardağıyaylasına varmak, 3.750 metTabii ki, Ağn tırmanışına herede hafifbir donüşle zirvenin yolunu tutmak müm burada yine bir gece kaldıktan sonra olay bitiyor. veslenen yabancüar için Doğube(Arkası 8. Sayfada) yazıt'ta geçirdikleri günleri sevimsiz hale getiren tek mali konu rehber ücreti değil. Ağn'ya çıkış için dağın eteğindeki Eli köyüne kamyon ya da kamyonetle gitmek gerekiyor. 20 kilometrenü"liklerinin sınırlarını gözler leştiri yapmanın gereğini duyum lik bozuk ve tozlu yolda burun önüne serecekler... Her olayı, suyor... Ve fikn, eşcinsellik te delikleri dışında her yerinizi örbelirli bakış açılarıyla açıklaya masının çok ötelerine doğru alıp terek yaptığmız yolculuk için istenen ücret 20 bin liradan az debileceklerini sanan kentsoylu ay götürüyor sizi... dınlann yavanlığı, ikiyüzlülüğü; Öykünün sonunda, yerleşik ğil. Burada bitmiyor. Eli'den toplum merdiveninin alt basa değerlerin gücü üstun gelecek, 3.200 metredeki ana kampa çımaklannda bocalayanların katı toplumsal maskeler, baskılar ve kacak ve bir süre kalacaksımz. lığı, acımasızhğı; ve daha bir yı tepküer karşısında, kişisel ozgür 34 saatlik yürüyüşte ancak sırt ğın toplumsal ve ruhbilimsel ol lüğü ve salt insan sevgisini savu çantanızı taşıyabilirsiniz. Gerigu, sıradan davranışlarda kendi nanlar, belirli sınırları (çıkarla kalan eşyanız at ya da eşekle çıni gösterecek... rı) koruyan mayınlardan kurtu karılacak. Hayvanlarm her biri lamayarak yenik düşecekler. Ka için 5 bin liradan az olmayan bir ramsar bir yapıt mı? Kesinlikle tutar ödüyorsunuz. Özgürlük Ağn Dağı turizmi piyasahayır. Tek amacı özgürlüğün sımücadelesinin nırlannı genişletmek olan ve bu sında her şeyin bedelinin nedenle yerleşik alışkanlıklan "tutturabildigine" ilkesine göre Evet, sonuç olarak, klasik bir zorlayan, ileriye dönük her ey belirlenmesi, bunun da açık seolaylar zinciri ve son yülarda de lem çerçevesinde, eksi ö^elere çik ortada olması, üsrüne üstlük, ğişik yanlanyla ele âlınrruş bir te karşı savaş veren artı öğeler, ilk uğruna bunca zahmete katlandıma; kısacası tuzaklarla yuklü bir aşamada geçici de olsa başan ğınız tırmanışın, parayla ilgili senaryo. Ama Yannick Bellon, sızlığa daha yakın değiller mi? büyük mücadeleler yaparak beldengeli yaklaşımı ve çiğlikten Bellon'un kahramanlan bu artı ki aranızı bozacağınız kişilere özenle kaçınan duyarlı kamera eksi çatışmasını kendi içlerinde, doğrudan bağlı, hatta onlann KURALLAR1' ÇtĞNEYENLERtN YALNIZLIĞI Yannick Bellon'un "La Triche Aldatmaca"adlı elinde olması, tam bir huzursuzfilminde karısıyla uyumlu bir ilişkisi olan Başkomiser Michel Verta'nm (Victor Lanoux, sağda), genç sıyla, tüm tuzaklardan kurtul kendi koşullarında yaşıyorlar. luk ortamı yaratıyor. masını bilmiş; çok renkli kişilik Her tür demagojiden ve sığlıkbir muzisyenle (Xavier Deluc) olan eşcinsel ilişkisinin öyküsünü anlatıyor. leri, inandına ve canh bir biçim tan sakınarak sonınların özüne Ama işte eloğlu bütün bu meörgüsü, seyirci çekmeye yönelik dine özgü bir dengeye gereksini katıksız bir sevgiye, çıkar tanı de derinlemesine işlerken, keskin eğilen, insanoğlunun çelişkileri şakkati tabii hepsini baştan hetecimsel bir aldatmaca değil, tam mi var. Genç ve güzel karısıyla, mayan bir tutkuya dönüşene ka eleştiriler de getiriyor. Victor La ni ve özgürlük mücadelesinin ya saplayamadan çekiyor ve Ağn tersine, toplumda yaşanan ger hoşgorü ve sevgi temelleri üzeri dar... Kocasının kendisini başka noux, Michel Galabru ve Anny şamsal niteliğini vurgulayan bir Dağı'na çıkış için başvuranlann çek aldatmacaları, yaşamın do ne kurdukları çağcıl ilişküerden bir kadınla "aldatmasını" hoş Duperrey gibi deneyimli oyuncu yapıt izliyoruz. sayısının bir hayli artacağma büğal gerilimi içinde, çok renkli ve örülmüş "örnek" aile yaşamı dı görüyle karşılayabilen, giderek lann, sinemada her zaman karYannick Bellon'un "La Tric tun ilgililer kesin gözuyle bakıçok sesli olarak gorüntüleme şında, erkeklerle de gizli gizli bu olağan bulacak kadar çağcıl (!) şımıza çıkmayan yoğunluktaki he" ten sonra, Osman Şahin'in yor. Kültür ve Turizm Bakanı amacına hizmet ediyor... Başko İuşan başkomiser, saygıdeğer olabüen Verta'nın kansı, bu yeni tiplemeleri başanyla yorumla öykülerinden derlenecek bir se Taşçıoğlu'nun "tsteyen gelsin" miser Michel Verta, Bordeaux (!) olmasını gerektiren görevi ilişkiyi hazmedemeyecek; anla dıkları bu yapıttan, hepimiz pa naryoyu, Türkiye'de gorüntüle diye Nuh'un Gemisi'ni aramaya kentinde, dıştan bakıldığında nedeniyle, eşcinsel ilişkilerini en yışsızhğın ve kıskançlığın en il yımızı alıyoruz: Dikkatli izleyi meyi tasarladığı, kulağımıza ça davet ettikleri de gelirse, Doğudengeli, onurlu bir yaşam sür yakınlanndan bile saklamakta. kel tepkilerinden önıekler suna ci, eşcinsellik gibi toplumsal bir lınan haberler arasında. Sinema beyazıt'ın konukları epey artamekte. Gerçekten de onurlu bir Ta ki, bir cinayet konusunda cak... Başkomiserin dört başı gerçek konusundaki gönişleri, dünyasında, kısa ömürlü tasan cak. Bari misafırler gehneden oryaşam bu. Üstelik dengeli de; sürdürdüğü anket sırasında kar mamur özel yaşamıyla mesleki düşünceleri ve bakış açısının ge lar boldur; Bayan Bellon'un tahk biraz toplansa. ancak, Victor Lanoux tarafın şısına çıkan genç muzisyenle ara başanlarından rahatsız olanlar, nışliği ne olursa olsun, birçok so amacına ulaşabilmesini gönüldan yorumlanan Verta'nın, ken sındaki eşcinsel yakınhk, giderek birikmiş kinlerini kusarak "libe ruyla karşı karşıya kalarak öze den dileriz. BtTTl tur. Biz anlaşmalara bağlıyız. Anlaşmaların gereklerine sadıkız." Konuk bakan bir "laf ola" bağlantıyı fazla ciddiye aldığını kendisi de farketmiş olmah ki gülümseyerek, "Geçenlerde Airbus konusu için Çin'e gittim. Bu uçaklarla Çinliler de ilgileniyorlar. Bu soylediginize göre Çinlilere Airbus satmamız sakmcalı. L'çaklara dotup Almanya'ya gelebilirler. Çünkiı geriye gönderecek hiç Çinli yok Almanya'da" diyor. Dollinger taşı gediğine koymuş olmanın rahathğı ile arkasma yaslanarak guluyor. Ama bu sözleri ile bir gedik açtığını konuşmanın akışı içinde pek farketmiyor. Biraz önce "ben Airbus satıcısı değilim" dediği halde, Çin hikâyesi anlatırken "Çin'e Airbus için gitügini" ağzından kaçırıyor. Sözü yine demiryolu işbirliğine getiriyoruz. Bakan IstanbulAnkara arasının açılacak tüneller ve yeni şebekelerle kısaltılması konusu ile Ugilendiğini söylüyor. Benzer bir çalışmanın kendi ülkelerinde Hannover'de yapılmakta olduğunu belirtiyor. Konuyu "tafldaştırmak" için mi ne, şöyle diyor: "Istanbul'da şeftali suyu içtim. Çok çok beğendim. Bu şeftali suyunu ben Almanya'da da içmek istiyonım. Ulaşım imkanlarını arttırmazsanız, genişletmezseniz, nasıl tçeriın." öyle anlaşılıyor ki şiş kebabımıza, baklavarnıza, bogazın güzelliRlerine iltifat etmenin artık klasikleştiğini Almanlar da keşfetmişler. Bu nedenle gizli güzelliklerimizi bulup göstererek bizi sevindirmek peşindeler. Bakanın ağzından kesin laf almanın olanağı yok. Bu kez " tarihin derinliklerinden" yardım umuyoruz. Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye ile Almanya demiryolculuk alanında yeni bir işbiıiigi olanağı araştırıyorlar. Bu anlamda Birinci Dünya Savaşı öncesindeki "Bağdat Demiryolu projesi"ne benzer yeni bir girişim mi söz konusu? Bakan "nerede o günler" gibi bir jestle, " O tür projeler çok büyük çok kapsamlı projelerdir. Çok iyi araştınlıp incelenmeleri gerekir" demekle yetiniyor. SIĞINMA Türk Dışişleri sözcüsü Alman hükumetinin Köln'de Türk Konsolosluğu'nu basan teröristlere sığınma hakkı vermesini kınadı. Federal hukümetin uyesisiniz. Hükümet uyelerinin ortak sorumluluğu çerçevesinde bu tepkiye Ulaştırma Bakanı olsanız da siz de muhatapsınız? Ne diyorsunuz? Konuk bakanın yüzu sertleşiyor: "Bu hususta henüz bir bilgim yok. Şu kadannı söyleyeyim. Siyasi iltica problemi hep başımızı ağntıyor. Bu adamlar Köln'de mahkum edildiler. Mahkumiyetlerini çektikten sonra iltica etmeleri kabul edildi. Bu durum Alman mevzuatına uygundur" diyor. Ve başhyor Federal Alman Anayasası'nı övmeye: "Bizim anayasamızdaki terorizmle ilgili hükümler başka ülkelerin anayasalannda olsa idi dUnyada bu tür olaylar olmazdı. Bu konuda bizim anayasarruz en ikri anayasadır." AN A KAMP 3.200 metrede bulutlar yoğunlaşıp güneş kaybolduğu zaman basbayağı kış iklimi hüküm sürüyor. Dağcılar kazaklanm, rüzgârUklanru, takkelerini giyiyor. Sis her yanı kapladığtnda görüş uzaklığı baıen 510 metreye iniyor. Deneyli dağcılar, "Bazen burnunuzun ucunu bile göremezsiniz,," diyorlar. Behber ahna zorunluluğu turistler için sorun Hehberler dağa her çıkış için 100 bin lira alıyor. 10 kişiye kadar olan turist grupları bir, 10 kişiden fazlası 2 rehber almak zorunda. h için ayrı ayrı başvurmuş yabancuann birleşip tek grup haline gelmelerine rehberler karşı. 3 n koşuluna bağlanmış durumda. mz başına, sevgilisiyle ya da arkadaşlarıyla kuş uçmaz kervan geçmez bir yerlerde dolaşmak isteyen dağcılann yeni şeyler yaşama, yeni şeyler deneme tutkusuyla çelişiyor. "Ben en zorlu tınnanışlan en çok üç kişilik gnıplarla vaptım. Benim için rehberle çıkışın bir esprisi yok ki," diye yakınanlar, genellikle sırt çantalarıyla bir tatil süresince mümkün olduğunca çok yer dolaşmaya çalışan, biraz da macerasever, daha çok genç yabancılar. Ikinci yakınma konusu, rehber ücreti. Rehberler dağa her çı AĞRI DAĞINA NASIL ÇIKILIR?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear