23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/4 KÜLTÜR YAŞAM 13 EYLÜL 1984 TELEVİZYON 19.29 19.30 Açılış ve Program Tatlı Kahramanlar Uzayda Dizinin bugün yaymlanacak olan bölümünde, uzayda kahramanlanmıvn ustüne çok gizli bir silah gönderilir. Bu silahı ele geçirmek için kötü niyetliler sinsice planlar hazırlayarak harekete geçerler. Celal Sılay'ın zamanı yoktur SÜREYYA BERFE ÖLELt 10 YIL OLUYOR Sılay öleli 10 yıl oluyor. Onun şiiriyle tanışmak isteyenler kitaphklara başvurmak zorundalar. Oysa Sılay sağlığında 14 şiir, 3 denetne kitabı ve 4 dergi çıkarmıştı. (Dr. Halil tbrahim Bahar koleksiyonundan) disini yitirdiğini bilirim. Ama inanmamış bir iyimsercî oyunu oynayamam. Kitaba varma yolunun kitap olmadığı, sözü Ustüne yürüyeceksin. Dur biraz. Matematikçi misin sen? Sanatçı mı? Matematik eşyayı ussal kuralların kalıbına döker. Senin böyle kitaba dökülmüş kalıbın var mı? Kitabı kitaba değil, insanı insana vereceksin. Ama hangi insana? Toplum bir sıra bütünü değil, kat kat. Bilgini var, yan bilgini var, bilmeyeni var, snöbu var. Seni önce snoblar benimseyecek. Moda ile olan uzlaşmana göre değerlendirecekler. Bir nefeslik edecekler soluğunu. Kendi eğilimlerinin sözcusü yapacaklar seni. Yarı aydının kucağına düşersen, burada senden bir şey anlaşılmayacak. Güzelciliğin gereksiz onlar için. "Konuşulan dile bir dfizen mi getirdim?" dedin. Dile düzen gerektiğini bilselerdi yarıda kalırlar mıydı? Aydını bulursan, pacayı kurtardın demektir. Müziğin de, resmin de, şiirin de eğitimci olduğunu bilen ve yaptığın işi değerlendirecek olan o yüce aydını." Sayın editörler, genel yönetmenler, yayınevi sahipleri! Gördüğünüz gibi Celâl Sday'ı yayınlamanın zamanı yoktur. Bugün, şiirlerinden, yazılanndan bir seçme yayınlasanız ne olur? Cevabı gayet açık: Türk Edebiyatı'na yaptığınız hizmet saygıyla anılır. DERGİLERDE BU AY CELAL ÜSTER Bir süre önce tlhami Bekir Tez'in ölümü üzerine bir yazı yazmıştım. Şimdi de Celâl Sılay'ın ölümünün 10. yıldönümü dolayısıyla bir yazı yazıyorum. 19.45 Çocuklarla Başbaşa tki sahipsiz, iki antipiyasacı ve Programda, "tsraf ve Cimrilik" konusu işleniyor. hâlâ parlayan iki kıvılcım. Bugün okurlar tlhami Bekir'in şi19.50 tnanç Dünyası irlerini belki okuyabilirler. Celâl Sday'ın şiirlerini nerden bulaProgramda, Kur'anı Kerim tsra suresinin 6170 ayetlerini Abdülcaklar? Devlet veya Belediye kikadir Şehidoğlu okuyor. Türkçe açıklamasmdan sonra, A.Ü.l.F. taplıklarına gidecekler. Şimdilik öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayrani Altmtaş'm "Islam Dini ve tnsan başka çare yok. Şahsiyeti"konulu bir konuşmasınayer veriliyor. Program, dini muzik ile son buluyor. Celâl Sılay'la tanıştığımda 1920 yaşlarında bir genç süb20.30 Haberler yandım. llk gördüğümde biraz şaşırmıştım. Usturaya vurdurul21.00 Hava Durumu muş kafa, ağzında bitmek üzere olan bir puro, kıpkırmızı bir 21.10 Uykudan Önce yüz ve heyecan ve telaş ve hız. 21.20 Simon Kardeşler O zamanlar 4950 yaşlanndaydı. Çıkardığı ve batırdığı dergiler Sürekli dizinin 11. bölümünde, Bayan Ross kocasını bulmalan için yetmiyormuş gibi bir dergi daha Simon kardeşlere başvurur. Olaylar da gelişmeye başlar. çıkarmaya hazırlanıyordu. Çıkardı da: Yeni tnsan, yıl 1, cilt 22.10 İki Solist: Ahmet MelikGönül İpek 1, sayı 1, 100 krş., ocak 1963. 22.35 şi kelimeyi ne kadar duyarsa o Bâbıâli'nin hayhuyu içinde tek oranda yaşar. Kelimeye can vebaşına, yazılan toplar, matbaa23.20 Haberler ya verir, tashihini, sayfa düzeniren de budur. ni yapar, didinip dururdu. Yeni Şairi soylu yapan, kelimeler23.30 Kapaıuş tnsan'ın birinci sayısı kötü bir le yaşaması kadar, kelimeleri yakâğıda basılmıştı. Kapağı ve say şatmasıdır. fa düzeni de kötüydü. Aceleye Kelimede anlam değiştirme geldiği için çok üzülmüştü. Ne gücü bu kökten geliyor. Şairi enya romanları. 11.00 Şarkılar. 11.15 TRT I yaptı etti, sonraki sayılarda her tellektüel disipline ulaştıran da Saz eserleri. 1130 Halk çalgılanndan şeyi düzeltti. Yayınlandıgı dönebudur: Kelimeleri yaşaması. 05.00 Açılış, program ve lusa haberezgiler. 11.45 Hafif müzik. 12.00 mi düşünürsek, Yeni tnsan alıler »5.05 Ezgi Kervanı. 05.30 ŞarkıŞarkılar. 12.15 Saz sololan. 12.30 şılmamış, ilginç, değişik bir derlar ve oyun havalan. 06.00 Köye haİ n a n m a m ı ş bir Beraber ve solo türküler. 13.00 Haberler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 berler. 13.15 Hafıf müzik. 13.30 giydi. Tıpkı Celâl Sday'ın şiirleri iyimserci o y u n u Günaydm. 07.30 Haberler. 07.40 gibi. Bazı sayılan yeniden basılTürküler. 13.45 Amatör topluluklar. Günün içinden. 10.00 Arkası yarın. 14.15 Hafif müzik. 14.30 Yabana dil sa, bugiinku dergilerin birkaçıyŞür bu yüzden çevrilemez. Ya10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberoğrenelim. 15.15 Türküler. 15.30 Bala boy ölçüşeceğine inanıyorum. şanmamış kelime olur çeviri. ler. 11.05 Türküler. 11M Hafıf mürok müzik. 16.00 Şarkılar. 16.20 Artlhan Selçuk, Yaşar Kemal, Fazik. 11.40 Şarkılar. 12.00 Kısa haber kası yann. 16.40 Yurttan sesler. kir Baykurt, Haldun Taner, ler. 12.05 Reklamlar. 12.10 öğle üze17.10 Türkçe sözlü hafıf müzik. Edip Cansever, Mustafa Seyit ri. 12.55 Reklamlar ve radyo prog17.30 Küçük konser. 18.00 Beraber Sütüven, Hilmi Ziya Ülken, Isramlan. 13.00 Haberler. 13.15 Saz ve solo şarkılar. 18.30 Dünya hikâeserleri. 13.30 Bölgesel yayın ve rekmet Zeki Eyuboglu, Halil İbrayeciliğinden örnekler. 19.00 Haberlamtor. 14.45 Hafıf muzik. 15.00 Kıhim Bahar, Selmi Andak, Sabaler ve olaylann içinden. 20.00 Şarsa haberler. 15.05 öğleden sonra. hattin Kudret Aksal, Selâhattin kılar. 20.15 Türkçe sözlü hafif mü16.00 Kısa habcrler.16.05 Türküler. zik. 20.30 Yabana dil oğrenelim. Hilâv. Ahmet Oktay, Tezer Öz16.25 Hafif müzik. 16.40 Şarkılar. 21.15 Türküler. 21.30 Solistlerden lü, Mehmet Seyda, Nunıllah 17.00 Kısa haberler. 17.05 Köyümüz birer şarkı. 22.00 Unutulan çalgüar. 12 Berk vb.bu dergide yazdılar. köylümüz. 17.25 Saz eserleri. 17.3» 22.30 Bir roraan / Bir yazardan hiDin ve ahlak. 18.00 Çocuk bahçesi. kâyeler. 22.45 Türküler. 23.00 HaSanayi devrimimizi, İkinci 18.15 Haftanın çocuk sarkısı. 18.20 berler. 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Dünya Savaşı'nın olanaklarınBölgesel yayın. 18.55 Reklamlar. Hafıf müzik. 23.55 Müziğe çagn. dan da yararlanarak yapamadık. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. 00.55 Program ve kapanış. Sessizlik, ilgisizlik Bunu yapamadığımız için bugün 20.00 Hafıf müzik. 20.20 Şarkılar. Celâl Süay, 14 şiir kitabı, 3 de Batı'ya bağımlı durumdayız. 20.40 Türküler geçidj. 21.00 Kısa haTRT m neme kitabı, 4 dergi çıkardı. Ah Bizden kısa bir süre önce ayrılan berler. 21.05 Solistler gecıdi. 21.30 Türk Halk Mıiziği Kadınlar Toplu 07.00 Açıhş ve program. 07.02 Gümet Selâmi Sel takma adıyla ga Bulgaristan bile büyük sanayi ne başlarken. 08.00 Sabah konseri. luğu. 22.00 Beraber ve solo şarkılar. zetelere fıkralar yazdı. Sessizli merkezleri kurdu. Biz henüz o 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Steely 22.30 Küçük konser. 23.00 Haberğe, ilgisizliğe bakm. Bütün bu aşamada değiliz. Dan Topluluğu. 09.30 Baıok müzik. ler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Güçalışmalan boşa gitmiş demek 10.00 Sizin için seçtiklerimiz. 11.00 Sovyet Bilimler Akademisi'ni nün haberlerinden özetler. 01.00 ki. Celâl Sday'ı ne arayan ne so de gezdirdiler. Leningrad'da nhögleye dognı. 12.00 Haberler. 12.12 Program ve kapanış. 01.0505.00 ran var: Yeni Giindem hariç. Diskote&mizden. 13.00 Konser saGece yayını. tıma yanaşmış bir savaş gemisi ati. MJOCazustalan. 15.00 Müzikli Derginin 9. sayısında Haldun duruyordu. llk devrim işaretinin dakikalar. 16.00 Günün konseri. Taner'le Celâl Süay üzerine yaTRT n top atılarak verildiği "Auror»" 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. pılan bir konuşma ve Sday'ın kızırhlısı. Gemiyi müzeye dönüş18.00 Plaklar dönüyor. 19.00 Haber07.00 Açıbş ve program. 07.02 Sosa yasam öyküsü, eserleri yer altürmüşler. Sonra Çar'ın sarayı ler. 19.12 12. lstanbul Festivali. UsÜeTden seçmeler. 07.30 Haberler mış. Asıl önemlisi, Celâl Sday120.45 Saz eserleri. 21.00 Perşembe önünde gösteri yapan halka ateş 07.40 Türküler ve oyun havalan. ın yeniden ele alınması, unutulkonseri. 22.00 Haberler. 22.12 GeM.00 Sabah için müzik. 09.00 Şaraçılan meydanı gezdik. "Kanlı maktan kurtarüması öneriliyor. cenin getirdikleri. 23.00 Opera saakılar. 09.15 lşte insan. 09.30 Sabah Pazar" denilen o meydanda Bu insanca uyarı, kimin veya ti. 24.00 Gece ve müzik. 01.00 Progkonseri. 10.00 Türkülerden bir de190i yılında binlerce kişinin üzeram ve kapanış. kimlerin aklına geldiyse sağolmet. 10.30 Hafif müzik. 10.40 Dünrine ateş açılmıştı. Bir de din sunlar. Türk şiiri ve okurlar adıkarşıtı bir müze gördük. lsaak na gönülden teşekkür ediyonım. Katedrali, Leningrad'ın en süsPiyasada hiçbir kitabı olmayan bir sairin, şiiriyle ilgili düşünce lü kilisesi. Onun için kurmuşlar ler, görüşler ileri sürmek anlam bu müzeyi. Benim üzerimde en fazla etki bırakan yerlerden biri sız ve acı olmaz mı? Buraya Celâl Sılay'ın kişiliğini, şiirini an oldu bu müze. Dini kendi ilerlelamamızı sağlayacak Yeni In meleri için engel sayıyorlardı. Onun için çocuklan dinsiz yetişsan'ın HaziranTemmuz 1963, 67. sayılannda yer almış bir de tirmek, inanmış Marksist olarak toplumda yerlerini almalarını nemesini almakla yetiniyorum: sağlamak başlıca ilkeleriydi. Deyim yerindeyse, Marksizmi Orfct todoksluğun yerine koymak Şairim" mi dedin? amacındaydılar. Moskova ve "Değil birikmiş duygu ve düLeningrad'a 1979'da yine gittim. şüncelerden sade bir deyiş çıkarDine karşı propagandayı bırakman, salt duygu ve düşüncede mışlar. Ortodoks kilisesi Moskosade kalsan ve bunu derneyi bava'ya yakın bir yerde ayinini yaşarsan usta yola girdin demektir. pıyordu. Deyişe eklediğin her süs, seni Hocam, bunun nedenleri gerçekten ayırarak, bir daha zor üzerinde biraz durur musunuz? dönebileceğin yapmacılığa götüVELİDEDEOĞLU Girür. Olağanı arayan değil, olazemli bir şeye inanmak, insanlar ğanüstüyü bulan olursun. için gereksinim. Herkesi bilgin Olağanüstunün müşterileri bıyapma, aklın egemenliğine inankıcılardır. Seni çabuk eskitirler. dırma ve böylece kendi kendine Bunalım psikolojisinin hava deyeter nıhsal duruma getirme olağişimi olan moda, seni bir mevnağı yok. Ne kadar çok buna simlik rüzgârın tozu içinde karşı eğitim verilirse verilsin, örsavurur. neğin hasta olduğu zaman ya da Abdülhak Hamid, Tanzimat bir yakınını yitirdiği zaman insnoblannın dahisiydi. O çevresanların büyük çoğunluğu birde, Karacaoglan'm adını arunak lerde, yüksekte bulunduğu için kışın SOLDANSAĞA den inanma gereksinimi duyu"avamca" bir şey olurdu. Şim1/Yedi dalı kapsayan atletizm ya gidilemeyen çayırlara verilen ad. 5/ yor. Hangi dinden olursa olsun, di o sUslü Hâmid'den tek Işık saçacak beyazlığa vanncaya denşması. 2/ Başkasırun buynık ve digizemli bir Tanrı'ya sığınmak "mısra" kalmadı. Karacaoğleklerini yerine getiren... Büyük er ğin ısıtılmış olan; nanbeyza... Banbüyük insan kitleleri için bir gekası, portakalı ve davası vardır. 6/ lan'ın gücünde eksiklik olduğukek kardeş. 3/ Belli bir süreyi geçreksinme. Durum böyle olunca, Avanak. 7/ Göze taküan bir tür mernu sanmıyorum. miş olan. 4/ Kimi Avrupa toplumcek... Kutsal kitaplarda, Suriye ile "Madem öyle, dinsel yönetime larinda Yahudilerin gönüllü olarak Sanatçı kişiliğini bir şiirden Mezopotamya'yı içine alan bölgeye ya da zorUnarak yerleştikleri kent dıöteki şiire değişe değişe deneye neden karşı çıküıyor" diye soruverilen ad. 8/ Ateş... Güveniür. 9/ sındaki yer... Limonluk. 5/ Anadolabilir. Din kuralları vicdan kubilirsin. Yapıcılık bu denemelerTıp düinde böbrek hastalıklanmn tülu'da kurulmuş eski bir uygarlık... rallarıdır. Devlet kuralları akıl den pek çok sonra gelecek. Kenmüne verilen ad. Bir nota... Molibdenin simgesi.6/ kurallarıdır. Devlet akılla yönedi sanatçı kişiliğini koyamadıkKimi ağaçlardan elde edilen ve cila tilir. Onun için, din ortadan kalça şiirlerini yayınlama! işlerinde kullanılan bir zamk... Tahtdınlarnaz, ama yasalara değil, ta hükümdar olmadığı zaman ya da insanların vicdanlarına kanalize hükümdann çocukluğu sırasında Şiirin çevresinde edilir. Tıpkı Batı'da olduğu gidevleti yönetin kimse. 7/ Kabuklu bü çırpınıp durdu deniz hayvanlarmı yakalamakta kullanılan bir çeşit ağ. 8/ Bakırın simNuruUah Ataç'ta beğenilecek Çok partili döneme gesi... Damızlık disi hayvan. 9/ bir şey varsa, şiiri anlamasıydı. Empresyonist. dogru YUTCARIDAN AŞAGIYA Yazarak anlaması. Ulaşılamaz Hocam, bize 194O'lı ydlabir iş olduğunu kavrayınca, 1/ Yaban atlanna bakan çoban.2/ rın tek partili yaşamı, İsmel Paonun etkisinden kurtulamamaNotada durak işareti... tspanya'da şa ve oradan çoğulcu demokraBask bolgesinin bağırnsızlıgı için sasıydı. Kendini ışıktan bir türlü vaşım veren örgüt... Işe yatkm, besiye gecişi anlatır mısmız? alamayan pervaneler gibi, şiirin cerikli. 3/ Tatlı su levreğine benzer VELIDEDEOĞLU Ataçevresinde çırpınıp durdu. bir balık. 4/ Çamaşır legeni... Alptürk'ün hastalandığı dönemde, Anlamadan yapılanın değeri devrim atılımları sanki yavaşlaolmaz. Sanattan ne anlıyorsun? mış gibiydi. Halkta onuncu yıl Fotoğrafçı, sandalyenin yüz yerden fotoğrafmı çekebilir. San coşkusu yoktu. Sadece Atatürk'dalye değişmez. Ressam, sandal ün hastalığına içten üzülüyorlardı. Atatürk öldüğü sırada ben yenin bir yerden resmini yapar. Sandalye değişir. Senin sandal dört yıllık doçenttim. İki çocuDosya No: 1984/42 yen kelimedir. Kelimeyi değişti ğumdan biri ilkokula gidiyor, öbürü ise henüz okul yaşında derecek gücün var mı? Davacı Tapu Sicil Muhafızlığı tarafından davalılar Emin FahretKelimelerin kelimelerle değiş ğil. Onları aldım, Dolmabahçe'tin öz vs. aleyhlerine açüan Tapu Kayıtlanmn iptali davasının yapıdeki katafalkın önünden geçtik, tiğini sanırsın. Değil. Hiç eline lan duruşmasında, davalılardan Fevzipasa Caddesi No: 178 Fatih'de portakal aldın mı? Kesi mi ver saygı duruşunda bulunduk. ikfimet ettiği bildirilcn Emin Fahrettin öz'e tebligat yapılamadıgı ve Bilindiği gibi, bir iktidar boşdin, yeyi mi verdin? adresinin de tespit edilemediğınden, davalıya ilanen tebligat yapılmaluğu ya da şefler çatışması olmaOysa, bir sarısındaki güneşi sına karar verildiğinden, davalının duruşma günü olan 18.9.1984 güdan çok doğal bir biçimde tnögözleyecektin, bir kabuğundaki nü saat 9.10'da mahkememızde hazır bulunması veya kendisini bir nii Cumhurbaşkanı seçildi. Atapürtükleri elleyecektin, bir yayvekille temsil ettirmesı, ettirmediği takdirde gıyap kararı çıkarılacağı, davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. dığı kokuyu koklayacaktm. Por türk devletin temellerini sağlam takaldaki doğal yapı, sana yeme kurmuştu. tnönü'nün talihsizliBasın: 24029 ği, Atatürk gibi bir dehadan sonden bir şeyler diyecekti. Portara Cumhurbaşkanı seçilmesiydi. kaldaki, karpuzdaki, daldaki, tnönti, Atatiirk'un yanında yetopraktaki, havadaki, sudaki... MUHASEBE'de Yaşantı, izini duygu ile düşün tişmiş, devlet yönetimini çok iyi Yetiştirilmek üzere vüksek ögrenım gören, beklemeli bay, bayanelemanlar cede bulur. Duygu ile düşünce bilen bir kişiydi. Atatürk'le İnöalınacaktır. Mesai tamgun veya yarım gün olabilir. O k u l a devam ye biçim veren kelimelerdir. Ki nii'nün karakterleri aslında biriçin izin verilecektir. Tel'.: 577 51 20 RADYO Okumuşlukla da şür yapılamaz. Lâf olur. Uyanmalannda ne var bir yokladın mı? Pencereyi açar açmaz içeriye dolan havayı karşılayabiliyor musun? Bu sana olağan birşey gibi mi geliyor? Değil. Rüzgânn yüzünü okşamasım bir esinti mi sanıyorsun? Değil. Sana ne kadar zora patlarsa patlasın, güne bir borçlulukla girmedikçe düzeydesin. Düzey sanatçının yeri değil. Benim bu değüciklerim, tıkamanın değil açmanın yollannı gösterir. Kötümserin önce ken MILLİYET SANAT, 1 eylül günlü sayısında, iki yıl önce yitirdiğimiz değerli kültür insanı Azra Erhat'ın vasiyetnamesine yer veriyor. Sanat Olayı'nın eylül sayısında da, Erhat'ın, Sappho çevirileri dolayısıyla Arif Karakoç'a yazdığı mektuplann yer aldığını düşünürsek, yapıtlanyla Ege Denizi'ni biraz daha mavileştiren Azra Erhat'ı "içeriden" tanıma olanağma kavuşuyor okurlar böylece. Geçende bir arkadaşım anlattı: îngiltere'de bir yayınevi Karl Mara'ın mektuplarından bir derleme yayımlamış. Ama editör, Mant'ın yazışmalarıarasındanöyle bir seçme yapmış ki, derleme nerdeyse tümüyle Mara'ın, Engeb'den para istediği mektuplardan oluşmuş. Gerçekten de, sanatçılann, düşünürlerin gündelik yaşamlarına değgin yazdıklannı yayımlamak güç bir iş. Ama bunları okumak da okurlann hakkı belki de. Belki de, "portre" böyle tamamlanıyor. Azra Erhat'ın mektuplan ve vasiyetnamesi de, "Azra Erhat imgesi"ni olanca güzelliğiyle bütünlüyor. / II. Dünya Savaşı'nda Barış Şiirleri, Milliyet Sanat 'ın bu sayısının ikinci önemli bölümü. Konur Ertop'un yazısına ve ozanlanmızın o dönemdeki şiirlerine konuyla ilgili bir soruşturma eşlik ediyor. DERGtSl sanat obyı SANAT OLAYI, eylül sayısında, Azra Erhat'ın mektuplan dışında, nicedir değişik görüşlerle tartışılan Devlet Klasik Türk Müziğİ Korosu'nu ele ahyor. Bu konuda Türk müziğinin çeşitli ustalanmn görüşlerine yer veriyor. / Bu sayıda şiirler Erol Çankaya'nm. / Dergi, bir kültür kavramı olarak spor konusunu kadınlar açısından irdeliyor. Nurciban Doğuç'un "spor ve kadın" konusunu tarihsel gelişimi içinde sergileyen incelemesinin yanı sıra, Sedef Öztürk ve Buket Uznner'in feminizm ve seksizm alanlarını da içeren yazılannı okuyoruz. OSMANLl'DAN BUGÜNE / VEUDEDEOĞLl m w:r ÇCIHSKAU Ülkede demokrasinin ilk aduniarı birine zıttı. tnönii, evcimen, ailesine ve çocuklanna bağlı bir kişiydi. Atatörk ise aile bağlantısını denemiş ama, bu onun özgür ruhuna uymamıştı. tnönü, gayet sistematik, disiplinli ve her konuyu bilmek isteyen bir başbakan olarak yetişmişti. Cumhurbaşkanı olunca da aynı sistemi uygulamak istedi. Atatürk iki kez demokrasiyi denemiş, Terakkikperver Fırkası ve Serbest Fırka denemeleri Fıyasko ile sonuçlanmıştı. Halk henüz bu konuda eğitilmemişti. Particilikten düşmanlık doğuyor, irtica hortluyor, devrimler tehlikeye giriyordu. Nasıl başkaları seçimlerden yararlanıp gecekondu yaparsa, tıpkı bunun gibi, özgürİüklerden yararlanarak yeniden din devletini hortlatmak isteyen bir mikrop hemen çıkıyordu. Atatürk buna katlanamazdı. 1924'te Terakkiperver Fırkası, devrim tehlikeye girecek, ülke bütünlüğü bozulacak diye kapatıldı. Daha sonralan, 193O'da Serbest Fırka denemesinde Fethi Bey'i karşılarlarken ya da seçim zamanı gösteri yaparlarken atılan dini sloganlarla yine Atatürk devrimlerinin tehlikeye girmesi durumu ortaya çıktı. Atatürk de, Fethi Bey'le konuşarak Serbest Fırka'yı kapattırdı. tnöBu ortamda 1946 seçimleri yapıldı. Demokrat parti altmış kadar milletvekili çıkardı. SeçimleTe hile katıldığı ve baskı yapıldığı yolunda yaygın iddialar vardı. Bunlann yapılması demokratlara büyük bir propaganda olanağı hazırladı. Sert bir savaşım başladı. Gazeteciler ve aydınlar da baskı rejimine karşı çıktılar. Derken, 1950 seçimleri geldi. Bu dört yıllık propaganda birikimi sonunda CHP azınlıkta kaldı. CHP'nin ataları ve CHP iktidarı 1950 seçimleri sonucu DP'nin iktidar olmasında halka ve aydınlara baskı yapdmasının payı var mıydı? VELİDEDEOĞLU Var. Aydınlar DP'yi tuttular. Çünkü tek parti döneminin bir evresinden sonra sadece aşın solcular değil, sol düşünceli aydınlar da baskı altında tutuldu. Sağda Nibal Adsızcdar ve onların izleyicileri de baskı altındaydı. Her iki yanda durum bu olunca, CHP aydınların desteğini yitirdi. CHP'nin hatalannı biriki somut örnekle verelim. Birincisi Halkevleri. Bunlar Halk Partisi'ne bağlıydı. Ben 1946'da ilk özerk üniversiteye bağh Hukuk turlu bir efendi geldi. Bizim komiser ayağa kalktı, buyur etti, hemen dışandan sandalye getirtti. Ben ayakta ibretle seyrediyorum. Neden sonra benim beklediğimin farkına vardı, "Siz niye bekliyorsunuz?" diye sordu. Ben de, "Bir tek imza koyacaksınız" diye yanıtladım. Bunca yıl okumuş, üniversiteye hizmet etmiş, ak saçlı bir kişi ayakta bekliyorum. DP'nin bucak başkanına polis iskemle getiriyor, onu oturtuyorlar. Niçin? Bir yere yükselmek için mi yapıyor adamcağız? Hayır, parti örgütünden birinin düşmanlığını kazanıp başka bir yere sürülmemek bütün çabası. Çok örneğini gördük. Gerçi tek parti zamanında da bu tür uygulamalar vardı ama, DP zamanında bu işler azıttı, büsbütün arttı. suııal.cfkbKBt GÖSTERİ'nin bu sayısında, Melih Cevdet Anday onun şiirini yakından tanıyan iki edebiyat adamıyla, Memet Fuat ve Oktay Akbal'la söyleşiyor. Şiiri salt bir coşkulu okuma anı olarak görmeyen, şiir ustüne düşünmeyi de sevenlerin okuması gereken bir söyleşi. / Fethi Naci'nin "Eleştiri Günlügü"nün büyük bir bölümü, Tezer Özlü'nün önce Almanca, sonra Türkçe yazdığı son kitabı "Yaşamın Ucnna Yolcnluk" üstune. / Şükran Kurdakul. "Yüz Yaşındakiler"de Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Halide Edip Adıvar ve Ömer Seyfettin'i; Orhan Ural, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Yahya Kemal'e ve şiirine olan yakınlığım inceliyorlar. / Nedim Gürsd, "Rüzgârla Giden"i anlatırken, gerçekte giden bir duyarlığı değil, "her şeye karşın" kalan bir duyarlığı dile getiriyor biraz da. / Ayın Dosyası, "Çağdaş Salgın Video"ya ayrılmış. / İki fotoğraf ustası, Ara Güler ve Şahin Kaygun karşıhklı soru ve yanıtlarla fotoğraf sanatımn günümüzdeki yerini ve niteliğini tartışıyorlar. / Suna Gönen ise Rasin'le resim ustüne konuşuyor. Gösteri BULMACA Atatürkçülüğti savunmak bugün cesaret işi Aydınlar baskılardan yıldıkları için DP'yi desteklediler. Arna DP de aynı baskdan sürdürdü diyebilir miyiz? VELtDEDEOGLU Evet. Hele 1957'den sonra bu baskılar büsbütün artu. Samet Agaoglu. "Bize aydınlar, okumuşlar lazun degil, halk bize güveniyor. Bu bize yeter" diyordu. Salihli'de zamanın başbakanı bizlere, "Kara cüppeliler" bile dedi. Aydınların her dönemde ezildiği olmuştur. Çeşitli ara dönemlerde bizim gibi Atatürkçü, özgürlükçü, demokrasiyi savunan, sosyal adaletçi, halkı düşünen aydınlar, aşırı eylemcilerle aynı potaya konularak aynı muameleye tabi tutuldular. Bazen hapise atılmalar, yetkililer tarafından eleştiri ölçülerini aşan suçlamalarla karşı karşıya kalanlar oluyor. Atatürkçülüğü savunmak bugün adeta bir cesaret işi oldu Türkiye'de. Diyorlar ki: "Atatürkçülök perdesi altında sol savunuluyor." Ne demek sol? Eğer Marksizmi kast ediyorlarsa, bu ideolojiyi savunan açıkça savunur. VARLIK, bu sayısında, yazıları ve ürünleriyle öncelikle şiire ağırlık tanıyor. Eylül sayısında yer alan yabancı ozanlar, dünya şiirinin bizde pek tanınmayan, ama ilginç ozanlan arasmdan seçilmiş. / Uluslararası lstanbul Festivali kapsamında geçtiğimiz günlerde Istanbul'a gelen Polonyalı tiyatro adamı Jozef Szajna'nın "Tiyatro TemsUinin Cismi" başlıklı yazısı özel olarak "Variık" dergisi için kaleme alınmış. / Dergi, Şilili büyük ozan Pablo Neruda'nın anılmasını gelenekselleştirme yolunda. Bu ay, Adnan Ozer'in yazısı ve tspanyolca asıllarından yaptığı şiir çevirüeriyle anıhyor Neruda. Variık [rjvazko YAZKO EDEBlYAT'ın 45. ve 46. sayılan bir arada yayımlandı. / Derginin bu sayısında ağırhk "TevRk Fikret Özel Bölümü"nde. Asım Bezirci, Mustafa Bay dar, Bülent Habora'nın yazılanyla, ardından yazıuıuş şiirlerle, Bezirci'nin "Bütün Şiirleri" derlemesindeki kimi şiirleri ve bugünkü dile çevirileriyle kapsamlı olarak gündeme getiriliyor Fikret. Şiirlerin asılları ve günümüz Turkçesindeki çevirüeriyle bir arada suntnak akla uygun. Ama Hasan Çelebi'nin sadeleştirmesinde olduğu gibi sunmak, şiiri şiir olarak değil, salt düşünce olarak görme tehlikesini yanı sıra getiriyor. " ıt eBştırı ÇAGDAŞ ELEŞTİRİ, eylül sayısında, "Mekanik Portakal" adlı romanı Stanley Kubrick tarafından beyazperdeye de uyarlanan Ingiliz. romancı Anthony Burgessın, "1939'dan beri tngiliz dilinde yazdmış en iyiMoksan dokuz romandan dokuzu" ustüne notlannı sunuyor. / Serdar Rifal Kırkoğlu, Selim tleri'nin "Yalancı Şafak" romanını; Gürsel Aytaç, Attila tlhan'ın "Haco Hanım Vay"ını inceliyorlar. / "Hükümdar"m yeni çevirisi dolayısıyla Gül Işık, Machiaveüi ustüne aynntıh incelemesinde, bu çok konuşulan, az anlaşılan düşünüre ilişkin açıklamalar getiriyor. Atatürk düşmanhğının yuvaları O zaman şimdi AUtürkçülük konusuna değinelim. VELİDEDEOGLU "Atatürkçuyüm" demekle insan Atatürkçü olmaz. Atatürk'ün laiklik ilkesini, tam bağımsızlık ilkesini, bir de sosyal adalet ilkesini kavramak gerek. "Bunu nereden çıkanyorsun?" diyeceksin. Atatürk devletçiliği anayasaya koydurtmuştur. lşte sosyal adaletçilik ona dayanıyor. Şimdi bunlann hiçbiri yok. Laiklik zedelenmiş. Sosyal adalet, her gün gözümüzün önünde zedelenip duruyor. Halk arasında fırsat eşitliği yok. O halde Türkiye Atatürkçülük'ten sapmıştır. Ümmetçiliğe doğru gidiyor. Diyanet işlerimiz Atatürk'ün zamanındaki gibi ilerici dincilerle değil, gerici dincilerle dolmuştur. Bugün İmam Hatip okullarında şeriat okutulmaktadır. Birkaç İmam Hatip mezunu ile konuştum. "Devlet Kuran'ın şeriat hukumlerini değiştiremez. Çünku Kuran Allah kslamıdır, bir tek sözcüğune dahi doknnulamaz" diyorlar. Oysa Batıda değiştirilmiştir, akıl çağı açılmıştır. Mecelle'nin 19. maddesinde "Ezmanın degişmesiyle ahkâmın değişmesi inkâr olunamaz" denıyor. Ama bunu çok dar yorumluyorlar. Onun için 1400 yıl önceki kararlarla ülkeyi yönetmek istiyorlar. îşte asıl tehlike bu. YIL 1948 Hıfzı Veldet Velıdedeoğlu, 1941 yılında doçem olmuştu. 1948'de ise ordinaryüspro/esör titrinialdı. Bu onun öğretim üyeliği yasamtnda varabileceği en üst noktaydı. nü, Atatürk'ün yapmak istedi. yapamadığını Fakultesi'nin dekanıydım. Halk Partisi'nden bir kişi geldi, Halkevleri'nin statüsu hakkında benim hukuki duşüncemi sordu. Kendisi Kırşehir milletvekiliydi. Ben, "Halkevleri'nin partiye bağlı kalması çok tehlikeli; yann başka bir parti iktidara gelirse bunlan kapatabilir. Bunlan herkesin yararlanacagı bir vakıf olarak değerlendirmeli. Milli Eğitim Bakanlığı'na da bağlansa, gelen iktidar yine kapatabilir" dedim. Çok uygun buldu. Ama uygulanmadı. DP'liler iktidara gelince örgütteki partilileri o kadar şımarttılar ki, partizanhk başladı. Başımdan geçen bir olayı anlatayım: Kadıköy polisine bir işim düşmüştü. Sanınm bir ehliyet sorunu. Emniyetteki bir yetkiliye gittim, imzalaması gereken kâğıdı verdim ve kendimi tanıttım. "Bir dakika" dedi. Bunu doğal karşıladım. İşi bittikten sonra benimle ilgileneceğini düşündüm. Karşısında ayakta bekliyorum. İçeri bir polis girdi. Bir dosya okumakta olan komiserin kulağına eğildi, Merdivenköy bucak başkanımn geldiğini söyledi. Hemen içeri aldılar. Yüzü hafif çilli, kır sakallı, ayağı po llk yapay muhalefet ve 1946 seçimleri 1945'te Rana Bey (Ali Rana Tarhan) başkanlığında Halk Partisi içinde yapay bir muhalefet doğdu. Ama basarılı olamadı. Aynı yıl Bayar, Menderes, Köpriilü ve Koraltan dörtlüsii takrir vererek, Halk Partisi'nderı istifa etti ler. Böylece Demokrat Parti'nin kurulması için temeller atılmış oldu. Doğal olarak biı direnme olacaktı. O zamana kadar tek partiye alışılmıştı. tnönü'nün çevresindekilerde bir direniş vardı. Çok partili sisteme geçilirse devrimlerin tehlikeye gireceğinden korkuluyordu. Fakat bunu muhalefet anlamadı. O kadar anlamadı ki, bir parti toplantısında bir ant ve misak kabul ettiler. Buna "Husumel Andı" adını koydular. Yanı Halk parti'sine karşı düşmanlık andı. Atatürk'ün eski arkadaşı olarak Bayar'ın demokrasi kurulurken en büyük hatası, bence işi böyle bir düşmanlık biçimiyle baslatmış olmasıydı. İLAN ŞARKÖY ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN KİTAELAR GÜNÜMÜZDE KITAPLAR'ın, eylul sayısında, Latife Tekin, Atilla Özkmmhyla yaptığı söyleşide, bir yandan "Sevgili Arsız Ölüm"ün ortaya çıkışını ve romana yaklaşımını anlatırken, öte yandan da bugüne kadar yaptığı konuşmalarda "Latife Tekin imgesT'nin yeterince beliremediğini vurguluyor. / Dergide ayrıntılı kitap tanıtmalarının yanı sıra, Muzaffer Uygnner'in "Bütün Eserleri Dizileri" ustüne incelemesi, Ahmet Ceraal'ın Bacon, Hamdi Koç'un "Robinson Crusoe" Ustüne yazılan, Şiikran Kurdakul'dan "Ataç Yayınevi'nin Öyküsü" yer alıyor. / Orhan Kemal'ın 70. doğum yıldönümü, Recep Bilginer'in bir anısıyla anıhyor. SCTRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear